• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G‹R‹fi

Özellikle Bat› ülkelerinde yap›lan çal›flmalar, t›p dok-torlar›nda psikiyatrik sorun görülme oranlar›n›n kayda de¤er ölçüde fazla oldu¤unu göstermektedir. Bunun ne-denleri aras›nda hem meslek seçimine özgü özellikler (bâ-z› incinebilir bireylere t›b-b›n câzip gelmesi), hem de meslekle iliflkili stres ve dok-torun yaflam›na yans›yan so-runlar›n rolü vurgulanmak-tad›r.

Doktorlarda en s›k rastla-nan psikiyatrik tan›lar duy-gudurum bozukluklar› ile al-kol ve madde ba¤›ml›l›¤›d›r (Rucinski ve Cybulska 1985). Meslekle ilgili risk et-kenleri aç›s›ndan bak›ld›¤›n-da afl›r› çal›flma, uyku yok-sunlu¤u ve depresyon ara-s›nda iliflki oldu¤u ileri sü-rülmüfltür. Uyku kayb›n›n, bâzen k›zg›nl›k ve hostilite-ye ve bâzen çökmüfl duygu-durum, üzüntü ve uygunsuz duygulan›ma öncülük edebi-lece¤i iddia edilmifltir (Firth-Cozens 1997). Bir baflka ba-k›fl aç›s›na göre ise doktorla-r›n, ifl yükünün olumsuz et-kisini vurgulamalar› asl›nda ölüm ve ›st›rapla iç içe olma, yetersizlik korkular› ve t›p e¤itimi s›ras›nda yaflanan kü-çük düflürücü deneyimler hakk›nda konuflmakla ilgili zorluklar›ndan kaynaklanan bir savunma olabilir (Firth-Cozens 1997). Yo¤un ba-k›mda çal›flanlarda depres-yon düzeylerinin daha yük-sek oldu¤una dâir Reuben’in çal›flmas› (1985), yüksek oranda ölümle yüz yüze ol-ma, hastalar›n akrabalar› ile

T

T

fienel Tot*, Nilgün Bal**

PSYCHIATRIC PROBLEMS IN MEDICAL DOCTORS ABSTRACT

Researches made especially in Western countries indicate that the percentage of psychiatric problems in medical doctors (briefly, doctors) is significantly high. The most common psychi-atric diagnoses in doctors are mood disorders and alcohol and drug addiction. Risk factors regarding the profession and individual characteristics that affect the choice of profession and that increase the vulnerability to psychiatric disorders are shown as the reason for this situ-ation. The first postgraduate year has been most widely studied, especially for depression, and has consistently shown it to be a peak time for the disorder. Through time, as years go by, the percentage of depression decreases, but still the ratio remains above the percentage of the general population. It has been put forward that woman doctors have a higher tendency for depression than the women at the same education level or than the male doctors. Rese-arches made in the Western countries, show that the ratio of suicide among the doctors has increased when compared to the individuals at the same education level in the society. Besi-des this, alcohol and drug dependence is also a problem frequently seen among them. The risk of divorce is also higher in doctors when compared to other groups of professions. Bur-nout Syndrome can be defined as psychologically withdrawing of oneself from one’s own pro-fession as a reaction to too much stress and dissatisfaction. Many physicians are at risk for this lack of balance because of particular personality and coping styles prevalent among tho-se drawn to the practice of medicine. For instance, many medical students are perfectionist, controlling, and obsessive. These traits can be adaptive for physicians when balanced with healthy doses of self-knowledge, humility, humor, and kindness. Individuals who experience burnout situation need help in clarifying their own priorities in life and in seeing their positive aspects in a more realistic way. A psychiatric approach to doctors has some special properti-es. Generally the doctors have the opinion that they do not need any psychiatric help and that they can solve their problems by their own selves. Psychiatrist should approach a doctor not by assuming that he/she is aware of all the psychiatric disorders but, just as anyone who has a high educational level. This may be especially in two areas: the marriage, and the manage-ment of work stress. Therapist and patient may need to evolve guidelines for managing

* Yrd. Doç. Dr. Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi Psikiyatri A.D. /Tel: (324) 3374300/1110 - Fax: (324) 3374305 / e-posta: totsenel@hotmail.com

IIP

P D

DO

OK

KT

TO

OR

RL

LA

AR

RIIN

ND

DA

A P

PS

S‹‹K

K‹‹Y

YA

AT

TR

R‹‹K

K

S

SO

OR

RU

UN

NL

LA

AR

R

ÖZET

Özellikle Bat› ülkelerinde yap›lan çal›flmalar, t›p doktorlar›nda (k›saca, doktorlarda) psikiyat-rik sorun görülme oranlar›n›n kayda de¤er ölçüde fazla oldu¤unu göstermektedir. Doktorla-r›nda en s›k rastlanan psikiyatrik tan›lar duygudurum bozukluklar› ile alkol ve madde ba¤›m-l›l›¤›d›r. Nedenleri aras›nda meslekle iliflkili risk etkenleri yan› s›ra meslek seçimin etkileyen ve psikiyatrik bozukluklara yaralanabilirli¤i artt›ran bireysel özellikler gösterilmektedir. T›p fa-kültesini bitirdikten sonra mezuniyet sonras› ilk y›l›n, depresyonun en s›k görüldü¤ü dönem oldu¤u bildirilmektedir. Zamanla y›llar içersine depresyon oran› düflmekte ama yine de genel toplum için bildirilen depresyon yayg›nl›¤› oranlar›n›n üstünde kalmaktad›r. Kad›n doktorlar›n, ayn› e¤itim düzeyindeki di¤er kad›nlardan ve erkek doktorlardan daha fazla depresyona e¤i-limli olduklar› ileri sürülmektedir. Bat› ülkelerinde yap›lan çal›flmalar doktorlarda intihar oran-lar›n›n, toplumdaki ayn› e¤itim düzeyinde olan bireylere göre artm›fl oldu¤unu göstermekte-dir. Ayr›ca alkol ve madde ba¤›ml›l›¤› da s›k görülen bir sorundur. Doktorlarda boflanma ris-ki de di¤er meslek gruplar›ndan daha fazlad›r. Doktorlara yönelik psiris-kiyatrik yaklafl›m bir ta-k›m özellikler gösterir. Doktorlar genellikle, yard›ma ihtiyaçlar› olmad›¤› ve sorunlar›n› kendi bafllar›na çözebilecekleri kan›s›na sâhiptirler. Onlara psikiyatrik hastal›klar›n tümünü bildi¤ini sanarak de¤il, entellektüel düzeyi iyi olan herhangi biri gibi düflünerek yaklafl›lmal›d›r. Görüfl-melerde evlilik ve ifl stresi ile ilgili sorunlara odaklan›labilir Terapistle hastan›n stresle bafl et-mek için ana hatlar› belirlemesi gerekebilir: ‹flle ilgili beklentileri gözden geçirerek, ayarlamak; mükemmel olmak beklentisinden ziyâde “yeterince iyi olmak” fikrini benimsemek; hatalar ye-rine baflar›lar üzerinde daha çok durmak gibi.

(2)

yaflanan güçlüklerin depres-yon ortaya ç›kar›c› bir rolü olabilece¤ini düflündürmek-tedir. Çal›flma saatleri dolayl› olarak semptom düzeylerini

daha fazla etkiliyor olabilir; örne¤in olaylara hassas hale gelmek, sosyal destek a¤›ndan yoksun kalmak, zay›f yaflam koflullar›n›n tehdidi alt›nda olmak gibi. Depresyonun bir baflka nedeni, dâva edilmekle ilgili deneyimler yâhut endifleler olarak gösterilmektedir. Bu özellikle ABD (Amerika Birleflik Devletleri) ve ‹n-giltere’deki doktorlar taraf›ndan potansiyel olarak y›prat›c› bir emosyonel stres kayna¤› olarak gösteril-mektedir. Doktorlarda depresyon nedeni olarak ile-ri sürülen muhtemel meslekî nedenler, bâz› bireyler-de bireyler-depresyona yatk›nlaflt›r›c› rol oynarken bâz› bi-reylerde böyle bir etkisi olmamaktad›r (Firth-Cozens 1997). Muhtemelen, bireysel olarak tükenmifllik yoksa, t›p mesle¤inde stres yarat›c› olaylarla bafla ç›k-mak daha kolay olç›k-maktad›r.

