• Sonuç bulunamadı

Biııa mevzuunda, büyük sanayiden tamamiy- 1c sarfı ııazar edersek, bu vazifeyi kimin deruhte edeceği suali varit olmaktadır. Sadece bina işlerinde çalışan an'anevî topluluk mu?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Biııa mevzuunda, büyük sanayiden tamamiy- 1c sarfı ııazar edersek, bu vazifeyi kimin deruhte edeceği suali varit olmaktadır. Sadece bina işlerinde çalışan an'anevî topluluk mu? "

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M İ M A R V E M Ü H E N D İ S D Â V A S I İ Ş B İ R L İ Ğ İ V E V A Z İ F E L E R İ

Yazan : Aııdre BOLL Tereüme eden : Y, Mimar

Halûk TOGAY

Biııa mevzuunda, büyük sanayiden tamamiy- 1c sarfı ııazar edersek, bu vazifeyi kimin deruhte edeceği suali varit olmaktadır. Sadece bina işlerinde çalışan an'anevî topluluk mu?

Bu tahakkuku imkânsız bir düşüncedir...

A n ' a n e v î inşaat mesleği topluluğu senelik me- saî v e normal vazifeler esası üzerine teşkilatlandırıl- mıştır. O n senelik çalışma buhranı, bu topluluğu ta- katten düşürmüş, mevcudiyetlerin telefine sebep ol- muştur.

Bugün, tesadüfün otoriteye tevdi ettiği p r o g r a m hudutsuz v c beklenilmeyen bir vüs'attedir. Bina in- şa mesleği topluluğu yalnız başına, bu hacimdeki ça- lışmaları ssğlıyacak durumda değildir. Bu suretle yardımcı bir verim kudretinden, hattâ büyük sanayi- den faydalanmak zarureti husûle gelmektedir.

Bir taraftan mimarların meslekî toplulukları b ö y l e bir sergüzeşte hazırlanmamışken, diğer taraf- tan kendi çerçevele]'! içinde büyük sanayi d e b ö y l e bir problemin vaz edileceğinden bihaberdir.

Biiyiik sanayide bu p r o b l e m vaz edildiği andan itibaren bir hamlede, mucitler zuhur edecek, müna- sebetler kurulacak, ilk nümuneler yaratılacak, tashih v e tecrübe edilecek v e seri halinde imâline karar ve- rilecektir.

Mimarinin inş?. edilen programlardaki imtizaç- sızlık, kır v e şehir nizamlarında hüküm süren inti- zamsızlık ile uyuşmuş olduğu sırada, muhakkak su- rette yaratıcı kuvvetlerden faydalanması m e v z u b a - histir.

Zaten bu saha mimarlar için yabancı değildir.

Uzun zamandanbeıi seri halinde hazırlanan inşaat un- surları, normlaştırılmış tuğla v e karolar, kapı, pence- r e . . . v.s. binaları tertiplemek için kullanmaktadırlar.

Bununla beraber bugünün ihtiyaçlarına azçok uygun bir şekilde gerek plân teknisyenleri v e gerekse inşa- atçılar müşterek bir nizam (statü) la hareket etme- mişlerdir. Bugünkü durum inşaatçıları, vazifelerini

gerçekleştirebilmek için zarurî bir esas olarak, yeni bir müşterek nizam hazırlamayı icbar ettirmektedir.

Bu müşterek nizam (statü) ne olabilir?

Bu st?.tü başlıca iki esas taksimata uğramakta- dır :

a ) P'ân teknisyenleri: şehircilik, mimarlar, mü- hendisler. metrörler...

b ) Fiilî inşaatçılar: müteahhitler, ustalar, ame- leler. ..

Bütün inşa edilen bina, h e m insan şuurunun bir aksi ve hem de malzemenin mukavemet v e muvazene- tinin bir ifadesidir; bütün inşa mevzuları namütenahi değişik münasebetlerle insanı tanıma bilgisi ile mal- z e m e bilgisi - mimar v e mühendis - yardımından fay- dalanır. Bu iki fiil, insanların, çalışmalarının, müesse- selerinin ve fikirlerinin barmaklariyle fazla olarak ta münasebetlerini tetnin eden, seyrüseferle alâkalıdır.

Yani, beşerî faaliyetlerin büyük bir kısmı bağlı oldu-

(2)

ğu inşaat hey'eti umumiyesi üzerinde tesir icra etmek- tedir.

Fikir barınakları: mabet, kütüphane, tiyatro, müze, konser salonu v . s . . . .

Müessese barınakları: Belediye, vilâyet, sendi- ka v e mesıekî teşkilât merkezleri, hükümet makamla- rı v . s . . , .

İnsan barınakları: İkametgâhlar, okullar, ii- nıversıtele

1

. V.s

Çalışma barınakları: Bürolar, atölyeler, fabri- kalar, imalâthaneler v.s

Seyrüsefer: Kara, deniz ve hava yollarıdır.

Zarurî ihtiyaçların doğurduğu bu geniş p r o g r a m artık tek bir zihin hâkimiyetinden sıyrılır. Bu muhte- lif kısımların herbirinde, san'at v e teknik vahdet için- de birbirinden ayrılmaz bir şekilde birleşmiştir. Fa- kat bu iki kıymetin miktarı mütehavvildir. Bazan ta- mamiyle icat ve san'atten bazan da topyekûn hesap- tan faydalanabilir.

Zekâların ve kabiliyetlerin yapılışı namütenahî değişiktir, bazıları plâstiğin v e ahenk nizamının en âsil menselerine ehemmiyet verirken, diğerleri mal- z e m e bünyesinin değişik inceliklerine ehemmiyet ve- rir. Hisleri v e zekâları mevzubahis olan esere göre, istifade edebilme imkânları nisbetinde ahenkleştire- rek seferber etmeli v e b ö y l e c e başarılacak vazifenin tahakkuku sırasında kabiliyetlerin tayini ifa edilmeli- dir.

Böylece inşaatçının takip edeceği y o l bütün vüs ati v e vahdetiyle, sırf mimar ile sırf mühendis faaliyeti arasında tertiplenir, bu iki h a d nokta zaten fikir spekülâsyonları dahilinde birleşirler.

Antikiteden yakın zamanlara kadar, tatbikî he- sabın makina v e verimlerinde birdenbire kullanılma- lından ö n c e inşaatçı ancak şahıs olabilirdi. Bunun çoğunluğun kendisini ezmediği, zarar vermediği m e - selelere hâkim olması mümkündü. Hey'eti umumiye- yi basit tekniklerle idare edebiliyordu. Bu suretle b a - zı büyük zekâlar, kabiliyet v e yaratma kudretlerini ç o k yükseklere çıkartmışlardır. Bunlar bütün m e s u - liyeti deruhte edebilirlerdi.

Fakat makina medeniyeti her.şeyi değiştirmemiş midir?

Yapı san'atı tarihindeki bu yeni durum karşı- sında. mimar ve mühendis sahaları tespit edilmelidiı- ki, vazifelerin adilâne taksimi ile mes'uliyet, kaybo- lan gerçeklieini ve elzem kudretini tekrar bulabilsin.

Bir insan ancak vâkıf olduğu bir husus üzerinde mes'uliyetli mevkiye düşebilir. Mes'uliyetlerin taksi- mi ancak tek bir şahsiyetin himayesinde tatbik edile- bilir. Bu şahıs b u n d a n b ö y l e eserin sahibidir.

Eğer yukarda zikredilen prensip doğru olarak kabul edilirse, yani bütün inşaatlar namütenahî deği- şik münasebetlerle, insanı tanıma bilgisi v e m a l z e m e

bilgisinden faydalanırsa, işin icrası tatbik sahasına çı- karmada iştiraki olar: bütün unsurları sürükliyecektir.

Bütün inşaatlar; ikametgâh, müessese... v.s. sa- halarından, bir d e r e c e y e kadar ehemmiyetli olan bunların teçhiz edilmesi v e binaları birbirine bağlı- yan yollara kadar çeşitli kollara ayrlur.

Bu inşaatlarda, h e m maddeleri çıkaran amele- lerden, çalışma guruplarının en ince eşyalarını imâl eden zanaatkarlardan, eserin hey'eti umumiyesini gü- zelliğin ifadesi irakânlariyle nasiplendirecek olan ar- tist* e (ressam v e heykeltraş) kadar şualanan bir fa- aliyet mevzubahistir. Bu gerçekleştirici vazifeye mü- teahhit, atölye v e imalâthane personeli, ustalar karı- şacaktır.

Müteahhit iyi inşa, mühlet, fiyat ucuzluğu ci- hetlerini gözeterek plânların inşa ile gerçekleştirme mes'uliyetını taşıyandır. Şantiye, atölye v e imalâtha- ne personeli ,ustabaşı, usta, amele gibi bir meratip sil- silesi takip eden ekiplerdir. Kontrolörler; şantiye sürveyanlan v e tetkik memurlarıdır. Ustalar umumi- yetle yapının icrasın; üzerlerine alaıı, ve inşaatta bazı kısımların idıaklerine terk edilen kimselerdir. Bunlar bazan biitün icra imkânlarım kullandıktan el emeği kadar makinalarda d a çalıştıktan sonra, gerçekleştir- meyi sağlarlar.

