• Sonuç bulunamadı

İZOCAM TASARRUFTUR...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İZOCAM TASARRUFTUR... "

Copied!
60
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARKI'

M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K

365

1 _ 1977 YIL — XLVII İ S T A N B U L Fiyatı : 30.00T.L.

Continental hoteli - Taksim Fatin l

T U R İ Z M D E R G İ S İ

(2)

g ö k y ü z ü n ü

a t a m a z s ı n ı z

kaplatınız

İZOCAM TASARRUFTUR...

Dünyanın en ileri sistemiyle (Saint - Gobain TEL Prosedesi) yurdumuzda üretilen İzocam, konut çatlarından sınaî yapılara kadar kullanıldığı her alanda olağanüstü tasarruf sağlar, îzocam kullanıldığı takdirde daha küçük satıhlı kalorifer kazanı, daha az sayıda radyatör dilimi, daha küçük boyutlarda pompa ve boru yeterli olur. Bu suretle yapının inşaat masrafı azalır.

Ayrıca İzocam için ödenecek fark 1-2 yılda kendisini öder. İzocamın her türlü çatıda ve

kalorifer tesisatında kullanılmasıyla gittikçe pâhalılaşan yakıt sarfiyatı azalır ve bir türlü ısınmayan cn üst katlar kolaylıkla ısınır, size de

" SAĞOLASIN İZOCAM" dedirtir.

İzacamla korunan yapı sağlıklı, ekonomik ve komşu anlaşmazlıklarına yer bırakmayan bir yapı olur.

Bütün ısı ve gürültü problemlerinizde bizi hatırlayınız.

İZOCAM ®

Kesin tecrit,büyiik tasarruf.tam konfor.

TEKNİK DANIŞMA BÜROLARIMIZ ÜCRETSİZ EMRİNİZDEDİR

İstanbul Ankara İzmir Bursa Trabzon Adana iskenderun

49 84 51 174616 34859 12470 23 98 12823 22 56

45 35 68

Data — 107/1

(3)

|WİUJ

SİRKÜLASYON POMPALARI

-TAMAMEN SESSİZ ÇALIŞIR.

- YAĞLAMA ve BAKIMI GEREKMEZ.

-BİR YIL GARANTİLİDİR.

İMALAT GENEL DAĞITICI

SİMTEL TİCARET ve SANAYİ A.$. CASA D A Ğ I T I M V E SATIŞ A.Ş.

(4)

PROFİLLER

AKBAN METAL. SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

BANKALAR CADDESİ TİJRKELİ HAN tel, 455145 533560

(5)

YÜRÜYEN

MERDİVENLERİ VE YÜRÜYEN

RAMPALARI

VVERTHEİM YÜRÜYEN MERDİVENLERİ

Yeryüzünde, yürüyen merdiven ve rampaların geniş bir kullan- ma sahası vardır. Ancak bunların çoğu geniş korkuluk ve küpeşteleri ile kaba görünümdedirler. VVERTHEİM'in yeni dizaynında ise korkuluklar cam veya dolu ölüp normal-mer- diven korkulukları gibidir. Ayrıca birçok teknik özellik; tecrü- belerin ışığı altında değerlendirilerek, bu yeni dizaynda geliş- tirilmiştir.

ÖZELLİKLER :

• VVERTHEİM tercihan cam korkuluklu orta taşıyıcısı olma- yan tipleri tatbik etmektedir.

0 VVERTEİM ışık tertibatını küpeştenin altına yerleştirmiştir.

0 VVERTHEİM dolu korkuluklu tiplerde fırın boyalı saç, pas- lanmaz çelik veya eloksal alüminyum gibi dekoratif' kap- lamalar kullanmaktadır.

9 VVERTHEİM yürüyen merdiven ve rampalarında kullanılan kaynaklı kafes sistem, zincirsiz kompakt işletici; ses ve sallantıya karşı izole edilmiş olup, bakıma ihtiyaç gös- termez.

VVERTHEİM yöröyen merdiven ve rampalarında hassas devir yapan zincirler kopmaya karşı 10 kat emniyetlidir.

VVERTHEİM kayma rayları çekme çelik profilden olup bakıma ihtiyaç göstermeyen bilya sistemlidir. Kayma halkaları ise sentetik lâstiklidir.

VVERTHEİM basma ve tarak plâkları kolayca değiştirile- bilir, tarak plâkları hassas ayara müsaittir.

VVERTHEİM fazla esnemeyen, dokusu sıkı, lâstik küpeşte-, ler kullanmaktadır,

600 - 800- 1000 mm.

3000 - 7C00 - 8000 kişi/saat 30* • 35°

600-800-1000 mm.

8500-11000-14000 kişl/saM yatay veya 12°

MERKEZ VE İSTANBUL BAKIM SERVİSİ ı Meclisi Mebusan Caddesi 147 Tütün Han Kat 3 Kabataş - İSTANBUL Tel : 49 28 45 (3 hat) — 49 58 34 (2 hat) ANKARA ŞUBESİ :

Soysal Han Kat 4 No. 41 - 43 Kızılay • ANK/

Tel : 12 23 29 • 12 85 12

İZMİR ŞUBESİ :

Gazi Bulvarı 3 0 İ Z M İ R GAZİANTEP TEMSİLCİLİĞİ : AR İNŞAAT i Kat 2 201-202 GAZİANTEP l Sokak. 1/B ADANA

ARK. - 3

(6)

ARKİTEKT ,„

K o I 1 e k s i y o n I a r ı ö d e m e l i p o s t a i l e a d r e s i n z e g ö n d e r i l i r

(7)

sıcak su sorununu düşünürken

emniyetinizi de

• • • • • m m m n

duşunun

Otomatik Arçelik termosifonunun önemli bir üstünlüğü de

termostatik karbüratörle donatılmış olmasıdır.

Termostatik karbüratör, gaz taşmalarını, fazla sarfiyatı ve kendi kendine sönmeyi önler.

Böylece gazyağmm akışı tam kontrol altına alınmış,

emniyetiniz yüzde yüz sağlanmıştır.

Banyonuzda Arçelik termosifonu varsa,

sadece ucuz, devamlı, O İ O i n S t İ k bol sıcak su kullanmanın

değil, tam güvenlik içinde olmanın da rahatlığını duyarsınız.

Dost termosifondur o.

Size yalnız mutluluk sunar.

(8)

DIŞ CEPHE KAPLAMA BOYALARINDA DA

GÜÇLÜDÜR CBS

Ç B S Akrolit... İşte Ç B S ' n i n y a p ı l a r ı n d a h a d a y a n ı k l ı o l m a s ı n ı s a ğ l a m a k , onları kışın k a r ı n d a n , b a h a r ı n y a ğ m u r u n d a n , y a z ı n s ı c a ğ ı n d a n v e s o n b a h a r ı n r ü z g a r ı n d a n k o r u n m a k için ü s t ü n güçlerle d o n a t t ı ğ ı v e görevlendirdiği boya...

Eğer bir y a p ı Ç B S A k r o l i t ' l e d o n a n m ı ş ' v e g ü ç l e n m i ş s e artık o y ı l l a r c a

en güzel, en s a ğ l a m niteliğini gururl t a ş ı y a c a k t ı r Evini Ç B S Akrolit'le

t a k v i y e e d e n herkes

y ı l l a r c a hep a y n ı s ö z ü s ö y l e y e c e k t i r evine her b a k ı ş t a . " Ç B S A k r o l i t " d i y e c e k t i r

" t a m a r a d ı ğ ı m b o y a "

her cins boyada

• • * ÇBS BOYA-KİMYA SANA

e TİCARETİ A.Ş.

Karaköy, Kardeşim Sok ' No. 44/3 istanbul

\ Telefon : 43 49 55

5AF A K R İ L İ K

cephe kaplama boyası

. 0 - K İ M Y A SANAYİİ

VE TİCARETİ fl.Ş. ,

(9)

Borusanın Yaratıcı gücünüze

katkısı!

Gelişen Türk Sanayiine Borusan'ın katkısı her alanı dolduruyor. Otomotiv, tekstil, ev aletleri ve ambalaj sanayiinde, inşaatın her dalında Borusan mamulleri en geniş tatbik kolaylıkları sağladı.

HIUIEL

Başlıca çeşitlerimiz:

• Su ve gaz boruları

• Sanayi boruları (Mobilya ve ekzoz borusu)

• Profil borular

• Kalın etli profiller

• Pencere profilleri

• Paslanmaz çelik borular

• Ambalaj çemberi

• DKP bant

BORUSAN

Gelecek Sanayiin rehberi Reklâm Moran - 370/7

(10)

Komple tesis kuran firmada aranacak ilk iki husus :

yetenek

ve tecrübe

Son beş yılda 10 ile 200 Milyon TL. arası 40' tan fazla tesis yaptık.

Mühendislik hizmetlerini yapan 200' ün üstünde her branşta mühendis kadromuz vardır.

Konularımızla ilgili imalatımızı modern makinalardan Kurulu üç ayrı fabrikada yapıyoruz.

Dünyanın en büyük firmaları ile teknik işbirliği yapmaktayız.

. . . KISACA BELİRTMEK GEREKİRSE ANAHTAR TESLİMİ TESİS KURMADA TÜR Kİ YE'DE SÖZ SAHİBİ BİR ŞİRKETLER TOPLULUĞUYUZ.

ARK. - 8

(11)

A R K İ T E K T

M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K ve T U R İ Z M D E R G İ S İ

Yayınlayan : dr. z e k i s a y â r

Mimar D. G. S. A.

Y I L : XLVII C İ L T : 46

1977

D İ L E K M A T B A A S I İSTANBUL Tel : 26 63 78

(12)

L ' A R C H I T E C T E T H E A R C H I T E C T p e r i o d i q u e d ' a r c h i t e c t u r e

d ' u r b a r; i s m e e t d e t o u r i s m e Periodical Publication On Architecture T o w n P l a n n i n g a n d t o u r i s m

No. 365 — 1 — 1977 Cild — 46 İ ç i n d e k i l e r :

• Önemli 'haberler 3 • İntercontinantal hotel'inin san'at yapıtları 4 • Binalarımızda san'atçı'ya tanınan olanaklar, Tâli KÖPRÜLÜ Mimar İ.T.Ü. 5 • İntercontinental Hotel'inde iç mimarlık uygulamaları : Mimar- ları, A. HANCI ve Y. KARAPINAR — • Bandırma ve Tekirdağ feribotları, II • Ressam Hi'kmet Onat : Doç.

D. ERBİL 14 • Sarıyer lisesi ek binası, Mimar S. ALP 16 • Masis Çelik Eşya Sanayii Fabrika ve sosyal tesisleri, M. POLATOĞLU, Mimar İ.T.Ü. Ö. BARELİ Mimar, 19 • Montreal Olimpiyad Stadyomu, Yazan : H. TOGAY Mimar D.G.S.A. 22 • Salzburg kentinde festival'in sonu yoktur. Çeviren : E. MENTEŞE Mimar D.P.L.G.G 26 • Ankara'ya dair bazı coğrafî bilgiler, Hâmit SADİ 31 • Yatılı bölge ilkokulu, Öğrenci çalış- ması 34 • Bibliografya 38 • Haberler 43 • Yapı gereçleri fiyat cetveli 47.

C o n t e n t s :

• Import news 3 • The art objects of the İstanbul İntercontinental Hotel 4 • The opportunities offered to artlsts in the desing of (buildings, 'by TaH Köprülü, Arch. İTÜ 5 • The interior desing of the İstanbul İntercontinental Hotel, architects A. Hancı and Y. Karapınar O Bandırma and Tekirdağ ferry-boats 11 • Hikmet Onat, the Painter, by Doç. D. Erbil 14 • The annex to the Sariyer Lycee, arch. S. Alp 16 • The factory and the social center of Masis Steel Industry, architects M. Polatoğlu İTÜ, Ö. Bereli 19 • The olympic stadium of Montreal, by H. Togay, Arch. D.G.S.A. 22 • There is no end to the festivals of Salz- j burg, translated by E. Menteşe, Arch. DPLG 26 • Some geographical notes on Ankara, by Hamit Sadi 31. • Regional primary school for boarders, student project 34 • Bibliography 38 • News 43 • The current price list of building materials 47.

S o m rr a i r e :

• Nouvelles importantes 3 • Les objets d'art de l'hâtel İntercontinental 4 • Les possibilites offertes aux artistes dans Ie desing des bâtiments. Tâli Köprülü, Arch. I.T.U. 5 • Les pratiques de desing intĞ- rieur a l'hotel İntercontinental, A. Hancı et Y. Karapınar, Arch. • Les ferry-boats de Bandırma et Tekir- dağ, II • Le peintre Hikmet Onat, par : Doc. D. Erbil 14 • L'annexe du lycee de Sarıyer, S. Alp, Arch. 16

• L'usine et les etablissements sociaux de l'lndustrie d'Objets d'Acier Masis, M. Polatoğlu, Arch. İ.T.U., Ö. Bareli, Arch., 19 • Le stadium olympique de Montreal, par : H. Togay, Arch. D.G.S.A. 22 • Les festivals de Salzbourg n'ont pas de fin, traduit par : E. Menteşe, Arch. D.P.L.G. 26 • Certaines informations gĞog- raphiques se rapportant a Ankara, Hâmit Sadi 31 • Pensionnat primaire regional, travail d'etudiant 34 • Bibliographie 38 • Nouvelles 43 • Liste des prix de .materiaux de construction 47.

No. 365 — 1 1977 Volume — 46

No. 365 — 1 — 1977 Volume — 46

(13)

ARKÎTEKT

m i m a r l ı k ş e h i r c i l i k v e t u r i z m d e r g i s i

Her üç ayda bir yayınlanır.

Adres: Anadolu Han 33 — İstanbul Tel: 22 13 07 Kuruluşu 1931 îilt : 46 Sayı 3<

Sahibi ve sorumlu yayın müdürü:

ö n e m l i h a b e r l e r

[ A y v a

b ö l g e > I d u

M u lı a r I e r i :

B.Almanya : Engin A Y D I N - Mimar D.

G.S.A./BDB. - U.S.A. : Altan G Ü R S E L - Mimar M.M.F. - Fransa: Hâluk T O - G A Y - Mimar D.G.S.A. - isveç : Ali Ş E N E R - Mimar D.G.S.A - isviçre : Ssyfi S O N A D - Mimar D.G.S.A. - Kıb- rıs : Behzat A. B E Y L İ - Mimar İ.T.Ü.

R. I. B. - MRTPI - İtalya : Dr. Baran Ç A - G A - Mimar - Yunanistan : Sava Ç İ L E N i S - Mimar İ.T.Ü./M.M.F.

Yıllığı Şahıs için 125.— TL.

Öğrenci 100.— TL.

Yabancı memleketler için : 150.— TL.

Bu sayı : 30.— TL.

İlân tarifemiz istek üzerine gönderilir.

Yazı, foto, resim ve abone bedelleri ARKİTEKT'in adresine posta İle gönde- rilmelidir. Basılmayan yazılar İade edilir.

Adreslerini değiştiren abonelerin en geç bir ay içinde bize haber vermeleri lâzım- dır. Aksi takdirde kaybolan dergilerden idaremiz sorumlu değildir.

Subscription rates:

Annual subscription 10.00$

Single copy 250 » Ali subscriptions, letters, photos, articles advertlsements tec. Should be addressed.

To: A R K İ T E K T

Anadolu Han No. 33 Eminönü/İSTANBUL TURKEY Abonnements pour letranger fan 10.00$

Prix de ce numöro 2.50$

Pour îout payement et demande des ren- seignements, ainsi que pour tout envoi des documents, tels que photos, artic- les, annonces, bibliographie â inserer s'adresser â la Direction A R K I T E K T.

Anndolıı Han No. 33 Eminönü istanbul — TUROUİE

• Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Ku- rulu Ayvalık'ı "Ülkemizin korunması gerekli en önemli sit'lerinden biri" olarak ilân et- miştir.

Anıtlar Yüksek Kurulunun yeni açıkla- nan A.160 sayılı kararında aynen şöyle de- nilmektedir :

" Ayvalık ilçesinin doğal ve tarihî güzel- likleriyle bir bütün olarak korunması gerekli sit sahasıdır. Yapı malzemesi, iklim, örf ve âdet etnik gruplaşmanın oluşturduğu bu eski yerleşme ölçülerinin yapı ve bireylerinin ve bu yapılardaki renk armonisinin çevredeki doğal güzelliklerinin bir bütün olarak ülke- mizin korunması gerekli en önemli şiflerinden A d ı y a m a n

• ADİYAMAN (A.A.) — Kültür Bakan- lığı tarafından Adıyaman'da modern bir mü- ze binası yapımına karar verilmiş, bununla ilgili hazırlıklara başlanmıştır.

ilgililer, yakında yapımına başlanacak müze binasının 4 milyon liraya mal olacağını ve 2 yılda tamamlanarak hizmete açılacağını söylemişlerdir.

r k i y e d e

• NEW - YORK (A.A. — ikinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda Ankara'daki Amerikan Büyükelçiliği'nde görev yapan dip- lomat Robert Kelley'in "Türkiye" den topla- dığı tarihî Bizans sikkelerinden" oluşan çok kıymetli bir koleksiyonu salı günü Nevv-York'- taki "Nomismatik" derneğinde (Eski paralar- la İlgilenenlerin meydana getirdiği dernek) teşhir edilmiştir. 500.000 dolar kıymetinde olduğu tahmin edilen koleksiyonda 1155 altın ve gümüş sikke bulunmaktadır. 2 nisandan başlayarak bir müzede sergilenecek olan ko- leksiyonda, bu ilim dalıyla meşgul olanların

"Ender bulunur" dedikleri tarihî Bizans sikke- leri vardır.

• İmar ve iskân bütçesi görüşülürken, Emlâk Kredi Bankası'nın dar gelirlilere göre konut yapması istendi.

(Milliyet'ten) Bütçe Karma Komisyonunda İmar ve İs- kân Bakanlığı bütçesi görüşülmüş, söz alan üyeler genellikle konut yapımında plan he- deflerinin çok altında kalınıldığına değinmiş- ler, "Konut sorunu önüne geçilmez bir âfet halini almaktadır" diyerek bu konudaki ça- lışmaların yetersizliğine dikkati çekmişlerdir.

CHP milletvekili Engin Ünsal "Kira fi- yatları artışının konut sorunuyla eşdeğer ol- duğuna" değinmiş, Osman Çıtırık da, "Ko- nut ihtiyacının karşılanması için yılda 8 bin hektar şehirsel alana ihtiyaç duyulduğunu"

belirtmiştir:

Çıtırık, "Emlâk Kredi Bankası'nın konut politikasının da yetersiz olduğunu, belirli bir plana göre değil de siyasal eğilimlere göre hareket ettiğini" bildirmiştir.

CHP'li Metin Tüzün de, "Emlâk Kredi Bankası'nın konut politikasını» eleştirmiş, ve daha çok dar gelirli yurttaşa hitabedecek bir yol izlemişini» istemiştir.

Tüzün, Bakanlığın, il imar müdürlükleri aracılığıyla belediyelerle olan ilişkilerinin de sakat olduğunu" öne sürmüştür.

Çankırı bağımsız Milletvekili M. Ali Ar- san da bankanın durumuna değinmiş. Bakan Ok'un tutumunu da sert bir biçimde eleş- tirmiştir.

İ s t a n b u l D. G. S. A k a d e m i s i Y. M i m a r l ı k b ö l ü m ü Ş e h i r c i l i k a r a ş t ı r m a e n s t i t ü s ü k u r u l d u

10.5.1976 tarihli ve 15583 sayılı Resmî Gazete'de neşredilen yönetmelikle resmen kurulmuş olan "Şehircilik Araştırma Enstitü- sünün ilk Yönetim Kurulunu, Profesörler ku- rulu seçmiştir :

Prof. M. A. Handan Prof. K. A. Aru Prof. Dr. S. Erkün Prof. Dr. Y. Ülken Doç. M. Çubuk

Asist. (G. Yüksel) H. Karabey kendi ara- larında.

Prof. M. A. Handan'ı Enstitü 1. Başkanlığa Prof. K. A. Aru'yu Enstitü 2. Başkanlığa Doç. M. Çubuk'u Enstitü Genel Sekreter- liğine seçmişlerdir.

(14)

hotelin Taksim meydanından görünüşü

İstanbul'un büyük hoteller serisine bir yenisi daha eklendi. Taksim'de, İstanbul Tu- rizm ve hotelcilik şirketi tarafından inşa et- tirilen bu bina işletmeye açılmıştır.

Hilton, -Sheraton ve Etap hotellerinden sonra biten bu biria Taksim meydanından 83.50 m. yükseklikte 33 katlıdır.

İstanbul'un silüetini değiştiren gökdelen- lerden biri olan bu hotel'in projelerini, der- gimizin 348. sayısında mufassal olarak yayın-

lamıştık. Bu defa hotel'i dekore eden Türk san'atçılarının başarılı yapıtlarını okuyucula- rımıza tanıtmak için yine sahifalarımızı İn- tercontinental hotel'ine tahsis ediyoruz.

