• Sonuç bulunamadı

ANXIETY DISORDERS IN ELDERLY PEOPLE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ANXIETY DISORDERS IN ELDERLY PEOPLE"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YAfiLILARDA ANKS‹YETE BOZUKLUKLARI

ANXIETY DISORDERS IN ELDERLY PEOPLE

Erguvan Tu¤ba ÖZEL KIZIL

Ankara Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dal› ANKARA Tlf:(0312) 595 69 34 e-mail:etugbaozel@yahoo.com Gelifl Tarihi: 24/10/2006 (Received) Kabul Tarihi: 19/01/2007 (Accepted) ‹letiflim (Correspondance)

A

BSTRACT

O

ld age is risky for psychiatric disorders like depression and anxiety due to repeated losses.Although in clinical practice, anxiety is a frequent problem among elderly people and the treatment of anxiety is quite difficult in geriatric patients, anxiety disorders are not studied enough. Previous studies suggested that anxiety disorders are more rare among geriatric patients than in younger ones. This might be due to the different appearance of anxiety disorders in geriatric age and to the existing medical illnesses which may complicate psychiatric evaluation. Anxiety, which is accepted as a natural outcome of senility and the medical illnesses in elderly may also result with underdiagnosis of anxiety disorders.

In this paper we aimed to review the studies on anxiety disorders and their treatment among geriatric patients.

Key words: Anxiety, Elderly.

Ö

Z

Y

afll›l›k dönemi tekrarlayan kay›plarla seyretmesi bak›m›ndan depresif bozukluklar ve ank-siyete bozukluklar› baflta olmak üzere psikiyatrik bozukluklar aç›s›ndan riskli bir dönemdir. Klinik pratikte anksiyete yafll›larda s›k görülmektedir ve zor tedavi edilmektedir. Buna ra¤men anksiyete bozukluklar› yafll›larda yeterince araflt›r›lmam›flt›r. Yap›lan çal›flmalarda anksiyete bozukluklar›n›n yafll›larda gençlere göre daha nadir bulundu¤u saptanm›flt›r. Bu durum anksi-yete bozukluklar›n›n yafll›larda gençlerdekine göre farkl› biçimlerde ortaya ç›kt›¤›n› ve/veya va-rolan di¤er t›bbi hastal›klar›n psikiyatrik de¤erlendirmeyi güçlefltirdi¤ini düflündürmektedir. Ay-r›ca, anksiyetenin yafll›l›k ve yafll›l›kta görülen t›bbi hastal›klar›n do¤al bir sonucu olabilece¤i önkabulü de anksiyete bozukluklar›n›n yeterince tan›nmamas›na neden olabilmektedir.

Bu yaz›da yafll›larda anksiyete bozukluklar› ve tedavisi konusunda yap›lan çal›flmalar›n göz-den geçirilmesi amaçlanm›flt›r.

Anahtar sözcükler: Anksiyete, Yafll›l›k.

R

EVIEW

A

RTICLE

Erguvan Tu¤ba ÖZEL KIZIL

Engin TURAN

(2)

G

‹R‹fi

Y

afll›larda anksiyete bozukluklar›n›n yayg›nl›¤› konusundayap›lan çal›flmalarda çeliflkili sonuçlar elde edilmesine kar-fl›n, gençlere göre daha nadir görüldü¤ü öne sürülmektedir (1,2). Toplumda yafll›larda %5-10 s›kl›¤›nda anksiyete bozuk-lu¤u görüldü¤ü bildirilmektedir (3-5). Ancak yafll›larda subsen-dromal anksiyeteye daha s›k rastlanmaktad›r. Bir çal›flmada subsendromal anksiyete s›kl›¤› 65 yafl üzerinde %22 olarak saptanm›flt›r (6). Yafll›larda anksiyete bozukluklar› belirtilerinin de¤erlendirilmesinde varolan fiziksel hastal›klar›n de¤erlendir-meyi güçlefltirdi¤i öne sürülmektedir (2). Anksiyete yafll›l›kta ortaya ç›kan kay›plara (ifl kayb›, efl kayb›, fiziksel kay›plar gibi) karfl› verilen normal bir tepki olarak kabul edilmektedir. Ayr›-ca yafll›larda bedensel anksiyete belirtilerinin s›k görülmesi de anksiyete bozukluklar› yerine t›bbi hastal›klar› akla getirmekte ve tan›n›n atlanmas›na neden olabilmektedir. Bu nedenlerle yafll›larda anksiyete bozukluklar› yeterince tan›n›p tedavi edi-lememekte ve araflt›rmalarda anksiyete bozukluklar›na duygu-durum bozukluklar› kadar yer verilmemektedir. Di¤er taraf-tan, yafll›larda anksiyete bozukluklar›n› araflt›ran çal›flmalarda kullan›lan tan› araçlar› ve kriterlerin bu yafl grubu için geçerli oldu¤u da gösterilmemifltir. Ayr›ca yafll›larda anksiyeteye s›k-l›kla baflka psikiyatrik bozukluklar›n efllik etmesi de tan› ve te-daviyi güçlefltirmektedir (7).

