• Sonuç bulunamadı

Panel 11 sunular›ndan YO⁄UN BAKIM ÜN‹TES‹NDE KAND‹DA ‹NFEKS‹YONLARI Yöneten:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Panel 11 sunular›ndan YO⁄UN BAKIM ÜN‹TES‹NDE KAND‹DA ‹NFEKS‹YONLARI Yöneten:"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

23.ANKEM ANT‹B‹YOT‹K VE KEMOTERAP‹ KONGRES‹, ÇEfiME-‹ZM‹R, 28 MAYIS – 01 HAZ‹RAN 2008

ANKEM Derg 2008;22(Ek 2):263-274

Panel 11 sunular›ndan

YO⁄UN BAKIM ÜN‹TES‹NDE KAND‹DA ‹NFEKS‹YONLARI Yöneten: Halis AKALIN

• Candida infeksiyonlar›nda epidemiyoloji ve laboratuvar tan›

Beyza ENER

• Kandidemilerde risk faktörleri ve risk de¤erlendirmesi Halis AKALIN

(2)

ÖZET

Candida türleri, kan dolafl›m› ve di¤er nozokomiyal infeksiyonlar›n önemli bir nedenidir. Candida infeksiyonlar›n›n in- sidans›ndaki gidiflat›, hastal›¤a sebep olan dominant türleri ve bu infeksiyonlarla iliflkli mortaliteyi anlamak, terapötik ve pro- filaktik yaklafl›mlara yard›mc› olaca¤›ndan oldukça önemlidir. Ayr›ca güvenilir epidemiyolojik veriler elde edebilmek için iyi bir laboratuvar uygulamas› flartt›r. Bu derlemede, Candida infeksiyonlar›n›n insidans›ndaki gidiflat, ulusal ve uluslar aras›

yay›nlar kullan›larak de¤erlendirilmifl ve Candida infeksiyonlar›nda kullan›lan tan› yöntemleri özetlenmeye çal›fl›lm›flt›r.

Anahtar sözcükler: Candida infeksiyonlar›, epidemiyoloji, tan›

SUMMARY

Epidemiology and Laboratory Diagnosis of Candida Infections

Candida species are important causes of health care related bloodstream and other nosocomial infections. Understan- ding the current Candida infections incidence trends, the dominant species causing disease, and the mortality associated with this infection are important to help guide therapeutic and prophylaxis measures. Also, for obtaining reliable epidemiological data, good laboratory practice is essential. In this review, trends in the incidence of Candida infections are assessed using da- ta from both national and international reports and diagnostic procedures for Candida infections are tried to be summarized.

Keywords: Candida infections, diagnose, epidemiology

CANDIDA ‹NFEKS‹YONLARINDA EP‹DEM‹YOLOJ‹ VE LABORATUVAR TANI

Beyza ENER

Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dal›, BURSA bener@uludag.edu.tr

ANKEM Derg 2008;22(Ek 2):264-269

Candida cinsi 4-6 μm çap›nda, tek hücreli, tomurcuklanarak ço¤alan, gerçek/yalanc› hif- ler oluflturabilen maya morfolojisinde mantar- lar olup, yaklafl›k 200 civar›nda tür bar›nd›r›r.

Türler, Deuteromycota (Imperfect mantarlar) içinde Cryptococcaceae ailesinde incelenir. An- cak bu yapay bir gruplamad›r. Çeflitli Candida türlerinin teleomorflar› gösterildikçe asl›nda farkl› cinsler oldu¤u görülmüfltür (Clavispora, Debaryomyces, Issatchenkia, Pichia gibi). Dolay›s›

ile Candida cinsi, iliflkisiz türlerin bir kar›fl›m›- d›r. Candida türleri do¤ada yayg›n olarak ve ayr›ca memelilerde, baflta gastrointestinal sis- tem olmak üzere tüm mukokutanöz yüzeyler- de normal flora olarak bulunurlar. ‹nsan gas- trointestinal sisteminden en fazla izole edilen tür Candida albicans olup, bunu Candida tropica- lis ve Candida glabrata izler. Candida parapsilosis ise C.albicans’la beraber deri floras›nda bulu- nur(7).

Candida infeksiyonlar›n›n epidemiyolojisi Son iki dekatta önemli patojenler haline gelen Candida türleri, hem yüzeyel hem de derin infeksiyonlara sebep olabilirler. Yüzeyel infeksi- yonlar ço¤unlukla toplumda görülürken, derin sistemik infeksiyonlar nozokomiyal orijinlidir.

Nozokomiyal özelli¤i yan› s›ra Candida infeksi- yonlar›n›n f›rsatç› özelli¤i de belirgindir. ‹nfek- siyonlar çeflitli risk faktörleri olan kiflilerde gö- rülür ve risk faktörlerinin derecesi ile orant›l›

olarak ciddiyeti artar. Hiç flüphesiz ki f›rsatç›

mantar patojenleri aras›nda en önemli yeri Can- dida türleri almaktad›r. Candida türleri tüm no- zokomiyal kan dolafl›m› infeksiyonlar›n›n % 8- 10’unu olufltururken, Amerika Birleflik Devlet- leri’nde sentinal ve popülasyona dayal› yap›lan çal›flmalar sonunda görülme s›kl›¤› y›lda 6- 23/100,000 olarak bulunmufltur(6,15-17,26). Yap›- lan çal›flmalarda nozokomiyal kandidozun mortaliteyi % 10-49 oran›nda art›r›c› etkisi oldu-

¤u saptanm›flt›r(5,13). Bunun ötesinde ciddi bo-

(3)

yutlarda maliyet art›fl›na sebep olmaktad›r(4,13). Bahsedildi¤i gibi 200 civar›nda Candida tü- rü olmakla beraber, infeksiyonlarda izole edilen tür say›s› s›n›rl›d›r. C.albicans hasta örneklerin- den halen en fazla izole edilen türdür ve muko- za infeksiyonlar›n›n % 90-100’ü ve kandidemile- rin % 50-70’i C.albicans ile geliflir(6,15,19,26).

Kan dolafl›m› infeksiyonlar›n›n % 95-97’si C.albicans, C.glabrata, C.parapsilosis, C.tropicalis ve C.krusei olmak üzere befl Candida türü ile ge- liflmektedir(6,15,26). Kalan infeksiyonlardan (% 3-5) ise C.lusitaniae, C.guilliermondii, C.rugosa gibi farkl› türler sorumlu olmaktad›r. Bu türle- rin say›s› 12-14 civar›ndad›r ve özellikle 2004 y›ll›ndan sonra kan kültürlerinde bu türlerle karfl›laflma ihtimali artm›flt›r. Yap›lan bir çal›fl- maya göre önceleri % 0.5-1 oran›nda görülen nadir türler ve tür çeflitlili¤i 2004’den sonra an- laml› olarak yükselmifltir(1,16). Nadir türlerde görülebilecek antifungal direnç önemli bir prob- lemdir.

Bahsedildi¤i gibi kandidemiler % 50-70 oran›nda C.albicans ile geliflmektedir. Bu oran farkl›l›¤› çal›flmalar›n inceledi¤i yafl gruplar› ve ülkeler ile iliflkilidir. Örne¤in Latin Amerika’da, C.albicans, Candida’ya ba¤l› kan dolafl›m› infeksi- yonlar›n›n % 44’ünü olufltururken, Avrupa ül- kelerinde ortalama % 62 civar›ndad›r(16). Ayr›ca yafl artt›kça C.albicans görülme s›kl›¤›n›n azald›-

¤› tespit edilmifltir(16).

C.glabrata, ABD ve Kanada’da C.albi- cans’dan sonra ikinci s›kl›kta izole edilen tür- dür. Baflta flukonazol olmak üzere azol grubu antifungallere dirençli olabilmesi aç›s›ndan önemlidir. ABD’de Candida’ya ba¤l› kan dolafl›- m› infeksiyonlar›nda % 22 oran›nda izole edilir- ken, Avrupa’da % 8-9, Latin Amerika’da % 4-6 oran›nda görülür. Pek çok çal›flma C.glabrata’n›n infant ve çocuklarda nadir oldu¤unu, yafl ilerle- dikçe görülme ihtimalinin artt›¤›n› göstermek- tedir(16).

