" j }*
H en ri D u v e r n o is lır ö t fiâ llt '
t t
-1870 senesi içinde doğmuş olduğu Paris’te bu defa, 1937 ikincikânununun son günlerinde ölen ve galiba ırkan musevî olan H e n r i D u v e r n o i s , çok genç yaşında gündelik gazetelerde çalış mak üzere yazı hayatına girmiş ve ha yatının son günlerine kadar kalem elin den düşmemişti. Şöhretini ilk kuran eseri Paris’li bir hafifmeşrep, fakat hassas kadı nı tasvir eden Crapotte isimli romandır.
Bundan başka bir kaç roman daha yaz mış ve yalnız veya arkadaşla beraber hikâyelerinden mülhem veya doğrudan doğruya vücuda getirilmiş piyesler ter tip etmiş ve dramdan operete kadar sahne edebiyatının her nev’inde muvaf fakiyet göstermiş olmakla beraber, ede biyat tarihlerinde kendisine yerini asıl temin eden keyfiyet uzun ve kısa hikâ yeleriydi. Dekor olarak hemen daima Paris i alan ev içtimai dereceleri orta tabakayı geçmiyen mahlûkatına karşı oldukça acı fakat kinsiz bir filozof g ö züyle bakan D u v e r n o i s , canlı, hare- keıli, sinirli ve gayet düzgün bir üsluba, velut bir icat kudretine ve kusursuz, nümune olmağa lâyık bir tahkiye ikti darına malikti. Eşhasına karşı duyduğu müsamahakâr merhamet ve muhabbet itibariyle Daudet,W& Dicketıs’i hatırlatır,
fa k a t büyük hassasiyetini daima gizle meğe çalışır ve soğuk bir realist gö rünmeği ve sanılmağı tercih ederdi . 1933 de Fransız Akademisi’nin büyük edebiyat mükâfatını almış olan D u v e r il o i s’ vi, hikâyeci sıfatiyle bir çoklarının, en büyük küçük hikâyeci saydıkları M a u p a s s a n t’ın bugünkü halefi sa yanlar çoktu. Romanları arasında Ed-
9ar, Faubourg Montmartre, hikâye cilt
leri arasında Le chien qui parle, F ifi- noiseau, Fes demoiselles de perditiones
isimli ciltleri ve piyesleri meyanında da bilhassa, Le geste’yi anmak icap eder ve sanatinin lıeııüz lıiç inhitat arzetınediği bir sırada ölümünün Fransız edebiyatı için bir ziya’ teşkil ettiğinde şüphe yoktur.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi