• Sonuç bulunamadı

Başlık: C. J. Ratté, Lydian Architecture: Ashlar Masonry Structures at Sardis, Archaeological Exploration of Sardis, Report 5, Cambridge, MA: Harvard University Press, 2011. Yazar(lar):YEGÜL, FikretSayı: 38 Sayfa: 183-189 DOI: 10.1501/Andl_0000000399 Yayı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: C. J. Ratté, Lydian Architecture: Ashlar Masonry Structures at Sardis, Archaeological Exploration of Sardis, Report 5, Cambridge, MA: Harvard University Press, 2011. Yazar(lar):YEGÜL, FikretSayı: 38 Sayfa: 183-189 DOI: 10.1501/Andl_0000000399 Yayı"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Lidya Mimarisi: Sardes’te Kesme Taû Yapılar

Fikret K. Yegül C. J. Ratté, Lydian Architecture: Ashlar Masonry Structures at Sardis, Archaeological Exploration of Sardis, Report 5, Cambridge, MA: Harvard University Press, 2011. Sah. xvii 292. ISBN: 9780674060609.

Christopher Ratté - Lydian Architecture: Ashlar Masonry Structures at Sardis (‘Lidya Mimarisi: Sardes’te Kesme Taû Yapılar’) adlı kitabı, Klasik Dönem Yunanistan’dan Yakın Doøu Demir Çaøı’na uzanan gele-nek ve göregele-nekleri çerçeveleyen, Anadolu kesme taû mimarisinin tarihine ve tekno-lojisine ıûık tutan özel, önemli ve deøerli bir yayındır. Özeldir çünkü Lidya Mimari-si üzerine fazla sayıda kitap yoktur; önemlidir çünkü kitap yazacak kadar çok sayıda Lidya mimarisi yoktur. Kitaplar arasında sayabileceøimiz bir Andrew Ra-mage’ın Lydian Houses (Archaeological Exploration of Sardis, Monograph 5, Cambridge, MA, 1978), bir de Barbara McLaughlin’in doktora tezi olan ‘Lydian Graves and Burial Customs’ (University of California, Berkeley, 1981) vardır. Bil-diøimiz mimari eserlerin tümü 19’u geç-miyor. Sardes çevresinde ve Bin Tepe Mezarlıøı’nda 15 tümülüs mezar odası, Sardes Akropolü’nün kuzey yamaçlarında iki görkemli teras yapısı ve kentin Lidya devri surlarından iki adet duvar parçası bulunmaktadır.

Kitabın baûlıøından da anlaûılacaøı gibi amaç Sardes Kazılarında 1909 yılın-dan beri ortaya çıkarılan “birbirine uyum-lu ve iliûkili tek bir yapı grubunu, kesme taû yapılarını” araûtırmaktır (xvii). Elimiz-deki eserlerin içinde, Pers Dönemi’nden kalan Piramid Mezarın mezar odasının

birkaç parça orthostatı dıûında, münferit olarak tasarlanan tek bir duvar yoktur. Bildiøimiz bütün Lidya duvarları ya bir toprak kütlesinin içine yerleûtirilmiûlerdir (tümülüs mezar odaları) ya da bir tepenin önünde, arkası taû ve toprak dolgulu, tek cepheli olarak örülmüûlerdir (istinat du-varları). Kitabın mimari çizimlerinden kimisinin erken eskizlerini de hazırlayan yazar, 1980 yılından beri Sardes Kazıla-rında ve kitapta konu olan birçok yapının ortaya çıkarılmasında çalıûmıûtır.

Kitap aûaøı yukarı iki eûit kısımdan oluûuyor; beû bölümde eserler betimleni-yor ve incelenibetimleni-yor, bunu eserlerin katalo-øu izliyor; ayrıca M. Ramage ve R. Tykot tarafından hazırlanan yapı taûları ve taû ocaklarının jeolojik analizini içeren bir ek veriliyor. Birinci bölüm mezarlar ve kamu yapıları olarak ayrılan mimarinin genel ta-nıtımını kapsıyor. Yaygın kullanılan kireç taûı, kum taûı, mermer gibi yapı malzeme-lerini inceleyen ikinci bölümü yapı teknik-leri ve iûçilik konusu izliyor. Kitabın bu en uzun bölümü Lidya kesme taû iûçiliøi-ni, yapı stillerini ve metotlarını detaylı bir biçimde anlatıyor. Dördüncü bölüm Lid-ya taû geleneøinin kısa olarak deøerlendi-rilmesi ve tarihlendirilebilmesi için eli-mizde olan arkeolojik ve mimari verilerin gözden geçirilmesine ayrılmıû. Son bölüm de Sardes’te gördüøümüz Lidya kesme taû sanat ve teknolojisinin kökenlerini ve

(2)

ge-liûimini araûtırıyor. Ayrıca eski Mısır’dan ùran’a kadar uzanan geniû bölgesel ve ta-rihsel bütünü içerisindeki yerini tartıûıyor.

Özgün ve güvenilebilir yöntemlerle tanımlanabilen ve tarihlendirilebilen tek eser (MÖ 610-560) Bin Tepe tümülüsle-rinin en büyük ve önemlisi Kral Alyat-tes’in tümülüsüdür (Herodot 1.93). ùz-mir’de Almanya konsolosu L. P. Spi-egelthal tarafından 1853’de bulunan me-zar odasının duvarları, düzgün yüzlü mermer bloklarla kaplanmıûtır (Lidya mimarisinde mermer kullanımının tek ör-neøi); tavanı 10-16 ton aøırlıkta kireç taûı kiriûlerle taûınmaktadır. ùkinci büyüklük-teki Karnıyarık Tepe’nin, 1963-1966 ve 1992 yıllarında yapılan kazı ve araûtırma-ları sonucu o zaman Sardes Kazıaraûtırma-ları baû-kanı olan George M.A. Hanfmann tara-fından, Mermnad Hanedanı’nın ilk kralı Gyges’in (MÖ 680-660) tümülüsü olduøu öne sürülmesi ile arkeolojik çevrelerde oldukça ilgi gördü. Mezar odasını gele-neksel ve elektronik yöntemlerle bulma çabası baûarılı olmadı. Aynı baûarısızlıøın belki mezar hırsızlarına da nasip olduøu düûüncesi ve mezar odasının hırsızlar ta-rafından girilmemiû tek tümülüs olma olasılıøı, eserin mimari deøeri dıûında Lid-ya ve Doøu Yunan sanat ve uygarlıøı açı-sından da önemini artırıyor. Ratté’ye göre, tümülüsün Gyges’le tanımlanması daire ûeklindeki krepis duvarında yazılı harflerin “zorlanarak” Gyges’in Asur metinlerin-deki ûekli olan ‘Gu-Gu’ olarak okunma-sından gelmektedir. Her birinde 12 ‘iûaret’ bulunan ve iki grup halinde toplam 24 defa görülen bu monogramlar duvarın deøiûik yerlerinde aynı anda çalıûan iûçi gruplarının iûaretleri olarak da

yorumla-nabilir1. Doksan metresi izlenen krepis duvarı üç sıra yüksekliøinde ve en üst sı-rası ‘yastık’ biçimli, yarı yuvarlak bir profil ile bitmektedir. Taûların ortası sivri uçlu murçla iûlenmiû, etrafı ince diûli tarakla çerçevelenmiû, derzleri de tek taraflı eøimli (ûevli) olarak yapılmıûtır (Res. 1). Seramik buluntularına dayanarak, Ratté, duvarın, dolayısıyla mezarın MÖ 6. yüzyı-lın ortalarından daha erkene tarihleneme-yeceøini, böylelikle tümülüsün Kral Gy-ges’e ait olamayacaøını (Gyges’den aûaøı yukarı bir asır daha geç) ve mezarın MÖ 547’de gerçekleûen Pers istilasından he-men sonra bir Lidya soylusu için yapılmıû olabileceøini savunuyor2. Kuvvetli arkeo-lojik delillere dayanan bu tarih düzeltmesi yerinde ve uygun görünüyor. Yine de o devrin ùyonyalı ûairi Hipponax’ın bir ûii-rinde, tümülüsü özgün topoørafik verilere dayanarak, özellikle iyi bilinen Alyattes tümülüsünün konumuna göre Gyges tü-mülüsü olarak tanımlamasına çekimser bakmak biraz zor (Hipponax F42).3 Bu durumda bu satırlar yazılırken bu önemli tümülüste yeni çalıûmaların baûlamasını ilgi ile karûılıyoruz.

ùncelemesini yapı teknolojisi üze-rinde yoøunlaûtıran Ratté, Lidya kesme taû iûçiliøini içeren bir dizi teknik özellik-

1 G. M. A. Hanfmann, “The Seventh Campaign at Sardis, 1964,” BASOR 177, 1965, 27-34; J. G. Ped-ley, Sardis in the Age of Croesus (1968) 63-68.

2 C. Ratté, “Not the Tomb of Gygey,” JHS 114, 1994, 157-161.

3 Alıntıda Hipponax’ın Sardes’ten geçerek batıya doø-ru bir yolculuøunu izliyodoø-ruz: “…Smyrna’ya doødoø-ru … göbeøin batan güneûe dönük … Lidya ülkesi içinden, Attales’in [Alyattes] mezarını geç (sonra) Gyges’in mezarı, Mytalis kralı Tos’un stelesi ve anıtı …” Degani, Hipponactis testimonia et fragmenta (1983), no. 7. J. G. Pedley, “Ancient Literary Sources on Sardis”, Archaeological Exploration of Sardis, Monograph

(3)

ler tanımlıyor. Yaygın olarak, taû blokların ortası düz kalem (keski) veya kalın diûli tarakla iûlenmiû, etrafı düz, ince taraklı bir bant ile çerçevelenmiû, hafif kabartmalı çerçeveler halindedir. Bu rustik stil olası-lıkla belli bir estetik görüûü yansıtıyor. Yine yaygın olarak taûları bitiûtiren derzle-rin bazı kısımları “koruyucu bordür” ola-rak kaba ve çıkıntılı bıola-rakılmıû. Yunan anathyrosis detayını andıran taûın iç yüze-yinde düz bandlar yapılmıû fakat gerçek anathyrosis mantıøının aksine, orta kısmın gömülmemesi Lidya’ya has ilginç bir uy-gulama olabilir. Yatay derzlerin eøimli (ûevli) olması, gölge çizgileri yaratarak gö-ze hitap eden bir detay olmaktan çok, ke-narların nakil ve yapım sırasında kırılma-masını saølayan fonksiyonel bir uygulama olarak düûünülebilir. Fakat böyle ritmik gölgeler yaratan bir detayın, yapısal gaye-ler düûünügaye-lerek yaratılmıû olsa bile, gene de göz zevkine hitap ettiøi için beøenil-mesi ve yaygınlaûması akla yakındır. Sanat ve mimari uygulamalarının ardında çoøu zaman birbiriyle içleûen ve birbirlerini pe-kiûtiren çok-nedenli gayeler yatar. Bu de-tayların yakından incelenmesi, özellikle bina bloklarının birbiri ile uyumlu çalıûan iûçi timleri tarafından ûekillendirilmesi, birleûtirilmesi ve yerine yerleûtirilmesi, Ratté’ye yapı uygulaması konusunda fay-dalı görüûler kazandırıyor. Böyle teknik bir inceleme aynı zamanda genel tarihle-me çalıûmaları için de faydalı olabiliyor. Bu konuda yazar, doøru olarak, dikkatli olmayı öneriyor. Bazı yapı detayları, ör-neøin salt kırlangıç kuyruøu kenetler (kır-langıç ve düz kenet birleûimi yerine) veya kalın diûli tarak (keski veya ince diûli tarak yerine) kullanılması, daha geç ortaya çıkan detaylar olsa bile (MÖ 6. asrın sonları

ve-ya ortaları), bazı örneklerde bu erken ve geç teknolojilerin aynı zamanda kullanıl-dıøını görüyoruz. Yani, teknik geliûim beklediøimiz gibi basit, düz bir çizgi izle-miyor4.

Lidya Krallıøı’nın Geç Bronz Dev-ri’ne kadar uzanan tarihi düûünülürse, mimarisini deøerlendirmek için elimizde olan yapıların ne kadar geç bir döneme ait oldukları ûaûırtıcıdır5. Bildiøimiz en eski eserlerden olan Alyattes mezar odası veya sur duvarlarından bazı kısımlar bile Sar-des’in Pers idaresine girmesinden ancak bir iki nesil öncesine aittir. Lidya mimari-sinin en çarpıcı örnekleri arasında Akro-polün kuzeye bakan yamaçları üzerinde, ovaya ve kente bir kartal yuvasından ba-kar gibi iki görkemli terası taûıyan devasa duvarlar ve merdivenler vardır (‘AcN’ ve ‘Byz Fort’) (Res. 2). Bu teraslarda taûıyıcı kesme taû duvarın dıû yüzü kireç taûı veya kum taûı ile örülüdür; Byz Fort terasında bu kesme taû duvar daha kaba yapılmıû, iri dere taûları ve toprak bir duvarın önündedir (Res. 3). úu anda kazılmakta olan bir üçüncü teras (‘Field 49’) çeûitli geç devirlere ait yerleûim birimleri dıûın-da, ovaya bakan kuzey yüzünde devasa dere taûlarından örülmüû, Ratté’nin “mega-lithic rubble stone” (megalitik dere taûı yapı stili) yapısı olarak tanımladıøı Lidya mi-marisinin (her ne kadar “kesme taû” kate-gorisinin dıûında ise de) deøiûik ve ilginç bir yapı örneøini sergilemektedir (Res. 4). 

4 Eski çaø taû iûçiliøinde deøiûik aletlerle taû yüzeyin iûlenme teknikleri için bkz.: O. Bingöl, Arkeolojik

Mimari’de Taû, ùstanbul (2004) 113-115; O. Bingöl, Bu Koca Taûları Nasıl ùûlediler, Nasıl Kaldırdılar, Ankara

(2012) 134-137.

5 Lidya devletinin kısa tarihçesi için bkz.: J. G. Pedley,

Sardis in the Age of Croesus (1968); G. M. A. Hanf-mann, Sardis from Prehistoric to Roman Times (1983) 53-99.

(4)

George Hanfmann’ın yıllar önce Vitru-vius ve Plinius’u izleyerek öne sürdüøü gibi bu teraslardan birinin Kroisos’un sa-rayını taûıyacaøını kayıtsız kabullenmek yersiz olabilir; fakat bu çekimserliøin ne-deni yazarın öne sürdüøü gibi terasın üs-tünde Lidya Devri’ne tarihlenebilen anıt-sal, özgün bir yapıyı gösteren delil olma-ması deøildir (elbette böyle bir yapı var olmuû olsa bile bugüne eriûmeyecektir); üstelik böyle mega-yapı saray tipi zaten Anadolu’nun Hititlerden Topkapı’ya uza-nan saray geleneøinin dıûındadır6

. Ratté’nin da kabul ettiøi gibi, Kroisos Sa-rayı olmasa bile, bu kente hakim havadar terasların üzerinde birçok pavyon, avlu ve bahçeyi birleûtiren özel veya kamuya ait binalar, soylu evleri, villaları, bahçeleri ve hatta ‘saray’ düûünebiliriz.

