• Sonuç bulunamadı

Kosava'da Türkçe eğitim kapsamında verilen tarih eğitiminin program ve ders kitapları yönünden incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kosava'da Türkçe eğitim kapsamında verilen tarih eğitiminin program ve ders kitapları yönünden incelenmesi"

Copied!
130
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI

KOSOVA’DA TÜRKÇE EĞİTİM KAPSAMINDA VERİLEN TARİH

EĞİTİMİNİN PROGRAM VE DERS KİTAPLARI YÖNÜNDEN

İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Berna BABAYONUZ

(2)

BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ĠLKÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI

KOSOVA’DA TÜRKÇE EĞĠTĠM KAPSAMINDA VERĠLEN TARĠH

EĞĠTĠMĠNĠN PROGRAM VE DERS KĠTAPLARI YÖNÜNDEN

ĠNCELENMESĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Berna BABAYONUZ

Tez DanıĢmanı

Doç. Dr. Cevat ÖZYURT

(3)
(4)

iii

ÖNSÖZ

Modern dönemde tarih eğitimi, siyasal sosyalleşmenin, vatandaş yetiştirmenin ve kimlik kazandırmanın araçlarından biri olagelmiştir. Tarih eğitiminin hedefleri, devletlerin yetiştirmek istediği vatandaş tipindeki değişikliklere bağlı olarak, ülkeden ülkeye, dönemden döneme farklılık göstermektedir.

1999 Kosova Savaşı öncesi tarih eğitimi ile 1999 Kosova Savaşı sonrası tarih ilköğretim düzeyindeki eğitiminin değerlendirilmesi bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Çalışmanın iki boyutu bulunmaktadır. Çalışmada, hem farklı tarihsel dönemlerde Kosova’da tarih eğitiminin içeriği karşılaştırmalı olarak analiz edilmiş hem de günümüz Kosova Cumhuriyeti’nde tarih eğitiminin hedefleri ile ders kitapları arasındaki uyumun değerlendirmesi yapılmıştır. Kosova’nın çokkültürlü eğitim yapılan dünyadaki sayılı ülkelerden biri olması, Kosova’da tarih eğitimi üzerine yapılan araştırmaların önemini arttıran bir faktör olmaktadır.

Çalışmanın her aşamasında beni yönlendiren, her zaman rehberlik eden ve eleştirileriyle bana yol gösteren değerli danışmanım Doç. Dr. Cevat ÖZYURT’a teşekkürlerimi sunarım.

Çalışma süresince katkılarını esirgemeyen, sorularıma bıkmadan yanıt veren değerli hocalarım Mr. Fetnan DERVİŞ ve Mr. Bedrettin KORO’ya teşekkür ederim. Aynı zamanda bu yola beraber çıktığımız değerli yol arkadaşım Sümeray CENOLARİ’ye teşekkür ederim.

Bu çalışmayı, benden desteklerini esirgemeyen ailem ve değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Bilal YILDIRIM’a ithaf ediyorum.

Berna BABAYONUZ

(5)

iv

KOSOVA’DA TÜRKÇE EĞĠTĠM KAPSAMINDA VERĠLEN TARĠH

EĞĠTĠMĠNĠN PROGRAM VE DERS KĠTAPLARI YÖNÜNDEN

ĠNCELENMESĠ

BABAYONUZ, Berna

Balıkesir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Yüksek Lisans, Ġlköğretim Anabilim Dalı

Tez DanıĢmanı: Doç. Dr. Cevat ÖZYURT

2012, 115 Sayfa

ÖZET

Bu çalışmada, Kosova’da Türkçe ilköğretim okulları kapsamında verilen 1999 Kosova Savaşı öncesi ve 1999 Kosova Savaşı sonrası tarih eğitimi değerlendirilmiştir. Genel tarih eğitimi kapsamında verilen “Ulusal (Türk) Tarih”, “Kosova Tarihi”, “Dünya ve Avrupa Tarihi”, “Arnavut Tarihi” ve “Balkan Tarihi” alanlarına giren konuların incelenmesi yapılmıştır. “Ulusal Tarih”, “Kosova Tarihi”, “Dünya ve Avrupa Tarihi”, “Arnavut Tarihi” ve “Balkan Tarihi” alanlarında eski tarih ders kitapları ile yeni tarih ders kitapları karşılaştırılmıştır. Bu tarih alanları incelenirken: her tarih alanındaki bilgilerin tarih eğitiminin genel ve özel amaçlarıyla uyumluluğu; her tarih alanında kazandırılmak istenen tutumlar ve bunların tarih ders kitaplarına yansıması; tarih alanlarının kimlik kazandırmadaki rolü, eski ve yeni tarih ders kitaplarındaki benzerlik ve farklılıklar ortaya konmaya çalışılmıştır.

Çalışma sonucunda, değerlendirmeye alınan alanlardan en fazla “Dünya ve Avrupa Tarihi”nin öne çıktığı, onun ardından “Ulusal Tarih”, “Arnavut Tarihi”, “Kosova Tarihi” ve “Balkan Tarihi” sıralamasının takip edildiği tespit edilmiştir. Kosova Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığınca hazırlanan tarih ders kitapları

(6)

v

“Dünya ve Avrupa Tarihi” alanından sonra “Ulusal Tarih” alanı yer almış, dolayısıyla ulusal kimlik kazandırmak ikinci planda tutulmuştur. Ardından “Arnavut Tarihi”nin öğretilmesi önemli görülmüştür. Genel tarih eğitimi içerisinde “Kosova Tarihi” ve “Balkan Tarihi” alanlarına ise en az verilmiştir. Özellikle “Kosova Tarihi”ne az yer verilmesi, öğrencilere Kosovalı kimliğini kazandırmak için ayrılan alanın yeterli olmadığını ortaya çıkarmıştır.

Eski tarih ders kitaplarında Sırp kimliği ya da Yugoslav kimliği kazandırılmak istenirken, yeni tarih ders kitaplarında Dünya ve Avrupa kimliği kazandırmak önemli görülmüştür. Eski tarih ders kitaplarındaki konularda din konusuna sıkça değinilirken, yeni tarih ders kitaplarının konularında siyasi tarih öne çıkmıştır. Eski tarih ders kitaplarında tekkültürlü paradigma izlenirken, yeni tarih ders kitaplarında dünyada değişen tarih eğitimi paradigması izlenmiş ve çokkültürlü paradigma esas alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Tarih Eğitimi, Kosova’da Tarih Eğitimi, Çokkültürlü Eğitim, Kosova Eğitim Sistemi, Tarih Ders Kitapları, Siyasal Sosyalleşme.

(7)

vi

AN EXAMINATION OF HISTORY EDUCAITON INSTRUCTED

AS TURKISH IN KOSOVO IN TERMS OF SYLLABUS AND

TEXTBOOKS

BABAYONUZ, Berna

Balıkesir University, Institute of Social Sciences

Master Thesis, Primary Main Department

Adviser: Associate Professor Cevat ÖZYURT

2012, Pages 115

ABSTRACT

The teaching of history in Kosovo before and after the war of Kosovo in 1999 has been analysed in this study. The research has been done on “National (Turkish) History”, “Kosovan History”, “Universal and European History”, “Albanian History”, and “Balkan History” fields regarding the teaching of general history. The old history coursebooks and the new history coursebooks have been compared and contrasted in respect to “National History”, “Kosovan History”, “Universal and European History”, “Albanian History”, and “Balkan History”. During the study it has been attempted to display the consistency between the information given in each history field and the aims and objectives of general history teaching; the aimed attitudes of each history field and their reflection on history coursebooks, the identity deception role of each history field; and the similarities and differences between the old and new history coursebooks.

In conclusion, it has been found that “Universal and European History” field looms large and “National History”, “Albanian History”, “Kosovan History”, and “Balkan History” fields follow it in sequence. The history coursebooks prepared by

(8)

vii

various cultures that is based on respect and tolerance. Due to the fact that “National History” comes after the “Universal and European History” it can be said that developing a national identity is underestimated. After that the importance is given to teaching “Albanian History”. “Kosovan History” and “Balkan History” fields have the smallest section within the general history teaching. It has been revealed that the section for developing Kosovan identity is insufficient because “Kosovan History” has the smallest section in particular.

It has been discovered that the old history coursebooks give importance to developing Serbian and Yugoslavian identity whereas, the new history coursebooks give importance to developing Universal and European identity. Religion is the subject frequently mentioned in the old history coursebooks but in the new history coursebooks it is political history that distinguishes itself. The old history coursebooks are based on monoculture paradigm, on the other hand, the new history coursebooks are found to be based on multiculture paradigm, and under the influence of changing history teaching paradigm in the world.

Key Words: History Teaching, History Teaching in Kosovo, Multiculture

Education, Kosovan Education System, History Coursebooks, Political Nationalization.

(9)

viii

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖNSÖZ iii

ÖZET iv

ABSTRACT vi

İÇİNDEKİLER viii

ŞEKİLLER LİSTESİ xii

KISALTMALAR xiii

BÖLÜM I

1.

Giriş 1

1.1. Çalışmanın Konusu 2

1.2. Çalışmanın Amacı 3

1.3. Problem: (Çalışmanın Temel Soruları) 3

1.4. Çalışmanın Önemi 3

1.5. Çalışmanın Kapsamı 4

1.6. Çalışmanın Sınırlılıkları 4

1.7. Çalışmanın Zorlukları 4

(10)

ix

ĠLGĠLĠ ALANYAZIN

2.1. Çokkültürlü Eğitim İncelemeleri 6

2.2. Kosova’da Çokkültürlü Eğitim İncelemeleri 8

2.3. Tarih Eğitimi İncelemeleri 11

BÖLÜM III

KOSOVA’NIN TARĠHSEL ARKAPLANI VE KOSOVA’DA

TARĠH EĞĠTĠMĠNĠN TARĠHĠ

3.1. Kosova’nın Fiziki Özellikleri ve Coğrafi Konumu 14

3.2. Kosova’nın Tarihsel Arkaplanı 17

3.2.1. Osmanlı Hakimiyetinde Kosova 17

3.2.2. Tito Yugoslavya’sında Kosova 19

3.2.3. Sırp Bürokrasisinden Sonra Kosova, Halk Kurtuluş Ordusu (U.Ç.K)’nun Kurulması ve Savaş Dönemi 20

3.2.4. NATO ve UNMİK Yönetimi Altında Kosova 22

3.3. Kosova’nın Siyasi ve Kültürel Yapısı 22

3.3.1. Osmanlı Döneminde, Yugoslavya Döneminde ve Günümüzde Türklerin Kosova Tarihi ve Kültüründeki Yeri 23

3.3.2. Kosova’yı Kültürel Yapı Açısından Diğer Ülkelerden Ayıran Özellikler 26

3.3.3. Kosova’da Üst Kimlik Olarak Din: Dini ve Etnik Kimlik İlişkisi 27

3.4. Çokkültürlülük Politikasının Doğuşu ve Kapsamı 28

3.4.1. Kanada’da Çokkültürlülük ve Çokkültürlü Eğitim 30

(11)

x

Türkçe Medya 34

3.4.2.2. Kosovalı Türklerin Kültürel Varlığı ve Kosova-Türkiye Arasında Kültürel İlişkiler 36

3.5. Kosova’da Eğitim Yönetimi 37

3.5.1. Kosova Eğitim Sistemi 38

3.5.2. Kosova’da Türkçe Eğitim 39

3.6. Kosova’da Tarih Eğitimi 42

3.6.1. Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin (SFC) Kosova Sosyalist Özerk Bölgesi’nde (SÖB) Türk Dilinde İlkokul Tarih Dersi Plan ve Programlarına Bakış 42

3.6.2. 1990 Yılından Sonra İlkokul Öğretim Plan ve Programı Tarih Dersi’nde Gerçekleşen Değişiklikler 44

3.6.3. 1999 Kosova Savaşı’ndan Sonra İlkokul Plan ve Programlarında Tarih Dersi 46

3.6.4. Günümüz Kosova’sında Tarih Eğitiminin Hedefleri 48

BÖLÜM IV

KOSOVA’DA TÜRKÇE ĠLKÖĞRETĠMDE TARĠH DERS

MÜFREDATINDA TARĠH ALANLARININ ĠNCELENMESĠ

4.1. “Dünya (Uygarlık) ve Avrupa Tarihi” 57

4.1.1. Eski Tarih Ders Kitaplarında “Dünya ve Avrupa Tarihi” 57

4.1.2. Yeni Tarih Ders Kitaplarında “Dünya ve Avrupa Tarihi” 61

4.1.3. “Dünya (Uygarlık) ve Avrupa Tarihi” Alanında Eski Ders Kitaplarıyla Yeni Ders Kitaplarının Karşılaştırılması 67

(12)

xi

4.2.1. Eski Tarih Ders Kitaplarında “Türklerin Ulusal Tarihi” 68

4.2.2. Yeni Tarih Ders Kitaplarında “Türklerin Ulusal Tarihi” 73

4.2.3. “Ulusal (Türk) Tarihi” Alanında Eski Ders Kitaplarıyla Yeni Ders Kitaplarının Karşılaştırılması 79

4.3. “Kosova Tarihi” 80

4.3.1. Eski Tarih Ders Kitaplarında “Kosova Tarihi” 81

4.3.2. Yeni Tarih Ders Kitaplarında “Kosova Tarihi” 82

4.3.3. “Kosova Tarihi” Alanında Eski Ders Kitaplarıyla Yeni Ders Kitaplarının Karşılaştırılması 89

4.4. “Arnavut Tarihi” 89

4.4.1. Eski Tarih Ders Kitaplarında “Arnavut Tarihi” 90

4.4.2. Yeni Tarih Ders Kitaplarında “Arnavut Tarihi” 93

4.4.3. “Arnavut Tarihi” Alanında Eski Ders Kitaplarıyla Yeni Ders Kitaplarının Karşılaştırılması 96

4.5. “Balkan Tarihi” 97

4.5.1. Eski Tarih Ders Kitaplarında “Balkan Tarihi” 97

4.5.2. Yeni Tarih Ders Kitaplarında “Balkan Tarihi” 99

4.5.3. “Balkan Tarihi” Alanında Eski Ders Kitaplarıyla Yeni Ders Kitaplarının Karşılaştırılması 103

4.6. Kosova’da Türkçe İlköğretim Okulları Kapsamında Tarih Eğitiminin Genel Değerlendirmesi 103

SONUÇ VE ÖNERİLER 106

KAYNAKÇA 111

(13)

xii

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 1 “Kosova Yönetim (Belediye) Birimleri 15

ġekil 2 “Kosova’da Geçmişten Günümüze Yapılan Nüfus Sayım Sonuçları ve Türk Nüfusu” 25

ġekil 3 “Kosova Eğitim Sistemi Şeması” 38

ġekil 4 Tarih 5. Sınıf. “Roma Devletinin Bölünmesi ve Batı Roma Çarlığının Dağılması” 59

ġekil 5 Tarih 7. Sınıf. “Büyük Coğrafya Keşifleri” 63

ġekil 6 Türk Ulusal Tarihinden Ek Dersler (İlkokul 5. 6. 7. Ve 8. sınıflar için). “ Osmanlı Türkleri ve Onların Balkan’daki İlk Fetihleri” 71

ġekil 7 Tarih 5. Sınıf. “Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu ve Balkanların Fethi” 74

ġekil 8 Tarih 5. Sınıf. “Türkiye Kurtuluş Savaşı” 75

ġekil 9 Tarih 5. Sınıf “İki Dünya Savaşı Arasındaki Dönemde Kosova” 83

ġekil 10 Tarih 5. Sınıf “Kosova’nın İşgalciler Tarafından Bölünmesi” 84

ġekil 11 Tarih 5. Sınıf “XX. Yüzyılın Sonunda Kosova” 85

ġekil 12 Tarih 5. Sınıf “Kosova Türkleri” 86

ġekil 13 Tarih 6. Sınıf. “Arnavutların Osmanlılara Karşı Savaşları” 91

(14)

xiii

KISALTMALAR

AB : Avrupa Birliği

ABD : Amerika Birleşik Devleti

AGİT : Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı – Kosova Misyonu BM : Birleşmiş Milletler

EBTB : Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı

EULEX : Avrupa Birliğinin Hukukun Egemenliği Misyonu HKH : Halk Kurtuluş Hareketi

KFOR : Kosova’da Barış ve İstikrarı Korumakla Görevli Barış Gücü

NATO : North Athlantic Treaty Organization (Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü) RTK : Radio Televizioni e Kosovës (Kosova Radyo Televizyonu)

SFC : Sosyalist Federal Cumhuriyeti

SÖB : Sosyalist Özerk Bölgesi

SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği

TİKA : Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı

UNMİK : United Nations İnterim Administration in Kosovo (Birleşmiş Milletler Kosova Geçici Yönetim Misyonu)

U.Ç.K. : (Ushtria Çlirimtare e Kosovës) Kosova Kurtuluş Ordusu v.d. : Ve Diğerleri

(15)

I. GİRİŞ

Bu çalışmanın konusunu çokkültürlü bir yapıya sahip olan Kosova’da son yirmi yıl içerisinde Türkçe eğitim kapsamında verilen tarih eğitimi ve tarih ders kitapları oluşturmaktadır.

Geçmişten günümüze çokkültürlü bir yapıya sahip olan Kosova Cumhuriyetinde tarihin her döneminde birkaç dilde eğitim yapılmıştır. Kosova’da yaşayan her millet neredeyse her dönemde kendi ana dilinde eğitim alabilmiştir. Kosova’nın kültürel yapı taşlarının en önemlilerinden birini oluşturan Türk milleti de kendi dilinde eğitim alma hakkına sahiptir. 1912 yılında Osmanlı’nın Kosova topraklarından çekilmesiyle Türkçe eğitim yapılmamıştır. Kosova’da yaşayan Türkler Sırpça eğitim almak zorunda kalmışlardır. 1951 yılından itibaren tekrar Türkçe eğitim yapılmaya başlanmıştır ve günümüzde de genişleyerek devam etmektedir. Kendi dillerinde eğitim alma hakkına sahip olan Türkler ve Kosova’da yaşayan diğer topluluklar günümüze kadar varlıklarını devam ettirebilmişlerdir.

1999 Kosova Savaşı sonrasındaki dönemde Kosova Eğitim Sisteminde değişiklikler olmuştur. Bu değişmelerin en önemlisi sekiz yıllık olan zorunlu ilköğretimin dokuz yıla çıkarılmasıydı. 1999 öncesinde ilköğretimde tarih eğitimi 5.- 8. Sınıflara öğretilirken, Kosova eğitim yapısındaki değişmelerle 5.- 9. Sınıflara öğretilmeye başlanmıştır. 1999 Kosova Savaşı öncesinde Sırpların uygun gördüğü, onların komisyonluğunda hazırlanan tarih kitapları okutulmuş, bu dönemden sonra özel milli komisyonlar oluşturularak yeni tarih ders kitapları hazırlanmış ve okutulmaya başlanmıştır.

Sosyal bilimlerin önemli disiplinlerinden biri olan tarih, geçmişin bilimsel bir bakış açısıyla incelenmesi olarak tanımlanır. Tarih eğitiminin amaçları gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere göre farklılık göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde zihinsel becerileri geliştirmek üzerine; gelişmekte olan ülkelerde ise geleneksel bir anlayışla kimlik gelişimi ve aktarımı amacıyla öğretilmektedir (Demircioğlu, 2007).

(16)

Tarih eğitimine değişik görevler yüklenmiştir. Bilgi ve kültür aktarımının esas alındığı tarih eğitimi düşünme becerileri kazandırmayı da amaçlamıştır. Tarih eğitiminin amaçları arasında değerler eğitiminin kazandırılması ve vatandaşlık bilincinin geliştirilmesi yer almıştır. Değerler eğitimi bireysel, kültürel veya evrensel niteliktedir (Demircioğlu ve Tokdemir, 2008). Tarih dersi milli-manevi, dini, ahlaki ve sosyal değerlerin oluşturulması ve aktarılmasında önemli role sahiptir.

