29 OCAK 1920 Prş. No: 222
MsakıMli
kabul edn
HAZIRLAYAN
ÖMER SAMİ COŞAR
DUN DOKSAK KADAR ■ILLETMEKILI MECLİSTE
HDSDSI DIR TOPLANTI VARARAK MİLLİ
HEDEFLERİ İLAN ETTİ
Nlaraş'ta sava;
9 uncu gününde
• FRANSIZ GENERALİ ŞEHRİ DÜŞÜRE
MEZSE İNTİHAR EDECEKMİŞ, A K S U ’D A
BİR FRANSIZ BİRLİĞİ İM H A EDİLDİ BEN
Lİ A H M E T ŞEHİT DÜŞTÜ
MARAŞ — » f atmış harbinin sekizin c l gününde de mücahit lerimiz düşmana darbe indirmeye devam etmiş lerdir. Şehir dısmda ka rargâhını kurmuş ve muhtelif Fransız birlikle rine baskınlar yapmakta olan Kılıç Ali Bey ku mandasındaki müfrezeler den biri Aksu’daki Fran sız kuvvetini imha etmiş tif. Fakat bu baskını yö neten Benli Ahmet şehit düşmüştür. Mühim sayı da silâh ele geçmiştir.
Ayrıca civar bölgeler den de takviyeler yetiş meye başlamıştır. Yüzba şi Kâmil Bey 10 süvari ve iki eski topla savaş yerine yetişmiştir. Fakat topların yalnız 10 kar tuşu bulunması hayal kı rıklığı yaratmıştır.
Diğer taraftan günler den beri Malatya’dan bek lenmekte olan cephane deve kolu da dün Kılıç
Alı Beyin karargâhına
ulaşmış ve büyük sevin ce sebep olmuştur. Fakat
sonradan öğrendiğimize
göre, sandıkların yarısı
boşaltılmış ve yerlerine taş doldurulmuştur. Ne rede yapıldığı anlaşıla mayan bu hırsızlık bü
yük moral çöküntüsüne
yol açmıştır. İNTİHAR
Ele geçirüen Fransız
casuslarından öğrenildiği ne göre, kuvvetlerini da ğıtması ve bunların Mil li Kuvvetler tarafından her tarafta muhasara e-
dilmesi üzerine çok zor
durumda kalmış bulunan Fransız Generali Keret,
kısa zamanda Maraş’ı
düşüremediği takdirde
intihara karar vermiştir.
yan eden şiddetli çarpış malar sonunda 112 nci Fransız Piyade Alayından
4
kişiyi esir ederek gerigetirmişlerdir. Şehir için
deki çarpışmalarda ise
Hışır Nuri adındaki mü cahit de, usulca sokul duğu bir Fransız nöbet çisinin gözlerine kırmızı biber serperek elindeki yeni tüfeği almış ve sa limen geri hatlara dön müştür.
Kılıç A li emrindeki
müfrezeler İslahiye ve
Ayıntap cihetlerinden
Maraş’a Fransız takviye
kuvvetlerinin gelmesini
önlemek maksadiyle ge rekli tedbirleri almışlar dır.
■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ « ■ ■ ■ ■ i
Avrupa’da Talât Paşa ile gizli temaslar yaptığı ihbarı üzerine ln- gilizlerin Fransızlara tevkif ettirdiği Reşad Hikmet Bey.
EDECEKMİŞ
Maraş’ta Amerikan mis yonerlerinden biri de bu haberi doğrulamıştır.
Maraşlı mücahitler dün kale burçlarına kadar so kulmuşlar ve orada çere
Bir milletvekili
dün tevkif edildi
FRANSIZLAR İSVİÇRE'DEN DÖNEN REŞAD H İK M ET İ Y A
KALADILAR. İNGİLİZLER DE TEVKİFLERE B A Ş LA M A K İÇİN
M U S T A F A KEM AL'İN İS TA N B U L 'A
GELMESİNİ BEKLİ
YORLARMIŞ!
olduğunu hatırlattık. Teşeb-
büsatta bulunduğunu ve bir
saate kadar cevap vereceği
ni söyledi m
Bir zamandan beri İsviçre’de
bulunan ve geçen ay İstan
bul milletvekilliğine seçilen
Reşat Hikmet Bey dün vapurla
limanımıza gelmiş fakat ka
raya ayak basar basmaz Fran
sız askerler; tarafından tev
kif edüerek götürülmüştür.