Dernek inşa san'atı, meslekleri meratip sırasına göre dizilen birçok tatbikatçı ile işbirliği eder.

Bu suretle karakterlerin, istiapların, enerjilerin, kabiliyetlerin, mizaçların hey'eti umumiyesinden fay- dalanmak kabil gibi görünmektedir.

Bu seçme ameliyesi nasıl v ü c û d e getirilecektir?

Henüz gençken, reşit olup şahsî düşüncelerin başladığı, istidadın tebeyyün ettiği yaşta, birbirini ta- kip eden hamleler halinde, imkânlarının idrakini ele alarak kendini yetiştirmeğe başlamalıdır.

Bu yaştan itibaren malzeme ağırlık, nesiç ve kendisine has hususiyetiyle genç ustaların ellerine tev- di edilecektir. Bazıları hemen harekete doğru, kuv- vetlerin verimine, dinamiğe temayül edeceklerdir:

Makinacılnr, diğerleri insanın daha yakın ihtiyaçlarına c e v a p v e r m e k üzere, inşa edilene, bağlıyana, kurula- na temayül edeceklerdir. Bir kerre cihetleri tebeyyün ettikten sonra malzemenin menşeine göre vasıtalarını derinleştireceklerdiı. Burada d a guruplar teşekkül edecektir. Ağır v e kudretli şeyleri kullanmayı seven- ler, elâstik v e narın şeyleri tercih edenler; bir taraf- ta dülgerler, diğer tarafta ahşap v e demir işçileri.

Başka bîr gurup daha husule gelecektir. Teşki-

lâtlandırmayı sevenler, işleri kül haline getirenler, in-

şa etmeği arzulıyanlar. inşaatçılar gurubu. Fakat b u -

rada bile zevkler ayrılır; malzeme kuvvetlerine has-

sas olanlar: Mühendisler: v e beşerî hassasiyetin aksi-

ni bulduğu, inşaatlarda beşerî zevkin incelik v e müte-

(3)

nevviliğini v.s, kaydettirdiler, vaziyetleri okumasını, düzenlemeyi, şekillendirmeyi, kararlaştırmayı, ku- manda etmeyi bilen mimarlar. Bundan başka mimar- ların hususi kabiliyetleri vardır. Plâstik hâdiseleri id- rak etme, lirizm v e şiir duygusu, mülâhaza doğrulu- ğu, nizam zevki, hakikî bir güzellik düşkünlüğü, mu- vazene ve ahenk nizamının yorulmak bilmez takibine sevk eden endişe, ıstırap ve ruh zenginliği.

Bu gurupun içinde dahi birçok farklar husule gelir. En akîî plândan en lirik plâna kadar değişen hassasiyet v e kabiliyetler.

D a v a diğer bir plân üzerinden de tetkik edile- bilir. Bu inşa edilecek mevzulara göre tetkiktir. Bu dâvanın Oltasında insan barınakları, bir yanda mü- essese v e fikir barınakları, diğer yanda çalışma barı- nağı ile seyrüsefer rabıtaları bulunur.

İnşaatın m o d e r n iktisadiyatı, eskisiyle mukaye- se edilemez. Daha yakın bir mazide, mimar veya in- şaatçı mesleği aynı istidadın içinde karışıyordu. B ö y - le bir vahdet bundan b ö y l e imkânsızdır, İnsan zekâ- sı ç o k sayıdaki teknikler içinde hudutlarına rast gel- mektedir. Artık ihtisasın ö n ü n d e b o y u n eğmek gerek- mekledir.

Bu lıusus hesap sahasında (mühendislik) nor- mal olarak sınıflandığı halde, mimarî sahasında ka- rışıklıklara maruz kalmaktadır.

Mimar tek başına, m o d e r n bir binada birleşmiş olan muhtelif tekniklere hâkim olamaz. Eğer tercih ve karar mimara verilirse, ancak hakem olarak ara- daki anlaşmazlıkları halleder, bu şekilde mimar e- serin sahibidir.

Diğerleri kimlerdir?

Bunlar mütehassıslardır, fonksiyon, bünye v e teşkilât mütehassısları.

Bu mütehassıslar kimlerdir? ( M u k a v e m e t he- sapçıları, ses, hava, ışık, emniyet, hıfzıssıhha v . s . , , . teknisyenleri). Bu mütehassıslar ekseriya teahhüt fir- malarına bağlıdır. Bugünkü teamül böyledir ve ç o k kötüdür. S a d e c e ihtilâf d o ğ u r d u ğ u n d a n dolayı değil fakat israf yolu açtığından da.

