• Sonuç bulunamadı

Semih Balcıoğlu'nun yapıtları hem İstanbul hem de Ankara'da sergileniyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Semih Balcıoğlu'nun yapıtları hem İstanbul hem de Ankara'da sergileniyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Semih Balcıoğlu’nun yapıtları hem İstanbul hem de Ankara'da sergileniyor

Sayfadan duvara karikatür

"

' f i

Balcıoğlu’nun yapıtları İstanbul’da Edpa

Sanat Galerisi’nde, Ankara’da Galeri

Selvin’de görülebilir. Balcıoğlu, 1993’te

meslekteki 50. yılını yine 2 kentte 2

retrospektif sergiyle kutlayacak.

TAN ORAL

Semih Balcıoğlu’nun Edpa Sanat Galerisi’nde açtığı yeni

sergisindeyiz. En yeni fıkralar ve kahkahalar da yine orada. So­ ruyorum:

— Daha önce serigrafi ile ço­ ğaltılmış bir serginizi izlemiştik, şimdi de gravür karikatürler?

— öncelikle ben karikatürün gazete ve dergi sayfalarından ga­ leri ve ev duvarlarına çıkmasını isteyenlerdenim. Bu sanata duy­ duğum sevgi ve saygının da bir gereği bu. Ayrıca çizgi çizen her­ kesin, resim ve diğer grafik sa­ natlar içinde kullanılan farklı malzeme ve teknikleri deneme­ lerinin, kullanmalarının gerekli olduğunu düşünüyorum. Çün­ kü bunlar karikatürün duvara çıkmasını sağlar. Tüm dünya çi­ zerleri de zaten bunu yapmıyor mu? İşte Adolf Born, Topor,

Smirnov vb.

— Bir de kitaplar?

— Evet, Cemal Nadir’in ölüm yıldönümünde de dediğim gibi karikatür yalnız günlük gazete ile yarma kalamaz. Yirmi yıl sonra kaç kişi çıkar da eski ga­ zeteleri karıştırır? insan sağlığı yerindeyken kendi kitaplarını ki­ taplıklara koymalıdır.

— Kitaplıklara kaç kitap koy­ dunuz?

— On bir kitap. Bir de Aziz

Nesin’i düşünün, yaşından çok

kitap yayımladı. Zaten onunla aynı dönemde olmak insanı et­ kiler. Ayrıca diğer sanatçılarla birlikte olmak da öyle. Ne bile­

yim, Avni Arbaş, Cihat Burak’la zamanı paylaşmak çok güzel bir şey; Turhan, Ali Ulvi, Ferruh’la öyle, insan, birbirini etkiler, bir­ birine güç verir. Çalışan, iş üre­ ten insana saygım, sevgim son­ suz.

— Sergilerinizi, farklılıkları açısından değerlendirir misiniz?

— Akademi yıllarında kari­ katürü kâğıttan kurtarmayı de­ nemek istiyordum. Eczacıbaşı

Seramik Fabrikası’na başvur­

dum. Orada Sadi Diren Hoca, bu iş için, “Olur da olmaz da” dedi, “önce malzemeyi bir tanı”. Üç buçuk ay Yusuf Ziya’nın de­ yimi ile çamurla şakalaştım ve bunun olabileceği kanısına var­ dım. Dört yılda beş sergi hazır­ ladım. ilk yaptıklarım kabartma idi, sonra üç boyutlu işler çıktı.

İ979’da Osmanbey Akbank Galerisi’nde yağlıboya karikatür sergisi açtım. Doğrusu seramik­ teki başarı çizgisi yağlıboyada olmadı, ama yine de yapılabilir diyorum.

Sonra serigrafi ile özgün bas­ kı sergilerini 1984’te İstanbul, Ankara ve İzmir’de açtım.

Gravüre gelince, o evde olmu­ yor. Pres, boya vb teknik ola­ naklar gerekli. Bu konuda Mar­

mara Üniversitesi Güzel Sanat­ lar Fakültesi yöneticileri ile ko­

nuştum. Olabilir dediler. Kendi­ lerine teşekkür ediyorum. Yeni malzeme, yeni çalışma. Geçen ders yılı sonunda işe giriştim. Presin altından çıkan çuhayı şöyle ucundan kaldırıp da altın­ daki desene bakmak, güzel bir

heyecan! Çalışma 8, 9 ay kadar sürdü, istediğim etkiyi çalışma .süresi boyunca yavaş yavaş elde

ettim.

