• Sonuç bulunamadı

Ölümünün 5. yılında Muhsin Ertuğrul:Devlet hiç ilgilenmezken, sinemayı sırtlayan adam

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölümünün 5. yılında Muhsin Ertuğrul:Devlet hiç ilgilenmezken, sinemayı sırtlayan adam"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K Ü L T Ü R ■

ÜNLÜ FİLMLERİNDEN — “Şehvet Kurbanı", Muhsin ErtuğruVun en ünlü filmlerindendi. Yukarı­ da bu film in artık hiçbiri yaşamayan ünlü oyuncuları bir arada görülüyor (soldan): Cahide Sonku, Sait Köknar, Muhsin Ertuğrul (sakallı) ve Ferdi Tayfur.

Ölümünün

5

.

yılında Muhsin Ertuğrul

Devlet hiç ilgilenmezken,

sinemayı sırtlayan adam dı

ZİYA METİN___________

1950’lerin ortalarında kimi yönetmen ve yazar arkadaşlarla

Muhsin ErtuğruFun sinemamız­

daki yerini sık sık tartışır, çoğu kez olumsuz sonuçlara varırdık. Onun sesli dönem Filmlerini sı­ nırlı belleklerimiz ve yetersiz öl­ çütlerimizle çocukluğumuzdan beri görmüştük. Yıllar sonra Si- nematek’te ve televizyonda gös­ terime giren iki filmini bizimle birlikte genç kuşak meslektaşla­ rımız da izlediler. Yeni değerlen­ dirme olumluydu. Bunu yazıla­ rında da yansıttılar.Üstelik her ikisi de sonradan kötü işleme uğ­ ratılmış filmlerdi. Yeniden ses­ lendirilen “Bir Millet Uyanıyor” da özgün oyuncuların, Ercü­

ment Behzat'm (Lav), Naşit’in

konuşmaları yoktu. “Aysel, Ba­

taklı Damın K m ” na da bir yı­

ğın bağırgan şarkı-türkü eklen­ mişti.

En beğendiği film

Muhsin Hoca’yla 1959’da

yaptığım bir konuşmada, en be­ ğendiği filminin “ Aysel, Batak­

lı Damın Kızı” olduğunu öğren­

miştim. Yapımcı baskısından kurtulmak ve piyasaya ödün ver­ memek amacıyla yola çıkmış. Anlattığına göre, filmin yapım giderlerini kendi olanaklarından ve bir terzi arkadaşından aldığı borç parayla denkleştirmiş. Bur- sa’nın pitoresk bir göçmen kö­ yünde, köylülerin figüranlığıyla gerçek dış mekânlarda çalışmış. Senaryonun uyarlandığı Selma

Lagerlöf’ün öyküsündeki töre-

sel, lirik ve toplumcu öğeler Türk köy yaşamıyla çakışıyor- muş.

Köylülerin günlük kılıkla­ rını giydirdiği oyuncularına makyaj yaptırmamış. Örnekse, yakışıklı delikanlıların (Talat Ar-

temel, Hadi Hün) sinekkaydı

traş olmalarına izin vermeyip köylüler gibi üç-beş günlük sa­ kallarla eörünmelerini sağlamış.

Özetle, doğal çerçeveler elde et­ mek için her çabayı harcamış.

Muhsin ErtuğruFun gerçeklik

arayışlarında o dönemdeki Sov­ yet sinemasının etkisi olduğu ke­ sindir. Dört büyük yönetmenin,

Çiga Vertov, Ayzenştayn, Pu- dovkin ve Dovyenko’nun perde­

ye taşıdıkları gerçek duygusu, Fransa’yı da etkilemiş, ozansal- gerçekçiliğe yol açmıştı. Daha sonra İtalyan sinemasındaki yeni-gerçekçilik akımı da aynı te­ mel üzerinde gelişecektir.

Muhsin Hoca’nın yukarıda

sözü geçen iki filmiyle birlikte benim kişisel görüşümle en iyi çalışmaları şunlar: “ Cici Ber­

ber” , “ Leblebici Horhor Ağa”

ve “ Şehvet Kurbanı” .

İlk sinem a bilgilerini A lm anya’da ed in ir

Muhsin Ertuğrul, daha baş­

langıçta sinemaya derin bir tut­ kuyla bağlıdır. Yedinci sanat emekleme sürecindedir. Ondo- kuz yaşındaki ilk Paris yolculu­ ğunda (1911), Türkiye’de henüz tek film yapılmamıştır. Oysa Fransızların tiyatro kökenli yö­ netmenleri André Calmettes, G.

