• Sonuç bulunamadı

Doğumunun 125. yıldönümünde:Tevfik Fikret

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğumunun 125. yıldönümünde:Tevfik Fikret"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Doğumunun 125. yıldönümünde...

TEVFIK FİKRET

devrimlerin kaynağıdır.”

Tarih-i Kadim, insanlığı za­ man boyunca baskı altında tutan güçlere, boş inançlara bir baş­ kaldırmadır. insanlığın ancak vicdan özgürlüğüyle ilerleyebile­ ceğini, bağnazlığın er geç orta­ dan kalkacağını, baskıların son bulacağını anlatır.

Savaşların, şiddetin, kıyımın, düşünce ve İnanç üzerindeki baskıların “6 bin yıldır” insanlığı ezmesinden yakınır. Bütün bun­ ların yol açtığı acılar, akan kanlar günümüzde de sürmektedir. Bu­ günlerde Bosna-Hersek’te yaşa­ nan kanlı olaylar daha birkaç ay önce Dağlık Karabağ’da, ondan

önce Bulgaristan’da yaşananlar, 20 yıldır kendi topraklarım ızda gördüklerimiz, Fikret’in şiirini güncelleştirmektedir!..

“ Her zaman her tarafta kan, kan, kan.”

Tarih’i Kadim’in y a n d ığ ı ta­ rihten günümüze kadar savaşla­ rın, şiddet uygulamaların yol aç­ tığı ölümleri konu eden bir ince­ leme, kısa bir süre önce Birikim dergisinin "Terörizm ve Şiddet” özel sayısında yayınlandı. Was­ hington D. C. Politika Araştırma­ ları Enstitüsü’nün çalışması, yüz­ yılımızın "İnsan yaşamından aldı­ ğı bedeli” gösteriyor. 1904- 1905’deki Japon-Rus Sava- şı’ndan geçen yılki Körfez Sava- şı’na kadar akan kanlar hesapla­ nırken 100 bin ölümün altındaki olaylar ele alınmamış. I. Dünya Savaşı'nın kayıpları 9 milyon 500 bin ila 11 milyon, II. Dünya Savaşı'nın kayıpları da 45 m il­ yon ila 55 milyon diye

gösterili-Şairin Aşiyanda sergilenen çalışma odasından bazı eşyaları...

(2)

j j< . Ortalama toplam ise 146 mil­ yon 289 bindir. Fikret’in şiiri, işte bu kanların hesabını sorar.

Bütün bunlara yol açanlar yok olup gitmelidir elbette. Düşünce­ ye baskı, zorbalık ortadan kalk­ malıdır. Gelecek çağlar asla geç­ mişteki gibi olmamalıdır:

İşte gerçek özgürlük: Ne savaşçı, ne savaş ve sal­ gın;

Ne sataşma, ne saltanat, ne eşkıyalık,

Ne yakınma, ne zulüm ve baskı;

Tarihi Kadim ’de ozanımızın, bilime, akıla, İnsan sevgisine ay­ kırı düşen uygulamalara, baskı ve zulme karşı çıktığı açıktır. Din kurallarını, Tanrıyı da akılın ışığın­ da ele almaya girişir.

Tanrının sıfatları “her şeyi du­ yan ve gören, zavallılara sahip çıkan, yardımcı olan..." diye sı­ ralanır. En parlak sıfatı ise “ortak

koşulmayan dır Ama bataklığı

andıran dünya, Tanrıya ortak çı­ kanlarla doludur: Bunların hepsi halkın kendisine boyun eğmesini bekler...

Ozan, bütün bunlara kuşkuyla bakar, insanları hazır yargılardan kuşkulanmaya, gerçeği, aklın ışı­ ğında aramaya çağırır:

Kuşku bir aydınlığa doğru koşmaktır

Hakkı aydınlatmak akıl için haktır

Tevfik Fikret Tarih-i Kadim ne­ deniyle kendisine yöneltilen sal­ dırılar karşısında Tarih-i Kadim'e Zeyl şiirini kalem almıştır. Burada kendi inancının şu ilkelere dayan­ dığını açıklar: Doğruluk, sevgi, vefa, alçakgönüllülük, acımak, iyilik, yurtseverlik, insaf!

Bunlara insan sevgisi, hoş­ görü, akıl, bilim eklenir. Bütün bunlar İse insanlık tarihinin geç­ mişteki gibi kanla, zorbalıkla, baskıyla, karanlıkla, yoksullukla geçmesini önleyecek değerler­ dir. Tevfik Fikret’in Tarih-i Kadim şiirinin taşıdığı önem, neredeyse 100 yıl önce ozanın gösterdiği bu hedefe, dünyamızın ne yazık kİ hâlâ ulaşamamış olmasından ile­ ri geliyor. Bu yüzden bu şiir tarih­ sel bir anı değil güncel bir öneri, hâlâ canlı bir çözüm yoludur. Di­ linin ve anlatımının bize o kadar uzak olmasına karşılık içeriğini taptaze kılan da budur!

Konur ERTOP

TEVFİK FİKRET'İN EVİ

"A Ş İY A N "

T

evfik Fikret, projesini on yılda hazırladığı ve 1906 yılında yapımı biten Bebek’teki evi “Aşiyan”da 1915 yılına kadar yaşadı. Ön­ celeri Eyüp’de mezarlığı 1961’de çok sevdiği bu evin bahçesine nakledildi. 1940 yılında İstanbul Belediyesi şairin eşi Nazıma Ha- nım’dan e vi satın alarak onardı. 1945 yılında da Tevfik Fikret ve Ab- dülhak Ham id’ln eşyaları ile Edeblyat-ı Cedide mensuplarına alt fo­ toğraf ve eşyalar biraraya getirilerek burada bir ’Edebiyat-ı C edide’ müzesi oluşturuldu. En son 1989 yılında onarım gören Aşlyan (Farsça Yuva anlamına gelm ektedir) halen halka açık bir

müzedir. Üç katlı olan binanın şaire ayrılmış olan ikinci katında, yatak odası ve çalışm a

odaların dan kalan p a rça la r ser­ gileniyor.

10

AKKADIN

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Somyada kımıltısız yatan ka­ fa ninenindi: «Padişahımız ikin di divanından sonra Belgrad’a dönmüştü. Odanın içinde bir boydan öbür boya konsol denli

Dolayısıyla ana çekirdekte ve ikincil çekirdek- te bir sızıntı olsa bile, binanın basıncı dış basınçtan daha düşük olduğu için hava sadece içeri sızar, dışa-

ABD’de bilimsel çal›flmalara finansman sa¤layan Ulusal Bilim Vakf› (NSF), 2015 y›l›na kadar nanoteknoloji alan›- na 1 trilyon dolar destek sa¤layacak.. Nanoteknoloji,

H alk ın gözü

Deyimini din ve devlet ay rılığında bu­ lan laiklik, milli ordu, eşitlik ve özgürlük, Fransız Devrimi’nin gözbebeği olan bu kavramlar, bugünkü Türkiye’de günde­

TR T’de 19 M art 1993 tarihinde yer alan “ Bir Başka Gece” programına Nâzım Hik­ met Kültür ve Sanat Vakfı Başkam ve Nâzım’ın kızkardeşi Samiye Yaltınm

Çallı hocamızın yaşantısı im­ rendirici başarılar, mutluluklar içinde ve Bohem davranışlariyle ardında ışıklar bırakarak geçip gitmiştir. Ta o zamanlar

Nitekim çocuklardan ziyade büyükler bu temsil­ lere rağbet göstermişler, oynanan oyunlarla günümüzün olayları arasında paralel kurma imkânı bu rağbeti daha