Öğrendiğimize göre, Reşat
Hikmet’in İsviçre’de iken İt tihatçılarla temas kurduğu ve
hattâ Münih’e kadar giderek
Talât Paşa ile buluştuğuna
dair yapılan ihbarları Ingi-
■’ 'izler Fransız kliman«!—>'lKna
bildirmiş ve Fransızlan Re
şat Hikmet Bey’i tevkife teş vik eylemişler, kendüeri arka plânda kalmışlardır.
Sivas Milletvekili Rauf Bey
dün akşam bu mesele ile i l-
güi olarak Mustafa Kemal
Paşa’ya bir telgraf yollamış,
Reşat Bey’in tevkifi ile yalan
dan ilgilenildiğinî bildirmiş
ve şunları söylemiştir:
«M illet Meclisi geçici baş kam tarafından Başbakan’dan sordurduk. V e bunun Mecli
sin pmn-vp*ine ait b i- mesele
MUSTAFA KEMAL’İ BEKLERLERMİŞ!
Rauf Bey’in Ankara’ya du
yurduğuna göre, esas tevkif
leri İngilizler hazırlamışlardır. Bunlar, Millet Meclisinde H e
yeti Temsiliye üyelerini tev
kife karar vermişler fakat
Mustafa Kemal Paşa’nm da
İstanbul’a meclis toplantıarına
geleceği haberi ortada do
laştığından şimdilik sessiz bek lemeyi ve Mustafa Kemal ge
lince onunla birlikte hepsini
tevkif etmeyi daha doğru b u l- ımı«V«»rdır.
Milletvekillerinin, mil
lî hedef ve gayelerimizi
dünyaya
ilân
edecek
bir millî ant etrafında
birleşmek için bir kaç
günden beri toplantılar
ve müzakereler yapmak
ta oldukları duyulmuştu.
Dün doksan kadar mil
letvekili Meclis binasın
da hususî bir toplantı ya
parak “ Millî Misak” ı ta
mamlamışlar ve kabul
etmişlerdir. Erzurum ve
Sivas Kongrelerinin ka
rarlarına uyularak hazır
lanan Millî Misak’ın bir
iki güne kadar Türkçe
ve Fransızca olarak ilân
edileceği bildirilmekte
dir.
1i
öğrendiğimize göre Misak-l Millî’nm esasları şunlardır:
1 — Mondros mütarekesi ya pıldığı sırada OsmanlI devleti nin, düşman ordularının işgali altında kalan, Arap çoğunluğu ile meskûn kısımlarının mukad deratı halk oyuna göre tayin e. dilmelidir. Mütareke akitlerine göre, din, ırk ve sosyal bağlar la birleşik OsmanlI Islâm ço ğunluğu ile meskûn kısımlar, fi ilen veya hükmen hiçbir sebeple ayrılamaz bir bütündür.
2 — ilk serbest kaldıkları za man, halkın genel oyu ile ana. vatana katılmış olan üç sancak (Kars, Ardahan, Batum) için gerekirse yeniden plebisit yapıl maşım kabul ederiz.
3 — Türkiye barış yapıldığı zaman, ele alınacak olan Batı Trakya hukukî durumunun tes- biti de orada, taun bir özgürlük le yapılacak plebisite göre ol malıdır.
i — Islâm halifeliğinin, Os manlI saltanat ve hükümetinin başkenti olan İstanbul şehri ile Marmara Denizinin her türlü gü veni sağlanmalıdır.
Bu esas dahilinde olmak şar- tiyle Akdeniz ve Karadeniz Bo ğazlarının, yabancı devletlerin ticaret ve ulaştırmasına açıl ması, bizimle ilgili devletlerin it tifakla vereceklefi karara bağ lıdır.
5 — Azınlıkların hukuku, it i lâf devletleri ile düşmanlan vs
bazı ortaklan arasında karar laştırılacak esaslar İçerisinde va komşu memleketlerdeki Müslü manların da aynı haklardan fa y dalanmalan şartiyle tarafımız dan sağlanacaktır.
