• Sonuç bulunamadı

Cihad Baban

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cihad Baban"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CIHAD BABAN

C

İH A D Baban uzun yıllar siyasetin de içinde bulundu.

Fakat o yıllarda da kopamayıp içinde yaşadığı asıl or­ tam, gazeteciliktir.

Zaten gazeteciliği, “m esle k” değil, “hayat tarzı” sayardı:

“Ç a lışm a saati” - “çalışm am a saati” ne demek. Gazeteci yol­

da yürürken de gazeteciydi. Etrafına o gözle bakacak, haber konusu, yazı konusu arayacaktı. Evine gelince, yeni çıkm ış ki­ taplara, yabancı dergilere bakacak, radyo dinleyecekti (Tabiî sonradan buna televizyonu eklemiş olmalıdır. Ben bunları din­ lediğim zaman televizyon yoktu)... Ve hatta hiç abartmıyorum: Uyurken de gazeteci olarak uyuyacaktı...

Uyurken gazetecilik nasıl yapılır? Formülü şuydu:

— insan gece bir rüya görür. Y a da uykusu kaçar uyanır.

O sırada aklına bir konu gelir... Sa b aha bırakırsan unutursun...

B a şu c u n d a bir defter olacak. Onu hemen not edeceksin...

Durumu patron-çalışan ilişkisi açısından alırsanız:

— “Söm ürü yöntem i” diyebilirsiniz... "İn s a n a hayat hakkı da bırakmıyor, rahat uyum a hakkı da...’

Ama ona, patron statüsünde olduğu zamanlarda da, bu suç­ lamayı yapmak haksızlık olurdu. Çünkü patronluğunda da he­ deflediği şey para kazanmak olmamış, sadece “iyi gazete” çıkarmaya bakmıştır. Zaten bu yüzden de çıkardığı gazeteleri elinde tutamamış, onları, para hesabını daha iyi bilenlere kap­ tırmıştır.

Bunları, inanırdı da ondan söylerdi. Zaten inandığı, kendi hayatından da belliydi. Patronluğunda da, ücretliliğinde de, özel hayatına, sohbetlerine asıl hâkim olan konuydu gazete­ cilik... Belki gerçekten uykusuna da...

“Uyurken de gazetecilik” her taşın altında “söm ürü” ara­

ma merakının dışında, bazılarına fantezi gibi de gelebilir. Am a temelinde bir gerçek vardır.

Gazetecilik biraz da “fikir üretimi”, dolayısıyla “hayal gücü” (Imagination) mesleğidir. (Tabiî hayal gücünü, “Nasıl bir olay

uydurayım ki, ilgi ç e k sin ” diye kullanma anlamında değil... “Hangi olayı hangi açıdan araştırıp değerlendireyim ki, ilgi ç e k sin ” diye kullanm a anlamında...)

İnsanın aklına-hayaline “fikir”de, gazete binasının günlük koşuşturması içinde daha az gelir. Sokakta, evde, başka in­ sanlarla konuşurken, bir şey okurken, yatağa yatarken daha fazla gelir... Cihad Baban’ın anlayışındaki gazeteci, bunları da değerlendirecek alışkanlıkta olmalıydı.

— Peki am a bu ne biçim hayat?.. İnsanın gazete falan dü­ şünm eyeceği zaman olm a sın mı?..

Böyle soranlara:

— Sa n a bu hayatı se ç cjiyen oldu m u ? diye sorardı. Git o zaman başka iş yap... İstersen m em ur ol, istersen tüccar... Ha­ m am a giriyorsan terleyeceksin...