Kültürel kimliğin kazanılmasında tarih eğitiminin rolü büyüktür. Kültürel kimlik, insanın içinde yaşadığı sosyal grubu, değer yargılarını, yaşam tarzını gönüllü olarak benimseyerek sahip olduğu kimliktir (Kıcır ve Aksoy, 2004). Küreselleşme, insan hakları, dünya vatandaşlığı gibi kavramların tartışıldığı ve sosyal yapının değiştiği günümüzde, tarih eğitimi ve tarih bilincinin rolü giderek daha önemli hale gelmektedir.

Tarih öğretiminin amaçları disiplin içi ve sosyal amaçlar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Disiplin içi amaçlar, öğrencilerin tarihçi gibi düşünmelerini sağlayacak bilgi ve becerileri kazandırmaya yöneliktir. Sosyal amaçlar, öğrenciye demokratik, eleştirel bakış açısı kazandırmaya yönelik amaçlardır (Dilek, 2002). Sosyal amaçların büyük kısmı bireysel ve toplumsal değerlerle ilgilidir. Tarih öğretiminde sadece sosyal amaçların ön plana çıkarılması, programların sadece siyasal ve ulusal tarihten oluşması, öğrencilerin demokratik değerleri geliştirmesi açısından olumsuzluklar oluşturabilir.

1.1. Çalışmanın Konusu:

Kosova’da Türkçe ilköğretim okulları kapsamında verilen tarih eğitiminin incelenmesi ve Türkçe okutulan tarih ders kitaplarının karşılaştırılmasıdır. 1999 Kosova Savaşı öncesi ve sonrasında tarihsel karşılaştırma yapılmış, mevcut durum değerlendirilmeye alınmıştır. Tarih eğitimi plan programı ile tarih ders kitapları karşılaştırılmıştır. İlköğretimde tarih eğitiminin mevcut program ve tarih ders kitaplarının nasıl bir vatandaş yetiştireceği veya kimlik kazandıracağı, tarih eğitiminin resmi hedeflerinin belirlenmesidir.

(17)

1.2. Çalışmanın Amacı:

Kosova’da ilköğretim tarih ders programında 1999 yılı Kosova Savaşı öncesi ve 1999 yılından sonra verilen tarih eğitimi arasındaki benzerlik ve farklılıkların ortaya konması amaçlanmıştır. Tarih eğitimi ile öğrencilere kazandırılmak istenen vatandaşlık bilincinin ve tarih bilincinin niteliklerinin belirlenmesi araştırmanın bir diğer amacını oluşturmaktadır.

1.3. Problem: (Çalışmanın Temel Soruları)

Kosova’da Türkçe eğitim kapsamında böyle bir çalışmanın yapılmamış olması

ve bu konuda yeterli bilginin bulunmaması bu konunun araştırılmasının problemini oluşturmuştur. Çalışmada, şu sorulara cevap aranacaktır:

Kosova’da Türkçe ilköğretim kapsamında verilen tarih eğitiminde savaş öncesi ve sonrası dönem arasında nasıl bir ilişki vardır?

Kosova’da Türkçe ilköğretim kapsamında verilen tarih eğitiminde eski ders kitapları ile yeni ders kitapları arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir? Kosova’da tarih eğitiminin önemi ve amaçları nelerdir?

Çok kültürlü bir toplumda tarih eğitimi nasıl kazandırılır?

1.4. Çalışmanın Önemi:

Yapılacak olan çalışmanın Kosova’da verilen tarih eğitimine katkı sağlayacağı ve önemli görülen boşlukları dolduracağı düşüncesindeyiz. Daha önce tarih eğitimi açısından Kosova’da bu şekilde bir çalışma yapılmadığından, çalışmanın önemli olacağını düşünüyoruz. Bu çalışmanın:

Çokkültürlü bir toplumda tarih eğitiminin nasıl verildiğinin ortaya koyacağı, Çokkültürlü eğitim ve tarih eğitimi üzerine yapılacak olan çalışmalara kaynak oluşturacağı,

Kosova’da tarih eğitimi-öğretimi üzerine yapılacak yeni çalışmalara katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.

(18)

1.5. Çalışmanın Kapsamı:

Kosova’da Türkçe İlköğretim okulları kapsamında 1991-2011 Kosova Savaşı öncesi ve sonrası dönemde tarih ders müfredatındaki öğretim içerikleri incelenecek, aralarındaki ilişki veya farklılıklar açıklanmaya çalışılacaktır.

1.6. Çalışmanın Sınırlılıkları:

Çalışma, Kosova’da Türkçe eğitim-öğretim kapsamında 1991-2011 yılları arasında 5. 6. 7. sınıf ve “Türk Ulusal Tarihinden Ek Dersler” (5. 6. 7. ve 8. sınıflar için) eski tarih ders kitaplarındaki tarih alanları ve 5. 6. 7. 8. ve 9. sınıf yeni tarih ders kitaplarındaki tarih alanları ile sınırlıdır.

1.7. Çalışmanın Zorlukları:

Çalışmadaki en büyük zorluk kaynak bulma, veri toplama sıkıntısıdır. Kosova’da tarih eğitimi için yapılan çalışmaların yok denecek kadar az olması büyük zorluk yaratmaktadır. Bunun için tarih eğitimi ile ilgili değişik yayınların sürekli olarak takip edilmesi gerekmektedir.

1.8.

Çalışmanın Yöntemi:

Nitel özellikli bu araştırma, karşılaştırma, literatür taraması ve içerik analizi yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir.

Çalışma sürecinde ilköğretim kapsamında tarih eğitimi araştırılırken, dönemler arası farklılıklar ve benzerliklerin ortaya konmasında karşılaştırma yöntemi uygulanmıştır.

(19)

Konu hakkındaki önceden yapılan araştırma verilerinden yararlanmak amacıyla literatür taraması yöntemine başvurulmuştur.

Tarih ders kitapları ile tarih eğitimi programı arasındaki tutarlılık değerlendirilirken içerik analizi yöntemi uygulanmıştır.

(20)

BÖLÜM II

İLGİLİ ALANYAZIN

Bağımsızlık sürecindeki Kosova, savaş döneminden sonra eğitim alanında yenilikler ve gelişmeler göstermekle beraber çağdaş bir eğitim sistemini oturtamamıştır. Bu ve buna benzer nedenlerden dolayı konuyla ilgili kaynak sıkıntısı yaşanmaktadır. Alanyazındaki çalışmaların sınırlı olması nedeniyle Kosova’da çokkültürlü eğitim ve tarih eğitimi incelemeleri konularında var olan az sayıda kitap, makale, tezler incelenmiştir.

Bu kısımda, “Çokkültürlü Eğitim” İle ilgili ulaşılabilen bilimsel çalışmalara yer verilmiştir.

2.1. Çokkültürlü Eğitim İncelemeleri

Parekh (2002) “Çokkültürlülüğü Yeniden Düşünmek” çalışmasında çokkültürlü toplumların kültürel yapısı, çokkültürlü toplumlarda uygulanan politikadan söz etmiştir. Ona göre kültürel çoğulluk, tek kültürlülüğe karşıt çoğulcu bir kültürel anlayış olarak kullanılmaktadır. Çokkültürlü eğitim tartışmaları değerlendirildiğinde genel olarak iki görüş ortaya çıkmaktadır: Biri, eğitimi “ulusal kültüre” hizmet eden, ulusal birliği korumakla yükümlü belirli bir inanca dayalı olarak inşa edilmesi gerektiğini iddia eden egemen görüştür. Diğer görüş bu tip eğitimin mağduru olduğunu ve eğitimin asıl amacının öğrencilerin mensup oldukları etnik, dinsel, mezhepsel ya da kültürel kimliklerini öğretmek olduğunu ifade eder. İki görüş için de eğitimin amacı, ister politik ister dar toplum olsun, bir topluluğu yaşatmak ve onu olumlu bir biçimde sunmaktır. İki görüş de eğitimi araçsal açıdan ele alır ve tek kültürlü eğitimi savunur. Parekh’e göre, çokkültürlü bir toplum, bütün kültürlerine eşit

(21)

hakları sağlamalıdır. Aksi takdirde yani eğitimde tek bir kültürün tarihi, dini, örf ve adetleri ve dili gibi özellikler baskın olarak öğretildiğinde çokkültürlülükten söz etmek mümkün olmayacaktır. Bu durumda insanlar, kültürünü eğitimde de yaşama, eğitim yoluyla kültürünü ve kültür öğelerini geliştirme, başka kültürlerle etkileşimde bulunma gibi haklardan yoksun kalacaklardır. Çokkültürlü eğitim, müfredat ve öğrenme ortamlarının düzenlenişi yönünden, öğrencilerin diğer kültürlere yönelik entelektüel merakını uyandıran bir eğitim olarak görülmelidir.

Parekh’in çalışması, tek kültürlülüğe karşı çokkültürlülük politikasının uygulanması, çokkültürlü eğitim tartışmaları, çokkültürlü eğitim tartışmalarından ortaya çıkan görüşler hakkında bilgiler sunmaktadır. Dolayısıyla bu çalışma, çokkültürlü yapıya sahip olan Kosova’da çokkültürlü eğitim tartışmaları, çokkültürlü eğitim hakkında görüşler, kısacası çokkültürlülük politikasının eğitim sistemine yansıması açısından önemlidir. Bu çalışma, çokkültürlü bir toplumda bütün kültürlere eşit hakların verilmesi, eğitimde tek bir kültürün baskın olmaması gerektiğini savunur. Bu bakımdan da çokkültürlü eğitim yapılan Kosova için oldukça önemlidir. Habermas (2002) "Öteki" Olmak "Ötekiyle Yaşamak” adlı çalışmasında çokkültürlülüğün ortaya çıkardığı çelişkileri ele almıştır. Dünyadaki eşitsizlik, insan haklarının evrensel içeriği ve çözüm önerilerine değinmiştir. Habermas’a göre, demokratik bir toplum, her bir üyesinin aynı anda birden fazla bağlılık (aile, yerel topluluk, siyasi parti, din v.d.) duymasına izin verilmesiyle tanımlanabilir. Çokkültürlü eğitimin gerçek amacı budur. Tek bir bağlılığın (aidiyetin ve mensubiyetin) kabul edildiği ve çeşitli bağlılıkların yan yana gelişmesine izin verilmeyen toplumlar diktacı ve totaliter toplumlardır. Çokkültürlü eğitim politikası, "öteki"nin özne olarak tanınması politikasıdır. Demokratik bir eğitimin, olmazsa olmaz önemdeki koşullarından biri, demokratik bir kimlik siyasetidir. Böyle bir toplum farklı olanı cezalandırmaz, dışlamaz. Eğitimde çokkültürlülük tartışmaları, öğrenciyi istatistiksel bir kurgu olarak var olmaktan çıkarıp, cisimleştirmeye yönelik arayış içerisindedir. Kişinin, üyesi olduğu kültüre özgü hakların taşıyıcısı olması, ayrıca hukuk sisteminin herkese sağladığı haklardan yararlanabilmesi esastır.

Habermas’ın çalışmasında, çokkültürlülük çelişkileri, çokkültürlü toplumlarda öteki kavramı, çokkültürlü toplumlarda eğitimin amacı, çokkültürlülük politikası, demokratik bir eğitimi ele almıştır. Çokkültürlü bir toplum olan Kosova’da çokkültürlülük politikasının uygulanıyor olması, çokkültürlü eğitim veriliyor olmasına karşın çokkültürlülüğün çelişkileri ortaya çıkmakta ve öteki kavramı karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenlerden dolayı Habermas’ın bu çalışması, yapılan çalışma için önemlidir.

(22)

Özhan’ın (2006) “Farklılaşmanın Özel Görünümleri Olarak Çokkültürlülük ve

Çokkültürcülük” adlı çalışmasında çokkültürlülük ve çokkültürcülük olguları üzerine

yapılan tartışma ve değerlendirmelere yer verilmiş, çokkültürlülük olgusunun ortaya çıkışı ve dünyada nasıl değerlendirildiği incelenmiştir. Özhan’a göre çokkültürlü toplum, tarihsel ve sosyolojik açıdan bakıldığında birden fazla kültürü içerisinde barındıran toplum anlamına gelir. Hoşgörü eksikliği, düşmanlık gibi olumsuz siyasal eğilimleri sınırlayabilmenin yolu çokkültürlülükten geçer. İşlevsel bir kavram olan çokkültürlülük veya kültürel çoğulculuk, farklı ırk ve milletlerden oluşan değişik dilleri konuşan, çeşitli örf, adet ve geleneklere sahip olan, bununla beraber bir arada yaşayan toplumsal yapılardır. Çokkültürlülük yalnızca toplumsal azınlık olan farklı kimlik kümelerinin konumunu etkileyecek bir düzenleme değil, toplumu oluşturan bu farklılaşmış kümeler arasındaki ilişkilerin bütünüdür. Kültürel çoğulculuk kavramı, bir ulus-devlette yaşayan çeşitli dilleri konuşan, farklı dinlere, kültürlere, örf ve adetlere mensup toplumlar için kullanılmaktadır. Her milli kültür dünya kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır ve milletin gelişmişlik düzeyiyle diğer özelliklerine uygun olarak evrensel bir anlam taşımaktadır.

Özhan’ın bu çalışması, çokkültürlülük ve çokkültürcülüğün dünyada nasıl algılandığı, çokkültürlü toplumun özellikleri, tarihsel ve sosyolojik önemi, farklı dil, din, örf, adetlere sahip olup bir arada yaşayan toplumların yapısı hakkında bilgiler sunmaktadır. Bu çalışma, çokkültürlü bir yapıya sahip olan Kosova için de önem taşımaktadır. Çokkültürlü bir yapıya sahip olan Kosova’da, tüm farklılıklara rağmen hoşgörü içerisinde bir ilişkiler bütünü oluşturulabileceğini anlatmak açısından önemlidir.

Çokkültürlü eğitim, öğrencilerin farklı kültürleri eşit ama birbirinden farklı olarak benimsemelerini sağlar. Öğrenciler, farklı görüşlere, inançlara saygı duyar ve farklı görüşlere sahip kişilerle bir arada yaşamayı öğrenir.

2.2. Kosova’da Çokkültürlü Eğitim İncelemeleri

Kosova’da çokkültürlü eğitim incelemeleri oldukça azdır. Var olan çalışmalar da Kosova’da çokkültürlü eğitimin kısmen nasıl yapıldığı (eğitim dili, plan program v.d.) ile sınırlıdır. Kosova’da eğitim sistemi yapısındaki değişiklikler çokkültürlü eğitim çalışmalarının sınırlı olmasına neden olarak görülebilir. Yapılan araştırmaların yeterli

(23)

olmaması bu konuda araştırma yapanlar için sorun teşkil etmektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı bu konuda yeni çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu kısımda, “Kosova’da Çokkültürlü Eğitim” konusu ile ilgili bilimsel araştırmalardan ulaşılabilenlere yer verilmeye çalışılmıştır.

Bache ve Taylor (2003) “The Politics of Policity Resistance: Reconstructing

Higher Education in Kosovo” çalışmasında Kosova eğitim sistemi ve onun değişen

yapısını incelemiştir. Buna göre: Kosova eğitim sistemi, 1991 yılından itibaren özel paralel sistemde organize edilmiştir. 1991-1999 yılları arasında eğitim alanında paralel sistem düzeni uygulanmıştır. Avrupa desteği alınarak oluşturulan bu sistem yüksek öğretimde uygulanmıştır. Paralel sistemin geliştirilmesini, Kosova’nın lider kurucusu İbrahim Rugova ve Kosovalı entelektüeller desteklemişlerdir. Bu sistemde öğrenciler, evlerde profesörler tarafından eğitim almışlardır.

Bu çalışma Kosova’da değişen eğitim sistemi yapısının açıklanması açısından bizim için önemlidir. Özellikle 1991-1999 yılları döneminde Kosova’nın içinde bulunduğu durum nedeniyle eğitim sisteminin değişen yapısının açıklanması açısından katkı sağlamaktadır.

Topsakal ve Koro (2007) “Kosova’da Yaşayan Türkçe Eğitim” kitabında Osmanlı döneminden başlayarak günümüze kadar gelen Türkçe eğitim ve öğretimi değerlendirmişlerdir. Kosova eğitim yöntemi, eğitim plan ve programları, öğretimde kadro durumu, Türkçe öğretimin geleceği gibi konulara yer verilmiştir. Eğitim reformuyla ilgili şu sonuçlara varılmıştır: Kosova eğitim reformuyla Kosova eğitim sisteminin özellik ve uygulamaları korunurken, diğer taraftan son yirmi-otuz yıl içinde eğitim sistemlerinde meydana gelen gelişmelere uyum sağlanmaktadır. Yeni gelişmelerin bazıları program, öğretim yöntemleri, yaşam boyu öğrenme, öğrenci merkezli öğretim, demokrasi eğitimi gibi konulardır. Kosova eğitim programları çeşitli ilkeler üzerine kurulmuştur. Bu ilkelerin birincisi çoğulculuktur. Yeni eğitim programı Kosova toplumunun çoğulcu ve çokkültürlü kompozisyonun yansımasıdır.

Ergül (2008) “Kosova’da Türkçe Eğitim ve Sınıf Öğretmeni Yetiştirme İhtiyacı” çalışmasında Kosova’da eğitimi, Türkçe eğitimi, sınıf öğretmeni yetiştirme ihtiyacını, çok dilli eğitimi değerlendirmiştir. Çok dilli eğitim konusunda şu sonuçlara varılmıştır: Kosova, birçok toplumun birlikte yaşadığı, çok dilli eğitimin gerçekleştirildiği bir ülkedir. Kosova’daki topluluklar uzun zamandan günümüze kadar birlikte yaşamışlar ve yaşadıkları dönemler içinde bazı dönemler dışında kendi anadillerinde eğitim alma hakkına sahip olmuşlardır. Bu topraklarda yaşayan topluluklar için, kendi anadillerinde eğitim almaları büyük önem arz etmektedir.

(24)

Zengin ve Topsakal’ın (2008) “Kosova Eğitim Sistemi ve Türkiye Eğitim Sistemi

ile Karşılaştırılması” çalışmasında Kosova eğitim sistemi farklı boyutlarıyla

incelenmiştir. Eğitim sisteminin yapısı, eğitim yönetimi, sosyal siyasal yapılanma konularında şu sonuçlara varılmıştır: 1999 yılında NATO’nun Kosova müdahalesiyle Sırbistan’ın Kosova üzerindeki fiili hakimiyeti son bulmuştur. 1999 yılından sonra Kosova eğitim sistemi yeni yapı ve program çalışmalarına başlamıştır. 2002 yılında Kosova eğitim sisteminde yeni program kabul edilmiş ve yüksek öğretimde Bolonya sistemine geçilmiştir. Kosova politik sorunlar ve bütçe yetersizliği gibi sorunlarla uğraşırken kendi kültür yapısına uygun, demokratik ve yüksek bir eğitim standardına ulaşma çabasına girmiştir. Pupovci (2002) “Teacher System in Kosovo” çalışmasında, savaş sonrası dönemde çokkültürlü eğitime, eğitim yapısına, zorunlu eğitime değinmiştir. Buna göre, Kosova eğitim sistemi, 1999 Kosova Savaşı sonrasında Kosova Geçici Yönetim Misyonu (UNMİK)’nun ve Arnavut, Boşnak, Türk ve daha önce himayesinde yaşadığı Sırp eğitim sistemlerinden oluşmaktadır. Kosova’da ilköğretim ve ortaöğretim sisteminin mevcut yapısı sekiz yıllık zorunlu eğitim sisteminden oluşmaktaydı. Ancak, ilköğretim ve ortaöğretimde planlanan yeni yapıya göre zorunlu eğitim dokuz yıla (beş yıl ilköğretim ve dört yıl ortaöğretim) çıkarılmıştır. Birleşmiş Milletler Geçici Misyonu UNMİK, çok uluslu bir demokratik toplum geliştirmeyi amaçlamıştır. UNMİK yönetmeliği eğitim yasasında Kosova’da Arnavutça, Sırpça, Boşnakça ve Türkçe olmak üzere dört dilde eğitim yapılmaktadır. Eğitim yasasına göre Kosova’da her topluluk üniversite düzeyine kadar kendi anadilinde eğitim görme hakkına sahiptir.