Anksiyete yafll›larda ifllevsellikte belirgin olarak bozulmaya yol açmakta ve yaflam kalitesini düflürmektedir (8). Bir çal›fl-mada yafll›l›k ça¤› depresyonuna yaflamboyu yayg›n anksiye-te bozuklu¤u (YAB) ya da panik bozuklu¤unun efllik etmesi halinde depresyon rekürensinin ve bellek bozuklu¤unun daha fazla görüldü¤ü saptanm›flt›r (9).

E

P‹DEM‹YOLOJ‹

Y

ap›lan en genifl toplum tabanl› çal›flma olan Epidemiolo-gic Catchment Area (ECA) çal›flmas›nda 65 yafl üstü kifli-lerde DSM-III’e göre fobi, panik bozukluk ve obsesif kompul-sif bozuklu¤un toplam yayg›nl›¤› %5.5 olarak bulunmufltur (10). Bu çal›flmada anksiyete bozukluklar›n›n yafll›larda en yayg›n görülen psikiyatrik bozukluk oldu¤u gösterilmifltir. Anksiyete bozukluklar› her yafl grubunda oldu¤u gibi yafll›lar-da yafll›lar-da kad›nlaryafll›lar-da erkeklere göre yafll›lar-daha yayg›n bulunmaktad›r (1). Agorafobi d›fl›ndaki anksiyete bozukluklar› genellikle geç bafllang›çl› olmay›p, ergenlikte ya da erken eriflkinlik döne-minde bafllamaktad›r. Geç bafllang›çl› anksiyete bozukluklar› s›kl›kla baflka psikiyatrik (depresyon, demans) ya da t›bbi has-tal›klar/ilaçlar ile beraber görülmektedir (1).

Beekman ve ark. Hollanda’da yapt›klar› çal›flmada 55-85 yafl aras›ndaki bireylerde anksiyete bozuklu¤u yayg›nl›¤›n›n %10.2 oldu¤unu saptam›fllard›r (3). YAB en yayg›n (%7.3)

görülürken, fobik bozukluklar (%3.1) ikinci en yayg›n bozuk-luktur. Obsesif kompulsif bozuklu¤un (%0.6) ise en nadir gö-rülen bozukluk oldu¤u saptanm›flt›r. Kad›n cinsiyeti, düflük ö¤renim düzeyi ve travmatik yaflant›lar›n anksiyete bozukluk-lar› için risk oluflturdu¤u da belirlenmifltir.

Schaub ve ark. ise 85 yafl alt›nda (%4.3) anksiyete bozuk-luklar›n›n 85 yafl üzerindeki yafll›lara (%2.3) göre daha yayg›n oldu¤unu göstermifllerdir (11).

P

AN‹K BOZUKLUK

Y

afll›larda panik bozukluk yayg›nl›¤› (%0.5’ten az) gençleregöre daha düflük bulunmaktad›r. Yafll›larda görülen panik atak belirtileri gençlerdekilere benzer olmakla beraber, daha az say›da ve hafif düzeydedir. Efllik eden depresif belirtiler de hafif düzeydedir ve yafll›lar›n ifllevsellikleri gençlere göre daha iyidir (1). Bir çal›flmada geç bafllang›çl› panik bozuklukta has-talar›n bedensel duyum, düflünce ve duygulardan daha az ra-hats›z olduklar› bulunmufltur (12). Ancak Sheikh ve ark. yap-t›klar› baflka bir çal›flmada yafll› kad›nlarda panik bozuklukta gençlere göre daha fazla somatizasyon bulgular›na rastland›-¤›n› da saptam›flt›r (13).

Yafll›l›k döneminde bafllayan panik bozukluk varl›¤›nda özellikle depresif bozukluk, fiziksel hastal›klar ya da ilaçlar›n etyolojide akla gelmesi önerilmektedir (14).

Ayr›ca yafll›larda panik bozuklu¤unun YAB’dan ay›rdedil-mesinin güç olabilece¤i öne sürülmektedir. Mohlman ve ark. YAB ve panik bozuklu¤unu karfl›laflt›rd›klar› çal›flmada sem-patik uyar›lar, agorafobik kaç›nma, komorbid somatizasyon bozuklu¤u ve alkol ba¤›ml›l›¤›n›n panik bozuklu¤u olanlarda daha fazla oldu¤unu, depresyon ve hostilitenin ise YAB’da daha fazla görüldü¤ünü saptam›fllard›r. Ancak yafll›larda iki bozukluk aras›nda gençlere göre daha az farkl›l›k bulundu¤u-nu belirlemifllerdir (15).