— Aynı sergi aynı süre içinde Ankara’da da mı açılıyor?

— Evet, bu da kullanılan tek­ niğin sunduğu bir olanak. Nisa­ na kadar iki kentte daha sergim olacak.

— Sonra?

— 1993’te meslekteki 50. yı­ lımda, yine iki kentte iki retros­ pektif sergim var, kitabı da el­ bet. Bu, hem çizgi hem de bir anılar kitabı olacak.

— Sizi şimdiden kutluyorum. Ama şu kitaptan bir anınızı da okuyucularımız için şimdiden anlatmanızı istesem diyorum.

— Efendim, Akademi Grafik Bölümü’nden 1951’de mezun ol­ dum, 53’te de Dünya Gazetesin­ de çalışıyorum. Bir iki yere de gazete grafiği, ilan filan yapıyo­ rum. O zamanlar ilanlarda çi­ zim pek kullanılmazdı. Ak- bank’tan Ferit Nazmi Gümen telefon etti bana, “Biz desenli reklamlar yapmak istiyoruz” de­ di, “siz Akademilisiniz, bu ko­ nuda bize yardım eder misiniz?” Hemen çalışmaya koyuldum. Bankalar o günlerde bahçeli ev, garajlı ev filan veriyorlar. Bun­ lara göre yirmi kadar resim ha­ zırlayıp götürdüm. Ferit Nazmi “Bunları sevdim” dedi, “güzel olmuş, ama bir de sanat danış­ manımız Behçet Bey görsün!’ İçeri milli şair Behçet Kemal

Çağlar girmez mi? Benim bü­

yük beyazlıklar bırakarak özenle hazırladığım resimler kendisine gösterildi, düşüncesi soruldu. Behçet Kemal, “Güzel olmuş, ama çoğu yer beyaz kalmış” de­ di. “Varsın olsun ziyanı yok” di­ ye de ekledi, “ben oralara ufak ufak şiirler yazarım olur biter!”

f n

GRAVÜR KARİKATÜRLER — Daha önce serigrafiyle çoğal­ tılmış bir karikatür sergisi açan Semih Balcıoğlu’nıın Edpa’daki yeni sergisinde gravür karikatürler de yer alıyor. ,

(Fotoğraf: İbrahim Günel)

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ateşin ve zamanın indiremediği duvarlar tamir edilecek ve Çirağan bir eğlence sitesi haline getirilecekmiş, hattâ bunun için bir heyet dünyanın en meşhur

Anadoluhisanmn en, güzel yerleri olan iki suyu vardır ki bunlar Gök su ve Küçüksu’dur Alemdağı civar larından gelen bu sular Anadoluhisa rında birbirine

Yayın yönetmenliğini Ataol Behramoğlu’nun yaptığı dergide, Sabahattin Ali üstüne incelemelerin yanı sıra ressam Yüksel Arslan’ın çizdiği.. Sabahattin Ali

Fiyatı elli para olan Mektebli 'niıı ilk sa­ yısı 15 Mayıs 1329/28 Mayıs 1913 tarihini taşımaktadır ve toplam 39 sayısı kütüphane­ lerde bulunmaktadır.2 Haşan

Tartışma ve Sonuç İşbirlikli öğrenme tekniklerinden biri olan jigsaw tekniğinin öğretim ortamında kul- lanımına ilişkin Türkiye’de yapılan ve araştırmanın

gonorrhoeae izole edildiği; reinfeksiyondan sorumlu olan bu suşun ise yukarıda anlatılan prosedürlerin aynısı uy- gulanarak penisilin, sefuroksim, seftriakson, sefotaksim,

Bundan başka bir kaç roman daha yaz­ mış ve yalnız veya arkadaşla beraber hikâyelerinden mülhem veya doğrudan doğruya vücuda getirilmiş piyesler ter­ tip

1897’de Ahmed Doyuran 16 sandelye- lı aşçı dükkânını açarken, 69 yaşındaki torunu Nurettin Doğanbey’in, 1970’lerde Ingiltere Kraliçesi Elizabeth’e,