• Sonuç bulunamadı

Semen Colchici (Çiğdem Tohumu)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Semen Colchici (Çiğdem Tohumu)"

Copied!
31
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Semen Colchici (Çiğdem Tohumu)

• Colchicum autumnale L. (Liliaceae)

• Colchis (Karadeniz Bölgesinde Bitkinin

• yetiştiği yer)

• Autumnale

• Türkiye’de: Trakya’da Edirne civarında;

Çanakkale’de Kazdağı’nda yetişir.

• Orta ve Güney Avrupa

• Araplar Ortaçağda gutta kullanmışlardır. Ancak toksik olmasından dolayı kısa süre kullanılmıştır.

Avrupalılar 17. ve 18. yy kullanmaya başlamışlardır.

(2)

• Colchicum tohumları % 0.3-1.2 total alkaloit taşır. Yaklaşık 20 farklı alkaloit bulunmaktadır. Kolşisin yaklaşık % 0.6 kadardır.

• Kolşisin; sulu-alkolle ekstre edilir. Alkol uçurulur ve kloroform ile

çalkalanırsa sulu fazda kolşikozit kalır; kolşisin ise kloroformlu fazdadır.

(3)

• Kolşisin; Lökosit göçünü inhibe eder ve lökositler laktik asit üretimini azaltarak; ürik asit depolanması düşürmektedir. Ürik asit metabolizmasını doğrudan etkilemez, antienflamatuar özelliktedir.

• Tümör yayılmasını önlediği kanıtlanmıştır. Antineoplastik olarak değişik kanserlerde denenmektedir. Ancak hücresel toksisitesi çok yüksektir bu nedenle antitümör olarak kullanılamamaktadır.

3

Gut hastalığı pürin

mekanizmasındaki bozukluklar sonucu eklemlerde

ürik asit kristallerinin birikmesine

neden olan metabolik bir

hastalıktır

(4)

• Kolşisin; akut ve kronik gut hastalığı, ailevi akdeniz ateşi tedavisi ve behçet sendromunda ( deri altı, göz, beyindeki kan damarlarının iltihaplanmasına yol açan, sebebi bilinmeyen, nadir görülen, bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalık) kullanılır.

• Gut tedavisinde ilk semptomlar göründükten sonra kullanılırsa % 95 başarı sağlar.ilk gün 3 mg, 2. ve 3. gün 2 mg; Daha sonraki günlerde 1 er mg kullanılır. Kronik hastalarda akut gut ataklarını önler.

0.5 mg kolşisin içeren Colchicum tohumu kuru ekstresi içeren (Colchicum-Dispert Draje;

Kolsin Draje)

Günde 4 mg doz aşılmamalıdır.

(5)

• Glukoz içeren alkaloid Kolşikozit’in kükürtlü semisentetik türevi olan tiyokolşikozit kas gevşeticidir. İskelet kaslarının spastik hipertonisi üzerinde merkezi bir etki oluşturur.

Romatolojide özellikle akut sırt kas spazmı ağrılarında kullanılır. Dejeneratif vertebra hastalıklarında kullanılır.

• 4 ve 8 mg dozlar halinde günde 2 kez kullanılır.

5

(6)

Peumus boldus, Monimiaceae

Yaprak, kolagog ve koleretik reçetelerin hazırlanmasında kullanılır.

Kabuk ise BOLDİN alkaloidinin elde edilmesinde kullanılır.

Şili’de Akdeniz iklimine yakın bölgelerde yetişen küçük bir ağaçtır.

6

FOLIA BOLDO

FOLIA BOLDO

(7)

Peumus boldus

• % 0.2-0.5 Alkaloit

• (Boldin, izoboldin, izokoridin, laurotetanin, laurolitzin)

• 10-30 ml/kg uçucu yağ (limonen, pinen, p- simen, linalol, sineol, kafur, askaridol)

• Flavonoitler (ramnetin, izoramnetin, kemferol vb)

7

(8)

Peumus boldus

• Farmakopelerde 2 bileşik üzerinden standardizasyon yapılır:

• Fransız Farmakopesi:

A) Uçucu yağ 20 ml/kg

B) Boldin üzerinden hesaplanmış total alkaloit oranı % 0.2. (alkali şartlarda etil asetat ile ektraksiyon)

8

(9)

Peumus boldus

• Biyolojik Etki:

• Yaprak ekstreleri koleretik ve kolagog etkisi nedeniyle safra salgısını arttırmasından dolayı sindirim uyarıcısı olarak kullanılır. Etkiden

sorumlu etken madde Boldin’dir. Enginar, Sinameki ve Aloe ile kombinasyonları mevcuttur.

• Konstipasyon tedavisinde kullanılır.

9

(10)

Peumus boldus

• Fransa’da Boldo yaprakları “bitkisel ilaç” olarak 2 amaçla kullanılır:

• A) Geleneksel olarak böbrek ve sindirim itrahını hızlandırmak için

• B) koleretik ve kollagog olarak

• Almanya’da Komisyon E tarafından gastrointestinal bozukluklarda spazmolitik, koleretik ve gastrik sekresyonu hızlandırıcı olarak

kullanımı onaylanmıştır.

10

(11)

Peumus boldus

• Ancak; safra kesesinde taş varsa ve ciddi karaciğer hastalıklarında ve böbrek taşı mevcutsa medikal gözlem altında kullanılır.

• Boldo yağı ve Boldo distilatının içerdiği “askaridol”ün toksik olması nedeni ile kullanımı yasaklanmıştır.

11

(12)

Claviceps purpurea (Ascomycetes) isimli mantarın, çavdar ovaryumunda kışı geçirmek üzere meydana getirdiği dayanıklı bir şekil, sklerosyumdur.

Secale

Cornutum, Çavdar

Mahmuzu

(13)

Graminae bitkilerinin ekildiği bölgelerde fakat rutubetli ve yağmurlu olan iklimlerde meydana gelen bu hastalığa özellikle Avrupa’da Rusya ve Polonya’da ve Batı Avrupa’da İberik yarımadasında rastlanmaktadır.

Kontrollü kültür, başlıca kaynaktır. En önemli üreticiler, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, İsviçre ve Yugoslavya’dır. Türkiye’de çavdar mahmuzu üretilmemektedir, iklim yeterince nemli ve yağışlı değildir.

Secale Cornutum, Çavdar

Mahmuzu

(14)

Çavdar mahmuzu tüketilmesi sonucunda Ergotizm adı verilen bir rahatsızlık gözlenir. Ergotizm kol ve bacaklarda gangren ve kasılmalarla kendini gösteren bir zehirlenmedir.

Almanya’da 1581, 1587 ve 1596 yıllarında salgın gözlenmiştir ve Avrupa’da da son on yıl öncesine kadar aralıklı salgınlar görülmüştür. İngiltere’de pek yaygın görülmemiş, ancak 1762 yılında buğdaydan kaynaklanan bir durum kaydedilmiştir.

(15)

• Ergo alkaloitlerinin jinekolojideki kullanımı 16. yy.’dan beri bilinmektedir. Mantardan kaynaklandığı 1764 yılında Münchausen tarafından tanımlanmış, mantarın Çavdar Mahmuzu’nu nasıl meydana getirdirdiği açıklanmış ve mantar Claviceps purpurea olarak Tulasne tarafından 1853 yılında tanımlanmıştır. İlk kez Londra Farmakopesine 1836’da kaydedilmiştir.

(16)

Claviceps purpurea

Claviceps microcephala Claviceps nigricans

Claviceps paspali tarafından pek çok Graminae bitkisi;

-Secale cereale -Triticum

-Avena -Festuca -Poa

-Lolium -Molina

-Nardus türleri üzerinde ergo alkaloitleri meydana gelmektedir.

