• Sonuç bulunamadı

Ölümünün 20. yıldönümünde:Hüseyin Rahmi Gürpınar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölümünün 20. yıldönümünde:Hüseyin Rahmi Gürpınar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ALTI

cınv

Ölümünün

20.

Yıldönümünde:

Hüseyin Rahmi Gürpınar

A hm et M ith at Efendi, za ma­ nının dev y a zarlarından biriydi. Bir gün kendisine, gazetesinde y a y ın la n m a k üzere, bir roman gönderildi. Müsveddeyi okuyan A hm et M ithat Efendi, rom anı çok beğendi. Yazarını gazeteye çağırdı. Onun yaşlı başlı, kerli ferli biri olacağını düşünüyor, du. G ele gele 17 - 18 yaşlarında, utangaç, çekingen bir genç çı­ kageldi T ecrü beli yazar bu ço cuğun, değil böyle bir rom an yazabilmek, an lıvab ilecek güçte bile olacağına inanam ıy ordu. Sa kın rom an ı bir yerd en aşırmış olmanındı... Kaşlarını ça tt ı; ya­ zı çalm anın , yalan dolanla ede­ biyat dü nyasına girmek isteme- nin faydas ızlıkları üzerine na­ sihatlerde b u lu n m ay a başladı. Ama karşısındaki gencin yanak­ ların dan süzülen tem iz gözyaşı dam lalarını görünce, yanıldığı­ nı a n la m a k ta gecikmedi. Ona destek o ld u ; gazetesine aldı Bu olayın sonunda. T ü rk ed ebiy a­ tının b ü y ü k romancısı Hüseyin Rahmi doğmuş oldu.

H ü n k â r yav erlerin d en Sait P a ­ şanın oğlu olan Hüseyin Rahmi, 1864 yılında ts ta n b u ld a doğ­ muştu r. Gen ellikle, özel bir öğ­ retim gördü. Gençlik yılların da kısa sü ren b i r kaç m e m u r l u k hayatından sonra, b ü tü n çalış­ m alarını sadece basına ve ede­ biyata bağladı. 1936 dan 1943 yi- lına k a d a r K ü tah y a m illetv ek il­ liğinde b u lu n d u . 8 m a r t 1944 te, ö m r ü n ü n b ü tü n ikinci yarısını geçirdiği, Heyheliadada öldü. O rada göm ülüdür.

* * *

ö z e ll ik l e ilk eserle rinde ko­ ru yucusu A hm et Mithat Efendi­ nin izinden yürü y en , onun gibi geniş halk yığı nların a seslenip, ro m an ların d a onların ya şayışla ­

Y a za n : Şem se ttin KUTLU

rını yaşat an Hüseyin Rahmi G ü r p ın a r ; T anzim at sonrası T ü rk edebiy atının en sevilmiş, en çok eser vermiş, en popüle r olmuş yazarıdır. Zam anla Ah­ m e t Mithat Efendinin yolu ndan ve etkisinden sıyrılmış, onunki­ lerden daha gelişik, daha başa­ rılı ro m a n la r m eydana getirmiş­ tir. ö t e yandan, yaşdaş ları ve çağdaşı bulu nduğu Servetifü- n u n c u la r d a n da, ta m am iyle ay­ rı, bir sanat ve estetik görüşü- ne sahiptir

Hüseyin Rahmi G ü rp ın arın en b ü y ü k özeliği «halk romancısı» olu şudur. Zam anına göre pek külfetsiz sayılabilecek d u ru ve akıcı Tiirkçesi ile, sanatta şu

ya da bu k aygıları p ek önemse­ meden yazmış; yazdık larının m ü m k ü n olduğu k a d a r çok o- k u yucu ta r a fın d a n okunmasın ı yete rli bir başarı saym ıştır. O. ed ebiy atın y u k a rı d a n aşağıya, yani a y d ın lard an halk vığınına değil; aşağıdan vukarıya. yani halk yığ ınla rın dan aydın lara doğru gelişip evrimleşmes i ka­ nısındadır. Böylelikle, aynı za­ manda, geniş yığının eğitilmesi, aydın ların çoğaltılmas ı da sağ­ lanm ış olaca ktır. Yazar, bu ka­ nısında gerçekten samimî olma­ lı ki rom a n la r ın ın önemli bir kıs mında zam an zaman asıl konu­ yu bir yana bırakıp, bir takım bilimsel ve eğitsel düşü ncelere d a lm a k ta ; o k u y a n la r d a n belki yüzde doksan beşinin, bu dü­ şüncelerin bu lu n d u ğ u sahifeleri haşır haşır çevirere k, kesildiği, yerd en konuyu arıyacağını ak­ lına bile geti rm em ektedir.

Dili ile yapıcı ile, konularını heyecanlı ve çekici olaylara ta ­ kıp sürükliyen ustalığı ile hal­ ka mal olmuş Hüseyin Rah mi­ nin, belki de, en çok aksıyan yö nü bu tu t u m d u r .

