• Sonuç bulunamadı

Gençlik spor il müdürlüklerine bağlı gençlik merkezlerindeki görsel sanat eğitimi çalışmalarının tespiti (Trabzon ili örneği)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gençlik spor il müdürlüklerine bağlı gençlik merkezlerindeki görsel sanat eğitimi çalışmalarının tespiti (Trabzon ili örneği)"

Copied!
220
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI RESİM-İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

GENÇLİK SPOR İL MÜDÜRLÜKLERİNE BAĞLI GENÇLİK MERKEZLERİNDEKİ GÖRSEL SANAT EĞİTİMİ ÇALIŞMALARININ

TESPİTİ

(TRABZON İLİ ÖRNEĞİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Lütfüye KUL

Ankara 2011

(2)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI RESİM-İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

GENÇLİK SPOR İL MÜDÜRLÜKLERİNE BAĞLI GENÇLİK MERKEZLERİNDEKİ GÖRSEL SANAT EĞİTİMİ

ÇALIŞMALARININ TESPİTİ (TRABZON İLİ ÖRNEĞİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Lütfüye KUL

Tez Danışmanı

Yrd. Doç. Dr. Meltem KATIRANCI

Ankara Haziran, 2011

(3)

i

Lütfüye KUL’un “GENÇLĠK SPOR ĠL MÜDÜRLÜKLERĠNE BAĞLI GENÇLĠK MERKEZLERĠNDEKĠ GÖRSEL SANAT EĞĠTĠMĠ ÇALIġMALARININ TESPĠTĠ”

baĢlıklı yüksek lisans tezi 05.07.2011 tarihinde, jürimiz tarafından Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Resim-ĠĢ Öğretmenliği Bilim Dalında YÜKSEK LĠSANS

TEZĠ olarak kabul edilmiĢtir.

Adı Soyadı Ġmza

BaĢkan: ... ... Üye (Tez DanıĢmanı): ... ... Üye : ... ... Üye : ... ... Üye : ... ...

(4)

ii

Gençlik Spor Ġl Müdürlüklerine Bağlı Gençlik Merkezlerindeki Görsel Sanat Eğitimi faaliyetlerinin durum tespitinin amaçlandığı ve yüksek lisans tezi olarak hazırlandığı bu çalıĢmanın planlanması, yürütülmesi, değerlendirme ve yazımı aĢamalarında büyük sabır ve titizlikle çalıĢmalarımı değerlendiren; önerileriyle yol gösteren tez danıĢmanım Sayın Yrd. Doç. Dr. Meltem Katırancı’ ya teĢekkürlerimi sunarım.

Bu çalıĢmamda desteklerini esirgemeyen sevgili hocam Sayın Prof. Dr. Nihat BoydaĢ’a, Sayın Prof. Dr. Salih Çepni’ye, Sayın Doç Dr. Osman AltıntaĢ’ a, Sayın Yrd. Doç. Dr. Enver Yolcu’ ya teĢekkürlerimi borç bilirim.

Bütün eğitim hayatım boyunca ve çalıĢmalarım sırasında beni canı gönülden destekleyen anneme, babama, kardeĢlerime ve özellikle Ġngilizce kaynaklar ve çeviriler konusunda yardımcı olan kız kardeĢim Melek Kul’a teĢekkür ederim.

AraĢtırma verilerinin değerlendirilmesinde öneri ve görüĢleriyle emeği geçen arkadaĢlarım Sayın Sibel Er Nas’a, Sayın Fatma Türk’e ve her zaman yanımda olan çok değerli arkadaĢım Nurgül Algan’a teĢekkür ederim.

