• Sonuç bulunamadı

II. Abdülhamid döneminde Bursa'da eğitim Bursa’da Artvin ve Batum göçmenleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "II. Abdülhamid döneminde Bursa'da eğitim Bursa’da Artvin ve Batum göçmenleri"

Copied!
100
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

B

ursa Günlüğü’nün ikinci sayısıyla karşı- nızda olmanın heye- canı içindeyiz. Önce- likle dergimizin ilk sayısına gösterdiğiniz teveccühten dolayı teşekkür ediyorum. İlk sayımızda hem teknik an- lamda hem de sehven de olsa bazı hatalarımız oldu. İnşa- allah önceki sayılarımızdan hareketle giderek hataları minimuma indirilmiş der- gileri sizlerle buluşturmaya devam edeceğiz.

İkinci sayımızın dosya konu- sunu ‘II. Abdülhamid dönemi Bursa’sı’ olarak belirledik.

Malum olduğu üzere bu yıl, Sultan II. Abdülhamid Han’ın vefatının 100. Yılı. Biz de bu vesileyle hem Abdülhamid Han’ı anmak, hem de Bursa özelinden onun dönemine dair geleceğe not bırakmak istedik.

O ömrünü milletinin hiz- metine adamış bir sultan. O hayatı boyunca milli ve yerli değerlerin kaybolmaması için çalışan sultan. Camileri seven, ibadete düşkün, fenni konulara ilgi göstererek ça- ğın gerekliliklerini göz ardı etmeyen, Kudüs ve Filistin üzerine titreyen bir sultan...

Eğitim, ulaşım, sağlık, ileti- şim ve sosyal yardımlaşma

gibi konulara önem verdi. Süt bankası, çoban okulu, boğa- za tüp geçit projeleri, sanat okullarına teşvik gibi bugün- lere uzanan yüzlerce projeyi hayata geçirdi.

II. Abdülhamid dönemi, dünyayı saran ekonomik ve siyasi buhranların, İslam coğrafyasındaki çalkantı ve karışıklıkların da dönemidir.

Necip Fazıl onun hakkında

“Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamaktır” der.

Ondan bize çok hatıra kaldı.

Dolayısıyla bu sayımızda, II Abdülhamid dönemine Bursa özelinde vefakar bir yolculuk yapalım istedik. Bursa’nın mekânsal ve kültürel dönü- şümünden eğitim kurumları- na, o dönemin sıra dışı valisi olarak nitelendirilen Ahmet Vefik Paşa’nın hayatı ve ic- raatlarından ilk tiyatronun hikayesine kadar II. Abdülha- mid dönemi Bursa’sına dair değerli hocalarımızın kaynak niteliğinde yazılarını bu sayı- mızda bulacaksınız.

Bu özel dosya konumuzun yanında yoğun emekler har- canarak kotarılmış bir Bursa Günlüğü bulacaksınız. Bursa Günlüğü’nü keyifle okuyup özenle saklayacağınıza inanı- yor, saygılarımı sunuyorum.

Alinur AKTAŞ

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı

merhaba merhaba...

(4)

Yazar Adı

Haziran 2018 SAYI: 2 Ücretsizdir Yerel Süreli Yayın Üç ayda bir yayınlanır

İMTİYAZ SAHİBİ

Bursa Büyükşehir Belediyesi Adına Alinur Aktaş

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ (SORUMLU) Ahmet Bayhan

YAYIN DANIŞMANI Cengiz Erdem YAYIN KOORDİNATÖRÜ

Ahmet Akhan GENEL YAYIN YÖNETMENİ

Sefer Göltekin EDİTÖR İbrahim Büyükfuran KATKIDA BULUNANLAR Mehmet Esen, Tuğba Özmelek, Ekrem Şahin, Ömer Kır, Salih Başhan

FOTOĞRAFLAR

Nilay Şahinkanat İlcebay, Yasin Yıldırım, Ömer Bakan, Uğur Ozan Özen, Dr. Mustafa

Altuntaş, Y. Kenan Yetişen, Mehmet Esen, IRCICA Arşivi, Göç Tarihi Müzesi,

BBB Fotoğraf Arşivi KAPAK FOTOĞRAFI Bursa Saat Kulesi

(190'lü yıllarda yıkılmadan önceki hali- IRCICA Arşivi'nden)

Renklendiren: Mehmet Sezer GRAFİK TASARIM

Bursa Kültür A.Ş.

İLETİŞİM

Bursa Büyükşehir Belediyesi Zafer Mah. Ankara Yolu Caddesi. No: 1

P.K.16270 Osmangazi/BURSA Tel : 444 16 00 iletisim@bursagunlugu.com

www.bursagunlugu.com www.bursa.bel.tr

BASKI

Anadolu Mh. Karlıdağ Cd. No:32 Yıldırım / BURSA Tel: 0 (224) 251 04 14 www.renkvizyon.com.tr

Bu dergide yer alan yazı ve görsellerin tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilerek alıntı

yapılabilir. Yazıların hukuki sorumlulugu yazarlarına aittir.

Bursa Günlüğü İçindekiler İçindekiler

II. Abdülhamid döneminde Bursa'da eğitim Bursa’da Artvin ve Batum göçmenleri

II. Abdülhamid döneminde Bursa'da dönüşüm

Bursa Valisi Ahmet Vefik Paşa

Bursa’da ilk tiyatronun sıradışı hikâyesi

Ramazan ve Ulucami

22 14 6

26 30

38

Prof. Dr. Mefail Hızlı

Prof. Dr. Muammer Demirel Doç. Dr. Zeynep Dörtok Abacı

Ekrem Hayri peker Uğur Ozan Özen

Prof. Dr. Bilal Kemikli ile söyleşi

II. Abdülhamid

döneminde Bursa

(5)

Nahit Sırrı Örik'in hatıralarında Bursa

Dünden Kalanlar

Mevlid ve Süleyman Çelebi

Bursalı Fahri

Bursa ve Kılıç-Kalkan

Plevne İzlenimleri

Bursa Ulu Camii mihrap yazıları

Bursa Sağlık Tarihi Müzesi

Esaret zincirini torun sevgisiyle kırdı

68

94 50 54

80

88

44 60

76 72

R. Rüveyda Okumuş

Etkinlik haberleri Mustafa Özçelik

Nezaket Özdemir Bircan

Y. Kenan Yetişen

Mehmet Esen

Kasım Kara

Fikret Alkan

Turgut Aysu ile röportaj Karacabey Harası ve At Dr. Mustafa Altuntaş

Orhan Gazi’nin eşi Nilüfer Hatun’a çeyiz olarak verilen arazilerde kurulan ve İmparatorluk döneminde

“Çiftlikat-u Hümayun” bünyesinde faaliyetini sürdür- müş olan Karacabey Harası, Cumhuriyet döneminde ülkemizdeki hayvan ıslahı çalışmalarının en önemli merkezi olarak gelişmiş ve bu doğrultuda hizmetlerini sürdürmüştür.

Düzeltme:

Mart 2018'de yayınlanan ilk sayımızın 42-47. sayfaları arasında yer alan Bursa'yı Konu Edinen Minyatürler yazısında;

1-Sultan 1. Bayezid’in Tahta Çıkışı-Ahmedi.İskendername.1416-a, 2-Sultan 1. Bayezid’in Tahta Çıkışı-Ahmedi.İskendername.1416-b, 3-Osman Gazi’nin Bursa ve İznik Kuşatması Ahmedi.İskenderna- me.1416,

4-İznik Kalesi, Yenişehir ve Akbıyık Matrakçı Nasuh.XV.yy minya- türleri, Nezaket Özdemir'in Bursa Valiliği tarafından yayınlanan 'Fotoğraftan Önce Bursa - Minyatürler' kitabından alınmıştır.

(6)

S

anayi devriminin ardından Os- manlı Devleti coğrafî yakınlığı, özellikle hammadde kaynakla- rının zenginliği, topraklarının genişliği ile güç kaybeden geleneksel bir sanayi öncesi imparatorluğu ola- rak Avrupa devletleri için cezbedici bir yayılma alanıydı. Modernleşme sürecinin hız kazanması, Fransız İhtilâli ve Napolyon genişlemesinin güçlendirdiği milliyetçilik fikirleri karşısında Osmanlı Devleti’nin parça- lanmaya başladığı 19. yüzyıl sancılı ve uzun bir süreç oldu.

Osmanlı İmparatorluğu’nun en uzun yüzyılında 33 yıl tahtta kalan Sultan II.Abdülhamid (1876-1909), bir ta- raftan ülkenin toprak bütünlüğünü ve menfaatlerini korumak için Avrupa devletlerinin arasındaki anlaşmazlık

ve çatışmaları kullanarak bir “denge”

politikası izlemeye çalışırken, diğer taraftan da güçlü bir merkezi otorite tesis ederek askeri alan, eğitim, ba- yındırlık ve kamu hizmetleri başta olmak üzere bazı yenilik ve ıslahatları hayata geçirmeye çalıştı.