C.parapsilosis, Avrupa (% 12) ve Asya-Pasi- fik (% 17) ülkelerinde, C.albicans’dan sonra ikin- ci s›kl›kta izole edilen türdür. Latin Amerika’da da insidans› giderek artmaktad›r(16). C.parapsilo- sis vasküler kateterler ile iliflkili olup, hastane çal›flanlar›n›n elinde en fazla bulunan türdür(23). Daha çok neonatal ve kritik yo¤un bak›m hasta-

lar›n› etkiler. Uygun el hijyeni ve katater bak›m›

C.parapsilosis ile geliflen olgular› azaltacakt›r.

C.tropicalis özellikle kanser hastalar›nda ve kemik ili¤i al›c›lar›nda kandidemi ve invazif kandidozdan sorumlu olan türdür(11,16). C.tropi- calis ile kolonize nötropenik hastalarda % 60- 80’e varan oranlarda invazif kandidoz geliflme riski vard›r. Bu tür hastalarda profilaktik fluko- nazol tedavisinin en önemli hedefi C.tropicalis ve C.albicans kolonizasyonunu azaltmakt›r(12). Kuzey Amerika’da C.tropicalis, Candida’ya ba¤l›

kan dolafl›m› infeksiyonlar›nda dördüncü s›ra- da (% 7) görülürken, Latin Amerika’da ilginç olarak ikinci (% 20) s›radad›r(16).

C.krusei, Candida’ya ba¤l› kan dolafl›m› in- feksiyonlar›n›n % 2-4’ünden sorumludur(16). Özellikle flukonazol profilaksisinin görülme s›kl›¤›na etkisi üzerinde durulmaktad›r(12). Ülkemizde Candida infeksiyonlar›n›n epide- miyolojisi

Ülkemizde Candida infeksiyonlar›n›n epi- demiyolojisi hakk›nda yeterli veri bulmak zor- dur. Özellikle ülke çap›nda sentinal veya popü- lasyona dayal› sürveyans çal›flmalar› yoktur. Bu nedenle gerçek insidans› söylemek kolay de¤il- dir. Ülkemizde insidansa yönelik olarak sadece iki veri bulmaktad›r. Bunlardan bir tanesi Yapar ve ark.(27)‘na ait olup, 10,000 baflvurunda kandi- demi görülme s›kl›¤›n› 5.6 olarak bulmufllard›r.

Di¤er çal›flmada ise Ener ve ark.(3)10,000 baflvu- ruda görülme s›kl›¤›n› 22 olarak vermifllerdir.

Görüldü¤ü gibi oldukça farkl› iki oran vard›r.

Literartürde de bölgeler aras›ndaki farkl›l›ktan ve hastanelerin hizmet verdi¤i hasta grubuna göre oluflabilecek farkl›l›ktan bahsedilmekte- dir(16). ABD’de 10,000 baflvuruda 19-20, Avru- pa’da ise 10,000 baflvuruda 1.7-5.5 civar›nda kandidemi oldu¤u vurgulanmaktad›r(16,25). Yu- karda bahsedilen ve iki üniversite hastanesin- den elde edilen verilerden biri ABD, di¤eri Av- rupa verilerine benzerlik göstermektedir.

Ülkemizde Candida tür da¤›l›m› ile ilgili daha fazla bilgi vard›r. Bu bilgiler tabloda özet- lenmifltir. Bu tablo, verilerine tam ulafl›labilen yay›nlardan oluflturulmufltur. Tabloda görüldü-

¤ü gibi ülkemizde kandidemilerde C.albicans oran› % 32-65 aras›nda de¤iflmektedir. Genel

265

(4)

olarak bak›ld›¤›nda ikinci s›rada bulunan tür C.parapsilosis’dir. Bu özelli¤i ile Avrupa ve As- ya-Pasifik ülkelerine benzerlik gösterir. C.tropi- calis flafl›rt›c› olarak ‹zmir’den gelen iki çal›flma- da yüksek ve ikinci s›rada görülmektedir. Latin Amerika’daki verilere benzeyen bu veriler böl- gesel farkl›l›¤›n olabilece¤ini göstermektedir.