İstanbul Turizm ve Hotel'cillk şirketi ho- telin amöblöman ve dekorasyonu için Türk san'atçıları arasında çeşitli dallarda bir ya- rışma açmış, bu yarışmaya 450 den fazla san'atçı iştirak etmişti.

Seramik, vitray, alçı kabartma plak, pa- no ve gravür dallarından seçilen eserler mü-

teahhit (Kutlufaşj firmasının da geniş anla- yış ve yardımları ile başarılı bir şekilde rea- lize edilerek hotel'e san'at bakımından se- viyeli bir özellik kazandırmıştır.

Bu suretle Türk plastik san'atçıîarına eser vermek için güzel imkân yaratan İstan- bul turizm ve hotelcilik şirketi idarecilerine ve bu hususta büyük yardımları geçmiş olan, hotel inşaat yönetmeni Y. Mimar Tâli Köp- rülü'ye sanatçılar adına teşekkürü borç bi- liriz.

(15)

B i n a l a r ı m ı z d a s a n a t ç ı y a t a n ı n a n o l a n a k l a r

T a l i K Ö P R Ü L Ü ( M i m a r İ. T. Ü. )

Yapılarda iç mekâna kullanışlılığı, çeki- ciliği sağlayıp, binanın çeşidine göre kimli- Planı düzenleyen MİMAR, mahalleri giy- diren DEKORATÖR ve bu ikisinin biçimlen- dirdiğini yapıtı ile bütünlüyen SANATÇI dan oluşan sihirli üçgendir.

Ne var ki : iyi tertiplenmiş bir mimarî projenin yetersiz bir dekorasyonla uygun kullanış düzenini yitirdiği.

Ya da, gerçekte kusursuz bir dekoras- yonun, mimarisi İyi çözümlenmemiş bir me- kâna — deyim uygunsa — tüm gayretine kar- şın bir rahatlık, çekicilik veremediği, çeşitli örneklerde çokça görülen olaylardandır.

Bu durum, özellikle yaşamını o mekân-

da sürdürmeyenlerce ilk görüşte, yadırgan- makta ve onları rahatsız etmektedir.

Sanımız o dur ki, memleketimizde bu durumun dışında kalan, sözünü ettiğimiz üç- genin son kolu, S a n a t ç ı yapıtlarıdır.

S a n a t ç ı n ı n yapıtı yukardaki ör- neklerden hangisinde bulunursa bulunsun

— o düzensiz mahalde, mekândan kopmak- sızın, iğreti ya da diken üstünde bir hal gös- termeden — gene de, kişiliğini hissettirip kendini kabul ettiren bir görünümdedir.

Bir genelleme yaparsak, T ü r k s a - n a t ç ı s ı n ı n kötü yapıtı olmadığıdır

Burada sihirli üçgen uygulamasından, özellikle s a n a t ç ı yapıtlarını görün-

tüleyen birkaç fotoğrafı sunarken : Yazın, müzik ve tiyatro dalları dışında kalan s a n a t ç ı dünyasının, yurdumuz- da, yörüngesine ne denli oturmuş bir durum- da olduğuna da değinmek istiyoruz.

Doğal olan bunu, düşünce ve görüşümüz boyutları oranında yapabileceğimizdir.

Kanımızca sorunlarına eğilirken öncelik- le yanıtlanması gereken s a n a t ç ı ya ne verdiğimiz ; Ve gerçekten yeterliliğini ve yeteneğini en azından yurt dışında katıldığı her daldaki yarışmada aldığı ödüllerle dün- yaya kanıtlayan T ü r k S a n a t ç ı s ı n a yurt içinde ne tür olanaklar sağladığımız- dır?

— Örneğin : Devlet yapılarında, mali- hotelin yüzme havuzu

(16)

yeti kapsamına alınmış (yatırım tuta- rının — enazından —-örneğin : % 0,1i oranında) S a n a t yapıtının bulun- masını .zprunlıi kılan, bir koşul neden . yoktur? .

— Neden, şehircilik planlarında, yapıl- dığı çağında simgeleyecek olan, s a - n a t ç ı yapıtlarının da yerlerinin saptanması zorunlu bir koşul değildir?

— Görevleri kapsamında bulunması ge- rektiğimi sandığımız K.ü I t ü r v e T u r i z m B a k a n l ı k l a r ı - n ı n T üı.r k S a n a t ç ı s ı n ı özendirici, T ü r k S a n a t ı n ı geliştirici yönde bir planlaması, bir programı, bir çabası var mıdır?

— Bu Bakanlıkların, T ü r k S a n a t - ç ı s ı n ı n çalışmasını çağdaş ko- şullarda sürdürmesini sağlayıcı ön- lemleri nelerdir?

— Anılan Bakanlıklar ve diğer Devlet kuruluşlarınca yazın ve müzik dışın- daki dallarda — T ü r k S a n a t - ç ı l a r ı arasında aralıksız ya da belirli sürelerde düzenlenen gelenek- sel bir yarışma anımsıyor musunuz

— Her yıl düzenlenen (Örneğin) Antal- ya film festivali ; İzmir, Samsun, Kocaeli ... v.b. illerimiz fuarlarının açılışları, neden aynı zamanda çeşitli dallarda S a n a t yarışmalarını da içermez?

— T ü r k S a n a t ç ı s ı n ı n sos- yal güvencesinden söz edildiğine hiç

hotelin taksim meydanından görünüşü tanık oldunuz mu?

Bu arada denebilir ki : sözünü ettiğin s a n a t ç ı kesiminin yoğunluğu konusunda

Bunu bir örnekle yanıtlayalım.

Yazımızın sonunda yapıtlarını belirttiği- miz otelin 15 s a n a t dalında yapılan ya- rışmasına katılan s a n a t ç ı sayısı 480 dir.

- Üstelik bu yarışmalardaki ödüller : Yur- dumuz rayiçlerine göre .değerlendirildiğinden;

Aslında özendirici olmaktan uzaktı : Kazanan yapıt karşılığı ödenen bedel ise:

Ünlü müzik hollerimiz — yetenekleri bir- den keşfedilip binlerce dakikalık uzun çalış- malar sonucu sinema yıldızlığından ses yıl- dızlığına geçen — baş solistlerinin bir gece- de aldıkları ücretle eşdeğerde bile değildir.

Tüm bu koşullara karşın yarışmalara katılma oranının : S a n a t dünyamızın ça- lışmaya nedenli istekli ve T ü r k S a - n a t ç ı s ı nın böyle bir fırsata ne kadar gereksindiğini belirtmesi yönünden yeterli bir gösterge olduğunu sanırız.

Bu denli kısır olanaklar içinde dahi yete- neklerini konuşturan değerli s a n a t ç ı - l a r ı m ı z a başarılı çalışmalarını sürdür- me dileğimizi yenilerken ; Yukarda sözünü ettiğimiz yarışmalar sonucu İ s t a n b u l çeşitli bölümlerini, yapıtları ile değerlendiren S a n a t ç ı l a r ı m ı z ı belirtiyor :

Ve yarışmalar katılan diğer tüm s a - n a t ç ı l a r ı m ı z ı bu vesile ile bir

kez daha kutluyoruz.

Adalı Altan, (Bakır) Anılanmert Oktay, (Bakır) Diren Sadi, (Seramik) Erengezgin Afet, (Seramik) Erkmen Bülent, (Metal) Galatalı Attila, (Seramik) İzer Fuat, (Bakır ve metal) Kaya Reyhan, (Batik) Koçan Hüsamettin, (Alçı rölief) Öcsl İsmail Hakkı (Heykel) Plevneli P.":;stafa (Metal, ayna,

gravür)

Resmor Mazhar, (Cephe pencere vitrayı)

Aslıer Mustafa, (Gravür) Ayiter Elif (Gravür) Bakır Muammer, (Gravür) Başağa Ferruh (Gravür) Baykal Barbaros, (Gravür) Barkel Sabri, (Gravür) Can Gülşen Çalık (Gravür) Celâyır Mahmut, (Gravür) Ertel Mengü, (Gravür) Erüstün Veysel, (Gravür) İblikçi Güngör, (Gravür) İlday Hasan (Gravür) İnan Ergin, (Gravür) İstek Fîagıp, (Gravür) Karaköç Fevzi, (Gravür) Kayaaip Fethi, (Gravür) Kayalı Gülseren, (Gravür) Özayten Kadri, (Gravür) Sırapyan Sona, (Gravür)

(17)

Türeman A. İsmail, (Gravür) Üstünkaya Uğur,. (Gravür) Yersel Demet, (Gravür) Tekcan Saim Süleyman (Gravür).

Bu konudaki son sözümüz : Mimarî Proje Müellifi Fatin Uran, çe- şitli bölümlerin dekorasyon proje müellifleri Abdurrahman Hancı, Yüksel Karapınar, Reşat Sevinçsoy ve Aydın Burteçene'nin projelerin- de; S a n a t ç ı Y a p ı t ı bulunmasına özen gösterdikleri ; Uygulanacağı yerler ve türleri konusunda da yapıcı önerilerde ; Ay- rıca yarışma sonuçlarının alınmasında jüriye yardımcı üye kimliği ile katkıda bulundukla-

M a I s a h i b i firma ise, önerilen ve seçilen tüm s a n a t ç ı yapıtlarının eksik- siz uygulanmasını sağlayarak görevini yap-

Kanımız,

istanbul Inter-Continental Oteli ve ek te- sislerinin, sözünü ettiğimiz S i h i r l i Ü ç g e n i n başarıya ulaşmış örneklerin- den biri olduğudur.

Tali Köprülü

vitray : Dekaratör Mazhar Resmor

Büyük merdiven boşluğu üzerindeki aplik

(18)

Lobiden görünüş İntercontinental Otelinde

iç mimarlık uygulamaları ve dekorasyon işleri Bölümlerinin iç mimarî Müellifleri :

A b d u r r a h m a n H A N C I Mimar, D. G. S. A.

Y ü k s e l K A R A P I N A R Mimar, İ. D. M. M. A.

1 — Giriş holü - Giriş katı çarşısı. 2 — l.nci bodrum çarşısı ve sandviç bar. 3 — 2.nci bodrum antikacılar çarşısı. 4 — Lobi-resepsi- yon bölümü. 5 — Merhaba bar. 6 — İdarî bö- lüm. 7 — Parfümeri, kadın ve erkek berber- leri. 8 — Çatı restoran, bar, gece klübü. 9 —

Balo giriş holü. 10 — Osmanlı bankası.

