- o
ARADA BİR
Prof. ASIM MUTLU
Mimar
Onu, tam otuz yıl önce 23 hazirandayitirmiştik. Günümüzde ki okuryazarlık ve kültür düzeyimizde onun elli yıl önce kurmuş olduğu Köy Enstitüleri atılımıyla başlattığı eğitim seferberliğinin büyük payı vardır. Kısa sürede yurda kazandırdığı çok sayıdaki köy okulu ve öğretmeni, o dönemde yurda ışık saçmıştır.
Birçok ulusa göre hâlâ çok geri kalmışlığımızın günahı da ens titülerin aydınlattığı insanların, artık kendi gibilerini seçerek ba şa geçirmeyeceğinden korkarak türlü iftiralarla karaladıkları ens titüleri kapatmayı başaran çirkin politikacıların boynundadır.
Köy Enstitüleri yaşasaydı bugün çok daha ileri bir toplum ola caktık.
Elli yıl önce yurdumuzda büyük çoğunluğu oluşturan kırsal alandaki çok geri kalmış insanımızı, yaşadıkları ilkel koşulları ya dırgamadan onlarla kaynaşarak orada yaşayabilecek köyden ye tişme öğretmen eğitebilirdi. Bu öğretmen aynı zamanda köylü ye bir örnek ve yol gösterici olmalıydı. İşte köy çocuklarını bu nitelikte yetiştirerek öğretmen yapacak Köy Enstitüleri’nin yara tıcısı dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç1 tur.
Bu yazımda Tonguç’un daima ileriyi görerek, daima hazırlat tığı uygar bir plan içinde ve hiç vakit yitirmeden uygulamaya ge çen, üstün düzeydeki işletmeci yönünü belirtmek istiyorum.
Tonguç, ayrı ayrı binalardan oluşmasını öngördüğü enstitüler deki birimlerin ilişkilerine göre arazinin neresine ve nasıl yerle şeceklerini gösterecek, binaların plan ve şekillerini belirleyecek projeye karar vermek için ulusal bir mimarlık yarışması açmıştı, ilk yarışma Antalya’da Aksu Köy Enstitüsü içindi. Yarışmaya ka tılacak bir mimar olarak yönetmelik gereği önce yeri görmek için oraya gittiğimde, gelecek inşaatın yakınında mevcut eski bir iki küçük bina ve geçici barakalarda öğretime başlanmıştı bi le. Arı gibi çalışan ve köy çocuklarından öğrenciler, öğretmenle ri ve bir iki usta ile yapacakları binalarının projelerini bekliyor lardı.
Enstitülerin geniş bir alana yayılmış olarak, okullar, yatakha neler, yemekhane, mutfak, çamaşırhâne, işlikler, toplantı bina sı, idare binası, spor ve toplantı alanları, öğretmenevleri, ziraat aletleri deposu, ahır, kümes, fidanlık ve tarım alanı ile uyumlu bir bütün oluşturması isteniyordu. Tonguç’un biz mimarlara ver diği direktif: Binaların işlevsel olmakla beraber, doğa koşulları na uygun, yerel malzeme ve işçilikle gerçekleştirilebilecek gibi ekonomik kolay yapılabilir, basit formlarda şekillendirilmesi idi. Yurdumun gerçeklerini ve olanaklarını yansıtan bu görüşlerini ilke olarak kabul ettim. Bunlar tüm mimarlık yaşamıma egemen oldu diyebilirim.
O dönemde çoğu okulsuz olan köylere, enstitü çıkışlı öğret menlerin çalışabilecekleri çok sayıda köy okulu yapılması gere kecekti. Projeler, ılıman, soğuk ve sıcak bölgeler için ayrı ayrı üç tip olarak hazırlanacaktı. Okul, elli kişilik olacak, bir derslik bir işlik, üstü örtülü bir teneffüs yerinden oluşacak ve üç odalı bir öğretmenevini içerecekti. Mimar Ahsen Yapaner’le beraber kazandığımız bu yarışmanın yapı projelerini hazırlarken Tonguç bizden bu binaları istenirse taş, gerekirse tuğla ya da kerpiç duvarlı olacak gibi üç tip proje olarak hazırlamamızı istemişti. Hazırladığımız proje ve detayların klişeleri hazırlanarak hemen devlet matbaasında basılmış ve hemen uygulamaya geçilmesi için tüm yurda gönderilmişti. Aslında bu binaları da yerel usta lardan yararlanılarak enstitüler yapacaklardı. Tonguç’un çağrısı üzerine bakanlığın gönderdiği yataksız ikinci mevkii biletle An kara Hasanoğlan Köy Enstitüsü yüksek kısımdaki öğrenci ve genç öğretmenlere okul projeleri üzerinde açıklamalar yapmak, yapı ve elemanlarını anlatmak için birkaç kez enstitüye giderek iki üç gece kaldım. Her gece yapılan ve yurdun her yönünden çağrılan aydın ve sanatçıların, şairlerin katıldığı toplantılarda şi irler söyleniyor, oyunlar oynanıyor, müzik yapılıyor, tatlı, ilginç söy leşiler düzenleniyor ve öğrencilerin kültür düzeyleri yükseltiliyor du. Orada yapı dersi veren genç mimar Mualla Eyuboğlu (şim- di/Anheger) çocuklara uygulama olarak kerpiçten yaptırdığı bir bina ile enstitüye bir kantin kazandırmıştı. Yurdun her yerinde, yeni köy öğretmenleri, köylülerle beraber büyük bir coşku için de okullarını yapmaya başlamışlardı. Köylerde yatılı köy okulları düşünmüştü. Tonguç, hep geleceği düşünüp planlayan ve he men uygulamaya sokabilen müstesna bir insandı. Onunla be raber çalışmak ne kadar aydınlatıcı, zevkli ve yararlı idi. Yurdu ma büyük hizmetler vermiş olan bu büyük insanı özlem, sevgi, minnet ve rahmetle anıyorum.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi