• Sonuç bulunamadı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNİN TARIMSAL YAPISI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNİN TARIMSAL YAPISI"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNİN TARIMSAL YAPISI

D oç. Dr. EJDER K A LE LİO Ğ LU * Giriş

Hatay-Maraş Çöküntü Hendeğinin doğu kenarı, Türk-Irak sınırının geçti­

ği Hazil Suyu, Dış Doğu Torosla^ın güney etekleri ve Suriye sınırı arasında Güneydoğu A nadolu Bölgesi uzanır. Bu bölge, 7 coğrafi bölgem izin en küçü­

ğüdür. Yaklaşık 57.000 km 2 yüzölçüm üyle Türkiye topraklarının ancak % 7,5 unu oluşturur. Fakat bu küçük bölgenin tarım yönünden ülkemiz ekonom isin­

de oldukça önem li bir yeri vardır.

Güneydoğu A nadolu Bölgesi ve Türkiye topraklarının faydalanma yönün­

den bölünüşü şöyledir:

Güneydoğu Anadolu

Bölgesi Türkiye

Ekili-D ikili Alanlar % 24.5 % 24.5

Nadas Alanları % 17.5 % 11.0

O rm anlar % 8.0 % 13.5

Çayır ve otlaklar % 37.0 % 35.0

Tarıma Elverişsiz Alanlar % 13.0 % 16.0

Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi, bölge topraklarının % 2 4 .5 ’ i ekili- dikili, % 17.5’ i nadas, % 8 ’ i orm an, % 3 7 ’si çayır-otlak ve % 13’ ü tarıma elve­

rişsiz alanlardan oluşur (Şekil: 1).

Düzlüklerin geniş alanlar kapladığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ekili-dikili topraklar oranı bakım ından Türkiye ile aynı değeri gösterir. Bölgede batıdan doğuya doğru gidildiğinde ekili-dikili alanlarda azalm alar olur. Şöyle ki, Ga­

ziantep ilinde % 41 olan ekili-dikili alanlar oranı, Şanlıurfa’da % 35'e, M ar­

din'de % 2 6 ’ ya, D iyarbakır’da % 14'e ve Siirt’ te % 9 ’a düşer.

Güneydoğu A nadolu Bölgesinde nadasa ayrılan toprakların oldukça geniş olduğu dikkati çeker. Tabloda görüldüğü gibi, nadas toprakları, burada Türkiye

* Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi, Coğrafya B ölüm ü. Ankara.

(2)

160 EJDER KALELİOĞLU

ortalamasının çok üstündedir. Bu durum bize, bölgede hâkim olan ve özellik­

le tahıl ekimine ayrılan kuru tarımın, nadasa fazla muhtaç bulunduğunu açıklar.

Hatta, bölgede % 17.5 olan nadas alanları oranı, Şanlıurfa ilinde °/o 22’ ye ulaşır.

Az yağış alan bu bölge, orm an bakım ından oldukça fakir sayılır. Bölgede

% 8 olan orman alanları oranı, Türkiye ortalam asının çok altındadır. Meşe­

liklerden oluşan orm anlara, bölgede, fazla yağış düşen yüksek yerlerde, To- roslar’ ın güney yam açlarında ve M ardin Eşiği üzerinde rastlanır. Bölgede, Şanlıurfa yöresinde orm an yok denecek kadar azdır. Şanlıurfa ilinin ancak

% 0 .4 ’ ii orm anlarla örtülüdür. Buna karşılık, Gaziantep ilinin % 18'i, Adıya­

man ilinin % 17’ si, M ardin ilinin % 12’si ve Siirt ilinin % 9 'u orm anlarla kaplıdır.

Bölge yüzölçümünün % 37’sini çayır ve otlaklar oluşturur. Bu değer, Türki­

ye ortalamasının (% 35) biraz üstündedir. Bu durum ise bölgede hayvancılı­

ğın gelişmesine yol açmıştır. Son 20-30 yıl içinde, bölgedeki çayır ve otlaklar alanında azalma görülmüştür. Çünkü ön celeri otlak olarak kullanılan alanla­

rın ekilebilir bölüm leri tarlaya çevrilmiştir.

Engebelerin az yer tuttuğu bölgede tarıma elverişsiz alanlar % 13 kadar­

dır. Bu oran Türkiye ortalam asının (% 16) altındadır.

EKİLİ A L A N L A R :

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde % 24.5 oranındaki ekili-dikili alanların,

% 19'u ekili alanlara, % 5 .5 ’ i ise dikili alanlara ayrılmıştır. Ekili alanların

% 86’ smda tahıl, % 7’sinde baklagiller, % 2 ’sinde endüstri bitkileri ve % 5’ inde diğer ürünlerin tarımı yapılır (Şekil: 2).

Bölge, genellikle geçirgen taşlardan oluşmuş b ir zemine, yağışlı ve soğuk olmayan b ir kış ile sıcak ve kurak bir yaza sahiptir. S u n a göre, bölgede, özel­

likle yazın siıya ihtiyacı bulunmayan bitkilerin daha çok yetişeceği açıkça an­

laşılmaktadır. Fakat bölge içinde farklı zemin, topografya, yükselti, su ve beşeri şartlar göstert n yöreler yer alır, işte bu farklılıklar, bölgede, kültür bitk ileri­

nin dağılışında etkili olur.

Tahıl Tarımı: Bütün Türkiye’de olduğu gibi, Güneydoğu A n adolu Bölge­

sinde de, ekili alanların büyük bir kısmı tahıl tarımına ayrılmıştır. Bölgedeki ekib. alanlar içinde tahılın payı % 86’ yı bulur. Tahıl ekiminde insanın en önemli gıda m addesi olaıı buğday tarımı başta gelir. Fazla sıcaklık isteyen, yaz yağış­

larını sevmeyen, idüvyal ve volkanik materyalden oluşan topraklardan hoşla­

nan buğday, bölgenin bütün yörelerinde yetiştirilen bir ürünüdür; fakat ençok Şanlıurfa yöresinin güneyinde, Suruç, Altınbaşak (Harran) ve Ceylanpınarı ovalarında, Gaziantep yöresinin güneyindeki Tilbeşar ovasında, D iyarbakır Havzasının alüvyal topraklarında ve M ardin Eşiği’ nin güneyindeki düzlük­

(3)

GÜ N EYD O Ğ U A N AD O LU BÖLGESİ 161

lerde ekilir. Bölgenin yıllık ortalama buğday üretimi 1.770.000 tonu bulur.

Bunun 500.000 tonu, yâni 1/3 den biraz azı Şanlıurfa ilinden elde edilir. Şan­

lıurfa ili, Türkiye’ nin en önem li buğday alanlarından biridir. Hemen hemen her yıl üretim de, Konya ve Ankara’dan sonra 3. sırayı bu ilimiz alır. Şanlıur­

fa’ yı bölgede sırayla D iyarbakır (407.000 ton), M ardin (392.000 ton), Gazian­

tep (193.000 ton), Adıyaman (160.000 ton) ve Siirt (120.000) illeri izlerler (Harita: 1). Güneydoğu A nadolu Bölgesi, Türkiye yıllık ortalama buğday üre­

timinin % 10 kadarını sağlamaktadır. Bölgenin küçüklüğünü hatırlayacak olur­

sak, buğday üretim inde bu bölgenin ülkem izde önem li bir yeri bulunduğu anlaşılır.

Bölgede, tahıl tarım ında, buğdaydan sonra 2. sırayı arpa alır. Tahıl çeşit­

leri arasında toprak, nem ve sıcaklık yönünden kanaatkâr olan arpa, yine de buğday tarım ının çok yapıldığı güney bölüm lerde yaygındır (Harita: 1). B öl­

gede yıllık ortalam a arpa üretimi 885.000 tondur. Bunun 285.000 tonu yakla­

şık 1/3 i Şanlıurfa ilinden elde edilir. Türkiye yıllık ortalama arpa üretim inin

% 14’ ü bu bölge topraklarından sağlanır.

Bölgede, diğer tahıl çeşitleri olan çavdar, yulaf, mısır, darı ve pirin ç, buğ­

day ve arpa yanında son derece az ekilir ve üretilir.

Baklagiller Tarımı: Bölgede ekili alanlar içinde 2. sırayı baklagiller tarı­

mı alır. Ekili alanlarının % 7’si baklagillere ayrılmıştır. Kırmızı mercimek ekimi baklagillerin başında gelir. Güneydoğu A nadolu B ölgesi, Türkiye’ nin kırm ızı m ercim ek am barı sayılır. Bölgenin yıllık ortalama (1982-1986 yılları ortala­

ması) kırm ızı m ercim ek üretimi 487.000 tondur. Bu değer, Türkiye yıllık o r ­ talama kırm ızı m ercim ek üretim inin (647.000 ton) % 75’ idir.

A kdeniz iklim inde çok iyi yetişen, volkanik kökenli toprakları seven ve fazla em ek istemeyen m ercim ek ekim i, bölgenin bütün yörelerinde görülür.

Fakat, bölgede mercim ek en fazla M ardin (yıllık ortalama üretim 158.000 ton), Şanlıurfa (yıllık ortalama üretim 134.000 ton) ve D iyarbakır (yıllık ortalama üretim 108.000 ton) illerinde üretilir. Bu illeri üretim de sırayla Gaziantep (38.000 ton), Adıyaman (27.000 ton) ve Siirt (22.000 ton) illeri izler. (Harita: 2).

Baklagillerden fiğ, burçak, nohut, bakla ve fasulye ekimini de bölgede gör­

mekteyiz. Fakat bunların ekimi m ercim ek yanında son derece azdır.

Endüstri Bitkileri Tarımı: B ölgede Ekili alanlar içinde endüstri bitkileri ekimi (% 2) önem siz kalır. Endüstri bitkileri arasında en çok pam uk tarımı yapılır. Kurak ve sıcak b ir yaz isteyen pam uk, bölgede, sulamaya uygun alüv- yal toprakların bazı kısım larında yetiştirilir. Bölgenin 1986 yılı pam uk üreti­

mi 68.000 tondur. Bunun 27.000 tonu yaklaşık % 41’ i Şanlıurfa ilinde üretilir.

Şanlıurfa'yı 16.500 tonla Diyarbakır, 11.000 tonla Gaziantep ve 9.500 tonla

(4)

162 EJDER K A LE LİO Ğ LU

Adıyaman illeri izler. 1986 ydı Türkiye pamuk üretiminin (518.000 ton) % 13’ ü bu bölgeden sağlanmıştır.

Bölgenin diğer önem li b ir endüstri bitkisi olan tütün en fazla Adıyaman, Siirt ve D iyarbakır illerinde ekilir. Bölgenin 1986 yılı tütün üretim i 15.000 tonu biraz geçer. Aynı yılda Türkiye tütün üretim inin (170.000 ton) % 9 ’ u bu bölgeden elde edilmiştir.

Hoştan Tarımı: Kavun-karpuz veya bostan tarım ının bölgede önem li bir yeri vardır. Bölgenin A rap ülkelerine yakınlığı, bu tarımı devamlı teşvik et­

miştir. Arap ülkelerine çok miktarda satılan kavun-karpuz üretim i, bölgede 1986 yılında 690.000 tona ulaşmıştır. Bunun 280.000 tonu yaklaşık % 4 0 .5 ’ i M ardin ilinden ve 185.000 tonu yaklaşık % 2 7 ’ si D iyarbakır ilinden elde edil­

miştir. 1986 yılı Türkiye kavun-karpuz üretim inin (5.000.00 0 ton) yaklaşık

% 14’ ü bu bölgeden sağlanmıştır.

D İK İLİ A L A N L A R :

Güneydoğu Anadolu Bölgesi topraklarının % 5 .5 ’ iııi dikili alanlar kaplar.

Bölgede doğudan batıya doğru gidildiğinde dikili alanlarının genişlediği gö­

rülür. Örneğin, Siirt ve Diyarbakır illerinde % 4 ’ ü aşar, Adıyaman ilinde % 6'va yaklaşır ve Gaziantep ilinde % 2 0 ’ yi bulur. Gaziantep’ i ülkemizde, % 23 dikili alanlar oranı ile, sadece Aydın ili geçmektedir.

B ölgedeki dikili alanların % 77.5’ inde bağlar, % 16.5’ inde m eyvelikler ile sebze bahçeleri ve % 16’ sında zeytinlikler yer alır (Şekil: 3).

Bağ Tarımı: Bölgede, dikili alanlar içinde en geniş sahayı bağlar kaplar.

Bölgenin 144.000 hektarlık bir bölüm ü bağlarla örtülü bulunur. Türkiye bağ alanlarının (600.000 hektar) yaklaşık 1/4'i bu bölgede yer alır. Bağ, şiddetli olmayan bir kış, kurak ve sıcak bir yaz, bol güneşli bir sonbahar ve geçirgen b ir zemin ister. Bu doğal şartları bağ, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulur.

B ölgedeki platolarda geniş alanlar kaplayan kalkerler ile m aralı kalkerlerin ve bir dereceye kadar bazaltların üzerleri bağ tarımına elverişli zeminleri oluş­

tururlar. Bağ, aynı zamanda çok emek ister. Bağların bakım ı, sürülm esi, bu­

danması ve üzüm ün toplanması bol insan emeğini gerektirir. İşte bu sebepler bölgedeki bağ alanlarının dağılışını etkiler. Şöyle ki, A kdeniz iklim i özellikle­

rine bölgede en çok benzerlik gösteren ve bölgenin en kalabalık bölüm ü olan Gaziantep yöresinde bölge bağ alanlarının % 4 0 ’ ı (58.000 hektar) toplanm ış­

tır. Türkiye bağ alanlarının yaklaşık % 9 .5 'i Gaziantep ilinde yer alır. Gazian­

tep ilini, bağ alanları genişliği bakımından bölgede sırayla Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Siirt illeri izler.

(5)

G Ü N EYD OĞU AN AD O LU BÖLGESİ 163

Bölgenin yıllık ortalama yaş üzüm üretimi 735.000 tonu bulur. Türkiye yıllık ortalama yaş üzüm üretiminin (3.300.000 ton) % 22’sini Güneydoğu Ana­

dolu Bölgesi sağlar. Bölgedeki yaş üzüm ün % 4 3 ’ ü Gaziantep ilinden (318.000 ton) elde edilir. Gaziantep ilini, yıllık ortalama üretim m iktarlarına göre, sı­

rayla Mardin (122.500 ton), Diyarbakır (120.000 ton), Adıyaman (82.000 ton), Şanlıurfa (59.000 ton) ve Siirt (33.000 ton) illeri izler (Harita: 3).

Zeytinlikler: Bölgede, dikili alanların % 6 ’ sını zeytinlikler kaplar. A kde­

niz iklim inin önem li ve tanıtıcı bir bitkisi olan zeytin, kışı yağışlı, yazı kurak ve ilkbaharı donsuz bir iklim ile, özellikle kireçli bir toprak ister. Ayrıca zey­

tincilik çok em ek gerektirir. Zeytinleri aşılama, çapalam a, budam a, hasat ve yağ çıkarm a işlem leri için çok sayıda usta işçiye gerek vardır. Sıraladığı­

mız bu şartları, zeytin, bölgede özellikle Gaziantep yöresinin güney tarafla­

rında bulur. Donların az görüldüğü, Gaziantep yöresinin alçak bölüm lerinde, Kilis, N izip ve Oğuzeli çevrelerinde zeytinlikler çok yaygındır. Bölgedeki 3.436.000 zeytin ağacından 3 .2 7 5 .0 0 0 'i Gaziantep ilinde toplanm ıştır (H ari­

ta; 4). Adıyaman, Şanlıurfa ve M ardin yörelerinin kuytu yerlerinde de az mik­

tarda zeytinlikler görülür. Bu üç ilde toplam 161.000 zeytin ağacı bulunur.

Türkiye’deki zeytin ağaçlarının (77.000.000 ağaç-1986 yılında) % 4 .5 ’ i bu b ö l­

gede toplanmıştır. Bölgenin yıllık ortalama zeytin üretimi 26.000 ton kadar­

dır. Bu m iktarın % 9 9 .5 'i zeytinyağı üretim inde % 0 .5 ’ i de sofralık olarak kullanılır.

Meyvelikler ve Sebze Bahçeleri: Dikili alanların % 16.5’ i m eyvelikler ve sebze bah çeleriyle kaplıdır. M eyvelikler içinde antepfıstığı başta gelir.

Oııemli bir ihraç ürünüm üz olan antepfıstığı, çiçeklenm e zamanı olan Ni­

san ve Mayıs aylarında kavurucu sıcaklardan, şiddetli soğuklardan ve devam­

lı yağışlardan hoşlanmaz. Kış donlarına karşı zeytinden daha dayanıklı olan antepfıstığı, her türlü toprakta yetişir. Antepfıstığı, topografyaya da pek bağlı değildir. Çok engebeli olmayan yerlerde dahi gelişir, işte bu sebeplerden d o ­ layı antepfıstığı ağaçları, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, başka ürünlerin ye­

tişmesine pek uygun olmayan plâto alanlarında yaygındır. A yrıca, buralarda çok sayıda aşılanmak üzere bulunan yabani fıstık ağaçları yer almaktadır.

Bölgede, antepfıstığı ağaç sayısı 16.673.000’ i (1986 yılında) bulur. B ölge­

nin bütün illerinde antepfıstığı yetiştirilir. B ölgedeki fıstık ağaçlarının % 44'ü Gaziantep yöresinde toplanmıştır. Bu yörede antepfıstığı, daha çok yörenin kuzeyinde, kışların daha soğuk geçtiği Gaziantep Plâtosu üzerinde yaygındır (Harita: 4). Gaziantep ilini ağaç sayıları bakım ından, sırayla, Şanlıurfa (5.145.000 ağaç), Adıyaman (3.297.000 ağaç), Siirt (332.000 ağaç, Mardin (122.000 ağaç) ve D iyarbakır (101.000 ağaç) illeri izler. Bölgede eskiye göre antepfıstığı alanlarında gelişm eler olmuş ve bu gelişm eler günümüzde de de­

(6)

164 EJDER K A LE LİO Ğ LU

vam etmektedir. Çünkü, bölgede m ilyonlarca yabani fıstık ağaçları aşılanma­

yı beklem ektedir.

Türkiye’deki 1986 yılı antepfıstığı ağaçlarının (18.640.000 ağaç) % 8 9 .5 ’ i Güneydoğu A nadolu Bölgesinde toplanmıştır. Bölgenin yıllık ortalama antep­

fıstığı üretimi 23.280 tondur. Bunun 11.500 tonu Şanlıurfa, 8.000 tonu Gazi­

antep, 2240 tonu Adıyaman, 1000 tonu Siirt, 370 tonu D iyarbakır ve 170 tonu M ardin ilinden elde edilir. Ağaç sayısı yönünden Gaziantep ili Şanlıurfa ilin­

den üstün olduğu halde, ağaç başına verim in Şanlıurfa’da yüksek olması ne­

deniyle bu ilde antepfıstığı üretimi daha fazladır. Türkiye yıllık ortalama (1982-1986) antepfıstığı üretiminin (25.200 ton) % 92’si bu bölgeden elde edilir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, fıstık ve üzüm den başka, incir, armut, ayva, badem , ceviz, dut, elma, erik, kayısı, zerdali, şeftali, nar, kiraz ve vişne gibi çeşitli m eyveler de yetiştirilir. A ncak, bunlar üzüm ve antepfıstığı gibi ekonom ik değer taşımazlar. B ölgede meyve ağaçlarının çeşitliliği ve dağılışla­

rında yükselti, topoğrafya, sıcaklık ve akarsular etkili olur. Bölgenin kuzey taraflarına ve yüksek yerlerine doğru gidildiğinde, meyve ağaçları çeşitleri aza­

lır. Buralarda daha çok kış soğuklarından etkilenm eyen ceviz ve badem ağaç­

ları yer alır. Bölgenin güneyindeki alçak alanlara, ayrıca akarsu boylarına ve genel olarak doğudan batıya doğru gidildiğinde, meyve ağaçları, çeşitleri ar­

tar. Kışı pek soğuk olmayan yükseltisi az alanlarda kayısı, şeftali, zerdali, viş­

ne, dut, erik, nar gibi meyveler yetiştirilir. Bu meyve ağaçları, sulamaya uygun akarsu boylarında bahçeler meydana getirirler. Üzüm ile antepfıstığı dışında­

ki meyveler, ancak bölgenin mahalli ihtiyacını karşılar.

Sebze yetiştiriciliği özel bir bakım ı gerektirir. Yaz-kış sebze olmakla b ir­

likte, çeşit ve miktar bakım ından yaz sebzeleri daha önem lidir. Yaz sebzeleri yetişme dönem lerinde sıcaklık yanında su da isterler, işte, bu su meselesi ne­

deniyle, yazı sıcak ve kurak, arazisi genellikle geçirgen olan Güneydoğu A na­

dolu Bölgesinde, sebze tarımı son derece sınırlıdır. Sebze bah çeleri bölgede, D icle Nehri ve kollarının sulanabilen vadi tabanlarında, M ardin Eşiği ve Ka- racadağ’ ın güney eteklerinden çıkan kaynakların oluşturduğu akarsjı-boyla- rm da görülür. Domates, patlıcan, biber, fasulye, soğan, sarımsak ve kabak bölgede yetiştirilen en önem li sebzelerdir.

SONUÇ:

Güneydoğu A nadolu Bölgesinde plâtolar geniş alanlar kaplar. Bu plato­

larda tarıma elverişli topraklar parçalıdır. Tarım, bu plâtolarda özellikle top­

rak örtüsünün toplanmış olduğu vadi tabanlarında ve karstik çukurlarda yapılır.

A yrıca, tarım alanları, meyilin az olduğu vadi ve tepe yam açlarına, ana kaya­

(7)

G Ü N EYD O Ğ U AN ADOLU BÖLGESİ 165

nın yüzeye çıkm adığı tepelerin üzerlerine kadar yayılır. Yüksekliği 1919 met­

reye ulaşan volkanik Karacadağ ile yüksekliği 1500 metreye varan kalkerlerden oluşmuş M ardin Eşiği, bölgenin tarıma elverişsiz iki önem li engebesidir. Ay­

rıca, erozyona uğramış fazla eğimli yamaçlar, ana kayanın yüzeye çıktığı tepe­

ler ve toprak örtüsünden yoksun bazalt yüzeyleri tarımın yapılmadığı alanlardır.

Bölgenin güneyinde uzanan ovalarda, tarıma elverişli devamlı topraklar yer alır.

Bölgede, doğal şartlar nedeniyle, suya ihtiyacı olmayan ürünler, daha fa z­

la yetiştirilir. Bu ürünler, tahıllardan buğday ve arpa, baklagillerden m erci­

mek, m eyvelerden üzüm dür. B ilindiği gibi, A kdeniz iklim inde çok iyi yetişen buğday, üzüm ve zeytin olm ak üzere üç önem li ve temel ürün vardır. B unlar­

dan buğday ve üzüm , Güneydoğu A nadolu Bölgesinde de iki önem li ürünü­

dür. A yrıca, bu iki ürüne bölgede m ercim ek ve antepfıstığı gibi ürünler de katılmıştır. Bölge, Türkiye’ nin önem li bir buğday, arpa, m ercim ek, üzüm ve antepfıstığı üretim alanıdır.

Bölgede en geniş alanı talııl tarımı kaplar. Tahılı baklagiller, bağ, antep­

fıstığı ve zeytin tarımı izler.

Su faktörünün olum suz etkisi nedeniyle endüstri bitkileri, üzüm ve an­

tepfıstığı dışında, meyve ve sebze tarım ı bölgede gelişememiştir.

Bölgede, akarsu boylarına ve doğudan batıya doğru gidildiğinde tarım da çeşitlilik görülür.

Bölgede, ço k em ek gerektiren ve A kdeniz iklim inde iyi yetişen bağ, zeytin ve antepfıstığı plântasyonu, en fazla, nüfusça yoğun ve A kdeniz iklim i özel­

liklerine benzerlik gösteren Gaziantep yöresinde yapılır.

Bölgede, ekstansif b ir tarım şekli görülür. Elde edilen ürünlerde verim oldukça düşüktür. Bu verim düşüklüğü, tarım da fazla makine kullanılm am a­

sı, yeterince gübrelememe, hastalık ve zararlılarla gereği kadar m ücadele edil­

meyişi ve nihayet küçük arazi m ülkiyetinin hâkim oluşu gibi sebeplerden ileri gelmektedir.

(8)

BİB LİYO G R A FY A

K ALELİOĞ LU , E .: “ Türkiye’de Antepfıstığı.” Türk Coğ. Derg. Sa: 22-23, s.

222-240, Ankara, 1963-1964.

K ALELİOĞ LU , E .: “ Gaziantep yöresinde Yerleşme, M eskenler, N ü f u s ve Eko­

nom ik Faaliyetler.” Ankara Üniv. D.T.C.F. Derg. Cilt: X X V III, Sayı: 3-4, s. 39-98, Ankara, 1977.

SÖZER, A. N.: “ Güneydoğu A n a d olu ’ nun Doğal Çevre Şartlarına C oğrafî Bir Bakış.” Ege Coğrafya Derg. Sa: 2, s. 8-30, İzmir, 1983.

