CUMHURİYET
-z h
( f ? 6<-(
ıııı= ııııııııııııııııııııııııııınıııııııııııııııı«ıııııııııııııı«m ım m ım ııııım ııım ıııım nııııııııııııııııi'= nıı
I
A N I L A R
¡
ııııİiNiıııım ıııım m ıııım ım ııııııııım ııııııııııııııım ıım ııııi!iıııııım ııım ıııım ııııııııııım ıım ı=M iı
İKİ
m SONRA
Tanpınar
selâmı
r
L..
Yazan:
Ahmet Kutsi Tecer
Üç yıl önce bu gün, 24 Ocak 1961 de, TANPINAR’ı kaybettik. Vakit siz bir ölümdü bu; arka arkaya bir
çok eserler vermeye hazırlanıyor du bize.. Geniş bir kültürle besle nen sanatı, sohbetlerinde bile do kunduğu her konuya emsalsiz bir şiir çeşnisi verirdi. 1959 da yaptığı ikinci Avrupa gezisinden döndük ten sonra düzenli bir çalışma içine gümülmüştü; durmadan yazıyor du. Fakat öyle titizdi ki yazdıkla rının basılmasına razı olması için zaman lâzımdı. Gerçi o şimdi mut lak zamana, ebediliğe erişti, ama ömür denen zamanın ihanetine uğ radı; bir kısım eserlerini tamamlı- yamadı. Yine de bize kalan eser leri onun kudretli kişiliğini yaşat mak için yeter: Beş Şehir, Abdul lah Efendi’nin Rüyaları, Huzur, Yaz Yağmuru, Saatleri Ayarlama Enstitüsü., bunlar ölmez eserler dir. Henüz kitap halinde toplanma mış olan denemeleri, makaleleri apayrı birer lezzettir. İkinci bir kitapta tamamlamayı düşündüğü «Şiirlerri ise sanatının en arı çi çekleridir, aslâ solmıyan çiçekler.. Bu çiçeklerin ıtrini duydukça, Tanpınar’ı bugün de, her zaman da anacağız. Ama, o bizden daha çok vefalı bir dost, okuyucularına karşı ilgisi tükenmez bir cömert liktedir. Onu ne zaman hatırlasak, uzaklardan, ötelerden hemen selâ mı gelir:
Selâm olsun bizden güzel dünyaya Bahçelerde hâlâ güller açar mı Selâm olsun sonusuz güneşe, aya Işıklar, gölgeler suda oynar mı
Hepsi güzeldi kar, tipi, fırtına Günlerin geçişi ardı ardına Hasretiz bir kanat şakırtısına Mavi gökte kuşlar yine uçar mı Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan Çocuk sesinden, gül ve sarmaşıktan Dönmiyen gemiler olduk açıktan Adımızı soran, ariyan var mı
iki yıldan beri bu şiiri ne zaman
okusam içime bir ürperme gelir. Onun bu «güzel dünyasya, güneşe, aya, sudaki ışıklara, mavi gökteki kanat şakırtısına, çocuk sesine, bü tün bu yaşarken kadrini bilmedi ğimiz şeylere, hele dost yüzüne öz lemi, bugün bizim onun için duy duğumuz özlemden daha başka, â- deta şaşırtıcı.
Yahya Kemal’in ebedî yolculuk tan evvel ötedekilere gönderdiği selâmı hatırlarsınız:
Ömrün şu biten neşvesi tim olsun erenler Son meclisi câm üstüne cSm olsun erenler Şükranla vedâ ettiğimiz câm—ı fenaya Son pendlmiz ahlâfa devam
olsun erenler Dünyada bu İksir ile mes'ud olan ervab TJkbSda da sermest—i müdam olsun erenler Caizse harabat—ı İlâhide de her şeb Yaran yine rindan—ı kiram
olsun erenler Tekrar mülâki oluruz bezm—i ezelde Evvel giden ahbaba selâm
olsun erenler
Bu selâmın bir repliği olan Tan- pmar’m selâmı, Yahya Kemal’in ihtiyar «rindane»liğine karşılık, genç bir «rindane» liktir. Yahya Kemal’in şiirinde «ömrün biten neşvesi»nden «câm üstüne câm» alarak «şükran»la bu dünyaya ve dâ ediliyor. Yahya Kemal için ar tık öbür dünyada rindlerle birlik te İlâhî «iksir»e devam etmekten başka istediği bir şey yoktur. Tan- pmar’da ise bütün sıcakhğıyle «güzel dünya»mn özlemi vardır. Bu görüş ve duyuş ayrılığı iki bü yük şairin hayat felsefesinin baş ka oluşudur.
Tanpınar’ın şii rindeki yaşama öz lemi, şairin ana temalarından ol - duğu için hiç te şaşırtıcı değildir. Beni asıl şaşırtan şey, kitaptaki otuz yedi şiir arasında bu şiirin «edâ» bakımından öbürleriyle hiç te ilgisi olmamasıdır, Şüphesiz halk şiirinin, özellikle mistik halk şi irinin ince lezzetlerini tatmasını bilen Tanpmar’m bu edâyı üstün bir başarı ile kullanmam pek ta biidir; fakat kitabına alacağı şiir- leri saçmekteki titizliğine rağmen benimsediği şiir estetiğine yaban cı kalan bu şiiri, ne kadar ustaca söylenmiş olsabile kitabına alma sı bir muammadır, Gariptir ki Tanpınar’ın hemen bütün şiirlerini, basılmış veya basılmamış olsun, tanır, bilirim, çünkü başbaşa yap tığımız sohbetlerin en önde gelen konularından biri şiirdir, öyleyken bu şiiri ne zaman, nerede, hangi etkiler altında söylediğini, evvel ce basılmış olup olmadığını hatır- lamıyorum. Üstelik, kitabın hazır lıkları yapılırken bütün müsved deleri, daha sonra da matbaa kop valarmı gördüm, daha doğrusu öy le sanıyordum, çünkü bu şiire o zaman da rastladığımı hatırlamı yorum. Şimdi vakitsiz ölümünden sonra bu şiir ansızın bambaşka bir anlam kazanıyor, ötede bile bu dünyayı, burada tabiatın insa noğluna bağışladığı nimetleri özü- ven Tanpınar, bu şiiri ile âdeta va kitsiz ölümüne isyan ediyor. Bu şiirin ilhamı, acaba, bir önsezi mi dir? Kitap çıktıktan sonra da bu şi ir hakkında ne ben sordum, ne o söyledi. Bu da bir muamma. Ne den?
Evet, bu şiir hiç te onun şiir estetiği ile, daha doğrusu bu ki taptaki şiirleriyle bağdaşmıvan bir şiir: fakat kişiliğiyle sıkı sıkıya ilgili. Burada, bu şiirin duygu a- lamnda getirdiği yeniliğe işaret et meden geçemiyeceğim: Bizim halk mistiklerimiz, genel olarak, Aşık Paşa’dan. Yunus’tan kopan bir ge leneğe göre «fani» dünyadan İlâhî âleme geçişi «sevgilUye erişme, «kavuşma» olarak vasıflandırırlar. Onlarca bu dünya bir «gurbet»tir Halbuki Tanpınar’da özlenen bu dünyadır. Aradığı şeylerin hepsi buradadır. Bu şiirde Tanpınar, bir «pantheiste» olarak karşımıza çı kıyor. Ona göre İlâhî varlık, kâi natın, âlemin her zerresinde tecel li eder. Tanpmar’ın «güzel dünya» sı böyle mistik bir dünyadır; Gü zeldir, çünkü ilahi güzelliğin ger çek tecellisidir. Büyük idealist şa ir, başka şiirlerinde bu şiirde ol duğu gibi, kendini ele vermese de yine bu ilahi güzelliklerin şairi dir.
Tanpınar’ın selâmına selâm!
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi