SAYFA CUMHURİYET
DİZİ YAZI
Fenerbahçe Cumhuriyeti
H A L I T D E R I N G O R
ncı
d ü ş k ü n lü ğ ü ile
E ra zftn
ta n ın ırd ı
gâh Erozan
y f l Bir hukukçudur. Fatih / ■ Kaymakamlığı’ndan / ■ Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı’na yıldırım ^ hızıyla gelmiştir.
1958 yılında Demokrat Parti'nin Flaysiyet Divanı başkanı Osman
Kavrakoğlu’dur. Çok eski bir
Fenerbahçeli. Partide güçlü bir durumda olan Kavrakoğlu, Fenerbahçe Başkanlığı süresince Fenerbahçe’ye bir santimetrekare toprak dahi
kazandıramamış. Fenerbahçe artık ondan umudunu kesmişti. Aynı partiden daha güçlü bir alternatif aranmalıydı. Sonuçta bulundu. Parlamento Başkanı Agâh Erozan... İşin ilginç yönü de Demokrat Partili Agâh Erozan’ı Fenerbahçe’ye başkan olarak getirmek isteyen grup liderleri
Semih Bavülken ve Muhittin Bulgurlu
Halk Partiliydiler.
Kavrakoğlu'na karşı böyle bir alternatifin getirilmesi Demokrat Parti için de yararlıydı. Çünkü hızla çöküyordu. Önlem almak için de vatan cepheleri kurulmuştu. Fenerbahçe ise büyük oy potansiyeliydi. O yıllar sade Fenerbahçe’ye değil onun rakipleri olan Beşiktaş, Galatasaray ve Vefa başkanlıklarına da aynı amaçla, Demokrat Partililer getiriliyordu. İşte 1958 kongre öncesi ortam böyleydi. Osman Kavrakoğlu ise böyle bir durumda postu kaptırmamak için birtakım girişimlerde bulunuyordu. Kongre günü Demokrat Parti’nin ağır toplan olan Agâh Erozan, Zeki Rıza
Sporel ve Osman Kavrakoğlu korkunç
bir mücadeleye giriyorlar. Ancak kongrede kaybedeceğini anlayan Osman Kavrakoğlu, Zeki Rıza Bey’i konuşmalan ile yıpratarak onu safdışı bırakıyordu...
Kongre cereyanı içinde Agâh Erozan kürsüye çıkarak “Osman demek ben
demek; Ben demek Osman demek”
diyerek birbirlerini destekliyorlar... Sonuçta da Agâh Erozan başkan, Osman Kavrakoğlu ise ikinci başkan oluyor. Bu syretle futbolda devir açmış devir kapamış ünlü Zeki Rıza
başkanlıkta kenara itiliyordu. Bu suretle de Fenerbahçe Spor Kulübü boğazına kadar siyasetin çamuruna bulanıyordu.
Agâh Erozan, Fenerbahçe'nin
1959’da Agâh Erozan’ın başkanlığı döneminde bir yönetim kurulu toplantısı. Menderes hükümetinin İmâr ve İskan Bakanı Medeni Berk de 2 ay Fenerbah çe Kulübü’ne başkanlık yapmıştı. ( küçük fotoğraf)
büyüklüğünü şöyle anlatıyordu:
“Hukuk Fakültesi’ni bitirdim. Fatih Kaymakamı oldum. Milletvekili oldum. Parlamentoya girdim. İç tüzüğü hafızladım. Bana hafız dediler. Sonra parlamento başkanı oldum. Ama beni çok az kişi tanıdı. Fenerbahçe Başkanı olunca adeta şaşırdım. Yüznumaraya girerken çıkarken bile manşetlere çıktım.”
Ağâh Erozan. Meclis Başkanlığı, Fenerbahçe Başkanlığı yanında boğazına düşkünlüğü ile de tanınırdı. Yönetimi devrinde Fenerbahçe’nin Avrupa kupalarında rakibi Fransa’nın Nice takımıydı. İstanbul’daki ve Nice’deki maçlarda eşitlik olunca üçüncü maç İsviçre’nin Cenevre kentinde yapıldı. Maç öncesi Fenerbahçe, Cenevre’nin en ünlü otellerinden birinde kalır. Erozan da ordadır. Bir ara holde otururken Büyük
Fikret, elinde bir paket pastırma ile
Agâh Bey'in yanına gelir. Pastırmayı
gören Sayın Başkan, “Aman bunun
yanma ekmek de gerekir” der. Garson,
birkaç dilim ekmek getirince Agâh Bey kızar: “Ne yapıyorsun oğlum!
