• Sonuç bulunamadı

15/11/2006 TS/DIS/ DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ (DTÖ) GELİŞMELER (Eylül-Ekim dönemi)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "15/11/2006 TS/DIS/ DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ (DTÖ) GELİŞMELER (Eylül-Ekim dönemi)"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

15/11/2006 TS/DIS/2006-40

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ (DTÖ) GELİŞMELER (Eylül-Ekim dönemi)

I. DTÖ Genel

A. Doha Kalkınma Turu Müzakereleri-Son Gelişmeler

Üye ülkeler, pozisyonlardaki farklılıklara bağlı olarak oluşan tıkanıklık sonucunda 24 Temmuz 2006 tarihinde askıya alınan DTÖ Doha Kalkınma Gündemi müzakere sürecinin yeniden canlandırılması yönünde girişimlerde bulunmaktadır.

İhracat öncelikli tutum belirleyen Gelişme Yolundaki Ülkelerden (GYÜ) oluşan G-20 Ülkeleri Grubu1 Bakanlarının 9-10 Eylül 2006 tarihlerinde Brezilya kenti Rio de Jeneiro’da yapılan toplantısı DTÖ üyelerinin müzakerelere ilişkin güncel görüşlerini açıkladıkları bir ortama dönüşmüştür. Zira, toplantıya G-20 Grubu üyelerinin yanı sıra;

Türkiye’nin üyesi bulunduğu G-33 Ülkeleri Grubu2, Afrika Karayip Pasifik Ülkeler (AKP) Grubu, En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) Grubu, Afrika Grubu, Pamuk İnisiyatifine taraf ülkeler ile Tarım dışı ürünlerde pazara giriş (NAMA) 11’e3 dahil ülkelerin koordinatörleri, ayrıca AB, ABD ve Japonya’nın müzakerelerden sorumlu yetkilileri ve DTÖ Genel Direktörü Pascal Lamy katılmıştır.

Toplantı sonrasında G-20 Grubu bir basın bildirisi yayımlayarak4, 1 Ağustos 2004 tarihli Genel Konsey Kararı ile 18 Aralık 2005 tarihli Hong Kong Bakanlar Deklarasyonu’nun yeniden müzakere edilmesine yönelik olarak son dönemde ABD tarafından ortaya atılan görüşün kabul edilemez olduğunu açıklamıştır. Bildiride ayrıca, Gelişmiş Ülkelerin (GÜ) ticareti bozucu uygulamalarını kaldırmaları ve pazarlarını açmaları yolunda çağrıda bulunulmuştur. AB ve Japonya da ortak bildiriye tam destek vermiştir. ABD Ticaret Temsilcisi Susan Schwab ise, ABD’nin herhangi bir metin temelinde müzakerelere devam etmeye hazır olduğunu belirtmiştir.

AB, Japonya ve G-20 Ülkeleri

Grubu ülkelerinden ABD’ye karşı

ortak bildiri

Ayrı olarak, ABD Ticaret Temsilcisi Schwab ve Tarım Bakanı Mike Johanns, DTÖ Genel Direktörü Pascal Lamy ile birlikte 20-22 Eylül

1 Arjantin, Bolivya, Brezilya, Çin, Endonezya, Ekvador, Guatemala, Güney Afrika, Hindistan, Küba, Mısır, Meksika, Nijerya, Pakistan, Paraguay, Peru, Şili, Tanzanya, Tayland, Uruguay, Venezüella.

2 Antigua ve Barbuda, Barbados, Belize, Benin, Botsvana, Çin, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Endonezya, Fildişi Sahilleri, Filipinler, Grenada, Guatemala, Guyana, Güney Kore, Haiti, Hindistan, Honduras, Kenya, Kongo, Küba, Jamaika, Mauritus, Nikaragua, Nijerya, Moğolistan, Mozambik, Pakistan, Panama, Peru, Senegal, Sri Lanka, Surinam, Tanzanya, Trinidad ve Tobago, Türkiye, Uganda, Venezüella, Zambiya, Zimbabve.

3 Arjantin, Bolivya, Brezilya, Endonezya, Filipinler, Güney Afrika, Hindistan, Mısır, Namibya, Tunus, Venezüella.

4 http://www.cairnsgroup.org/meetings/20anniversary_communique.html

(2)

2006 tarihinde Avustralya’da gerçekleştirilen Cairns Grubu5 toplantısına katılmıştır.6 Toplantıda, Avustralya Ticaret Bakanı Mark Vaile’nin, AB’nin en son teklifi olan, tarımda %54’lük indirimden artı

%5’daha fazla bir indirim yapması, ve ABD’nin ise ekstra 5 milyar dolar değerinde iç desteklerinden indirim yapması önerisine7 karşılık, AB Ticaret Komiseri Peter Mandelson ve Tarım Komiseri Mariann Fischer Boel, Avustralya’yı tarımda pazara girişte daha fazla açılım elde etmek için ABD ile ortak hareket etmekle suçlayarak sözkonusu toplantıya katılmayacaklarını ve yakın gelecekte Doha müzakerelerinin yeniden başlatılmasına ihtimal vermediklerini belirtmiştir. Buna karşın, Pascal Lamy’nin, toplantıda yaptığı konuşmasında, Doha Kalkınma Turu’nun başarıyla sonuçlandırılmasının önemini vurgulamıştır. Bunun için, DTÖ Direktörü, 1986-1994 yıllarını kapsayan ve daha önceki müzakere turlarına kıyasla en kapsamlı ve en geniş katılımlı müzakere süreci olan Uruguay Turu’ndan bugüne kadar gelinen aşamayı verilerle göstermiştir. Keza, Uruguay Turu’nun hemen ardından, Ocak 1995 tarihi itibariyle, sadece gümrük vergilerinin azaltılmasının hedeflendiği Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT), kurumsal bir yapıya dönüştürülerek, dünya ticaretindeki kurul ve disiplinlerin belirlenmesi ve güçlendirilmesi yönünde DTÖ oluşturulmuştur.

Uruguay Turu’ndan Doha Kalkınma Turu’na kadar gelinen aşama şu şekilde özetlenmiştir; 8

AB’nin Avustralya’yı tarımda pazara girişte daha fazla açılım elde etmek için ABD ile ortak hareket etmekle

suçlaması

NAMA konusunda, Uruguay müzakere sürecinde, GÜ’ler %36 ve GYÜ’ler %24 tarife indirimi öngörürken, bu rakam Doha Kalkınma Turu’nda üç-dört kat artırılmıştır.

Ticareti bozucu iç destekler konusunda, Uruguay müzakere sürecinde, GÜ’ler %20 ve Gelişme GYÜ’ler %13’lük bir indirim öngörürken, bu rakam Doha Kalkınma Turu’nda %60-70’lere ulaşmıştır.

İhracat sübvansiyonlarında, Uruguay müzakere sürecinde, GÜ harcamalarında %21 ve GYÜ %14’lük bir indirim öngörürken, Doha Kalkınma Turu’nda, bu sübvansiyonların aşamalı olarak 2013 yılına kadar kaldırılması kararlaştırılmıştır.

Uruguay Turu’ndan Doha Kalkınma

Turu’na kadar

gelinen aşama Başta 30 Afrika ülkesi olmak üzere, dünyanın en yoksul ülkelerinin en önemli ticaret kalemlerinden birini oluşturan ve Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nda (GSYİH) en önemli paya sahip olan pamuk konusunda, Doha Kalkınma Turu’nda, yoksul ülkelerin aleyhine işleyen mevcut ticareti bozucu politikaların giderilmesi hedeflenmiştir.

Pascal Lamy, bu bulgulardan yola çıkarak, Doha Kalkınma Turu’nda,

5 Cairns Ülkeleri: Latin Amerika, Afrika ve Asya –Pasifik bölgelerinden tarımsal ürün ihraç eden ülkeler;

Arjantin, Avusturya, Bolivya, Brezilya, Kanada, Şili, Kolombiya, Costa Rika, Guatemala, Endonezya, Malezya, Yeni Zelanda, Pakistan, Paraguay, Filipinler, Güney Afrika, Tayland, Uruguay.

6

http://www.ustr.gov/Document_Library/Press_Releases/2006/September/US_Trade_Representative_Susan_C_S chwab_to_Attend_Cairns_Group_Meeting_in_Australia.html

7 http://www.euractiv.com/en/trade/pros-cons-reviving-doha/article-158050

8 http://www.wto.org/english/news_e/sppl_e/sppl39_e.htm

(3)

tarım ağırlıklı yapılan müzakere süreci kadar yukarıda belirtilen konuların yanı sıra ticaretin kolaylaştırılması, balıkçılık sübvansiyonları, çevre kuralları gibi diğer önemli hususların da çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtmiştir. Bunun için ise, öncelikle ülkelerin kendi içlerinde, bu süreci engelleyici unsurlarının önüne geçmeleri gerektiğini belirtmiştir.

Doha Kalkınma Turu’nun yeniden canlanması için DTÖ üyeleri üzerinde baskı kurmayı hedefleyen ve ABD politikalarındaki olası değişimi müzakerelerde ilerleme sağlanabilmesi için anahtar olarak nitelendiren DTÖ Genel Direktörü Pascal Lamy, ülkelerin görüşleri arasındaki farklılıkların, yine üye ülkelerin kendi başkentlerinde alacakları politik kararlarla aşılabileceğine işaret etmektedir. Bu şartlar altında 10-11 Ekim 2006 tarihlerinde müzakereleri tekrar başlatma kararını almak için DTÖ Genel Konsey toplantısına paralel bir Ticaret Müzakereleri Komitesi toplantısı anlamlı bulunmamıştır. Zira üyeler pozisyonlarını gözden geçirmedikçe müzakerelere başlanması yönünde karar almak gereksiz bir beklenti yaratmanın ötesine gitmeyecektir.9 Son durumda, ABD’de Kasım ayında yapılacak seçimler sonrasında müzakerelerde bir hareketlenme olabilecektir. Diğer taraftan, uzun bir süre ara verildikten sonra DTÖ’nün kuruluş anlaşmasının imzalanması ile sonuçlanan Uruguay Turu müzakere süreci örneğindeki gibi müzakerelerin bir süre sonra yeniden başlayacağı öngörülmektedir.10 Doha Kalkınma Turu,

ABD’de Kasım ayında yapılacak seçimler sonrasında yeniden başlayabilir öngörüsü

B. DTÖ Genel Sekreterliği-Çalışma ve Faaliyetler

Ekim ayında, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından hazırlanan, 2006 yılı UNCTAD Ticaret ve Kalkınma Raporu’na11, Pascal Lamy tarafından yapılan değerlendirmeler şu şekilde özetlenebilir;

Raporda belirtildiği gibi, ticaret, ülkelerin kalkınmasında ve yoksulluğun azaltılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ancak DTÖ Direktörüne göre, bunun için öncelikle tarım ve sanayi ürünlerinde pazara girişteki mevcut engellerin elimine edilmesi önem taşımaktadır.

Tarife ve tarife dışı ticaret engellerinin yanı sıra özellikle GYÜ’lerin kendi aralarında uyguladıkları anti-damping önlemler bu süreci sekteye uğratmaktadır.

Rapora göre, Güney-Güney ticareti, bir diğer değişle GYÜ’lerin kendileri arasında gerçekleşen ticaret, son bir kaç yıldır Kuzey-Güney ticaretini, yani GÜ İle GYÜ arasında yapılan ticaretten daha aktif bir hale gelmiştir. Bu sebeple, uluslararası sistemin finans ve ticaret alanlarında getirdiği kuralların GYÜ’lerce uygulanması zorunluluğu ve hükümetlerin kendi ekonomilerine müdahale edememeleri, bu ülkelerin gerçek büyüme potansiyellerini ortaya çıkarmalarına engel oluşturmaktadır. en başta kendileri için bir avantaj sağlayacak ve ortaya 2006 yılı UNCTAD

Ticaret ve Kalkınma Raporu’na yönelik

Pascal Lamy’nin değerlendirmeleri

9 http://www.dtm.gov.tr/anl/DTO/Doha_Son_durum-Ekim_web.doc

10 http://www.dtm.gov.tr/anl/DTO/Doha_Son_durum-Ekim_web.doc

11 http://www.unctad.org/Templates/webflyer.asp?docid=7183&intItemID=2068&lang=1

(4)

çıkaracaktır. Ancak Pascal Lamy’ye göre, ülkelerin farklı uygulamaları (bağlı ve uygulamalı tarife oranları arasındaki farkların ve tarifeler ile mali vergilerin arasındaki oransal ilişkinin) dikkate alınarak, ülkeler bazında daha detaylı bir inceleme yapılıp, ona göre genel bir değerlendirme yapılması önem taşımaktadır.

Rapor tarafından getirilen, iyi işlemeyen bir iç pazar mekanizmasına sahip ülkelerin, ticarete açılması o ülkenin ekonomisini kötü etkileyeceği yönündeki sava karşılık Lamy, rekabetten kaçınmak yerine, ticaretteki serbestleşmenin gerekli altyapının oluşturulması ardından yapılmasının önemini vurgulamıştır. Bunun için, DTÖ bünyesinde sürdürülen Ticaret Desteği (Aid for Trade) çalışmalarının geliştirilmesi gerektiğini belirtmiştir.12

II. Avrupa Birliği (AB)

4 Ekim 2006 tarihinde, Avrupa Komisyonu, AB’nin rekabet gücü ve ekonomik reform sürecine ilişkin yeni bir strateji belgesi hazırlamıştır.

‘Global Avrupa: Dünya’daki Rekabeti’ konulu bu belgede13, AB şirketlerinin yeni pazarlara açılmaları ve adil bir ticaret ortamında rekabet edebilmeleri yönünde stratejiler belirlenmiştir. Bunun için AB’nin öncelikle ikili ve bölgesel ticaret anlaşmalarını tekrardan gözden geçirmesi, ve daha önce kalkınma ve yakın çevre ülkeleri odaklı gerçekleştirilen ikili ticaret anlaşmalarınının (STA), Asya pazarları başta olmak üzere, artık ekonomi ve rekabet odaklı yapılması yani pazar potansiyeli olan ve uluslar arası rekabet kurallarına uyan ülkelerle yapılması önerilmektedir. Bu doğrultuda, AB’nin önemli ticaret partnerlerinden Çin’le mevcut sorunlarına ayrıca odaklanarak, ekim ayı sonu itibariyle, Çin ile ilişkisine yönelik kapsamlı bir strateji belgesini ekim ayı sonunda yayımlayacaktır.

Avrupa Komisyonu,

‘Ticaret ve Rekabet Gücü’ konusunda

strateji belgesi hazırladı

Belgede, ikili ilişkilere yönelik yeni düzenlemeler öngörülse de, DTÖ ve çok taraflı ticaret sistemin öncelikli tutulacağı ve bu itibarla Doha Kalkınma Turu’nun başarıyla sonuçlanması için çalışmaların sürdürüleceği ifade edilmiştir. Ayrıca imzalanacak olan STA’ların DTÖ kurallarına uygun olmasına dikkat edileceği belirtilmiştir.

Avrupa Komisyonu, fikri ve sınai haklarının korunması için yeni global strateji belgesi çıkaracak, pazar açılımı ile ilgili olarak tarifelerin azaltılması odaklı olan mevcut pazara giriş stratejisini, tarife dışı engellerin elimine edilmesi yönünde revize edecek ve bu yönde öncelikli sektörler ve sorunlu alanları belirleyecektir. Ayrıca, AB şirketlerinin kamu alımları pazarlarına daha iyi erişim sağlanması yönünde yeni bir strateji belirleyecektir.

Komisyon ayrıca, AB’nin mevcut anti-damping ve ticaret savunma araçları uygulamalarında olası bir reform için kamuoyuna danışmayı öngörmektedir.14

12 http://www.wto.org/english/news_e/sppl_e/sppl40_e.htm

13 http://ec.europa.eu/trade/issues/sectoral/competitiveness/global_europe_en.htm

14 http://ec.europa.eu/trade/issues/respectrules/anti_dumping/pr050906_en.htm

(5)

Son olarak, Komisyon, taklitle mücadelede öncelikli olarak belirledikleri ülke ve bölgeler listesini çıkarmıştır. Ülkelerin üç kategoride ele alındığı bu listede, Çin, AB’nin en derin işbirliği içine girdiği ülke olmasına karşın, AB pazarına erişmiş taklit ürünlerin dörtte üçünün Çin’den gelmesi sebebiyle, Çin tek başına listenin başında yer almıştır. İkinci kategoride, fazla sayıda taklit ürün üreten, yüksek derecede taklit ürün taşıyan ve tüketen ülkelere yer verilmiştir. Rusya, Ukrayna, Şili ve Türkiye’nin yer aldığı bu kategorideki ülkelerin, AB’ye fikri ve sınai hakların korunması yönünde taahhütte bulunmalarına rağmen halen mevcut olan ciddi eksikliklerinin giderilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Üçüncü kategoride ise, fikri ve sınai haklarını ihlal eden ürünleri üreten, taşıyan ve tüketen ülkeler belirtilmiştir. AB’nin, öncelikle fikri ve sınai haklarını gözeterek, geliştirilmiş ticaret anlaşmalarını imzalamayı öngördüğü bu ülkeler şunlardır; Tayland başta olmak üzere Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) üye ülkeleri, Malezya, Endonezya, Filipinler ve Vietnam, Brezilya, Arjantin ve Paraguay başta olmak üzere Güney Amerika Ülkeleri Ortak Pazarı (MERCOSUR), ve Kore.15

A. Hizmetler

ABD Ticaret Temsilcisi Schwab, 25 Eylül 2006 tarihinde, AB’nin DTÖ hizmetler taahhütleri gereğince yapacağı düzenlemeleri, ABD’nin de uyum sağlayacağına dair AB ile bir anlaşma imzalandığını açıklamıştır. ABD ayrıca, AB’nin son genişlemesiyle birlikte, taahhütlerinde yapacağı değişiklere uyuma yönelik olarak, Brezilya, Hong Kong, Japonya, Kanada ve ilgili diğer 12 DTÖ üyesi ile birlikte yakın çalışmaya girmiştir. Bunun, 8.6 trilyon dolarlık Avrupa hizmetler pazarında, hizmet tedarikçilerine yeni kazançlar getireceği öngörülmektedir.16

III. UNICE

Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan, ‘Global Avrupa: Dünya’daki Rekabeti’ adlı strateji belgesi, UNICE’nin AB’nin en önemli ticaret ortakları ile ilişkilerinin mevcut ve potansiyel durumuna ilişkin hazırladığı çalışma ile paralellik göstermektedir. (Ek 1) UNICE, 4 Ekim 2006 tarihinde yayınladığı basın bildirisinde de, AB’nin Büyüme ve İstihdam Stratejisi’nde, eksik olan en önemli ticaret ve yatırım ayağını bu strateji belgesinin karşıladığını belirtmiştir.17

UNICE’nin, AB’nin ticaret ve rekabet gücü konusundaki görüşleri

UNICE ayrıca, AB’nin en önemli ticaret ortakları ile ilişkilerinin mevcut ve potansiyel durumuna ilişkin bir çalışma gerçekleştirmiştir.

15 http://ec.europa.eu/trade/issues/sectoral/intell_property/ipr_epc_en.htm

16

http://www.ustr.gov/Document_Library/Press_Releases/2006/September/USTR_Announces_US_EU_Agreemen t_on_Services.html

17

http://www.unice.org/1/NBJLMCLAAPEFFILJNLJDBPNOPDBN9DWKBN9LI71KM/UNICE/docs/DLS/2006 -01406-EN.pdf

(6)

UNICE, buna yönelik pozisyon belirlemek için üye federasyonlardan görüş talep etmiştir. (Ek 2)

UNICE, Doha Kalkınma Turu’nun geleceği ile ilgili olarak, hızla yeniden başlama, iki-üç yıllık bir gecikmeyle yeniden başlama ve başarısızlık olarak üç senaryo belirlemiş ve buna yönelik pozisyonunu belirtmiştir. (Ek 3)

Birinci senaryo olan hızla müzakerelerin yeniden başlatılması durumunda, ABD’de kasım ayında yapılacak olan Kongre seçimlerinin ardından, ABD başta olmak üzere anahtar role sahip ülkelerin (ABD, AB, Avustralya, Brezilya, Hindistan ve Japonya’dan oluşan G-6 ülkeleri) daha esnek bir yaklaşıma sahip olabilecekleri yönündedir.

Böyle bir durumda, UNICE, AB’nin tarım konusunda daha esnek olması yönünde baskı uygulayacak, hizmetler ve ticaretin kolaylaştırılması yanı sıra, pazara girişte tarife ve tarife dışı engeller konularında sorunların çözümünde AB müzakerecilerine baskı kuracak, UNICE’nin ABD, Brezilya ve Hindistan gibi anahtar role sahip ülkelerdeki muadil kuruluşlarıyla daha fazla pazar açılımı yönünde çalışacak, AB iş dünyasının görüş ve pozisyonunu duyurmak üzere Cenevre’de bulunacaktır. Ancak UNICE böyle bir senaryoyu olası görmediğini belirtmiştir.