Bu bağlamda Bursa pek çok alanda yapılan ve imparatorluğun her böl- gesine yaygınlaştırılmaya çalışılan genel reformlarla, modern ve bayın- dır kentler tesis etme tahayyülünün uygulama alanı olarak bu yenilik- lerden payını aldı. Zaten kent yüzyıl başından itibaren ürettiği koza ve ipek ipliği ile Avrupa pazarına açılma sürecine girmişti. 1828’de Fransa’nın Lyon kentinde, ipek üretiminde buhar gücü kullanılarak, ipek fabrikalarda (filatür) çekilmeye başlanmış, üretim-

Doç. Dr. Zeynep Dörtok Abacı

/ Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü

II. Abdülhamid döneminde

Bursa'nın mekânsal ve kültürel dönüşümü

Osmanlı İmparatorluğu’nun en uzun yüzyılında 33 yıl tahtta kalan Sultan II.Ab-

dülhamid (1876-1909), bir taraftan ülkenin toprak bütünlüğünü ve menfaatleri-

ni korumak için bir “denge”

politikası izlemeye çalışırken, diğer taraftan da bazı yenilik ve ıslahatları hayata geçir-

meye çalıştı.

Yeşil Cami bahçesinden Bursa (IRCICA arşivinden)

(7)

de makineleşme gerçekleştirilmişti.

Fabrikada ipek üretiminin Lyon’da ortaya çıkışından 10 yıl sonra Bur- sa’da da ilk filatür fabrikası açılmıştı1. Devam eden süreçte 1852 yılında Sultan Abdülmecid tarafından İstan- bul’daki Hereke fabrikasına (1840) hammadde sağlamak ve ipekçiliği desteklemek amacıyla Demirkapı Mahallesi’nin aşağısında Çınar Önü denilen yerde “Harîr Fabrika-i Hüma- yunu” üretime başlamıştı2. Bursa’daki İngiliz konsolosu Maling 5 Ekim 1872 tarihli raporunda, kentte 1862 yılında 90 fabrika (bu sayı oldukça abartılı görünmekle birlikte), bu fabrikalarda 4345 çıkrık bulunduğunu bildirmek- tedir3. Dolayısıyla Bursa kenti Av- rupalı tüccar ve yatırımcılar için bir cazibe merkezi haline gelmişti.

1881 yılında Osmanlı Devleti’nin Avrupa ülkelerinden almış olduğu borçları ödeyememesi sonucu kuru- lan Duyûn-ı Umûmiye İdaresi’nin el koyduğu gelirlerden biri de Bursa’da ipekböceği kozasından alınan ipek öşrüydü. Duyûn-ı Umûmiye’nin çalış- maları ve o dönemde tüm dünyada ipek talebinin artması, kentteki koza ve ipek üretiminin gelişmesinde önemli rol oynadı4.

Değerlendirdiğimiz bu süreç Bur- sa’nın ürettiği koza ve ipek ipliği ile Avrupa pazarlarıyla bağlantısını ve kentteki ilk sanayi yatırımlarının nü- vesinin oluşturulduğunu göstermek- tedir. Yükselen bir üretim ve ticaret merkezi niteliği taşıması, İstanbul’a yakınlığı ve payitahtın beşiği olması dolayısıyla II.Abdülhamid döneminde- ki yenilikler ve bayındırlık faaliyetleri, özellikle Ahmet Vefik Paşa’nın valiliği sürecinde Bursa’nın çehresinin belir- gin bir şekilde değişmesine yol açtı.

Modern Bir Şehir Tesis Etmek: Ahmed Vefik Paşa ve Bursa

19. yüzyılın ikinci yarısında Bursa kentinin yeniden biçimlendirilmesin- de, bürokrat, Batı kültürünü yakından tanıyan bir entelektüel, sabırsız ve hırçın bir karaktere sahip Ahmet Ve- fik Paşa’nın etkisi yadsınamaz. Paşa Bursa’da ilk olarak 1863 Mart’ından, 1864 Ekim’ine kadar Anadolu Sağ Kol Ciheti müfettişliği, ikinci kez ise II.Abdülhamid döneminde Bursa va- lisi olarak 1879-1882 yılları arasında görev yapmıştır5.

Babasının vazifesi nedeniyle gençlik yıllarında Paris’te üç yıl kalan, Fran- sızcayı bir Fransız kadar iyi konuşabi- len, Fransızca'dan Türkçe'ye çeviriler yapan Ahmed Vefik Paşa, 1853-1870 yılları arasında III.Napoleon ve onun atadığı Seine Valisi Baron Eugene Ha- ussmann’ın kenarları ağaçlandırılmış, iki tarafında kafe ve mağazalarıyla geniş bulvarları, burjuvanın yaşam tarzına uygun yeni sosyalleşme alanları, tren istasyonları, bakımlı ve temiz yolları, camın ve demirin ağır- lıklı olarak kullanıldığı ön cepheleri yükseltilmiş görkemli yapıları, opera binaları, park ve bahçeleri ile düzen- lenmiş ve standardize edilmiş Paris kentinin modernize edilmesi6 süre- cine tanıklık etmiş, anavatanına dön-

düğünde de modern Osmanlı kentleri yaratma tahayyülünün gönüllü uygu- layıcılığını yapmıştır.

II.Abdülhamid döneminde Ahmed Vefik Paşa’nın, Bursa valiliği sırasında (1879-1882) kentsel dokuya kazan- dırdığı en önemli yapılardan biri Belediye Binası’dır. Bursa kentinde belediye örgütü 1867 yılında oluştu- rulmasına karşın, kentteki belediye binası 1879 (1297) yılında inşa edil- miştir7. Bursa Belediyesi binasının, mimarı Kütahyalı Şehbender’dir. Be- lediye binası 28x22 m boyutlarında dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır.

1902 yılında genişletilerek büyük salonu eklenmiştir8. Bursa Belediye binası, kökeni tamamen Batılı bir kurum olmasına karşın bir Osmanlı konağı gibi tasarlanmıştır.

Ahmed Vefik Paşa’nın inşa ettirdiği belediye binasının, yer seçimi ge- leneksel ile modernin, dünyevilik ile uhrevîliğin bir arada bulunması açısından önemli mesajlar vermekte- dir. Bina, Ulu Câmi, hanlar bölgesi ve Orhan Câmi’nin hemen yakınına inşa edilmiştir. Kentin geleneksel ticari ve dini merkezi olan bu bölge, artık aynı zamanda yönetsel işlevleri de yükle- nen yeni bir konuma evrilmiştir.

Ahmet Vefik Paşa’nın Bursa kentine bir tiyatronun kazandırılmasında da katkısı büyüktür. Paşa ile İstanbul Tiyatrosu yöneticilerinden Tomas (Thomas) Fasülyeciyan yollarının Bursa’da kesişmesi, kentte tiyatro kurma çabalarının başlaması için yeterli olmuştur. Ahmed Vefik Paşa,

II.Abdülhamid döneminde Ahmed Vefik Paşa’nın, Bur- sa valiliği sırasında (1879- 1882) kentsel dokuya kazan- dırdığı en önemli yapılardan biri Belediye Binası’dır. Bursa kentinde belediye örgütü 1867 yılında oluşturulması- na karşın, kentteki belediye binası 1879 (1297) yılında inşa edilmiştir.

Sultan Abdülhamid tarafından yenilenen Orhan Camii açılışı (IRCICA arşivinden)

(8)

Hükümet Konağı Caddesi’nin karşı tarafında yer alan kahvehanenin bahçesinde tiyatro binasını inşa ettir- miştir (1879). Binanın sağ ve solunda demirden dış kapıları vardı. Salon yu- varlak olup çevresinde yarı yuvarlak localar yer almaktaydı9. Seyircilerin oturacağı sıralar tahtadan yapılmıştı.

Orkestra çukuru beş kişiyi alabilecek genişlikteydi. Aydınlatma kandil ve gazyağı lambalarıyla yapılmaktadır.

Tiyatronun içi Fransız taşra tiyatrola- rına benzemekteydi10.

Ahmed Vefik Paşa’nın valiliği döne- minde tiyatro binası faal olarak kulla- nılmaya devam edilmiştir. Tiyatro do- kuz ay açık, yaz aylarında kapalıydı.

Haftanın üç günü verilen temsillerin bazı günleri yalnızca kadınlara ayrıl- mıştır. Ahmed Vefik Paşa tarafından Türkçe'ye çevrilen Le Malade Imagi- naire (Meraki) adlı eser tiyatronun ilk oyunu olur. Bursa Tiyatrosu’nda ayrıca Moliere’in Türkçe'ye çevrilen otuz dört piyesi oynanmış, yanı sıra başka çeviri oyunlar ve Türk tiyatro yapıtları da sergilenmiştir11. Bursa kentinde kamu hizmetlerinin

yaygınlaştırılması bağlamında ile- tişim alanında da yatırımlar yapıl- mıştır. 1870 yılından itibaren kentte telgraf kullanılmaya başlanmıştır12. Kentte postane-telgrafhâne Ahmed Vefik Paşa’nın Bursa valiliği sırasında 1879 tarihinden sonra inşa edilmiştir.

İçinde telgraf ünitesinin de bulundu- ğu ilk postane binası, Ahmed Vefik Paşa Tiyatrosunun yanında yer al- makta ve daha çok Osmanlı nitelikleri taşımaktadır13.

Ahmed Vefik Paşa’nın Bursa’daki diğer bir icraatı, 1879 yılında 60 yataklı olarak Gurebâ Hastanesi’nin yaptırılması olmuştur. Batılı tarzda bir hastane olan Gurebâ Hastanesi, yer seçimi ile tamamen Doğulu’dur, çünkü kente dışarıdan gelenlerin kolayca görebilecekleri şehrin eski merkezinde hakim bir tepede inşa edilmiştir. 1895 yılında Bursa’ya ge- len ve kendisi de bir doktor olan Şera- fettin Mağmumi, hastaneye demir bir kapıdan girildiğini, sağ tarafta kiler ve mutfakla yeni gelen hastaların bir gece yatmalarına ayrılan karantina koğuşunun bulunduğunu anlatır.