C.glabrata ülkemizde genel olarak düflüktür. Sa- dece Kayseri’den yüksek bir oran gelmifltir. An- cak incelendi¤inde, çal›flman›n yap›ld›¤› dö- nemde hastanede yaflanan küçük bir epidemi- nin bu yüksekli¤e neden oldu¤u düflünülebilir.

C.krusei ise, sadece bizim verilerimizde bekle- nenden biraz daha yüksek bulunmufltur. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, hasta- nemizde bir dönem yo¤un kullan›lan flukona- zol ile iliflkili olabilir. Genel olarak bak›ld›¤›nda ülkemizde kandidemilerde C.albicans’dan di¤er Candida türlerine kay›fl oldu¤u söylenebilir.

Candida infeksiyonlar›n›n spesifik laboratu- var tan›s›

Direkt mikroskobik inceleme ve üreme:

Candida türleri her türlü hasta örne¤inden izole edilebilir. Her hangi bir klinik örnekteki varl›¤›

çevresel kontaminasyon, kolonizasyon ya da aktif infeksiyona ba¤l› olabilir. Bu nedenle örne-

¤in cinsi (balgam veya idrar yerine kapal› steril bir bölgeden al›nm›fl olmas›), ayn› hastadan al›- nan birden fazla örnekte ayn› türün üremesi, üremelerde koloni say›s› de¤erlendirmelerde kritik noktalard›r. Candida türleri hemen her türlü besiyerinde 48-72 saat içinde üreyebilir.

Ancak bakterilerin üremelerini engelleyen besi- yerlerinin seçilmesi kolayl›k sa¤lar. Pratikte, çe-

flitli antibiyotikler eklenmifl beyin-kalp infüz- yon agar (BHI), Sabouraud-BHI agar (SABHI) ve inhibitory mold agar (IMA) gibi besiyerleri primer izolasyon amac› ile kullan›lmaktad›r.

Tekli ya da kombine olarak; kloramfenikol (<16 μg/ml), gentamisin (5-100 μg/ml), penisilin (20 U/ml), streptomisin (40 μg/ml) ve siprofloksa- sin (5 μg/ml) en fazla eklenen antibiyotiklerdir.

Ayr›ca ökaryot protein sentezi inhibitörü olan sikloheksimid de besiyerlerine eklenebilir. Sik- loheksimid birçok Aspergillus ve Zygomycetes türlerini inhibe etmesi nedeniyle yararl› olabilir.

Ancak baz› Candida türlerinin de sikloheksimi- de duyarl› oldu¤u unutulmamal›d›r. Kromoje- nik besiyerleri de primer izolasyon amac›yla kullan›labilir. Farkl› Candida türlerinin varl›¤›n›

göstermesi ve özellikle C.albicans olmak üzere erken dönemde h›zl› tan›mlama yapmas› aç›s›n- dan yararl›d›r(7).

Candida türlerini klinik örneklerden üret- mek zor de¤ildir ve türe göre 24-72 saat sonra koloniler oluflur. Ancak üremelerin anlaml›l›¤›- n› de¤erlendirmek zordur ve üreme yo¤unlu¤u da bu aç›dan yarar sa¤lamaz. Candida türleri normal florada da bulundu¤undan bo¤az sü- rüntü örne¤i, balgam, d›flk›, vajen ve yara sü- rüntüleri gibi örneklerdeki üremeler infeksiyo- nu göstermesi aç›s›ndan flüpheli örneklerdir. Bu örneklerden yap›lan direkt boyas›z (KOH ve kalkoflor beyaz› kullan›labilir) ya da boyal›

(Gram boyama) preparatlarda maya hücreleri- nin ve/veya yalanc› hiflerin görülmesi de önemli de¤ildir. Baz› yay›nlarda, hif yap›lar›n›n yo¤unlu¤unun invazif infeksiyonu düflündür- dü¤ü vurgulanmakla beraber bu kesin bir bulgu olmay›p, ancak baflka hiçbir etken patojen sap- tanmad›¤› durumlarda anlaml› kabul edilmeli- dir(7). Bu bölgelerdeki üremelerin anlaml›l›¤›

ancak klinik bulgularla sa¤lanabilir. Orofarin- geal veya vulvovajinal kandidozlarda hastal›kl›

bölge görülerek muayene edilebildi¤inden so- run yoktur. Ancak solunum yollar› ve gastroin- testinal sistemdeki hastal›klar endoskopik mua- yene ile belirlenebilece¤inden tan›lar› zordur.

Endoskopik muayene ile lezyonlar›n görülmesi ve lezyonlardan al›nan biyopsi örneklerinin di- rekt mikroskobik incelemesinde maya hücrele- rinin görülmesi ve ekilip üretilerek tür tayini

Tablo: Ülkemizde kandidemilerde tür da¤›l›m›.

Çal›flma dönemi 1998

1996-2000 1995-2000 1996-1998 1996-2000 1998-1999 1996-2000 2000-2003

Merkez Kayseri(10)

‹zmir(8) Ankara(20) Ankara(2) Ankara(24)

‹zmir(28) Bursa(3)

‹zmir(27) CA 51.4 37 31.8 42 48.2 65 60 34 57.7

CP - - - 32 24.2 16 17 22 12.3

CT 11.1

5 36.7 10

2.3 4 10 11 20.2

CG 23.6 17

- - 4.6 1 - 1 3.8

CK 5.6 4 - 4 6.9 3 - 15 1

CA: C.albicans; CP: C.parapsilosis; CT: C.tropicalis; CG: C.glab- rata; CK: C.krusei

(5)

yap›lmas› etyolojik tan›y› koydurur.

‹drar örneklerinde Candida türlerinin üre- meleri de olgular›n yaklafl›k % 70’inde üriner sonda bulundu¤undan tart›flmal›d›r. Sondada kolayl›kla kolonizasyon olaca¤›ndan koloni sa- y›s›n›n fazla olmas› (>103/ml) bile anlaml› üre- meyi göstermeyebilir. De¤erlendirmek oldukça zordur. Bunun d›fl›nda Candida türlerine ba¤l›

vulvovajinitli kad›n hastalarda idrarda konta- minasyon nedeniyle üremeler olabilir. Gerçek anlamda sistit veya üst üriner sistem infeksi- yonlar›n›n tan›s› sistoskopik muayene veya tek- rarlayan üremeler ile konur. Ayr›ca sistemik Candida infeksiyonu aç›s›ndan risk alt›ndaki özellikle erkek hastalarda, üriner sonda da yok- sa idrardaki koloni say›s› ne olursa olsun her türlü üreme, sistemik infeksiyonun bir bulgusu olabilece¤inden anlaml› kabul edilmelidir(7,22).

Candida infeksiyonlar›nda en anlaml› üre- meler kan, doku biyopsi örnekleri ve steril vü- cut s›v›lar›ndaki üremelerdir. Akut dissemine kandidozun en iyi tan›s› kan kültüründeki üre- melerdir. Ancak, akut hadisede bile olgular›n en fazla % 50’sinde kan kültür pozitifli¤i görülür.

Kronik dissemine kandidozda (hepatosplenik kandidoz) ise bu oran % 5’lere kadar düfler. Bu olgularda karaci¤er ve dalak biyopsi örnekleri- nin histopatolojik (PAS, gümüflleme ile) incele- mesi ve ekilmesi yarar sa¤layabilir. Ancak bi- yopsi örneklerini almak kolay de¤ildir. Kan kül- türleri d›fl›nda dissemine olgularda bütün tutu- lan organlardan biyopsi örneklerinin ve BOS, perikard ve plevral s›v› gibi steril s›v›lar›n al›n- mas› ve buralardan yap›lan direkt boyas›z ve boyal› mikroskobik inceleme ve ekimler anlam- l› etyolojik tan›ya götürür(22).

Serolojik tan›: Candida infeksiyonlar›nda, direkt mikroskobik inceleme ve kültürün özgül- lük ve duyarl›l›¤›n›n düflük olmas› nedeniyle serolojik tan› gündeme gelmifltir. Mantar hücre duvar› komponentlerinden B-glukan antijeni- nin serumda aranmas› son y›llarda giderek önem kazanmaya bafllayan bir testtir. Ancak bu test panfungal bir test olup, sadece kandidoz de¤il di¤er mantar infeksiyonlar›nda da (asper- gilloz gibi) pozitif sonuç verebilir(14,22).