F

OB‹K

B

OZUKLUKLAR

F

obik bozukluklar yafll›larda en s›k görülen anksiyete bozuk-luklard›r (1). Çal›flmalarda agorafobinin yafll›l›k döneminde özgül fobilerden ve sosyal fobiden daha yayg›n oldu¤u bulun-mufltur (16,17). Özgül fobi genellikle erken dönemlerde bafl-larken, yafll›l›kta görülen agorafobinin s›kl›kla 60 yafl›ndan sonra bafllad›¤› gösterilmifltir.Geç bafllang›çl› agorafobi genç-lerdekinden farkl› olarak panik bozukluktan çok, fiziksel bir hastal›¤›n ya da travmatik bir olay›n ortaya ç›kmas›ndan son-ra bafllamaktad›r (16,18,19). Burvill ve ark. inme sonson-ras› ka-d›nlarda agorafobinin sa¤l›kl› kontrollere k›yasla belirgin ola-rak daha yayg›n oldu¤unu saptam›fllard›r (20). Lindesay, fobik bozukluklar ile erken yaflam dönemlerindeki kay›p ve ayr›l›k-lar›n da iliflkili oldu¤unu göstermifltir (16).

(3)

Yafll›larda sosyal anksiyete bozukluklar› konusunda ise az say›da çal›flma mevcuttur. Bir çal›flmada yafll›l›kta sosyal ank-siyetenin daha nadir oldu¤u ve yafll›l›k döneminde kaç›nma belirtilerinin gençlere göre daha nadir görüldü¤ü bulunmufltur (21). Ancak bu bulgu baflka çal›flmalarla desteklenmemifltir.

O

BSES‹F

K

OMPULS‹F

B

OZUKLUK

O

bsesif kompulsif bozukluk (OKB) da yafll›larda gençleregöre daha nadir (%0.8’den az) görülmektedir (1). OKB kliniklerine baflvuran hastalar›n %5’inden az›n›n 60 yafl veya üzerinde oldu¤u, bunlarda da OKB’nin genellikle erken dö-nemde bafllad›¤› saptanm›flt›r (22). OKB’nin klinik belirti flid-deti aç›s›ndan yafll›lar ile gençler aras›nda belirgin fark bulun-mam›flt›r. Bir çal›flmada yafll›larda el y›kama ve günah iflleme obsesyon ve kompulsiyonlar›n›n daha s›k, simetri ve sayma-n›n ise daha nadir oldu¤u gösterilmifltir (22).

P

OSTTRAVMAT‹K

S

TRES

B

OZUKLU⁄U

Y

afll› nüfusta posttravmatik stres bozuklu¤u (PTSB) yayg›n-l›¤› bilinmemektedir. Yafll›larda PTSB yaflamboyu meyda-na gelen herhangi bir travma sonras› geliflebilir, belirtiler kal›-c› ya da aral›kl› görülebilece¤i gibi, geçici ya da kronik seyirli olabilir. Gençlerle k›yasland›¤›nda yafll›lar PTSB’ye daha yat-k›n de¤ildir ve belirtiler farkl› yafl gruplar›nda benzerdir. PTSB patofizyolojisinde rol oynayan adrenerjik sistem ve hipotala-mo-pitüiter- adrenal eksende yafll›l›kta ortaya ç›kan de¤ifliklik-lerin PTSB klini¤ine yans›d›¤›na dair kan›t bulunmamaktad›r (23).

II. Dünya Savafl›’nda Holocaust’tan kurtulanlar üzerinde yap›lan çal›flmalarda PTSB belirtilerinin %20-50 kronik hale geldi¤i ve yafll›l›k döneminde de sürdü¤ü gösterilmifltir (24,25). Geç bafllang›çl› PTSB’nin deprem gibi do¤al felaket-ler ya da kazalar sonras›nda da görüldü¤ü ve belirtifelaket-lerin genel-likle zaman içinde geriledi¤i bildirilmifltir (26). Bir çal›flmada depresyona PTSB’nin efllik etti¤i vakalarda, depresyon teda-visine panik bozuklu¤unun efllik etti¤i vakalara göre daha geç yan›t verildi¤i bulunmufltur (27).

Y

AYGIN

A

NKS‹YETE

B

OZUKLU⁄U

B

az› çal›flmalarda YAB hastal›¤›n›n yafll›l›k döneminde ens›k görülen anksiyete bozuklu¤u oldu¤u bulunmufltur (3). Ancak YAB’›n s›kl›kla depresyon ve di¤er anksiyete bozukluk-lar›na efllik etti¤i bilinmektedir (28). M.depresyon ve panik bozukluk d›flland›¤›nda vakalar›n yaln›zca %3’ünde YAB’›n 64 yafl›ndan sonra bafllad›¤› saptanm›flt›r (28). Di¤er çal›flma-larda geç bafllang›çl› YAB’a s›kl›kla depresyonun efllik etti¤i gösterilmifltir (17,29). Dolay›s›yla yafll›larda da YAB’›n varl›¤› depresyonu akla getirmelidir. Yafll›larda YAB’›n efllik etti¤i depresyonda tedaviye yan›t›n ise daha kötü oldu¤u bulunmufl-tur (30).

