• Sonuç bulunamadı

Martılarla yolculuk:Boğaziçi vapurları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Martılarla yolculuk:Boğaziçi vapurları"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Photos AYHAN TUNEL By GÜROL SÖZEN

IIIIM IIS

II llillli* * * "® ^ ^

(2)

Sular ve İstanbul söz konusu olunca, asla vazgeçeme­ yeceğimiz bir usta gezgin çıkar karşımıza: Ahmet Hain­ di Tanpınar... Tanpınar, İstanbul'da gündelik yaşamın izini sürer. Yıllık izin alan postacının, önce gezmeye kendi mahallesinden başlaması gibi düşer yollara... Ve ardından mırıldanmaya başlar: “Her Istanbullu’nun gün­ delik hayatında, bulunduğu yerden başka tarafı özleme­ si çok tabiidir.” Ama Tanpınar, bu sözünün peşine bir başka tanımlamayı da eklemeden içi rahat etmez: “On­ lar İstanbul’u iyi bir elmas yontucusunun eline geçmiş

W h e re water and Istanbul are concerned, the 20th-century

Turkish novelist Ahm et Hamdi Tanpinar is your best compan­ ion. He tells o f the postman who takes his annual leave and sets out to explore, beginning with his own neighbourhood, and declaring, 'In their daily lives everyone in Istanbul yearns for somewhere else.' Then Tanpinar cannot resist adding, 'They chiselled Istanbul like a precious stone in the hands o f a skilled gem cutter.'

This description fits Istanbul perfectly. So who were those people who chiselled Istanbul like a precious stone? The 16th

(3)

İstanbul'un güzellikleri ayrıntılarda saklıdır: Bazen gökyüzünde süzülen bir martı, bazen vapurda yanınıza bırakılan demli çay eşliğinde yenilen çıtır çıtır simittir, yeni başlayan güne sevinç katan. / Gulls wheeling in the sky or freshly brewed tea with a crisp simit are part of the joy of a voyage along the Bosphorus.

bir mücevher gibi işlediler.”

Evet, onlar İstanbul’u bir mücevher gibi işlediler. Kimdi onlar?.. Mimar Sinan, Matrakçı Nasuh, Bağdatlı Şah Ku­ lu, Mercan Usta, Veli Can, Nigârî, Şeyh Hamdullah, Ka- rahisari, Levni, Hafız Post, Itrî, Neyzen Tevfik ve daha niceleri...

İstanbul ayrıntılarda saklıdır. Sokak aralarında, sardunya açan saksılarda, erguvan, mimoza ve çiçeğine duran

century architect Sinan, the miniature painter Matrakçı Nasuh, Şah Kulu o f Baghdad, Mercan Usta, Veli Can, Nigârî, Şeyh Hamdullah, Karahisari, Levni, Hafız Post Itrî, Neyzen Tevfik and many many more artists, architects, poets and musicians. Istanbul is concealed in details. In backstreets, in pots o f gera­ niums, in Judas tree blossom, in mimosa and in magnolia flow­ ers. And w e should not forget the ancient plane trees. Then there are the details of the Bosphorus, which opens its arms

(4)

manolya ağaçlarında saklıdır. Yüzlerce yıla tanık­ lık eden çınar ağaçlarını da unutmayalım. Bir de her sevdaya kucak açan Boğaziçi’nin ayrıntılarını yazalım bir yere. Abartmamak gerek; İstanbul, çöplükte bile nergis çiçeğini açar, baharın koku­ sunu Boğaziçi’nde alır almaz.

Boğaziçi her kumaşa göre rengini de değiştirir. Kimi zaman al, kimi zaman yakamozlanan bir la­ civert, kimi- zaman gümüş, kimi zaman camgöbe- ğidir...

İster bir başınıza olun, isterse kalabalık. Nasıl olsa Kapalıçarşı ya da Mısırçarşısı’na uğramışsınızdır. O zaman Eminönü’nden kalkan bir vapura binin. Ama bir koşulla: Eminönü îskelesi’nin ve vapurla- nn salaş haline kızmaca yok. Nasıl olsa nergis çi­ çeği gibi açan güvercinler ve martılar var: Yeni Cami Hünkâr Mahfili’nden iskeleye ve Boğazi­ çi’ne kadar bizi izleyen güvercinler ve martılar... Ve pencere kenarında bir yer bulun kendinize. Yuvarlak tepsisinde al renge bürünmüş çayları

Tüm İstanbul’un doya doya seyredildiği kaptanköşkü, kaptanın evi sayılır; radarın hemen önündeki pencerelerde çiçek saksıları dizili (altta). Çift çapalı amblem, beyaz renkli vapur bacalarının yegâne sü­ sü (altta sağda). / The captain has an uninterrupted view of the Bosphorus from the bridge, which is like his second home with pots of flowers along the windowsills (below). The white funnels are deco­ rated with the double anchor emblem (below right).

to every shade o f love. It should not be exaggerated; narcissi bloom even on Istanbul’s rubbish heaps the moment the scent o f spring fills the air of the Bosphorus.

Th e Bosphorus is constantly changing colour, sometimes crimson, sometimes dark blue with sparkling phosphores­ cence, sometimes silver, sometimes turquoise... whether you are alone or with a crowd, when you next visit the Covered Bazaar or the Egyptian Bazaar, take one o f the Bosphorus fer­ ries that depart from Eminönü. But on one condition; you must not let the unkempt state of the quay and the femes disconcert you. The pigeons and gulls that resemble the nar-4 2

(5)

44

S K Y L IF E N İS A N A P R IL 2 0 0 3 büyük bir ustalıkla getiren çaycıyı kaçırmayın. Damağı­

nızda buruk bir tat kalsın, çayı höpletirken.

Sahi, yarılan dalgaların sesini duyuyor musunuz? Yoksa, ağır mı işitiyor kulaklarınız? Önemi yok. O size sesini ulaştıramıyorsa, siz ona yaklaşın.

Çayınızı içtiyseniz, koltuğun arkasındaki uzun tahta üzerine, renkli tabağı ile çay bardağını usulca bırakın: Parasını da tabağın kenarına koymayı unutmayın sakın. Nasıl olsa bir yere gidecek haliniz yok: Vapurun içinde­ siniz. Dalgınsanız, dertlenmeyin, hiçbir çaycı müşterisini kaçırmaz!..

G üverted e ilerleyip küçük m erdivenden inin. Kocaman dümeni ve çoğu zaman üstü örtülü dümen dolabını görünce de şaşırma­ yın. Bugüne değin kullanıldığına tanık ol­ madım. Her koşul tü­ kendiğinde, kullanmış­ lardır belki!..

Size ne? Nasıl olsa açıkdenizde değilsiniz. En iyisi bu düm ene yaslanmak. Teknenin en çok sevdiğim yeri­ dir geminin bayrağının dikili olduğu yer. Göl­ gesi sularda dalgala­ nır. Pervaneden yansı­ yan köpük seslerine

martılar gelir. Şansı yaver giderse, birden sulara dalıp is­ tavriti yakalar ve yay çizerek bulutlara karışır.

Sarayburnu, Topkapı Sarayı, Ayasofya, Kariye, Sultanah­ met Camii ve Sinan’ın Süleymaniyesi aslolan İstanbul’un çizgisidir. Kent buralarda saklıdır!.. Ne garip değil mi sanki her kul, İstanbul’da saklambaç oyunu oynuyor! Evet, her eski kent bir gizemdir, işte Tanpınar’ın

özledi-cissus on its rubbish heap follow the boat from the Imperial Gallery o f Yeni Mosque on its outward journey along the Bosphorus.

Find a window seat and do not miss the w aiter when he brings around his circular tray filled with glasses o f glowing dark red tea. Savour its sharp flavour on your palate as you sip it.

Can you hear the sound o f the wash breaking against the stem? O r are you hard of hearing? But it doesn't matter. If the sound does not reach you, then you can go nearer to the

sound. If you have fin­ ished your tea, place the empty glass carefully on the long w ooden shelf behind y o u r seat, not forgetting to leave the m o n e y in th e sau ce r. You cannot run away of course. You are on the ferry. If you are absent- minded, do not w orry, no tea waiter lets a cus­ tom er get away!

