• Sonuç bulunamadı

Parlakl›k Erkekler ‹çin TehlikeliDown SendromuSan›klar›na Beraat mi?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Parlakl›k Erkekler ‹çin TehlikeliDown SendromuSan›klar›na Beraat mi?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

22 Aral›k 2005 B‹L‹MveTEKN‹K

Kanserde

‹kili Oyun

Kanserle p53adl› gen aras›ndaki iliflki uzun zamand›r biliniyor. Bu genin kodlad›¤› proteinin as›l görevi, hücrelerin yaflam›na bir s›n›r koymak ve bu s›n›ra gelindi¤inde

hücrenin kendi kendini yok etmesini sa¤lamak. P53’te meydana gelen bir mutasyon, hücrelerin bu s›n›r› aflarak kontrolsüz biçimde ço¤almalar›na, bu da tümör dedi¤imiz kanser hücreleri topluluklar›n›n oluflmas›na yol aç›yor. Amsterdam’daki Hollanda Kanser Enstitüsü araflt›rmac›lar›, KLF4 adl› bir kopyalama faktörünün, biri P53olmak üzere tümörlerin kontrolünde yaflamsal rolü bulunan iki gen üzerinde z›t etkilerde bulunarak hem tümörleri bask›lad›¤›n›, hem de büyümeleri-ne yol açt›¤›n› gösterdiler. KLF4 bir yandan tümörleri bask›layan p53 ge-nini bask›l›yor, bir yandan da normal hücre ço¤almas›n› kontrol eden p21CIP1 adl› genin oluflmas›n› sa¤l›yor. Hollandal› araflt›rmac›lar KLF4’ün, kanserlerin ço¤unda gözlendi¤i gibi p21CIP1’in ifllevsiz oldu-¤u durumlarda bir tümör tetikleyicisi gibi davrand›¤›n› belirlemifller. Bu durumlarda KLF4, p53genini kontrolsüz biçimde bask›l›yor.

Nature, 27 Ekim 2005

Hücrelerin Antivirüs Barikat›

ABD Ulusal Sa¤l›k

Enstitüleri’nden Leonid Chernomor-dik yönetimindeki bir ekip, hücrelerin virüslere karfl› ken-dilerini barikatlar oluflturarak nas›l koruduklar›n› belir-ledi. Buluflun, virüs-lere karfl› daha et-kin ilaçlar

gelifltiril-mesine yard›mc› olmas› bekleniyor.

‹nsanlarda hastal›k yapan virüslerin yaklafl›k yar›s› bir zarla kapl› bulunuyor. Grip virüsleri ve HIV (AIDS hastal›¤›na yol açan ‹n-san Ba¤›fl›kl›k Yetersizli¤i Virüsü) de dahil olmak üzere bu k›l›fl› virüsler, hücre içine girebilmek için zarlar›n› hücre zar›yla birlefl-tirmek zorundalar. Ancak, do¤ufltan gelen ba¤›fl›kl›k sistemimizin bir bölümünü oluflturan defensin adl› peptidlerin, bu yap›flmay› engelledi¤i ortaya ç›kt›. ‹nsan hücreleriyle yapt›klar› deneylerde araflt›rmac›lar, defensinlerin hücre yüzey proteinlerini geçici ola-rak birlefltirererek virüs ve hücre zarlar›n›n temas›n› önleyen bir bariyer oluflturduklar›n› gözlemlediler.

Nature, 15 Eylül 2005

Londra’daki Imperial College araflt›rmac›lar› sivrisineklere uygulad›klar› genetik müda-haleyle spermleri ›fl›ldayan erkekler olufltur-dular. Peki efley organlar› ›fl›l ›fl›l erkekler

üretmenin mant›¤›? Ifl›ldayan organlar, lar-va evresinin erken dönemlerinde erkekleri diflilerden ay›ran bir fener görevi yap›yor. Zararl›lar› kontrol stratejileri ço¤u kez k›s›r

böceklerin do¤aya sal›nmas›na dayal› olu-yor. Ancak, sivrisineklerde s›tma parazitleri-ni tafl›yan, yaln›zca difliler. Dolay›s›yla yal-n›zca erkeklerin sal›nmas› gerekiyor. Ifl›lda-yan efley organlar› da erkeklerin belirlenip k›s›rlaflt›r›lmalar›na ve do¤aya sal›nmalar›-na olasal›nmalar›-nak sa¤l›yor. Andrea Crisanti yöneti-mindeki ekip, denemelerini Asya’da bafll›ca s›tma tafl›y›c›s› olan Anopheles stephensi

türü sivrisinekler üzerinde yürütmüfl.