6 — Siysî, adlt ve malî geliş memizi mümkün kılacak daha modern ve düzgün bir idare şek 11 ile işlerimizi yürütmeyi ba şarmak için, diğer devletler gibi bizim de, gelişme sebeplerimizi sağlamakta, hayat ve bekamızın baştemeli olan tam bir bağım sızlık ve özgürlüğe sahip
olma)-İSTİK LAL H AR Bİ G A ZETESİ, PERŞEMBE 29 O C A K 1920
Dokuz bin Kus mültecisi ile doldurulmakta olan Biiyıikada'dan bir görünüş..
Dokuz bin Rus muhaciri
t ı>1 » r f f ( ı ı ı ı ı H l f ı ı t 1 l H H u ı ı ı ı ı ı ı ı f ı • f * 1 ^ t » * H » m ı ! ı ı ı ı ^ ı ı ı ı ı ı ^ • ı ^ u ı ı 1 ı ı f ı ı ı ı m ı t ı ı 1 l » ı 1 ı ı ı ı ı f ı ı ı ^ ı r f l ı ı ı ı t ı ı f ı m t ı ı H ı m M ı f t ı H l l ı u ı H l ! l l ı ^ U H l l l l f l l l l ı ı ı H l H t ı ^ ı ,
Bivökada'ya yerleşiyor
mmııuıımiMimımmımııımıımımmmııııımmnHiımMmınıııiMiımııııımımııı rmmııımimıımımmııııııııımımmımmııımıııııııı
• BÜTÜN OTELLERE, PANSİYON LAR A VE H A T T A BİR ÇOK EVE
EL KONÜLDÜ, DÜN DE BİNDENFAZLA M UHACİR DOLU BİR RUS
VAPU R U GELDİ
Dün akşam Pravda vapu
ru ile Odesa dan şehrimize bi ne yakın mülteci daha gel
miştir. Bunlardan bir kısmı
nın karaya çıkmasına müsaa de edilmiştir.
ilgililer, peyderpey gelecek olan Rus mültecilerinden do
kuz bininin Büyükada’ya yer
leştirilceklerini ve bu yolda
hazırlık yapıldığını bildümiş-
lerdir. Büyiikada’da binlerce
kişinin yerleştirilmesi için şim diden otellere, pansiyonlara ve birçok evlere el konmaya baş
lanmıştır. Dokuz bin kişi için
icap eden yatak, yorgan, yi
yecek ve daha birçok ihtiyaç
maddeleri dün Büyükada’ya
nakledilmiştir. Ada iskelesi bu eşyadan geçilmez bir halde dir.
Kızılordunun sür’atle K a
radeniz sahillerine yaklaşma
sı ve Denikin ordusunun da
bozguna uğraması üzerine Ode
sa’dan İstanbul'a bu mülteci
akmının önümüzdeki günler
de daha da artması beklen mektedir.
Dün gelen Rus mülteciler
den biri. Odesa’da vaziye
tin tahammül edilmez bir
hale geldiğini, rıhtımlarda fe ci manzarlar görüldüğünü söy lemiş ve demiştir ki: - Ha
mallar eşyayı taşımak için
binlerce ruble istiyorlar. M e
selâ altı piyanoyu vapura bin
dirmek için 15 bin ruble is
temişlerdir. Piyanolardan bi
ri de yolda kaybolmuştur.» Odesa’da 8 veya 10 günlük kömür kaldığı ve bu da bi
tince şehirde ne elektrik
-♦
ve---Mektepler...
Maarif siyasetini şiddetle ten
kit eden (A K Ş A M ) gazetesi
nin bir yazısında deniliyor ki:
«Şu memleketj on senede
bir Amerikan müstemlekesi
haline sokmak ister misiniz ?
Muavenet bütçesini kısınız,
Maarif Asya akıllı mürebbi-
lerin ellerine bırakınız yahut
Tiirk güzidelerinin mektep ve mektepler hakkmdıki bugün
kü kav'tsızhğını devam
etti-r ietti-r ^ ' .
ne de su bulunabileceği be lirtilmektedir.
h ü k ü m e tİ İk a z:
İstanbul gazetelerinden ba
zıları, Rusya’dan bu mülteci
akını karşısında - ki bunla rın arasında çok Rum da bu lunmaktadır - hükümeti ikâz
etmeye çalışmakta ve şöyle
demektedirler.
«Memleketin İktisadî vazi
yeti malûmdur. Gerek İstan
bul, gerek Anadolu kendi va tandaşlarını bile güç besliyor.
Hayat pahalılığı, mesken bııh
ram. Memleket kendi çocuk
larım bile güç barındırıyor.
Dün gelen telgraflar Büyük-
ada’nın Yunan muhacirlerine
iskân yeri olacağım bildiriyor.
Diğer taraftan Trakya’ya da
Yunan muhacirlerinin doldu
rulduğu haber almıyor. Trak ya ve İstanbul’un akıbeti mev zubahis olduğu ve Venizelos’
un da halkın oyuna müra
caat» lâkırdısını ortaya attı
ğı şu sırada hükümet bütün
kuvveti ile buna mân; olma lıdır.»
A Ş I K ’ T A N
A L I K E M A L ’ E
(A Y N A ) mizah dergsinin son nüshasında, eski İçiş
leri Bakanı ve kapanan (Peyam) gazetesinin sahip ve
laşyazarı A li Kemal için (Peyamı Â şık) başlığı altında şu kaside yayınlanmıştır:
Ocağın yıktın ebû ibnî Helagu hamınsın kâfir O mahut fıkrayı tuttun, ona hayran mısın kâfir Nedendir methin esbabı Ferit Paşa’yı her lâhza Acep sen de müridi tekyej Şaban mısın kâfir Neden kaydırdın âyâ pâyını ol Lûtfi Fikri’nin Bu işte yoksa sen de âlet-i Mihran mısın kâfir Söversin muttâsıl, durmaz lisanın rahat ve sakin Edep dersinde bir şakirdi ebcedhan mısın kâfir. Nedir kastın, o biçâre Ferit’e her makalende Çatarsın hep, meğer nıüsteskili turan mısın kâfir Görürsün gözlük ardından hemen her yerde bir karpuz Acep Tekfur dağında sahibi bostan mısın kâfir
Nuhuset atfedersin devri meşrutiyete yoksa Adiivvii nıeclis-î ayan ve mebusan mısın kâfir Nedir o gizli gizli ahlar, çaki giribanlar
Ocağın tüttüğün gördüm de hep nâlân misin kâfir Ne oldu tatlı hülyalar, nazaretler, sadaretler Acep yâdiyle geçmiş günlerin giryan mısın kâfir
Nedim -j zarı tamir ettiği, «Â şık » bu beyitlerle
Beğendin de snmçiin sen dahi handan mısın kâfir? Â Ş IK
Ingiliz yüzbaşısının raporu:
hâl yanlar millî
kuvvetlere silâh
ve cephane satıyor
• Yedi hafta İtalyan işgal bölgesinde istihbarat ya
pan Hadkinson, Fethiye taraflarına İtalyan şileple
rinin askerî malzeme getirdiklerini bildiriyor
Anadolu’nun İtalyan işgâl
bölgesinde yedi hafta dolaş
mış olan İngiliz Yüzbaşısı P.
Hadkinson, şehrimizde yük
sek komiserliğe verdiği bir
raporunda, İtalyanların Teş
kilâtı MilUye’ye silâh satmak
ta olduklarını bildirmiştir. Bur
dur’da Demirci Mehmet Efe
ile yarım saat konuştuğunu
söyleyen Hadkinson, Türk
topraklarından bir parçamn
koparılıp Yunanistan’a veril
mesi halinde Anadolu’da H ı
ristiyan ahalinin büyük öl
çüde katledileceğini de ekle miştir.
10 ocakta Amiral Webb’e
yerilen ve geçen hafta In
giltere Dışişleri Bakanlığına
yollanan bu raporda Hadkin
son şunları bildirmektedir : — Yed,- hafta müddetle Kuş
adası, Muğla, Fethiye, A n
talya ve Burdur’u gezdim. Bü tün bu bölge İtalyan işgâlin- dedir.
Bu bölgeye serbestçe si
lâh ve cephane ithâl edilmek
tedir. Kuşadası’nın bir bu
çuk mil kuzeyinde küçük bir
körfez olan (Otuzbir) silâh ve
cephane çıkaran İtalyan şi
lepleri görülmüştür. Ayrıca
askerî depoda toplanmış olan silâhlan da İtalyan askerle
ri Türk milîcilerine satmakta
dırlar. Bir tüfek, elli mermi
si ile beraber dört liraya sa tılmaktadır. Aynı şekilde K u - luk limanma da silâh çıka - nlıyormuş.
Yanımdaki adamlarımdan
üçü de, geçen ekim ayının
ilk haftasında Fethiye’nin he
men kuzeyinde Köycük’e si
lâh ve cephane sandıkları çı karıldığım ve bunların 60 de
ve ve katırla Muğla yolu
ile Aydın’a sevkedildiğini söy lediler. Fethiye’ye vardığım da birçok şahit bu haberi te
yit etti ve silâhların K ö y
cük’e bir İtalyan şilebj tara
fından getirildiğini söyledi.
DEMİRCİ EFE İLE
İngiliz yüzbaşısı, Antalya’
dan Burdur a gittiğini ve yüz
kadar silâhlı süvari ile şehre
gelip resmî merasimle karşıla nan Demirci Mehmet Efe ile
de yarım saat konuştuğunu,
Efe’nin Yunanlılara çattığını,
Yunan kaldığı müddetçe sulh
olamıyacağını söylediğini ve
kendisinin bir suali üzerine de.
İtalyanîardan bir şikâyeti bu
Ilınmadığım ve bir yabancı
idare icap edecekse Y unan
değü de, «Daha aydın ve
büyük» bir devleti tercih ede ceğini söylediğini kaydetmek tedir.
Hadkinson, Burdur’dan A n talya’ya dönerken evvelâ Ç u -
buklu’da 100 kadar deveye
rastladığım, bunların Alman
makineli tüfek fişenk san
dıklan {M ît— îttösen P ü
ro-n r v r ı ^ » 1 - t - î l - T f ) — 1 **' * • o ”
ve Türk ordusu üniforması
nı giymiş kimseler tarafın
dan kuzeye götürüldüğünü
ve daha sonra Çubuk geçi
dinde de böyle bir kafile da ha gördüğünü bildirmektedir.
İfadesine göre, bu şahnelere
şahit olmasından endişelenen
yanında İtalyan subayları, bun
ların Antalya’dan Denizli’ye
nakledilen bir taburun cep
hanesi olduğunu söylemişler
dir. Hadkinson ise, Demirci
Efe’nin o havaliye gelmesj ile bu silâh nakliyatı arasında ir
tibat görmektedir. -*
İT A L Y A N H AZIR LIĞ I
İngiliz yüzbaşısı, Anadolu
hakkında İtalyan niyetler; için de diyor ki:
— İtalyanlar buralara yer
leşmek niyetindedir. Trablus’
ta yaptıkları gibi hareket edi
yorlar. Dört aydan beri böl
geyi dolaşan ve yeraltı ma
denleri ile sanayi bölgelerini
tesbite çakşan iki parlâmento üyesi ile bir albaya rastla dım.
Hadkinson, Türkçeyı ve
bölgenin âdetlerini de bilen
İngiliz subaylarının bu bölge
de sık sık dolaştınlmaîarmı da tavsiye etmektedir.
Sultan Fatih
Mehmet'e bir
saldın!
İstanbul’da yayınlanan
BOSFOR,
«Artık yeti
şir, Fatih'in atıfeti, uluv
vucenabı
hakkındakl
masal yanlış ve yalan
dır» diyor.
BOSFOR gazetesi, ge çenlerde Darülfünun sa
lonlarında yapılan bir
toplantıda, Sultan Fa
tih Mehmet’in İstanbul’u fethin; müteakip azın -
lıklara sağladığı imti
yazlar, haklar hususun da konuşmuş olan Sü leyman Nâzif Bey’e şid detle çatarak diyor ki:
«Artık yetişir. Fa
tih’in atıfet; ve uluvvu
cenabı hakkmdaki ma
sal yanlış ve yalandır Bun'ara bir nihayet ver mek zamanı gelmiştir.»
BOSFOR’un bu sözle
rine de A K Ş A M cevap
veriyor:
«Türklere, kendi Pa
dişahları hakkında ol
sun istediklerini söyle
mek hürriyeti verilse
çok m u?»
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ros Arşivi