(17)

Çavdar mahmuzu oluşumunda, bitki baharda ve erken yaz döneminde mantar sporlarıyla enfekte hale gelir. Bu sporlar rüzgar veya böceklerle taşınarak genç ovaryumun tabanına yerleşir. Nemli havalarda çimlenmesine yetecek kadar nem bulduğunda çimlenir, ipliksi hifler meydana getirir ki bunlar enzim aktivitesiyle ovaryumun duvarından içeri girer ve yüzeyinde beyaz yumuşak bir kitle oluşturur.

(18)

Bu kitle sarımsı bir sıvı salgılar “honeydew” adı verilen tatlı bir sıvıdır. Bu salgı böcekleri çeker ve böylece hastalığın diğer bitkilere yayılmasını sağlar.

Bu salgı safhasında hifler henüz ovaryumun dış kısımlarına nüfuz etmiştir, fakat ilerleyen aşamalarda daha da derinlere iner ve sonunda psödoparenkima adı verilen sıkı bir dokunun ovaryum dokusu yerine geçmesini sağlar. Bu yapıya sklerosyum denir ve mantarın dinlenme fazını geçirmesini sağlayacak bir yapıdır. Yaz boyunca sklerosyumun büyüklüğü artar. Çavdar mahmuzu el ile veya özel makinelerle toplanır ve çavdarın hasatı öncesinde toplanırsa daha aktif olduğu tespit edilmiştir.

(19)

Çavdar mahmuzu 1-4 cm boyunda, 2-7 mm genişlikte, hafifçe kıvrık iğ biçimindedir. Dış yüzeyi, siyaha yakın koyu mor renklidir, kesildiğinde iç kısmı beyaz renklidir. Hoş olmayan bir lezzete sahiptir ve karakteristik bir kokusu vardır.

(20)

Kimyasal Bileşimi;

Ergo alkaloitleri başlıca iki sınıfa ayrılır;

1.Klavin tipi alkaloitler (6,8-dimetilergolin türevleri)

2.Lizerjik asit türevleri (Farmakolojik olarak aktif olan grup) (12 tane, 6 çift)

(21)

2. Gruptaki alkaloitler

1.Ergometrin grubu (suda çözünen)

-ergometrin (ergonovin, ergobazin)/ergometrinin 2. Ergotamin grubu

-ergotamin/ergotaminin -ergozin/ergozinin

3. Ergotoksin grubu

-ergokriptin/ergokriptinin -ergokornin/ergokorninin -ergokristin/ergokristinin

(22)

Çavdar mahmuzundaki diğer 5 alkaloit suda çözünmez.

KOH ile ısıtılırlarsa; lizerjik asidin amidi olan ergin + 2 a.a. + 1 ketonik asit oluşur

Aminoasit  Pirolin + fenilalanin/lösin/valin

Ketoasit  Pürivik asit/dimetilpürivik asit

(23)

Teşhis ve Miktar Tayini:

Genel olarak ergo alkaloitleri lizerjik asit molekülü taşıdıklarından bazı renk reaksiyonlarını verirler.

KELLER Reaksiyonu  alkaloit veya drogdan elde edilen ekstre glasiyal asetik asitte eritilip ferri klorür ilave edilir ve derişik

sülfirik asitle tabakalandırılırsa mavi-mor renkli bir halka meydana gelir.

van URK Reaksiyonu  daha spesifik bir reaksiyondur.

Alkaloitler eterde eritilip p-dimetilaminobenzaldehit ilave

edildikten sonra sülfirik asit katılırsa eterli tabakada mavi renk meydana gelir

(24)

Miktar tayini

- Kolorimetrik yöntem  van Urk Reaksiyonundan yararlanılır.

Standart ile kıyaslanır.