Bu iki çalışma, Kosova eğitim sisteminin yapısı, çokkültürlü eğitim, özellikle 1999 Kosova Savaşı sonrasında eğitim sisteminde meydana gelen değişiklikler, zorunlu eğitim v.d. hakkında bilgiler sunmaktadır. Tüm bu konulara değinildiği için yapılan çalışma için bu iki çalışma oldukça önemlidir.

Koro’nun (2011) “Kosova Türkçe Eğitiminde Gelişmeler” kitabında Kosova’da geçmişten günümüze kadar Türkçe eğitimi, Kosova’da çokkültürlü eğitimi, plan ve programlarda Türk Tarihini, Türkçe öğretimde yaşanan sorunları, Kosova’da mevcut eğitim sistemini incelemiştir. Bu çalışmaya göre: Arnavutça, Boşnakça ve Türkçe dillerinde yapılan eğitim Kosova eğitim sistemine göre yürütülmektedir. Sırpça dilinde yapılan eğitim, 1999 yılında Kosova’da kurulan UNMİK yönetimini kabul etmemesinden dolayı eğitim ve öğretimi Sırbistan eğitim sistemine göre uygulanmaktadır. 2002 yılındaki Kosova eğitim reformuyla Kosova’da yaşayan tüm milletlerin özel dil, tarih, kültür ve geleneklerini öğrenmeleri amacıyla dil, tarih, müzik ve resim sanatı dersleri için özel komisyonlar oluşturulmuştur. Bu komisyonlar,

(25)

belirtilen dersler için öğretim plan ve programlarını hazırlamışlardır. Sırpların dışında Kosova’da yaşayan bütün toplulukların dil, tarih, sanat ve geleneklerine önem verilmiş ve birleşik bir eğitim sistemi oluşturulmaya çalışılmıştır.

2.3. Tarih Eğitimi İncelemeleri

Kosova’da Tarih eğitimi incelemeleri yok denecek durumdadır. Bu durum, Kosova’nın çokkültürlü yapısıyla, Kosova’nın değişen tarih eğitimi anlayışıyla ilgilidir. Tarih eğitimi incelemelerinin yok denecek kadar az olması bu konuda araştırma yapanların önüne büyük bir engel olarak çıkmaktadır. Tarih eğitimi ile ilgili tarafsız, gerçekçi çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konuda yapılacak çalışmalar büyük önem arz edecektir.

Burada, “Kosova’da Tarih Eğitimi” ile ilgili kısıtlı çalışmalara, ardından da “Türkiye’de Tarih Eğitimi ve Öğretimi” ile ilgili çalışmalardan ulaşılabilenlere yer verilmiştir.

Koro’nun (1995) “Türk Ulusal Tarihinden Ek Dersler” adlı çalışması 1990-1991 yılında Sırbistan Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığının kabul ettiği <<İlkokul Plan ve Programına göre, ulusal azınlıklara (Arnavutlara, Macarlara, Bulgarlara, Romenlere, Slovaklara, Rusinlere ve Türklere) tarih dersinde kendilerinin Ulusal Tarihi’nden ek dersler verilecektir>> kararı üzerine hazırlanmıştır. İlkokul V, VI, VII ve VIII. sınıflara ait olan bu ek ders kitabı tarih ders plan ve programına göre hazırlanmış, ana ders kitaplarında açıklanamayan Ulusal Tarih’ten (“Türk Ulusal Tarihi”) ders birimlerinden oluşmaktadır.

Akgün’ün (1996) “Milliyetçilik ve Tarih Öğretimindeki Etkisi” adlı çalışmasında bir kimlik sorunu olarak milliyetçiliğin doğuşu, Türk milliyetçiliğinin doğuşu, Osmanlı eğitim anlayışı, Cumhuriyet Türkiye’si kimlik sorunu, lise ders kitapları konularını ele almıştır. Dönemin tarih ders kitaplarında resmi tarih tezinin, tarih yazıcılığının söz sahibi olduğu belirtilmiştir. Ders kitaplarında Türk Ulusunun düşmanlarına yer verilmesinin, milli kimliğin oluşturulmasında kullanılacağı, bu işi tarih öğretiminin yapacağı belirtilmiştir. Tarih ders kitaplarının kimi bölümlerinde Türklük ile ilgili abartılı bilgiler, Türk dünyası açıklanırken yayılmacı eğilimlerin kullanılması değerlendirilmiştir.

(26)

Sofuoğlu (2006), “Kosova’da Tarih Anlayışları” çalışmasında yanlış tarih aktarımlarını, Sırp ve Arnavut kaynaklarında Osmanlı’nın aleyhine olan ifadeleri, Kosova’daki ders kitaplarında Türkler hakkında kullanılan yanlış ifadeleri incelemiştir. Tarih eğitimi ders kitaplarında Türkler için kullanılan yanlış ifadeler ve karalamaların ortadan kaldırılması için önerilerde bulunmuştur:

“Kosova’daki Osmanlı arşivlerinin incelenmesi önem arz etmektedir. Bu arşivler incelendiğinde muhtemelen, Osmanlı’nın buralarda zalimce bir yönetim uyguladığı kanaatlerinin tersini ortaya koyan belgelere ulaşılacaktır. Burada elde edilen belgeler, İstanbul’dan elde edilecek Kosova ile ilgili belgelerden, nispeten daha etkili olacaktır. Çünkü İstanbul’dan elde edilecek belgeler için, tahrif edilmiştir, yanlış tanzim edilmiştir şeklinde oluşabilecek şüpheler, Kosova’daki Osmanlı arşivi belgeleri için bu derecede duyulmayabilecektir. Çünkü bu belgeler Kosova sınırları içindedir ve ifade edildiğine göre yüzyıldan fazla bir süredir muhafaza edilmektedir” (Sofuoğlu, 2006: 250).

Turan’ın (2009) “Azerbaycan’da İlk ve Ortaöğretimde Tarih Öğretimi ve Tarih

Ders Kitapları” adlı doktora tezinde Sovyet dönemi ve Sovyet sonrasında

Azerbaycan’da tarih anlayışları incelenmiştir. Mevcut tarih anlayışlarının tarih öğretimi ve tarih ders kitaplarına nasıl yansıdığı araştırılmıştır. Azerbaycan’da ilk ve ortaöğretimde tarih öğretimi ve ders kitapları öğretim programları, Sovyet tarih tezinin Azerbaycan’a yansımaları tespit edilmiş, zaman içinde oluşan değişikliklerle tarih derslerinin amaçları ortaya konmuştur. Çalışmanın amacı Sovyet tarih anlayışının temel özellikleri, tarih ders kitaplarına yansıyışı ve Azerbaycan Türkleri tarafından algılanışı, bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra tarih anlayışı, tarih öğretimi ve tarih ders kitaplarında meydana gelen değişmeler olarak belirlenmiştir.

Refik Turan’ın doktora tezi, yapılan çalışma açısından oldukça önemlidir ve büyük benzerlikler göstermektedir. Refik Turan farklı dönemlerde Azerbaycan’da tarih öğretimi ve tarih ders kitaplarını incelemiş, değişen tarih anlayışlarını ele almıştır. Tarih anlayışlarının tarih öğretimi ve tarih ders kitaplarına yansımasını araştırmıştır. Yapılan çalışma farklı dönemlerde Kosova’da verilen tarih eğitimi ve tarih ders kitaplarının incelenmesidir. Dönemlere göre değişen tarih anlayışlarının tarih eğitimi ve tarih ders kitaplarına yansıması araştırılmıştır. Refik Turan’ın doktora tezi, yapılan çalışma için çok önemlidir ve iyi bir örnektir.

Koro’nun (2011) “Kosova Türkçe Eğitiminde Gelişmeler” kitabı esasen 1951’de Kosova’da Türkçe eğitimin yeniden başladığı, Türkçe Eğitimin 60. Yıldönümü dolayısıyla hazırlanmıştır. Çalışmada Türkçe eğitimin geçmişi, bugünü yanı sıra ilkokul, ortaokul ve liselerde tarih ders plan ve programları, plan ve programlarda Türk Tarihinin yeri, tarih ders müfredatında Türk Ulusal Tarihinin yeri gibi konulara da yer verilmiştir. Çalışmanın belirli bölümleri tarih eğitimi incelemelerine ışık tutacak niteliktedir. Bir bölümde, Kosova ve Türkiye arasında dört ortak tarih (Rumeli

(27)

Sözünün Anlamı ve Kısa Tarihi; XIX. Yüzyılın Sonlarında ve XX. Yüzyılın Başlangıcında Osmanlı İmparatorluğunun Toplumsal-Ekonomi İlişkileri; Ferizovik Toplantısının II. Meşrutiyetin İlan edilmesine katkısı ve Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü konularına yer verilmiştir. Çalışmanın, yapılan çalışmayı ilgilendiren bir diğer bölümü, Kosova’da 1971-1989, 1990-1999 ve 1999-2011 yılları dönemlerinde tarih dersi müfredatlarında Türk Tarihinin yeri ve önemine ayrılmıştır. Bu konuların dışında 1999-2011 öğretim yılları arasında Kosova’da tarih dersi müfredatında Atatürk konusu işlenmiştir.

(28)

BÖLÜM III

KOSOVA’NIN TARĠHSEL ARKAPLANI VE KOSOVA’DA

TARĠH EĞĠTĠMĠNĠN TARĠHĠ

Bu bölümde, Kosova‟nın fiziki özellikleri ve coğrafi konumu, farklı tarihsel dönemlerde Kosova, farklı tarihsel dönemlerde Kosova‟nın siyasi ve kültürel yapısı, çokkültürlülük politikası, Kosova‟da eğitim yönetimi, Kosova‟da tarih eğitimi konuları ele alınmıştır.

