• Sonuç bulunamadı

Müzeci Hamdi Bey anılıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Müzeci Hamdi Bey anılıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hukuk öğrenimi için

gittiği Paris'te resim

öğrenimini yapan ve

yaşamı boyunca 120

kadar yapıt veren

Osman Hamdi Bey,

24 şubatta ölümünün

68'inci yıldönümünde

anılacak

MÜZECİ

TÜRK YURDUNUN TARİHİ ZENGİNLİKLERİNE SAHİP

ÇIKTI.GÜZEL SANATLAR AKADEMİSİNİ KURDU.

HAMDI BEY ANILIYOR

"Video-Klûb'ün" geniş bir arşivi var.

Kadın Polis

alıyoruz... Gerçekle bir aile için pahalı bir sistem henüz bu...

Amma dışartfa da bu böyle... Ancak oteller, büyük kuruluş­ lar, okullar için, hatta apartmanlar İçin çok ucuz ve yararlı o- luyor...

— Örneğin?..

— Örneğin, Yüksek Mimar Ayduk Koray Çankaya'da 100 daireli bir blok apartman yapıyor, 1978’de bitecek... Şimdi o- radan daire alanlar ayda bin lira vererek her akşam 7'den son­ ra 4 saat süre ile renkli televizyon programı seyredebilecek­ ler... Bir merkezden yönetilicek bu yayın...

EĞİTİM'DE

— Eğitimde ne şekilde kullanılıyor video yayınları? — Erzurum'da, Trabzon'da. Bursa’da, ıtoadolu’mın birçok illerinde üniversiteler kuruldu... Ama profesörler gidemiyor­ lar oralara... Gidenlerde güç gidiyor, üstelik sayıları da yet­ miyor... Aslında gitmelerine gerek yok, bu sistem yerleştiri­ lirse... Profesörlerin verecekleri dersleri video teybe alıp, dilediğiniz fakülteye gönderebilirsiniz... Bu tür öğrenim hem ucuz hem de. yararlı oluyor... En ünlü profesörlerin yaptiKiarı ameliyatlar, deneyler video teyple gayet iyi gösterilebiliyor... Ve artık bu tür öğrenim tüm Batı ülkelerine yerleşti...

— İşçiler için?...

— İşçiler içinde çok yararlı programlar yapılıyor video ile... Bir işin nasıl yapılacağı öğretiliyor...

— Bizde böyle programları süratle alabilen, hazırlayabilen araçlar var mı? Sonra hazır programlar getirtebiliyor musu­ nuz?

— Hepsini ge tirttik... Hepsini uygulayabiliriz... — Acaba ne kadar video teyp var Türkiye'de? — 1500’ün üzerinde gösterici var olduğunu sanıyoruz... Ayrıca 2000 civarında da renkli televizyon aracı var...

— Galiba bir de bankalarda soygunlara karşı bu yöntemle önlem alınabiliyor?

— Bankalar ve büyük mağazalar için gayet kullanışlı bir sistem video... Yüksekçe bir yere video kameralarını yerleş­ tirdiniz mi. gireni çıkanı, her şeyi banda alabiliyorsunuz... Bu şimdi soygunları, hırsızlıkları önlemek İçin hayli yıldır kulla­ nılan bir yararlı yöntem...

★ ★ ★

Böylece bizde de “ Video klüp" kuruldu . Büyük kuruluşlar yavaş yavaş bu yönteme doğru kayıyorlar, müşterilerini ken­ dilerine bağlamak, işyerlerini daha cazip güvenli hale getire­ bilmek için... Aynca t-üyük otellerin lobilerinde gösterici araçlarla bu sistemle vakit geçirten programların arasına rek­ lâm programları da sıkıştırıyorlar... Bu da ayrı bir yarar sağlı­ yor firmalara... Herhalde önümüzdeki yıllar video’yu Türkiye'de İyice yerleşmiş olarak göreceğiz.

TÜRKİYE'DE İLK

«YIDEO-KLOP»

KURULDU

T

ELEVİZYONDA ikinci kanalı isterlerse devreye sok­ sunlar isterlerse sokmasınlar... Bu yöneticilerin bi­ lecekleri bir iş... İstanbul’da birkaç ay önce kurulan VİDEO KLÜP üyelerine hergün diledikleri saatte TRT’de gün­ düz bazı programlan dem de renkli olarak seyrettiriyor...

Müzik mi arzu ettiniz? Mireille Mathieu’nun konseri. Gil­ bert Becaud’yu . Silvya Vartan’ı veya sevdiğiniz bir başkasını hemen karşınızda bulabiliyorsunuz... Video kasetini yerleş­ tirdiniz mi herşey tamam...

İngiltere - Batı Almanya millî maçını mı hatırladınız, canı­ nız bir futbol ziyafetini mi çekti. Yerleştirin video kasetim seyredin dilediğiniz sürece...

Fransız Italyan. Alman ve Ingiliz televizyon kuruluşlarının beğenilen programlarının tümü artık Türkiye'de, elinizin al­ tında...

