• Sonuç bulunamadı

Conway DA, Patel SS, Liem J,

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Conway DA, Patel SS, Liem J,"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Conway DA, Patel SS, Liem J,Fan KJ, Jalian R, Williams J, Pisarska.MD,

The risk of cytogenetic abnormalities in the late first trimester of pregnancies conceived through assisted reproduction. Fertil Steril 2011;95:503-506.

Yardımcı üreme yöntemleri ile oluşan gebeliklerin ilk trimester geç döneminde sitogenetik anomali riski

Conway ve ark. yaptıkları retrospektif vaka kontrollü çalışmada infertilite tedavi yöntemleri ile gebe kalanlarda ilk trimester geç döneminde sitogenetik anomali riskinin spontan gebe kalanlara oranla artıp artmadığını veya risk artımı varsa in vitro fertilizasyon grubunda (in vitro grup) daha az invasiv (in vivo grup) yöntemlere göre daha mı fazla olduğunu araştırmayı planlamışlar.

ABD’de gebelik zamanının ertelenmesi ile birlikte infertilite oranları giderek artmakta ve yaklaşık 7.3 milyon infertil çift reprodüktif dönemdeki kadınların % 12 sini oluşturmaktadır.

2007 yılında 57.564 doğum ve tüm yenidoğanların % 1 den fazlası YÜT gebelikleri sonucudur.

İnfertilite tedavisi daha az agresif olan klomifen sitrat gibi tedavilerle başlanıp in vitro fertilizasyona uzanan bir yelpazeyi kapsamaktadır. YÜT nin başarı oranı artmakla beraber güvenilirliği, fetal ve maternal sonuçlarla ilgili endişeler de gündeme gelmektedir. İnfertilite tedavisi sadece plasenta previa, plasenta dekolmanı, preterm eylem ve intra uterin gelişme gerilikleri gibi kötü gebelik sonuçları ilgili olmayıp, aynı zamanda olası kromozomal anomali ve major doğum defektleri ile de ilgili bulunmuştur. Bu durumun sebebi kesin olarak ortaya konamamıştır. Ancak bu durum olası genetik problemlerle açıklanabilir. İnfertilite tedavisi ile oluşturulan gebelikler ile kromozomal anomaliler arasındaki ilişki tam olarak ortaya

konamamıştır. Çalışmaların çoğu erken dönem abort materyalleri esas alınarak yapıldığından devam eden gebeliklerdeki risk net olarak ortaya konamamaktadır. Bununla beraber

kromozom anomalisi ile doğan çocuklarda uzun dönem sekeller olacağından bu konudaki araştırmalar ciddi önem taşımaktadır. YÜT’ nin sitogenetik anomalilerle olan ilişkisini daha iyi değerlendirmek için çiftlerde kromozomal anomali değerlendirilmesinin de önemi vardır.

Olson ve ark.1 yaptığı çalışmada IUI ile oluşan gebelikler sonucu doğan çocuklarda doğum defekti riskinin fazla olduğu bulunmuş, ancak bu sonuç istatistiksel olarak anlamlı

bulunmamıştır. Araştırmacılar bunun genetik geçişle açıklanabileceğini çünkü bu hastaların hiç birine in vitro fertilizasyon yapılmadığını belirtmişlerdir. Ortaya atılan bu görüşler

nedeniyle YÜT ile gebe kalan kadınlarda sitogenetik anomali riskini araştırmak için bu çalışma yapılmıştır. Gebeliğin geç ilk trimester döneminde koryon villus örneklemesi (CVS) alınarak spontan gebelikler ile YÜT ile oluşan gebelikler karşılaştırılmış. Ayrıca daha az invaziv yöntemler kullanılarak oluşturulan gebelikler ( IUI ile birlikte veya olmaksızın kontrollü

ovaryan hiperstimülasyon) ile invitro fertilizasyon yapılan gruplar da karşılaştırılarak in vivo, in vitro YÜT’ leri arasındaki risk farkı da ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada Haziran 2000 ile Nisan 2004 arasında Cedar-Sinai sağlık merkezinde tekil gebeliklerden alınan CVS örnekleri retrospektif olarak incelenmiş. CVS örneklemesi 9. ve 12. haftalar arasında alınmış.

Gestasyonel yaş USG ile doğrulanmıştır. Sitogenetik analiz yapılarak tüm kromozomal anomaliler kategorize edilmiştir (otozomal trizomiler, otozomal mozaizm, gonozomal trizomiler, gonozomal mozaizm, translokasyonlar inversiyon, monozomiler).

35 yaş altı kadınlar, oosit veya sperm donoru ile gebe kalan kadınlar, gamet intra fallopian transfer, zigot intra fallopian transfer ve çoğul gebelikler çalışma dışı tutulmuştur.

Spontan gebelikler ve infertilite tedavisi alan gebelikler ayrılarak iki grup oluşturulmuş. Daha sonra infertilite tedavisi alan grup in vitro fertilizasyon ve kontrollü ovarian hiperstimülasyon

(2)

olarak tekrar kategorize edilmiştir. Fisher Exact test kullanılarak sonuçlar değerlendirilmiş ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.

1606 tekil spontan gebeliği olan ve 559 YÜT ile gebeliği oluşan kadın çalışmaya dahil edilmiş. İnfertilite yöntemleri ile gebe kalan kadınların 233’ ü in vivo 226’ sı in vitro metotlarla gebe kalmıştır. Spontan gebelik grubunda ortalama yaş 39 iken YÜT ile oluşan gebeliklerde 39.4 olarak bulunmuş. Spontan gebeliklerin % 7’sinde ve infertilite tedavi grubunun % 5.4’

ünde sitogenetik anormalliklere rastlanmıştır. Ayrıca in vitro fertilizasyon grubunda % 5.8 in vivo grupta ise % 4.7 oranında sitogenetik anormallik tesbit edilmiştir. Ancak bunlar

istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Otozomal trizomiler en sık rastlanan anormallik olup spontan gebelik grubundaki anormalliklerin %50’ sinden, infertilite grubunun % 60’

ından sorumludur. İkinci en sık otozomal mozaizm olarak gelmiştir. Bu çalışmada spontan gebelik grubu ile infertilite grubu arasında sitogenetik anormallik bakımından anlamlı bir fark elde edilmemiş. Benzer şekilde in vivo ve invitro fertilizasyon grupları arasında da anlamlı bir sitogenetik anormallik fark bulunmamış. Ayrıca tüm gruplarda ve infertilite sub gruplarında sitogenetik anormallik tiplerinde de anlamlı bir farklılık yokmuş. Bu nedenle infertilite

tedavisi ile oluşan gebeliklerde sitogenetik olarak anormal fetus taşıma riskinde artış olmadığı sonucuna varılmıştır.

YÜT’nin doğum defektleri açısından güvenilir olduğunu gösteren çalışmalar olmasına karşın buna zıt sonuçlar elde etmiş çalışmalar da vardır. Örneğin yakın zamanda Reefhuis ve ark2 yaptığı çalışmada YÜT ile oluşan gebeliklerde yarık damak, özefajial veya anal atrezi, septalı kalp defektlerinin daha fazla görüldüğü bulunmuştur. Bazı araştırmacılar da IVF de kullanılan ovaryan situmulasyon rejiminin erken embriyo anöploidi ve embriyonel mosaizm insidansını artırdığını ileri sürmüşlerdir. Ancak bu çalışmalar preimplantasyon genetik taramadaki limitasyonlar nedeni ile net olarak yorumlanamamıştır. Yakın zamanda yapılan spontan gebelikler ve infertilite tedavisi ile oluşan gebeliklerde CVS alınarak mosaizmi