Ekteki kısıtlı örneklere dayanarak mimari tipler yaratmaya kafa yormak ye-rine teknik detaylar ve salt yapı metotları üzerinde odaklanan böyle bir çalıûmanın bile sonunda bazı genel ve sentetik soru-lar sormak zorunda kalınması normaldir. Lidya mimarisi ve teknolojisi açısından — hatta bu mimarinin bir parçası olduøu Anadolu Demir Çaø dünyasının mimari bütünlüøü içinde—bütün bu yapı detayla-rının anlamı, rolü ve önemi nedir? Kita-bın son bölümü, bu cevabı zor sorulara eøiliyor. Konuyu iûleyen zengin kaynakla-

6 Vitruvius’a (De arch. 2.8.9-10) ve Pliny’e (N.H. 35.172) göre Kroisos’un sarayı kerpiç tuøla ile inûa edilmiûti ve sonradan “yaûlıların toplandıøı bir mekân”, yani gerousia’ya çevrilmiûti. G. M. A. Hanf-mann, “On the Palace of Croesus,” içinde: U. Huckmann ve A. Krug (ed.), Festschrift für Frank

Brommer(1977) 145-154; G. M. A. Hanfmann, “The Third Campaign at Sardis, 1960,” BASOR 162, 1961, 37-39; G. M. A. Hanfmann, Sardis from

Prehis-toric to Roman Times (1983) 115; J. G. Pedley, “Anci-ent Literary Sources on Sardis”, Archaeological

Explo-ration of Sardis, Monograph 2 (1972) no. 290.

ra ve görüûlere hakim Ratté, Lidya mima-risinin özüne ve geliûmesine etkisi olabi-lecek geniû ve birbirinin içine girmiû çeûit-li taû geleneklerini masaya yatırıyor. Uzak-tan ve yakından her geliûme – Demir Çaø Frig tümülüslerinden ve Kıbrıs oda-mezarlarından, Asur’un dev surlarına ve Khorsabat’ın platform teraslarına; Suriye-Filistin’in saray ve tapınaklarından Ugarit’e ve oradan Anadolu’nun öz Urar-tu ve Neo-Hitit taû anıtlarına – her görüû eûit, dengeli, rasyonel, bilgili ve her ûeyin üstünde, temkinli ve dikkatli deøerlen-dirmelerden geçiriliyor. Her ne kadar Sardes’in Lidya kültüründe Yakın Doøu uygarlıklarının önemli etkisi kabul edilse de bu geniû olasılıklar pazarından, Ratté Doøu Yunanistan’ı; Sardes ile yakın tarihi, kültürel ve politik iliûkilerinin yoøunlaûtıøı Arkaik Ephesos’u ve onun Sardes ile pa-ralellik gösteren megalitik taû iûçiliøini özel olarak seçip ayırıyor. Gene de bazı sorular ortada kalıyor: Yakın Doøu’dan Yunanistan’a aktarılan bilgi ve teknoloji selinde, Sardes jeo-politik konumu dola-yısıyla özel bir yer iûgal ediyor muydu? Doøu gelenekleri ve bilgisi Sardes’e direkt olarak mı yoksa Yunanistan üzerinden mi geldi? Daha önemlisi, bu gelenekler dı-ûında, kendine özgü ve belirgin bir Lidya kesme taû stili olduøunu söyleyebilir mi-yiz? Bu soruların belli ve kolay cevapları bulunamayabilir, belki bulunmamalıdır da. Birbirini yansıtan, birbirini kesen bu karmaûık ve çoøunlukla Doøu kökenli taû geleneøinin Pers istilası altında yaûayan Lidya’da deøiûiklikler geçirerek, tekrar ùran’a ve Doøu’ya ihracı ile daha da karı-ûan bu çok kültürlü tabloyu Ratté kendine özgü ketum ifadesi ile “varied and complex” diye özetliyor. Fakat sonra anıtsal kesme

(5)

taû mimarisinin Lidya’dan Babil’e her uy-garlık için “krallık (ve kuvvet) kuruluûla-rını desteklemek ve onlara hukuki bir te-mel yaratmak” gibi sembolik bir güç ve iûlevi olduøunu sezerek bu karıûık duru-ma bilimsel ve birleûtirici ve bir yerde sentetik bir düzen getirmeye çalıûıyor (60).

Eski Çaø taû mimarisine tek ve öz bir köken, geniû ve birleûtirici bir çözüm bulmak gerçekçi olmayabilir. Yine de açık çözümleri, geniû görüûleri ve bilimsel sen-tezleri üretmedeki çekimserliøimiz – Hanfmann ve Akurgal neslinin çok rahat ve baûarı ile yaptıkları ûeyler – bizim nes-limizin daireyi kapama çekincesi, bir yere baølanma isteksizliøi, yanlıû yapma korku-su ve bu bakımdan ucu açık çözümleri yeølemesi, bir bilim adamının (baûka bir konu üzerine) dediøi gibi, çoøumuzun bir fısıltı kültü’ne (“cult of the whisper”) olan baølılıøından olabilir.7 Umarım ki Lidya Sardes’ten yakın gelecekte beklediøimiz buluntu ve geliûmeler bizlere daha belirli ve duyulur bir sesle konuûma olasılıøı ve cesareti versin. O zaman bu konuda en bilgili ve duyulur sesin Ratté’den gelece-øinden eminim.

Prof. Dr. Fikret K. Yegül

University of California, Santa Barbara e-mail: fyegul@gmail.com



7 R. P. Harrison, “The Book from which Our Litera-ture Springs”, The New York Review of Books 59.2, 2012, 41.

Resim Listesi

Resim 1. Karnıyarık Tepe krepis duvarı

yapı tekniøi, izometrik görünüm (Ratté 2012, fig. 45: Sardes Arc-haeological Expedition).

Resim 2. Acropolis Kuzey teras duvarı ve

merdivenleri, restorasyonu (Ratté 2012, fig. 165: Sardis Archaeological Expedition).

Resim 3. Byz Fort, Lidya terası

kuzey-güney kesiti (Ratté 2012, fig. 179: Sardis Archaeological Expedition).

Resim 4. “Field 49” kuzey yamacı Lidya

istinad duvarı (“megalitik dere taûı” yapısı) (Yegül: Sardis Arc-haeological Expedition).

(6)

Resim 1

(7)

Referanslar

Benzer Belgeler

Efficient, Simple and Inexpensive Program for Prevention of Very Early Prematurity Erich SALING, Monika SCHREIBER Institute of Perinatal Medicine, Berlin, Germany.. nfants who are

grammatical quality and overall quality. Sometimes the topics may not be interesting for learners. Some of them may not be very good at using grammatical structures in

Sardes Artemis tapmağı aşağıda kısa- ca sözünü edeceğim hususlar ile, ante (13) süsleri; Priene, Athena, Polias ve Mavsele- oum, sütun kaideler;i Efes Artemis, Mag nesia

Classification of the celiac axis stenosis owing to median arcuate ligament compression, based on severity of the stenosis with subsequent proposals for management during

雙和醫院產後護理之家,首位坐月子產婦歡迎度滿月 雙和醫院為滿足更多婦女朋友的需求,在第二醫療大樓特別規劃產後護理之家,8 月

Ala ve Bakıcı 3/1 S dimi örgü raporundaki kumaşlarda atkı ipliği sıklığı ve numarasının iplik kıvrımına etkisini incelemişlerdir. Denemeler hem ham hem de

fungus hücrelerinin simazinin biyodönüşümünde MnP enzim aktivitelerinin değişimi Şekil (6.11), PAAm/kaolin 4 kompozit malzemesine immobilize edilen hücrelerle simazinin

面對骨質疏鬆症最好的對策便是提早預防其發生,人體在 35 歲以後,每年骨質平均減少約 1 ﹪,因此,最好在 25