Bu yapıtlar, mimarînin bir parçası olan iç mekânın insan yaşantısına sağladığı sayı- sız eylem ve ihtiyaç kolaylıklarını en iyi bir şekilde temin ettiği ve duygusal yönden de desteklediği gözden kaçırılmadan ve çağdaş bir görüşle ele alınmak istenmiştir.

Otel bünyesindeki ana fonksiyonları teş- kil eden elemanların mekân içinde etkili ve başarılı olabilmesi, kişisel hayattan toplum- sal hayata kadar bütün boyutları ile çağdaş çizgiler taşıması, bununla beraber geleneksel yaşantımızın yansımasına ve genel birliğin sağlanmasına dikkat edilmiştir.

4 — L o b i :

Kolonların belirlediği çizgisel bölünmeler ile farklı perspektiflere yönelen oturma gu-

rupları yeşil bitkilerin katkısıyla bir bahçe yi şamı sağlanmaya çalışılmıştır.

Döşeme ve duvarları kaplayan bal reng mermerler ile kontrast yerine yumuşak bi bütünlük sağlaması için oturma elemanlaı pastel renklerinde turuncu, hardal ve zeytiı yeşili kumaşlarla kaplıdır.

Beyaz alçı tavan resepsiyon bankosu v asansör holü üzerine sarkarak yüksek ola genel hacimde insan ölçüsünü getirmekte v bu kısımdan geçmekte olan teknik galeri}

gizlemektedir.

Bu panonun alnı Hüsamettin Koçak ti rafından bir rölyef ile bezenmiştir.

Oturma guruplarındaki masaların üzeı Jale Yılmabaşar tarafından çeşitli seramikle ile kaplanmıştır.

Lobi ve merhaba barın bulunduğu kat planı

(19)

osmanlı bankası holünden bir görünüş O s m a n l ı B a n k a s ı :

Binanın köşesindeki aks değişimini yu- muşak çizgilerle bağlamak, hizmet edenlerle edilenlerin ilişkilerinde içtenlik sağlayan plâs- tik etkinin, banka fonksiyonarı ile birleştire- rek mekân bütünlüğü sağlanmıştır.

Taşıyıcı ve bölücü elemanları bu yumu- şaklık içine katarak beyazın kullanılmasıyla güçlendirilmiştir.

Banka holünde süt beyaz Afyon mermeri çok kenarlı parçalar olarak döşenmiştir.

Hizmet bölümündeki döşemenin ise tu-

runcu bir halıyla kaplanarak lüzumlu sıcaklık sağlanmıştır.

Banko alnı paslanmaz çelik ile kaplı olup iç ve dış bükeyler sayesinde çeşitli yansıma- lar çevredeki renk ve canlılığı mimariye ak- tarmaktadır.

(20)

(Merhaba) bardan iki görünüş

Sınırlayıcı elemanlar olan yan duvarlar vc orta sütun füme ayna ile kaplanarak önü- ne tavandan sarkıtılan aydınlatılmış zincir ve küreciklerin ışıması ile sonsuzluk içinde duy- gusal yönden etkili ve güçlü bir atmosfer elde edilmiştir.

Döşeme türkuaz ve yeşil desenli halı ile kaplıdır.

Oturma elemanları farklı kotlarda küçük ve büyük guruplar halinde yerleştirilmiş, sıklâmen ve turuncu renkli bir kumaş ile kap- lı olup sıcak bir hava sağlanmıştır.

Masaların eski bakır sini motifleri ile bezenmiş olması genel yansımaya katkısı Mustafa Plevneli tarafından yapılmış olan bar arkası panosu geometrik desenler, çe- şitli maden levhalar ve aynalar ile çevre- deki hareketlerin bu hayal alemindeki yansı- maları anımsatmakta olup yan duvarlardaki kürreciklerle de devamlılığı sağlanmaktadır.

(21)

B a n d ı r m a T e k i r d a ğ f e r i b o t l a r ı P r o j e v e t a t b i k : D e n i z c i l i k B a n k a s ı C a m i a I t ı T e r s a n e s i

Denizcilik Bankası T.A.O. Camialtı Ter- sanesinde inşa edilerek 23.7.1976 tarihinde Denizyolları işletmesine teslim edilen Ban- dırma Feribotu 1150 gündüz yolcusu ve 80 adet araba kapasiteli olup uluslararası Kısa Yol (Short International Voyage) tipi olarak inşa edilmiştir. Geminin toplam personel sa- yısı 54 kişidir. Yolcular için salonlar dışın- da 5 adet bir kişilik 14 adet de iki kişilik kamarası vardır.

Yolcu-Araba Feribotumuz 91.40 m. boy, 16.50 m. genişlik, 6.20 m. derinlik ve 4.30 m. draft ölçülerine sahiptir.

Makina özellikleri :

4000 BHP gücünde Stork- VVerkspoor mar- ka iki adet ana makina feribota 17,2 knot (mil/saat) luk bir hız vermektedir. Gemi- nin elektrik devresini besliyen 3 adet 400 KVA, 2 adet 565 KVA gücünde olmak üze- re 5 adet jeneratörü vardır. Feribotta iki adet kanatları ayarlanabilir pervane (Con- trollable Pitch Propeller) bir adet baş per-

(Bandırma) feribotunun dış görünüşü vane (Bow Thruster) vardır. Bu tür perva- nelere sahip bir gemi Türkiye'de ilk defa inşa edilmiştir. Bu pervaneler sayesinde ge- minin hız ayarlaması ileri-geri hareketi, li- mana yanaşıp ayrılması, uzaktan kumandalı olarak kolaylık ve süratle sağlanmaktadır.

Tekne Özellikleri :

Feribot denizde can emniyetinin (SO- LAS 1960 kaidelerinin) bu tip gemiler için

şart koştuğu tüm teçhizat ve sistemlerle donatılmıştır. Bu kaidelere uygun su ve. yan- gın geçirmez bölmeler, özel tipte kapılar, kendiliğinden şişebilen can salları, cen fi- likaları yangın söndürme ve alarm sistem- leri feribottaki emniyet tertibatlarından baş- lıcalarıdır. Arabaların feribota kolaylıkla a!.- nıp çıkarılması için baş kıç ve iki yanda ol- mak üzere dört kapağı vardır.

başka bir dış görünüş

(22)

Eşi Tekirdağ Feribotu halen Camialtı ter- sanesinde inşa halinde olup, 1977 Nisan so- nuna kadar Denizyolları İşletmesine teslim edilecektir.

Geminin projesi Camialtı Dizayn Baş Mü- hendisi Rıza Heleteli başkanlığındaki tersa- ne mühendis ve teknisyenleri tarafından ger- çekleştirilmiştir.

Geminin dış mimarîsi ahenkli ve mo- dern bir anlayıştadır.

Yolcu salonlarının tanziminde Marmara içinde eğlenerek ve gruplaşarak seyahat eden yolcu karakteri gözönüne alınarak, kanape- lerle gruplar teşkil edilmiştir. Salonlar giriş çıkış merdivenleri geniş ve ferahtır.

Geminin inşa edildiği Tersane hakkında bilgi alınmak istenirse :

Tersanenin ilk kuruluşu Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u alışının akabindedir.

(23)

(1455) Bu tarihde bugünkü Camialtı Tersa- nesi ile Kasımpaşa arasınd?. kalan sahil şe- ridine donanma inşaası gayesiyle kızaklar, divanhane ve bir mescit kurulmak suretiyle

«İstanbul Tersanesi» nin temeli atılmıştır.

Bilâhare bu Tersane her iki istikamette bü- yüyerek Kanunî Sultan Süleyman devrinde en büyük ölçülerine varmış, Unkapanı Köprü- sü yanında bulunan Haliç Tersanesinden baş- liyarak, Camialtı Tersanesi, Taşkızak Tersane- si arazilerini içine alacak şekilde Hasköy'e kadar genişlemiştir.

16. Yüzyılın Akdeniz'e hakim olan üstün donanmaları bu Tersanelerde yapılmıştır. 16.

devamı 28. sayfada Baştaraftaki mafsallı kapı

(24)

güverte subayı olarak orduya katılan H. Onat konması olayıdır. Özüne sadık bir estetik Açık havanın, gün ışığı altında titreşen yer- arkadaşı Ruhi Arel'in özendirmesiyle «Sana- inançtır. Zaman belki teknik gücünün ge- yüzünün durgun sahillere bağlanmış mavna- yi*1 Nefise»ye yazılır. Yolu belirlenmiştir ar- lişimini yansıtacaktır. Oysa ne konuları, ne ların, balıkçı kayıklarının ressamı : tık. Antik heykellerden yapılan desen ça- üslûbu ve ne de beğenisi değişmiyecek;

lışmaları ile doğanın kılı kırk yararcasına inançlı bir kararlılığı sürdürecektir. Bu te- incelenmesi temeline dayanan Akademik öğ- meldeki estetik inancın kökenini kavramak renim yılları, sonra kazanılan Avrupa'ya gi- için Türk resminin gelişim çizgisi içinde H i k m e t O n a t diş sınavı. Sanat öğrenimini Paris'te Devlet H. Onat'ın yerini çevresini belirlemek gere-

Güzel Sanatlar Akdemisinde Fernand Cor- kir.

mon'un atölyesinde sürdürmesi. Burada, sa- Yaşayan Türk resminin en uzun ömürlü nat yaşamı süresince geliştireceği yetkin ustası 95 yaş sergisini Şubat 1977 (Osman- tekniğinin ilk hünerli fırça darbeleri resim- bey - Akbank Sanat Galerisi - İstanbul) da lerinde belirmeye başlıyacaktır. Cormon atöl- açtı. Resim tarihimizin canlı bir anıtı olan yesinin katı - kuralcı akademik havası içinde Hikmet Onat XIX. Yüzyılın sonlarından XX. zaman zaman bunalacak, kendi kişisel göz- Yüzyılın son çeyreğine dek sanat coşkusunu lemlerinin de katkısıyla anlatım dilini oluş- ve verimini gençlere taş çıkartırcasına sür- turma gereğini duyacaktır. Kişiliğinin bu bi- dürmektedir. Meslek sevgisi ve bağlılığının çimlenme süreci içinde Paris'in tüm müzele- bundan daha güzel bir tanımı olamaz. Her rini, sergilerini adım adım izler. Önceleri çağında resimi yaşayan, her yaşını eserle- büyük hayranlık ve ulaşılmazlık duygusuna riyle dolduran, her eserinde yeniden dünya- kapılır. Daha çok çalışır. Zamanla çalışma ya gelen ; çalıştıkça gençleşen yüzü, güzel- gücüne olan güveni artar,

leşen elleriyle, gözleriyle dünyamızı daha Birinci dünya savaşının çıkmasıyla yur- bir anlamlı gösterme çabası gösteren bir da döner. Gerçekçi - izlenimci Hikmet Ohat' usta. ın sanatçı yaşam serüveni başlamış olur.