(5)

iii

GENÇLĠK SPOR ĠL MÜDÜRLÜKLERĠNE BAĞLI GENÇLĠK MERKEZLERĠNDEKĠ GÖRSEL SANAT EĞĠTĠMĠ

ÇALIġMALARININ DURUM TESPĠTĠ KUL, Lütfiye

Yüksek Lisans, Resim ĠĢ Öğretmenliği Bilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Meltem KATIRANCI

Haziran -2011, 210 sayfa

Bu araĢtırma Gençlik Spor Ġl Müdürlüğüne bağlı Gençlik Merkezlerinde gerçekleĢtirilen Görsel Sanat Eğitimi faaliyetlerinin durumunu tespit etmek amacıyla yapılmıĢtır.

Gençlik merkezlerindeki görsel sanat eğitimi faaliyetlerinin durum tespitini ortaya koyabilmek amacıyla Trabzon Gençlik Spor Ġl Müdürlüğüne bağlı 9 gençlik merkezinden görsel sanat eğitimi programı olan üç merkez örneklem olarak alınmıĢtır.

Betimsel-survey (tarama) araĢtırma modeli ile yapılan araĢtırmada Trabzon Gençlik Spor Ġl Müdürlüklerine Bağlı Gençlik Merkezlerinden sadece üçünde Görsel Sanat Eğitimi faaliyeti olduğu tespit edilmiĢ. Bu merkezler yapılacak çalıĢmaya dâhil edilmiĢtir. AraĢtırma probleminin çözümlenebilmesi için gereksinim duyulan verilerin toplanmasında araĢtırmacının kendisi tarafından hazırlanan geçerlilik ve güvenilirlikleri sağlanmıĢ görüĢme ve gözlem formları kullanılmıĢtır. GörüĢme formları; öğrenciler için 23, öğreticiler için 21, yöneticiler için 25 sorudan oluĢmuĢtur. Bu sorular merkezdeki durumu ortaya koyacak Ģekilde hazırlanarak öğrenci, öğretici, yönetici profilleri, fiziksel ve donanımsal yapı, program yapısı, uygulaması ve değerlendirmelerin nasıl yapıldığını da ortaya koymuĢtur. Gençlik Merkezlerinden 3 yönetici, 6 öğretici ve 6 öğrenci ile mülakat yapılmıĢtır. Bunun yanında 10 ana baĢlık altında yarı yapılandırılmıĢ 31 maddeden oluĢan ders gözlem formları hazırlanmıĢ, merkezlerde toplam on saat gözlem yapılmıĢtır.

Verilerin analizinde mülakatlar için betimsel analiz ve içerik analizi kullanılmıĢtır. GörüĢme formlarının yapılandırılmıĢ kısmı frekans alınarak, yapılandırılmamıĢ kısmı ise betimsel olarak analiz edilmiĢtir.

Katılımcıların görüĢlerine göre, Gençlik Merkezlerinin genel amaçlarını gerçekleĢtirebilecek fiziksel ve donanımsal yeterliliğe sahip olmadığı gibi kurumun fiziksel ve donanımsal niteliklerinin, tüm programların öğretimi açısından da yeterli olmadığı sonucuna varılmıĢtır. Öğrencilerin Görsel Sanatlar programını mesleklerini

(6)

iv

tabi tutulmasından kaynaklanan bazı sıkıntılar yaĢadıkları sonucuna ulaĢılmıĢtır. Gençlik Merkezlerindeki eğitimin örgün eğitimi destekler nitelikte olduğu, Görsel Sanatlar programının ders içeriğini öğreticilerin kendilerinin hazırladığı ve Görsel Sanatlar programının hedeflerine ulaĢmakta eksik kaldığı görülmüĢtür. Merkezin kendine ait bir bütçesinin olmamasından kaynaklı sıkıntılar yaĢandığı olanca kaynakların da daha çok spor faaliyetlerine harcandığı gözlenmiĢtir.

Sonuç olarak denilebilir ki: Bu araĢtırma ile Gençlik Merkezlerindeki görsel sanat eğitimi faaliyetlerinin çocuklar ve gençlerin boĢ/serbest zamanlarını değerlendirmek açısından yararlı, örgün eğitimi destekler nitelikte olduğu, bunun yanında gençlerin ve çocukların sosyal ve fiziki geliĢimleri açısından çok önemli olan bu merkezlere daha fazla önem gösterilmesi gerektiği savunulmaktadır.