Nature, 29 Eylül 2005

ABD’de Johns Hopkins Üniversitesi araflt›rmac›lar›, halk aras›nda mongolizm diye bilinen “Down sendromu” denen durumdan, flimdiye kadar suçlu görülen genlerin sorumlu olmayabilece¤ini aç›klad›lar. Zeka gerili¤inin ve do¤ufltan kalp hastal›¤›n›n baflta gelen nedenlerinden biri olan sendrom, k›salm›fl yüz kemikleriyle ve çekik gözlerle kendini belli ediyor. Down sendromu, döllenmifl bir yumurtada 21. kromozomun iki yerine üç kopyas›n›n bu-lunmas›yla ortaya ç›k›yor. Bazen de tüm kro-mozom yerine bir parças›n›n üç kopyas›n›n yumurta içinde bulunmas› yetiyor. Bu parça üzerindeki küçük bir bölgenin, kromozom

parçalar›n›n üçlü tak›m olarak bulundu¤u ve Down sendromunun yüz özelliklerini tafl›yan kiflilerde ortak olmas› nedeniyle bu bölge uzun süre “Down Sendromu Kritik Bölgesi – DSCR” olarak adland›r›lm›fl.

Ancak, Johns Hopkins araflt›rmac›lar›, gen de¤iflimli farelerle yapt›klar› deneylerde

yaln›zca kendi DSCR’lar›n›n üç kopyas›n› (üç kromozom de¤il) tafl›yan farelerin yüzlerinin ve iskelet yap›lar›n›n, Down sendromunun tipik özelliklerinin tersini sergiledi¤ini belirlemifller. Fareler, tersine uzun yüzlüymüfl. Moleküler biyoloji ve genetik profesörü Roger Reeves, “bu fareler normal de¤ildi; ama Down sendromlu da de¤ildi” diyor.Araflt›rmac›lar›n ç›kard›¤› sonuç, sendromdan yaln›zca bir bölgedeki genlerin de¤il, birçok farkl› genin ortak etkinli¤inin sorumlu olabilece¤i. Nitekim, araflt›rmay› yürüten Lisa Olson, “DSCR bölgesinin yaln›zca iki kopyas›n›n, 21. kromozomun geri kalan›n›nsa üç kopyas›n›n konuldu¤u farelerin Down sendromunun tipik özelli¤i olan k›sa kemiklere sahip olduklar›n›” belirtiyor.

Science, 22 Ekim 2005

Parlakl›k Erkekler ‹çin Tehlikeli

Down Sendromu

San›klar›na Beraat mi?

Referanslar

Benzer Belgeler

[8] ‹nterventriküler septum yerleflimli kardiyak kist hidatiklerinde, iletim yollar›nda bas›ya ba¤l› atri- yoventriküler blok ve senkop ataklar› [9] ve olgumuzda oldu¤u

takl›¤›n kontrolüne geçme tarihin den itibaren konsolide edilir. Sat›lan bir ba¤l› ortakl›¤a ait faaliyet sonuç lar› ana ortakl›¤›n ba¤l› ortakl›k üze

Nörotransmitterler, presinaptik membrandan sinaps aralığına salıverilen, postsinaptik membranda bir reseptöre bağlanarak burada aksiyon potansiyeli oluşturan ve böylece uyarıyı

Ancak 2 cm’den büyük k›k›rdak lezyonu olan, yüksek aktiviteli hastalara debridman ile drilleme/mikrok›r›k yeterli olmazsa otolog kondrosit implantasyonu veya

Olgunun rutin biyokimyasal analizlerinde ciddi hi- perkalsemi (serum total Ca=20 mEq/L, iyonize plazma Ca=7.2 mg/dl) ve böbrek yetersizli¤i (serum kreatinin=2.7 mg/dl, üre=111

Kosta k›r›klar› süt çocuklu¤unda nadir görülür ve tan› kondu¤unda ço¤unlukla çocuk istismar› için spesifik oldu¤u düflünülür.Vakam›zda özellikle anamnez

TRANSFERRIN, FERRITIN AND Na/K LEVELS IN SERUM AND BREAST CYST

Kanser hücrelerine özgü bir durum, enerjilerini mitokondri ad› verilen hüc- re organellerinden çok, glikoliz ad› veri- len bir süreçle bütün hücre içinde üreti-