karşılaştıran çalışmada her iki grupta mosaizm açısından anlamlı bir görülmemiştir3. Farklı bir yaklaşımla bazı araştırmacılar da intrasitoplazmik sperm injeksiyonu ile IVF gebeliklerinde gerçekleşen abortusları incelemişler ve genel olarak kromozomal anomali riskinin arttığını bulmuşlardır4,5. Ancak hiç bir çalışmada tek başına IVF yapılan kadınlarla spontan gebelikler arasında anlamlı bir risk farklılığı elde edilememiştir6,7. Hansen ve ark.8 yaptığı çalışmada YÜT ile gebe kalan kadınlarda spontan gebelik grubuna göre artmış kromozomal anomali riski olduğunu bulmuşlardır. Ancak bu çalışmada YÜT grubunun ortalama yaşı diğer gruptan anlamlı bir şekilde yüksek imiş. Bizim çalışmamızda spontan gebelik grubu ile infertil grup arasında ve ayrıca infertil grubun kendi arasında (in vivo-in vitro) sitogenetik anormallik açısından anlamlı bir fark elde edilmemiştir. Ancak bu çalışmada infertilite grubunun sayısının az olması nedeni ile sonuçların tüm ülkeye genellenmesi doğru olmayabilir. Tüm bu

limitasyonlara rağmen infertilite tedavisi ile gebe kalan kadınlarda sitogenetik anormallik riskinin artmadığı söylenebilir. Sonuç olarak YÜT kullanımı hızla artmakla beraber infertilite tedavisinin sonuçları ve infertil çift üzerindeki riskleri çok iyi anlaşılmalıdır.

KAYNAKLAR

1. Olson CK, Keppler-Noreuil KM, Romitti PA, Budelier WT, Ryan G, Sparks AE, et al. In vitro fertilization is associated with an increase in major birth defects. Fertil Steril 2005;84:1308–15.

2. Reefhuis J, Honein MA, Schieve LA, Correa A, Hobbs CA, Rasmussen SA. Assisted reproductive technology and major structural birth defects in the United States. Hum Reprod 2009;24:360–6.

(3)

3. Huang A, Adusumalli J, Patel S, Liem J, Williams III J, Pisarska MD. Prevalence of chromosomal mosaicism in pregnancies from couples with infertility. Fertil Steril 2009;91:2355–60.

4. Lathi RB, Milki AA. Rate of aneuploidy in miscarriages following in vitro fertilization and intracytoplasmic sperm injection. Fertil Steril 2004;81:1270–2.

5. Retzloff MG, Hornstein MD. Is intracytoplasmic sperm injection safe? Fertil Steril 2003;80:851–9.

6. Martinez MC, Mendez C, Ferro J, Nicolas M, Serra V, Landeras J. Cytogenetic analysis of early nonviable pregnancies after assisted reproduction treatment.

Fertil Steril 2010;93:289–92.

7. Bettio D, Venci A, Levi Setti PE. Chromosomal abnormalities in miscarriages after different assisted reproduction procedures. Placenta 2008;29(Suppl 8).

8. Hansen M, Kurinczuk JJ, Bower C,Webb S. The risk of major birth defects after intracytoplasmic sperm injection and in vitro fertilization. N Engl J Med 2002;346:725–30.

Referanslar

Benzer Belgeler

Gebelikten Önce Anne Adaylarına Önerilecek Tıbbi Yaklaşım... Gebe

bebeğin ağzını iyice açmasını sağlamak için meme ucunu bebeğin dudaklarına sürerek arama refleksini harekete geçirmeli,.  Bebek ağzını açınca sadece meme ucunu

Ayrıca, konstipasyonu olan kadınlarda daha az uyarılma skorları, nefes alma ile ilgili şikâyetleri olanlarda daha az istek, lub- rikasyon, orgazm ve ağrı skorları,

Biz bu olgu sunumunda; MRI çekimi sırasında, medi- astendeki kitlenin ana damarlar, trakea ve ana bronş- lara basısı nedeniyle VCSS ve basıya bağlı solunum yetmezliği gelişen

Odun yarıcısı da tekrar etek öp­ tükten sonra atına binip, evine gelirken gene yolunun üzerine çıkan fakirler ken­ disinden para istemişler.. Odun yarıcısı

gebelik hafta- sında olmakla beraber, birinci hastada multipl derin venöz tromboz nedeniyle heparin kullanıl- mış ve buna bağlı olarak trombositopeni gelişi- minden sonra

[r]

Finally, this study showed that the usefulness of statistical process control techniques, such as mean and range control charts, process capability indexes and multidimensional