Bourgeois, Albert Capellani o yıl

elli dolaylarında film üretmişler­ di. Sinemayı Paris’te tanıyan Er­

tuğrul, iki yıl sonra Şehzadeba-

şı’nda kendi adını verdiği salo­ nu açarak ilk Türk işletmecisi olur. (Ertuğrul Sineması, 1913)

Sinema endüstrisinin içinde çalışarak kuramsal ve kılgısal bilgiler edinmesi 1916-1921 ara­ sındaki Almanya yolculukların­ da gerçekleşecektir. Orada film figüranlığından önemli rollere geçti ve yönetmenliğe yöneldi. 1921 de İstanbul’a döndüğünde, yalnızca sekiz adet yerli film ta­ mamlanmış durumdaydı. Bu filmlerin yönetmenlerinden as­ lında ikisi kameraman, Sigmund

Weinberg ile Ali Fuat (Uzkınay);

ikisi tiyatro oyuncusu, Ahmet

Fehim ile Fikret Şadi (Karagöz- oğlu), biri de Sedat Simavi idi.

Hepsi sinemayı yurt içinde ken­ di kendilerine öğrenmeye çalışı­ yorlardı. Muhsin Ertuğrul ise, işin kaynağından yetişmişti.

P erd ed e ilk T ü rk kızı ve ilk ren k li film yine onun eseriydi_______ __

Almanya, Sovyetler Birliği ve Türkiye’de otuz sekiz yıl film yö­ netmenliği yapan Muhsin Ertuğ­

rul, dünyadaki teknik aşamala­

ra her zaman açıktı. Yurdumuz­ da sinemayı kurumlaştırmak için var gücüyle çalıştı. Kadın rolle­ rini yalnızca gayrimüslimler oy­ narken, onun iki Türk kızını perdeye getirmesi devrim niteli­ ğindedir. (“Ateşten Gömlek, 1923, başlıca rollerde Bedia Mu-

vahhit, Münire Eyüp) (Neyire Neyir Ertuğrul).

İlk profesyonel yapımevleri Kemal Film ve İpek Film’in açıl­ masını o sağladı. Türkiye’de ilk sesli film “Bir Millet Uyanıyor”- u çekti. (Bugün bile sessiz çalı­ şan sinemamız, bir anlamda Er­

tuğrul döneminden geride. İlk

renkli filmimiz “Halıcı Kız” , ge­ çilmesi gereken zorlu bir deney­ di. Sinemaya kazandırdığı oyun­ cular arasında Feriha Tevfik,

Ferdi Tayfur, Cahide Sonku, Atıf Kaptan, Nezihe Becerikli, Şükriye Atav, Gülseren Sadak

sayılmalıdır. Şimdi bile tam cid­ diye alınmayan dip müziklerini onun döneminde Ferit Alnar,

Muhittin Sadak, Muhlis Saba­ hattin, Mesut Cemil ve Cemal Reşit Rey gibi ustalar hazırladı­

lar. Çoğu filminin senaryocusu

Nazım Hikmet’ten başka, Ya- kup Kadri Karaosmanoglu “Nur Baba” , Halide Edip “ Ateşten Gömlek” , Peyami Safa “ Sözde Kızlar” , Musahipzade Celal “Aynaroz Kadısı” , “ Bir Kavuk Devrildi” ile işbirliği yaptı.

Sinema yalnız sanat değil, hem endüstri, hem de kitlesel ile­ tişim aracı. Devlet ilgisizliğini sürdürürken, bu yükü tek bir adam sırtında taşıyordu.

Referanslar

Benzer Belgeler

Tarihsel olarak bakıldığında genel amaçlı teknolojilerin ortaya çıktığı dönemlerde yeniliklerin sayısında bir artış gözlenmiştir.21 Mal ve hizmetleri kapsayan ürün

Picardo Calero Marco D el ‘Pc Qerardo PHcrola D u c / 10 Olivier Çagnére Selma Qürbüz ‘Kpmet A ki ‘Kuroda 'François & Jean Lamore. Loïc Madec 'Victor Mira

Grif- fith’ten beri yerleşmiş olan klasik sinema­ nın estetik öğeleri Godard tarafından ters­ yüz edilmiştir...” “..Godard, yeni bir estetik çizgiyi gerçekçiliğin

Altı sene kaldığım ve geçen büyük harp müddetini gç çirciğim Yemenden dönmüştüm. Altı sene evvel ayrıldığım İstanbul şehir bakımından hiç

Çün- kü zaman algısı mikrosaniye (saniyenin mil- yonda biri), milisaniye (saniyenin binde biri), saniye ve biyolojik ritimler gibi farklı süre öl- çekleri için farklı

Çölaşan ısrarla, Barlas a- leyhine Sabah Gazetesi’nde yer alan “ fiıale Takipçisi Genel Müdür Kim?” başlıklı haberi gösterirken, bu gaze­ tenin Barlas

Daha önce iki kez fasiyal paralizi atağı öyküsü olan ve açık teknik mastoidektomi uygulanmış olan bu vaka bize üçüncü fasiyal paralizi atağı ve işitme azlığı

Fikret, imparatorluğun yıkılışı devrine yetişmiş, yıkılışı sebeplerine derinliğine girmiş, sarayla yobazın, derebeyle defecinin elele vererek milleti