• Sonuç bulunamadı

Osmanlı İmparatorluğunun borçları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Osmanlı İmparatorluğunun borçları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

f

I T A R İ H İ

B A H İ S L E R |

I

t

OsmanlI İmparatorluğunun borçları

Osmanlı imparaotrluğunda de­

vamlı malî buhranlar , görülmüş sikke ayarının bozulması huzur­ suzluklar yaratmış, malî buhran­ lara düşüldükçe zenginlerin, vezir- , lerin hamiyetlerine müracaat edıl- j mek usullerine -baş vurulmuştu.

Tanzimat fermanının ilânından

j

ve garplılaşma hareketlerinden son ra bu istikrazlar Beyoğlu sarrafla­ rından yapılır olmuş, sonra kaime­ ler çıkarılmış ve bu kâğıt paralar­ la malî sıkıntılar önlenmeğe çalı­ şılmıştı. Bilhassa Kırım harbi bü­ yük bir malî buhrana sebep ol­ muş ve haricî istikrazlar da bun­ dan sonra başlamıştı.

Abdülmecid devrinde hükümet

Fransadan bir istikraz yapmak te­ şebbüsüne girişmiş, Hariciye Na­ zın Fuat Efendi bu mevzuda Fran­ sız sefirile mutabık kalmıştı. İs­ tikraz akdedilmek üzere iken o gün kü iktidara muhalif olan Fethi Pa­ şa Abdülmecide gidip (Pederiniz iki defa Rusyalı ile muharebe etti bu kadar seferler asırdı, nice gai­ leler geçirdi, hariçten bir para is­ tikraz etmedi, zamanı hümayunu­ nuz âsayiş ile geçmiş olduğu halde istikraza âlem ne der) demiş (1). Abdülmecit bunun üzerine yapıl­ mak istenilen istikraza muhalif ol­ muş ve kendisini iknaa çalışan Ha riciye Nazırına (Ben bu devleti se­ lefimden nasıl buldum ise halefi­ me öyle terk edeceğim eğer bu is- ! tikraz bozulmaz ise saltanattan îs- ! tifa ederim) diye sert ve kati bir 1 emir vermişti.

Abdülâziz hükümdar olduğu sı­ rada devletin mal! vaziyeti pek b o ­ zulmuş bir hâlde bulunuyordu. Çı­ karılan kaimeler itibardan düş­ müş, fırınlar, bakkallar kaime ile yiyecek vermemeye başlamışlardı. Sadrâzam Fuad Paşa hazîneyi bu halden kurtarmak için bir çok ted­ birler almak istemiş, herkesin e - lindeki altın ve gümüş evaniyi top­ lamak ve bu madenlerle yapılmış eşya kullandırmamak için fetva çıkartmış, hükümdarın buna karşı olan itirazlarım da sert bir lisanla karşılamıştı. Ayni yıl İngiltereden bir büyük istikraz yapılmış (ve devlet biraz nefes almıştı. Kaime­ nin ref ve ilgasına da karar veril­ mişti.) (2).

Osmanlı imparatorluğu ilk

istik-r

L

YAZAN

razlardan sonra kendini bu yoldan kurtaramamış, yegâne malî kurtu­ luş çaresi sayılan istikrazlar k ö­ tü şartlarla birbirini takip edip durmuştu.

Zamanla bu borçlar ve ağır fa­ izleri bütçeye öyle bir yük teşkil etmeğe başlamıştı ki, bir gün hü­

kümet bunları ödemekten sarfı­

nazar etmek kararını almış ve bu suretle malımız itibarını ortadan kaldırmıştı. Bir yabancı mütehas­ sıs bu hususa şöyle temas etmek­ tedir. (Türkiyenin 1874-75 senesi bütçesinde yirmi beş milyon O s- manlı lirası varidat gösterilmiştir. Bu mevhum bir adettir. Zira haki­ katte varidatın miktarı on yedi mil­ yon liraya baliğ olmaktadır. Hal­ buki bunlardan devletin hariçteki borçları için senede on üç milyon lira ayırmak lâzım geliyordu. Bu suretle hükümeti idare ve sair dev­ let ihtiyaçları için ancak dört m il­ yon Hra kalıyordu. Bu kadar para ile ne ordu beslemek ne de mem­ leket idare etmek mümkün olma­ dığından hükümet borçlarını öde­ mekten vazgeçmişti.) (3).

Osmanlı imparatorluğu, suiniyet

sahibi komisyonculardan fena

şartlarla istikrazlar yapmıştı. Bu istikrazların tutarı 1854 den 1872 yılm a kadar beş milyar üç yüz milyon franktı. Devlet »ü zeri­

ne borç olarak yükletilen pa­

radan iki milyar üç yüz milyon frank daha az para almıştı. Bu su­ retle iki buçuk milyar frank dev­ let hâzinesine girmemiş bulunuyor­ du. Ve' daha sonra Türkiye tedi- yatmı tatil ettiği zaman bütün A v - rupada gürültü ve hiddet edil­ mişti. Fakat itiraf edilmiyor ki Türkiyenin müşkil vaziyetlerinden

onun memurlarının düşüncesizlik ve tecrübesizliklerinden istifade e - den Avrupa maliyecileri aç göz­ lülükte her türlü hududu aşarak devleti malî buhrana duçar etmiş­ lerdi (4).

1879 yılında Osmanlı Bamrasile ve Galata bankerlerile bir iti lâf- name imzalanmıştı. Buna göre dev let varidatı dainlerin idaresine tes­ lim ediliyordu. Bu suretle Osmanh imparatorluğunun istiklâli tehlike­ ye düşürülmüştü.

Osmanlı İmparatorluğu bu teh­ likeli hallerden sonra 1881 yılında

(Muharrem fermam) diye anılan

bir ferman yayınlamıştı. Bu fer­ manda eski borçların tamamen tes­ viye edileceği bildiriliyordu. Haki­ katen bu tarihten sonra ödemelere başlanmış ve devlet altı istikrazın karşılığı olarak iki yüz 1 ırk 1 eş milyon franktan ziyade nara Öde­ mişti. Bu suretle devletin b oıçla n iki milyar franktan daha az bir paraya münhasır kalmıştı.

Son fermanla memlekette, devıete bağlı bulunmıyan fakat devlet va­ ridat menbalarının en mühim kıs­ mını eline alarak onu kendisine tâbi kılan (Düyunu Umumiye mti- essesesi) ortaya çıkmıştı. Osmanlı imparatorluğunun mali istiklâlini felce uğratan bu müesseseden baş­ ka devlet diğer bir talihsizliğe de uğramış, Berlin muahedenamesinde imparatorluk borçlarına, Balkan devletlerinin de bir nispet dahilin­ de katılacakları zikredilmiş olma­ sına rağmen AvrupalI büyük dev ­ letlerin (Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağı) himayeleri yüzünden bu hüküm tahakkuk e - dememişti.

Bu borçların tesviyesine Kıbrıs

adası da dahildi. Fakat İngiltere Kıbrısı ilhak ettikten sonra bu a - I dadaki varidat fazlasının Türkiyeye gönderilmesine müsaade etm iye- rek onlara kendi verdiği borçlara mahsuben el koymuştu.

1903 de Osmanlı imparatorluğu bir malî ıslahat teşebbüsünde b u - : lunmuştu. Bu ıslahata göre D ü ­ yunu umumiye idaresinde toplanan bütün varidattan borçların faizi ve sermayelerinin tediyesine sarf e - | dilmek üzere muayyen bir meblâğ ; tahsis olunacak ve bu meblâğdan ) başka zuhur' edecek fazlanın yüz­ de yetmiş beşi devlete, yüzde yirmi beşi gene borçların tediyesine sarf edilmek üzere Düyunu um um iye- ye bırakılacaktı.

ikinci Meşrutiyet ilânından son­ ra da istikrazlar devam etmiş Mah mut Şevket Paşa sadaretinde Mali­ yeci Cavid Bey Parise gönderile­ rek Fransızlardan çok ağır şartlar karsıbö'nrin —" ’’ im bir istikrazda bulunmuştu (5).

Bütün bu borçların ödenememesi üzerine tedive müddetlerinin uza­ tılması cihetine gidilmiş, O snanlı imparatorluğu bu malî buhranlar içinde inkıraz etmiş. Düyunu U - mumiyenin tesviyesi işini Cumhu­ riyet devri başarmıştı.

(X), (2) Cevdet Paşa, Tezakir. (3) A. Heidliorn, Türkiye mâli­

yesi. *

(4) Parodi, Türkiyenin can

daman, Devleti Osmaniyenin borç­ ları ve ıslahı.

(5) Cemal Paşa hatıratında bu ağır şartları zikretmektedir.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hasan Koyuncu 2 , Ece Akar 3 , Nejat Akar 3 , Erol Ömer Atalay 1 1 Pamukkale University Medical Faculty Department of. Biophysics,

Her iskele ve çevresi bir yaşam biçimi sunar: Vapur Karaköy’e yanaşınca, az önce keyifle çay içip, gazete okuyan vapur halkı bir an önce iş yerlerine

Ancak hünkârın bu ihtarına rağmen bu huylarını bir türlü elden bıraka­ mayan KARAGÖZ ile HACİVAT yi­ ne karşılıklı konuşmalarıyla işin ak­ samasına

Berin Hanım Nadir Nadi ile 1944’te evlen­ diği zaman, Cumhuriyet Türkiye’nin en büyük en başarılı en varlıklı gazetesiydi ve belki de sevdalandığı adam ile evlenen

The author claims that Turkey and international refugee supporters prefer Syrian refugees’ legal protection, which causes Afghans to suffer massive violations of basic human

In this article, delinquent and non-delinquent schizophrenics are compared for demographic varibles (age, sex, marital status, education, occupational status etc.) and it was

Sözcük türü artikel olan ve trans özelliği Trans1 olan bir sözcük ile sözcük türü isim olan ve trans özelliği Trans2 olan bir sözcüğün Şekil 3.8 ’deki