- Kromatografik yöntem  HPLC, İTK

- Biyolojik yöntem  izole kobay uterusunda meydana getirdikleri kontraksiyon veya horoz ibiğinde morarma testleri ile standartla kıyaslanmak suretiyle yapılır.

(25)

ETKİ: Ergo alkaloitleri düz kaslarda kasılma meydana getirirler.

Uterusta kontraksiyon, damarlarda dilatasyon meydana getirir.

Sempatolitik etkiye sahiptirler, adrenalinin etkilerini tersine çevirirler, α-adrenerjik reseptörleri bloke ederek önceden daralmış damarları genişletir.

Uterus üzerindeki etkileri 9-10. karbonlar arasındaki çifte bağdan kaynaklanmaktadır. Bu bağ doyurulursa uterus üzerindeki etkiler kalkar yalnızca sempatolitik etki kalır.

(26)

Kullanılış:

Genel olarak drog ergo alkaloitlerinin eldesi için kullanılır. Bu alkaloitlerin eldesi güçtür, çünkü miktarları çok azdır ve stabil değildirler. Elde yöntemleri patentlerle korunmaktadır.

Eczacılıkta kullanılan drogtan izole edilen veya izole edildikten sonra hidrojenlenerek hazırlanan alkaloitlerdir.

(27)

Ergometrin oksitoksik etkilidir (uterus düz kaslarını uyararak uterusun motilitesini arttıran). Maleat tuzu halinde kullanılır. Metillenmiş türevi (meteojin) metil ergometrin hemoraji ve metrorajide kullanılır

-

(28)

Ergotamin ve semisentetik türevi dihidroergotamin tuzları migren tedavisinde kullanılır

(29)

Ergotoksin grubu alkaloitler toksik etkilidir, jinekolojide kullanılmaz ancak hidrojenlendikten sonra vazodilatatör olarak hipertansiyonda kullanılır

(30)

Ergo alkaloitlerinin bugün tedavide kullanılmayan diğer grubu klavin alkaloitleri, lizerjik asidin D halkasında 9-10. karbonlar arasındaki

çifte bağı 8-9. karbonlar arasındadır. –COOH grubu da metil veya hidroksimetil grubu ile yer değiştirmiştir.

(31)

LSD, lizerjik asidindietilamididir.

Halusinojen etkilidir.

Tedavide kullanılmaz.

Referanslar

Benzer Belgeler

192 Au izotopuna ait Şekil 4.3 de verilen seviye şemasında Band-1 olarak adlandırılan ve 11 - band başlangıç spin-paritesine sahip bandda daha önce yapılan deneysel ve teorik

Bir kalibrasyon metodunun özgünlüğü kesinlik, doğruluk, bias, hassasiyet, algılama sınırları, seçicilik ve uygulanabilir konsantrasyon aralığına

-Tuzu halinde sulu çözeltiye, baz halinde organik çözeltiye çekilip, birkaç defa tekrar edilir ve temizlenir, en son darası alınmış tartı kabında solvan uçurulup ham

Skopanol + l-tropik asit Hiyosin Skopanol + dl-tropik asit  Skopolamin Tropan alkaloitlerinin genel özellikleri.. Genel alkaloit reaktifleri ile reaksiyon verirler

Raporun yazım kurallarına uyularak, belirli bir düzen içinde yazılması gerekir...

 Two-step flow (iki aşamalı akış): ilk aşamada medyaya doğrudan açık oldukları için göreli olarak iyi haberdar olan kişiler; ikinci. aşamada medyayı daha az izleyen

 KAVRULMA SÜRESİNE BAĞIMLI OLARAK AMİNO ASİT VE REDÜKTE ŞEKER AZALIR.  UÇUCU AROMA MADDELERİNİN

Elde edilen sonuçlara göre; vücut kitle indeksi, vücut yağ oranı ve kütlesi, relatif bacak kuvveti ve dikey sıçrama açısından gruplar arası fark olmadığı, yaş,