D e m e k mimarın mes'ul olduğu vazifelerin şefi olabilmesi için, mütehassıslar hey'eti -mühendisler hey'eti- nden faydalanması gerekmektedir. Mes'uli- yetleriıı bu şekilde tevzii teahhüt edilmiş binada sa- d e c e bir emniyet getirmiyecek, fakat mimar istidadı-

nı da ihtısaslaştıracak v e kabiliyetlerin mütenevvili- ğiyle tam bir ahenk kuracaktır:

— İkâmetgâh v e alâkalı binalarla (okul, spor binaları v.s ) meşgul olacaklar..

— Çalışma mahallerini, atölyeler, müesseseler, imalâthaneler inşa edecekler.

— Seyrüseferin lüzumlu, gar, istasyon, hava garı, yolcu salonu binalarına nezaret edecekler.

— Köprüleri v e o t o m o b i l yollarının bütün tertip- lerini yapacaklar.

— Kıs:» ikâmet binalarını, deniz v e kara otelleri- ni (şehir seyyahları veya turizm seyyahları), has^ahaneleri yapacaklar.

— Hususî veya umumî idareler için bürolar yapa- caklar.

— Mağazalar yapacaklar.

— Müze, tiyatro, konser salonu v e sinema inşa edecekler.

— Klist, âbide v.s v.s bina edecekler.

M o d t * n hayatın zarurî mütehassıslarını, inşaat- çılarını ki*n yetiştirecek? Kim tayin edecektir?

Bugün kadar an'anevî okullar dâvanın an- cak bir kısmına temas ediyorlardı, bu şekilde mimar inşaatın ır.u:.lak sefi yani eserine hâkim şahıs olarak d e v a m ede gelmekte olan eski bir kaideden ilham alınıyordu. Bugün kifayetsiz olan bu okullar, in- şaatçıların mukadderatım tehlikeye düşürmektedir.

Diğer taraftan, mühendis okulları, bazan bi- hakkın ihtisasa dalarak inşa san" atı tarafından vaz e- dilmiş ehemmiyetli dâvaları bir k ö ş e d e bırakmakta- dırlar. Bugün sadece teknikle meşgul olan bu okul- lar da inşaatçıların mukadderatını tehlikeye dü- şürmektedir.

Plân teknisyenleri (şehirci, mimar, mühendis v.s ) , plân icraatkârlaıı (müteahhit, usta, işçi, ma- kinacı), okullarda öğretmen, şantiye v e atölyelerde usta topluluğu, büyük inşaatçı işbirliğini teşkil eder.

İşbirliği bir tanedir, v e Fransa'nın inşa sahasına müdahelesînde ki vazifesi vahdet v e ahengi hâkim kıldırmaktır.

Bu makale 1 9 4 2 yılında D u n o d Kitabevi tarafın-

dan neşredilen v e A n d r e Boll'ın yazmış olduğu « H a -

bitation M o d e r n e et. Urbanisme» adlı eserin 8 3 - 9 0 in-

ci sahifeleı inden tercüme edilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Önceki yazımda belirttiğim gibi organik ürünler modern tarım yöntemleriyle yetiştirilen ürünlerden daha doğal değildir.. Bununla beraber, köyünden kopup evini,

Polivka ile evvelce 688 kadem açıklık- taki başka bir betonarme köprüyü başarı ile inşa etmiş olan köprü mühendisi Eduardo Torroja, Adı geçen ça- lışma esnasında

1943 yılında muhtelif vilâyet belediyelerinin inşaat fasılları ancak şu küçük yekûnlara inhisar et- mekte idi.. den canlı renklerde serpilmesini

Le départ en retraite des baby-boomer permettra à cette nouvelle génération de trouver un travail plus rapidement, dans de meilleures conditions, c’est à leur souhaiter. Comment

«Tuzsuz» - normal olarak tuz ile işleme tabi tutulan yiyeceğin tuzsuz işlem görmesi. Bu etiketlerden herhangi bi- risini içeren ürünler sadece uygun kriteri

Çalışmada Ölçek 2 açısından da H2: “Uluslararası insani diplomasinin ana aktörleri olan “Türk Kızılay International”, “American Red Cross”, “British

Dolayısıyla devletlerin enerji tedariki ve tüketimi konusunda dikkat etmesi gereken temel hususlar; enerji bağımlılığı, karşılıklı bağımlılık, enerji güvenliği

5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun gere- ğince, Kurumca hesap edilmesi gereken ve Elektrik