‹nvaziv kandidoz tan›s›nda en fazla kulla- n›lan antijenik yap› mannand›r. Sa¤l›kl› bireyde

anti-Candida antikorlar› mannan› h›zla uzaklafl- t›rmaktad›r. Bu nedenle immunkompetan kifli- lerde tan› de¤eri s›n›rl›d›r. Ancak immunsüpre- se kiflilerde yeterli antikor yan›t› olmad›¤›ndan mannan antijeninin aranmas› ifle yaramakta- d›r(22). Ölçüm için de¤iflik teknikler (CF, LA, ID, CIE) kullan›labilmekle beraber, hepsinin özgül- lük ve duyarl›l›klar› farkl› farkl›d›r(22). Son y›l- larda en çok kullan›lan EIA ile mannan antijeni- nin aranmas›d›r. Platelia Candida antijen ticari kitinin (Sanofi Diagnositics Pasteur) 0.1 ng man- nan› tespit edebildi¤i söylenmekte ve antikor ta- ranmas› (anti-mannan antikor) ile beraber kulla- n›ld›¤›nda duyarl›l›k ve özgüllü¤ünün s›ras›yla

% 80 ve 93’e yükseldi¤i bildirilmektedir(21). Candida infeksiyonlar›nda metabolit aran- mas›: D-arabinitol baz› Candida türleri taraf›n- dan salg›lanmaktad›r. ‹drarda D-arabinitol/L- arabinitol oran›n›n tespit edilmesi tan›da yar- d›mc›d›r. Ancak gaz-likid kromatografi gibi ile- ri yöntemler gerektirdi¤inden rutin laboratuvar için uygun de¤ildir. ‹kinci bir yaklafl›m D-arabi- nitol/kreatin oran›n›n serumda bak›lmas›d›r.

Yararl› olabilir ancak yine teknik sorunlar var- d›r.

Özgül nükleik asitlerin belirlenmesi: Kli- nik örneklerden Candida türlerini belirleyecek rutin kullan›mda olan bir sistem yoktur. Pek çok çal›flma üremeden sonra identifikasyona yönelik olmufltur. Ancak son y›llarda peptit nükleik asit floresans in-situ hibridizasyon (PNA-FISH) ticari kiti kullan›m onay› alm›flt›r.

Kit, türe spesifik rRNA dizisini hedefleyerek kan kültürlerinde C.albicans’›n belirlenmesini sa¤lar. Yap›lan çal›flmalarda testin % 99 duyarl›,

% 100 özgül oldu¤u saptanm›fl olmakla beraber di¤er türler için yard›m› yoktur ve kan kültür pasajlar›n› ortadan kald›ramaz(22).

Sonuç

Günümüzde Candida türleri giderek artan bir oranda karfl›m›za ç›kmaktad›r. Candida tür- leri ile geliflen infeksiyonlar›n epidemiyolojisini bilmek bize yayg›nl›k ve bulafl yollar› hakk›nda yararl› bilgiler verecektir. Ancak do¤ru epide- miyolojiye ulaflmak, hastal›¤› do¤ru olarak sap- tamak ve etkenleri do¤ru olarak identifiye et- mek ile mümkündür. Bu nedenle tan› ve identi-

267

(6)

fikasyonda her geçen gün birçok yenilikler gün- deme ve kullan›ma girmektedir.

KAYNAKLAR

1. Alexander BD, Pfaller MA: Contemporary tools for the diagnosis and managment of invasive mycoses, Clin Infect Dis 2006;43(Suppl 1):15-27.

2. Bengisu JS, Güriz H, Yavuzdemir fi, Aysev AD, Palab›y›ko¤lu I: ‹nvazif infeksiyonlarda Candida türlerinin da¤›l›m› ve bu türlerde iki farkl› anti- fungal duyarl›l›k yönteminin karfl›laflt›r›lmas›, Türk Mikrobiyol Cem Derg 2001;31(1-2):73-7.

3. Ener B, Heper Y, Akça¤lar S et al: Bir üniversite hastanesinde befl y›ll›k süreç içinde geliflen funge- miler, Flora 2003;8(2):138-43.