3.1. Kosova’nın Fiziki Özellikleri ve Coğrafi Konumu

Kosova, Balkanlar‟ın önemli toprak parçalarından biridir. Balkanlar‟ın küçük fakat geçmişte olduğu gibi gelecekte de yalnızca Balkanlar için değil tüm komşu coğrafyalar için önemli bir bölge olmuştur. 2.000.000 kadar nüfusa sahiptir (Akman, 2006: 227). Kosova‟nın yüzölçümü 10.908 km² dir (Koro, 2011: 11). Balkan yarımadasının merkezindeki bir bölge olarak Adriyatik ve Ege Denizi‟ne en kısa ulaşım yolu olması nedeniyle özel bir öneme sahiptir (Taşdemir ve Yürür, 1999: 135). Kurşun, çinko, kömür, uranyum gibi zengin madenlere sahip olan Kosova, güneyinde Makedonya, güneybatısında Arnavutluk, doğusunda Karadağ, kuzeyinde Sırbistan ile çevrilidir (Ayhan, 2010: 75). Aşağıda Kosova (Belediyeleri) ve komşularını gösteren haritaya yer verilmiştir:

(29)

Resim 1: Kosova Türkçe Eğitiminde Gelişmeler. “Kosova Yönetim (Belediye) Birimleri” s. 46. (2011).

Kosova kelimesi ilk olarak 12. yüzyılda kullanılmıştır. Slavcada “Kuş Ovası

(Karatavuk Tarlası)” anlamına gelmektedir (Karatay, 1998: 36). Bir başka kaynağa göre Kosova kelimesi ilk olarak 14. yüzyılda 1389 Kosova Savaşı‟nda karşımıza çıkmaktadır (Malcolm, 1999: 25-26).

Ortaçağda zaman zaman Sırp Krallığı‟nın başkentliğini yapmış olan Kosova, çeşitli din ve ırkların bir arada yaşadığı ve hâlen yaşamakta olduğu, ticaret ve kültür merkezi özelliğine sahiptir. Komşu devletler Kosova‟ya yakın ilgi duymaktadır (Ayhan, 2005: 132). Bu durum, Kosova‟nın kültürel öneme sahip bir bölge olduğunun göstergesidir.

Çok uluslu bir devlet olan Kosova küçük olmasına rağmen Balkanlar‟da jeopolitik öneme sahip bir konumdadır. Avrupa kıtasının güneyinde, Balkan yarımadasının kuzeybatısında yer alır. Coğrafi ve iklim koşullarının uygun olması nedeniyle Kosova‟da birçok kavim yaşamış ve devlet kurmak amacını taşımışlardır.

(30)

Osmanlılardan önce bu topraklarda Türk kavimleri olarak Hunlar, Avarlar, Peçenekler, Kumanlar ve Uzlar yaşamışlardır (Mehmet, 2007: 1).

Dünya haritasına bakıldığında küçük, coğrafi konum olarak çok büyük bir öneme sahiptir. Türkiye ile Batı Avrupa ülkeleri arasında köprü görevini görür. Mikro düzeyde, Balkan ülkeleri ile Türkiye‟nin batı Avrupa ülkeleri ile bağlantısını sağlarken; makro düzeyde Avrupa-Asya-Afrika kıta ülkeleri arasında hem karayolu hem de demiryolu yol güzergâhı üzerinde bulunur. Yoğun çabalarına rağmen bir türlü sıcak denizlere açılamayan Rusya Federasyonunun Adriyatik denizine açılma umudunun olduğu bir konuma sahiptir. Müslüman bir ülke olması nedeniyle İslam Dünyasının Avrupa‟daki gözde topraklarıdır. Büyük bir jeopolitik öneme sahip olan Kosova, Güneydoğu Avrupa‟da, Yeni Dünya Düzeni‟ni temsil eden Batı ülkelerinin doğuya doğru, Rusya Federasyonu yanlısı sosyalist ülkelerin batıya doğru, İslam Dünyası‟nın kuzeye doğru yayılma kavşağında kilit bir ülkedir. Dünya güçlerinin çarpışma noktasında, önemli bir kriz fay hattını oluşturur (Yörükoğlu, 1999).

Kosova, Balkanlar‟a tepeden bakan bir platoya benzer. Balkanlar bölgesinde en yüksek rakımlı ve hakim noktayı oluşturur. Bölgedeki merkezi konumu, neredeyse Kosova‟yı Balkanların çekirdeği ve göz bebeği olarak öne çıkarır. Bu yapıya sahip olan Kosova stratejik açıdan çok ciddi bir önemdedir. Kosova‟dan kaynaklarını alan ırmaklar, Balkanlara kıyısı bulunan üç denize: Ege, Karadeniz ve Adriyatik‟e ulaşmaktadır. Pek rastlanmayan bir durum olarak karşımıza çıkan bu gerçek Kosova‟nın yüksekliği ve Balkanların bu bölgesinde merkezi konuma sahip olduğunu gösterir. Bu nehirlerden ilki Lepenac, Selanik‟e doğru akarak, Vardar Nehri ile birleşir ve Ege Denizi‟ne ulaşır. İkincisi İbar, Tuna Nehri ile birleşerek Karadeniz‟e ulaşır. Üçüncüsü ise, Drina‟dır ve Adriyatik Denizi‟ne ulaşır.

Kosova, maden bakımından bütün güneydoğu Avrupa‟nın en zengin bölgesidir. Kosova‟daki maden ocakları 1920‟lerde İngiliz şirketlerince geliştirilince, Priştine‟nin yaklaşık 48 km. kuzeyindeki Mitroviça bölgesinde yer alan Trepça Madenleri, savaştan sonra Avrupa‟nın en büyük kurşun ve çinko kaynağı durumuna gelmiştir. Zengin magnezit, kurşun ve çinko madenlerine sahip olması, Kosova‟nın önemini bir kat daha arttırmaktadır (Önen, 2006: 2-8).

(31)

3.2. Kosova’nın Tarihsel Arkaplanı

Kosova, tarih öncesi devirlerden günümüze kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, medeniyetler beşiği görevini görmüştür. Burada ilk yaşayan milletler Dardanyalılar‟dır. Ardından Batı ve Doğu Roma İmparatorlukları yaşamlarını sürdürürken VI. ve VII. yüzyıllarda Slavlar Karpatlar‟dan inerek buraya yerleşmişlerdir (Sipahioğlu, 2009: 14). 850‟li yıllarda Kosova‟da Slavlar hüküm sürmüş ve XI. yüzyılın başlarına dek Bulgar Hanları ve Çarları tarafından yönetilmiştir. XII. yüzyıldan itibaren yaklaşık olarak iki yüzyıl boyunca Bizans yönetiminde kalmıştır. Ardından Bizans ile mücadeleye başlayan Sırplar XIII. yüzyılda Kosova‟ya sahip olmuşlardır (Taşdemir ve Yürür, 1999: 135). Sırp Çarlığı‟nın eline geçen Kosova‟da bölgenin yer altı zenginliklerinden olan madenler işletilmeye başlanmıştır. Almanlar, Macarlar ve diğer milletler tarafından Novo Bırdo, Trepça ve Yanova madenleri işletilmiştir. Novo Bırdo Orta Çağ‟da en büyük yerleşim yeri ve bölgenin ticaret merkezi olmuştur. Sırp Çarı Çar Duşan, Prizren‟i başkent, İpek‟i Sırp Başpiskoposluğunun merkezi yapmıştır. Sırp hakimiyetine giren Kosova‟da yerli halklar yağma edilmiş ve hayatları tehlikeye girmiş, Sırpların dillerini ve dinlerini kabul etmek zorunda kalmışlardır. Bu konuda direnenler kimliklerini ve varlıklarını koruyabilmek için halkların büyük kısmı dağlara çıkmış ve buraları mekân edinmişlerdir (Sipahioğlu, 2009: 15).

3.2.1. Osmanlı Hakimiyetinde Kosova

Sırplar Osmanlı İmparatorluğuyla yaptığı Kosova Meydan Muharebesi‟nde (28 Haziran 1389) büyük bir yenilgiye uğramış ve Kosova Türk hakimiyetine girmiştir. Nüfusunun çoğunluğunu Sırpların oluşturduğu Kosova‟da Osmanlı Devleti, Arnavut ve Türkleri iskan etmeye başlamıştır. Bu durum Arnavutların lehine gelişmiş, böylelikle çoğunluğu Arnavutlar oluşturmuştur (Taşdemir ve Yürür, 1999: 135). Kosova Meydan Muharebesi‟nin gerçekleştiği Gazi Mestan Ovası‟nda şehit edilen Sultan Murat anısına türbe yapılmıştır. Sırplar da bu savaşın anısına aynı ovada Sultan Murat‟ı şehit eden Miloş Kabiloviç (Obiliç) için anıt dikmiş ve her yıl bu anıt etrafında toplanıp kahramanlıklarını kutlamışlardır (Sırpların yaptıkları bu anıt NATO müdahalesinden sonra Arnavutlar tarafından yıkılmıştır). 1448 yılındaki 2. Kosova Savaşı ile Kosova‟nın alınamayan diğer toprakları da Osmanlı sınırlarına dahil edilmiştir (Sipahioğlu, 2009: 17-20). Kosova‟yı tamamen ele geçiren

(32)

Osmanlılar, 1912 yılına kadar askeri ve idari açıdan burada kendi hükümlerini sürmüşlerdir (Vırmiça, 1999: 6). 1877 yılında Kosova, 32.000 km²yi içine alarak vilayet haline gelmiştir. Rumeli eyaletine bağlı Vıçıtırn ve Üsküp sancaklarına bağlanmıştır. 1893 yılında Üsküp vilayet merkezi olmuş ve Üsküp merkez, Priştine, Prizren, İpek, Yenipazar, Taşlıca olmak üzere altı sancağa ayrılmıştır. Burada Türk, Arnavut, Boşnak gibi Müslüman unsurlar ve Bulgar, Makedon, Sırp, Rum, Ulah gibi Hıristiyan unsurlar yaşamaktaydı. Bu tarihte Müslüman nüfus 507.080; Hıristiyan nüfus 340.339 olmak üzere toplam nüfus 847.419„du. Osmanlı idare sisteminde Anadolu‟dan Balkanlar‟a akın akın göçler gerçekleşmiş ve bölge kısa zamanda Türkleştirilmiştir. Bu dönemlerde Türkler yaşayışlarıyla yerli halkı etkilemiş, Slavlardan kaçıp dağlara yerleşen Arnavutlar ovaya inmiş, köyler kurmuş ve şehirlerde yaşama imkânı bulmuşlardır. Kosova‟ya yerleşen yeni medeniyetin hoşgörülüğü, Arnavut, Torbeş, Goralı ve diğer milletlerin aralarındaki farklı düşünce ve davranışlarını ortadan kaldırmış ve aralarında kaynaşmalarını sağlamıştır. İslam dininin anlayışıyla bu milletler tek vücut haline gelmiştir. Türklük, Müslümanlıkla özdeşleşmiş ve Arnavutlar kendilerini “Elhamdülillah Türküm” diyerek tanıtmışlardır. XIX. yüzyıl sonuna kadar yerli halk kendi yaşantısını hiçbir tehlike altında bulunmadan sürdürmüş, asimile olmaktan kurtulmuş, temsil edilme hakkını elde etmiştir. Osmanlı imparatorluğunun zayıflamasının yanında, Fransız İhtilalı sonucu oluşan milliyetçilik, Arnavutları da etkilemiştir. Katolik ve Ortodoks Arnavutların kışkırtmasıyla 1881 yılında Arnavutlar bağımsız bir Arnavutluk Devleti kurmak istemişler, fakat II. Abdülhamit Han, Derviş Paşa komutasındaki askerlerle bunları dağıtmıştır. Bundan sonra Arnavutlara özel önem vermiş, yönetimde serbest bırakmış, milletten vergi almamış, isteyen askerlik yapmış, istemeyen askerlik bile yapmamıştır. Gayrimüslim halkların kışkırtmalarıyla XIX. yüzyılın sonu ve XX. yüzyılın başında Müslüman Arnavutlar, Sırplar, Bulgarlar ve Karadağlılarla birleşerek Osmanlı‟ya karşı ayaklanmışlardır. Oysa II. Abdülhamit Han Balkanlardaki milletleri bir arada tutmak için Büyük Arnavutluk Devleti fikrini ortaya atmıştır. Fakat Arnavut liderleri Osmanlı‟nın yanında değil, Sırpların, Karadağlıların, Yunanlıların yanında yer almış ve bu fikir gerçekleşmemiştir. Milliyetçi Arnavutlar kaybettikleri bu fırsatı günümüzde kendi teorileriymiş gibi ifade etmektedirler. Kendi tebaasından en büyük tehlikeyi gören Osmanlı askeri bu toprakları terk etmek zorunda kalmıştır (Sipahioğlu, 2009: 20-38). Osmanlılar, Arnavut halka karşı birçok konuda tevazu göstermiş yine de milliyetçi Arnavut kesime yaranamamıştır. Günümüzde de Arnavutların bir kesiminde Osmanlılara, Türklere karşı gizli bir düşmanlık görülmektedir.

(33)

Balkan savaşları sonuna kadar Osmanlı hakimiyetinde olan Kosova, savaş neticesinde Sırpların eline kalmıştır. Bu arada Balkanlardaki karışıklıklardan yararlanan Arnavutluk 1912‟de bağımsızlığını ilan etmiş, fakat Kosova, Sırp hakimiyeti altına girmiştir. 1. Dünya Savaşı döneminde Kosova, Avusturya – Macaristan İmparatorluğu ve Bulgaristan tarafından işgal edilmiştir. Arnavutlar da Sırplardan kurtulma düşüncesiyle bu işgale destek vermiştir. Fakat Avusturya – Macaristan İmparatorluğu yenilgiye uğramış ve Kosova 1918 yılında yeniden Sırp hakimiyeti altında kalmıştır (Taşdemir ve Yürür, 1999: 136).

3.2.2. Tito Yugoslavya’sında Kosova

1943 yılında Bosna‟da yapılan toplantıda Yugoslavya‟nın temelleri atılmıştır. Toplantıda alınan kararlara göre her millet kendi dilini, dinini, kültürünü, bayrağını serbestçe kullanabilecek; il, ilçe, kasaba, köylerde hangi millet en kalabalık ise, idareci o millete mensup olacaktı. Bu dönemde Yugoslavya Komünist Partisi, Arnavut Komünist Partisi ile yakın ilişkiler kurmuştur. Komünizm, sınıfsız bir toplum, eşitlik ve kardeşliğe dayalı bir sistem olarak lanse edilmiş, komünistlerin zihninde hangi organizasyona bağlı olursan ol aynı kapıya çıkar zihniyeti yerleşmişti. Bundan dolayı Kosova ve Sancak Müslümanları teşkilatlanmaya gittikleri zaman Yugoslavya Komünist Partisi emrinde Almanlara karşı savaştılar. Gelecekte milli kimliklerinde eşitlik olacağı düşüncesiyle Yugoslavya Komünist Partisi‟ne inandılar. Mücadele sonunda Arnavutlar elleri boş olarak Arnavutluk‟a geri döndüler. 1945‟te yeni kurulan Yugoslavya Federatif Halk Cumhuriyeti içinde Kosova, Sırbistan‟a bağlı muhtariyet statüsündeydi. Kosova‟nın idaresi Sırbistan‟ın elindeydi. Kosova ile ilgili alınan bütün kararlar öncelikle Belgrat‟ın elinden geçiyor sonra da Priştine tarafından uygulanmaya başlıyordu. Bütün kararlar, Kosova halkının ihtiyaçlarına göre değil, Sırbistan‟ın ihtiyaç ve isteklerine göre alınıyordu. Tito‟nun Müslümanlarla ilgili düşünce ve planları zaman geçtikçe ortaya çıktı. Bunu fark edenler yönetimden memnun kalmadılar ve Arnavutluk ile birleşmek için teşkilatlanmaya başladılar. Teşkilatlanma kısa zamanda fark edildi, teşkilatlanmanın mensupları hapse atıldı ve idam cezasına çarptırıldı. Tito‟nun gizli planı Kosova‟yı da içine alan bir Arnavutluk‟u Belgrat‟a bağlamaktı. 1948 yılına kadar bu planı gerçekleştirmek için her şeyi yaptı. Kosova‟da yaşayan Arnavutların dışındaki halklara hakları verilmedi, varlıkları yok sayıldı. Türklerin varlığı inkâr edildi ve Türkçe eğitim yapılmadı. Devlet milletin elindeki buğday, arpa, mısır gibi gıda maddelerini topladı. Malını vermek

(34)

istemeyenler çeşitli cezalara maruz kaldı. 1948„den sonra Sovyetler Birliğinden ayrılan Yugoslavya‟nın, komşuları Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Arnavutluk gibi sosyalist ülkelerle arası açıldı. Komünist idareyi benimsediği için Batı Dünyası ile de arası açıktı. Tito‟nun gizli planı suya düştü. Bütün resmi kayıtlarda Kosova‟da sadece Arnavutlar yaşıyordu. Kosova‟nın varlığı Yugoslavya için tehlike oluşturuyordu. Bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için karalama ve böl-parçala taktiği harekete geçirildi. 1951 yılına kadar Arnavutçanın dışında eğitim-öğretim yokken, Sırpça ve Türkçe eğitime geçildi. 1953‟te Türklerin hakları tanınırken, diğer yandan halkın göç yolları aralandı. Yugoslavya ile Türkiye arasında göç anlaşması imzalandı. Göçler 1960‟a kadar hızlı bir şekilde devam etti. 1960‟tan sonra yavaşladı, ancak günümüze kadar hiç durmadı. Göç nedeniyle Kosova‟da Türkçenin gücü günden güne azaldı. Diğer yandan yeni kurulan devlette Sırplar beklediklerini elde edememişti. Tito, merkezi ve önemli noktalara Katolik Hırvat ve Slovenleri yerleştirmişti. Bu durum Sırp milliyetçilerini rahatsız etmişti. Sırplar emellerini gerçekleştirmek için gizli planlar yapmaya başladılar. 1966‟da Tito‟ya suikast düzenlemek de planın bir parçasıydı. Tito bu planlardan haberdar oldu ve önlemini aldı (Sipahioğlu, 2009: 59-81).

3.2.3.

Sırp Bürokrasisinden Sonra Kosova, Halk Kurtuluş

Ordusu (U.Ç.K.) nun Kurulması ve Savaş Dönemi

Tito suikastından sonra idari ve siyasi yapıya diğer milletlere mensup kişiler göreve getirildi. Polis Teşkilatının kilit noktalarına Sırpların yerine Arnavut, Torbeş ve Türk idareciler getirildi. Nüfusun çoğunluğunu Arnavutlar oluşturduğu için Arnavutlar birçok alanda işlerin başına getirildi. 1968 yılına kadar Arnavut ve Türk milletleri arasında hiçbir problem yokken Arnavutlar idareye gelince Türk kelimesinden uzaklaşmaya başladılar. Arnavutlar düğün ve derneklerde Arnavut bayrağını kullanmaya başladılar. Milliyetçilik hızlı bir şekilde kendini göstermeye başladı. Düne kadar kendilerine “Elhamdülillah Türküm” diyen Arnavutlar, Katolik ve Ortodoks Arnavutların da kışkırtmalarıyla kendilerini “Elhamdülillah Türküm” olarak tanıtmaktan vazgeçtiler. Tarihteki dostluklar unutuldu ve yerini olumsuz düşünceler aldı. 1971 sayımlarından sonra milliyetçilik her gün şiddetlenerek arttı (Sipahioğlu, 2009: 92-97).

Yugoslavya‟nın dağılmasıyla Kosova‟da etnik çatışmalar meydana geldi. Sırp azınlık eski hakimiyetini yeniden kurma, Arnavut çoğunluk da bağımsız olma

(35)

mücadelesine girişti. 1980‟li yıllarda ortaya çıkan kriz, Balkanlarda her zaman gündemde olan etnik, dini ve milliyetçi kavgaların şiddetlenmesine neden oldu (Taşdemir ve Yürür, 1999: 136).