Solda hekimler odası ve eczane yer almaktadır. Bütün bunlar ayrı binalar halindedir. Mağmumi, dökme kar- yolalar, pamuk şilteler, duvara asılan fenerler ve diğer araç gereçlerin nok- sansız ve kaliteli olarak sağlandığını belirtir.14 Bursa örneğinden de anlaşı- lacağı gibi II.Abdülhamid döneminde sağlık hizmetleri yavaş yavaş devletin yükümlülüğü olarak görülmeye baş- lanmıştır.

II.Abdülhamid döneminde Bursa va- liliği yapan Ahmet Vefik Paşa, kentin modern ve bayındır bir hale gelme- sinde önemli katkılar sağlamış, fakat hırçın ve sabırsız kişiliği dolayısıyla hakkındaki şikayetler artınca İstan- bul’a geri çağırılmıştır.

Modern Eğitim Kurumları

II.Abdülhamid dönemi iç politika- sı, devletin iktisadi alt yapısının geliştirilmesi, üretim ve vergi po- tansiyelinin arttırılması Müslüman tebânın eğitim yoluyla desteklenip, daha yaygın ve güçlü bir toplumsal temel oluşturulması, kamu hizmet- lerinin yaygınlaştırılması gibi ilkeleri Fotoğrafçı Kargopoulo'nun gözünden Muradiye(IRCICA arşivinden)

(9)

içermektedir15. Öyle ki bu ilkeler doğrultusunda Bursa bu dönemde çok sayıda modern eğitim kurumuna kavuşmuştur.

II.Mahmud döneminden itibaren ve Tanzimat fermanının ilanından sonra genellikle câmi veya medreselerin yanına açılan, giderleri vakıf gelirleri ile karşılanan, belirli bir teşkilat ve programları olmayan, daha ziyade Kur’a-ı Kerim okuma ve dini bilgilerin öğretildiği sıbyan mekteplerinin16 ıslahına çalışılmıştı. İlk ve ortaöğre- timi modern esaslara bağlayan 1869 tarihli Maarif Nizamnâmesi ile de öncelikli olarak sıbyan mekteplerinin yerine ibtidâi mekteplerinin açılması kararlaştırılmıştı. Bu çerçevede Bur- sa eğitim reformlarının uygulamaya konduğu başta gelen taşra kentlerin- den biri oldu.

Bursa’da 1862 yılından sonra sıbyan mektepleri yerine “usûl-ı cedîd” (yeni usulde) eğitim yapan “iptidâi mektep- ler” (ilk okullar) açılmaya başlanmış- tı17. 1886 yılında kentte Câmi-i Kebir (Ulu Câmi), Manastır ve Reyhan Paşa gibi kent merkezine yakın mahalle- lerde açılan iptidâi mekteplerinde toplam 236 öğrenci bulunurken, din eğitimini sürdüren toplam 80 kız ve erkek sıbyan mektebinde, 2350 öğrenci eğitim görmekteydi18. 1907/1908 yılına gelindiğinde ise kentte farklı mahallelerde 30 yeni usûl iptidâi (ilkokul) açılmıştı.

Bursa’daki bu gelişmeler İstanbul’da- ki yöneticiler kadar, taşranın da eğiti- min önemini anladığı ve geliştirmeye çalıştığını gösterir niteliktedir19. Ancak eğitim faaliyetlerinin geliştiril- mesi ve yürütülmesinde mali kaynak yetersizliği temel sorun olarak görün- mektedir. 1907 yılında Bursa Valisi Mehmet Tevfik Bey İstanbul’a yazdığı bir resmi yazıda, Hüdâvendigâr Vilâ- yeti’nin merkezi olan Bursa’nın tica- ret açısından sahip olduğu öneme ve nüfusunun yoğunluğuna karşın, okul sayısının yetersiz ve var olan okul- ların da harap durumda olduğunu belirtmektedir. Mehmed Tevfik Bey yazısında kentte özellikle yeni iptidâi (ilkokul) okullarının açılabilmesi için gerekli mali kaynağı sağlamak üzere, zebhiye resminin (hayvan kesim ver- gisi) tahsis edilmesini talep etmekte- dir20. Bu okullar yeni açılan rüştiyele- re öğrenci yetiştirmede önemli bir rol üstlenmiştir.

1869 tarihli Maarif Nizamnâmesi’ne göre nüfusu 500 haneden fazla olan her yerleşim yerinde öğrenim süresi en az 4 yıl olmak kaydı ile bir rüştiye (ortaokul) açılması öngörülmüştü.

Bu okullara erkek ve kız öğrencilerin yanı sıra gayr-ı Müslimler de kabul edilecekti. Bursa’da ilk rüştiye, (or- taokul), Mahkeme Mahallesi’ndeki Mahkeme Hamamı karşısında inşa edilmişti. 1854’te askeri rüştiye olarak inşaatına başlanan okul, 17 Temmuz 1860 tarihinde ulema, tekke şeyhleri ve vilâyet meclisi üyelerinin katılımıyla düzenlenen bir törenle açıldı21. Daha sonra 1892’de Mekteb-i İdadi-i Mülkî ile birleştirilen rüştiye yeni binasına taşındı, eski bina Kız (inâs) Rüştiyesi oldu. 1901’de ise

Reyhan Mahallesi’nde inşa edilen Kız (inâs) Rüştiyesi açıldı22. Kız (inâs) Rüştiyesi’nin 1898’de 121, 1903’de ise 126 öğrencisi vardı. Aynı dönem- de Bursa Askeri Rüştiyesi’nde 275 erkek öğrenci eğitim görmekteydi23. Okulda, din ilimlerine giriş, Türkçe, Arapça, Farsça, hesap, tarih, coğrafya, geometri ve Fransızca dersleri oku- tulmaktaydı24. II.Abdülhamid döne- minde gerçekleştirilen eğitim reform- ları sadece erkek çocukları değil kız çocuklarının da öğrenim görmesini kapsıyordu.

1845’de Bursa Askeri İdadisi (lisesi) açıldı. Bu yeni okul önce Hükümet Caddesi’ndeki bir konakta eğitime başlamıştı. Bu yapı, 1855 depreminde büyük zarar gördüğü için, 1893’te ya- pımı tamamlanan Işıklar’daki (Işıklar Askeri Lisesi) yeni yerine taşınmıştır.

Bursa Askeri İdadisi’nde 1880-1890 yılları sayıları 65-135 arasında deği- şen öğrenci öğrenim görmekteydi25. Sayıları hızla artan bu okullar için öğretmen de yetiştirmek gerekiyor- du. Dârü’l-muallimîn 1884 yılında erkek öğretmen okulu olarak eğitime başladı.

II.Abdülhamid döneminde Bursa’da lise düzeyinde memur, teknik eleman ve tarım uzmanı yetiştirecek yeni okullar açıldı. 1885’te Mekteb-i İda- di-i Mülki eğitime başladı (Veli Şem- seddin Mahallesi’nde, bugünkü Erkek Lisesi). Okulun açılış amacı devletin bürokrat ihtiyacını karşılayabilmek için memur yetiştirmekti.

Kimsesiz çocukların zanaat sahibi

II.Abdülhamid döneminde Bursa’da lise düzeyinde me- mur, teknik eleman ve tarım uzmanı yetiştirecek yeni okullar açıldı. 1885’te Mek- teb-i İdadi-i Mülki eğitime başladı. Okulun açılış amacı devletin bürokrat ihtiyacını karşılayabilmek için memur yetiştirmekti.

Çekirge'ye giden yol (IRCICA arşivinden)

(10)

olabilmesi için Islahhâne (sonradan Hamidiye Sanayi Mektebi, bugünkü Tophane Endüstri Meslek Lisesi) adıyla 1869 yılında 24 yetim çocuk ile Filiboz Mahallesi’nde ilk sanayi mektebi açılmıştı. Okulda okuma yaz- manın yanı sıra külahçılık, terzilik ve daha sonra kunduracılık alanlarında eğitim veriliyordu26. Bu okul birkaç farklı yere nakledildikten sonra Hisar Mahallesi’nde 1899 yılında Hamidiye Sanayi Mektebi olarak hizmet verme- ye devam etti. Bu dönemde okulda ek olarak marangozluk, demircilik, cilt- çilik, resim ve hat dersleri de verilme- ye başlanmıştı27. 1906 yılında öğren- cilerin ürettikleri ürünlerin satışı için bugünkü Cumhuriyet Caddesi’nde bir satış mağazası bulunuyordu.28 Ayrıca modern tarım yapılmasını sağlamak, yüksek verim sağlayan tohumları deneyerek çiftçilere sun- mak, tarımsal verimliliği arttırmak ve nitelikli eleman yetiştirmek amacıyla 1891 yılında Hüdâvendigâr Ziraat Mektebi ve Numûne Çiftliği/ Hüdâ- vendigâr Hamidiye Ziraat Mektebi açıldı29.

1881 yılında Duyûn-ı Umûmiye İda- resi’nin önerisi ile Bursa’da bir Harir

Darü’t-talimi açılması kararlaştırıl- dı30. Okul 1894’te İpekçilik Cadde- si’nin bitimindeki binasında 12 öğ- renci ile faaliyetine başladı31. Kevork Torkomyan’a öğretim görevinde yine bir Osmanlı Ermenisi olan Yervant Beyazyan yardım etmekteydi32. 1905 yılına kadar Harir Darü’t-talimi’n- de toplam 1234 kişi eğitim gördü.

Mezunların içinde Hüdâvendigâr Vilâyeti dışından gelerek, böcekçilik konusunda eğitim görenler de vardı.

Harir Dârü’t-talimi pebrine hastalığı- nın ortadan kaldırılması ve ipek bö- cekçiliğinin geliştirilmesine katkıda bulundu33.

Islahat Fermanı ve sonrasında azınlık hakları konusunda yapılan düzenle- meler sonrasında 1899 yılına gelindi- ğinde, Bursa’da 5 Rum (800 öğrenci), 2 Ermeni (1200 öğrenci) ve 1 Yahudi okulu (250 öğrenci) bulunmaktaydı.

Okullar bu grupların yaşadığı ma- hallelerde açılmışlardı. Kentte ayrıca 1893’de ruhsat verilen 2 Amerikan Okulu (kız rüştiyesi), 3 Fransız Rüşti- yesi, önce ilkokul olarak açılan (1893) daha sonra rüştiye ve idadi bölümleri de eklenen Sıbyan Bahçesi ismiyle bili- nen bir de Rus okulu bulunmaktaydı34.

Kentin Değişen Çehresi (Matbaalar, Bankalar ve Oteller)

19. yüzyılın ikinci yarısında, gelişen ticaret hacmi ile kredi ihtiyacı kentsel iktisadi yapıyı etkilemiştir. Depo- lama-konaklama gereksinimleri ve devam eden uzun savaşlar, ulaşım, haberleşme ve finans alanlarında yeni bir örgütlenme biçimini zorunlu hale getirmiştir. Bu zorunluluk sonu- cunda, bankaların, demiryollarının ve telgrafın aynı dönemde kullanılmaya başlandığı görülmektedir.

Vilâyetlerin oluşturulması sürecinde her vilâyette bir matbaa kurulması düşünülmüştü. Valilik bünyesi için- de açılmaya başlanan matbaalarda, öncelikle kırtasiye işlerine ağırlık verilmiş, bunun yanı sıra salnâmeler (yıllıklar), takvimler, kitaplar ve res- mi vilâyet gazeteleri de basılmıştır35. Bursa’da ilk olarak Vilâyet Matbaası (resmi) Süreyya Paşa’nın valiliği sıra- sında 1283 (1868) yılında açılmıştır.

Bu resmi matbaa dışında kentte, Ferâizcizâde Mehmet Şakir tarafın- dan işletilen (1874) Ferâizcizâde Matbaası (Alaca Mescit Mahallesi) ve Çekırge Kaplıcası’na giden şose ve sağda Tuna Oteli. Foto: Hüseyin Zekâi Paşa, 1891-1897 (IRCICA arşivinden)

(11)

Murat Emri tarafından 1889’da Geyve Hanı içinde açılan Emri matbaası gibi özel matbaalar da bulunmaktaydı36. Dünya ekonomisine eklemlenen Bur- sa kentinde finansal ihtiyaçları karşı- layabilmek için bankalar da değişen mekândaki yerini almıştı. Ziraat Ban- kası şubesi37 Duyûn-u Umûmiye’nin kentteki temsilciliği İpek Hanı’nda bulunuyordu38. Bu konumlanma kent merkezindeki hanların deği- şen işlevlerini göstermesi açısından önemliydi. Hanlar, içinde tüccarların konakladığı malların dağıtımının ve satışının yapıldığı mekanlarken, ar- tık içinde ofislerin bulunduğu, ithal malların satıldığı işyerleri durumuna gelmişlerdi. Örneğin İpek Hanı’nın, 26 Numaralı dükkanında Mois Efen- di, her çeşit saat, bilezik, yüzük gibi malları (veresiye olarak da) satar- ken, Rusya’dan özel olarak getirdiği çayları da müşterilerin beğenisine sunmaktaydı39. Yine saatçi ve yaldızcı Mehmet, halis Amerikan singer dikiş makinelerini, Kuyumcular Çarşısı’nın 159 No’lu dükkanda satıyordu. Yine Uzunçarşı’da Reji İdaresi ve askeri depolar bulunmaktaydı40. Bursa’nın ticaret merkezinde ithal malların satıldığı işyerlerinin, büyük şirketle- rin temsilciliklerinin yer alması, kent sâkinlerinin lüks mallarla tanışması,

“tüketim” alışkanlıklarının değişmeye başlaması demekti.

Bursa kentinin İstanbul’a yakın ve ulaşım olanaklarının o dönemin koşullarına göre rahat olması, kent- teki geceleme süresini kısaltıyordu.

Bursa’daki oteller daha çok Çekirge civarında yoğunlaşmıştı. Çekirge’de kentin ünlü kaplıca ve banyolarından faydalanmak olanağı da bulundu- ğundan yabancılar bu tarafı tercih etmekteydi. Özellikle Mayıs ve Ekim aylarında, İstanbul ve Pera’nın seçkin aileleri kaplıcalara gelir ve kentte bir süre kalırlardı. Bursa’da 1893’de sekiz olan otel sayısı, 1907 yılında 21’e çıkmıştı. Toplam 345 odalık bir kapasite vardı41.

Dönemin Bursa otelleri arasında en ünlüleri, Yahudilik Mahallesi’ndeki Hotel Bellevue (gecelik fiyatı 1905’te 9-12 frank arasındadır), Çekirge’de Ermeniler tarafından işletilen Splen- did Oteli, aynı zamanda ipek fabrikası olan Madam Brotte’nin sahibi olduğu Hotel D’Anatolie (gecelik fiyatı 15 franktır, uzun süre kalınırsa fiyatta in-

dirim yapılmaktadır), I.Murad külliye- si yakınlarındaki Ada Palas, Şifa Oteli, Atlas Oteli, Demirci Oteli, Özhayat Oteli, yine Çekirge’de Servinaz Ha- mamı civarındaki Hotel Continental, ve Setbaşı’ndaki Nuriye otelleridir42.

Kentteki otel ve misafir odaları Çekir- ge ve çevresinde yoğunlaşmıştır43.

Açılan Yollar ve Kent İçi Ulaşımı

19. yüzyıl öncesinde Bursa kentinin sosyo-ekonomik yapısına uygun ola- rak sokaklar yalnızca insanların ve taşıt olarak kullanılan binek hayvan- larının geçeceği genişlikte yapılmıştı.

Ayrıca sokak ve yollar sık sık çık- mazlarla son bulmaktaydı. Bu açıdan kentte planlı ve birbirine bağlanan sokak ve caddelerden bahsetmek mümkün değildi.

Kent içi ulaşımını kolaylaştırmak için daha önce, Abdülaziz’in 1861’deki Bursa ziyareti sırasında Kaplıca Çekirge yolu genişletildi ve doğuya doğru beş kilometre daha Kütahya yoluna kadar uzatıldı. Daha sonra Ahmed Vefik Paşa’nın valiliği sıra- sında Bursa-Gemlik yolu genişletildi (1865)44..

Ahmed Vefik Paşa Çekirge’yi Bursa kent yerleşim alanının bir parçası haline getiren Çekirge-Bursa yolunu yaptırdı. Kent içinde de Deveciler Mezarlığı’nı ikiye ayırarak, doğu-batı yönündeki caddeyle birleşen Gemlik Caddesi açıldı. Kent genelinde ana sokaklar genişletilip, çıkmazlar kaldı- rılarak geleneksel Osmanlı dokusun-

da değişiklikler meydana geldi.

Daha sonra Bursa Valisi Nazif Paşa(1883-1885) tarafından Uludağ ve Mudanya yolları genişletilerek Geçit Köprüsü inşa edildi. Vali Ce- laleddin Paşa (1889-1891) Acem- ler’den Karacabey’e giden yolu açtı.

Vali Ahmed Münir Paşa da (1891- 1897) Maksem Caddesi’nin yapımına başlamış ayrıca Ahmed Vefik Paşa döneminde başlanan ancak yarım kalan yolları tamamlamıştır. Bugün de yoğun şekilde kullanılan ulaşım aksları Fevzi Çakmak-Santral Garaj bağlantısı, Cumhuriyet Caddesi, Ça- kırhamam Stadyum arasındaki yollar Vali Mümtaz Paşa (1903-1906) döne- minde yapılmıştır45.

1862 Suphi Bey’in hazırladığı plan ile 1907 yılı haritası karşılaştırıldığında kent mekanına yapılan müdahaleler ve açılan yollar açıkça görünmektedir.

Kuzey-güney ve doğu-batı yönlerinde birbirini kesecek şekilde açılan yollar kentin geleneksel dokusunu adeta parçalayarak birbirine bağlamaktadır.

Yeşil-Setbaşı, İpekçilik ve Kayhan Çar- şısı gibi yangınlar nedeniyle neredey- se yok olan mahalleler ızgara planlı olarak tekrar düzenlenmiştir.

1893 yılında Setbaşı Köprüsü’nden Çekirge’ye kadar 5 km’lik tramvay hattı inşası için, Cemil Bey beledi- yeden imtiyaz talebinde bulunmuş, ancak hattın inşası konusunda mukâvelenâmenin bazı şartlarında anlaşılamamış ve proje hayata geçiri- lememiştir46.

