SAYFA CUMHURİYET
14
KULTUR
Anma yılı kapsamında uluslararası çeviri kolokyumu düzenlçpecek
Tarihler ve çağrışımlarla Haşan A li Y ü cel
Z E Y N E P SAYGI_________________
“Medeniyet bir bütündür. Şarkı, Gar bı, yeni veya eski dünyası şahsiyet fark- lariyle bu bütünün birer tezahürü sayı labilir. Biz Tvrkler, tarihin türlü çağla rında ona yeni unsurlar katmış ve on dan, bizim için yeni olan unsurları hiç taassup göstermeden bol bol almışızdır. (...) Kültür tanışkanlıgınm fikri manza rası, her zaman ve her yerde, dil ve ya zılı eser alışverişi ile olmuştur; bizde de aynı hat vaki oluyor. Tercüme zihni, fik ri ve medeni bir intibak olduğuna göre, giin günden daha mütekâmil bir ‘anadi le nakil' hareketi bizde de tekevvün et miştir. Münevverlerimiz, kendi araların da verimli bir birleşme yapamadıkları ve bu işlerde başka memleketlerde büyük müessiriydi olan naşirlerin bilgili öna yak oluşlarına imkân bulunmadığı için
tercüme davamız bir türlü rasyonel bir tertibin zincirini takip edemedi. Hususi teşebbüs ve teşekküllerle vücut bulması temenniye çok layık olan bu büyük kül tür davasının devlet eline intikali, bu se beplerle bir zaruret olmuştur.
M aarif Vekilliği 'nin tercüme işi ile ciddi surette meşgul oluşu, bu hareketin devlet kadrosu dışında inkişafına bir başlangıç olmak içindir. Bir asırdır ni ce nice eserleri tercüme ve basma için emek verdiği halde, dünya şaheserlerin den başlıcalarının milli kütüphanemiz de bulunmayışı, gelişigüzel çalışıldığı nın en kuvvetli, fakat en acı bir delilidir. (Tercüme Mecmuası, 19 Mayıs 1940)
Tercüme Dergisi’nin 19 Mayıs 1940 tarihli ilk sayısında, dönemin Milli Eği tim Bakanı Haşan Âli Y ücel’in önsözü, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin Aydın-
lanm a’ya bakışım yansıtıyordu. Ülke mizdeki çeviri çalışmalarının hızlanarak Rus ve Batı klasiklerinin büyük bir öz veriyle Türk aydınına kazandınldığı bir dönemin 'm aarif vekili’ Haşan Âli Yü cel... Kültür ve eğitim üzerine düşünce leri ve bu konudaki uygulamalan dünya eğitim literatürüne geçen siyaset adamı mız, doğumunun 100. yılında, UNES CO tarafından 1997’de anılacaklar liste sine alındı.
1927 yılında Milli Eğitim Bakanlı- ğı’nda müfettiş olarak göreve başladı Ha şan Âli. İlk işi ‘genç’ Türkiye Cumhuri- yeti’ni köy köy dolaşarak eğitim sorun larını belirlemek oldu.
Atatürk’le çıktığı yurt gezilerinde ka fasında oluşan eğitim politikası, Ata’nm ölümünden iki ay sonra 28 Aralık 1938 tarihinde üstlendiği Milli Eğitim Bakan lığı görevi sırasında ve sonrasında ger çekleştireceği, gerçekleşmesine destek vereceği sayısız projenin yapı taşını oluş turdu.
Yakın arkadaşı ve dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’la
birlikte giriştikleri ‘Köy Enstitüleri’ de bu gezilerde oluşan eğitim reformu dü şüncesinin en önemli ve verimli ürünle rinden biriydi. Halka, aydınlanışını ken di elleriyle hazırlama olanağı veren bu atılım, Demokrat Parti döneminde, “Köy Enstitüleri'nde komünist yetiştiriliyor’’
u
NESCO, 1997 yılını, Türkiye’nin çağdaş
kültür ve eğitim alanındaki yapılanmasının
mimarı Haşan Âli Yücel’i anma yılı olarak
belirledi. Bu nedenle Yıldız Teknik Üniversitesi
Batı Dilleri ve Edebiyatı Mütercim Tercümanlık
Bölümü, mayısın 19’unda Haşan Âli Yücel’i
anma kitabı çıkarıyor. Bölüm, 22-24 ekim
tarihleri arasındaysa ‘çevirinin kültürler arası
iletişimdeki rolü’ konulu bir kolokyum
düzenliyor.
H aşan Ali Y ücel, ‘en yenilikçi’ ve ‘en çalışk an ’ M illi Eğitim B akanı olarak Tercüm e Bünosu’nu kurm uştu.
denilip engellense de, bugün dünya eği- çeliş’ olarak kabul edilmesi gereken bu sal ve felsefi çevirileri özgün metinle rim literatürüne geçmiş bir uygulama dönemin ürünlerinden biri d e ;‘Tercüme riyle birlikte sunuyor, çeviri alanında ya-
olarak kabul ediliyor. Bürosu’... Milli Eğitim Bakanlığı bünye- pilmiş inceleme ve araştırmalarla da
Haşan Âli’nin Türkiye’nin gördüğü en sinde kurulan Tercüme Bürosu, her yılın Türk yazın ve düşün dünyasına önemli yenilikçi ve en çalışkan eğitim bakanı 29 ekim günü, en az bir düzine çeviri ya- katkılarda bulunuyordu,
olarak 7 yıl 7 ay ve 7 gün süren bakanlık pıt yayımlayarak, halkın aydınlanması _ UNESCO tarafından bu yılın “ Haşan
dönemini, FakirBaykurt ‘Y ücelişDöne- adına önemli bir adım atıyordu, ilki 19 Âli Y ücel’i Anm a Yılı” olarak belirlen
im ’olarak adlandırır. Gerçekten de Ay- Mayıs 1940’ta yayımlanan ‘Tercüme mesi Türkiye’deki çevirmenlik kurum- dınlanma ve bilinçlenme adına bir ‘Y ü- M ecm uası’ ise, klasikten güncele yazın- lannı de harekete geçirdi. Yıldız Teknik
Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Mü- tercim-Tercümanlık Bölümü, 19 Mayıs
1997 tarihinde yayımlayacağı bir ‘Anma Kitabı’nın yanı sıra, 22-23-24 ekim tarih lerinde gerçekleşecek ‘Çevirinin Kültü rel Yönleri’ konulu uluslararası bir de ko lokyum düzenliyor.
Aralarında Türkiye’den Vedat Günyol, Can Yücel, Arslan Kaynardağ, Ahm et Cemal ve Tahsin Yücel gibi isimlerin bu lunduğu 20-25 kadar yazın insanı kitabın oluşumuna katkıda bulunmuş. 400 say fa olması tasarlanan kitapta, Michel To- umier, Jean-Renc Ladmiral, Fransa’nın en önemli çeviri okullanndan biri olan E- SIT’in eski başkanı Danica Seleskovitch
ve şimdiki başkanı M arianne Lederer,
Oslo Üniversitesi Çeviri Bölümü Başka nı Antin Fougner Rydning ve yine ES- IT’ten Christine Durieux gibi dünya çe viri biliminin önemli isimlerinin de im zalan bulunuyor.
YTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Müter cim Tercümanlık Bölüm Başkanı Haşan Anamur, “ Haşan Âli Yücel'in başlattığı çeviri çalışması çok önemli bir çalışma, başlama tarihi olarak da... Çeviri Dergi si’nin çıkış yılı 1940, yani savaş yıllarında böyle bir etkinliğe girişilmiş. Daha çok Batı uygarlığının ağırlıklı olduğu, ancak ,Doğu uygarlığına da yer veren ’Tercüme Dergisi’nde hem yazınsal, felsefi çeviri, hem de çeviri kuramları üzerine yazılmış incelemelerin çevirileri yer alıyordu. Bu nedenle Türkiye’deki çeviri hareketini sis temli bir şekilde ateşleyen örgütlü bir et kinlik olarak gerçekten de son derece ve rimli çalışma oldu. Sonuçta bu çalışma ları dünyaya açılan pencere ya da kapı değil, Türkiye’nin bütünüyle dünyaya açılışı olarak değerlendiriyoruz” diyor.
Çevirinin kültürel yönleri
Haşan Âli Yücel’i anma yılı kapsa mında gerçekleşecek ‘uluslararası çevi ri kolokyum u’na epey başvuru olmuş. Kolokyumun tarihinin, Tercüme Büro- su’nun, çeviri kitapları yayımladığı 29 ekime denk gelmesi düşünülmüş; ancak, bu, yurtdışı katılımcıların programına uymaması nedeniyle aynı hafta içindeki 22-24 ekim tarihlerine alınmış.
Anamur, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“ YTÜ saionlannda gerçekleşecek kolok yuma Kanada, Yugoslavya, Fransa, Nor veç, Cezayir ve Küba'dan birçok başvu ru oldu, tzleği ‘çevirinin kültürel yönleri’
olarak belirlenen kolokyumun, geçen ağustos ayında, uluslararası çeviri çevre lerinin aylık bülteni ‘Transt Dergisi’nde
çıkan ilanının, katılımın çeşitliliğine önemli katkısı oldu. Tel Aviv Üniversite- si'nden, ESIT ve Belçika'daki çeviri okul larından geliyorlar. Kolokyumda Türk çe, Fransızca ve İngilizce çeviri olacak. Et kinliklerin düzenlenm esinde UNESCO Türkiye Milli Komisvonu'nun çok yardı mı oldu. Kitabın masraflarını da komis yon karşılıyor.”
YTÜ Mütercim-Tercümanlık Bölümü öğretim üyelerinden Dürrin Tunç, bölü mün kuruluşundan bu yana sürdürdüğü seminerlerin, Haşan Âli Yücel’i anma yılım fırsat bilerek bir kolokyum kimli ği kazanmasını istediklerini belirtiyor. Anma kitabında, çevirinin çeşitli alanla- nnın ele alınacağını söyle yen Tunç, dilbilime yönelik yazıların da yer alacağı kita bın akademik bir çatı altın da çeviri ve çeviribilim üze rine çalışmaları bir araya toplaması yönüyle, dışarıda ki yayıncının da katkıda bir ilk oluşturduğunu vurgulu yor.
Tercüme Hareketi
Kitapta döneme tanıklık etmiş isimlerin varlığı he men göze çarpıyor. Haşan Âli Yücel’in oğlu Can Yü cel, 19 yaşında Latin ve Yu nan Edebiyatı öğrencisiyken
‘Tercüme M ecmuası’nda çe virilerinin çıkmış olmasın dan büyük kıvanç duyduğu nu belirtirken, anma kitabın da yer alacak yazısında;
“ Haşan Âli G arplaşm anın başını çekiyordu. Batılılaşma bir hümanizma hareketiydi. Etrafına topladığı kadrolar la ‘Tercüme Hareketi’ne baş laması bunun en büyük ka nıtıdır” diyor.
Dönemin bir başka tanığı, Vedat Günyol ise ‘Tercüme M ecm uası’yla girişilen kül türel yenileniş hareketini şöyle değerlendiriyor: “(...)
Sömürgeci Batı’ya kafa tu tan, am a akılcı Batı'ya öy- kiinmeyip ‘Yaşamda en ger çek yol gösterici bilimdir’
form ülüne gönül bağlayan Atatürkçü bir T ürkiye’de Batı düşüncesine ne yoldan varılabilirdi? Bunu düşüne lim. Bu yol çeviri yolu idi kuş kusuz. Sevgili Ataç bir yazı sında şöyle diyordu: ‘Avru pa’dan gelen kitapları oku mamak olmazdı. Onlar bize kafamız için gerekli bir azık getiriyorlardı.' Bu ‘azık’ ya bancı dil bilen aydınlar için söz konusuydu, yabancı dil bilmeyen Türk insanına, da ha doğrusu Tiirk aydınına bıı azığı ulaştırmanın yolu çe viriden geçmekteydi. İşte, Haşan Âli’nin en övünülesi çabası, ‘Tercüme Bürosu’ nu kurup.Türk okurlarına, Ba tı ağırlıklı olm akla birlikte, Doğu'nun da önemli yapıtla rını sunm ak oldu. (...)”