• Sonuç bulunamadı

31. yıldönümünde şehitlerimizi anıyoruz:Refah faciası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "31. yıldönümünde şehitlerimizi anıyoruz:Refah faciası"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

31. Y I L D Ö N Ü M Ü N D E

ŞEHİTLERİ MİZİ

A N I Y O R U Z

^,ku,ı-^3

- » m c m I f M m i m i

Bir Vapurumuz Akdeıtizde Batırıldı

Refah vapurunda bulunan 185

yolcudan 50 si kurtarıldı

Türk ■ Alma»

dostluğu

Tahkikat yapılıyor

Meninden Uk*rxWiy*T. filmekte oUn g m u v n torpilW«Ü*i

mi. yokla mayın* mi ÇtrpUfi Kenua malûm d**il

G JrjŞ zZ

: •«

iLsr*«zşr ^ 1 |

«lolraİA finnr

“ REFAH,,

FACİASI

Ingiltere'deki tezgâhlarda inşa edil­ mekte olan «Reis» sınıfı beşyüzer tonluk dört denizaltı gemisi, ikinci Cihan Savaşının o en karanlık gün­ lerinde Türk donanmasının en büyük bir eksikliğine cevap verecekti. Sa­ vaşın karanlık bulutları bu güzel va­ tanın sınırlarına kadar yaklaşmıştı. Her yönden güçlenmemiz gerekiyor­ du...

Deniz kuvvetlerimize ayrı bir güç ka­ tacak bu dört denizaltıyı Ingiltere’de teslim almak üzere Türk bahriyesi- nin en seçkin 19 subay, 63 erbaş ve 68 eri görevlendirilmişti. Bunlar İn­ giltere'ye gidecek ve dört yeni de- nizaltımızı teslim alıp yurdumuza getireceklerdi.

Ayrıca o yıl Harbokulunu bitirmiş bulunan 20 stajiyer hava subayımız da başlarında bir kumandan olmak üzere Ingiltere Kraliyet Hava Kuv­ vetleri (R.A.F)'nde ihtisas kursları göreceklerdi.

Türk denizci ve havacıları, Vapurla İskenderiye'ye gidecekler, oradan Londra'ya geçeceklerdi. Deniz Nakli­ yat Komisyonu bu iş için «Refah» şilebini tahsis etmişti. Kafile İs­ tanbul'dan İskenderiye'ye bu şileple nakledilecekti.

«Refah», 4000 tonluk ve hayli yaşlı bir şilepti. Böylesine önemli bir gö­ reve tahsis edilmesi tenkitlere uğ­ ramamış değildi. Ancak vaktin darlı­ ğından başka bir çarenin düşünül­ mesine imkân yoktu.

«Refah» şilebi, 16 haziran 1941 gü­ nü İstanbul limanından sessizce yo­ la çıktı. Geminin ilk durağı Mersin limanı olacaktı. Burada ikmali yapıl­ dıktan sonra doğruca İskenderiye'­ nin yolunu tutacaktı.

Geminin süvarisi istinyeli izzet Kap­ tan, tecrübeli bir denizci idi. Üstelik şilebini de gayet iyi biliyordu. «Re- lah»ın böylesine zor bir görevi ye­ rine getirmek için gerekli imkânlar­ dan yoksun bulunduğu muhakkaktı. Teknede mevcut köhnemiş 4 filika, 200 kişilik yolcu ve mürettebata as­ la ve asla kâfi gelemezdi. Bu can filikaları en fazia 25'er kişi alabile­ ceklerine göre, mevcudun ancak yarısına yetebilecekti. Bunu gözö- nünde tutan istinyeli İzzet Kaptan Mersin limanında hiç olmazsa ihti­ yaca cevap verebilecek sayıda sal­

lar yaptırmak istemişti. Ancak vak­ tin son derece kıt olması yüzünden derhal yola çıkması emri verilmiş­ ti kendisine. «Refah» ile gelecek Türk denizci ve havacıları İngiltere'­ ye gönderilmek üzere İskenderiye'­ de beklenmekte idiler...

«Refah» şilebi, 23 haziran 1941 pa­ zartesi günü saat 17.30 da Mersin

limanından demir aldı. Rota, doğru İskenderiye idi. Yaşlı şilep Mersin limanını arkasında bıraktığı zaman Akdenizin muhteşem gurubu baş­ lamıştı. izzet Kaptan geminin bütün ışıklarıyla birlikte bordalarında çizili koskoca Türk bayraklarını aydınla­ tan projektörleri de yaktırmıştı. Ak­ deniz, ikinci Cihan Savaşında en

«Refah» şehitleri için «Yavuz» zırhlısında yapılan bir merasim...

