u n u n
SAYI: 151- 152 Y A P I S A N A T I , Ş E H İ R C İ L K v e S Ü S L E Y İ C İ S A N A T L A R O E R G İ S i S A H İ P L E R İ : Y. M İ M A R A B İ D İ N M O R T A Ş v e Y. M İ M A R Z E K İ S A Y A R İ D A R E Y E R İ : A N A D O L U H A N No. 3 2 - 3 3 İ S T A N B U L . T E L E F O N : 2 1 3 0 7 Yalının denizden görünüşü B O Ğ A Z İ Ç İ N D E B İ R Y A L I Y. Mimar Prof. Sedat Hakkı EldemG. S. Akademisi Yüksek Mimarî Şubesi Şefi
Yeniköy ile İstinye arasında sipahi ocağının eski yazlık kulup arsasında inşa edilen bu yalı, bü-yük ağaçlıklı geniş bir park içinde ve rıhtım üze-rindedir. Boğaziçinin eski yalılarının stilinden mülihem olan bu binayı G. S. Akademisi Yüksek Mimari şulbesi şefi prof. Sedat Hakkı Eldem yap-mıştır. Bina, gerek plânının tertibi, gerekse
elevas-yon. detay ve heyeti umumiyesi iti'barüe, tradisyo-nel bir uslub araştırmasının neticesidir.
Sedat Hakkı son senelerde yaptığı eserlerde; ampirinden mülhem olmaktır. ıRu binada, pen-New-York sergisi paviyonu müstesna; daima Türk cerelerin.n çokluğu, nisfoetleri, saçakların ebad ve
Bahçeden görünüşü
silmeleri plân ve cephelerde kabul ettiği kavis ve çan bir tesir yapmaktadır.
münhan ierin bulunması ile bir az mübalâğaya ka- Sedat Hakkı bu çalışma sistemini şu suretle
îki görünüş
müdafaa etmektedir: Rokoko, 'Barok, Ampir uslun-ları eski tradiyonu devam ettirmeleri ve bizde tat'bikatmdaki (hususiyetleri it.ibarîle tama-men 'bir Türk stili halini almıştır. 1800 den itiba-ren dünyanın her tarafında, ampir uslulbu hâkim olmağa başlamış ve bu uslubla pek çok binalar yapılmıştır.
Sonradan bu uslufb tatbik edüdiği memleket, lerin malı olmuş ve ayrı hususiyetler göstermiye •başlamış, her memlekette başka başka isimler al-mıştır. İngilterede Georgian 've Adams, Amerikada Dutch Cölonial, Almanyada Biedermeir, Fransada Directoire ve Empire, Felemenkte Flamand isim-leriyle ait oldukları devirleri anlatan birer uslub olarak tanımıştır. Bu uslublardan, Dutoh Colunial, Adams ve Flamand uslubları Türk ampirine hiç münasebetleri olmadığı halde benzerler, ibu da dün-yada o devrin bu hâkim uslubunun ampir olduğu-nu isibat eder.
Son senelerde, mimarlarımız arasında Türk
evi üzerinde muhtelif çalışmalar yapılmaktadır, bunların neticelerini bu ıbina g bi fırsat buldukça neşrederek üzerinde konuşmalar yapmak fayda-lı olacaktır.
tipin-Yalının içinden bazı görünüşler
ne sadık kalındığını gösterdiği gibi memleketin, ya-şayış şartlarına da uygunluğunu anlatmaktadır. Ze-min katta personelin bina haricine yerleştirilmiş ol-ması merdiven şekli, üstkattaki yatak ve oturma odalarındaki bol ve geniş yüklüklerin mevcudiye-ti plânın muvaffakiyet amillerini teşkil etmekte-dir. Plânda orta motifi teşkil eden sofanın münba-nilerinin yan kısımlarla cephede meydana .getir-diği zorluğu binanın umumî tesiri tadil etmekdir. Dışdan cepheler 'boğaza yakışan neşeli bir
te-sir yaratmaktadır. Binaya intiıhab ed'len renk bo-•ğaziçinin sularına ve arkasındaki büyük ağaçların
teşkil ettikleri koyu fona tamamile uyması it (barile güzeldir.
Bina 1939 da inşa edilmeğe başlanmış ve buh-ran yılları içinde ikmal edilmiştir.
Bu itibarla Sedat Hakkı Eldemin bu eseri meydana getirirken, millî mimarî ki duyuş ve an-layışını takdirle kaydetmek lâzımdır.
Zeki SAYÂR
Deniz cephesinin mürtesemi