• Sonuç bulunamadı

ÇOCUK ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİNDE DİŞ HEKİMLİĞİNDE MUAYENE MUAYENE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÇOCUK ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİNDE DİŞ HEKİMLİĞİNDE MUAYENE MUAYENE"

Copied!
35
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÇOCUK ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİNDE DİŞ HEKİMLİĞİNDE

MUAYENE MUAYENE

Prof.Dr. Nurhan ÖZALP

Prof.Dr. Nurhan ÖZALP

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi

Pedodonti AD

Pedodonti AD

nurhan66@yahoo.com

nurhan66@yahoo.com

(2)

BAŞARILI BİR TEDAVİ İÇİN BAŞARILI BİR TEDAVİ İÇİN

Çocuk diş hekimliğinde başarılı bir tedavinin gerçekleşmesinin ilk aşaması çocuk hastayı davranış yönlendirme teknikleri ile

kazanmaktır. Bundan sonra ise en önemli ikinci

aşama doğru bir tanı konmasıdır.

(3)

TEŞHİS: Bir problemin tanınması

TEDAVİ: Çözümdür.

(4)

Çocuk Hastanın Muayenesi Çocuk Hastanın Muayenesi

A- Genel Durum

B-Diş ve Ağız Durumuna göre yapılmalıdır.

Bu aşamalarda anamnez, klinik ve

radyografik muayene doğru teşhise ulaşmada

birlikte değerlendirilmelidir.

(5)

GENEL GÖRÜNÜMÜN DEĞERLENDİRİLMESİ

 1. Psikolojik Faktörler

 2. Fiziksel Faktörler

 3. Yaş

(6)

Çocuk hastanın genel görünüm değerlendirmesi hasta kliniğe ünite alınmadan önce yapılmalıdır.

Bedensel Oranlar Boy Duruş

Yürüme Şekli Hareketleri

Baş, Yüz

Bu değerlendirmeler ile çocuk hastaya ait herhangi bir gelişim bozukluğu ya da geriliği, merkezi sinir sistemi

hastalıkları, engellilik durumu, sistemik hastalıklar

hakkında bir ön bilgi sahibi olunması sağlanabilir.

(7)

ANAMNEZ

Çocuk hasta koltuğa alındığı andan itibaren

muayene geçmeden önce ilk yapılması gereken en önemli

basamak detaylı bir anamnez olmalıdır.Ancak anamnezde çocuk hastadan

yaşa bağlı olarak doğru bir anamnez alınamıyabileceği için bu aşamada ebeveynden

bilgi alınması gereklidir.

(8)

Hasta bebek ise;

Erken ve düşük doğum ağırlıklı çocuklar, diş gelişimi açısından riskli hastalardır. Dişlerde hipoplaziler (molar keser hipopilazileri –MIH- gibi) görülebilir.

Ayrıca çocuğun büyüme ve gelişimi konusunda bilgi alınmalıdır. Gelişim ile ilgili problemler, sürme

gecikmelerine neden olabilmektedir.

annenin perinatal ve postnatal hikayesi yani annenin

hamilelik sırasında geçirdiği problemler ve bebeğin erken doğup doğmadığı, doğum ağırlığı sorulmalıdır.

(9)

Çocuğun;

genel sağlık durumu,

geliş nedeni,

ilaçlara alerjisi olup olmadığı,

geçmişte tıbbi ve dental tedaviler görüp görmediği,

şu an herhangi bir ilaç alıp almadığı,özellikle diş ile ilgili antibiyotik kullanıp kullanmadığı,

sosyal ve psikolojik gelişimi,

fiziksel durumu,

beslenme alışkanlıkları (uzun süre anne sütü almış mı, biberon kullanmış ise biberonun içeriği ve kullanma sıklığı, gece beslenme alışkanlığı ve sıklığı ya da ağızda

yemek bekletme alışkanlığı),

fluorür kullanımı,

mevcut hijyen alışkanlıkları

öğrenilmelidir.

(10)

ANAMNEZ

(11)

TIBBİ ANAMNEZ

Çocuğun genel sağlık durumu hakkında bilgi alınırken, soruların ailenin yararlı bilgileri vermesini sağlayacak tarzda olmasına ve anlaşılmaz tıp terimlerinin kullanılmamasına

dikkat edilmesi gereklidir.

(12)

TIBBİ ANAMNEZ

1- Santral sinir sistemi: Epilepsi

2- Kardiovasküler sistem:ASD, VSD, Endokardit proflaksisi 3- Endokrin sistem: Diyabet

4- Solunum sistemi: Astım, bronşit vs

5- Gastrointestinal sistem: Hepatit, reflü vs

6- Kanama problemleri: Anemi,Trombositopeni, Hemofili, Nötropeni, Lösemi, Antikoagülan ilaç alan çocuklar

7- Engellilik durumu ( Down Sendromu, SP, Otizm, Görme- İşitme- Yürüme Engelli vs)

7- Alerji

8- Kullandığı ilaçlar

9- Geçirmiş olduğu operasyonlar

(13)

Mutlaka çocuk hastalıkları uzmanı ile

konsültasyon yapılmalıdır.

(14)
(15)

Öncelikle çocuğun mevcut problemleri

öğrenilmeli, diş ağrısı olup olmadığı, varsa ağrının sıcak-soğuk alımına bağlı olarak mı yoksa

kendiliğinden mi geldiği, çiğneme sırasında ağrı

olup olmadığı sorulmalıdır.

(16)

 Ancak, ağrı olup olmama hikayesi sürekli

dişlerdekinin aksine süt dişlerinde pek

güvenilir olmayabilir.

(17)

Ağrı hikayesi ve ağrının özellikleri pulpanın tedavi edilebilir durumda olup olmadığının

belirlenmesinde önemlidir.

Ancak çocuklarda ağrı süt dişi pulpasının

durumunun ayırıcı teşhisinde sürekli dişlerde olduğu kadar güvenilir bir kriter değildir.

Nitekim, ağzında çok sayıda çürük diş bulunan

çocukların – bunların bir kısmı fistülize olmuş

olsa dahi – ağrı şikayetlerinin olmadığı görülür.

(18)

Bunun nedeni ya diş hekiminden korktukları için

gerçeği saklama çabası içinde olmaları ya da günlük aktiviteleri içerisinde ağrıyı algılayamamış veya

üzerinde durmamış olmalarıdır. Çocukta ağrı eşiğinin

yüksek olması da ağrıyı hissetmemelerinin bir başka

nedeni olabilir. Ağrıyı fark etseler bile yaşlarının

küçük olması nedeniyle bunu doğru aktaramamış

olmaları da bir olasılıktır.

(19)

Dişin termal ya da kimyasal değişikliklerden etkilenip etkilenmediğini anlamak için ;

“dondurma yediğin zaman dişin ağrıyor mu?”,

“sıcak bir şey yerken ya da içerken ağrın

oluyor mu?”, “kek, bisküvi, çikolata gibi tatlı

şeyler yediğin zaman ağrın oluyor mu?”

(20)

Perküsyon duyarlığı olup olmadığını anlamak için;

“dişini fırçalarken diş fırçasının dişine

değmesi ya da yemek yerken dişine çatal,

kaşık değmesinden rahatsız oluyor musun?”

(21)

Çocuklarda zaman kavramı

kendilerine özgü olduğu için ağrının ne kadar sürdüğünü anlamak için

onların günlük yaşantılarındaki zaman dilimlerini göz önünde

bulundurarak soru sormak gerekir

(22)

Çocuk okula gidiyorsa ;

“ağrın kaçıncı derste başladı, kaçıncı derse kadar sürdü?”, “ağrın beslenme saatinden sonra ya da öğlen yemekten sonra mı başladı?”, eğer öyle ise

“derse girdiğinde hala ağrın var mıydı?” eğer

varsa “bu ağrı bütün ders boyunca mı sürdü?

(23)

Yemek sırasında ya da yemekten hemen sonra gelen diş ağrısı yaygın pulpa iltihabı anlamına gelmeyebilir.

Ağrı, gıdaların çürük kavitesi içine dolarak pulpaya basınç yapması veya sadece ince bir dentin tabakasıyla korunan vital pulpaya gelen kimyasal irritasyondan kaynaklanmış olabilir.

Böyle durumlarda, diş fırçalanıp gıda

artıkları kaviteden çıkartılınca ağrının

geçtiği görülür.

(24)

Kronik ağrı:

Çocuk geçmişte dönem dönem diş ağrısı çekmiş olduğunu söylüyorsa bu bir kronik

ağrıdır ve yaygın pulpa dejenerasyonu ya da pulpa nekrozunu işaret eder. Böyle

durumlarda enfeksiyonun periodontal dokulara

yayılmış olma olasılığı da vardır.

(25)

Provake (etkene bağlı) ağrı:

Ağrı, ağız içi ortamda meydana gelen termik ve

kimyasal değişiklikler sonucu ortaya çıkıyor ya da

çiğneme sırasında hissediliyorsa bu etkene bağlı

olarak gelişen (provake) bir ağrıdır.

(26)

Anlık ağrı, pulpaya yakın derin çürük

lezyonu olan dişlerde ya da bir dolgunun düşmesiyle dentinin açığa çıktığı

durumlarda ağız içi ortamda meydana gelen ısı ve pH değişikliklerine karşı pulpanın o anda verdiği geçici bir cevaptır. Ağız içi ortamı normale dönünce ağrının geçtiği

görülür. Böyle durumlarda pulpa vital kabul

edilir.

(27)

Çiğneme sırasında hissedilen ağrı ise vital dişlerde kavite içine gıda

artıklarının dolmasıyla oluşan bası nedeniyle pulpaya iletilen mekanik stimulusa karşı ve gıdaların açık dentin tübülleri yoluyla pulpaya yaptığı kimyasal irritasyona karşı pulpanın cevabı olarak ortaya çıkar.

Ancak bu şikayetle gelen bir

hastada pulpanın durumunu doğru

teşhis etmek gerekir.

(28)

Eğer diş vital ise ağrı gıda artıklarının kaviteden çıkarılmasıyla geçer.

Ancak diş devital ise çiğneme sırasında oluşan ağrı, periodontal dokulardaki harabiyet nedeniyle çiğneme işlevinin perküsyona benzer bir etki

oluşturmasından kaynaklanır ve çiğneme işi bittiğinde ağrı yine geçer.

Kesin teşhise ulaşabilmek için klinik ve

radyografik bulgular dikkatli bir şekilde

değerlendirilmelidir.

(29)

Spontan (kendiliğinden gelen) ağrı:

Belli bir stimulus olmadan

kendiliğinden durup dururken başlayan, hastayı gece uyutmayan, zonklama

tarzında ve sürekli bir ağrı tipidir. Böyle

durumda pulpada yaygın iltihap olduğu

kabul edilir.

(30)

SEPTAL AĞRI

Ancak, spontan ve zonklama tarzında ağrı şikayeti ile gelen hastaların bir kısmında klinik tablo irreversibl pulpa

patolojisine benzemesine rağmen bazen ağrının pulpa

patolojisinden kaynaklanmadığı ve dişin vital olduğu ağrının ise gerçekte dişler arası bölgedeki interdental papillanın enfekte olmasından kaynaklandığı görülür.

Bu ağrıya “Septal Ağrı” denir.

(31)

Çocuklarda süt azıların ara yüzlerinde çürük olduğu takdirde interdental papilla atrofiye olarak dişler arası bölgede gıda toplanmasını kolaylaştırır. Bu bölgede biriken gıda artıklarının

buradan çıkartılması güç olduğundan, biriktikçe diş eti cebi içinde yığılmaya başlayan birikintiler

burada sıkışıp enfekte olarak interdental

papillanın iltihaplanmasına neden olurlar.

(32)

 Enfeksiyonun etkisi ile o bölgede zonklama tarzında ağrı hissedilir. İleri durumda

interdental septumda vertikal yönde kemik

yıkımı başlar ve bu durum daha fazla gıda

birikimine neden olarak klinik tablonun daha

da ağırlaşmasına yol açar.

(33)
(34)

Çocuklarda yaygın pulpa iltihabı

nedeniyle görülen zonklama tarzındaki ağrıları taklit eden bu durumun pulpa

iltihabı ile karıştırılmaması gerekir.

BUNUN İÇİN!!!

(35)

Ağrı hikayesinin vazgeçilmez bir endikasyon kriteri olduğu

unutulmamalı

Çocuğun ağrıyı korkmadan ifade edebilmesi sağlanmalı

Ağrının özelliklerini anlamak için çocuğun anlayabileceği düzeyde soru sorulmalı

Ağrı özelliklerinin çocuklarda ne anlama geldiği iyi bilinmeli

Klinik ve radyografik bulgular çok

dikkatli değerlendirilmelidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Hastanın adı soyadı, cinsiyeti, yaşı, mesleği, iletişim bilgileri, devamlı muayene olduğu başka bir hekim varsa ona ait bilgiler ve muayene tarihi kaydedilir.... •

Bu seslerin, mandibuler hareketin hangi fazında oluştuğu önemlidir. Kliking, disk deplasmanlarının göstergesidir.  Açma hareketi sırasında daha geç devrede

streptokok enfeksiyonları, Vit. B 12 , C eksiklikleri, hiper salivasyon, düşük vertikal boyut, gece ağız açık uyuma, küçük çocuklarda salya akmaya bağlıdır.),

 Geçmişte bir dönem aktif olan, ancak daha sonra iyi oral hijyene bağlı olarak ya da çürük kavitesinin ağız ortamına açılması sonucu daha kolay temizlenebilir

Pembe Hare Yiğitoğlu Çeto Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı... Kübitis valgus

Aşil refleksi-Normal cevap ayak bileğinin plantar fleksiyonudur... Klonus: Ritmik fleksiyon

suturlar hala açık ve uygun olduğu için ve mandibular büyüme potansiyel olarak devam edebildiği için yüz ve kafatasında iskeletsel büyümede devam eden değişiklikler

• Spinal refleksler, refleks arkının sensorik ve motor bileşenlerinin bütünlüğünü ve dessendens yukarı motor nöron (UMN) motor yollarının etkinliğini değerlendirir..