• Sonuç bulunamadı

Kadavra Beyninden Canl› Sinir Hücreleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kadavra Beyninden Canl› Sinir Hücreleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

7

Eylül 2001 B‹L‹MveTEKN‹K

B ‹ L ‹ M V E T E K N L O J ‹ H A B E R L E R ‹

Kadavra Beyninden

Canl› Sinir Hücreleri

Amerikal› bir sinirbilimci (nörolog), ölülerin beyinlerinden canl› sinir hücreleri almay› baflard›. Tekni¤in ile-ride dejeneratif beyin hastal›klar›n te-davisinde bedenin sa¤›lt›c› güçlerin-den yararlanmaya olanak sa¤layaca¤› düflünülüyor. California eyaletinin La Jolla kentinde bulunan ünlü Salk Enstitüsü’nden Fred Gage, ölümleri-nin üzerinden sekiz saat geçmifl 15 insan›n beyinlerinden ata (progeni-tor) hücreler toplad›. Çeflitli protein-ler, antibiyotikler ve büyüme faktörle-rinden oluflan bir ortamda beslenen bu hücreler ço¤alarak, sinir hücreleri (nöron) ile destekçileri astrosit ve

oli-godendrositlere dönüfltü. Gage ve ekip arkadafllar›, kadavra beyinleriyle yürütülen araflt›rmalar›n, ceninlerden beyin dokusu al›nmas›n›n yol açt›¤› etik itirazlar› ortadan kald›raca¤› gö-rüflündeler.

Kadavrayla yürütülen deneyler ayr›ca henüz olgunlaflmam›fl hücrelerin bek-lenmedik ölçüde dayan›kl› olduklar›n› ortaya koymufl bulunuyor. Gage, bu-nun oksijen düzeyiyle iliflkili olabile-ce¤i görüflünde. Oksijen genel olarak "serbest oksijen radikalleri" denen ve dokularda hasara yol açan yap›lara ayr›fl›yor. Araflt›rmac›ya göre oksijen düzeyinin olabildi¤ince düflük tutul-mas›, bu tehlikeyi azalt›yor.

Discover, A¤ustos 2001

ABD’de antikor ve toksin karmas› "cü-ce" bir biyolojik ilac›n "k›ll› hücre löse-misi" denen bir kan kanseri türüne karfl› baflar› sa¤lad›¤› aç›kland›. ‹lac›n, denendi¤i 16 hastan›n 11’ini tümüyle iyilefltirdi¤i, ikisindeyse k›smi iyileflme sa¤lad›¤› belirtiliyor.

Ulusal Kanser Enstitüsü’nde Robert Kreitman baflkanl›¤›nda bir araflt›rma ekibince gelifltirilen ilac›n ad› BL22. ‹laç bir gen mühendisli¤i ürünü; yar›-s›, ba¤›fl›kl›k sistemince yabanc› orga-nizmalarla savaflmak üzere üretilen bir antikor, öteki yar›s›ysa bakteriyel bir toksin. Kreitman, bir antikoru, bakte-riyel bir toksinle birlefltirmenin yeni bir fley olmad›¤›n›, bu tür "immuno-toksinlerin" son 10 y›ld›r kanser teda-visinde denendi¤ini vurguluyor. BL22’nin özelli¤iyse, küçüklü¤ü. Arafl-t›rmac›, hastalar›n bu tür küçük immu-notoksinlere daha çok dayanabildikle-rini, dolay›s›yla bunlar›n tedavide eski ilaçlara göre daha s›k uygulanabildi¤i-ni söylüyor. Bunlar›n bir avantaj› da,

küçüklükleri sayesinde habis hücrele-re çok daha kolayca gihücrele-rebilmeleri. BL22, kanser hücresini buldu¤unda antikor bölgesiyle hedef hücre üzerin-deki almaçlara tutunuyor. Kanserli hücrenin ilac› yutmas›ndan sonraysa ifl toksine kal›yor. Pseudomonas bakteri-sinden al›nan toksin, hücrenin protein üretme mekanizmas›n› ele geçirerek kanserli hücreyi öldürüyor. Araflt›rma-c›lar, çok etkili bir enzim olan toksinin tek bir molekülünün bile hedef hücre-yi yok etti¤ini kaydediyorlar.

‹laç, s›radan kemoterapiye cevap ver-meyen 16 hasta üzerinde denenmifl. Üç doz BL22 uygulanmas›ndan sonra 16 hastadan 11’i tümüyle iyileflmifl, iki-siyse k›smi bir iyileflme göstermifl. Tü-müyle iyileflen hastalardan üçünde, bir ya da iki y›l sonra hastal›k belirtileri yeniden ortaya ç›k›nca, tedavi tekrar-lanm›fl ve yne tam bir iyileflme gözlen-mifl. Kreitman, ilac›n yaln›zca k›ll› hücre lösemisine karfl› gelifltirilmifl ol-mas›na karfl›n, baflka türlerin tedavisi-ne de son derece uygun oldu¤unu vurguluyor. Los Angeles’teki John Wayne Kanser Enstitüsü’nden Law-rence Piro da, en yayg›n kan kanseri türü olan kronik lenfositik lösemi hüc-relerinin de üzerlerinde k›ll› lösemiyle ayn› almac› tafl›d›klar›na dikkat çeki-yor.

New Scientist, 4 A¤ustos 2001

""K

K››llll››"" L

össe

em

miiyye

e

K

Ka

arrflfl›› C

Ce

ep

p H

He

errk

üllü

ü

Kekemelik ve Beyin

Kekemelerle normal konuflanlar›n be-yinlerinde ilk kez anatomik farkl›l›klar belirlendi. Bulgular›n, kekemelik riski tafl›yanlar›n belirlenmesine ve tedavisi-ne yard›mc› olaca¤› düflünülüyor. ABD’nin Tulane Üniversitesi Sa¤l›k Bi-limleri Merkezi’nden Anne Foundas ve ekibi, deneyi çocukluktan beri kekeme olan 13 erkek ve 3 kad›nla, ayn› oran-da erkek ve kad›noran-dan kurulu 16 kifli-lik bir kontrol grubu üzerinde yürüt-müfl. Kontrol grubunun da, ayn› yafl ve e¤itim düzeyinde ve ayn› say›da so-lak ve sa¤so-laktan oluflmas›na özen gös-terilmifl. Çünkü istatistiksel verilere göre kekemelik erkeklerde kad›nlara göre dört kat yayg›n. Ayr›ca kekeme-ler aras›nda solakl›k da, normal konu-flanlara göre iki kat fazla. Her iki

gruptaki bireylerin beyinlerinde konufl-mayla ilgili bölgelerin hacmini belirle-mek için manyetik rezonans (MR) gö-rüntüleri al›nm›fl. Daha sonra konufl-ma ve lisanla ilgili olan, öndeki Broca alan› ile arkadaki Wernicke alan›n›n baz› bölgeleri karfl›laflt›r›lm›fl. Kekemelerde çok daha genifl ve simet-rik bir planum temporale bölgesi sap-tanm›fl. Bu bölge, Wernicke alan›n›n dil ve müzikle ilgili girdilerin ifllendi¤i bir bölümü. Normalde bu bölge sa¤-laklarda beynin sol taraf›na do¤ru bir ç›k›nt› yap›yor. Kekemelerde Broca alan› üzerinde daha fazla k›vr›m oldu-¤u görülmüfl. Foundas, bu fazladan k›vr›mlar›n beynin duyma ve motor bölgeleri aras›ndaki ilintiyi engelliyor olabilece¤i düflüncesinde.

Referanslar

Benzer Belgeler

Her iki grup aras›nda spontan soluma ve LMA ç›kar›l- ma süreleri aras›nda anlaml› farkl›l›k bulunmazken, göz açma, sözel uyar›lara yan›t, kifli, yer ve zaman

Sonuç olarak, omuz muayene testlerinde Hawkins, Tump-up, global ROM, rotator k›l›f stres testi ve O’Brein testleri omuz sorunlar› olan hastalarda tan› de-5. ¤eri

Kalp at›m h›z›nda bafllang›ç de¤erlerine göre; diltizem gru- bunda ekstubasyon sonras›nda anlaml› de¤ifliklik saptanmaz- ken, esmolol grubunda ekstubasyon öncesi,

günde yanma-batma, sulanma, kafl›nt›, göz kapa¤› ödemi, konjonktival kemozis ve konjonktival k›zar›kl›kta istatistiksel olarak anlaml› düflüfl saptan›rken; 30..

Selim karakterdeki smear neticeleri olan olgular›n yap›lan bi- yopsilerinde orta ve yüksek dereceli displazik epitel gösteren olgular % 1.7 oldu¤u için, rutin smear kontrolleri

Parsiyel epi- lepsi grubunun VPA dozu 16.02 mg/kg/gün, jene- ralize epilepsi grubunun ise 10.07 mg/kg/gün ola- rak hesapland› ve bu dozlar aç›s›ndan iki grup aras›nda

Bu çal›flmada, transfüzyon öncesi mikropartikül ELISA yöntemi (Axsym, Abbott Laboratories, ABD) ile HBsAg negatif saptanm›fl 232 donör serumunda üretici firma

Sonuç: Ekzotropyada tek tarafl› geriletme rezeksiyon ameliyat›n›n, çift tarafl› d›fl rektus geriletilmesine göre daha baflar›l› oldu¤u sonu- cuna var›ld›..