Orhan Camii ve Belediye Binası Foto: Yarbay Servili Ahmed Emin; 1886 (IRCICA arşivinden)

(12)

Kentin farklı mahallelerinden, Bursa ve Acemler tren istasyonuna ve semt- ler arasında tek ve çift atlı arabalarla, landonlar özel olarak kent içi ulaşım için saat ücreti ödenerek de kiralana- bilmekteydi47.

Yeni yolların açılması, var olan yolla- rın genişletilmesi ve çıkmaz sokakla- rın büyük ölçüde kaldırılması kent içi ulaşımını kolaylaştırarak, insanların mahalle ölçeği üzerinde, kent ölçeğin- de bütünleşmesini sağlamaya yönelik girişimlerdi.

Bursa-Mudanya Demiryolu

Sultan II.Abdülhamid Osmanlı üretim ve tüketim piyasasını birbirine bağ- lamak, isyan ve karışıklıklara hızla müdahale etmek, asker ve teçhizatın nakliyesini sağlamak için demiryol- larının devlet açısından ne kadar önemli olduğunun farkındaydı. Ayrıca demiryolu yatırımlarının öncelikli olarak yerli sermaye ile gerçekleştiril- mesini düşünse de, kaynak ve teknik uzman yetersizliği dolayısıyla bu yatırımlar genellikle yabancı girişim- ciler tarafından yapılmak durumunda kalmıştı48.

Bu çerçevede Bursa-Mudanya de- miryolu 1872-1873 (H.1290-1291) yıllarında bir metre açıklığında dar hat olarak inşa edilmişse de49 işleti- lememiş yaklaşık 18 yıl âtıl durumda kalarak, ancak 12 Receb 1308 (22 Şubat 1891) tarihli bir ferman ile hat- tın onarılarak yeniden düzenlenmesi

buyurulmuştur. Fermanda hazineye 30.000 Osmanlı altını vermek koşu- luyla demiryolunun işletme hakkının 99 yıllığına Mösyö Jorj (George) Nagelmakers’ın şirketine verildiği belirtilmiştir. Mösyö Jorj (George) Nagelmakers daha sonra, Mudanya, Bursa Bandırma ve Konya şimendifer hatlarının tümünün imtiyazına sahip olmuştur50.

Bu anlaşma çerçevesinde 26 Mayıs 1307 (8 Haziran 1891) tarihinde baş- layan onarım çalışmaları 5 Haziran 1308’de (17 Haziran 1892) tamam- lanmış ve Bursa- Mudanya demiryolu hattı, törenle hizmete açılmıştır.

Hattın toplam uzunluğu 41.780 m olup, seyahat süresi ortalama 1,5-2 saattir51.

1900’lü yılların başında Mudanya’ya ve oradan demiryolu ile Bursa’ya gelen gezgin Richard Davey ahşap olarak inşa edilen Mudanya istasyo- nunun, Fransa’da her küçük kasabada bulunan basit ama sevimli tren istas- yonlarına benzediğini, istasyonda, bir gazete bayi ve büfe bulunduğunu, ayrıca çeşitli ilanların da asılı olduğu- nu belirtir52.

Bursa-Mudanya demiryolunun Av- rupa Devletleri açısından en önemli işlevi, öncelikli olarak Bursa ve çev- resinde üretilen, ham ipek ve (koza, ipekböceği tohumu gibi) yan ürün- lerinin Mudanya Limanı’ndan Fran- sa’nın hatta Avrupa ipek piyasasının merkezi olan Lyon ve Marsilya liman- larına akıtılmasını sağlamaktır. Aynı

Mudanya-bursa hattının açılış töreni. 1892 (IRCICA arşivinden)

Mudanya-Bursa Demıryolunun Mudanya İstasyonu. 1892(IRCICA arşivinden)

(13)

zamanda krom ve borsit madeninin ve diğer ihrac ürünlerinin taşınması amacına yönelik olarak inşa edilen Bursa-Mudanya demiryolunun, inşa edilmesi planlanan Balıkesir-Ban- dırma, Bandırma-Karacabey ve Ka- racabey Bursa demiryolu hatlarına bağlanması düşünülmüşse de bu ger- çekleştirilememiştir.

Bursa-Mudanya demiryolu, Bursa’nın, bölgesel bir merkez haline gelme- sinde ve diğer kentler ve ülkeler ara- sındaki ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerin bir parçası olmasında bağ- layıcı bir rol oynamıştır.

Denizyolu Ulaşımı

Bursa ile İstanbul ve Avrupa’daki li- manlar arasında denizyolu ulaşımının sağlanması, kentten ve kırsal art böl- gesinden tarım ürünleri ile özellikle ipek ipliği ve kozanın taşınması için büyük önem taşımaktaydı. Bursa’nın iki önemli iskelesi Mudanya ve Gem- lik ile İstanbul arasında düzenli vapur seferleri 1865 yılından sonra baş- lamıştır. Kentte ipek üretiminin art- ması ve yabancı tüccarlar ile kurulan ekonomik ilişkiler, İstanbul’dan Bur- sa’ya vapur seferlerinin yapılmasını zorunlu hale getirmişti. Bu amaçla başlangıçta Gemlik-İstanbul arasında olmak üzere yolcu ve yük taşımak için, hisseleri halka da açık olan

“Gemlik Körfezi Vapur Şirketi” (daha sonra Şirket-i Mahsusa) kuruldu. Şir- ketin başlangıçta 8250 Osmanlı altını sermayesi bulunmakta ve toplam 250 adet hisse senedi 33 Osmanlı lirasına satılmaktaydı. Yabancı (Fransız) ser- maye ile kurulan şirketin yöneticiliği- ni Mösyö Goriero Pavlo yapmaktaydı.

Gemlik Vapur iskelesi merkeze uzak olduğu için 1893’te şehre yakın bir iskele yapılmasına karar verildi53. 1886 yılında İstanbul-Mudanya ara- sında Perşembe hariç haftanın altı günü karşılıklı vapur seferleri yapıl- maktaydı54. Bursa’nın diğer limanı Mudanya’dan da taşımacılık yapma- sının öngörülmesi ipek ticareti için deniz yolu ulaşımının gerekliği konu- sunun Osmanlı yönetimi tarafından anlaşıldığını göstermektedir.

Sergiler ve Müze

II.Adülhamid döneminde Bursa’da 1906 ve 1909’da iki ayrı sergi dü- zenlenmiştir. Vali Tevfik Bey başkan- lığındaki ilk sergi Bursa Mamulât ve

Mahsulât Sergisi adını taşır. Serginin amacı ipek ve havlu üretiminin tanı- tılması ile çiftçilere iyi cins tohum ve ziraat aletlerini kullanmaya teşvik etmektir. Sergiye katılan girişimciler ödüllendirilerek, birer madalya veril- miştir.

1906 Bursa Sergisi’nde şekercilik ve pastacılıktan, mücevherata, dericilik- ten orman ve maden işlerine, güzel sanatlardan Kütahya çinilerine kadar 21 farklı alanda ürünler sergilenerek satışlar yapılmıştır55.

Yaklaşık 53 gün açık kalan 1909 ser- gisinde ise sanayi-i nefise (yağlı boya, kara kalem resimler, oyma yazılar, heykeller), sanayi-i muhtelife, ziraat, mensucat gibi altı ayrı bölüm mev- cuttur. Bu sergi büyük ilgi görmüş ve 32.295 kişi ziyaret etmiştir56.

Daha sonra vali olacak, Bursa Maarif Müdürü Azmi Bey Müze-i Hümayun Bursa Şubesi” ismi ile mekteb-i idâdî mülkinin bahçesinde, 19 Ağustos 1320 (1 Eylül 1904) tarihinde müze- nin açılışını gerçekleştirmiştir. 1909 yılı sonuna kadar Osmanlı, Selçuklu, Bizans ve Roma dönemlerine ait 512 eser kataloglanarak ziyarete açılmış- tır57.

Sonuç

II.Abdülhamid döneminde Bursa’da inşa edilen belediye, postane, tiyatro ve hastane ile ticari, dini işlevler yük- lenen kent merkezi idari ve kamusal fonksiyonlar da kazanmış, kentte yaşayan insanlar açısından devlet daha “görünür” hale gelmiştir. Mo- dernleşme sürecinde Bursa’da dini, ticari ve idari fonksiyonları üstlenen kent merkezi, Ulu Câmi, hanlar ve belediye, tiyatro ve postaneyi de içine alarak farklı bir nitelik kazanmış ve genişlemiştir.

Özellikle kent içi ulaşımını kolaylaş- tırmak için tüm mahallelerin merkeze bağlanmasını sağlayan, bugün halen kentin ana akslarını oluşturan cad- deler açılmıştır. Çıkmaz sokakların kaldırılması ve kent merkezinin yeni işlevler üstlenmesiyle, geleneksel mahalle ölçeği dışında kentli olma bilincinin oluşumunun ilk adımları atılmıştır. Bursa-Mudanya demiryolu ve Gemlik Mudanya İskelelerinden sürdürülen deniz ulaşımı ile Bur- sa’nın başkent ve dış dünya ile bağ- lantısı tesis edilmiştir. Telgraf hatla- rının genişletilmesi ve postanenin

yapılması Bursa’nın haberleşme ve iletişim açısından da dışarıya açık bir yapı kazanmasını sağlamıştır.

Şüphesiz II.Abdülhamid döneminde Bursa’da uzun vadede en etkili ge- lişmeler eğitim alanında olmuştur.