P ro ceedin g acro ss the deck, descend the small co m p anio n w ay. W h e n you see the great rudder w heel, w hich is usually covered over, do not be surprised. I have n eve r seen it being used. Perhaps it has been used in emergencies. And what is it to you? You are not on the open sea. The best thing is to lean against this rudder wheel. My own favourite place on the boat is where the flag flies, its shadow wafting on the surface o f the water. Gulls are attract­ ed by the foaming sounds from the propeller. If they are lucky they will dive into the w ater and emerge grasping a horse mackerel, then sweep up in a great arc to mingle with

Boğaziçi’nde bir kıyıdan diğerine yapılan bir çay içimi vapur yolculuklarında sohbetler koyulaşır, kitap gazete okunur, hatta bazen küçük bir şekerleme bile yapılır. / As the ferry weaves its way from one side of the Bosphorus to the other, the passengers chat, read or sometimes take a nap.

(6)

ği su kıyıları: Cihangir, Kız Kulesi, Salacak, Üsküdar, Beşiktaş... Hiçbiri benzemez birbirine. Bu nedenle, ken­ tin içinde birbirlerine komşu da olsalar yolculuğa çıkar­ sınız.

Öyle bir günde tükenecek yolculuk değil bütün bunlar. Ortaköy, Arnavutköy, Bebek, Anadoluhisarı, Emirgan, Çubuklu, Yeniköy, Beykoz ve Sarıyer inanın benzemez birbirine... Suları, ağız tadı, Boğaziçi’ne bakışları farklı­ dır. Arada daha nice iskeleleri es geçtiğimiz için kusuru­ muza bakmayın; biraz heyecan, biraz da Deniz İşletme- leri'nin Boğaziçi’ne küsmesinden: Hiçbiri, çalışanının hiçbirinin denize küsmesi mümkün değil, suda yıkan- mayanların bilgesizliği bütün bunlar... Daha düne kadar halatın atıldığı, iskele babasına vapurun dalgalı denizde güç bağlandığı, salına salına müşterinin indiği, kaptanın hepsini bir sigara içiminde

izlediği günleri anımsıyorum. Ne yazık ki son deminde Bo­ ğaziçi vapurları.

Gene de biz, serüvenimizi ya da gezintimizi bir armağan olarak kabullenip, arta kalan vapurlarla yola koyulalım... Gezgin yüreğimiz kıpır kıpır. Vapurun içinde bir o yana,

Hiçbir iskele benzemez bir diğerine... Bir kış günü Kadıköy’den gelip Eminönü’nde T arih î Yarım ada’ya ayak basan yolcular Kapalıçarşı, Sahaflar ya da Sultanahmet’e gitmenin heyecanını taşır içinde (üstte). Each of the ferry quays have their own character. Passengers on the ferry from Kadıköy on the Asian shore on their way to Eminönü are looking forward to visit­ ing the Covered Bazaar, the Book Market or the Blue Mosque (above).

the clouds.

Topkapi Palace, Haghia Sophia, Kariye Mosque, Sultanahmet Mosque and Sinan’s Süleymaniye Mosque are the landmarks which shape Istanbul’s skyline. There lies the secret o f the city! H o w strange that everyone plays hide and seek in Istanbul. Yes, every old city is a mystery. Among the shores w hich T a n p in a r m issed w e re C ihang ir, Kız Kulesi (the Maiden's T o w e r), Salacak, Üsküdar and Beşiktaş. Not one resembles another. So even when they are neighbours, going from one to another counts as a journey.

A single day's travelling cannot co ver them all. O rtaköy, Arnavutköy, Bebek, Anadoluhisarı, Emirgan, Çubuklu, Yeniköy, Beykoz and Sanyer... believe me when I say they are all quite different. The way they view the Bosphorus is different, their waters different. Forgive me for passing over so many places

4 6

(7)

Her iskele ve çevresi bir yaşam biçimi sunar: Vapur Karaköy’e yanaşınca, az önce keyifle çay içip, gazete okuyan vapur halkı bir an önce iş yerlerine ulaşmak için acele eder. / When the ferry docks at Karaköy the passengers who had been relaxing with their tea and newspapers hurry off to their offices.

* Gürol Sözen, yazar-ressam.

bir bu yana gidip geliyorsak bunun bir nedeni var: Her iskele ve çevresi bir yaşam biçimidir. Çayevleri, balıkçı lokantaları, çiçek satıcıları, size kadehini kaldıran meyhaneler, penceresinden sulara bakan yaşlılar, martılara ekmek atan çocuklar hep bir vapur uğrağında yaşarlar. Ve bunu aralayan tek ses, kaptanın düdüğüdür. Sakın küçümsemeyin, bir vapur düdü­

ğü iki mil öteden duyulur...

Vazgeçemediğim bir olgu da vapur bacalarıdır. Ve eğri ba­ canın üzerinde yer alan ustalıkla çizilmiş çift çapa simgesini kim tasarlamışsa, toprağı tuzlu sulardan eksik olmasın!.. Ve seyir defterinden okurlara son not: Vapurun uğradığı hangi iskele olursa olsun, yaz ya da kış bir bilet alın ve Bo­ ğaziçi’ne yolculuğa çıkın. Yastığa başınızı koyduğunuzda öylesine bir düş göreceksiniz ki masal kahramanları bile im­

renecek size!.. •

in between. It is partly excitement and partly because the ferry company has cold-shouldered the Bosphorus. Yet it is im p o ssib le th a t even one o f its employees should have taken offence. I rem em ber a tim e w hen, until quite recently, hawsers w ere throw n onto the quay, and if the sea was rough tied with difficulty to the bollards. Then the passengers sw ayed as th e y d isem ­ barked from the rolling ship, watched by the captain as he smoked a ciga­ rette. Alas, the Bosphorus ferries were enjoying their last days o f glory. Nevertheless, let us accept our adven­ ture, our trip, as a gift, and set out on the ferries that remain. O u r traveller’s heart is beating exuberantly. If we wan­ der up and down the ferry, and from one side to the other, there is a good reason. Every halt presents its own way o f life: T e a houses, fish restaurants, flower sellers, taverns toasting you with their glass, elderly people watching the sea from their windows, and children tossing crusts o f bread to the gulls. The ship’s hom pierces the air resoundingly, a sound that can be heard from tw o miles away.

Another thing I love about the ferries is their funnels. W h o eve r designed that double anchor emblem on the slanting funnel has my eternal gratitude! And a last note to readers from my log: W h atever the ferry’s destination, whether winter or summer, buy a tick­ et and set out on a voyage down the Bosphorus. W hen you lay your head on the pillow that night, you will see such a dream, that even the heroes of fairytale will envy you! •

Gürol Sözen is a w riter and painter.

4 8

S K Y L IF E N İS A N A P R IL 2 0 0 3

Kişisel Arşivlerde Istanbul Belleği Ta h a Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İlk olarak Gürcü Kumpanyasının Şira merkezli Yunan Vapur Kumpanyası (Hellenic Steam Navigation Company) ile birleşeceği iddia edilmiştir. Gürcü Kumpanyasının Şira

iskelelere işlemek ve hissedâranı Bursa’nın ahâli-i müslime ve gayr-i müslimesinden olmak üzere ba- irâde-i seniyye teşekkül etmiş olan vapur kumpanyasının

“Hayatım, bunu mutlaka bilmelisin; Bayan Long, Netherfield”i Kuzey İngiltereli çok zengin, genç bir adamın satın aldığını, Pazar günü dört atlı arabasıyla gelip

İzmit Atık Yakma Değerlendirme AŞ ( İZAYDAŞ) görevlilerinin de hazır bulunduğu kazı sırasında toprağın yaklaşık 2 metre altında siyah renkli kimyasal at

Babasının konağı bir konservatuvar halinde olduğu için edipler, şair­ ler, bestekârlarla tanışmış, o da babasının yolunu izlemiş, besteler

Kırsal Araziler Kentsel Arsaya Dönüşebilir Tarım ve hayvancılık gibi geleneksel istihdam bi- çimlerinin artık sürdürülemeyecek olmasının nedeni, köylülerin üzerinde

Another objective of the present study is to determine the essential oil yields, essential oil compositions, total phenolics, antioxidant and antibacterial activities of

Fiziksel iyilik hali ise, genel olarak dengeli ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarına sahip olma, fiziksel olarak aktif yaşam sürme gibi fiziksel sağlığa yönelik