Demir Baran Şarol ile Doğan Yüzak Türkiye'de Video Klübün ilk kurucuları... Demir Baran Ingiltere'de gazetecilik yaptığı yıllar bir yandan da School of Télévision Production e gitm iş ve bu okulu bitirm iş... Arkadaşı Doğan Yüzak da eîek- tıonik mühendisi... İki arkadaşın da televizyona ve bu tür araçlara özel bir merakları, daha doğrusu tutkuları var...

Bakınız Türkiye'de böyle bir olayı gerçekleştiren Baran bu konuda neler anlatıyor...

— VİDEO KULÜBÜ'nün ne kadar üyesi var?..

Yüzün üzerinde üyeye sahibiz... Bu üyelerimize her hafta 7 saatlik değişik ve renkli video bandı veriyoruz... Bir özel servisimiz var bunu gerçekleştiren...

Peki herhangi bir televizyon aracı ile video teypten ya­ rarlanılabilir mi? Bu sistemin esası nedir?

Video kazetinin yerleştirildiği bir araç var... Aşağı yu- kan bir teyp aracı gibi... Bunun dışında bir de renkli televiz­ yon okranı gerekli... Sonrası programla doldurulan kasetler tabH...

Siyah beyaz görünüm veren araçlarla video seyredilmez mi?

— Elbette seyredilir...

— Herhangi bir televizyon aracı yeterli midir?

— Vkteo kanalı t*f «vizyon la ra yıllardır konuluyor... Çok rakılarda yok aadoco... Türklya'da yapılan fal «vizyonlarda galiba arlık vldao çıkışı koymaya başladılar... Bu bir büyük v« pahalı özalllk dağtl artık...

ÜYELİK KOŞULLARI

— Video Kulüp'e üye olmak İçin ne ödeniyor? — Video aracının değeri 56 bin lira.. Buna radyo veya te­ levizyon gibi sahip oluyorsunuz... Bizim kulübe ilk giriş ise 26 bin lira... Ayda İki bin lira da programlı video bandı ücreti

Röportaj ve Fotoğraflar:

r

HAMIT K1NAYTÜRK

Şubat 1910 tarihi,

büyük Türk ressaı..:

Osman

Ham di

Bey'in ölüm günüdür. 68 yıl

olmuş bu büyük sanatçıyı

kaybedeli... Yalnız sanatçı

mı? O büyük insan, üstün

sanat kudretinin yanı sıra

Türkiye’nin sanat alanında

Batı’ya

açılışım gerçekleş­

tirmeye başlamakla kalma­

mış. Avrupa’da uzun sanat

eğitimlerinden sonra, geri

döndüğü ülkesinde, arke­

olojik kazılarda bulunmuş

ve arkeoloji müzesinin ge­

lişmesinde çok büyük çaba

harcamış, bugünkü Güzel

Sanatlar Akademisi’ni kur­

muş ve 1884 yılında eski

eserlerin yağmasını önle­

mek amacı ile Asar-ı Atika

N izam n am esi’ni

(E ski

Eserler Yasası’m) hazırlayıp

uygulamaya

başlamıştır.

Çabalan sonucu haklı ola­

rak “ Müzeci Hamdi B ey”

unvanını almıştır.

Osman Hamdi Bey,

Türk sanatına yaptığı sayı­

sız hizmetlerle anıtlaşmış

ve O nun birbirinden güzel

nefis tablolan dünya mü­

zelerinde de baş köşeyi al­

mıştır.

1842 yılının 30 Aralık g ü ­

nü Beşiktaş’ta dünyaya ge­

len Osman Hamdi, İbrahim

Edhem Paşa'nm en büyük

oğludur. 1850’de “Maarif-i

Adliye” Okulu’na yazılan

geleceğin büyük sanatçısı,

daha o sıralarda resime me­

rak sarmış ve karakalem ile

desenler çizmeye başlamış­

tır. Bir süre sonra, babası

ile Paris’e giden Osman

Hamdi, 1851 yılında, hu­

kuk öğrenimi için eğitime

başlamış, fakat sonunu ge­

tirememiştir. Zaman zaman

babasına yazdığı mektup­

larda hukuktan pek bir şey

öğrenemediğine ve zevk ala­

madığına değinen delikanlı,

resim ve sanata büyük bir

yakınlık duyduğunu ve an­

cak bu yolda mutlu bir ha­

yata

k av u şa b ileceğ in i

belirtmiştir.