K

OMORB‹D

A

NKS‹YETE

B

OZUKLUKLARI

Y

afll›larda komorbid anksiyete bozukluklar› s›k görülmekte-dir. Depresif bozuklu¤u olan yafll›lar›n %35’inde yaflam-boyu en az bir anksiyete bozuklu¤u, %23’ünde de eflzamanl› anksiyete bozuklu¤u oldu¤u bulunmufltur. En s›k görülen ko-morbid anksiyete bozukluklar›n›n yayg›n anksiyete bozuklu¤u (% 27.5), panik bozukluk (%9.3), özgül fobiler (%8.8) ve sos-yal fobi (%6.6) oldu¤u saptanm›flt›r (31). Alexopoulos ise, depresyonu olan yafll›lar›n %38’inde depresyona en az bir anksiyete bozuklu¤unun efllik etti¤ini göstermifltir (32). Schoe-vers ve ark. Hollanda’da yürüttükleri toplum tabanl› çal›flma-da depresyon ve anksiyete bozukluklar› komorbiditesinin yafl-l› kad›nlarda erkeklere göre iki kat daha fazla oldu¤unu sapta-m›fllard›r (33).

Komorbid anksiyete bozuklu¤u varl›¤›nda depresyonun prognozunun daha kötü oldu¤u, bedensel belirtilerin daha fazla görüldü¤ü ve ifllevsellikte daha fazla kayba yol açt›¤› bil-dirilmektedir. Ayr›ca YAB varl›¤›nda depresyonda intihar ris-kinin artt›¤› da öne sürülmektedir (31).

Hollanda’da yap›lan bir çal›flmada komorbid anksiyete bo-zukluklar› olanlarda benzodiyazepin kullan›m› ve kronik soma-tik hastal›klar›n daha fazla bulundu¤u da saptanm›flt›r (34).

Ayr›ca demans›n erken evrelerinde kiflinin biliflsel kay›pla-r›n›n fark›na varmas› da anksiyete ve depresyona yol açabil-mektedir.

G

ENEL

T

IBB‹

D

URUMA YA DA

M

ADDE

K

ULLANIMINA

B

A⁄LI

G

EL‹fiEN

A

NKS‹YETE

B

OZUKLU⁄U

A

nksiyete ve fiziksel hastal›klar pek çok yönden iliflkilidir.Anksiyete fiziksel hastal›klar›n ortaya ç›kmas›na do¤al bir yan›t olarak kabul edilebilece¤i gibi, patolojik düzeydeki ank-siyetenin fiziksel hastal›klar› fliddetlendirebilece¤i bilinmekte-dir. Örne¤in yafll› bir hastada miyokard enfarktüsü ya da in-me sonras›nda panik bozukluk, agorafobi ya da YAB gelifle-bilir. Ancak çal›flmalarda yafll›larda t›bbi hastal›klar›n gençlere göre daha az anksiyete yaratt›¤› bulunmufltur (35,36). Baz› antihipertansif ilaçlar, antiaritmikler, teofilin, tiroid hormonla-r›, dopamin agonsitleri ve steroidler de anksiyeteyi tetikleye-bilir. Anksiyete t›bbi mortalite ve morbiditeyi art›ratetikleye-bilir. Örne-¤in yüksek anksiyete düzeylerine sahip bireylerde hipertansi-yon, aritmi ve kardiyovasküler hastal›k riski artmaktad›r (37-40). Yap›lan bir çal›flmada 55-85 yafl aras›nda anksiyete bo-zukluklar› varl›¤›nda erkeklerde mortalite riskinin artt›¤›, ka-d›nlarda ise anksiyetenin mortaliteyi etkilemedi¤i gösterilmifl-tir (41).

(4)

T

EDAV‹

Y

afll›larda anksiyete bozukluklar›n›n tedavisi ile ilgili yeterin-ce kontrollü çal›flma bulunmamaktad›r. Ancak olgular ve kontrollü olmayan çal›flmalardan yola ç›k›larak yafll›larda ank-siyete bozukluklar›n›n gençlerdekine benzer biçimde tedavi edilebilece¤i bildirilmektedir. Bununla beraber, yafll›larda ank-siyete bozukluklar›nda benzodiyazepinler gere¤inden fazla kullan›l›rken, antidepresan ve biliflsel davran›flç› tedavilerin ise yeterince kullan›lmad›¤› öne sürülmektedir (42).