1980‟de Tito‟nun ölümüyle Hırvat ve Slovenler Arnavutları kışkırtarak milliyetçilik hareketlerini hızlandırdı. 1974 yılında tanınan Kosova statüsü ortadan kaldırıldı. 22 Mart 1989 yılında Yugoslavya‟nın dağılmasının ardından, Sırp askeri Kosova‟daki özerkliği kaldırdı. Bölgede ayaklanmalar meydana geldi. 1990 yılında çok partili sisteme geçildi. Arnavutlar seçimleri boykot etti. Aynı yıl Kaçanik‟te Kosova Cumhuriyeti ve Kosova Anayasası ilan edildi. Tek taraflı Kosova Bağımsızlığı ilan edildi. 1992‟de seçimler yapıldı ve Kosova Parlamentosu oluştu. İbrahim Rugova ilk cumhurbaşkanı olarak seçildi. Kosova‟nın bağımsızlığını sadece Arnavutluk tanıdı. Kosova‟da çalışan memur ve polisler greve gitti. Greve gitmeden önce Miloşeviç greve girecekleri taktirde işten atılacakları uyarısında bulundu. Miloşeviç‟in sözüne inanmayanlar greve gitti ve ardından işlerinden uzaklaştırıldılar. Arnavut memur ve polislerin yerlerine Sırbistan‟dan işçiler getirildi. Kosova Eğitim Planı yerine Sırbistan Eğitim Planı getirildi. Çocuklarının Sırp tarihi ve kültürüyle öğrenim görmelerini istemeyen Arnavutlar çocuklarını okula göndermedi. Arnavutça eğitim evlerde yapılmaya başladı. Kosovalılar askeri gücü oluşturmak için teşkilatlanmaya gittiler ve 1993 yılında (U.Ç.K.) ordusu gizlilik içinde kuruldu. Sırp polis merkezlerine saldırılar düzenlenmeye başlandı. Bu durum karşısında Sırplar, Arnavut köylere saldırılar düzenlemeye ve insanları öldürmeye başladılar. Arnavutların bir kısmı Kosova dışına sürgün edildi. 1998 yılında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Kosova‟daki durumu gözetlemek için göreve başladı. Ocak 1999‟da 45 Arnavut sivil Sırplar tarafından katledildi. Bu olay, Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi tarafından “soykırım” olarak değerlendirildi ve Miloşeviç rejimine son verildi. Çatışmaların durdurulması istendi. Birleşmiş Milletler Konseyi 24 Mart 1999„da NATO kuvvetleri Sırbistan‟a hava harekâtı düzenledi. 78 gün sonra 9 Haziran 1999‟da Makedonya-Kumanova‟da NATO Ordusu, YSFC Ordusu ve Sırbistan İçişleri Bakanlığı temsilcileri arasında karar alındı. En geç 11 gün içinde Sırbistan kuvvetleri Kosova‟yı terk edecekti. 12 Haziran‟da NATO müdahalesi son buldu. Kosova, NATO ve UNMİK yönetimi altına girdi (Sipahioğlu, 2009: 121-128).

(36)

3.2.4. NATO ve UNMĠK Yönetimi Altında Kosova

10 Haziran 1999‟da NATO (Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü) güçleri, 2 Temmuz 1999‟da da Türk güçleri Kosova‟ya girdiler. UNMİK (Birleşmiş Milletler Kosova Geçici Yönetim Misyonu) ‟in ilk bildirisinde 1974 yılında mevcut olan yasaların geçerli olduğu bildirildi. Bu anayasaya göre Kosova‟da Arnavutça, Sırpça ve Türkçe resmi dil statüsündeydi. UNMİK ve KFOR (Kosova‟da Barış ve İstikrarı Korumakla Görevli Barış Gücü) Kosova‟ya tamamen yerleştikten sonra ikinci bir bildiri daha yayınladı ve bu bildiride Türkçe resmi dil olmaktan çıkarıldı. Türkçenin yerine resmi dil İngilizce oldu. Türklerin var olan hakları ellerinden alındı, resmi dairelerde Türkçe levhalar kaldırıldı. Türkler, haksızlıklar karşısında resmi makamlara başvurduysalar da olumlu bir cevap alamadılar. Bu durum karşısında Türkiye harekete geçti. Türkçenin yalnız Türklerin yaşadığı topraklarda resmi dil olarak kabul edilmesi kararı alındı. Kosova halklarının Hıristiyanlaştırılması için misyonerlik faaliyetleri başlatıldı. Bir bakıma başarılı oldular. Diğer yandan Kosova‟nın camiisi bulunmayan bütün köylerine camiiler inşa edildi ya da var olan camiiler restore edildi (Sipahioğlu, 2009: 128-133). Türklerin haklarının ellerinden alınmasının yanı sıra Türklere karşı haksızlıklar günümüzde de devam etmektedir. Fakat son dönemde Kosovalı Türkler için olumlu bir gelişme olmuş, Türklerin yaşadığı bölgelerde Türkçe, resmi diller arasındaki kullanımında yerini almıştır.

3.3. Kosova’nın Siyasi ve Kültürel Yapısı

Kosova nüfusunun % 90‟ından fazlasını Arnavutlar, % 3‟lük nüfusunu Katolikler, bunun dışında Sırplar, Karadağlılar ve Çingeneler dışında kalan Boşnak, Türk ve diğer milletler oluşturur. Kosova nüfusunun büyük ölçüde Müslüman olduğu ifade edilmektedir. Kosova nüfusunun % 95‟e varan kısmı Müslüman‟dır (Kadriaj, 2008: 4). Kosova‟da Arnavutlar, Sırplar, Türkler, Goralılar, (Müslüman Torbeş-Goralı), Çingeneler ve Aşkaliler (Kıptiler) yaşamaktadır. Geçmişten günümüze kadar bu milletler Kosova‟da bir arada yaşamaktadır. Kosova bayrağında mavi zemin üzerindeki altı yıldız da bu milletleri temsil etmektedir (Sipahioğlu, 2009: 282-283). Kosova nüfusunun yaklaşık %90‟ı Arnavut‟tur. Arnavutlardan sonra en büyük etnik halk Sırplardır. Kosova‟daki nüfusun geri kalan kısmını küçük miktarda değişik etnik halklar olan Türkler, Boşnaklar, Makedonlar, Aşkaliler, Goralılar v.d. oluşturmaktadır

(37)

(Ayhan, 2010: 75). Kosova‟da çok etnikli, dolayısıyla çok dilli, çok kültürlü bir yapı görülmektedir. Çok kültürlü bir yapıya sahip olan Kosova‟nın zengin bir tarihi geçmişi vardır.

Başkenti Priştine olan Kosova‟nın diğer şehirleri Prizren, İpek, Yakova, Gilan ve Ferizovik‟tir. Arnavut, Sırp, Karadağlı, Türk, Torbeş, Goralı, Çingene ve diğer milletlerin yaşadığı Kosova etnik yapısı zengin olan bir bölgedir (Sipahioğlu, 2009: 13).

1999 Kosova Savaşı öncesi döneme kadar Kosova‟da gerçekleşen toplam altı nüfus sayımlarının sonuçları şu şekildedir: 1948 yılında 733.034, 1953 yılında 815.908, 1961 yılında 963.988, 1971 yılında 1.243.693, 1981 yılında 1.584.558 ve 1991 yılında 1.954.747 kişi olarak kaydedilmiştir (Vırmiça, 2009: 19).

2001 yılında UNMİK tarafından yapılan nüfus sayımında Kosova‟da toplam nüfusun 2.080.000 olduğu açıklanmıştır. Toplam nüfusun etnik dağılımı % 84 Arnavut (1.650.000), % 10 Sırp (210.000), % 2 Türk (50.000) ve % 4 Boşnak, Goralı, Rom ve diğerleri (80.000) olarak açıklanmıştır. Dini mensubiyetlere göre ise nüfusun % 80‟inin Müslüman, % 10‟unun Ortodoks ve % 2‟sinin Katolik olduğu belirtilmiştir (Vırmiça, 2009: 20).

2005 istatistiklerine göre ise, 2,1 milyonluk Kosova nüfusunun % 81,6‟sı Arnavutlardan oluşuyor. Sırp nüfusunun oranı % 9,9 olurken, kalan bölümü Türkler ve Boşnaklar gibi değişik etnik gruplardan meydana geliyor. Dini yapısına göre Kosova nüfusunun % 91‟i Müslüman, % 9‟u Hıristiyanlardan oluşuyor (Kunt, 2010: 37-38).

Son olarak nüfus sayımları 2011 yılının Nisan ayında yapılmıştır. Kosova İstatistik Kurumu 2011 nüfus sayım sonuçlarına göre Kosova nüfusu 1.739.825 kişi, Kosova‟da yaşayan Türklerin sayısı ise 18.738 kişiden oluşmaktadır (Kosova‟nın Nüfusu, 21. 09. 2011).

3.3.1.

Osmanlı Döneminde, Yugoslavya Döneminde ve

Günümüzde Türklerin Kosova Tarihi ve Kültüründeki Yeri

Kosova‟da en fazla nüfusa sahip olanlar Arnavutlar ve Sırplardı. Bunlardan başka etnik gruplar da yaşamaktaydı. Bu etnik gruplardan biri de Türklerdi. Türklerin

Referanslar

Benzer Belgeler

Bundan ba~ka A~~k Pa~aza~l~~ Tarihi'nin Oruç Be~~ Tarihi için önemli bir kaynak oldu~u; ancak geni~~ ölçüde kullan~lmad~~~~ belirtilmektedir.. Oruç Bey, eserinde anlatt~~~~

Anahtar Kelimeler: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, ileri glikasyon son ürünleri, ileri glikasyon son ürünlerinin reseptörü, S100A9, karbonil stres... XVI

Bu bölümde toplumsal cinsiyete dayalı meslek seçimi tutumu değişkenini ölçmeye yönelik olarak geliştirilen ölçeğin faktör analizi sonuçları ele

Yenilebilir film kaplamalı dutlar ile beslenmiş böcek ağırlıkları incelendiğinde %1 oranında kitosan çözeltisi ile kaplanmış dutlar ile beslenen dişi bireylerin en

Distal kolonda polibi bulunmayan 1564 hasta aras›nda proksimal neoplazi prevalans› %1 iken, distal hiperplastik polipli hastalarda bu oran %4, tübüler adenomlu hastalarda %7.1

Laktik Asit Bakterilerinin kolonda prokarsinojenle- rin karsinojenlere dönüflmesinde rol oynayan fekal enzimlerin aktivitesini azaltt›¤› görülmektedir. Ayr›- ca Laktik

Salgı tüyleri sayıca çok daha fazla, genellikle uzun saplı, sap tek hücreli, kısa saplı ve sapsız tüyler de mevcuttur (Şekil 3.83, 84). Salvia sclarea gövde genel