• Sonuç bulunamadı

Yaşar Kemal

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaşar Kemal"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SANAT DÜNYAMIZDAN PORTRELER

YAŞAR KEMAL

ZEYYAT SELİMOĞLU

Y aşar Kemal yanınıza

yaklaşırken, üzerinize bir dağ yıkılıyor etkisine kapı­ labilirsiniz. Böyle yaklaşır- ■ ken, bir yandan da konuşu­ yorsa, o dağın tepelerinden taşlar, kayalar da yuvarla­ nıyordum Bakınız, bu iri yarı, alabildiğine dışına dö­ nük, sa çla rı ço ğu n lu k la

karmakarışık, karayağız

adamın sanatında dağm, dağların çok önemli bir yeri vardır. Dağları, dağ başla­ rını anlatmaya özel bir eği­ lim duyar, kuşlardan, dağ tepelerinde uçan, en yük­ seklerde yuva kuran kartalı seçer anlatır, bir aralık bir yakını ile birlikte kurduğu yayınevine de bir dağın adı­ nı vermiştir. Onun bilinçal­

tına işlemiş olduğundan

kuşku duyulamayacak bu dağ simgesi, Yaşar K e ­ mal’in yazarlık mesleğini de vu rg u la r. D o ğru su , bu adam, işe dağın eteklerin­ den başlamış, tırmana tır- mana dağın tepesine dek

yükselmiş, N obel’e aday

gösterilmiştir. Onun sana­ tın ı, onun ro m a n c ılığ ın ı tutsanız da tutmasanız da, bu büyük ve başarılı çabayı

k a b u l e t m e k

zorundasın izdir.

“ İnce M em ed” in babası Yaşar Kemal, kalıbına u y­ gun düşen bir sesle konuşu­ yor, daha doğrusu, güm ­ bürdüyor, denebilir. K o ­ nuştuğu, görüştüğü kişiye “ baba” diye seslenmeyi se­ ver. Yüreğindeki sanatçı heyecanını, sanatçı tutku­ sunu, Yaşar Kem al kadar dört bir yanma saçan bir sanatçı daha görmedim, di­ yebilirim. Bu heyecanı ade­ ta gözünüzle görür, elinizle tutabilirsiniz. Yü reği sıcak, insanları kucaklamaya ha­ zır, çocuk-adam kişiliğinde bir yazar...

Burada, sırası gelmişken, dolaylı olarak Yaşar Kemal ile ilgili bir anıyı anlatmak

istiyorum. Sanırım, bir ya ­

zarı, en azından Nobel

adaylığı kadar sevindirecek bir olay! Bir hekim arkada­ şım, staj için A B D 'y e g it ­ mişti. Ülke dışına Uk çı­ kışı, bütün o yerli yersiz en­ dişeler, kuşkular, yabancı­ lık duyguları ile New York havaalanına ayak basan ar­ kadaşım şöyle anlattı: “ B a ­ na tamamiyle yabancı olan, tek bir kişinin bile beni bek­ lemediği havaalanına ayak basınca, müthiş bir korku­ ya kapıldım. Beni hemen geri götürecek bir uçak bul­ sam dönüp geleceğim ner- deyse. Dizlerimin bağı çö­ züldü çözülecek. O durum­ da kalabalık arasından yü ­ rüdüm, ya da sendeledim. Havaalamndaki gazete ve kitap kulübesinin yanından geçiyordum. Birden bire, nasıl oldu bilmem, alt alta dizilmiş kitaplar arasında, İngilizce başlıklar taşıyan kitaplardan birinin üzerin­ de, Yaşar Kem al adını oku­ dum. Hatırladığım a göre, “ İnce M em ed” in İngilizce­ siydi, ve gözüme ilk ilişen o

Türkçe iki ad oldu: Yaşar Kem al... Bunalımdan kur- tuluverdim hemen o anda, beni N ew York havaalanın­ da bekleyen bir dostla kar­ şılaşmıştım sanki, bir tanı­ dığım vardı N ew Y o rk ’da.”