Romanlarının k a h r a m a n la n , genellikle, ala fra ngalığ a sırt çe­ virmiş yerli ti plerdir. Taklitçi alaf ranga tiple r, —h e r zaman, ilk rom anı olan Ş ık ’taki kadar aşırı .verilmemişlerse de— çoğu zaman gülü nç ve köksüz yönle­ ri ile ele a lın m ışla rd ır B unun­ la b eraber Hüseyin Rahmi G ü r­ pınar, ra s tgele yerli tiple ri mak bu) örn e k le r ola rak gösterm ek­ ten de uzaktır. Akdine, yontu l­ mam ış a l a t u r k a l a r la ve ala tur. kalıkla rla da, aynı ölçüde, alay eder. R om anların daki kahra­ m an ların çoğu on dokuzuncu

yüzyıl sonu İs tan b u l toplumu- n u n son derece canlı, hareketli ö rnekleridir. Eserleri, b ü y ü k şehrin g ü n lü k yaşayışından alın­ mış ren k li sah nel erle dolu dur. A nadolu in sanla rına, A nadolu gerçeklerine gelince; o, bu konu ya eğilmeyi ya düşünem em iş, ya da bu alanda kendisini pek yetkili görmem iş o lm alıdır ki, S erv e tifü n u n c u la ra benziyen tek tarafı burasıd ır: Hüseyin Rah mide de Anadolu yo k tu r .

Hüseyin Rahmi G ü r p ı n a r ’da bol ras tlana n ele m a n la r d a n biri de mizahtır. Geniş realizminin yanıb aşm da, bazan omuzu ucun­ da ro m an tik te m a la r a sık sık ra s tla m a k m ü m k ü n d ü r . Bu ro­ mantiz m le realizm, zaman za­ man, kucakla şıp rom anla rın ın ortam ını bir m elodra m havasına da b ü rü n d ü r e b ili rl e r. İşte bütü n bu oluşların yanında, hem en dai ma, mizah çeşnisini de b ula bi­ lirsiniz. Romancı, mizaha geniş yer ve önem verir. Bu yüzden, okuy u cu ların ın çoğu, kendisini bir mizah yazarı ola rak tanır, •sever ve a r a r la r . Oysaki Hüse­ yin Rahminin mizahı, g ü ld ü r ü ­ cü olduğu kadar, gülü nç yön­ lerimizin açıklanmas ı ve hicve- dilmesi tem eline dayanır. Dola- yısiyle denilebilir ki; mizah on da bir amaç değil, b ir araç ni­ teliğindedir.

Hüseyin Rahmi G ürpın ar, ta t lı dili, tatlı anlatışı, usta göz- lemciliği, rom anla rın ın k onula­ rını güçlük çekmeden düzenle­ yip kolaylık la vürütüşü. çok yazmış, çok oku tm u ş bir vazar oluşu ile T ü rk ed ebiy at ta r ih in ­ de haklı ve onurs al bir yer t u t ­ muş, u n u tu l m ı y a c a k rom ancıla­ rımızdan biridir. Ö lü m ü n ü n yir minci y ıldönüm ünde kendisini engin saygı ve sevgilerle a nm ak

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Romanlarda kadınların bâtıl inançlar karşısındaki konumuna dikkat çeken Hüseyin Rahmi Gürpınar, pek çok romanında eğitimsiz kadınların bu

Karakter Sermet, Aynınur’un sadakatsizliği konusunda arkadaşını daha çok düşünür ama karısının zoruyla daha sağduyulu hareket etmek zorunda kalır. Hem arkadaşını

Enis Buhari Eskiden vaiz olan Enis Buhari, Mualla Efendi’nin kitabında savunulan, insanların atalarının hayvanlar olduğu düşüncesine şiddetle karşı çıkar ve

huşusî bir kıymet arzetmi- yen tablonun içinde gizli gizli yüreği atan nur kaynağının as­ lına geleceğim: Eski (Mektebi Sultanî) nin şahsiyetini yapan

Uğur Dündar’ın sunduğu bu gece­ ki programa Yıldız Kenter’in kızı Ley­ la Tepedelenli ve ağabeyi Mahmut Kenter yurt dışında yapılan çekimleriyle

Çünkü eser Loti’nin en çok okunmuş ve en çok alâka çekmiş romanlarından biridir ve Cânan’ın ölürken yazmış olduğu mektup, hakikaten Madam Lera

Heidelberg Darülfünunun dan felsefe doktoru olarak çıkmış olduğunu, ve Bulgar gençleri için en yüksek gayenin ikmali tahsil eder etmez bir bulgar köyünde

Retrofaringeal apsenin C1-C2 vertebra- lar aras›nda sa¤ taraftan spinal epidural apse ile devaml›l›k arzetti¤i görülmektedir..