Hikmet Onat'ın yaşam serüveni sanatla Aslında bu başlangıç nerelere varacağı belli az-çok ilgilenen her kuşağın sanatseverince olmayan bir çizgi değildir. Tersine, yolu yor-

bilinir. damı belirli, gelişimi çeşitlemelerle zengin- Hikmet onatın en son Deniz Harp Okulunu bitirdikten sonra leşecek bir .doğaya bakışı biçiminin ortaya fotoğrafı

(25)

Salı pazarı sahilleri yağlıboya 2.00x1.60

Doğanın büyük bir hayranlık konusu ola- rak Türk resmine girişi XIX. Yüzyılın ikinci yarısıdır. O günlere dek minyatür tekniğinin kendine özgü kuralları içinde doğaya bakan Türk ressamı şematik biçim kalıplarının et- kisinden kendisini kurtaramıyor, yaşayan ve gerçek bir doğadan uzakta kalıyordu. Türk Klâsikleri olarak adlandırılan Şeker Ahmet Paşa, Hüseyin Zekâî Paşa ve Süleyman Seyit bey yaşayan doğa gerçeğine eğilmişlerdi. Do- ğayı kavramak için doğru görmek ve büyük bir sadakatle ve olduğu gibi aktarmak is- tiyorlardı. H. Onat bu anlayışın ürünlerini Avrupa'ya gitmeden önce İstanbul'da gördü.

1910'ların Paris'i ise çağdaş sanatı oluşturan yeni akımların ortaya çıktığı yerdi. H. Onat'ın doğa gerçeğinden çağdaş gerçeklere ulaş- ması beklenemezdi. Ayrıca İzlenimciliğin (Empresyonizm) çekiciliğine, renk ve ışıkla bütünlenen doğa olayına Onat'ın kendini kap- tırıvermesi için İstanbul güneşini yaşamış olması yeterdi.

Paris'te büyüye sıla özlemi ile İstan- bul'a dönüşünde güneş ışığının nesneleri ay- dınlattığı sürece gerçeği ve izlenimlerini ya- kalamaya, doğayı kucaklamaya çalıştı. Ku- şağının diğer sanatçıları ile birlikte — İbra- him Çallı, Feyhaman Duran, Nazmi Ziya — açık havanın, gün ışığı altında titreşen yer- yüzün görünülerini bıkıp usanmadan resimle- meye giriştiler.

Onat, kaynaşan - titreşen renk tanecik- lerini durgun sahillere bağlanmış mavnaların balıkçı kayıklarının suya yansıyan görüntüle- rinde yakalamaya çalıştı. Ne küçük dalgacıkların kıpırtılarıyla renklenen kayıkla- rın görüntüsü tükendi ne de Hikmet Ont'ın konusuna olan tutkunluğu. Sabahın ilk ışık- ları ile başlıyan ve her gün tekrarlanan bu sanat sevgisinin ve veriminin Türk ressam- larına örnek olması beklenir.

Doç. Devrim Erbil

HikmeS Onst jn kısa biografisi:

Sanat alemimiz şeyhülressam Hikmet Onatı 14.3.1977 tarihinde kaybetti. 95 yaşı- nı idrak ettiği sırada ilk kişisel sergisini ge- çen şubatta AK galeride açmıştı.

Hikmet onat 1880 tarihinde Fındıklıda doğ- muştur. Orta tahsilini yapdıktan sonra deniz harb okuluna girmiş, resme aşırı derecede ilgi gösterdiğinden sanayii nefise mektebi âlisine girerek resini tahsiline başlamıştı.

Buradan avrupaya gönde/ilen H. onat Pariste Cormon atölyesine devam etmiş 1. dünya harbi çıkınca yurda dönmüştür.

Hikmet Onat, doğanın, açık havanın ressa- mı idi. Son yıllarına kadar boğaz içi, üsküdar, salacak ve fenerbahçe kıyılarını sağlam de- seni, kuvvetli renkleri ile tualine resm et- miştir.

Kendisine tanrıdan mağfiret dilerken sayın kızına, oğlu mimar Edip Onat'a baş sağlığı dileriz.

(26)

S a r ı y e r L i s e s i e k b i n a s ı Proje : S u n a A L P Y. Mimar

Uygulama : Bayındırlık Bakanlığı Yapış İşleri 1. Bölge müdürlüğü

Sarıyer, Mezar burnu caddesi üzerinde bulunan, eski eser olarak korunması istenen Sarıyer Lisesine ek bir bina düşünülmüştür.

Proje çalışmaları ve kontrollüğü Yapı İş- leri 1. Bölge müdürlüğünce yürütülmüştür.

Mimarî projesi ; Bölge müdürlüğü mimar- larından Y. Mimar Suna Alp tarafından dü- zenlenmiştir.

Hazırlanan projede zemin katta : Kapalı teneffüshane, konferans salonu ve ısıtma merkezi yer almakta, diğer katlarda toplam olarak 12 derslik, laboratuar ve atölyeler bu- lunmaktadır.

Gerçekleştirilen ek yapı saydam bir ge- çit ile mevcut binaya bağlanmıştır. Arsanın çok meyilli olması nedeni ile proje kade- meli ve birbirine teras teşkil eden katlardan oluşturulmuştur.

Bina bütünü ile arazi siluetinin içinde

kalıp, doğal durumunu bozmadan yerleştiril miş ve boğazın genel görünümüne aykırı düşmemesine dikkat edilmiş; ayrıca öndeki mevcut tarihî yapıyı ezici bir durumun mey dana gelmemesine çalışılmıştır.

Projede meydana getirilen kademelerle : Okul bahçesinin de yetersizliği önlenmiş ve öğrencilere açık teneffüshane imkânı sağlan-

(27)
(28)

kalitemizin güvencesi

• Çelik özlü alüminyum iletkenler <ü§e>

• Tam alüminyum iletkenler

• Plastik izoleli askı telli alüminyum kablolar-ALPEK

• Plastik izoleli alüminyum iletkenli enerji kabloları-ALVİNAL<@>

® Plastik izoleli telefon kabloları

© Alüminyum profiller

@ İletken ve kablolar için ek malzemeleri

I T Ü R K K A B L O A . O . I Merkez:İnönü Caddesi 6&1 Taksim-İstanbul

Tel:45 52 38-39 Teleks:22266 J Fabrika:P.K. 53 İzmit Tel=1476-1397

TÜRKKABLO MAMÛLLERİ TEVZİİ A.Ş.

Kemeraltı Caddesi 34 Karaköy-İstanbul Tel: 43 00 06-43 00 07

18 Admar - 77133/14

(29)

M E S İ S Ç e l i k E ş y a S a n a y i i F a b r i k a v e S o s y a l Tesisleri

Masis, Çelik Eşya sanayii, Yeni Bosna yapmayı düşünmüş ve bize belirgin bir iş 1 arsası üzerinde fabrika ve sosyal tesisler kolu verememiştir. Bu tema'dan hareketle !|

planlaması için proje çalışmaları yapmamızı çeşitli iş kolları incelenmiş ve geniş kap- | istemiş ve bu çalışmalarda Sayın Masis Bal- samlı bir araştırma içine girilmiştir, yan ile bütün iş boyunca teşriki mesaide

bulunulmuştur. VAZİYET PLANI:

Sanayileşme süresi içinde bulunan ül-

kemizde diğer tesislerde olduğu gibi, sana- A — İDARE BLOKU yici yarını için endişede olup, tesislerini çe- B — FABRİKA BLOKU şitli iş kollarına uyabilen bir planlamada C — TESHİN MERKEZİ Mimarları : Mustafa POLATOĞLU

Y. Müh. Mimar Özdemir BARELİ Mimar Statik : Eralko Statik Atölyesi

Yıldırım ALTAV Y. İnşaat Mühendisi

İdarî Kontrol : Selçuk AKSOY Y. Mimar Şantiye Şefi : Tezcan NURİK

Y. Müh. Mimar Vehbi HURİ Y. İnş. Mühendisi

vaziyet planı

(30)

BOYUNA KESİT : A — İdare bloku 1 — Açık büro çalışma

alanları 2 — Merdiven yuvası

5 — Sergi salonu B — Fabrika bloku 2 — Fabrika imalât alanı 3 — Personel soyunma 7 — Depolama alanı

a r s

m a

(31)

fabrikanın görünüşü Arazinin meyili, planlamada gözönünde formunu içeren depolama alanları tutularak, fabrikanın imalâ* akışını kolaylaş- merdivenlerle imalât alanlarına ilişkili kılın- tıracak ve katkıda bulunacak şekilde değer- mıştır. İkinci bodrumda kafeterya, soyunma lendirilmiş, üst kattan imalât alanlarına giren alanları düşünülerek bu bölümlerin iki düşey ham malzemenin işlenerek I. bodrum'da ve sirkülasyon elemanı ile depolama ve imalât büyük araçların yanaşabileceği yükleme plat- alanlarına ilişkisi kurulmuştur.

51.30 KOTU PLANI : A — İdare Bloku : 1 — Giriş holü 2 — Müracaat 3 — Santral 4 — Boşluk 5 — Sergi salonu 6 — W.C.

B — Fabrika binası 7 — Depolama yeri 8 — Yükleme platformu 9 — Tesisat mahalleri 10 — Yük asansörü

Alt yapı, I. bodrum kat (depolama alan- ları) ve imalât alanlarının kolonları betonar- me düşünülerek I. bodrum katta 7.00 X 6.00 m.lik, imalât alanlarında 7.00 x 18.00 m.lik akslar kullanılarak çatı m- de 23 kg. lik çe- lik boru uzay sistemle geçilmiştir. Tüm ko- lonlarda kreyn kullanılacağı düşünülerek ge- rekli yükler dikkate alınmıştır.

Malzeme olarak, görünen betonarme yüzler sıvasız, çatı ve cephe kaplaması ola- rak aluminyum ile dolgu elemanı olarak da inşaat sırasında değiştirilen sıvasız tuğla düşünülmüştür.

Henüz inşa edilmemiş idare binası be- tonarme olup, sergi salonları, açık sistemde büro alanlarını içermektedir.

I / „• •

fca r

i ^ - r r •

56.50 KOTU PLANI : A — İdare binası 1 — Açık büro çalışma

alanları 2 — Merdiven holü 6 — W.C.

B — Fabrika imalât bloku 2 — İmalât alanı 9 — Tesisat mahalleri 10 — Yük Asansörü

ş e r f

t L . s l

47.60 KOTU PLANI : A — İdare Bloku 1 — Sergi salonu 2 — Merdiven yuvası 6 — W.C.

B — Fabrika Bloku

3 — Erkek personel soyunma 4 — Kadın personel soyunma 6 — Mutfak

7 — Kafeterya 8 — Ön bahçe

(32)

Gerek biçimi ve gerekse görevi bakı- mından, güzelin bir deyişi olan Montreal şeh- rinin Olimpik stadyomu külliyesi (tümeli), yüzyılımızın önemli bir gerçekleşmesidir.

Bu yapı, Fransa'da Oeauville şehri pisi- nini, Frant-Romeu'daki Olimpiyad öncesi merkezini, Chamonix spor ve sosyal - kültür ortacını ve Paris'in (Le pare des princes) stadyomunun yaratıcısı mimar Roger Tailli- bert'in en önemli başarısıdır.

Taillibert'in başlıca özelliği, Montreal stadyomunda görüldüğü gibi, eserlerinde his- li ve sağlam bir plastik dayanışı görüldüğü kadar ileri bir tekniği de belirtmesidir.

Montreal stadyomu tümeli, Sherbrooke, Viau, Boyce ve Pie IX caddeleri arasında bu- lunan 50 hektarlık bir arsa üzerinde inşa edil- Bu tümel başlıca dört bölüme ayrılır : A. — Stadyom

B. — Stadyom kulesi C. — Yüzme ortacı D. — Velodrom A. S t a d y o m :

Dev bir istridyeyi hatırlatan, eliptik bi- çimli stadyom normal olarak 50.000, olimpi- yadlar için ise 70.000 kişiyi barındıracak öl- çüde düşünülmüştür.

Stadyomun ölçüleri 490 x 280 metre orta- mındadır. Tribünlerin altı, altı düzeye ayrılır.

Bu düzeylere, oyuncu vestiyerleri, hakem ve teknik servis büroları, resmî kabuller için tö- ren salonları, basın ortacı gibi gerekli işlet- meler barındırmıştır.

Bu oylumda geçici olarak yerleştirilmiş servislerin yerine, olimpiyadların sonunda tenis kortları yapılacaktır. Tribünlerin orta se- viyesinde bulunan çevre koridoruna dış mey- danlardan mekanik merdivenlerle gelinmek- tedir. Bu suretle seyircilerin tribünlere ge- liş ve çıkışları zamanı kısaltılmıştır. Televiz- yon ve basın tribünü özel localar ile pano- ramik restoran asma kata yerleştirilmiştir.

Arada kalan kısmî bir kat spor müzesi ola- rak kıymetlendirilmiştir. Genel olarak 136.000 metre karelik bir inşaat sahası olan stadyo- mun helâ, vestiyer ve büvetleri dengeli ola- rak serpilmiştir. Olimpiyad oyunlarından sonra atletizm pisti, sentetik çimle kaplana- cak ve bu suretle hertürlü spor yapmağa elverişli bir hale sokulacaktır.

Tribünlerin çatısını teşkil eden konsolla- rın ucundaki 480 metrelik teknik galeri stad- yomun istenilen şekilde ışıklandırılmasına yaramaktadır. Durağan bir ısıyı temin etmek için gerek yaz ve gerekse kız aylarına göre ayarlanabilen klima tesisatı yapılmıştır.

Montreal olimpiyad tümeli Stadyomun bir saat içinde saha oyun-

larına uygun şekilde tertiplenmesi mümkün- dür. Hava yastığı tekniğiyle tribünler futbol veya beyzbol sahasına uygun şekilde tertip- lenebilmektedir.

Stadyomun başlıca taşıyıcı unsurları, 34 ndet betonarme tüb konsoldur. Bu prefabri- ke konsolların uzunluğu 50 metredir. Bah- settiğimiz 34 konsol 1500 elemandan yapıl- mıştır. Bütün strüktür için 300.000 M3 be- ton ve 30.000 ton normal çelik ve 3.000 ton prekontrent çelik sarfedilmiştir.

B. S t a d y o m K u l e s i : Bu kule başlıca, stadyomun plastik ör- tüsünün deposudur. 200 ton ağırlığındaki bu örtü, geometrik bir düzenle, kulenin önün- deki yuvasına girmektedir. Çelik kablolarla işleyen ve açılır kapanır olan bu örtü 18.000 M2 yi kapsamaktadır. Statik ve plastik ne- denlerle yüksekliği 168 metre olan bu kule- nin 27.000 m2 İlk yapı ölçümü vardır.

Fakat ekonomik sebeblerden dolayı Olimpiyadlar için kulenin tümü yapılamamış- tır. Tamamlandığında onsekiz kat olacak olan bu kulede voleybol, basketbol, ping-pong, jimnastik salonları ile ilgili servisleri yer ala- caktır. Kulenin en üst katı panoramik ı rana ayrılmıştır. İç ve dış asansörler, kule-!

nin parabolik eğilimini uygulamaktadır. I C — Y ü z m e O r t a m ı : Stadyom kulesinin altında ve stadyomun Kuzey-Doğu ekseni üzerinde bulunan yüzme ortamının üç kubbesi vardır ve 10.000 m2 lik bir alanı kapsamaktadır. Bu tümelde ; I

a — 50x25x2 m. ölçüsünde bir bü- yük olimpik yüzme havuzu.

b — 25x25 m. ölçüsünde ve 3, 5, 7, 5 ve 10 metre yüksekliklerinde atlama tramp- lenleri bulunan bir atlama havuzu.

c — 25x12,5 m. ölçüsünde bir antren- man havuzu.

d — Su altı çalışmaları havuzu, vardır.

(Deauville) yüzme salonu

(33)

I Her ne kadar olimpiyadlar için 10.000 seyirci yeri düşünülmüşse de, durağan ola- ' rak 2.500 kişilik tribün inşa edilmiştir. Bu F tümelin yan kuruluşları, adele yapma salonu, sauna ve eklentileri, istirahat ve masaj salon- ları doktor kontrolü ortacı, karşılama ve ka- bul salonları, kafeterya, federasyonlar, ha- kemler, basın ve teknik unsurlar için gerekli bürolar.

D — Velodrom ;

B Ayrışık spor kollarını da içine alan ve- j ledromun 285,74 m.lik bisiklet yarışmaları

pisti ile bu disiplinin gerekmelerini kapsa- I maktadır.

B Velodromun gün ışığı ile aydınlatılması çok güç teknik problemler doğurmuştur. Tri- I ibünler nedeniyle yan ışıklardan faydalınama-

\ mıştır. Yücelim ışık yükümlülüğü ise ayrı bir problem doğurmuştur. Tepeden gelen bu ışı- ğın yarışçıları rahatsız etmemesi gerekiyor- [ du. Bunun için 10 tonluk kar ağırlığına da- [ yanıkiı pleksiglas fenerlerin içi, ışığı uygun ' şekilde yansıtacak tertipte bölümlendirilmiş-

tir, bu surette türdeş bir tabiî ışık elde edil- E piştir.

I Tamamiyle klimatize edilmiş olan velod- rom 7.000 ile 10.000 seyirci alabilecek bü- I yüklüktedir. Bisiklet pistinin ortasında beş

tenis kordu olduğu gibi, bu alan ayrıca hand- bol, basketbol, boks, güreş karşılaşmaları için olduğu kadar kongre toplantıları içinde kullanılabilmektedir.

[ Kapalı parkingler tümelin içindedir ve i 4.000 araçlık bu parkinglere Sherbrooke,

Pie IX ve Boyce caddelerinden girilmekte- dir. Kuzeyde 200 araçlık bir otobüs parkı bu- lunduğu gibi, Viau caddesinden girilebilen 400 araçlık ayrı bir parking de yapılmıştır.

Seyirciler bu parkinglerden istedikleri bina- ya gidebilmektedirler.

I Taillibert san'at, madde özdek ve uyaz üzerinde şöyle demektedir :

Yaşadığımız yüzyılın sonu, yelkenlilerle gerçekleştirilmiş olan yeni kıt'aların bulumu kadar önemlidir. Uyaz'ın salgını ve bundan doğan olanaklar, bulumun erki, imgeleme ve doğurganlık ile insanın dünyamızda o zamana kadar, duruk işleve bağlanan büyük sorun- lara egemen olabileceğini ve ecdadlarımızın devirgenliğin yaratacağı sonuçları ödemedik- lerini tanıtlamaktadır.

Bugün özdek, kullanış biçimine göre, ge- nellikle işleve bağlı koruyucu bir belirteçi özümlemektedir ; böylece anlatımı, işleve bağlı biçimi aynı zamanda güzelin yabancı olmadığı bir yolu da göstermektedir. Bu düş- ler birer gerçek olduğuna göre, uzayda sar- kan dev adaların acunsal dengelenmesini ta- .- sarlıyabilirlz, bu tutum bize yepyeni bir mi- marî doğuracaktır. Aynı zamanda kendini koruduğu kadar, sürekli yaratma ile tepkile- rini giderme gereksemesine de cevap vere- recektir.

Yüzyıllardanberi. mimarî mahdut bir me- kân içinde sadece üçüncü bu'uta bağlı kal- mış, nadiren bugünkü yaşayışımızın en önem- li olan sebebi olan dördüncü bu'utu kullan- Eğer savaşlar insan eliyle kurulmuş ya- pıtları tahrip ediyorsa, bugün benzer bir kud- retle, medeniyet ve kültürün esası olan, muh- teşem çevreyi, kosmos'u da koruyabilir.

Her devirdeki yaratmaları takdir, eleştir- me ve tahlil edersek, çabucak tekdüzü ve inzivayı buluruz.

Yaratıcıların hayalindeki, her türlü mi- mariye bağlı hayat olan, dördüncü bu'utu ge- tiren höcre, daima hazır olmuştur.

Halen, dünyamızın üzerindeki her mem- lekette, her şehirde, kendimize has toplumu- muzun yaratma etkisinde, yıkıcı tartışmaları- mızın fırtınaları bulunur. Bazıları çok ente- resan olan bu tartışmalarımızın kıymetlendi- rilmesi tahlil edilirse, genellikle Fransa'yı alâkadar edenlerde, çok sürprizlerle karşıla-

Şimdiki hayatın, daha ziyade, devrin za- maniyle ve durgunlaşma ile değil de daha ziyade, bir hayal ihtiyacı ile durulduğu, çok kerre unutulur.

Arzusuz bir tarih çerçevesi içinde eleş- tirilenler, geçmişi düşünceli bir rahip birli- ği tesirinde, hareket ettikleri görülür.

Her şeyden önce tabiatiyle, kalite izle- mi üzerindeyiz. Son yüzyıldanberi, önce de- mirli çimento, sonra betonarme daha sonra prekontrent beton'un mekânı çirkinlendirme- leri üzerinde, esaslı izlemler kurulmuştur.

Buna karşılık, kaliteli insanlar, nesiller bo- yunca, menfî formları bırakmışlar serüvenle- rinin zenginlikleri, herşeye rağmen başarıya erişmiştir.

Bir form gerçekleşmeye başladığı anda, mekânda bir yazı ifadesi iradesi (istemi) ge- lişir. Madde, gerek zengin bir termineloji ile süslü olsun veya sönük bir terminelojiye hü- rünsün, yaratıcının düşüncesinde bu malze- meyi inkâr etmesini icap ettirmez.

p j u y / X J . - H - s - n s\

EC.000 kişilik (Pare des prince) stadı maket ve kesiti Bilhassa aristokrat ve burjuva sınıfında mekânı şekilsizlendiren ve ilenli (meş'um) bir kelime olan beton, inkâr edilen beton, böylelikle halkın malzemesi olacaktır.

Ne yasalı bir kıymet analizi; fikrimize göre, böyle bir yaklaşma mevcut değildir.

Eğer bir yüzey malzemesi ile canlandırılmak isteniyorsa belki aynı zamanda yörengesini de takip etmek gerekir.

Kuram olarak, şurası gerçektir ki, kaya- dan başlıyarak yeniden teşkil edilen taş en azından tabiî taşın vasıflarına haiz olmalıdır:

yani türdeşliğiyle sunî taş, tabiî taş kadar tehlikeli ve tekdüzü olabilir. Aynı yükseklik- te, aynı pencerelerin yinelemesi olan ve ta- biî taştan yapılanmış sokaklar imgilenebili- nir; böyle bir gerçekleştirmenin sonuncunda, pekinlikle rahatsız oluruz. (devamı 28. de

Montreal Veledromu

(34)
(35)

Türkiye'nin

uluslararası standartlara uygun ilk su geçirmez örfiler sistemi

yapınıza uzun ömür ve ekonomi getiriyor

S u geçirimsizliği sorunu v e Cam Elyaf Sanayii A . Ş .

CAMELYAF, su geçirimsizliği soru- nunu ciddiyetle ele alan tek kuruluştur.

Yaklaşımı bilimseldir: konuyu yurt içi ve yurt dışında derinlemesine araştırmıştır.

Kendini sahasında öncülük etmek için hazırlamıştır: Tesisleri, dünyanın en ünlü su geçirmez örtü fabrikaları gibi, Dr. Reiser KG. tarafından kurulmuştur.

Kapasitesi, gelecekteki taleplere dahi rahatça cevap verecektir.

Kadrosu uzman ve yetkindir: Üretim, uygulama, detay konularında titizlikle yetiştirilmiştir.

En ileri teknolojilerden yararlanır:- İlki ürünü olan FİBROCAM (cam tülü), Schuller KG tekniğiyle üretilir.

FİBROCAM, bitümlü örtüler için en gelişmiş taşıyıcıdır; kavrulma ve çürüme sorunlarını kesinlikle ortadan kaldırılmıştır.

CAMELYAF şimdi de yepyeni bir ürününü sunuyor.

fctkiti Sabcdararaz İSTANBUL

Ali Ebussuutoğlu • Tel. 45 43 49 Koçtaf Ticaret A.Ş. Tel. 49 17 62 Orcan A.Ş. Tel. 49 32 49 özman Koli. Şii, Tel. 49 43 04 Haydar Boz Tel. 11 27 67 Maslak A.Ş. Tel, 16 32 56 İme! Ticaret Tel. 29 50 70 Merkez Ticaret A.Ş. Tel. 11 10 5S Bizler A.Ş. Tel. 12 46 50 Siralo Ltd. Ortaklığı Tel. 13 15 11 ADANA

Eaencan Koli. Ştl. Tel. 12827 MALATYA Fazlı okulları KoU. Şii. TeL 2347 Kem Mühendislik Tfc. KoU. Şif.

CAMELYAF ın Fibrocam'dan sonra yeni ürünü: B T M

BTM, Türkiye'nin uluslararası stan- dartlara uygun ilk su geçirmez örtüler sistemidir. Her cm' 'si aynı üstün kaliteyi taşır, standarttır.

BTM, değişik kullanma yerlerine uy- gun yedi ayrı tipte ve değişik nitelik- lerde bitümlü örtüleri kapsayan bir .sistemdir.

BTM, Ruberoidwerke AG.

lisansıyla üretilir ve uygulanır.

(Ruberoidvverke AG. 100 yıllık tecrübe- siyle, konusunda dünyanın önde gelen kuruluşlarından biridir.)

BTM'ye kusursuz su geçirimsizliğini kazandıran özel bitüm, bu bilgi ve tecrübeyle hazırlanır.

Taşıyıcı malzemesi, benzersiz üstün- lüklerini BTM için özel olarak geliştir- diğimiz FİBROCAM'ımız ve aluminyum folyodur. Böylece uzun ömürlülüğü dahî BTM, Batı Alman normlarına uygunlu- ğu için özel laboratuarlarda sürekli bir kalite kontrolundan geçer.

BTM, bütün bunların sonucu olarak, yapınıza uzun ömür ve dayanıklılık, size de kazanç sağlayacaktır.

Sorumluluğu paylaşalım!

Su geçirimsizliği sorunu yapılarınızda büyük kayıplar yaratabilmektedir.

Bunu önlemek için yardıma hazırız:

üstün bir'.ürün olan BTM ile...-:

Uygulama ve detay konularında sorumluluğunuzu paylaşacak uzman bir kadroyla...

BTM'yi tanıyın.

Geçilemeyeceğini görün.

g e ç i l m e z . .

ARK. — 1 1

(36)

S A L Z B U R G k e n t i n d e F e s t i v a l ' i n s o n u g e l m e z

Yazan : Claud GAEDEMANN çeviren : Ertuğrul MENTEŞE Mimar. D. P. L. G.

SALZBURG'da Festival Hali Sürek MOZART ve KARAJAN çapında şj kârların doğum yeri SALZBURG'un kadeî sürekli Festivaller şehri olmak doğaldı|

Salzburg'da yapılan arkeolojik kazılar arasında ortaya çıkarılan eski Romalılar dev-

rinden kalma bir evin yer mozaiklerinde la- İstanbul'un bir kongreler ve festivaller bütün yaz ve sonbaharda aralıksız tince yazılı şu ibare okunabilmiştir : kenti olabilmesi için son yıllarda bazı giri- etmesi ve sürekli olması gereklidir. B

«Bu ev saadet doludur, kötülükler uzakta şimler yapıldı, ilk olarak bir vakıf kurularak bilgili kişilerin yapabileceği bir ihtiras dursun». İstanbul festivali düzenlendi; Bu festival bir dir.

kaç yıldan beri tekrarlanmakta, ancak iste- Avrupa'nın bir çok kentlerinde bu Alp dağlarının kuzey eteklerini teşkil n i,e n d ü z e y e e r i ş e m e diği i ç i n kente mal ola- sanat hareketleri düzenli ve bilgili bil eden Avusturya Alplerin bir köşesine yerleş- m a m a k t a d l r k M d e yap.lmakta, birer gelenek halini "

miş bu sevimli mesut Kent için, bu kehanet Q e ç e n s o n b a h a r-d a ( F İ|m s a n ) v a k f l bulunmaktadır. _ dolu cümle aynen kullanılabilir bence. tarafından uluslararası şarkı, film festival- Avusturya'nm güzel ve tarihî bir I

Bazen açık bir kilise kapısının önünden leri düzenlendi ve bunlar da bir deneme ma- olan Salzburg, bunlardan biridir. Festivali geçerken ağır «org» notaları duyulur, bazen hiyetinde kaldı. Önümüzdeki yaz ve sonbahar le bütün dünya'ya nam salmıştır. Ayrıci de sarmaşıkla örtülü bir eski manastırın du- aylarında İstanbul'da uluslararası bir san'at kentte festival münasebetile her yıl ulı varlarından ahenkli dua sesleri yükselir, şu- festivali yapılması için turizm ve tanıtma arası mimarlık, urbanizm yaz akademi radaki çan kulesinden şakrak çan notaları Bakanlığı bütçesine, onbeş milyon lira öde- Prof. Bakema'nın başkanlığında düzeni dökülür, burâda piyano-keman için yazılmış nek konulmaktadır. seminerler ve yarışmalar yapılmaktadır, ince bir sonat havası, 18. ci yüzyıl lüks ko- İstanbul kültür ve san'at hazineleri, ta- da yapılan bir şehircilik yarışmasını nut'un dantela perdeleri arasından dışarı sı- biî güzellikleri ile bir festival ve kongreler mizden genç bir grubun kazandığı hatı zar. Ve böylece. Müzik, gezen turistlere kenti olmaya en elverişli bir kentimizdir. mızdadır.

adeta refakat eder gibidir. Ancak, bu hususta yapılan ayrı ayrı ça- Arkadaşımız mimar Ertuğrul Menteş Bil,Ok MOZART. SAlZBURG'da doğdu v. I l 5 m , l a r , n "V0k bir organı- Salzburg'a ait çevirdiği bir yazıyı, ok»

borada ölmez 100 eserini üç y.lda İkmal atti talin" S»""1™»1 zorunludur. larım.z.n za.kle tak,p edecekların, , „ . . . . . . . . . . Düzenlenecek festivaller ve kongre erin

Noel gecesi için hazırladığı şarkılı-dua- ı müellifi, Joseph Mohr da bura doğum- ludur; Salzburg namlı besteci Herbert \

Karajan ile bir çok değerli müzisyen, artist „ , , .. . , „ , „ , ,.. ,, . ,,. ,. »„

ve şairin doğum yeri olmuştur. r S o k a k t a 9,°rulen r ufa r d a s a l a n a n fer" ^s y a n , n '' 1Hİ"dİSta,n lr . rf , ¥ forjeden yapılmış dantela gibi işlenmiş o Çin ın en nadide ipek kumaşları buradf.

7J3 8 00k°. nÜfl!SU İ l e u b u , u f a k kent- S A L" dükkân ve kahvehaneyi belirten ortaçağ varî lunurdu. "

ZACH nehrinin buz gibi akan sularının iki r e k|a m|a r l n z e v k i n e doyulmuyor Salzburg.da!. Ortaçağ ve Rönesans devirleri <

yakasına yay.lmışt.r, -Kapuzinerberg» ile SALZBURG'a her gelişimde önce saat ras. Avrupa ülkelerinin yaşadığı en .

«Monschberg» adında iki tümsek, kenfden k u|e s i n i n k o c a m a n s a a t l n a bir göz atarım. Bu s.p Hristiyanl.k döneminde, din adaml dim d.k yükselmiş durumdad.rlar. s a g t b a ş k a|a r m a benzemez ; bunda diğer şehir veya bölge idaresinin baş.na geti

Bu kentin 80 hektarlık tarihî mahallesi saatların aksine «yelkovanı» saatları gösterir usuldendi... Örneğin : Salzburg'a «arcl insanın nefesini kesecek türde bir mimarî «akrep» ise dakikaları... que» olan kişi «Viyana'ya, hatta "Müna bütün ve başarıdır. v Kanımca, bu tam Salzburg'a yakışan bir kadar güney batı Almanya ve Avustuıf Mönschberg'in tepesini taçlandıran Şato saat. Evet, zira motorlu araçların yerine fay- kadar uzanan bir yörenin idaresini eler (Kale) aşağıda sarı, pembe, krem ve kırmı- ton'un tercih edilen böyle edalı, nazlı hem bir nev'i hükümdardı,

zıya boyanmış kiliselere ve Katedrale aza- de biraz derbeder olan güzel Salzburg'da Bu din adamı prensler, Katolik dini metle yukarıdan bakar. Gösterişli, zengin dakikaların ne önemi olabilir?! ferilerine çelikten döğme en lüks malikânelerin arasına sıkışmış ve çeşmeler- Civar dağlarda vaktiyle tuz, bakır, de- leri ve deve kuşu tüylerle süslü ı le süslü ufacık meydanlar çiçeklerle süslü mir, kırmızı yeşil mermer ocakları mevcut riyle merasime katılmak üzere refakati veya galerilerin birleştirdiği gölgeli dükkân olduğundan Salzburg namlı bir ticaret mer- birlikte kilise kapısına kadar geldikten dolu sokaklar. kezi sayılırdı. Almanya'nın aranan kehribarı, ra, kilise kapısında kılıçlarını yaver'e

(37)

zburgun meşhur olan çeşmelerinden biri ıra haçlı bastonlariyle asker değil, k sadece din adamı olarak kiliseye girer-

orada cemaat önünde dua ederlerdi.

^Genellikle bunların idare tarzları pek t olurdu ; Kanunlara ayak uyduramayan mi asılır veya şehir meydanında işkence di. Salzburg'un yaşamı ve imarı bu kud- prenslerin yöneticiliği sayesinde yüksek eviyeye ulaşabilmiştir.

Aksi halde, burası basit bir ticaret mer- ihalinde kalıp Avrupa'nın namlı sanat

|zr mertebesine erişemezdi.

XVI. ci yüzyıl sonu papanın akrabası If Dietrich Von Raitenau" adında bir "ar- jk" Salzburg'u tüm Alman kökenli kişi- 'Roma"ya benzer merkezi yapmak ar- pa idi. Bu yolda, yanan eski Katedral izi çevresinde 55 konutu yıktırdıktan son- jdaha azametli bir katedral yapımı için jönce Venedik San Marco alanındaki gü-

ppıların mimarı "SCAMOZZİ" ye baş . Roma'daki "Saint Pierre" kilisesinden

|büyük olacak kilisenin planlarını ona tadı. İmparator tarafından VON RAI- AU makamından uzaklaştırılınca bu te- tüs suya düştü. Bu sefer yeni «Arşevek»

İARCUS SİTTİCUS Mimar SOLARİ'ye başka ve daha sade olmak üzere yeni bir hazırlattı.

i İşte bugün yerinde gördüğünüz Salzburg atedrali odur. Eser, iç ve dış görünüşleriy-

le başarıdır ve nihayet burada 10.000 ki-

şi kolayca sığabiliyor, küçük sayılmaz, içer- de baş papazın dua ettiği "NEF" denen ma- bedin değerli bölümü ise, oraya sızan gü- neş şualarının değişik renk oyunları altında gerçek bir şaheser parçasıdır.

Katedralin solunda Rezidans (Residence) meydanında barok stilde üç katlı azametli bir çeşme vardır, suların taşdığı her bir ha- vuz kenarında ve her ayrı. kademede, 15 met- re yükseklikte mermer heykeller yerleştiril- Az ötede zevkime daha uygun iki çeşme daha vardır bu meydanda, biri "Roma"daki

"TREVİ" çeşmesine benzer; diğerinin su bi- riken havuz duvarlarının dışı renkli ve kabart- ma atlarla süslenmiştir. Çeşmenin tam or- tasında bembeyaz bir at heykeli şahlanmıştır.

Rivayete göre bu çeşmelerden "arşe- vek" prens valinin 130 atı sulanırmış. Di- ğer bir rivayete göre de dinlerine bağlı ol- mayan kişiler, dine aykırı hummacılıkla iş- tigal edenler bu çeşmelerin havuzlarında mi- sal olsun diye halk önünde boğdurulurmuş.

"HELLBURN" .şatosu şehirden 4 km.

uzaktadır. MARCUS SİTTİCUS (hem İtalya'- nın meşhur Medicis ailesine mensup hem de Salzburg prens valisi) yazlarını bu şatoda geçirirmiş, salonları çiçekli manzaralar ve av hayvanları ile dekore edilmiş eşine ender rastlanır lüks bir malikâneydi zamanında.

Park'a gelince kayalıklar içinde saklı ve orada su tazyikiyle işleyen makinelerle ko- caman "robot" oyuncak heykeller hareket et- tirilir oynatılırdı. Park'ın diğer bir köşesinde başka bir makine çeşitli kuş ötüşlerini tak- lit ederken az ötede, küçük modeli yapılmış bir şehir maketinde askerler sokakta yürü- yüş halinde iken aynı anda fırıncı, demirci veya kasap gibi esnaf işlerini yürütüyor şek- linde görülürdü.

Şaka oyunlarına, muzipliklere pek bay- gın olan MARCUS SİTTİCUS şatoda bu eği- limini tatmin edecek icatlar yerleştirtmişti;

örneğin, bir düğmeye basınca gelen misafirle su serpilirdi. Bazen de su, döşemeden du- varlardan hatta av borularından bile fışkırı- verirdi.

Salzburg'un en sevimli yapılarından biri de, MİRABELL şatosudur rengi altın sarıdır.

Daha yukarıda sözü edilen "Prens Arşevek"

W. D. VON Raitenau" bu şatoyu sevgilisi

"Salome Alt" için inşa ettirmişti.

Şato bu gün de eskiden olduğu gibi ge- niş, bakımlı bahçesi içerisinde bulunmakta- dır. Şimdi "Evlenme Dairesi" olarak kulla- nılmakta.

Bana sorarsanız yerinde bir karar ; o şatonun kocaman salonunda nikâh merasim- leri ne şatafatlı olur kim bilir! insan orada evlenebilmek İçin, dünyanın o bir ucundan kalkıp gelir. Şatonun geniş mermer merdi- veninden yukarı çıkarken her iki yanda gö- rülen gamzeli tombul bebeklere el sürüldüğü takdirde gelinlerin ileride erkek çocuk doğur-

dukları söylenir.

Günümüzdeki Salzburg bilinen o zengin Salzburg kenti değilse de, neşe ve yaşama arzusu her taraftan gözle görünür bir gerçek.

Her yıl bu kente 2 milyon turist gelir, o daracık burgacık sokaklarında gezer, tiyat- rolarda beğendikleri "piyesleri" görürler, fes- tivalin diğer programlarını da kaçırmazlar.

Tatlı bir hafta sonu tatili yaparlar.

5 hafta süren YAZ FESTİVALİ ise, en meşhurudur. Yaz festivalinin 140.000 bileti yıl başında hepsi satılmış olur.

Opera'dan tutun da sokaklarda görülen cambazlık numaraları dahil 100 çeşit program konusu festivale canlılık getirir. En parlak gösteriler aslında, üç büyük yapıda cereyan eder.

2400 kişi toplanabilen en büyüğünde 3 kademeli ve 80 mt. genişlikte sahne terti- batı vardır. Elektromekanik sistemle sahne- deki show numaraları döndürülen sahneler- de değişik cephelerden bakılabilir.

"MANEJ" adlı 3. cü salonun tavanı ica- bında açılarak gök yüzü, yıldızlar "antrakt"

esnasında görülür, salon havalanır.

Sekiz metre boyunda kocaman taş hey- kellerin ortasında cüce gibi kalan aktörlerin

" J E D E R M A N N " adlı dramı açık ha- vada katedral meydanında temsil etmeleri aklımdan hiç çıkmıyor. İngiliz ortaçağ "şö- valye"lerinin dürüst mert karakterlerinden esinlenerek Avusturyalı şair Von HOFMANN- STAHL'ın bu eserinin mimarî değerleri yük- sek yapılarla sınırlı meşhur katedral mey- danında oynatılması âdet olmuştur. Oyun sı- rasında 80 mt. tepe'dekl "şato"dan, kentin

m' •ssS

şif

İ H f

i l p l l j

Salzburgda eski bir sokak

HH

Referanslar

Benzer Belgeler

a) Protokol kapsamında MUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak kısımlara ait iş için gerekli ödeneği temin eder, gerekli finansmanı temin etmesine

(1) Philippson (A. Philippson) nun k çük Asya'nın jeolojisi — Sayfa 56 — (Han buch der regionalen Geologie Vo.. Ova toprakları cüz'î ıslâh edilecek olursa her nevi

50 yıllık tecrübeye sahip müessese- miz modern tesisleri ve mamulleri- nin mükemmeliyeti ile kendi sahasın- da Türkiye'nin rakipsiz kuruluşu ola- rak sayın müşterilerine

Dünyanın en ileri sistemiyle (Saint - Gobain TEL Prosedesi) yurdumuzda üretilen îzocam, konut çatılarından sınaî yapılara kadar kullanıldığı her alanda olağanüstü

Projelerin müsabaka usulü ile hazırlanması, memleketin değerli sanat ve medeniyet eserlerine salıip olması; inşaatı yaptıran makamın maksada en uygun bir proje

 Avrupa Devletleri arasında devam eden bu rekabet sırasında Osmanlı Devleti.

Nihayet 1904 senesinde (Lüisiania) sergisi açıldı. Bu sergi Chicago sergisinden iki misli büyüktü ve kat kat daha güzeldi. Teşhir edilmiş olan eşya arasında yüz otomobil

Böylece tarımsal üretim azalmakta ve artan nüfusun tarım ürünleri ihtiyacı ithalat yoluyla karşılanmaya çalışılmaktadır. Erozyona maruz kalan topraklar, akarsular