• Sonuç bulunamadı

Kazım Karabekir'i anarken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kazım Karabekir'i anarken"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KÂZIM KARABEKÎR’Î ANARKEN

Doç. Dr. Şerif Baştav

1967 yılının Ocak ayı içinde, Ankara radyosunda ve muhtelif gençlik teşekküllerinde General Kâzım Karabekir’in 19. ölüm yıldönümü müna­ sebetiyle konuşmalar yapılmış ve bu büyük vatan evlâdının hâtırası anıl­ mış ve meziyetleri belirtilmiştir. Bilindiği üzere millet olmak, yetiştirdi­ ği ve kendisine hizmet eden faziletli, vefakâr ve kahraman çocuklarını her fırsat düştükçe gençliğine tanıtmak, onların yararlıklarını unutma­ mak, hâtıralarını tazelemek ve milletin kalbinde ve kafasında tuttuğu ye­ ri belirtmekle müteradiftir. Bu, en kısa mânasiyle kadir bilirlik, vefa­ kârlık ve asâlet icabıdır.

Son yıllarda, memleketimizde bazı çevrelere arız olan, tarihimizin büyük değerlerini yıkmak, hiç olmazsa unutturmak ve böylece millî şuu­ ru yoketmeğe yönelen bir cereyana rağmen, cemiyetimizin Kâzım Kara- bekir gibi yakın tarihimizin en değerli simalarından olan bir büyüğünü ebedileştirmek hususundaki bu çabaları şayanı şükrandır. Zira Kâzım Karabekir, tarihte birçok büyük adam yetiştiren büyük milletimizin biz­ den önceki nesil üzerinde hizmetleri, karakteri, ruhî asaleti ile en derin intiba bırakanlar arasında başta gelir. Bu itibarla cesur ve kahraman ku­ mandan Kâzım Karabekir hakkında söylenecek ve yazılacak her söz ta- mamiyle yerindedir. îşte bu düşünceden hareket ederek biz burada Kâ­ zım Karabekir’in hayatını ve hizmetlerini kısaca, fakat toplu olarak ele alacağız.

Aslen, Konya’nın Karaman kazasının, bu gün kendisine izafeten “ Ka­ rabekir” adındaki kasabasından neş’et eden Kâzım Karabekir, 1882 yı­ lında İstanbul’da doğmuştur. Askerî Rüştiye, Kuleli Lisesi ve Harb Oku­ lunu bitirdikten sonra 1905 yılında Harb Akademisini de birincilikle bi-

,

tirmiş ve Kurmay Yüzbaşı olarak orduya katümıştır. 1908 Hürriyet Ha­ reketine iştirâk etmiş ve 31 Mart isyanını bastıran Hareket Ordusu’nda mühim hizmetler görmüştür. Bundan sonra Arnavutluk harekâtında ve Balkan Harbi’nde kurmay başkanlığı yapar ve Birinci Dünya Savaşında Seddülbahir’de 14. Tümen kumandanıdır. Bu hizmetleri esnasında fera­ gati ve kahramanlığı ile temayüz eder.

(2)

YIL V TÜRK KÜLTÜRÜ SAYI 52 Irak cephesinde ordu kurmay başkanlığı ve kolordu kumandanlığı yapan Kâzım Karabekir, Birinci Cihan Savaşı aleyhimize neticelenerek Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra İstanbul’a döner. Fakat mem­ leketin bu perişan ve ümitsiz zamanında dahi cesaretini ve memleketin istikbali hakkmdaki güvenini kaybetmez; hattâ bu haliyle gelecek hak­ kında kötümser, ümitsiz bir hâle gelen arkadaşlarına ve muhitine güven ve cesaret verir. Daha Harb Okulu sınıflarından itibaren birbirini iyi ta­ nıyan ve aynı yıllarda Harb Akademisini bitiren Mustafa Kemal, Ali Fu­ at (Cebesoy) ve Kâzım Karabekir, aradan geçen onbeş yıl içinde herbiri şöhrete erişmiş, genç yaşlarında general olmuş ve unutulmaz hizmetler görmüşlerdi.

Erzurum’daki 15. Kolordu Kumandanlığına tâyin edilerek Atatürk’­ ten 1 ay kadar önce (12 Nisan 1919)’da İstanbul’dan ayrılan Kâzım Ka­ rabekir, Kurtuluş Savaşı’nın en karanlık günlerinde Erzurum, Kars, Ar­ dahan ve Gümrü’de kazandığı askerî ve siyasî başarılarla “ Doğunun Fâ- tihi” unvanını kazanmış, bütün doğu halkını bir fikir ve ideal etrafında toplamağa muvaffak olmuş, huzur ve sükûnu sağladıktan sonra, memle­ ketin batısında Yunanlılara karşı girişilen Sakarya Savaşı’nda çok ağır basan yardımlariyle muharebenin kazanılmasında en mühim âmil olmuş­ tur. Bu itibarla “ Cihan Harbi’nin felâketli neticesinin ilk günlerinden başlıyarak hiç sarsılmayan bir iman ile ortaya atılmış olan bu pek kıy­ metli vatansever” , idaresindeki geniş bölgeleri, savaş müddetince bütün dertlerini unutturarak, iç ayaklanmalara karşı bir azim ve huzur saha­ sı hâline getirebilmiştir ki bu sebeple “ Karabekir adı, istiklâl Savaşı’nm büyük âbidelerinden biri olarak milletin takdirinde ebedî bir şeref yeri tutacaktır.”

Gümrü ve Kars konferanslarında Türk başmurahhası olarak mille­ timizi muvaffakiyetle temsil eden, askerî sâhada olduğu gibi dış siya­ set sahasında da başan ve müzakere kabiliyeti gösteren Kâzım Karabe­ kir, “ Büyük kumandan, devlet ve siyaset adamı ve kemal sahibi bir in­ san olarak yüksek vasıfları ve hiçbir güçlük karşısında yılmayan iman ve iradesi bulunan” bir insandır.

Birinci Büyük Millet Meclisi’ne Edime milletvekili olarak giren Kâ­ zım Karabekir, bir aralık I. Ordu Müfettişliği de yapmış, 1924’te kum ­ lan Terakkiperver Parti’nin lideri olmuştur. 1926 yılında, İzmir’de Ata­ türk’e karşı tertibedilen suikaste iştirâk etmiş olmakla itham edilen Kâ­ zım Karabekir’in suçsuz olduğu anlaşılmış, fakat 1927’de emekliye ay­ rıldığı için siyasî hayattan çekilmiştir. Bu itibarla Kâzım Karabekir, ta­ rihe lekesiz olarak geçebilen bahtlı kahramanlardan biridir. Zira, şahsî ihtirası olmayan ve vatanına feragatle hizmet etmekten başka birşey

(3)

SAYI 52 Ş. BAŞTAV YIL V şünmeyen bu vakur insan, temiz kalpli, hamiyyet ve fazilet sahibi bir adamdı.

1938’de tekrar Cumhuriyet Halk Partisi’ne girerek İstanbul Millet­ vekili seçilen Kâzım Karabekir, Büyük Millet Meclisi Reisi olmuş ve bu vazifesi esnasında 1948’de vefat ederek milletin kalbinde ebediyete ka­ vuşmuştur. “ Kuvvetli millet, kuvvetli fertlerle olur” vecizesiyle millet ve milliyet hakkındaki görüşlerini açıkça ifade eden Kâzım Karabekir, Türk’ün üstünlük ve kahramanlığına dindarane bir vecd ile inanmış ve şerefli milletimizin hiçbir güçlük karşısında yılmayacağını kendisine millî bir düstûr edinmişti.

Meclis Reisi bulunduğu sıralarda, “Büyük Komşumuz” Rusların Kars ve Ardahan’ı istedikleri günlerde, Meclis kürsüsünden irad eylediği nu­ tuk, millî hislerinin ve celâdetinin son bir nişanesi olarak tarihe geç­ miştir.

Kâzım Karabekir’in, Kurtuluş Savaşı’na dair son derece kıymetli hâ­ tıralarından başka, İtalya - Habeşistan, Cihan Harbine Neden Girdik?, İngiltere - İtalya, İstiklâl Harbi’nin Esasları adlı eserleri de vardır.

Hulâsa, Kâzım Karabekir kahraman bir asker, birinci sınıf bir ku­ mandan, eşsiz bir vatansever, milletinin emrinde yorulmak bilmiyen bir insan vasıfları dışında, iyi bir idareci, yaman bir diplomat, gösterişsiz bir halk adamı ve nihayet örnek bir aile reisi idi. “ Kelimenin tam mâna- siyle olgun, feragat ve fazilet sembolü, hürriyet ve demokrasiye âşık, mümtaz bir şahsiyet, tertemiz ve imanlı bir Türk olan Kâzım Karabekir, vatanseverliğin en yüksek mertebesine erişmiş, bu uğurda kendini feda ederek milletin kafasında ve gönlünde taht kurmuş bir ‘Bahtiyarlar ser­ darı’dır.”

Bütün ömrünce yapıcı, yaratıcı ve birleştirici hizmetleriyle yakın tarihimizin en mümtaz simalarından biri haline gelen Kâzım Karabe­ kir’in kaybından dolayı, her yılın 26 Ocak döneminde, onun bıraktığı bu büyük boşluğu doldurabilecek vasıfta pek az devlet adamına sahip bulun­ duğumuz için üzgünüz ve bu büyük teessürümüz, ona karşı duyduğumuz sevgi ve saygı ile karışarak bir millî iman halini almaktadır. Zira o, Tür­ kün en bariz meziyyetlerini sinesinde toplayan müsteşna simalardan bi­ ri idi.

Nur içinde yatsın!

(10)

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tam bir demokrasinin şartların­ dan biri de ademi merkeziyettir: Ülkenin muhtelif mıntaklarına ve bilhassa bizde köy ve belediye şeklinde görünen komünlere

Günümüzde Talas, Kentsel, Arkeolojik, Tarihi sit alanları olarak ilan edilip korunan tarihi doku, bu dokunun hemen yanıbaşında yer alan ve geçmiş tarihli

Üreme araflt›rmac›lar›, meni ak›nt›s› içinden yüksek kaliteli spermleri seçmek için yeni bir yöntem belirlediler: Elektrik ak›m› kullan- mak.. Sa¤l›kl›

Her mezarın içini görüyormuşçasına pencereleri Abbasağa Mezarlı­ ğına bakan Beşiktaştaki Madam Mari pansiyonundan yıllarca bir türlü ay- rılmaımasile,

“Aydın” sıfatıyla özdeşleştiği kişiler, komünist geçmişten başka kendisiyle çok az ortak yanı olan büyük, kocaman isimler, Aragon, Pavese, Malraux,

□ 6 ay önce iş dönüşü bir taksi kapısında sol elinin orta parmağı ezilen Neca­ ti Tokyay, bugün felçli kız kardeşi ve yeğeniyle bü­ yük bir dram

Limanla rıh­ tım boyu arasındaki, ta on üçüncü a- sırdan kalma, çok garib biçimli ya - pıya bakıyorum, Nuovo denen bu kış- lamsı saray ve şatomsu

Bir halk bilgesinin sezgi gücüyle biryandan düşün­ düren, bir yandan gülümsemeler uyandıran Burak’ın sa­ natı yaşamla özdeşleşen, güncel ve toplumsal eleştiriyi