Firth-Cozens’in (1997) çal›flmas›nda depresyon skorlar› ile kariyer ve kiflisel yaflam aras›nda çat›flma, rol sorumlulu¤u ile ilgili kayg›lar, hata yapma, karar verme ve dâvâ edilme korkular› aras›nda yüksek oranda iliflki vard›r. Bununla birlikte, bu iliflkiler depresyon semptomlar›n›n nedeni olabilece¤i gibi sonucu da olabilir. Kariyer ve kiflisel yaflam aras›nda-ki çat›flma, kad›n doktorlar taraf›ndan pek çok du-rumda birincil stres nedeni olarak gösterilen bir et-kendir. T›p e¤itiminin de¤ersizlik duygular›na yol aç›c› yönleri hem erkekler hem de kad›nlar taraf›n-dan giderek daha fazla vurgulanmaktad›r. Böyle de-neyimlerin ya çeflitli mizaç özellikleri ile etkileflerek ya da depresyona yol açabilecek özel erken dene-yimleri deprefltirerek kötülefltirici etkisi olabilir (Ha-le ve Hudson 1992).

Hata yapma veya yapabilme korkusu ço¤u dokto-run bildi¤i bir duygudur. Hastan›n flikâyeti yâhut ih-mâlle ilgili bir soruflturma aç›lmas› ihtimâli doktor-luk yaflam›n› ve uzmanl›¤›n› kaybedece¤i korkusuna ve öfkelenmesine, “ne olaca¤›na” dâir sâbit ruminas-yonlar fleklinde düflünmesine neden olabilir ve bu durum doktorun duygudurumunu ve kendine güve-nini etkileyebilir. Görülen fazla hasta say›s› ve hasta-lar veya yönetim taraf›ndan hekimin duyguhasta-lar›n›n ve hoflnutsuzlu¤unun artt›r›lmas› kiflide demorali-zasyon ve k›zg›nl›¤a yol açarak depresyona neden olabilir (Frith-Cozens 1997).

Enerji ve zaman, evlilik ve hastalara yard›m et-mek aras›nda bölündü¤ünden kifli duygular›n› ifade etme ve iletiflimde güçlük yaflar, âile içinde daha öf-keli ve kendine güvensiz hissetti¤inden doktorlar evliliklerinde de yeterli deste¤i bulamayabilirler. Doktorlar›n eflleri kendilerini ihmâl edilmifl hisse-derler ve belki de bu nedenle ‹ngiltere’deki verilere göre di¤er meslek gruplar› aras›nda eflleri en fazla in-tihar eden grup doktorlard›r (Sakinofsky 1980).

Doktorlarda boflanma riski di¤er meslek

grupla-r›ndan daha fazlad›r. Doktorlar aras›nda boflanma oranlar› %29 olarak bildirilmektedir. Uzmanl›k seçi-mi boflanma oranlar›n› etkilemektedir. En yüksek oran %50 ile psikiyatrlara âittir, onlar› %33 ile cer-rahlar izler. Ard›ndan iç hastal›klar› uzmanlar›, ço-cuk uzmanlar› ve patologlar (%31) gelir. ‹lk evlilikler için ortalama yafl, tüm gruplarda 26’d›r (Kaplan ve Sadock 1998b).

Doktorlarda neden boflanma oranlar›n›n yüksek oldu¤una dâir net bir aç›klama yoktur. Ölümcül has-talarla u¤raflman›n stresi, yaflam ve ölüm aras›nda ka-rarlar verme, uzun çal›flma saatleri ve sürekli olarak malpraktis dâvâlar› ile ilgili olarak risk alt›nda olma gibi etkenlerin riski etkiledi¤i ileri sürülmektedir. Bu tür stres yarat›c› etkenler doktorlar›, depresyon, alkolizm, madde kötüye kullan›m› gibi emosyonel sorunlara yatk›n k›labilmektedir. Böyle kiflilerde ise uzun dönem bir iliflkiyi sürdürebilmek için gereken kifliler aras› beceriler yetersiz kalabilmektedir (Kap-lan ve Sadock 1998b).

K

Kaarriiyyeerr sseeççiimmii:: Fine ve Wolf (1987), kariyer seçi-minin yaflam plan›n›n bir ifllevi oldu¤unu ve erken gereksinimlerin karfl›lanmas› ile ilgili oldu¤unu dü-flünmektedirler. Daha spesifik olarak, Malan, meslek seçiminin kifliyi depresyona yatk›n k›lan erken dö-nem çözülmemifl çat›flmalar›n göstergesi oldu¤unu ileri sürerek “yard›m eden profesyoneller sendro-mu”nu tan›mlam›flt›r; ona göre kariyer seçimi esas olarak ebeveyn çat›flmas› veya depresyonun çözüm-lenmesi gibi erken dönem yetersizliklerini iyilefltir-mek yönünde yap›lmaktad›r (Malan 1978). T›p mes-le¤ini seçme nedeni s›kl›kla, baflkalar›n›n isteklerini gerçeklefltirmek olarak tan›mlan›r. T›p ö¤rencileri-nin âilelerinde hastal›kla ilgili yaflant›lar daha s›k gö-rülür. T›p ö¤rencilerinin bir k›sm›nda “omnipotans” ve “kurtarma” fantezileri görülür. E¤er doktorlar er-ken dönem “yanl›fllar”›n onar›m› için mesleklerini seçiyorlarsa, mezuniyet sonras› olas›l›kla yetersizlik-le yüzyetersizlik-leflecekyetersizlik-ler ve kaç›n›lmaz olarak depresif semp-tomlar ortaya ç›kacakt›r. Bu kad›nlarda erkeklerden daha güçlü bir dinamik olabilir, Koestner (1991), ye-tiflkinlik dönemindeki depresif e¤ilimlerin genç ka-d›nlarda, erkeklerden daha fazla anne-baba tipleri ile iliflkili oldu¤unu bulmufltur.

Ayr›ca ölümle ilgili mesleklere girenlerin (asker-ler, doktorlar, râhipler ve cenâze kald›r›c›lar›) k›s-men, ölüm anksiyetesi üzerinde kontrol etme gerek-sinimleriyle güdülendiklerine dâir bâz› kan›tlar var-d›r. Örne¤in, Herman Feifel göstermifltir ki, doktor-lar›n hasta veya genel nüfustan oluflan karfl›laflt›rma gruplar›na göre daha az bilinçli ölüm kayg›lar› olsa da, daha derin düzeylerde daha büyük ölüm korkula-r› vard›r (Yalom 2001).

stress: accepting time constraints and therefore setting boundaries to work demands; accep-ting that one is expected to be “good enough” rather than perfect; rebuilding self-esteem, by taking satisfaction in successes, rather than dwelling on failures.