Bana büyük bir somun getir. Biz Türküz. Birkaç dilim bizim dişimizin kovuğuna yetmez” der. İsviçreli
garsonun, Erozan’ın birkaç dilim pastırmayı büyük bir somunla yemesi karşısında gözleri faltaşı gibi açılır. Fenerbahçe takımı, Bursa Acar Idmanyurdu ile maç yapmak üzere Bursa’ya gelir ve Çelik Palas’ta yerleşir. Maç öncesi bir yemek vardır. Beni de o yemeğe davet ederler. Agâh Erozan’la karşı karşıya otururuz. Agâh Erozan, bir hayli yedikten sonra bana
“Sen niye az yiyorsun” diye sorar. Ben
ise “Doydum” deyince, “Olamaz,
olamaz” der. “Doymuş olman için göbeğin şişmesi gerek. Halbuki seninki şişmemiş” der. Arkadan da doymak
şöyle olur diyerek ekler: “Yere yüzüstü
yatacaksın, göbeğin üzerinde finldak
gibi döneceksin, kafan ve ayakların yere değmeyecek.”
İşte bir parlamento ve Fenerbahçe Başkanı’nın doymak hakkındaki felsefesi böyle. Sonra anladım, parlamentodaki insanların çoğu neden göbekli oluyor diye. Çünkü çok protein yükleniyorlar. Çok az tüketiyorlar, çok
az çalışıyorlar. Ne var ki bu ikili de 1960 kongresi öncesine kadar hiçbir varlık gösteremiyorlar. Siyaset yapmaktan Fenerbahçe’ye yararlı olacakları vakitleri de yoktu. Daha doğrusu günlerini geçirip gidiyorlardı. Sonuçta bunlara bir alternatif arayışı içine giriliyor. Ama kim olacak başkan? Tabii yine Demokrat Parti’den birisi... Bu alternatifi yaratmak için önce Semih Bayülken ve Muhittin Bulgurlu başkanlığındaki bir heyet,
Adnan Menderes’e başvuruyor.
Öncelikle amaç; Fenerbahçe Stadı’nı geliştirebilmek için Menderes’ten 6-7 milyon lira yardım... Önce bu gerçekleşmiyor. Rüştü Dağlaroğlu başkanlığında 2’nci bir heyet gidiyor Adnan Menderes’e, Menderes’in odasında İçişleri Bakanı Namık Gedik ve İmar İskân Bakanı Medeni Berk vardır. Heyetin 6-7 milyon liralık bir yardım talebi karşısında, Adnan Menderes hayretini gizleyemiyor. Aman efendim, nasıl olur da
Fenerbahçe gibi büyük bir kulübün 6-7 milyon lirası olamaz? Merak etmeyin bu çok kolay. Sosyal etkinlikler yapmak suretiyle bu işi
sonuçlandırırız. Hem de daha fazlası ile... Sonra Medeni Berk ve Namık Gedik’e dönerek “Öyle değil mi” diye sorar. Konuşmalar sürerken, Medeni Berk’e Fenerbahçe başkanlığı için teklif yapar. Medeni Berk de
“Emredin beyefendi” diye yanıtlar. Bu
konuşmaların olduğu günün akşamında ise Adnan Menderes, Medeni Berk, Namık Gedik beraberce İstanbul’a gelirler. Ve de Kemal Aygün ile görüşerek Fenerbahçe’ye istedikleri yönde yardım yapılmasını emrederler. Bütün bunlardan sonra da 1960 kongresi gelip çatmıştır. Kadıköy Grubu’nun desteklediği tek aday Medeni Berk olur. Sonuçta büyük çoğunlukla Fenerbahçe başkanlığına
>h!ns>l6S lîrçss'
Böylelikle Agâh Erozan’m kulüp başkanlığı da sona ermiş olur. Ancak aynı günler Türkiye radyoları bazı Fenerbahçe yöneticilerinin vatan cephelerinde yer aldığı anons edilir. Ama bunu kimin verdiği de bir türlü bilinemez.Ne var ki, Medeni Berk’in başkanlığından 2 ay sonra 27 Mayıs
1960 İhtilali gerçekleşir. Demokrat Partililerle beraber, Fenerbahçe’nin de tatlı hayalleri gerçekleşemeden tarih sayfalarında yerini alır.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a T o ro s Arşivi