UNICE’nin Doha Kalkınma Turu müzakere sürecine

ilişkin öngörüleri

İki-üç yıllık bir gecikmeyle başlatılacak olan müzakere süreci senaryoda, Hindistan, Fransa ve ABD’de olduğu gibi belli sektörlerde serbestleşme konusunda iç politikalarında sorun yaşayan anahtar roldeki ülkelerde, seçim süreci tamamlanıncaya kadar bir gelişme olamayacağı öngörülmektedir. Böyle bir durumda UNICE, uluslar arası ortamda, Avrupa iş dünyasının, anahtar role sahip ülkelerin başkentlerindeki mevcut varlıklarını arttıracağını, üçüncü ülke iş dünyasıyla mevcut bağlantılarını yoğunlaştıracağını, ve Cenevre’deki mevcut varlıklarını sürdüreceğini belirtmiştir. İçerde ise, sürecin yeniden başlatılması yönünde kamuoyu desteğini alacak ve yeni ortamlara göre daha esnek bir AB politikası belirlenmesi yönünde görüş üretecektir. UNICE, bu senaryoyu daha olası olarak görürken bu süreçte artan ikili ticaret ilişkilerinin yaratabileceği kaostan kaçınmak yönünde çok taraflı ticaret anlaşmalarının öneminin vurgulanması gerektiğini ifade etmiş, ancak global ekonomide kötüleşme görüldüğü taktirde bu senaryonun da gerçekleşmeyebileceğini belirtmiştir.

Üçüncü senaryo olarak belirtilen, müzakere sürecinin bütünüyle başarısızlıkla sonuçlanması durumunda, DTÖ’nün sadece müzakere organı olarak çalışacağını ancak böyle bir durumda DTÖ bünyesindeki organların Anlaşmazlıkların Çözümü Mekanizması’ndaki varlığının ve gücünün sürdürülebilirliğini sorgulamaktadır. Bu senaryoda UNICE, AB ülkeleri başta olmak üzere, ülkelere ticaret anlaşmalarının DTÖ kuralları paralelinde yapılması yönünde baskı oluşturacaktır. UNICE, ikinci senaryo gerçekleşmediği taktirde yeniden bir değerlendirme sürecine gireceklerini ifade etmiştir.

(7)

IV. Türkiye

15 Eylül 2006 tarihinde, İstanbul’daki Avrupa Refom Merkezi’nin düzenlediği seminere konuşmacı olarak katılan, AB’nin Ticaretten Sorumlu Komisyon Üyesi Peter Mandelson, konuşmasında, Avrupa’nın küresel ekonomi tehditlerine karşı vereceği tepkinin siyasi ortama yansıması sonucunda, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine etkisi konusunda uyarmıştır. Mandelson, AB’de Türkiye’nin üyeliğine de karşı olan seslerin aynı zamanda küreselleşme karşıtları da olduğunun ve böyle bir korku ortamı içinde AB’nin Türkiye’nin üyeliği hakkında rasyonel bir tartışma sürdüremediğini ifade etmiştir. Ancak, Türkiye’nin ekonomik ve hukuki alanlarında reformlarını sürdürmesi ve Avrupalı şirketlere Türkiye’nin güvenilir ve kazançlı bir yatırım ortamı olduğunu ikna etmesi gerektiğini belirtmiştir.18

Avrupa Komisyonu’ndan Türkiye’nin üyeliği

ile ilgili mesajları

18 http://ec.europa.eu/trade/issues/bilateral/countries/turkey/pr150906_en.htm

Referanslar

Benzer Belgeler

DTÖ kuralları geleneksel olarak hassas sektörler olarak kabul edilen tarım malları ticareti ve tekstil ve.. konfeksiyon ürünlerini

Buna karşılık, toplantıya konuk konuşmacı olarak katılan AB Komisyonu Ticaret Genel Direktörü Yardımcısı Peter Balas, ABD Yönetimi’nde, DTÖ Doha Kalkınma

 Sistem dengesiz gelişmiştir.  Ana arterler karayolu, demiryolu, havayolu olarak sıkışık durumdadır. Kentlerdeki sorunlar daha ağırdır.  Toplum

11 Eylül Sonrası Afganistan’da Demokratikleşme ve Taliban Örgütünün ele aldığımız bu çalışmamızda,Afganistan’ın coğrafi ve beşeri yapısı başlığı

DTÖ Genel Direktörü Pascal Lamy, 14 Nisan 2009 tarihinde, Ticaret Politikaları Gözden Geçirme Birimi’ne finansal krizin ticarete olan etkisi üzerine sunduğu raporda,

◦ Fikri Mülkiyet — Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS)1. ◦ Anlaşmazlıkların

a1) Üniversitemiz Kalite Komisyonu Eğitim Öğretim Çalışma Grubunca Çalışan memnuniyet anketi; akademik ve idari personel çalışan memnuniyet anketi olarak

“Derslerin öğretim elemanlarıyla ofis saatlerinde görüşebiliyorum.” şeklindeki önerme ile ilgili memnuniyet en yüksek, “MÜ, öğrencilerin iş dünyasını