(3)

K

Kiiflfliilliikk:: Blatt ve Zuroff (1992) risk alt›ndaki birey-leri iki gruba ay›rm›flt›r: ‹lki “anaklitik” veya muhte-melen erken kay›plar nedeniyle ba¤›ml› kiflilik özel-likleri olan depresiflerdir. Bu tablo yaln›zl›k, çâresiz-lik ve güçsüzlük duygular› ile karakterizedir, baflkala-r›n›n onlara bak›m verici bir de¤eri vard›r ve yard›m etmeyi gerektiren meslekleri seçmeleri pek beklen-mez. ‹kinci durumda kifliler “introjektif” ya da kendi-ni elefltirme ile belirli depresyona e¤ilimlidir, bunlar baflar› yönelimli ve mükemmellik ihtiyac› olan kifli-lerdir. Bâz› doktorlarda bu tür özellikler görülebilir. Bu tip depresyon, kendini afl›r› elefltirme, de¤ersiz-lik, afla¤›l›k, yetersizlik ve suçluluk duygular› ile ka-rakterizedir. Bu bireyler, sürekli olarak merhamet-sizce kendilerini gözden geçirirler ve kronik olarak onaylanmama ve elefltirilme korkusu duyarlar. Afl›r› bir flekilde baflar›l› ve mükemmel olmak için çabalar-lar ve s›kl›kla yar›flmac› ve çok çal›flan kiflilerdir. Kendini elefltirme düzeyi yüksek olanlarda anne ile iliflkilerin belirgin olarak daha zay›f oldu¤u bildiril-mektedir ve her iki ebeveynin aras›ndaki iliflkinin ortalaman›n alt›nda oldu¤u bildirilmektedir. Dok-torlarda kendini afl›r› elefltirme tehlikeli bir özellik olarak görünmektedir, çünkü t›p uygulamas› s›ras›n-da bu özellik elefltirici otorite figürleri ile destekle-nir ve “daha iyisi” için çabalama e¤ilimi güçlenebilir (Frith-Cozens 1997).

Kohut’un kendilik (self) psikolojisi, doktorlar› depresyona yatk›n k›lan bireysel özelliklerin aç›klan-mas›nda yard›mc› olabilecek bir di¤er önemli alan-d›r. Kohut, normâl ve patolojik geliflimin infant›n ek-sibisyonistik çabalar›na uygun empatik cevaplar›n olup olmamas›ndan kaynakland›¤›n› ileri sürer. Bir ebeveynin infant›n yarat›c› ve baflarmaya yönelik gi-riflimlerini aynalad›¤› durumda, sa¤l›kl› çocukta bu aynalama (mirroring) internalize edilir ve yetiflkinin iflinde yükselme arzusu ve zevk almas›n›n merkezini oluflturur ve çocuk ebeveynini idealize eder; bu ide-alize edilen imaj, geliflen kendilik duyusu ile birleflti-rilir (Kohut 1971).

E¤er bir kifli küçükken yetersiz veya uygunsuz ay-nalamaya mâruz kalm›flsa, bunu baflkalar›n›n aç›kça takdirini kazanmak yoluyla doldurmak için iflini kul-lan›r, fakat kendini elefltiricili¤i ortadan kalkmaz. Hasarlanma fazla ise de¤ersizlik duygular›n› yans›-tan grandiyöz bir savunma sistemi oluflabilir. Ço¤u ifl ortamlar›nda aynalama, üstlerinin yâhut çal›flma ar-kadafllar›n›n takdiri taraf›ndan sa¤lan›r, bununla bir-likte t›p alan›ndaki rekabet bu olas›l›¤› azalt›r, pek çok genç doktor takdir edilmekten ziyâde afla¤›lan-ma yaflad›klar›n› ifâde etmektedirler. Pratisyenlerin herhangi bir âmirleri olmayabilir ve böyle bir kay-naktan aynalama flanslar› olmayabilir. Bu nedenle hastalar en önemli aynalama kayna¤› haline gelir ve hastalar›n kendilerine ihtiyaç duymas›, onlara yar-d›m eli uzatma doktorlar için en önemli doyum kay-naklar› hâline gelmektedir. Bununla birlikte bu du-rumda doktor kendi de¤erini uygulad›¤› tedavinin

baflar›s› veya hastan›n minnettarl›¤› üzerine kurar; sonuçta bâz› uzmanl›k alanlar›nda, yetersizlik duy-gular› ortaya ç›kabilir ve iflteki yetersizlik s›kl›kla depresyonu artt›rabilir. Hastalar›n takdir edici dav-ranma olas›l›¤›n›n daha az oldu¤u psikiyatri ve pra-tisyenlik gibi alanlarda bu tür bir risk daha yüksektir (Czander 1993, Firth-Cozens 1997).

Harvard’da ikinci s›n›f kolej ö¤rencisi olan 268 kifliyle yap›lan çal›flmada, daha sonra t›p fakültesine giden 46 ve t›p fakültesini seçmeyen 79 kontrol er-kek izlenmifltir (Vaillant ve ark. 1972). Sonraki on y›l boyunca yap›lan görüflmelerde özellikle do¤rudan hasta bak›m›yla ilgilenen doktorlar›n, kontrollere göre daha fazla mutsuz evlilikleri oldu¤u, daha fazla madde kötüye kullan›m› gösterdikleri ve psikiyatrik tedavi gördükleri bildirilmifltir. Bu sorunlar›n t›bbi uygulamayla iliflkili herhangi bir stresden ziyâde, is-tenen bir çocukluk yaflanmam›fl olmas› ve ö¤renimi s›ras›nda istikrars›zl›k yaflam›fl olmas› ile iliflkisi daha belirgin bulunmufltur. Kötü bir çocukluk geçiren ve bunu telâfi etmek için insanlarla yak›n iliflkiler ku-ran mesle¤e yeni bafllam›fl t›p ö¤rencilerinde bir ya-ralanabilirlikten bahsedilebilir (Vaillant ve ark. 1972).

Kuzey Amerika’daki çal›flmalarda intihar oran›-n›n psikiyatrlar aras›nda di¤er ifl alanlar›n› seçen doktorlardan daha yüksek oldu¤u gösterilmifltir (Chick 1992). Ancak, ‹sveç’te yürütülmüfl bir çal›fl-mada ise intihar oranlar›n›n cerrahlarda nisbî olarak artm›fl oldu¤u bildirilmifltir (Arnetz ve ark. 1987).

Murray (1977), genel pratisyenlerin %37 ve cer-rahlar›n %33’lük oranlar›yla karfl›laflt›rd›¤›nda psiki-yatrlar›n sâdece %6’n›n alkolizm tan›s›yla hastâneye sevk edilmifl olduklar›n› saptam›flt›r. Örneklemde d›-fla dönüklük ve giriflkenli¤in alkolizmin belirleyicile-rinden oldu¤u bildirilmifltir ve belki de psikiyatrlar bu kiflilik özelliklerini cerrahlar yâhut pratisyenler-den daha az göstermektedirler. Çeflitli t›p dallar› içinde hastayla daha yak›n iliflki içinde olan psiki-yatrlar›n daha depresif bulundu¤u çal›flmalar vard›r, cerrahlar ise en az depresif olan grup olarak bulun-mufltur. Psikiyatrlar›n bâz›lar›n›n branfl seçiminin gerisinde kendi emosyonel durumunu anlama ge-reksiniminin yatt›¤› ileri sürülmektedir (Firth-Co-zens 1997).

TÜKENM‹fiL‹K SENDROMU

‹lk kez 1974’te Freudenbergen taraf›ndan tan›m-lanm›flt›r. Maslach (1976), tükenmiflli¤i, meslekten kiflilerin mesle¤in özgün anlam› ve amac›ndan kop-mas› ve hizmet götürdü¤ü insanlarla art›k gerçekten ilgilenemiyor oluflu olarak tan›mlamaktad›r. Cher-niss (1980) de olay› afl›r› stres ve doyumsuzlu¤a tep-ki olarak tep-kiflinin kendini ruhsal olarak iflinden geri çekmesi olarak özetlemektedir.