Ben bu telkinleri işitirken 23 yaşındaydım. Yıl 1955’ti. C i­

had Baban, beş ortağıyla birlikte “bağım sız-liberal” bir gaze­

te olarak, o zamanki "T e rcü m an ” gazetesini kurmuş, beni de Ankara temsilciliğine getirmişti. Biraz yaşımın-başımın üstün­ de bir görev ama, iyi bir şey yapınca öyle teşvik ederdi ki, ü s­ tesinden gelmeye var gücüm le çalışmıştım, iki yıl sonra da Ankara’da çıkardığı Yeni Gün gazetesinde Yazı işleri Müdür­

lüğü yaptım. Ondan meslekî ve teknik açıdan çok şey

öğren-i

|

:

ı

dim. ' j

En başta, kendi kullandığı deyimle “Okuyucunun enayi ye­

rine konulm am ası” g e lir ş

— O kuyucu, senin yaptığın gazeteyi, senden daha dikkat­ li okur, derdi. So n u n c u sayfanın son köşesine kadar itina et­ mek lâzım. Düzeltme hatası olmayacak... Resimaltlannda, İşte “Yukarıda kaza yapan iki otomobil görünüyor” diye, adamın zaten gördüğü şeyi tekrarlamayacaksın... Tamamlayıcı bilgi ve- 3 receksin...“ Çerçeve çizgileri birbiriyle bitişecek. Başlıklarla me­ tinler birbirini tutacak... “Devamı 8. sayfada” dediğin haberin devamı gerçekten o sayfada olacak... Ki okuyucuda, gazete­

nin ciddiyetine güven uyansın... |

Tabiî, hele o zamanki az kadrolu, çok işli şartlar içinde bun­ ların hepsine yetişmeye olanak yok... Bu kurallardan bazıları

gerçekleşmeyince, sabahleyin, elinde kırmızı kalemle çizdiği gazeteyle, gelip sorardı:

\

— Bu ne böyle?.. Devam sayfasınd aki ş u haberde satırlar i

karışmış... Hiçbir şe y anlaşılm ıyor?.. i

Kabahat, isterse düzeltmende, isterse sayfa düzenleyen- 3

ierde olsun: I

— Vallahi göremedim, demenin hiç faydası yoktu.

Babacan ü siû b u içinde, insana hiç batmayan benzetme- i: fer ve esprilerle, her sorumluluğun o m asada oturana ait ol- S

d uğunu hatırlatırdı: i

— Se n yazı işleri müdürü m üsün? iskele babası mı?.. G ö ­ receksin!.. O kuyucu görüyor çünkü...

★ ★ ★

|

C

İH A D Baban, siyasal hayatanda, değişik kamplarda gö­ rülse de, hep başlangıçtaki “muhafazakâr-liberal” çiz­ gisinde kalmıştır. Muhalefette iken desteklediği D P’den ayrılması, basın hürriyeti savunuculuğundandır. Partiler dışı hükümetlerdeki bakanlık görevlerini tarafsız bir teknisyen ola­ rak yürütmüş, 1961 ’deki Turizm Bakaniığı’nda turizmimizin ana kanunlarının çıkm ası için çok çaba harcamıştır.

Ölümüyle Türk gazeteciliği büyük bir ustasını, Türk siya­ set hayatı da büyük bir tecrübe birikimini kaybetti. Herkesin başı sağolsun.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yeni arayışlar, değişim, yenileşme ve siyasi atmosferin allak bullak ettiği bir edebî zeminde gözünü zaman zaman maziye çevirmiş bir gaetecinin yorumları ile

Firma tekel olmayı kötüye kullandığı ve arama sonuçlarında kendi sunduğu hizmetleri rakip hizmetlerin önünde gösterdiği için rekor

«Ben güzel günlerin şairiyim» diyen Melih Cevdet bir baş­ ka şiirinde şöyle diyor: «Dağdan ovaya inen seiler merhaba.» Ben de ona, hiç görmediğim

Sonra başka bir İstanbul ressamı, Cevat Erkul, «Rumeli Hisarına Bakış», arka kısmı bir servi ardmda kalmış koca tankere rağmen, deniz ve gökyü­ zü

Genel olarak bakıldığında, ülkemizdeki eğim değerleri, dağlık ve sarp arazide yayılış gösteren ormanlara sahip Avusturya’da uygulanan orman yollarının

Doğallık adı altında televizyon ekranlarında bizlere sunulan şov, yarışma ve eğlence programlarında her şey önceden ya planlanmakta ya da sonradan montaj yardımı

rapordur.Ahiren mest olunmuştur mahkum oldukları Rum tesviyesinde adam ı istima i ciheti ile vukuf olup şeref hulu ile isnat olunan cülusu hümayunun şirket nedarum,şirket