(7)

v

THE EXAMINATION OF THE VISUAL ART TECHNIQUES TRAINING PROVIDED BY THE ADMINISTRATION OF YOUTH AND SPORT

KUL, Lütfüye MA, Fine Arts Department,

Assistant Professor Dr. Meltem KATIRANCI June-2011, 210 pages

This research tries to examine the visual art techniques training provided by Youth Centers in Provincial Sport and Youth Administration in Trabzon. In order to do this, three centers, which are a part of Trabzon’s Sport and Youth Administration and which provide visual art techniques training programs in nine youth centers, are examined as different cases.

The descriptive research demonstrate that only three Sport and Youth Centers in Trabzon province provide visual art techniques programs. Therefore, these centers are included in the research. In order to gather relevant data, which are essential to answer the research questions, the researcher created interview and observation forms (questioners), which are valid and confidential. The forms consist of 23 questions targeting the students, 21 questions targeting the trainers, and 25 questions targeting the administrators. These questioners are prepared in a way that ensures the accurate description of the situation in the centers. The profiles of students, trainers, and administrators, and the physical conditions of the centers (such as the availability of the tools for training) are accurately described. The features of the programs, how they are implemented, and the way they are evaluated are examined. Three administrators, six trainers, and six students were interviewed from various Youth Centers in Trabzon. Furthermore, class observation forms, which were divided into 10 different categories and with 31 sections in each category, are prepared. The researcher conducted a total ten hours of observation in these classes in youth centers.

In order to analyze the data, descriptive and content analysis techniques are utilized. By using the instructional interview forms as the necessary base the non-instructional forms were formed and information was gathered accordingly.

(8)

vi

originally designed for this purpose. It has also seen that students prefer visual art techniques training program in order to decide for a future occupation, and improve their skills. In this sense, there is variability within the expectations of the students from different age groups. Therefore, including students from different age groups in the same classrooms reduces the programs efficiency and effectiveness. It was also seen that the training programs that were provided in youth centers supported the public school curriculum. The content of the courses in these programs are decided by the students. It is seen that the factors, such as that the visual art programs do not have their own separate budgets and the funding provided to the centers are mostly spent on sport programs, which impacts the art programs negatively. Thus, these programs have difficulties in reaching their goals.

As a result, the research argues that these programs are good resources for the students to spend their free times. These programs also support the regular school education and contribute to the social and physical development of the students. For all these reasons, the research suggests that these programs should be given more attention.

(9)

vii İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ ... 1 1.1. Problem Cümlesi ... 7 1.2. Araştırmanın Amacı ... 7 1.2.1. Alt Amaçlar ... 8 1.3. Önem ... 8 1.4. Sayıltılar ... 10 1.5. Sınırlılıklar ... 10 1.6. Tanımlar ... 10 1.7. İlgili Araştırmalar ... 12 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 18 2.1. Eğitim ... 18

2.1.1. Görsel Sanatlar Eğitimi ... 21

2.2. Gençlik ... 24

2.3. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Kuruluşu ... 28

2.3.1. Gençlik Spor Genel Müdürlüğünün Görevleri ... 29

2.3.2. Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ... 30

2.3.3. Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığının Görevleri ... 32