TUNCEL, M .: “ Türkiye Coğrafi Bölgelerinin Ziraî Karakterleri.” İst. Üniv. Coğ.

Enst. Derg. Cilt: 6, Sa: 11, s. 76-101, İstanbul, 1960.

Y Ü C E L, T.: Türkiye Coğrafyası. Türk Kül. Araşt. Enst. Yay. No: 68, Seri: VII S: 5, Ankara, 1987.

— Tarımsal Yapı ve Üretim 1982.

Başbakanlık D.İ. Enst. Yay. No: 1093, A nkara, 1984.

— Tarımsal Yapı ve Üretim 1983.

Başbakanlık D.İ. Enst. Yay. No: 1138, Ankara, 1985.

— Tarımsal Yapı ve Üretim 1984.

Başbakanlık D.İ. Enst. Yay. No: 1168, Ankara, 1986.

— Tarımsal Yapı ve Üretim 1985.

Başbakanlık D.İ. Enst. Yay. No: 1236, A nkara, 1987.

— Tarımsal Yapı ve Üretim 1986.

Başbakanlık D.İ. Enst. Yay. No: 1275, A nkara, 1988.

— Türkiye İstatistik Yıllığı 1987.

Başbakanlık D.İ. Enst. Yay. No: 1250, Ankara, 1988.

(9)

G Ü N EYD O Ğ U AN A D O L U BÖLGESİ

o

w ;3 VO

& §•

:© fi

PQ ¿2

— CÛs0

^3 fl

« C

< 1

• S *

fi 3

1 V

CC T3

- *0)

C/> O o o o

'O N W

00

# # # # V :p

y «»

I e CQ ;g

- 2 ^

o oa

’■o Cö fi_

•< «3

>s>J0 33 -o C

s*. — 4) -—

•§ 3

•fi cd O W1 V (M -O

- *0) C/>

s - 3

ce cö

SL To 2

CQ |

J2 -2

"o _2 -o T3 .

a S«* :fi

fl c2 2?

1

a l i

Ou esfi

£ J

J İ4>

C/>

y ı -t.

— _2 :3 l-

-5 -S T* &

e2 psw 5

İ i r

“> i ? ® o o Tf 00 ^ m

<N f—l M H

# # # # #

=es m

«< jg

;fi "fi 73 es

s -

_g t.

■3 P

o -£

e ►s « s a » S S B 3 3 i •** <3

W Z O U ’ H o ! : :

III

i

oo 1 11

167

Referanslar

Benzer Belgeler

A) Ezgi’nin en iyi yaptığı iş resimdir. B) Bize gelmiyor, daha kötüsü bizi aramıyordu. C) İyilik eden iyilik bulur. D) Türkiye’nin in önemli müzelerinden birisi de

Bütün bu düşünceler ve binanın ticari bir müessese ol- ması ve şehir ile olan münasebeti gibi mühim sebepler binanın karakterini az çok tayin etmiş ise de bugün için

üzere yetmiş yedi adet birer kişilik hususî ka- bine ve birinci katta yirmi beş adet iki ve daha ziyade kişilik lüks kabin vardır.. Bunlar- dan başka zemin katında on üç

Bunun için meskenin bu mukabil iki cephesinde ve arada bulunacak diğer dıvarlarda usulü dairesinde delikler açılır ve bu suretle iki cephe havası arasın- da bir iştirak

14. TMS 16 Maddi duran varlıklar stan- dardına göre, “Bir maddi duran varlık kalemi varlık olarak muhasebeleştirildik- ten sonra, finansal tablolarda maliyetin- den

lalar üzerinde, ikinci Kordona deniz manzarasını açık tutan denize dik blok- ların her ne kadar boyları fazla uzun ise de sarih bir tertip ifade etmektedir.. Ancak Belediye

En küçük evde bile mimar (faideli ile güzel) muvazenesini aramak mecburiyetindedir. Sarahat plâna kabili inşa bir sadelik bahşeder. Prefabrikasyon meselesine gelince; kitle halin-

Mimar Samih Akkaynağın projesine göre yapılan ve TJlııs meydanına bakan binanın haricî cephesi, nisbetli ve ölçülü hatlarla güzel bir tesir yapmaktadır.. Sıva açık