Yafll›larda anksiyete bozukluklar›n›n tedavisindeki temel hedefler minimal düzeyde sedasyon ile rahatlamay› sa¤lamak, uykunun düzeltilmesi, otonom ve biliflsel toksisite ile fiziksel ba¤›ml›l›k ve ilaç etkileflimlerinden kaç›nmakt›r (43). Farmakolojik Tedaviler

Antidepresanlar Seçici seratonin gerial›m inhibitörleri (SSRI)

anksiyete bozukluklar›nda günümüzde en çok tercih edilen te-davi seçene¤idir. Yafll›larda fazla say›da ilaç kullan›m› olmas› ve yan etkilere duyarl› olmalar› nedeniyle SSRI trisiklik ajan-lara göre daha fazla reçete edilmektedir. SSRI içinde özellikle essitalopram, sitalopram ve sertralin ilaç etkileflimlerinin dü-flük ve yan etkilerinin az olmas› nedeniyle yafll›larda yayg›n olarak kullan›lmaktad›r. Paroksetinin antikolinerjik yan etkile-rinin bulunmas› duyarl› yafll›larda kullan›m›n› s›n›rland›r›rken, fluoksetin ve fluvoksamin ilaç etkileflimleri nedeniyle daha az tercih edilmektedir. Yafll›larda anksiyete bozukluklar›n›n teda-visinde yap›lan tek kontrollü çal›flma olan 8 haftal›k randomi-ze plasebo kontrollü çal›flmada, sitalopramin etkili oldu¤u gösterilmifltir (44). Ayr›ca Lenze ve ark. yafll›larda anksiyete bozuklu¤unda sitalopram tedavisi ile bedensel yak›nmalar›n belirgin olarak düzeldi¤ini saptam›fllard›r (45).

Yafll›larda PTSB’de kontrollü çal›flmalar olmamas›na kar-fl›n savafl gazilerinde kronik PTSB tedavisinde kullan›lmas›n-dan yola ç›k›larak tedavi için SSRI önerilmektedir (46).

Yafll›larda antidepresanlarla tedaviye düflük dozlarda bafl-lanmas› ve zaman içinde terapötik dozlara ulafl›lmas›, erken dönemde özellikle anksiyetenin yo¤un oldu¤u panik bozukluk vakalar›nda antidepresan etki ortaya ç›kana dek düflük doz benzodiyazepin (Lorazepam) kullan›lmas› önerilmektedir (14). Anksiyete bozukluklar› varl›¤›nda antidepresan tedaviye verilen yan›t›n depresyondakine göre daha kötü oldu¤u öne sürülmektedir. Ancak, Lenze ve ark. yafll›larda depresyon te-davisinde nortriptilin ve paroksetini karfl›laflt›rd›klar› 12 hafta-l›k çal›flmalar›nda anksiyöz olan ve olmayan vakalar aras›nda tedaviye yan›t göre, yan›t süresi ve tedaviyi b›rakma aç›s›ndan fark bulmam›fl, tersine anksiyöz vakalarda yan etkilerin daha h›z› kayboldu¤unu saptam›fllard›r (47).

Venlafaksin ve milnacipran ise seratonerjik etki profiline ek olarak sahip olduklar› noradrenerjik etkileri nedeniyle

ank-siyete bozukluklar›nda özellikle tercih edilmektedirler. Ancak yüksek dozlar› yafll›larda kan bas›nc›nda art›fla yol açabilmek-tedir.

Katz ve ark. DSM-IV YAB hastalar› üzerinde yap›lan befl çift-kör, randomize, plasebo kontrollü venlafaksin çal›flmas›-n›n meta analizini yapm›fllard›r. Gençlerdekine paralel olarak 60 yafl ve üzerindeki hastalar›n plaseboya göre venlafaksine daha fazla yan›t verdi¤ini (%66/%41) saptam›fl ve yan etkiler nedeniyle tedaviyi b›rakma yüzdelerini plasebodan farkl› (%15/%14) bulmam›fllard›r (48).

Mirtazapin ve trazodon ise antihistaminik yan etkileri ne-deniyle ajitasyon, uykusuzluk ve ifltahs›zl›k durumlar›nda ter-cih edilmektedir.

Benzodiyazepinler Benzodiyazepinler de yafll›larda

ank-siyete tedavisinde s›k kullan›lan ilaçlard›r. Ancak biliflsel ve motor ifllevlerde bozulmalara yol açmalar› nedeniyle yafll›lar-da kullan›mlar› risklidir. Psödodemans, düflme ve k›r›klar gö-rülebilmektedir. Ayr›ca, benzodiyazepinler paradoksik olarak huzursuzluk, irritabilite veya ajitasyona yol açabilir. Yafll›larda benzodiyazepinlerin k›sa süreli ve düflük dozda, benzodiyaze-pinler içerisinde de özellikle Lorazepam’›n kullan›lmas› öneril-mektedir (14).

Di¤er Buspironun yafll›larda yayg›n anksiyete

bozuklu¤u-nun tedavisinde etkili oldu¤u gösterilmifltir (49,50). Buspiron yafll› hastalar taraf›ndan benzodiyazepinlere göre daha iyi to-lere edilmektedir. Solunum rahats›zl›¤› olanlarda ya da biliflsel bozuklu¤u olanlarda benzodiyazepinler yerine buspiron tercih edilebilir. Anksiyolitik etkisinin 1-3 hafta içinde bafllamas› ve yar›lanma ömrünün k›sa olmas› önemli dezavantajlar›d›r.

Yafll›larda özellikle demansa efllik eden anksiyete ve ajitas-yon durumlar›nda ketiyapin, olanzapin ve risperidon gibi an-tipsikotik ilaçlar da düflük dozlarda kullan›lmaktad›r.

Propranolol genç hastalarda, özellikle bedensel anksiyete-nin belirgin oldu¤u durumlarda s›kl›kla kullan›lmaktad›r. An-cak yafll›larda yan etkileri kullan›m›n› s›n›rlamaktad›r. Özellik-le KOAH, aritmiÖzellik-ler, kalp yetmezli¤i, böbrek yetmezli¤i, insü-line ba¤›ml› diabetes mellitus ve periferik vasküler hastal›klar-da kullan›lmas› önerilmemektedir.

Difenhidramin ve hidroksizin gibi antihistaminik ajanlar da antikolinerjik yan etkileri nedeniyle yafll›larda anksiyete te-davisinde nadiren kullan›lmaktad›r.

Farmakolojik Olmayan Tedaviler

Biliflsel davran›flç› tedavilerin yafll›larda YAB, agorafobi, OKB gibi anksiyete bozukluklar›nda kullan›lmas› önerilmektedir (46,51). Gorenstein ve ark. biliflsel davran›flç› tedavinin yafll›-larda anksiyeteyi ve anksiyolitik kulan›m›n› azaltt›¤›n› bulmufl-tur (52).

(5)

Yafll›larda agorafobi genellikle panik bozukluktan ayr› gö-rülmekte ve tedavisinde maruziyete odaklanan biliflsel davra-n›flç› terapi etkili olmaktad›r (46).

Stanley ve ark. da YAB’› olan yafll›larda biliflsel davran›fl-ç› tedavi ile %45 düzelme sa¤land›¤›n› ve bir y›ll›k izlemde te-davinin etkisinin devam etti¤ini göstermifllerdir (53).

K

AYNAKLAR

1. Flint AJ. Epidemiology and comorbidity of anxiety disorders in the elderly. Am J Psychiatry 1994; 151:640–649.

2. Jorm AF. Does old age reduce the risk of anxiety and depres-sion? A review of epidemiological studies across the adult life span. Psychol Med 2000;30 (1):11-22.

3. Beekman AT, Bremmer MA, Deeg DJ, van Balkom AJ, Smit JH, de Beurs E et al. Anxiety disorders in later life: a report from the Longitudinal Aging Study Amsterdam. Int J Geriatr Psychiatry 1998;13 (10):717-26.

4. Regier DA, Boyd JH, Rae DS, et al: One month prevalence of mental disorders in the U.S. based on the five Epidemiologic Catchment Area sites. Archives of General Psychiatry 1988;45:977–986.

5. Uhlenhuth EH, Balter MB, Mellinger GD, Cisin IH, Clinthorne J.Symptom checklist syndromes in the general population. Correlations with psychotherapeutic drug use.Arch Gen Psychiatry 1983;40 (11):1167-73.

6. Copeland JR, Dewey ME, Wood N, Searle R, Davidson IA, McWilliam C. Range of mental illness among the elderly in the community. Prevalence in Liverpool using the GMS-AGECAT package. Br J Psychiatry 1987;150:815-23.

7. Fuentes K, Cox BJ. Prevalence of anxiety disorders in elderly adults: a critical analysis. J Behav Ther Exp Psychiatry 1997;28 (4):269-79.

8. de Beurs E, Beekman AT, van Balkom AJ, Deeg DJ, van Dyck R, van Tilburg W.Consequences of anxiety in older persons: its effect on disability, well-being and use of health services. Psychol Med 1999;29 (3):583-93.

9. De Luca AK, Lenze EJ, Mulsant BH, Butters MA, Karp JF, Dew MA et al. Comorbid anxiety disorder in late life depressi-on: association with memory decline over four years.Int J Ge-riatr Psychiatry 2005;20 (9):848-54.

10. Regier DA, Narrow WE, Rae DS.The epidemiology of anxiety

disorders: the Epidemiologic Catchment Area (ECA) experien-ce.J Psychiatr Res 1990;24 Suppl 2:3-14.

11. Schaub RT, Linden M. Anxiety and anxiety disorders in the old

and very old—results from the Berlin Aging Study (BASE). Compr Psychiatry 2000;41(2) Suppl 1:48-54.

12. Sheikh JI, Swales PJ, Carlson EB, Lindley SE. Aging and

pa-nic disorder: phenomenology, comorbidity, and risk factors. Am J Geriatr Psychiatry 2004;12 (1):102-9.

13. Sheikh JI, Swales PJ, King RJ, Sazima GC, Bail

G.Somatizati-on in young versus older female panic disorder patients. Int J Geriatr Psychiatry 1998;13 (8):564-7.

14. Flint AJ, Gagnon N.Diagnosis and management of panic

disor-der in oldisor-der patients. Drugs Aging 2003;20 (12):881-91.

15. Mohlman J, de Jesus M, Gorenstein EE, Kleber M, Gorman

JM, Papp LA. Distinguishing generalized anxiety disorder, pa-nic disorder, and mixed anxiety states in older treatment-see-king adults. J Anxiety Disord 2004;18 (3):275-90.

16. Lindesay J. Phobic disorders in the elderly. British Journal of

Psychiatry 1991;159:531–541.

17. Manela M, Katona C, Livingston G. How common are the

an-xiety disorders in old age? Int J Geriatr Psychiatry 1996; 11:65–70.

18. Livingston G, Watkin V, Milne B, Manela MV, Katona C. The

natural history of depression and the anxiety disorders in older people: the Islington community study. J Affect Disord 1997; 46:255–262.

19. Flint AJ. Epidemiology and comorbidity of anxiety disorders in

later life: implications for treatment. Clin Neurosci 1997;4 (1):31-6.

20. Burvill PW, Johnson GA, Jamrozik KD, Anderson CS,

Ste-wart-Wynne EG, Chakera TM. Anxiety disorders after stroke: results from the Perth Community Stroke Study. Br J Psychiatry 1995;166 (3):328-32.

21. Gretarsdottir E, Woodruff-Borden J, Meeks S, Depp CA.

Soci-al anxiety in older adults: phenomenology, prevSoci-alence, and measurement. Behav Res Ther 2004;42 (4):459-75.

22. Kohn R, Westlake RJ, Rasmussen SA, Marsland RT, Norman

WH. Clinical features of obsessive-compulsive disorder in el-derly patients. Am J Geriatr Psychiatry. 1997;5 (3):211-5.

23. Weintraub D, Ruskin PE. Posttraumatic stress disorder in the

elderly: a review. Harv Rev Psychiatry 1999;7 (3):144-52

24. Rosen J, Fields RB, Hand AM, Falsettie G, Van Kammen

DP.Concurrent posttraumatic stress disorder in psychogeriatric patients.J Geriatr Psychiatry Neurol 1989;2 (2):65-9.

25. Speed N, Engdahl B, Schwartz J, Eberly R.Posttraumatic stress

disorder as a consequence of the POW experience.J Nerv Ment Dis 1989;177 (3):147-53.

26. Goenjian AK, Najarian LM, Pynoos RS, Steinberg AM,

Mano-ukian G, Tavosian A, et al. Posttraumatic stress disorder in el-derly and younger adults after the 1988 earthquake in Arme-nia.Am J Psychiatry 1994;151 (6):895-901.

27. Hegel MT, Unutzer J, Tang L, Arean PA, Katon W, Noel H,

et al. Impact of comorbid panic and posttraumatic stress disor-der on outcomes of collaborative care for late-life depression in primary care. Am J Geriatr Psychiatry 2005;13 (1):48-58.

28. Blazer DG. Generalized anxiety disorder and panic disorder in

the elderly: a review.Harv Rev Psychiatry 1997;5 (1):18-27.

29. Parmelee PA, Smith B, Katz IR.Pain complaints and cognitive

status among elderly institution residents.J Am Geriatr Soc 1993;41 (5):517-22.

30. Steffens DC, McQuoid DR. Impact of symptoms of generalized

anxiety disorder on the course of late-life depression. Am J Ge-riatr Psychiatry 2005;13 (1):40-7.

31. Lenze EJ, Mulsant BH, Shear MK, Schulberg HC, Dew MA,

Begley AE, et al. Comorbid anxiety disorders in depressed el-derly patients.Am J Psychiatry 2000;157 (5):722-8.

(6)

32. Alexopoulos GS: Anxiety-depression syndromes in old age. Int

J Geriatr Psychiatry 1990; 5:351–353.

33. Schoevers RA, Beekman AT, Deeg DJ, Jonker C, van Tilburg

W. Comorbidity and risk-patterns of depression, generalised anxiety disorder and mixed anxiety-depression in later life: re-sults from the AMSTEL study. Int J Geriatr Psychiatry 2003;18 (11):994-1001.

34. van Balkom AJ, Beekman AT, de Beurs E, Deeg DJ, van Dyck

R, van Tilburg W. Comorbidity of the anxiety disorders in a community-based older population in The Netherlands. Acta Psychiatr Scand 2000;101 (1):37-45.

35. Cassem EH. Depression and anxiety secondary to medical

ill-ness. Psychiatr Clin North Am 1990;13 (4):597-612.

36. Magni G, De Leo D. Anxiety and depression in geriatric and

adult medical inpatients: a comparison.Psychol Rep 1984;55 (2):607-12.

37. Haines AP, Imeson JD, Meade TW. Phobic anxiety and

ischae-mic heart disease. Br Med J (Clin Res Ed) 1987:1;295 (6593):297-9.

38. Jonas BS, Franks P, Ingram DD. Are symptoms of anxiety and

depression risk factors for hypertension? Longitudinal eviden-ce from the National Health and Nutrition Examination Survey I Epidemiologic Follow-up Study. Arch Fam Med 1997;6 (1):43-9.

39. Moser DKve Dracup K. Is anxiety early after myocardial

infarc-tion associated with subsequent ischemic and arrhythmic events? Psychosom Med 1996;58 (5):395-401.

