• Sonuç bulunamadı

Behçet Necatigil konuşuyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Behçet Necatigil konuşuyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

te

i

BEHÇET NECÂTİGiL KONUŞUYOR

— Sanat faaliyetleri bakımından daha evvelki yıllarla bugün ara- snıda ne gibi farklar görüyorsunuz?

— Bir kere faaliyetlerin yıldan yıla arttığım görüyorum. Yeni, yeni yayın evleri, yeni yeni eserler, im­ zalar, dernekler, günlük gazeteler­ de sanat hareketlerine ayrılan yer­ lerin çoğalışı ve benzeri şeyler. Marifet iltifata tâbi. Bir şeyler is­ teniyor, aranıyor ki beri taraf şev- ka gelmiş bu kadar. Hele şu son aylardaki canlılık daha da çekici. Bu iyidir. Tembel yazar artık uyu­ şukluğunu bırakmak, meydanın boş olmadığım görmek zorundadır. Dostların kabulleri, iltifatları, poh­ pohları para etmiyecektir. Okuyu­ cunun gözü açıldı. Okuyucu tenkit, kitap tanıtma yazısı diye piyasaya sürülen matahların yüzde yetşimişi- nin ısmarlama, ricalama, yüzüm tut­ madı kardeş şeyler olduğunu anla- mıya başladı. Eserle övgü veya yer­ gisi arasındaki ilgililerin sıhhatini ânında sezecek bir okuyucu kitlesi var oldukça sanat faaliyetlerinin da­ ha da gelişeceğine inanmalıyız. P e- yami Safa beye bir arkadaşı: «Siz,» demiş, «fazla övünmeyin dostum; hikayeci, romancı olarak mütareke devrinde üç dört kişiydiniz!» Gü­ zel demiş. Bugün tutunabilmek için pek çok şeylerin, pek çok meşhur­ ların üstesinden gelmek gerek, kuvvetli olmak gerek.

— Bazıları şairin topluma karşı bir vazifesi olduğunu ve bu vazife­ yi de onun dertleriyle uğraşmakla yerine getireceğini iddia ediyorlar. Ne dersiniz? Şüre politika ve ide­ olojilerin karıştırılmasını uygun buluyor musunuz? Şiirde «halka inme» sözünden ne anlıyorsunuz?

— Topluma karşı vazifeli olmak ne şairin tekelindedir, ne şunun, ne bunun. Bu işde herkes vazifelidir, vazifeli olmalıdır. Vicdan diyoruz, yurt sevgisi diyoruz, insanlık diyo­ ruz. Bunlara sahib bulunmadıkça hani nerde hayvanlara karşı bizde- ki manevi üstünlük? Bir insan ola­ rak herkes zaten toplumun dertle­ rini kendi derdi bilir, bunun için ayrıca şair olmıya ne hacet? Ama bu böyle diye siyasî makale mi ola­

cak bütün şiirler? Benim bildiğim; şair, esasen, ferdî ve İçtimaî dertle­ rin azabını çeken adamdır. Ferdî dertlerin İçtimaî unsurlardan yok­ sun olduğu da iddia edilemez. Bir müşahit sıfatıyla bir cemiyet tab­ losu çizen bir şair bunu eğlenmek, zevklenmek, için yapmıyor herhal­ de. Ama bu tablonun içinde politi- de. Ama bu tablonun çinde politi­ ka yokmuş, ideoloji yokmuş, aktif realizm yokmuş. Eh ne denir, her­ kesin yolu ayrı, her yiğidin bir y o ­ ğurt yiyişi var. Şimdi bir insan avı­ dır gidiyor. Öurda insanı yakala­ mış, burda kurduğu kapan bom ­ boş.. gibi lâflar moda. Sanki Yunus, Baki, Nedim insan peşinde değildi. Bu av, iyi bir av; yalnız yakalıyo­ ruz derken insanı öldürmemek şar­ tıyla!

«Halka inme» sözünden ben, hal­ kın yaşayışım işlemeyi, halk dilini kullanmayı, halk duygu ve düşün­ cesini aksettirmeyi anlıyorum. Hal­ kın anlıyabileceği şekilde olsun di­ ye sanatın imkânlarım kullanma­ yıp basitleşmek, halka inmek de­ ğildir. Bir halk şairi gibi yazmak da halka inmek ' değildir. Sanatın aydmlatışı teksif edişi, kısmî değiş- tirişi olmadıkça halka inmek, hal­ ka ne kazandırır, hiç!

— Bugünkü Türk şiiri halikında­ ki fikirleriniz nedir?

— Çeşitli anlayışlar çarpışıyor. Şaşırtıcı bir durum. Şiir görüşleri birbirini tutmadığı için şairlerin değerlendirilişinde ifrata veya tef­

rite kaçılıyor. Bugün bilhassa batı şiirine yönelişin her zamankinden fazla olduğu görülüyor. Bizden ön­ cekilerin batıdan şunu bunu almı- ya vakitleri mi olmamıştı, yoksa buna lüzum mu görmemişlerdi; hattâ ön beş, yirmi sene önceye ka­ dar şiir yerli, yekpare bir yapıya benziyordu. Şimdi her şair ayrı bir bark kurmak; tuğlasını, harcım is­ tediği yerden kendi almak peşinde. Bizim dileğimiz, çoğalan binaların sağlam, dayanıklı olmasıdır. Bunu da zaman gösterir.

— Bizde neden münekkit yetiş­ miyor, hâlâ münekkit sıfatım vere­ bileceğimiz bir şahsa neden sahip olamadık?

— Birinci soruyu cevaplandırır­ ken biraz temas ettim. Yetişmiyor, çünkü münekkit şöyle şöyle olacak­ tır. İyi bir tenkidin şartları lise do­ kuzuncu sınıf edebiyat kitaplarında bile yazılıdır; bu şartlara kaç ten­ kitçi riayet ediyor, soruyorum. Biz­ de münekkit korkaktır: Bu kitap dostumun kitabı, yerersem ayıp olur. Bu kitabı ben yayınladım, aleyhinde bir yazı korsam satışına mâni olur, vesaire. Münekkit sami­ mî değildir, hazırlığı yoktur, mu­ kayese ve emsali eserler arasında o eserin yerini, değerim tayin et­ me imkânlarından mahrumdur; esen rüzgârlara göre taraf tutar, vesaire. Bir münekkidimiz, bir ke­ limenin yeri değiştiriliverince ale- lâde bir nesir cümlesi olacak beş kelimelik bir beyitteki (Körükler cılız olmak, evlerin hiddetini) «K ö­ rükler» kelimesini «körük» ismi­ nin çoğulu olarak anlamış, cümle­ nin bozuk, mânâsız olduğunu iddia etmişti de kelimenin bir fiil olduğu hatırlatılınca şaşırmış, inanmak is­ tememişti. İşte okuyucuya yol gös­ terecek, kötü eseri geri çevirip iyi eseri çağıracak tenkidimizin tipik bir cephesi! Eserine bir çıkar peşin­ de olanların yahut üşengeçlerin üşüşmesi karşısında sanatçının du­ rumu hazindir.

Taha Toros Arşivi

ıo

Referanslar

Benzer Belgeler

Ama dolarlı, mark- lı turistler dünyayı dolaşıp ge­ zecekler.. Frank yerinde otur­ mak için Fransız yerinden kı

Yüreğindeki sanatçı heyecanını, sanatçı tutku­ sunu, Yaşar Kem al kadar dört bir yanma saçan bir sanatçı daha görmedim, di­ yebilirim.. Bu heyecanı ade­

Günübirlik ziyaretçiler, ço­ cukları için Eyüp oyuncakçılarından boyalı kayıklar, beşikler, fırıldak, tahta kılıç, kamış tüfek, tef, dü­ dük,

Dışişlerinden aldığı bursla Madrid Güzel Sanatlar Akademisinde baskı, gravür kıs­ mını bitirdi.. Kendi dalında araştırmalar

Ahiren Leipzig Konservatuvarında tahsillerini bitirdikten sonra Almanya’da bir çok konserler veren, İstanbulda da ilk ciddî konserlerini dinle­ ten ve şimdi

Türk balesine eği­ timci olarak da katkıları bulunan Akın, “Kuğu Gö­ lü”, “Uyuyan Güzel”, “Romeo ve Jüliet”, “Ham­ let”, “Cindirella” gibi

Kulağım onda, gözlerim tekerlekli sandalyenin tekerleklerinde dinli­ yorum: “Daha iyi, daha güzel daha insanca, yani insanın insanlığım bütün boyutlarıyla

Birçok şairlerin basma Nizameddin Nazif kesilen ilham perisi onun elin­ de bir şehir tiyatrosu aktörü gibi itaat­ li ve mütevekkildir!... Yeni şiir yazamadığı