Hekimlik mesle¤ine yönelen bireylerin para ka-zanma gibi motive edici etkenlerin yan›s›ra kendi omnipotanslar›n› gerçeklefltirmek, yaflam›, insanlar›,

(4)

kendilerini ve yak›nlar›n› daha iyi anlay›p de¤ifltir-me gücünü elde etde¤ifltir-mek, ac›y›, kayb› ve ölümü berta-raf etmek gibi idealistik, hâtta büyüsel boyutlu moti-vasyonlara sâhip olduklar›na inan›l›r. Ço¤u kez, bun-lar hekimden beklenir de. Ayr›ca, mesle¤e yeni bafl-layan bir hekimin, çal›flma ve baflar›y› mitlefltiren bir sistemde bafltan elde edilmifl kazan›mlar› da bu e¤ili-mi fliflirebilmektedir (Düzyürek ve Ünlüo¤lu 1992).

Gün boyunca hastal›k, a¤r›, ›st›rap, yak›nma, ve ölümle yüz yüze olan doktorun dayan›kl› olabilmesi için doktorluk rolünün çeflitli yönleri aras›nda den-ge kurabilmesi den-gerekir. Denden-ge eksikli¤i ise doktor-larda ›st›rap, depresyon ve tükenmiflli¤e yol açar. De¤ersizlik ve yetersizlik duygular› hâkim olmaya bafllad›kça hastalar›na, mesleklerine ve kendilerine karfl› k›zg›nl›k ve engellenmifllik duygular› yaflayabi-lirler. Ço¤u doktor, özel bafla ç›kma tarzlar› ve kiflilik özellikleri nedeniyle denge eksikli¤i yaflama aç›s›n-dan risk alt›ndad›r. Örne¤in birçok t›p ö¤rencisi mü-kemmeliyetçi, kontrolcü ve obsesiftir. Bu özellikler, sa¤l›kl› miktarlarda kendini bilme, esprili olma, al-çak gönüllülük ve yumuflakl›k ile dengelendi¤inde uyum artabilir (Kaplan ve Sadock 1998c).

Bu sorunlar› aflabilmeleri için hekimlerin duygu ve güçlüklerini paylaflmalar› teflvik edilmeli, yard›m isteme ve alma becerileri artt›r›lmal›, sorunlar› yads›-ma e¤ilimleri azalt›lyads›-mal›d›r. Tükenmifllikle yüzleflen bireylerin yaflam önceliklerini netlefltirmeleri, ken-dilerini ve olumlu yönlerini daha gerçekçi bir flekil-de görmelerine yard›mc› olunmal›d›r. Sorumlulukla-r›n paylafl›ld›¤› ekip anlay›fl› pekifltirilmelidir. Ayr›ca, bireyin sorumluluk alanlar› gerçekçi ve net bir flekil-de tan›mlanmal›d›r. Hekim yaln›zca kendi eylemle-rinden sorumludur; ne hastalar›n›n ne de meslektafl-lar›n›n ve kurum yöneticilerinin eylemlerinden so-rumlu de¤ildir. Elbette bu hekimin hastalar›yla ilgi-lenmeyece¤i veya kurumda de¤ifliklikler gerçeklefl-tirmek için çaba göstermeyece¤i anlam›na gelme-mektedir. Hekimlerin meslek d›fl› iliflkilerini uyuma yönelik flekilde düzenlemeleri teflvik edilmelidir. Meslek d›fl› bir kimlik gelifltirebilmelidirler. ‹fllerin-de rutin d›fl› ve yarat›c› yönler bulmal›, ifle mizah ve oyun katabilmelidirler. Hekim adaylar› ve yeni baflla-yan hekimlerde gerçekçi olmabaflla-yan idealizm ve hasta-larla veya meslekle afl›r› özdeflim konusunda e¤itim-ciler ve k›demliler duyarl›l›kla uygun bir rehberlik yapmal›, sempatik modeller olarak uyumu kolaylaflt›-r›c› profesyonel tav›rlar› ö¤retebilmelidir (Düzyü-rek ve Ünlüo¤lu 1992).

DOKTORLARDA DEPRESYON

Doktorlardaki depresyonun hastalara sunduklar› hizmet üzerinde çeflitli yans›malar› olur. ‹rritabilite-de artma, yo¤unlaflma ve karar verme yetene¤in‹rritabilite-de azalma ve bellek bozukluklar› gibi semptomlar mes-leki yeteneklerini olumsuz etkileyebilir (Firth-Co-zens 1997).

Çal›flmalarda genel olarak, mezuniyet sonras› ilk

y›l›n, depresyonun en s›k görüldü¤ü dönem oldu¤u bildirilmektedir. Valko ve Clayton (1975), mezuni-yet sonras› ilk y›lda doktorlar›n %30’unun klinik depresyonu oldu¤unu tespit etmifllerdir. Benzer fle-kilde Hsu ve Marshall (1987), bu dönemde depres-yon oran›n› %31 olarak bulmufllard›r. Bu bulgular, genç doktorlarda depresyonun genel toplumdan da-ha yayg›n oldu¤unu düflündürmektedir. Fakat kari-yerlerinde ilerledikçe bu oranlar düflmekte ama yine de genel toplum için bildirilen depresyon yayg›nl›¤› oranlar›n›n üstünde kalmaktad›r (Firth-Cozens 1997). Pratisyenler aras›nda depresyon oran› %27 olarak bildirilmifl, ayr›ca örneklemin %13’ünde inti-har fikirleri oldu¤u belirlenmifltir, bu çal›flmada uz-man doktorlar aras›nda depresyon oran› %19’dur, oysa yönetim kadrosunda bulunanlarda sadece %6’›nda depresyon saptanm›flt›r (Caplan 1994). Depresyon düzeyleri aç›s›ndan doktorlar›n baflka meslek gruplar› ile k›yasland›¤› çal›flmalar›n say›s› azd›r. Sa¤l›k alan›nda çal›flan çeflitli meslekler aras›n-da belirgin farkl›l›klar olmad›¤› görülmektedir. Hemflireler, profesyonel gruplar aras›nda intihar oran› en yüksek olan gruplardan biridir. Genel ola-rak doktorlarda, belki de tüm sa¤l›k çal›flanlar›nda depresyona e¤ilim vard›r. Hem doktorlar›n yaflayabi-lece¤i hem de hastalara yans›yabilecek sorunlar ne-deniyle bu meslek grubunda depresyonun muhte-mel nedenlerini tespit etmek ve gereken önlemlerin daha baflar›l› flekilde ele al›nmas› önemlidir.

Bat› ülkelerinde yap›lan çal›flmalarda, doktorlar aras›nda alkol kullan›m›n›n fazla oldu¤u bulunmak-tad›r. A¤›r alkol kullan›m›, yüksek oranda depres-yonla iliflkilidir. Bir baflka deyiflle alkol kullan›m› depresyonla bafla ç›kma yolu olabilir (Firth-Cozens 1997). Alkol kullan›m› s›k olarak depresyonun sonu-cu olarak ortaya ç›ksa bile, ayn› derecede onun ne-deni de olabilir. Kad›n doktorlarda t›p e¤itimi bo-yunca, y›llar içersinde giderek alkol kullan›m›n›n artt›¤› ve erkeklerdeki düzeye ulaflt›¤›n› gösteren de-liller vard›r. Ayr›ca kad›n doktorlar›n, di¤er profes-yonel kad›nlardan ve erkek doktorlardan daha fazla depresyona e¤ilimli olduklar› görülmektedir (Firth-Cozens 1997).

Bat› ülkelerinde yap›lan çal›flmalar, doktorlarda intihar oranlar›n›n, toplumdaki ayn› e¤itim düzeyin-de olan bireylere göre artm›fl oldu¤unu göstermek-tedir. Rose ve Rosow (1973), doktorlardaki intihar e¤iliminin, genel toplumun iki kat› kadar oldu¤unu bildirmifllerdir. ABD’de erkek doktorlardaki sonlan-d›r›lm›fl intihar oran›n›n genel toplumdaki erkekle-rin 1.15 kat› oldu¤u, kad›nlarda ise bu oran›n›n ge-nel toplumdaki kad›nlara göre 3 kat daha fazla oldu-¤u tesbit edilmifltir (Steppacher ve Mausner 1974).