40. Kawachi I, Sparrow D, Vokonas PS, Weiss ST. Symptoms of

anxiety and risk of coronary heart disease. The Normative Aging Study. Circulation 1994;90(5):2225-9.

41. van Hout HP, Beekman AT, de Beurs E, Comijs H, van

Mar-wijk H, de Haan M, et al. Anxiety and the risk of death in ol-der men and women. Br J Psychiatry 2004;185:399-404.

42. Flint AJ. Epidemiology and comorbidity of anxiety disorders in

later life: implications for treatment. Clin Neurosci 1997;4 (1):31-6.

43. Weiss KJ. Optimal management of anxiety in older

pati-ents.Drugs Aging 1996; 9(3):191-201.

44. Lenze EJ, Mulsant BH, Shear MK, Dew MA, Miller MD,

Pol-lock BG, et al. Efficacy and tolerability of citalopram in the tre-atment of late-life anxiety disorders: results from an 8-week randomized, placebo-controlled trial. Am J Psychiatry 2005a;162(1):146-50.

45. Lenze EJ, Karp JF, Mulsant BH, Blank S, Shear MK, Houck

PR, et al. Somatic symptoms in late-life anxiety: treatment is-sues. J Geriatr Psychiatry Neurol 2005b;18(2):89-96.

46. Flint AJ. Management of anxiety in late life. J Geriatr

Psychi-atry Neurol 1998;11(4):194-200.

47. Lenze EJ, Mulsant BH, Dew MA, Shear MK, Houck P, Pollock

BG, et al. Good treatment outcomes in late-life depression with comorbid anxiety. Affect Disord 2003;77(3):247-54.

48. Katz IR, Reynolds CF 3rd, Alexopoulos GS, Hackett

D.Venla-faxine ER as a treatment for generalized anxiety disorder in ol-der adults: pooled analysis of five randomized placebo-control-led clinical trials. J Am Geriatr Soc 2002;50(1):18-25.

49. Bohm C, Robinson DS, Gammans RE, Shrotriya RC, Alms

DR, Leroy A, et al. Buspirone therapy in anxious elderly pati-ents: a controlled clinical trial. J Clin Psychopharmacol 1990;10(3) Suppl: 47S-51S.

50. Robinson D, Napoliello MJ, Schenk J.The safety and

useful-ness of buspirone as an anxiolytic drug in elderly versus young patients. Clin Ther 1988;10(6):740-6.

51. Ladouceur R, Leger E, Dugas M, Freeston MH.

Cognitive-be-havioral treatment of generalized anxiety disorder (GAD) for ol-der adults. Int Psychogeriatr 2004;16 (2):195-207.

52. Gorenstein EE, Kleber MS, Mohlman J, Dejesus M, Gorman

JM, Papp LA.Cognitive-behavioral therapy for management of anxiety and medication taper in older adults. Am J Geriatr Psychiatry 2005;13(10):901-9.

53. Stanley MA, Beck JG, Novy DM, Averill PM, Swann AC,

Die-fenbach GJ, et al. Cognitive-behavioral treatment of late-life generalized anxiety disorder. J Consult Clin Psychol 2003;71(2):309-19.

Referanslar

Benzer Belgeler

Otoimmün Büllöz Hastal›klar›n Tan›s›nda ELISA ELISA for the Diagnosis of Autoimmune Bullous DisordersY. Ayfle Akman Karakafl Akdeniz Üniversitesi T›p Fakültesi, Deri

mab›n PV hastalar›nda uzun süreli remisyon sa¤lad›¤›n› göster- mektedir. 2005 y›l›nda yay›nlanan rituksimab güvenlik raporun- da tedaviyi kullananlar›n düflük

BP prognozunda en önemli belirleyiciler olan yafl ve genel durumu gösteren Karnofsky skoru göz önüne al›narak yap›lan hesapla- malarda özellikle hafif ya da orta fliddetteki

Hastan›n psikotik durumuna ba¤l› oluflan deriye ba¤l› psikotik durumlar ya delüzyonel parazitozda oldu¤u gibi var olmayan böcek, kurt gibi parazitlerin var

Kronik deri hastal›¤›na efllik eden psikiyatrik tablolar›n ortaya ç›k›fl›n› etkileyen di¤er etmenler aras›nda hasta- n›n daha önce psikiyatrik hastal›k geçirmifl

ESCAR çal›flma grubu (ESCMID Study Group for Coxiella, Anaplasma, Rickettsia and Bartonella) taraf›ndan haz›rlanan “Avrupa’da Kene ile Bulaflan Bakteriyel Hastal›klar

Olgumuzda enfeksiyon oda¤› belirlenemeyen ve sebat eden atefl yak›nmas› ile baflvuran bir hastada M‹ tan›s› sonras›nda geliflen ventrikül septum rüptürü (VSR),

Falls should not be evaluated as a simple fall (due to alcoholism, retinopathy and neuropathy) especially in elderly diabetics but should be checked for under- lying reasons such