İlkokullar, erkek ve kız rüştiyeleri, mülki ve askeri idadiler, öğretmen okulu, sanayi mektebi, ziraat mektebi, ipekçilik okulu, kentte bugün sahip olduğumuz köklü eğitim kurumları- nın temelini oluşturmuştur.

Ayrıca düzenlenen sergiler, II.Abdül- hamid döneminde teknoloji, yeni tek- niklerin tanıtılması ve kullanılması ile imalat sektörünün geliştirilmesine gösterilen gayreti yansıtmaktadır.

Yine kentte resmi ve özel matbaaların bulunması, yerel gazete ve dergilerin çıkartılması ek olarak bir müzenin kurulması Bursa’nın mekânsal deği- şiminin yanı sıra kültür hayatının da canlılığının göstergesidir.

Dipnotlar

1 Leila Erder, The Making Of Industrial Bursa: Economic Activity and Population in a Turkish City 1835-1975, (Yayınlan- mamış Doktora Tezi, Ph.D.), Princeton University, 1976, s.96.

2 Edward, C. Clark, “The Ottoman Endust- rial Revolution”, International Journal of Middle East Studies, C.V, 1974, s.69.

3 Ergun Türkcan, , “İngiliz Konsolosluk Raporlarına Göre Ondokuzuncu Yüzyılın İkinci Yarısında Bursa”, Toplum ve Bilim, C.IV, Sayı 34, Ankara, 1985, s.391.

4 Donald Quataert, “Osmanlı İmparator- luğu’nda Tarımsal Gelişme”, çev.Ahmed Günlük, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Tür- kiye Ansiklopedisi, C.VI, İstanbul, 1985, s.1561.

5 Necip Aksoy, “Ahmed Vefik Paşa”, Ulu- dağ, C.III, Sayı 37, Bursa, 1941, s.20, 21.

J., Deny, “Ahmad Wafik Pasha”, EI2, C.I, s.298. Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî, C.I, s.308. Abdullah F.Tansel, “Ahmed Vefik Paşa”, Belleten, Sayı 109, Ankara, 1964, s.130.

6 Bkz. Michel Carmona, Paris’in Kentsel Dönüşümü, Haussmann Uygulamaları, çev.

Murat Aykaç Erginöz, FSFY Yay., İstanbul, 2000.

7 Bursa Vilâyeti Salnâmesi, 1927, s.396.

8 Beatrice St.Laurent, “Bir Tiyatro Amatö- rü: Ahmed Vefik Paşa ve 19.Yüzyılın Son Çeyreğinde Bursa’nın Yeniden Biçimlen- mesi”, Modernleşme Sürecinde Osmanlı Kentleri, ed.Paul Dumont-François Geor- geon, 2.baskı, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstan-

(14)

bul, 1999, s.113, 114.

9 Bora Oğuz, Ferâizcizâde Mehmed Şakir ve Bursa Tiyatrosu, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Yay., Ankara, 1987, s.66.

10 Edmond Dutemple, En Turquie d’Asie;

Notes de Voyage en Anatolie, Paris, 1883, s.40.

11 Abdullah F.Tansel, “Ahmed Vefik Pa- şa’nın Eserleri”, Belleten, C.XVIII, Sayı 110, Ankara, 1964, s.256.

12 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1287 (1870), s.132. Salnamede, 1870 yılında Hüdâvendigâr Vilâyeti’nden Suriye’ye 20 kelimelik bir telgraf çekmenin ücreti 40 kuruş olarak belirtilmiştir.

13 Laurent, a.g.m., s.96. Bursa postahâne- sinde 1893 yılında yapılan düzenlemeler- le mektup ve telgrafların sahiplerine daha kısa sürede ulaşması sağlanmıştır. Daha önce geceleri telgrafhanede kavâs (emir çavuşu), mübâşir, muhafaza memuru ve muvazzi’ (dağıtıcı) bulunmazken, bu düzenleme sonrasında postahânede her gece 2 kavas ve 1 muvazzi’ bulundurulma- ya başlanmıştır. Bursa Gazetesi, No:127, 16 Zilhicce 1310 (1 Temmuz 1893), s.4.

14 Şerafeddin Mağmumi, Bir Osmanlı Doktorunun Anıları, Yüzyıl Önce Anadolu ve Suriye, çev.Cahit Kayra, Bükey Yay., İstanbul, 2001.s.37-38.

15 Engin Akarlı, “II.Abdülhamit Hayatı ve İktidarı”, Osmanlı Ansiklopedisi, C.4, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 1999, s.257.

16 Mefail Hızlı, Osmanlı Klasik Dönemi’n- de İlköğretim ve Bursa Sıbyan Mektepleri, Uludağ Üniversitesi Yay., 1999, s.72.19.

yüzyıl sonuna kadar kentte 134 sıbyân mektebi bulunmaktaydı. Hızlı, a.g.e., s.42- 44.17 İlhan Tekeli, “Tanzimat’tan Cumhu- riyet’e Eğitim sistemindeki Değişimler”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansik- lopedisi, C.II, İstanbul, 1985, s.468.

18 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1303 (1886), s.137.

19 Nilüfer Dergisi, İkinci Sene No:9, 1 Receb 1305 (14 Mart 1888), s.1-3. Burada İstanbul’dan eğitim ve maarifin gelişti- rilmesinin önemini anlatan bir yazı yer almaktadır.

20 BOA, Yıldız Mütenevvia Evrakı, Dosya No:297, Gömlek No: 83, 18 Rabi’u-l Evvel, 1325 (1 Mayıs 1907).

21 26 Eylül 1949’da bugünkü Kız Lisesi olmuştur. Kazım Baykal, Bursa ve Anıtları, Bursa Halkevi Yay., Bursa, 1950, s.85, 86.

22 Hüdâvendigâr Gazetesi, No:1941, 7 Zilhicce 1318, s.1. Sadettin Eğri, “II.Abdül- hamid Döneminde Eğitim Sisteminde Mo- dernleşme Çabaları: Kızların Eğitimi ve Bursa İnas Rüşdiye Mektebi”, U.Ü.Fen-Ede- biyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 15, Sayı 26, 2014, s.127-128.

23 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1324 (1906-1907), s.590.

24 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1290 (1873), s.114, 1294 (1877), s.108, 1297 (1880), s.121.

25 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1297 (1880), 1303 (1886), 1306 (1889)’den alınmıştır.

26 Necdet Sönmezışık, Bursa Tophane Anadolu Teknik Lisesi Teknik Lise ve En- düstri Meslek Lisesi Kuruluş ve Tarihçesi, Bursa, 1991, s. 11.

27 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1324 (1906-1907), s.597.

28 Faruk Üsküdarî, Eski Bursa’dan Notlar, Bursa Sanayi ve Ticaret Odası Yay., Bursa, 1972, s.118.

29 Cafer Çiftçi, “Hudâvendigâr Hamidiye Zirâat Mektebi”, Osmanlı Modernleşmesi ve Bursa Sempozyum Kitabı, Bursa Osmanga- zi Belediyesi Yay., Bursa, 2009, s.292.

30 Tahir Yetmen, “İpekböcekçiliği”, Ulu- dağ, C.II, Sayı 20, Bursa, 1939, s.53.

31 Cafer Çiftçi, Bursa’da İpekçilik, Bursa Büyükşehir Belediyesi Yay., Bursa, 2017, s.66.

32 Donald Quataert, ”The Silk Industry of Bursa 1880-1914”, The Ottoman Empire and the World Economy, ed.Huri İslamoğ- lu-İnan, Cambridge Univerty Press, Camb- ridge, 1987, s.290.

33 II.Abdülhamid döneminde açılan okul- larla ilgili fotoğraflar ve daha fazlası için bkz. Sultan II.Abdülhamid Dönemi Fotoğ- raflarıyla Bursa, haz. Halit Eren-Mustafa Armağan, IRCICA Yay., İstanbul, 2011.

34 Bursa Gazetesi, No:129, 3 Muharrem 1311 (17 Temmuz 1893), s.5.

35 Bülent Varlık, “Yerel Basının Öncüsü:

Vilâyet Gazeteleri”, Tanzimat’tan Cumhu- riyet’e Türkiye Ansiklopedisi, C.I, İstanbul, 1985, s.99

36 Abdülkadir, Bursa Tarihi Kılavuzu, Bur- sa Vilâyet Matbaası, Bursa, 1327, s.300.

37 1905’te Ziraat Bankası yanı sıra Alman Orient Bankası’nın da bir şubesi İpek Ha- nı’nda bulunuyordu. İlhan Pınar, “Yüzyılın Başındaki Bursa”, Bursa, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara, 1996, s.166.

38 Bursa Gazetesi, No:102, 7 Cemâzi- ye’l-Ahir 1310 (27 Aralık 1892), s.8.

39 Bursa Gazetesi, No:102, 7 Cemâzi- ye’l-Ahir 1310 (27 Aralık 1892), s.9.

40 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1310 (1893), s.313.

41 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1324 (1907), s.281; Abdülkadir, a.g.e., s.8.

42 Neslihan Türkün Dostoğlu, Osmanlı Döneminde Bursa, 19.Yüzyıl Ortalarından 20.Yüzyıla Bursa Fotoğrafları, AKMED Yay., Antalya, 2001, s.316-330.

43 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1310 (1893), s.316. Bursa otelleri hakkında geniş bilgi için bkz. İsmail Yaşayanlar, Osmanlı Dönemi Bursa Otelleri, Nilüfer Belediyesi Yay., Bursa. 2013.

44 Laurent, a.g.m., s.86.

45 Önder Batkan, ,“Bursa Kentsel Gelişim ve Planlama Süreci”, Bir Masaldı Bursa, Yapı Kredi Yay., İstanbul, 1996, s.249.

46 Bursa Gazetesi, No:123, 13 Zilkâde 1310 (29 Mayıs 1893), s.3.

47 Bursa Gazetesi, No:124, 20 Zilkâde

1310 (5 Haziran 1893), s.3, 4.

48 Bkz. Metin Hülagü, “Sultan II.Abdül- hamid Dönemi ve Demiryolu Politikası (1876-1909)”, http://www.metinhulagu.

com/images/dosyalar/201203021125 00_0.pdf, Erişim: 30.04.2018. Onur, Ah- med, Türkiye Demiryolları Tarihi (1860- 1953), İstanbul Askeri Basımevi, İstanbul, 1953, s.10.

49 BOA, Sadâret Mühimme Kalemi Evrâkı, Dosya No:462, Gömlek No:60, 07 Şevval 1290 (28 Kasım 1873).

50 BOA, Yıldız Perâkende Başkitâbet Dâi- resi Maruzâtı, Dosya No:25, Gömlek No:7, 10 10 Rebiu’l-Evvel 1309 (14 Ekim 1891).

51 Nursal Kumaş, II.Abdülhamid Döne- minde Bursa’da Sosyal Hayat, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Bursa, 2011, s.179.

52 Richard Davey, The Sultan and His Subjects, London, 1907, s.408.

53 Kamil Kepecioğlu, Bursa Kütüğü, C.IV, haz.Hüseyin Algül, Osman Çetin, Mefail Hızlı, Mustafa Kara, Asım Yediyıldız, Bursa Büyükşehir Belediyesi Yay., Bursa, 2009, s.223.

54 Kumaş, a.g.e., s.182.

55 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1325 (1907-1908), s.290.

56 Kumaş, a.g.e, s. 147.

57 Kepecioğlu, a.g.e., C.III, s.258-259.

Kumaş, a.g.e., s.149.

Kaynakça Arşiv Belgeleri

BOA, Sadâret Mühimme Kalemi Evrâkı, Dosya No:462, Gömlek No:60, 07 Şevval 1290 (28 Kasım 1873).

BOA, Yıldız Mütenevvia Evrakı, Dosya No:297, Gömlek No: 83, 18 Rabi’u-l Evvel, 1325 (1 Mayıs 1907).

BOA, Yıldız Perâkende Başkitâbet Dâiresi Maruzâtı, Dosya No:25, Gömlek No:7, 10 10 Rebiu’l-Evvel 1309 (14 Ekim 1891) Bursa Gazetesi, No:102, 7 Cemâziye’l-Ahir 1310 (27 Aralık 1892).

Bursa Gazetesi, No:123, 13 Zilkâde 1310 (29 Mayıs 1893).

Bursa Gazetesi, No:124, 20 Zilkâde 1310 (5 Haziran 1893).

Bursa Gazetesi, No:127, 16 Zilhicce 1310 (1 Temmuz 1893).

Bursa Gazetesi, No:129, 3 Muharrem 1311 (17 Temmuz 1893).

Bursa Vilâyeti Salnâmesi, 1927.

Hüdâvendigâr Gazetesi, No:1941, 7 Zilhic- ce 1318.

Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1287 (1870).

Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1290 (1873)

Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1297 (1880).

Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1303 (1886)

Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1306 (1889).

(15)

Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1310 (1893).

Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1324 (1906-1907).

Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, 1325 (1907-1908).

Tetkik Eserler

Abdülkadir, Bursa Tarihi Kılavuzu, Bursa Vilâyet Matbaası, Bursa, 1327.

Akarlı, Engin, “II.Abdülhamit Hayatı ve İktidarı”, Osmanlı Ansiklopedisi, C.4, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 1999, ss.253-265.

Aksoy, Necip, “Ahmed Vefik Paşa”, Uludağ, C.III, Sayı 37, Bursa, 1941, ss.17-26.

Batkan, Önder, ,“Bursa Kentsel Gelişim ve Planlama Süreci”, Bir Masaldı Bursa, Yapı Kredi Yay., İstanbul, 1996, s.247-259.

Baykal, Kazım, Bursa ve Anıtları, Bursa Halkevi Yay., Bursa, 1950.

Bora, Oğuz, Ferâizcizâde Mehmed Şakir ve Bursa Tiyatrosu, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Yay., Ankara, 1987.

C. Clark, Edward, , “The Ottoman Endust- rial Revolution”, International Journal of Middle East Studies, C.V, 1974, ss.65-76.

Çiftçi, Cafer, “Hudâvendigâr Hamidiye Zirâat Mektebi”, Osmanlı Modernleşmesi ve Bursa Sempozyum Kitabı, Bursa Os- mangazi Belediyesi Yay., Bursa, 2009, ss.291-306.

___________, Bursa’da İpekçilik, Bursa Bü- yükşehir Belediyesi Yay., Bursa, 2017.

Davey, Richard, The Sultan and His Subje- cts, London, 1907, s.408.

Deny, J., “Ahmad Wafik Pasha”, EI2, C.I, ss.298- 299.

Dostoğlu, Neslihan Türkün, Osmanlı Dö- neminde Bursa, 19.Yüzyıl Ortalarından 20.Yüzyıla Bursa Fotoğrafları, AKMED Yay., Antalya, 2001.

Dutemple, Edmond, En Turquie d’Asie;

Notes de Voyage en Anatolie, Paris, 1883.

Eğri Sadettin, “II.Abdülhamid Döneminde Eğitim Sisteminde Modernleşme Çabaları:

Kızların Eğitimi ve Bursa İnas Rüşdiye Mektebi”, U.Ü.Fen-Edebiyat Fakültesi Sos- yal Bilimler Dergisi, Yıl 15, Sayı 26, 2014, ss.127-148.

Erder, Leila, The Making Of Industrial Bur- sa: Economic Activity and Population in a Turkish City 1835-1975, (Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ph.D.), Princeton University, 1976.

Hızlı, Mefail, Osmanlı Klasik Dönemi’nde İlköğretim ve Bursa Sıbyan Mektepleri, Uludağ Üniversitesi Yay., 1999.

Hülagü, Metin, “Sultan II.Abdülhamid Dönemi ve Demiryolu Politikası (1876- 1909)”, http://www.metinhulagu.com/

images/dosyalar/201203021125 00_0.

pdf, Erişim: 30.04.2018.

Kepecioğlu, Kamil, Bursa Kütüğü, C.III-IV, haz.Hüseyin Algül, Osman Çetin, Mefail Hızlı, Mustafa Kara, Asım Yediyıldız, Bursa Büyükşehir Belediyesi Yay., Bursa, 2009.

Kumaş, Nursal, II.Abdülhamid Döneminde Bursa’da Sosyal Hayat, Uludağ Üniversite-

si Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanma- mış Doktora Tezi), Bursa, 2011.

Mağmumi, Şerafeddin, Bir Osmanlı Dok- torunun Anıları, Yüzyıl Önce Anadolu ve Suriye, çev.Cahit Kayra, Bükey Yay., İstan- bul, 2001.

Michel Carmona, Paris’in Kentsel Dönüşü- mü, Haussmann Uygulamaları, çev.Murat Aykaç Erginöz, FSFY Yay., İstanbul, 2000.

Nilüfer Dergisi, İkinci Sene No:9, 1 Receb 1305 (14 Mart 1888), ss.1-3.

Onur, Ahmed, Türkiye Demiryolları Tarihi (1860-1953), İstanbul Askeri Basımevi, İstanbul, 1953.

Pınar, İlhan, “Yüzyılın Başındaki Bursa”, Bursa, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara, 1996, s..166-169.

Quataert, Donald, “Osmanlı İmparator- luğu’nda Tarımsal Gelişme”, çev.Ahmed Günlük, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Tür- kiye Ansiklopedisi, C.VI, İstanbul, 1985, ss.1556-1562.

___________,”The Silk Industry of Bursa 1880-1914”, The Ottoman Empire and the World Economy, ed.Huri İslamoğlu-İnan, Cambridge Univerty Press, Cambridge, 1987, .s.284-299.

Sönmezışık, Necdet, Bursa Tophane Ana- dolu Teknik Lisesi Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi Kuruluş ve Tarihçesi, Bursa, 1991..

St.Laurent, Beatrice, “Bir Tiyatro Amatö- rü: Ahmed Vefik Paşa ve 19.Yüzyılın Son Çeyreğinde Bursa’nın Yeniden Biçimlen- mesi”, Modernleşme Sürecinde Osmanlı Kentleri, ed.Paul Dumont-François Geor- geon, 2.baskı, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstan- bul, 1999, ss.105-118.

Sultan II.Abdülhamid Dönemi Fotoğrafla- rıyla Bursa, haz. Halit Eren-Mustafa Arma- ğan, IRCICA Yay., İstanbul, 2011.

Süreyya, Mehmed, Sicill-i Osmânî, C.I, Tarih Vakfı Yay., 2013.

Tansel, Abdullah F., “Ahmed Vefik Paşa’nın Eserleri”, Belleten, C.XVIII, Sayı 110, Anka- ra, 1964, ss.249-283.

___________, “Ahmed Vefik Paşa”, Belleten, Sayı 109, Ankara, 1964, ss.117-139.

Tekeli, İlhan, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim sistemindeki Değişimler”, Tanzi- mat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedi- si, C.II, İstanbul, 1985, ss.456-475.

Türkcan, Ergun, “İngiliz Konsolosluk Raporlarına Göre Ondokuzuncu Yüzyılın İkinci Yarısında Bursa”, Toplum ve Bilim, C.IV, Sayı 34, Ankara, 1985, ss.386-391.

Üsküdarî, Faruk, Eski Bursa’dan Notlar, Bursa Sanayi ve Ticaret Odası Yay., Bursa, 1972.

Varlık, Bülent, “Yerel Basının Öncüsü:

Vilâyet Gazeteleri”, Tanzimat’tan Cumhu- riyet’e Türkiye Ansiklopedisi, C.I, İstanbul, 1985, s.99-102.

Yaşayanlar, İsmail, Osmanlı Dönemi Bursa Otelleri, Nilüfer Belediyesi Yay., Bursa.

2013.

Yetmen, Tahir, “İpekböcekçiliği”, Uludağ, C.II, Sayı 20, Bursa, 1939, ss.52-56.

Muradiye Camii önü, Foto: Hüseyin Zekai Paşa 1891-97 (IRCICA arşivinden)

(16)

Giriş

Gerek Osmanlı hâkimiyetindeki böl- gelerde gerekse Osmanlı hâkimiyeti dışındaki Kafkas bölgelerinden Türk ve Müslümanlarının göç yönleri her zaman Osmanlı toprakları olmuştur. Artvin ve Batum bölgeleri Kırım göçlerinden beri göçmen kabul eden yerlerden iken ’93 Harbi’nden sonra göç vermeye başla- mıştır. Bu makalede 1877–1878 Osmanlı – Rus Savaşı’nda Batum ve Artvin (Liva- ne)’den Bursa vilayeti dahilinde yerle- şen göçmeler ele alınmıştır.

1877–1878 Osmanlı – Rus Savaşı’nda Batum ve Artvin (Livane)’in savunma- sında Osmanlı kuvvetlerinin önemli bir kısmını bölge halkından oluşturulan kuvvetler teşkil etmiştir. Bölge halkın- dan yaklaşık mevcudu 2500- 3000 kişi- lik kuvvet oluşturulmuş, bu kuvvetler 5 tabur piyade ve 3 bölük “asâkir-i nizâ- miye” süvari kuvvetidir.1 Rus istilasına karşı vatanlarını korumak üzere Artvin ve Batum halkını organize edip bu kuv- vetlerin başında savaşanlardan bazıları;

Hazinedarzade Osman, Yukarı Acaralı Ahmed, Tavatgerize Ali ve Hasan Beyler, Tuzcuoğlu Çürüksulu Tomas oğulların- dan dört kardeş ve Ahıskalı Kavas Süley- man Ağa’dır. Bu zatların kumandası al-

Prof. Dr. Muammer Demirel

Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Bursa’da

Artvin ve Batum göçmenleri

(93 Harbinden sonra)

Pyotr Nikolayevıch Gruzinsky, Rus Birlikleri Yaklaşırken Dağlıların Köylerini Terk Edişi, 1872, Tuval Üzerine Yağlı Boya, St. Petersburg Rus Devlet Müzesi

(17)
(18)

tında toplanan milis kuvvetleri Rusla- rın karadan ve denizden saldırılarını püskürtmeyi başardıklarından, Kars ve diğer cephelerde ilerleyen Rus kuvvetleri Livane ve Batum bölgeleri- ne girememişlerdir.2 Ancak Osmanlı ordularının, Rumeli cephesinde Rus orduları karşısında aldığı ağır mağ- lubiyetin bedelini, Batum ve Livane bölgesi halkı da ödemek zorunda kalmıştır. Savaşın sonunda yapılan Ayastefanos ve Berlin antlaşmaların- da savaş tazminatı olarak Rusya’ya doğuda bulunan üç Osmanlı sancağı Kars, Ardahan ve Batum verilmiştir.3 Kars ve Ardahan sancakları savaş sırasında Ruslar tarafından işgal edil- miş bölgelerdir. Batum sancağı savaş- ta işgal edilmemiş, antlaşma gereği Rusya’ya terk edilmesi karşısında bölge halkı, Rus işgalini tanımayacak- larını ve işgale karşı silahla karşılık vereceklerini ilan etmiştir. Ancak Osmanlı birliklerinin Batum sanca- ğını boşaltma hazırlıkları sırasında Osmanlı Devlet yetkilileri halk ileri gelenleri ile görüşerek düzensiz milis kuvvetlerinin yapacağı savunmada Rus kuvvetlerinin Müslüman halka ağır zayiat verdireceğinden Batum ve Livane halkı direnme fikrinden vaz- geçirilmiştir. Bunun üzerine Ruslar, 7 Eylül 1878 tarihinde Batum’a girmiş- lerdir.4

Göçün Başlaması ve Alınan Tedbirler

Batum sancağının Rusya’ya terk edil- mesi ile Acara ve Livane Müslüman halkından on binlerce kişi göç için yol- lara dökülmüştür. Ayastefanos Antlaş- ması’nın 21. maddesine göre Rusya’ya bırakılan yerlerin halkına bulundukları yerde kalmak veya göç etmek husu- sunda üç sene serbestlik tanınmıştır.5 Berlin Antlaşmasında böyle bir hü- küm olmamasına rağmen Rusya, 1890 yılına kadar göçleri serbest bırakmış- tır. Bu tarihten sonra toplu göçler, Osmanlı Devleti’nin Rusya nezdinde resmi girişimlerle mümkün olmuştur.6 1909 yılına kadar Rusya, bölge halkı- nın sınır geçişlerini serbest bıraktığı için küçük gruplar diplomatik konu teşkil etmeden göç edebilmişlerdir.

Bu tarihten sonra sınır bölgesi aha- lisinin geçişlerinin Rusya tarafından yasaklanmasıyla göçler daha da zor- laşmıştır.7 Bu tarihten sonra Batum ve Artvin’den göçler, azalmışsa da durmamış ve Birinci Dünya Savaşı’na kadar devam etmiştir.

1828-1829 Osmanlı-Rus ve 1854- 1856 Kırım Savaşlarından sonra Ruslar, Kırım ve Kafkas Müslüman toplumlarını Osmanlı topraklarına göçe zorlarken8 ’93 Savaşı’ndan sonra Artvin ve Batumluların göçünü engel- lemeye çalışmışlardır.9

Padişah II. Abdülhamid, “93 Göçmeni”

olarak adlandırılan Artvin ve Batum göçmelerine karşı Müslümanları koruyup sahip olması gerektiği inancıyla hareket etmiştir. Ayrıca göçmenlerin sağlayacağı iş gücü Anadolu’da boş arazilerin ekonomiye kazandırılması bakımından ve göç- men kitlelerin, Anadolu nüfusunun Türkleştirilmesi yönünden önemsen- miştir. Müslüman olan göçmenleri Türk’ten ayrı düşünmeyen Sultan II.

Abdülhamid, Anadolu nüfus yapısını Türkleştirmeyi hedeflediğini açıkça ifade etmiştir: “Devletimiz hudutları dahiline ancak kendi milletimizden olanları ve bizimle aynı dini inançları paylaşanları kabul edebiliriz. Türk unsurunu kuvvetlendirmeğe dikkat et- meliyiz. Muhaceret yalnız milli kudreti artırmakla kalmayacak aynı zamanda İmparatorluğumuzun iktisadi kudre- tini de fazlalaştıracaktır. Rumeli’de ve bilhassa Anadolu’da Türk unsurunu kuvvetlendirmek şarttır.”10

Sultan II. Abdülhamid, hem ekonomik yönden ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacaklarına olan inancı hem de milli duygulardan dolayı yakınlık duyduğu göçmenlerin nakil, geçici barınma ve iskânları gibi meselele- riyle yakından ilgilenmiştir. “İdare-i Umumiye-i Muhâcirin Komisyonu”

kurulmuş, bu komisyona bağlı olarak İstanbul’un birçok yerinde açılan

Referanslar

Benzer Belgeler

Rüşdiye mekteblerinin tedariki kanunen ahaliye ait olup, her tarafta bu kanuna riayet edilmekte iken, Bursa gibi büyük bir şehirde İnas Rüşdiye Mektebi için kiralanan hanenin

Tablo 2’de görüldüğü gibi, öğretmenlerin tümü aile eğitimi ve katılımı etkinliklerine babaların da katılması gerektiğini düşünürken babaların

Araştırma sonucuna göre okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan yöneticilerin empatik yaklaşımlarının kişilerarası iletişim becerilerine katkısının olduğu ortaya

“Rasyonel Sayılar Konusunun Farklılaştırılmış Öğretim Yöntemi ile Öğretiminin Farklı Öğrenme Stillerine Sahip Olan Yedinci Sınıf Öğrencilerinin

Sayfa numaraları metin içinde kullanılan yazı karakteri (Times New Roman veya Arial) ile yazılmalı, yazı boyutu Times New Roman için 11 punto, Arial için ise 10

Sayın Veli, bu etkinlik ile çocuğumuzun nesneleri kullanarak toplamı 1’den 10’a kadar olan toplama işlemleri yapmasını destekleyeceğiz.. Bir sonraki adımda toplama

kadmiyum ve kadmiyum bileşikleri tayini NIOSH 7048, krom ve krom bileşikleri tayini NIOSH 7024, çinko ve çinko bileşikleri tayini NIOSH 7030, bakır ve bakır bileşikleri tayini

İleriye doğru ikişer saydığımızda altıncı söylediğimiz sayı