Doktorlardaki intihar oran› ile ilgili çal›flmalarda elde edilen afl›r› yüksek sonuçlar konusunda fikir birli¤i yoktur ve çeflitli otoriterlerce tan›mlanan meslekî mortalite verilerini yorumlamada yönteme iliflkin sorunlar mevcuttur (Arnetz ve ark. 1987, Roy

(5)

1985). Ancak, ‹ngiltere’de doktorlardaki intihar oranlar› tüm yirminci yüzy›l boyunca yüksek seyret-mifltir ve günümüzde di¤er profesyonellerinkinden iki kat daha fazlad›r. ‹sveç’te erkek doktorlar›n inti-har oran› genel topluma göre artm›fl bulunmamakla birlikte, toplumdaki di¤er yüksek e¤itim düzeyi olanlara göre artm›flt›r (Arnetz ve ark. 1987).

‹ntihar nedeniyle yaflam›n› kaybeden doktorlar-daki en yayg›n psikiyatrik bozukluk depresyon ve al-kolü de içeren madde ba¤›ml›l›¤›d›r. ‹ntihar eden bir doktor genellikle yak›n bir zamanda profesyonel ya da özel yaflam›nda birtak›m güçlükler yaflam›flt›r. Doktorlar›n daha yüksek intihar oranlar› ölümcül yöntemleri daha iyi bilmeleri ile aç›klanabilir. Hem erkek hem de kad›n doktorlar, genellikle yüksek dozda ald›klar› ilâçlarla intihar ederler ve kurtar›la-bilme ihtimâlleri genel topluma göre daha azd›r; doktorlar›n toksisite hakk›ndaki bilgisi intihar›n ger-çekleflmesinde önemli olabilir. Doktorlar aras›nda en çok göz doktorlar›, anestezistler, ve psikiyatrlarda intihar oranlar›n›n yüksek oldu¤u bildirilmifltir, di-¤er uzmanl›k alanlar›nda ise hemen hemen eflit oranlar saptanm›flt›r. Kad›n doktorlarda yaflam boyu duygudurum bozuklu¤u oranlar›n›n yüksek oldu¤u-na dâir bâz› deliller vard›r (Kaplan ve Sadock 1998a).

Arnetz ve arkadafllar› (1987), kad›n doktorlar da dâhil olmak üzere yüksek e¤itimli kad›nlarda intihar riskinin artm›fl oldu¤unu buldu. Bu durum, kad›n doktorlardaki intihar oranlar›n›n di¤er kariyer he-defleyen kad›nlarla benzer oldu¤unu ve bunun k›s-men kad›n›n efllik, annelik ve profesyonellik rolleri-nin bütününü üstlenmesiyle iliflkili oldu¤unu des-tekler. Yeni bafllayan genç kad›n doktorlarda erkek-lerden daha fazla depresyon görüldü¤ü ile ilgili arafl-t›rma sonuçlar› vard›r (Godlee 1990). ‹ngiltere’de genç ve yeni hekim olmufl kad›nlarla yap›lan çal›fl-malarda en s›k rastlanan stresörlerin çok yo¤un ça-l›flma ve evle ifl yaflam› aras›ndaki çat›flma oldu¤u bu-lunmufltur.

Murray (1977), ‹skoçyal› erkek doktorlarda psiki-yatrik nedenli hastâneye yat›fl oranlar›n›n, sosyal ola-rak ayn› s›n›ftaki kontrollerden iki kat ve daha fazla oldu¤unu ileri sürmüfltür. Bu fark, ilâç-madde ba-¤›ml›l›¤›, alkolizm ve depresyon tan›lar›ndaki fazla-l›kla aç›klanabilir. Kanada, ABD, ‹ngiltere ve Gal-ler’deki hastaneye yat›fl çal›flmalar›nda benzer so-nuçlar bulunmufltur (Chick 1992).

DOKTORLARDA ALKOL VE MADDE BA⁄IMLILI⁄I

Doktorlar aras›nda madde ba¤›ml›l›¤›n›n yüksek olmas›na en makûl aç›klama ilâçlara kolay eriflilebilir olufllar›d›r. Doktorlarda en az›ndan günümüze kadar alkolizmin niçin yayg›n oldu¤unu aç›klayacak bir di-zi neden vard›r. Genellikle zarar görmeden, etkilen-meden alkol alabiliyor olufllar› kadar, bâz› doktorla-r›n çok az süpervizyon almas› veya çal›flma

yerlerin-de performans düflüflleri hakk›nda fikir bildirecek üstlerinin olmamas› da önemlidir.

Madde kullan›m› nedeniyle sa¤l›klar› ve meslek yaflamlar› bozulan doktorlara sorunlar›n›n ne zaman bafllad›¤› soruldu¤unda, genellikle t›p fakültesi dö-nemindeki stres, yetersiz sosyal yaflam ve destek ek-sikli¤inin zararl› ve ifllevsel olmayan bafl etme meka-nizmalar›n›n geliflimine neden oldu¤u belirtilmekte-dir (Collins 1991). Amerikan T›p Derne¤i’nin 23 t›p fakültesinde gerçeklefltirdi¤i çal›flmada yaflam boyu madde kullan›m yayg›nl›¤› alkol için %98.2, marihu-ana %62.2, kokain %32.5, trankilizanlar %19.5 olarak bulunmufltur (Flaherty ve Richman 1993). Leeds Üniversitesi T›p Fakültesi ö¤rencilerinde erkeklerin %52’sinde, kad›nlar›n %50.6’s›nda riskli alkol kulla-n›m› oldu¤u saptanm›flt›r, ayr›ca bu çal›flmada ö¤-rencilerin %33.1’i yasal olmayan madde kullan›m› bildirmifllerdir (Pickard ve ark. 2000). Ülkemizde Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi’nde yap›lan çal›fl-mada alkol kullan›m yayg›nl›¤› %33.2 iken, yasal ol-mayan madde kullan›m› bildirilmemifltir. Dokuz Ey-lül T›p Fakültesi ö¤rencilerinde ise alkol kullan›m yayg›nl›¤› %47.9 ve %6.6’s›nda riskli alkol kullan›m› saptanm›flt›r. Ayr›ca ö¤rencilerin %6.7si yasal olma-yan madde denediklerini bildirmifltir (Akvardar ve ark. 2001). Ülkemizde t›p ö¤rencileri aras›nda alkol ve madde kullan›m› Bat› ülkelerindeki oranlarla k›-yasland›¤›nda düflüktür. Bununla birlikte, sigara kul-lan›m›n›n doktorlar aras›nda yayg›n oldu¤u görül-mektedir. 1997 y›l›nda Türk Tabipler Birli¤i üyesi hekimler üzerinde yap›lan bir çal›flmada hekimlerin %42.4’ünün sigara ba¤›ml›s› oldu¤u belirlenmifltir (Aflut 1999). Tu¤lu ve arkadafllar›n›n (2000) çal›flma-s›nda bu oran benzer flekilde %43.8 olarak bulun-mufltur. Sürekli olarak hastalarla çal›flman›n anksiye-te, umutsuzluk ve depresyon yaratabilen bir yönü olabilir ve kaç›fl olarak alkol yâhut madde kullanma-ya bafllakullanma-yabilirler.

DOKTORLARDA YARDIM ARAMA DAVRANIfiI Doktorlar genellikle, yard›ma ihtiyaçlar› olmad›-¤› ve sorunlar›n› kendi bafllar›na çözebilecekleri ka-n›s›na sâhiptirler (Rownsky 1985). Hekimlerin yar›-dan fazlas› ruhsal sorunlar›n› kendi bafllar›na çözme-yi tercih edeceklerini bildirmifllerdir (Tot ve Yaz›c› 2001). Yard›m veya ö¤üt almak ço¤u doktora zor ge-len bir durumdur ama bunu ifâde etmek doktorun ilk engeli aflmas›na yard›m edebilir.

Depresif duruma çarp›nt› ve yorgunluk efllik etti-¤inde doktor bunun anksiyete semptomu oldu¤unu fark etmeyebilir. Yan›s›ra doktorun t›bbî bilgileri hi-pokondriyazis gelifltirmesine engel de¤ildir. Ciddi depresif hastal›k içgörü kayb›na yol açabilir. Ancak, yard›m› reddetmesine yol açan alkol ve madde prob-lemleri ile birlikte baflka boyutlar da vard›r. Damga-lanma korkusu yaflayabilir. Ayn› zamanda hâlâ hofl-lanmakta oldu¤u veya gerekli oldu¤unu düflündü¤ü bir davran›fl›n› azaltmas›n› yâhut sonland›rmaya

(6)

ka-rar vermesini gerektiriyorsa, bunu itiraf etmeye veya kabûl etmeye gönülsüz olabilir (Chick 1992).

Madde veya alkol kullanan doktorun âilesi ve ifl arkadafllar› bu durumu örtbas etmeye çal›fl›yor olabi-lir. ‹fl arkadafllar›, bu konuda aç›klama yapacak olur-larsa ifl yüklerinin artacaklar›ndan endifleleniyorlar-sa görmezlikten gelmeyi tercih edebilirler. ‹fle geç kalma, güvenilmezlik, iflte alkol kokusu al›nmas›, ameliyat masas›nda ellerde tremor olmas› gibi bul-gular görevden al›nma nedeni olmas›na ra¤men kimse onunla u¤raflmak istemez. Efli belki suçluluk hissediyor ve alkol sorunu oluflu nedeniyle damga-lanmas›ndan korkuyor olabilir (Chick 1992).

Pek çok doktorda depresyon, yetersiz uyku, zor çal›flma arkadafllar› gibi meslekî karakteristiklerle, yüksek derecede kendini elefltiricilik veya k›r›lgan bir grandiyoziteyi içeren bireysel özelliklerin etkile-flimi neticesinde oluflacakt›r. Müdahale amaçl› her-hangi bir giriflim bu nedenle multifaktöryel olmal›-d›r (Firth-Cozens 1997).

Bununla birlikte, genç doktorlar›n çal›flma koflul-lar›, aç›kça duygudurumlar›n› etkileyebilir ve bu ko-nuda yap›labilecek çal›flma saatlerinin azalt›lmas›, daha uzun periyodlarla kesintisiz uyku sa¤lanmas› gibi giriflimlerin faydas› olabilir. Uzmanlar›n ekip li-derli¤i becerilerinin geliflmesi aç›s›ndan e¤itim al-malar› çok önemlidir. E¤er yüksek kendini elefltirici-lik ve bir aynalama eksikli¤inin genç doktorlar›n bir bölümünde depresyon geliflmesinde rol oynayabile-ce¤ini kabûl edersek uzmanlar›n tutumu önem kaza-nacakt›r. Bu konuda e¤itim, kognitif yeniden yap›-lanma, hatalar›n tart›fl›lmas›, bir bafla ç›kma yolu ola-rak alkol kullan›m›n›n sonuçlar›n›n tart›fl›lmas›, zor hastalarla bafla ç›kma yollar›n›n tart›fl›lmas›, gerçekçi beklentiler ve emosyonel tepkilerin konufluldu¤u seminerler yâhut klinik toplant›lar faydal› olabilir (Firth-Cozens 1997).

TEDAV‹ ‹Ç‹N ‹KNA ETME VE ZORLAMA

Alkol veya madde ba¤›ml›s› olan doktorun mes-lekdafllar› eninde sonunda bu sorunu yenece¤ini dü-flünürler. Bu gerçekleflmedi¤i zaman ve olmas›n› is-tedikleri mucize olmad›¤› zaman, öfke geliflecek, en sonunda fliddetli bir reddedilme ile karfl›laflacakt›r. fiikâyet edilecek, itibâr›n› ve belki kariyerini kaybe-decek, alkolizm veya depresyonu daha da kötülefle-cek, intihar bir ç›k›fl yolu olarak görülebilecektir (Chick 1992).

Bu noktada yönetim, ABD’de ve ‹ngiltere’de de-¤erlendirme komitelerinden doktor için psikiyatrik veya t›bbî konsültasyon isteyebilir ve tedavisini ta-kip edebilir. Ancak, âile ve ifl arkadafllar› daha erken davran›rsa, bu tür geliflmeler olmadan sorun çözüle-bilir (Chick 1992).

Hekimin mutlaka tedavi almas›n› gerektiren öz-gül olaylar›n kaydedilmesi iyi olur. Bâzen ba¤›ml›l›-¤›n› veya psikiyatrik hastal›ba¤›ml›l›-¤›n› reddeden meslekda-fla yaklafl›m›n zamanlamas›n›n plânlanmas›

gereke-bilir. Gene bâzen, olay henüz olmuflken yaklaflmak tek baflar›l› yol olabilir. Konuflma, kifli ciddi ve ay›k-ken yap›lmal›d›r. ‹fl arkadafllar› yönetici ve âile ve belki di¤er arkadafllar›n›n birleflip hep berâber onu gerçekle yüzlefltirmeleri uygun olabilir. Bu bask› al-t›nda, hasta doktora bir dahaki sefere yard›m teklifi-ni geri çevirmek zor gelebilir ve kendi âile doktoru-nu, tavsiye edilen bir dan›flman› görmeye yâhut psi-kiyatra gitmeye ikna olabilir.

Hasta doktorlar için kendi iflyerleri d›fl›nda teda-vi aramak daha kolay olabilir. Doktorlar yap›sal ola-rak veya yetifltirilifl tarzlar› sonucu flüpheci ve h›rsl› olabilirler. Nasihat verilmesinden hofllanmayabilir-ler ama ifl arkadafllar›n›n tedaviye devam konusunda ›srarc› olmalar› gerekebilir. Çünkü doktorlar hastala-ra verdikleri önerilere kendilerinin uymamas› konu-sunda kötü bir üne sahiptirler.

Hasta bir doktorun tedaviye bafllamas›na yard›m etmenin pek çok ülkede bâz› prosedürleri vard›r. Genellikle bir doktor kendi bölümünde çal›flan bir doktorla görüflmektense baflka bir bölümden öneri almaya daha aç›kt›r ve bunu sa¤lamak problemin de-¤erlendirilmesinde bir aflama olabilir. ‹ngiltere’de doktorlar›n kendilerinin ve meslekdafllar›n›n sorun-lar› hakk›nda kolayca ulaflabilecekleri bir kurum oluflturulmufltur. Ayn› zamanda bu amaçla yöresel tabip odalar› taraf›ndan gerçeklefltirilen telefon hat-lar› vard›r.

TEDAV‹

Doktorlar, psikiyatrik durumlar› hastal›k olarak görmek üzere e¤itim almakla birlikte s›kl›kla psiki-yatrik tedaviyle ilgili stigmalarla ilgili olarak çok has-sast›rlar. Psikiyatrik görüflmeler mesâi saatlerinde ve ola¤an kliniklerde yap›lmal›d›r. Gizlilik tedaviyi ko-laylaflt›rmayaca¤›ndan doktorun kendi âile hekimi durumu bilmelidir. Durumu hastal›k olarak görmek utanma ve suçlulu¤u azalt›r. Hasta bir doktoru teda-vi etmenin en iyi yolu onun psikiyatrik hastal›klar›n tümünü bildi¤ini sanarak de¤il, onu herhangi bir en-tellektüel biri gibi düflünerek yaklaflmakt›r. Bu nok-tada doktorun özgüveninin oldukça azalm›fl olaca¤› ve meslekî bir dil ile bildiklerini ve deneyimlerini kullanaca¤› anlafl›labilir (Chick 1992).

Görüflme, bireyin endiflelerini araflt›rarak baflla-mal›d›r. ‹fli hakk›nda umutsuz olabilir ve taleplerle bafla ç›kmakta yetersiz hissediyor olabilir. Evlilikle il-gili flikâyetler, alkol etkisiyle yapt›¤› ve flikâyete yol açm›fl olan bir suç, veya en az›ndan bir psikiyatrik görüflmeye bafllad›¤›n›n konuflulmas› gibi nedenler-le zorlan›yor olabilir. Mesnedenler-lekdafllar›ndan veya idâre-cilerden al›nan bilgiler tart›fl›larak efli de bunlardan haberdar edilmeli ve en iyi nas›l yard›m edilebilece-¤i konuflulmal›d›r.

E¤er flikâyet konusu, fiziksel bir inceleme ve tet-kik yap›lmas›n› gerektiriyorsa yap›lmal›d›r. Alkol problemi oldu¤unu belirlemek için yo¤un alkol al›-m› ile ilgili elde ve a¤›zda, dilde tremor,

(7)

hepatomega-li, yüzde veya konjunktivada kapillarizasyon art›fl› yâ-hut spider nevus gibi fiziksel bulgular aranabilir. Ka-raci¤er fonksiyon testleri, tam kan say›m› ve benzo-diyazepinler için idrar analizi (alkolik doktorlar ank-siyete ve yoksunluk belirtileriyle bafl etmek için s›k-l›kla kendi kendilerine tedavi al›rlar) mutlaka yap›l-mal›d›r (Chick 1992).

Tedavi konusunda anlafl›ld›ktan sonra, doktor bunu bir an önce sonland›rmak için hayli çabalaya-bilir. Bu durum en iyi flekilde, s›n›rlar› yeterince ko-ruyabilen ve klinik uygulaman›n gerektirdi¤i kural-lara ba¤l› kalan bir psikiyatrla yak›n ve güvenilir bir iliflki kurulmas›yla önlenebilir. Doktorun tedaviyi sürdürmesi ve takibe devam etmesi konusunda mes-lektafllar› veya hastâne yönetimi taraf›ndan iyi niyet-li bir bask› uygulanabiniyet-lir. Doktorun, iflten izin alma-y› kabûl etmesi ve meslekdafllar› ve hastalar›na karfl› suçluluk hissetmemesi konusunda yard›ma ihtiyac› olabilir. Hastâneye yat›rma ile ilgili kararlar di¤er hastalar için olanlarla ayn› olmal›d›r. Benzer flekilde fiziksel tedavilerle ilgili olarak depresyon için ilâç ve belki elektrokonvulzif tedavi yâhut tekrarlayan alko-lizm için disulfiram kullan›m› (âileye, meslekdafllar›-na veya hastâne idâresine dan›fl›larak) gibi konular-daki kararlarda, di¤er hastalarda nas›l karar veriliyor-sa, öyle karar al›nmal›d›r.

Görüflmelerde evlilik ve ifl stresi ile ilgili sorunla-ra odaklan›labilir. Doktor âilesinin emosyonel gerek-sinimlerini ihmâl etmifl ve yak›nlar› y›llarca bundan yak›nm›fl olabilir. Yard›ma ihtiyac› oldu¤unda “des-te¤ine ihtiyac›m oldu¤unda sen nerdeydin?” fleklin-de bir karfl›l›kla yüz yüze gelebilir. Ba¤›ml›l›¤›n ve depresyonun bireyi yaln›z ve içe dönük hâle getir-mesi, eflinin tutumunun sert ve mesâfeli hâle gelme-sinin bir baflka nedenidir. Âilesiyle iletiflim kurula-rak herkesin ihtiyaçlar›n› bildirmesi ve daha iyi bir dinleyici olmas› için özendirerek ortak görüflmeler düzenlenmesi yoluyla yard›mc› olunabilir. ‹liflkide al›c› ve verici olman›n yeniden ö¤renilmesi zaman alabilir. Düzelme bafllad›¤›nda hayâl k›r›kl›¤›na u¤ra-mamas› için hastan›n gerçekçi beklentilere sâhip ol-mas› önemlidir.

Terapistle hastan›n stresle bafl etmek için ana hat-lar› belirlemesi gerekebilir.

n Zaman›n k›s›tl› oldu¤unu kabul etmek ve bu nedenle iflle ilgili beklentileri buna göre ayar-lamak.

n Zor hastalarla bafl etmek için yöntemler belir-lemek.

n Zorla uygulat›lmak istenen de¤ifliklikleri ka-bul etmek için bir yol ka-bulmak ve bunlarla ger-çekten önemliyse mücadele etmek.

n Mükemmel olmak beklentisinden ziyâde “ye-terince iyi” olmak fikrini benimsemek.

n ‹fli di¤erlerine devretmek.

n Bir problemin zihinde felâkete dönüflmesine izin vermemek.

n Kin ve öfke beslememek.

n Benlik sayg›s›n› yeniden infla etmek ve hatalar

yerine baflar›lar üzerinde daha çok durmak. G‹D‹fi VE KL‹N‹K ‹ZLEM

Bu özellikle alkol veya ilâçlar konu oldu¤unda önemlidir. Hekimin tedavisi yoluna girdi¤inde ifle erken dönemde dönmesi cesaretlendirilmeli ve meslekî alanda kaybetti¤i krediyi çabuk biçimde ka-zanmas› sa¤lanmaya çal›fl›lmal›d›r.

Alkol ve madde kötüye kullan›mlar›nda, kifli bafl-lang›ç relaps›n› kabûl etmeli ve yeniden baflvurmak için beklememelidir. Doktorun arkadafllar›, âilesi ve iflvereni, relaps fark edilir edilmez önlem almaya ce-saretlendirilmelidir. ‹fl arkadafllar› veya yöneticiyle örne¤in ilk y›l içindeki relaps say›s›nda anlaflmak mant›kl›d›r. Böylece bireyde geliflme, düzelme ol-mayan y›llar için kat› davran›fl sergilememeleri sa¤-lanabilir.

Ads›z Alkolikler gibi gruplar›n büyük yarar› ola-bilir. Önemli say›da doktor, bu gruplara kat›lman›n bir doktorun itibar›n› zedelemeyece¤ine tan›kl›k edebilir. Ço¤u ülkelerde ilâç veya alkol ba¤›ml›s› bir doktorun ulusal yâhut yöresel bir doktor ve difl he-kimleri grubu ile ba¤lant› kurmas› muhtemeldir. Grupta yarg›lay›c› olmayan ve empatik bir kabûl görme, stigmay› önemli ölçüde azaltmaya yard›m eder ve kiflinin yoksunluk için ihtiyaç duydu¤u yar-d›m› sa¤layabilir (Chick 1992).

KAYNAKLAR

Akvardar Y, Aslan B, Ekici ZB, Ö¤ün E, fiimflek T (2001) Dokuz Eylül Üniversitesi T›p fakültesi dönem II ö¤ren-cilerinde sigara, alkol, madde kullan›m›. Ba¤›ml›l›k Dergisi; 2: 49-52.

Arnetz BB Horte LG, Hegberg T, Allender E, Malker H (1987) Suicide patterns among physicians related to other academics as well as to the general population: results from a national long-term prospective study and a prospective study. Acta Psychiatr Scand; 75: 139-143.