4. Fridkin SK: Candidemia is costly-plain and simp- le, Clin Infect Dis 2005;41(9):1240-1.

5. Gudlaugsson O, Gillespie S, Lee K et al: Attribu- table mortality of nosocomial candidemia revisi- ted, Clin Infect Dis 2003;37(9):1172-7.

6. Hajjeh RA, Sofair AN, Harrison LH et al: Inciden- ce of bloodstream infections due to Candida spe- cies and in vitro susceptibilities of isolates collec- ted from 1998 to 2000 in a population-based acti- ve surveillance program, J Clin Microbiol 2004;42(4):1519-27.

7. Hazen KC, Howell SA: Candida, Cryptococcus, and other yeasts of medical importance, “Murray PR, Baron EJ, Jorgensen JH, Landry ML, Pfaller MA: Manual of Clinical Microbiology, 9th editi- on” kitab›nda s.1762-88, ASM Press, Washington D.C. (2007).

8. Hilmio¤lu S, ‹nci R, Hoflgör M, Burhano¤lu D, Tümbay E, Tünger A: Ege Üniversitesi T›p Fakül- tesi Hastanesi’nde befl y›ll›k dönemde fungemi epizotlar›: Non-albicans Candida türlerinde art›fl, 2.Ulusal Mantar Hastal›klar› ve Klinik Mikoloji Kongresi Kitab›, s.184, Ankara (2001).

9. Koç AN, Erdem F, Çetin N: Kan kültürlerinde üreyen mayalar›n retrospektif olarak de¤erlendi- rilmesi ve antifungal duyarl›l›klar›, 1.Ulusal Man- tar Hastal›klar› ve Klinik Mikoloji Kongresi Kita- b›, s.233, ‹zmir (1999).

10. Koç AN, Erdem F, Gündüz Z: Candida glabra- ta’n›n neden oldu¤u nozokomiyal fungemi salg›- n›, 1.Ulusal Mantar Hastal›klar› ve Klinik Mikolo- ji Kongresi Kitab›, s.236, ‹zmir (1999).

11. Kontoyiannis DP, Vaziri I, Hana HA et al: Risk factors for Candida tropicalis fungemia in pati- ents with cancer, Clin Infect Dis 2001;33(10):1676-

81.

12. Marr KA, Seidel K, White TC, Bowden RA: Can- didemia in allogeneic blood and marrow trans- plant recipients: evolution of risk factors after the adoption of prophylactic fluconazole, J Infect Dis 2000;181(1):309-16.

13. Morgan J, Meltzer MI, Plikaytis BD et al: Excess mortality, hospital stay, and cost due to candide- mia: a case control study using data from popula- tion-based candidemia surveillance, Infect Con- trol Hosp Epidemiol 2005;26(6):540-7.

14. Odabafl› Z, Mattiuzzi G, Estey E et al: Beta-D-glu- can as a diagnostic adjunct for invasive fungal in- fections: validation, cut off development, and per- formance in patients with acute myelogenous leu- kemia and myelodysplastic syndrome, Clin Infect Dis 2004;15(2):199-205.

15. Pappas PG, Rex JH, Lee J et al: A prospective ob- servational study of candidemia: epidemiology, therapy, and influences on mortality in hospitali- zed adult and pediatric patients, Clin Infect Dis 2003;37(5):634-43.

16. Pfaller MA, Diekema DJ: Epidemiology of invasi- ve candidiasis: a persistent public health problem, Clin Microbiol Rev 2007;20(1):133-63.

17. Pfaller MA, Diekema DJ: Twelve years of flucona- zole in clinical practice: global trends in species distribution and fluconazole susceptibility of blo- odstream isolates of Candida. International Fun- gal Surveillance Participant Group, Clin Microbi- ol Infect 2004;10(Suppl 1):11-23.

18. Pfaller MA, Diekema DJ: Role of sentinel surveil- lance of candidemia: trends in species distributi- on and antifungal susceptibility, J Clin Microbiol 2002;40(10):3551-7.

19. Pfaller MA, Diekema DJ, Jones RN, Messer SA, Hollis RJ: Trends in antifungal susceptibility of Candida spp. isolated from pediatric and adult patients with bloodstream infections: SENTRY Antimicrobial Surveillance Program, 1997 to 2000, J Clin Microbiol 2002;40(3):852-6.

20. Saraçl› MA, Gönlüm A, Y›ld›ran fiT, Do¤anc› L:

Alt› y›ll›k bir dönemde fungemi olgular›ndan izo- le edilen fungus türleri, 2. Ulusal Mantar Hasta- l›klar› ve Klinik Mikoloji Kongresi Kitab›, s.185, Ankara (2001).

21. Sendid B, Caillot D, Baccouch-Humbert B et al:

Contribution of the Platelia Candida-specific anti- body and antigen tests to early diagnosis of syste- mic Candida tropicalis infection in neutropenic adults, J Clin Microbiol 2003;41(10):4551-8.

22. Shea YR: Algorithms for detection and identifica- tion of fungi, “Murray PR, Baron EJ, Jorgensen

(7)

JH, Landry ML, Pfaller MA: Manual of Clinical Microbiology, 9th edition” kitab›nda s.1745-61, ASM Press, Washington D.C. (2007).

23. Strausbaugh LJ, Sewell DL, Ward TT, Pfaller MA, Heitzman T, Tjoelker R: High frequency of yeast carriage on hands of hospital personel, J Clin Mic- robiol 1994;32(9):2299-300.

24. Tekeli A, Dolapç› I, Bengisu S, Aysev D, Güriz H:

Kan kültürlerinden izole edilen Candida türleri içerisinde Candida dubliniensis varl›¤›n›n araflt›- r›lmas›, Flora 2001;6(4):254-9.

25. Tortorano AM, Peman J, Bernhardt H et al: Epide- miology of candidemia in Europe: Result of 28- month European Confederation of Medical Mycology (ECMM) Hospital-based Surveillance

Study, Eur J Clin Microbiol Infect Dis 2004;23(4):317-22.

26. Wisplinghoff H, Bischoff T, Tallent SM, Seifert H, Wenzel RP, Edmond MB: Nosocomial bloodstre- am infections in US hospitals: analysis of 24 179 cases from prospective nationwide surveillance study, Clin Infect Dis 2004;39(3):309-17.

27. Yapar N, Uysal U, Yücesoy M et al: Nosocomial bloodstream infections associated with Candida species in a Turkish University Hospital, Mycoses 2006;49(2):134-8.

28. Yücesoy M, Yulu¤ N: Kan kültürlerinden soyutla- nan Candida türlerinin antifungal ajanlara in vit- ro duyarl›l›klar›, ANKEM Dergisi 2000;14(2):71-8.

269

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu görüflü destekler nitelikte olan ve 2006 y›l›nda yap›lan daha kapsaml› bir de- neysel çal›flmada ise aç›k kar›n giriflimi yap›lan deneklerde laparoskopik

Multicentre study of the molecular epidemio- logy, serotypes and antimicrobial susceptibility patterns of invasive Streptococcus pneumoniae isolated from children in the Ille de

Bu çal›flma yo¤un bak›m ünitesinde yatan hastalar›n kan kültürlerinden izole edilen C.albi- cans sufllar›nda amfoterisin B, flusitozin, itrako- nazol ve

Bu çal›flmada Dicle Üniversitesi Hastanesi (DÜH)’nde YBÜ, cerrahi ve dahili kliniklerdeki mekanik ventilatör (MV) iliflkili pnömoni (V‹P), üriner kateter iliflkili

Hastanemiz Anesteziyoloji ve Reanimasyon Yo¤un Bak›m Ünitesi’nde 2000-2005 y›llar›nda hastane infeksiyonu etke- ni olarak soyutlanan mikroorganizmalar›n saptanmas› ve en

Üriner sistem ve kateter ilikili infeksiyon insidansı dier youn bakım ünitelerine benzer olmakla birlikte, komadaki hastalar hastane kaynaklı pnömoni için önemli risk

Sonuç olarak; hastane infeksiyonları açısından riskli bölümler arasında yer alan YBÜ’de nozokomiyal infeksiyon- larda etken olan mikroorganizmalar ve direnç paternlerinde

Başlangıçta Cryptosporidium yalnızca immün yetmezlikli bireylerde tanımlanmışken günümüzde tüm dünyada çocuklarda ishale neden olan etken olarak saptanmaktadır