.■ i.:'*'

23 Haziran 1941 pazartesi gecesi Akdeniz'de meşhul bir dezinaltı tarafından torpillenen «Refah»tan 28 kişi bu tahlisiye sandaliyle kurtulmuşlardı...

tehlikeli bir bölge idi. Üstelikle kor­ san denizaltılar pek büyük bir teh­ like teşkil etmekteydi. Bu bakımdan Akdeniz.de seyreden bütün tarafsız gemiler bordalarına bağlı bulunduk­ ları ülkelerin bayraklarını resmetmiş- lerdi.

Refah şilebi pırıl pırıl ışıklar içinde İskenderiye'ye doğru ağır ağır yol almaktaydı. Gece olmuş, bütün yol­ cular ile görevlilerin dışındaki müret­ tebat da derin bir uykuya çekilmiş­ lerdi.

Gemide, Deniz Kuvvetlerimize mensup 19 subay, 63 erbaş, 68 er ve Hava Kuvvetlerimize mensup 1 subay ile 20 stajiyer subayın dı­ şında geminin 28 kişilik personeli ve bir de kafilemize refakat etmek­ te olan bir Ingiliz yüzbaşısı bulun­ maktaydı. Böylelikle Refah ın o köh­ ne teknesi tam 200 yolcu taşımak­ taydı.

Saat tam 23.01'i gösteriyordu ki A k­ deniz'in ve geminin o büyük ses­ sizliğini kulakları sağır eden kor­ kunç bir patlama yırtıverdi. Bu kor­ kunç patlama ve sarsıntı ile herkes yerlerinden fırlamıştı. «Refah»ın bü­ tün ışıkları o anda sönmüş ve bü­ tün gemi karanlığa gömülmüştü. Dehşet verici hakikat bir anda bü­ tün gemiyi kaplayıverdi.

«— Torpillendik!»

Evet, «Refah» şilebi, gecenin o zifiri karanlığında hüviyeti meçhul bir kor­ san denizaltı tarafından törpülenmiş­ ti. Torpil, «Refah»ın iskele bordasın­ da ve teknenin tam ortasında ol­ mak üzere su kesiminin altında 4 metrekarelik bir rahne açmıştı. Bu rahneden dolan sular bütün alt kıs­ mı bir anda dolduruvermişti. Gemi süratle batmaktaydı. Çalıştırılan pilli bir elektrik feneri makine dairesin­ deki feci durumu göz önüne seriver- mişti. Sular bütün makine dairesini doldurmuştu, bir sürü ceset yüzü­ yordu.. .

«Refah», korkunç bir dram yaşama­ ya başlamıştı. Hayatta kalabilenler canlarını kurtarma çarelerini aramak­ ta idiler. Geminin o köhne 4 can­ kurtaran filikasından üçü infilâkın şiddetinden oldukları yerde dağılı- vermişlerdi. Dördüncüsü ise bir de­ mir yığını haline gelen mataforala­ rın arasına sıkışıp kalmıştı.

(2)

Gemide tam bir ana-baba günü ha­ vacı esiyordu. Telâş içinde koşu­ la n la rın yanında şoke olmuş vazi­ yette hareketsiz duranlara rastlanı­ yordu. Bazıları şursuz davranışlarla kendilerini denize atıyorlar, bazıları da ambar kapaklarından sal yapmak için çalışıyorlardı. Bu panik havası içinde büyük bir çatırtı daha duyul­ du. Sancak tarafındaki ambarlar su tazyikinden parçalanmış ve oradan da dolmaya başlayan sularla bir an­ da teknenin beli kirili vermişti. A r­ tık «Refah» başdöndürücü bir hızla Akdenizin karanlık sularına gömül­ mekteydi. Bu arada bir grup da ma­ taforaların arasına sıkışmış teh tah­ lisiye sandalını kurtarmak çabasında idiler.

Bu grup da ceketleriyle birbirine bağladıkları direklerden yaptıkları salla kurtulma imkânını aramaktay­ dı. Bu sal denize indikten pek kısa bir süre sonra dağılmış ve içinde­ kiler batmakta olan keminin denizde yaptığı büyük anafora kapılıp sulara gömülüvermişlerdi. Kafile başkanı olan Denizaltı Yarbayı Zeki Bey de bunların arasındaydı.