Aslan H, Gürkan B, Alparslan N ve ark. (1996b) T›pta uz-manl›k ö¤rencisi hekimlerde tükenme düzeyleri. Türk Psikiyatri Dergisi; 7: 39-45.

Aslan H, Ünal M, Aslan O ve ark. (1996a) Pratisyen hekim-lerde tükenmifllik düzeyleri. Düflünen Adam; 9: 48-52. Aflut Ö (1999) Hekimlerin yar›s› sigara ba¤›ml›s›. T›p

Dün-yas›; 41.

Blatt SJ and Zuroff DC (1992) Interpersonal relatedness and self-definition: two prototypes for depression. Clin Psychol Rev; 12: 527-562.

Caplan RP (1994) Stress, anxiety, and depression in hospi-tal consultants, general practitioners, and senior he-alth service managers. Br Med J; 309: 1261-1263. Cherniss C (1980) Staff Burnout: Job Stress in the Human

Services. Beverly Hills: Sage Publications.

Chick J (1992) Doctors With Emotional Problems: How Can They Be Helped? Hawton K, Cowen P, editors. Practical Problems in Clinical Psychiatry. New York: Oxford University Press, 242-253.

Collins BG (1991) Drug and Alcohol Use and Addiction among Physicians. Norman Miller, editor.

(8)

Compre-hensive Handbook of Drug and Alcohol Addiction. New York: Marcel Dekker, 947-966.

Czander WM (1993) The Psychodynamics of Work and Organization. New York: Guilford Press, 1993. Düzyürek S, Ünlüo¤lu G (1992) Hekimde Tükenmifllik

(Burnout) Sendromu. Psikiyatri Bülteni; 1: 108-112. Firth-Cozens J (1997) Depression in Doctors. Robertson

MM and Katona CLE, editors. Depression and Physical Illness (Perspectives in psychiatry, Vol.6). Chicester: John Wiley & Sons, 95-115.

Flaherty JA, Richman JA (1993) Substance use and addic-tion among medical students, residents, and physici-ans. Psychiatr Clin North Am; 16: 189-197.

Fine M and Wolf ES (1987) Career choice: The dynamics of self expression. Psychoanal Enq; 7: 39-57.

Freudenberger HJ (1974) Staff burnout. J Soc Issues; 30: 159.

Hale R, Hudson L (1978) The Tavistock study of young doctors: report of the pilot phase. Br J Hosp Med; 47: 452-463.

Heim E (1992) Stressors in health occupation. Do females have a greater health risk? Z Psychosom Med Psycho-anal; 38 :207-226.

Kaplan HI, Sadock BJ (1998a) Psychiatric Emergencies. Synopsis of Psychiatry, 8th Edition. New York: Willi-ams & WilliWilli-ams, 865.

Kaplan HI, Sadock BJ (1998b) Relation Problems. Synop-sis of Psychiatry, 8th Edition. New York: Williams & Williams, 845.

Kaplan HI, Sadock BJ (1998c) The Doctor-Patient Relati-onship And Interviewing Techniques. Synopsis of Psychiatry, 8th Edition. New York: Williams & Willi-ams, 15.

Kohut H (1971) The Analysis Of The Self: A Systematic Approach To The Psychoanalytic Treatment Of Nar-cissistic Personality Disorders. New York: Internati-onal Universities Press.

Karl›da¤ R, Ünal S, Yolo¤lu S (2000) Hekimlerde ifl doyu-mu ve tükenmifllik düzeyi. Türk Psikiyatri Dergisi; 11: 49-57.

Malan DH (1978) Individual Psychotherapy and the

Scien-ce of Psycho-Dynamics. London: Butterworths. Maslach, C (1976) Burned-out. Hum Behav; 5: 197-220. Murray RM (1977) Psychiatric illness in male doctors and

controls: an analysis of Scottish hospitals in-patient da-ta. Br J Psychiatry; 131: 1-10.

North CS, Ryall JE (1997) Psychiatric illness in female physicians. Are high rates of depression an occupati-onal hazard? Postgrad med; 101: 233-236.

Pickard M, Bates L, Dorian M, Greig H, Saint D (2000) Al-cohol and drug use in second-year medical students at rhe University of Leeds. Med Educ; 34: 148-150. Roy A (1985) Suicide in doctors. Psychiatr Clin North Am;

8: 377-387.

Rucinski J and Cybulska E (1985) Mentally ill doctors. Br J Hosp Med; 33: 90-94.

Sakinofsky I (1980) Suicide in doctors and wives of doc-tors. Can Fam Physician; 26: 837-844.

Skolnik NS, Smith DR, Diamond J (1993) Professional sa-tisfaction and dissasa-tisfaction of family physicians. J Fam Pract; 37: 257-263.

Steppacher RC and Mausner JS (1974) Suicide in male and female physicians. JAMA; 228: 323-328.

Sutherland VJ, Cooper CL (1993) Identifying distress among general practitioners: predictors of psycholo-gical ill health and job dissatisfaction. Soc Sci Med; 37: 575-581.

Tot fi, Yaz›c› K (2001) Psikiyatri, psikiyatristler ve psiko-loglar ile ilgili tutumlar. Sendrom Dergisi; 13: 78-82. Tu¤lu C, Güzelant A, Erdo¤an S, fienveli B, Abay E (2000)

Hekimlerde sigara içme al›flkanl›¤› ve ruhsal örüntü. Ba¤›ml›l›k Dergisi; 1: 32-37.

Tyseen R, Vaglum P (2002) Mental health problems among young doctors: an updated review of prospec-tive studies. Harv Rev Psychiatry; 10: 154-165. Vaillant GE, Sobowale NC, McArthur C (1972) Some

psychological vulnerabilities of physicians. New Engl J Med; 3: 324-329.

Valko RJ, Clayton PJ (1975) Depression in the internship. Dis Nerv Syst; 36: 26-29.

Yalom I (2001) (Babayi¤it Z‹, çeviren). Varoluflçu Psikote-rapi, Üçüncü bask›. ‹stanbul: Kabalc› Yay›nevi, 210.

Referanslar

Benzer Belgeler

1939’da Türkiye’ye iltihak olan bölgedeki Ermeniler, çok değil iki yıl sonra, yine Ankara’nın gadrine uğradı..

hatta ben, kafam bir gemi direği gibi bir aşağı bir yukarı sallanırken, aynı yönde ondan daha hızlı hareket ediyor gibiyim.. Sol tarafımda uzakta, ovanın

Sosyal Psikoloji ala- n›nda yap›lan deneyler aras›nda belki de en çok ses getiren ve üzerinde tar- t›fl›lan deneylerden biri oldu bu.. Dene- yin amac› insan

Yedikuleden Topkapı - Saraçhanebaşına kadar im- tidat eden plân Çapadan Cerrahpaşaya ve Hasekiye ka- dar olan geniş bir sahayı Tıp Fakültesi >e ayırdığı gibi

Beyaz yumurtac›larda yerleflim s›kl›¤›n›n 5’e art›r›lmas› ile yumurta verimi ve Haugh Birimi’nin azald›¤›, ölüm oran›n›n artt›¤›, ancak kabuk kalitesi ve

Evrim teorisi, tarihi eski Yunan'a kadar uzanan bir ö¤reti ol- mas›na karfl›n, kapsaml› olarak 19. yüzy›lda ortaya at›ld›. Teori- yi bilim dünyas›n›n gündemine sokan

D arwinizm, yani evrim teorisi, yarat›l›fl gerçe¤ini reddetmek amac›yla ortaya at›lm›fl, ancak baflar›l› olamam›fl bilim d›fl› bir safsatadan baflka bir

‹kinci basamak sa¤l›k kurulufllar› özel t›p merkezleri, özel dal merkezleri, ilçe- belde entegre hastaneleri, küçük ölçek- li devlet hastaneleri, büyük ölçekli dev-