SAN AT OGRFNÎSt

B abasının

müsaadesi

üzerine Paris Güzel Sanat­

lar Okulu’na kaydını yaptı­

ran Osman Hamdi, hem

buraya devam etmiş, öte

yandan da özel atelyplerde

resim dersi almaya başla­

mıştır. Bunlarla da yetin­

meyen bu azimli çocuk, ay ­

rıca arkeoloji kurslarını da

izlemiş ve boş zamanlarını

sanat müzelerini gezmeye

ayırmıştır. Zamanm ünlü

ressamları Jean-Leon

GéroİLAHİYATÇI

-1907 tarihini taşıyan bu tablo 90x113 boyutlarında olup İstanbul'da bir Özel

koleksiyondadır. Bu eserin çok az farklılıklarla bir benzeri daha var... O da halen

Avusturya Sanat Müzesinde.

me ve Gustave Boulanger

atölyelerinde

öğrenimini

sürdüren Osman

Hamdi,

12 yıllık bir öğrenimden

sonra İstanbul'a dönmüş ve

çok iyi yabancı dil öğrendi­

ğinden sarayın Teşrifat-ı

Hariciye Müdür Yardımcılı­

ğına getirilmiştir. 1877’de

Beyoğlu Altıncı Daire Bele­

diye Müdürlüğü görevine

atanan Osman Hamdi, 11

Eylül 1881’de de Arkeoloji

Müzesi Müdürlüğüne geti­

rilmiştir.

Bu olaydan sonra, Os­

man Hamdi’nin yaşamı de­

ğişmiş ve hayelleri gerçek­

leşmeye başlamıştır.

30 yıldan beri açık olan

müzenin eser bakımından

çok fakir olduğunu gözönü-

ne alan ve zenginleştirmek

için yoğun çabalarda bulu­

nan bu değerli Türk sanat­

çısı, Anadolu'da da çeşitli

arkeolojik kazılara katılıp

çıkan eserleri büyük bir

dikkatle

değerlendirmeye

başlamıştır. Ancak, o sıra­

larda yabancı arkeologlar da

kazılar yaptığından. bunla­

rın bir kısmını ülkelerine

götüren, ya da kaçırılan ta­

rihî eserlerin yağmasını ön ­

lemek amacı ile harekete

geçen Osman Hamdi Bey,

1884 ta rih in de, “ Asar-ı

Atika" Nizamnamesi’ni ha­

zırlamış v c hemen uygula­

maya başlamıştır.

0 te yandan, Türkiye’nin

bir sanat okuluna ihtiyacı

olduğunu gözönüne alan bu

değerli Türk sanatçısı, 3

Mart 1883’de şimdiki Güzei

Sanatlar Akademisi’ni kur­

muştur.

120 KADAR YAPITI VAR

Osman Hamdi Bey, hem

çok yönlü bir sanatçı, hem

de ülkesine sayısız saııat

hizmetleri yönünden asla

unutulamayacak bir kişidir.

O’nun

birbirinden

güzel

eserleri, çeşitli boylardaki

yağlıboya tablolan bugün

yüzbinlerle ölçülüyor... Y a­

şamı boyunca yaklaşık 120

civa rın da resim y a p tığ ı

tahmin edilen Osman H am ­

di Bey, bazı toblolarını bir­

kaç yıl ara ile çift olarak

yapmıştır.

Tablolarında

özellikle kendisini

model

olarak kullanan ve bunu

fotoğraf yolu ile gerçekleş­

tiren sa n a tçı,

örn eğ in ,

“Rüstem Paşa Camii Önün­

de” isimli, iki benzer

tablo

yapmıştır.

Ancak,

bunların biri 48X92 diğeri

ise 120X210 boyutlannda-

dır. Bu tablolardan biri b u ­

gün Resim-Heykel Müze-

si'nde, diğeri de, özel bir

koleksiyondadır. Yüıe bir

özel koleksiyonda bulunan

“ İlâhiyatçı” isimli tablonun

çok ufak değişikliklerle bir

benzeri de halen Avusturya

Sanat Müzesi'ndedir.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

RUHSAL DURUM — Ataol Behramoğlu (sağda) şiirin bir dil olgusu olduğu ka­ dar, psikolojik bir olgunun, ruhsal bir durumun yansıtılması olduğunu söylüyor,

Dini esaslara dayalı devlet kurmak amacıyla gazeteci yazarlar Çetin Emeç, Turan Dursun ve İranlı Ali A kbar Gorbanı’nm öldürülmesi eyleminin de aralarında bulunduğu çok

Bugünkü İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun temeli olan Darülbedayi'nin kurucusu, çağdaş Türk tiyatrosu­ nun öncüsü, ilk sesli ve renkli Türk filminin yönetmeni.

Kikuchi-Fujimoto hastalığı (histiyositik nekrotizan lenfadenit) nadir görülen, klinik olarak servikal lenfadenit ve yüksek ateş ile seyreden, kendini sınır- layan ve sıklıkla

kondurmaz, bu gibilere ihtiyar ha­ linde bile kendi elile hareminden şerbet getirmek zahmetini seve, seve ihtiyar ederdi. Büyük püs­ küllü büyük fesi

1961 yılında Vietnam 'daki uluslararası bir sergiden dip­ lom a, 1962'de çağrıldığı İtalya Sulmanada Uluslararası s e r ­ gisinden de gümüş madalya kazanan

“L” aydınlık değerine ışınlamanın etkisi açısından sıvı yumurta akında pastörize yumurtaya göre ortalamalar arasındaki fark önemli ancak

Treg hücre oranı ve sayısını, otoimmünite tespit edilen erişkin sIgA hastalarında tespit edilmeyene göre, istatistiksel olarak anlamlı olmasa da, daha düşük