Sular üst güvertenin seviyesini bul­ duğu anda tek filika mataforaların arasından kurtarılabilmiş ve bunun içine atlayan 24 kişi bu büyük facia­ dan mucize kabilinden kurtulan kim ­ seler olmuşlardı.

«Refah»ın yiğit süvarisi istinyeli iz­ zet Kaptan, bu tek filikanın kurtarıl­ masına bizzat yardım etmiş, fakat gemisinde kalıp, onunla birlikte kah­ ramanca sulara gömülmeyi tercih et­ mişti.

«Refah» şilebi, torpillendikten tam birbuçuk saat sonra batmıştı. Ve bu batış anında meydana getirdiği bü­ yük anaforla o tek filikayı da denize çekmesine ramak kalmıştı. Filikada- kilerin olanca gayretleriyle küreklere asılmalarının olduğu kadar mucize­ nin de büyük rolü vardı bu anafor­ dan kurtuluşta...

Filikada bulunan 2 4kişi, denizden dört kişiyi daha toplamış, böylece 25 kişilik sandalın mevcudu 28 ki­ şiye yükselmişti. Filika mütemadi­ yen su yapıyor ve her an için dağı­ lıp batma tehlikesi arzediyordu. Bu 28 kişi için torpillenen şilepte baş­ layan ölüm-kalım savaşı bu filikanın içinde devam etmekteydi. Konserve kutuları marifetiyle bu su mümkün olduğu kadar giderilmeye çalışılıyor­ du. Bu arada battaniyeden bir de yelken yapmışlardı. Filikadaki de­ nizciler mevkilerini tayin etmekte gecikmediler. Anavatanın Adana sa­ hillerinden 50 mil kadar uzakta idi­ ler. Kâh dört küreğin, kâh bataniye- den yapılma yelkenin yardımıyla 20 saat 09 dakika süren bir ölüm-kalım mücadelesinden sonra 7,5 metre u- zunluğunda, 2.21 metre genişliğinde ve 1.10 metre derinliğindeki köhne filika Adana'nın Karataş kıyılarında kumsala vâsıl olmuştu. Takvimler 24 Flaziran 1941 salı gününü, saatler 19.10'u göstermekteydi...

«Refah» şilebinin 28 kazazedesi a- yak bastıkları toprağı öperken ulu Tanrıya şükrediyorlardı. Çok geçme­ den, bir kazazedenin de Doğan şi­ lebi tarafından kurtarıldığı öğrenildi. «Refah» faciası tam 170 şehit ver­ mişti. 15 subay, 53 erbaş, 61 er, 17 stajiyer havacı, 24 şilep perso­ neli idi bunlar. Ayrıca Ingiliz yüz­ başısı da can vermişti bu kazada... Bu büyük facianın 31 nci yıldönü­ münde «Refah» şehitlerimizi hürmet ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şâd olsun. .

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Deneyimle öğrenmenin terapötik yapıya uygulanması di- rekt, macera etkinliklerinin danışanlarla ilişki- lendirilmesi ve danışanların aktif katılımcılar olarak

Türkiye Ressamlar Cemiyeti Resim Der- neğinin, uluslarası Kadın Sanatçılar Der- neği ve, Görsel Sanatçılar Derneğinin üye- si olan sanatçı, bu derneklerin değişik ta-

Çünkü koyu renkler güneş ışığını daha fazla emer ve daha fazla muhafaza eder.. Bu koyu renk- li taşlar nasıl olsa yazın insanı

Şuurlu bir imar programının tahakkuku so- nunda memleketimizi gezen kültürlü bir yabancı, bu memlekete has bir atmosfer içinde dolaştığını, ' her yerden ayrı, fakat yine

-En büyük şey yerdir; çünkü her şeyi içine alır.. -En hızlı şey akıldır; çünkü her

Tartışma (en fazla 600 sözcük) ve viii Kaynaklar (en fazla 20 adet) kısımlarını içerecek şekilde düzenlenmelidir. Metnin tamamı toplam 1700

Tartışma (en fazla 600 sözcük) ve viii Kaynaklar (en fazla 20 adet) kısımlarını içerecek şekilde düzenlenmelidir. Metnin tamamı toplam 1700

doğa üzeriııdeki za.afa ba- ca gadanrun yanında kül- lerinin ve kömürun de eı- kiIi oldugu kaydedildi. Bü- tün bu