Yaşar Kem al’in kalıbına, vücut yapısına uygun bir çalışma gücü var, gürül gü ­ rül akıp duran bir ırmağın getirdiği hikâyeler, roman­ lar, röportajlar. V e hep, o dağ başlarından kopup geli­ yormuş etkisini veren ya ­ pıtlar. Kalem iyle atları koş- turtan, dağ çiçeklerini açtı­ ran, bulutları birbirine ko­ valatan, yağmurları yağ- dırtan, mevsimleri birbirine katan bir yazar. Hikâye ve rom an ların da in sa n la r, hayvanlar ve bitkiler dile gelir, ağızlar dolusu ko­ nuşurlar, insan, hayvan ve bitkilerin sesleri ve renkleri, o sayfaların arasına bol bol cömertçe serpiştirilir, hayır, serpiştirilir değil, savrulur.

Birkaç yıl önce, onu bir çiçekçi dükkânında alışveriş

ederken görmüştüm. Bir

yere çağrılıydı her hâlde, bir armağanla gitm ek istiyor­ du. N e alacaktı çiçekçi dük­ kânından? Bir demet me­ nekşe mi, ince uzun saplı bir gül mü, hele hele çıtkırıldım bir orkide mi? Bunların hiç biri, Yaşar Kemal tipinde bir sanatçının götüreceği nitelikte armağanlar değil­ di. Çok geçmedi, şöyle az bir taradı d ükkânı, ve tam on ikiden vurdu . A rtık sez­ gisiyle mi, yoksa düşünerek mi bilmem, kocaman elle­ riyle koca bir su kapağım yakaladı. İnsanı çatlatırca- sına turuncu ve kalçaları yuvarlak bir su kapağı! Bulmuştu. Bir Yaşar K e ­ mal’in o dükkândan alıp g ö ­ türebileceği armağan, an­ cak o iri süs kapağı olabilir­ di.

Yaşar Kem al’in, bütün o ataklığı, dışına dönüklüğü yanında çocuksu bir sıkıl­ ganlığı olduğu da görülür sık sık. Belki, zaman zaman aşırılığa kaçan ve çevresin­ dekileri gerileten konuşkan­ lığının temelinde, bu sıkıl­ ganlık yatmaktadır. D oğa­ nın içinden kopup gelmiş etkisini uyandıran bu ya ­ zar, giyim kuşamında da doğaya yakın bir görünüm içindedir. Çoğunlukla, onu yakası açık bir gömlekle ve sırtında parkası, yürürken görürsünüz. Günün birinde Nobel ödülünü gerçekten alır da ödül törenine çağrı­ lırsa, ödülü İsveç Kralının elinden, sırtında frakla ka­ bul etmek geleneğine u y­ ması gerekecektir. Ve sanı­ lır o zaman, yazınımızın önde giden bu yazarına, sır­ tında frakla törene katıl­ mak, Nobel’e aday olmak­ tan daha güç, daha sıkıntılı bir çaba gibi gelecek.

Yaşar Kemal yazar olma­ saydı ne olurdu? Buna he­ men bir karşılık bulamadım nedense, ama, doğadan bir parça olurdu demek her hâl­ de yanlış olmayacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Thom pson tip ve m otif indeksle­ rinin düzenlenmesinde esas olarak, sıhhat­ li saha derlemeleri ile milli folklor arşivle­ rine itibar etmiştir.. Stith Thom pson'un

resinaceum 的三@@類酒精萃取物,進行蛋白質水解酵素的抑 制物之篩選。其三@@類酒精萃取物,分別做 Collagenase inhibitor assay、Chymotrypsin

[r]

To examine the possibility that c-myc is the target gene of the N1IC–YY1-associated complex, the luciferase reporter plasmid containing the human c-myc promoter (pLB1530)

In [22 − 38] authors examined some properties of suborbital graphs for the modular group, congruence subgroups, extended modular group, invariance group, Fricke group, Hurwitz

Özetle eşdeğer fert başına aylık kullanılabilir gelir alt sınırı 343.8 TL’nin altı ve üst sınırı da 1987.4 TL’nin üstü olacak şekilde %10’luk

B) “… bir kimse için bir bilgisayar mühendisi- ne güvenmek daha çok önerilebilir olması- na rağmen.” cümlesinde geçen “ a compu- ter engineer” yukarıdaki cümle

Tedavi antimikrobakteriyal ilaçlarla birlikte subluk- sasyon derecesi, nörolojik bulgular ve servikal in- sitibilitenin durumuna göre endikasyonu belirlenen cerrahi debridman