2.4. Gençlik Merkezleri ... 34

2.5. Amerika’da Rekreasyon Çalışmaları ... 36

2.5.1. Oyna, dinlen, çalış ... 37

2.5.2. Eğlence ve boş zaman aktiviteleri ... 37

2.5.3. Düzenlenmiş boş zaman eğlence merkezleri ... 37

2.5.4. Sağlık ve boş zaman aktiviteleri ... 37

2.5.5. Yaz Kampları ... 38

2.5.6. Girls and Boys Clup ( Kız ve Erkek Klüpleri) ... 38

2.5.7. Boys and Girls (B&G ) Club’ların Hizmet Verdiği Alanlar ... 40

2.6. Zaman Kavramı ve Tanımı ... 42

2.6.1. Boş / Serbest Zaman Değerlendirme- Rekreasyon ... 43

2.6.2. Boş Zaman Değerlendirme Örgütleri ... 46

2.6.3. Türkiye’de Kalkınma Planlarında Boş Zamanı Değerlendirme ... 46

3. YÖNTEM ... 49

3.1. Araştırmanın Modeli ... 49

3.2. Evren ve Örneklem ... 50

3.3. Verileri Toplama Teknikleri ... 50

3.4. Veri Toplama Araçlarının Hazırlanması ... 51

3.4.1. Öğrenci, Öğretici, Yönetici Görüşme Formu ... 51

3.4.2. Yarı Yapılandırılmış Gözlem Formu ... 52

3.5. Verilerin Analizi ... 53

4. BULGULAR VE YORUM ... 54

4.1. Katılımcıların Demografik Özelliklerine Yönelik Bulgular ve Yorum ... 54

4.1.1. Yöneticilerin Demografik Özellikleri ... 54

(10)

viii

... 59

4.2.1. Yöneticilerin Görüşleri ... 60

4.2.2. Öğreticilerin Görüşleri ... 61

4.2.3. Öğrencilerin Görüşleri ... 63

4.3. Katılımcıların, Görsel Sanatlar Programı Hakkındaki Görüşlerine Yönelik Bulgular ve Yorum ... 65

4.3.1. Yönetici Görüşleri ... 65

4.3.1.2. Öğrencileriniz, merkezinizdeki hangi programları daha çok tercih ediyorlar? Sizce bunun sebebi nedir? sorusuna ait bulgular ve yorum ... 65

4.3.2. Öğreticilerin Görüşleri ... 68

4.3.3. Öğrenci Görüşleri ... 69

4.4. Katılımcıların, Görsel Sanatlar Eğitimi Dersi Hakkındaki Görüşlerine Yönelik Bulgular ve Yorum ... 72

4.4.1.Öğretici Görüşleri ... 73

4.4.2. Öğrenci Görüşleri ... 73

4.5. Katılımcıların, Görsel Sanatlar Dersinde Kullanılan Öğretim ve Değerlendirme Yöntemleri Hakkındaki Görüşleri ... 75

4.5.1. Öğretici Görüşleri ... 76

4.5.2. Öğrenci Görüşleri ... 77

4.6. Katılımcıların Motivasyonlarını Etkileyen Etmenlere Yönelik Bulgular ve Yorumlar ... 79

4.6.1.Yönetici Görüşleri ... 79

4.6.2. Öğretici Görüşleri ... 81

4.6.3. Öğrenci Görüşleri ... 83

4.7. Gözlemlerden Elde Edilen Bulgular ... 84

5. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 90

5.1. Sonuç ... 90

5.1.1. Katılımcıların Demografik Özelliklerine Yönelik Sonuçları ... 90

5.1.2. Fiziki Ortama Yönelik Sonuçlar ... 90

5.1.3. Görsel Sanatlar Programı Hakkındaki Görüşlerine Yönelik Sonuçlar ... 91

5.1.4. Görsel Sanatlar Dersi İşleyişi Hakkındaki Görüşlerine Yönelik Sonuçlar ... 92

5.1.5. Görsel Sanatlar Dersinde Kullanılan Öğretim ve Değerlendirme Yöntemlerine Yönelik Sonuçlar ... 92

5.1.6. Katılımcıların Motivasyonlarını Etkileyen Etmenlere Yönelik Sonuçlar ... 92

5.1.7. Gözlem Verilerine İlişkin Sonuçlar ... 93

5.2. Öneriler ... 94

5.2.1. Demografik Özelliklere Yönelik Öneriler ... 94

5.2.2. Fiziki Ortama Yönelik Öneriler ... 94

5.2.3. Görsel Sanatlar Dersi İşleyişine Yönelik öneriler ... 95

5.2.4. Görsel Sanatlar Programı’na Yönelik Öneriler ... 95

5.2.5. Görsel Sanatlar Dersinde Kullanılan Öğretim ve Değerlendirme Yöntemlerine Yönelik Sonuçlar ... 95

5.2.6. Katılımcıların Motivasyonlarını Etkileyen Etmenlere Yönelik Öneriler ... 95

5.2.7. Gözlem Verilerine İlişkin Öneriler ... 96

KAYNAKÇA ... 97

(11)

ix

TABLOLAR VE ŞEKİLLER LİSTESİ

Tablo 1. Yöneticilerin Demografik Özellikleri ... 54 Tablo 2. Öğreticilerin Demografik Özellikleri ... 55 Tablo 3. Öğrencilerin Demografik Özellikleri ... 56 Tablo 4. Programa dâhil öğrencilerin ağırlıklı sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel

durumları ... 58 Tablo 5. Öğreticilerin öğrencilerin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel düzeyleri ile

düşünceleri ... 59 Tablo 6. Öğreticilerin Görsel Sanat eğitimi verdikleri mekânların fiziksel ve

donanımsal olarak yeterli olup olmadığına dair görüşleri ... 61 Tablo 7. Öğreticilerin görsel sanatlar derslerini yürüttüğünüz mekânlarda

aydınlatma, havalandırma, ısınma ... 62 Tablo 8. Öğrencilerin öğrenim gördükleri fiziki mekânlar ve donanımlar

hakkındaki görüşleri ... 65 Tablo 9. Gençlik merkezlerinde öğrencilerin daha çok tercih ettikleri programlar

66

Tablo 10. Öğreticilere göre öğrencilerinin Görsel Sanatlar programını tercih etme nedenleri ... 68 Tablo 11. Öğrencilerin görsel sanatlar programını tercih etme nedenleri ... 70 Tablo 12. Öğrencilerin görsel sanatlar programından beklentileri ... 70 Tablo 13. Öğrencilere göre görsel sanatlar programının karşıladığı eksiklikler ... 72 Tablo 14. Görsel sanatlardaki eğitim ile gençlik merkezlerindeki eğitimin

karşılaştırılması ... 73 Tablo 15. Öğreticilerin derslerinde ağırlıklı olarak kullandıkları yöntemler ... 74 Tablo 16. Öğrencilere göre gençlik merkezlerinde uygulanan öğretim yöntemleri 76 Tablo 17. Öğrencilerin öğretilerin onlara yaklaşımları ile ilgili görüşleri ... 77 Tablo 18. Öğrencilere göre öğreticilerin öğrencilerin çalışmalarını değerlendirme

yöntemi ... 78 Tablo 19. Yöneticilerin bütçelerine ek kaynak ve bağış sağlama durumları ile ilgili

görüşleri ... 79 Tablo 20. Yöneticilerin Görsel Sanatlar programının bütçelerini etkilemesi ile ilgili

(12)

x ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1 : Ülkemizdeki Gençlik Merkezleri sayılarının yıllara göre değişimi………... 35 Şekil 2 : Ülkemizdeki Gençlik Merkezleri üye sayılarının yıllara göre değişimi . 35

(13)

GİRİŞ

Bu bölümde problem durumu, araştırmanın amacı, alt amaçları, önemi, varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlar yer almaktadır.

Sanat insanlığın tarihi kadar eski bir kavramdır. Tarihsel süreç içerisinde her toplumun kendine özgü sanatı olmuştur. Nerede bir insan topluluğu varsa, orada yaşamı gerekli kılan maddi hayatın yanı sıra sezginin, bilinçaltının, içgüdüselliğin bir etkisi olarak sanat (…) kendini göstermektedir (Artut, 2007: 13). Bu içgüdüsellik ve insandaki kendini ifade etme isteği, doğuştan getirdiği estetik duygusuyla birleşerek güzel sanatları ortaya çıkarmıştır. “Bugün için, sanatın ortaya çıkışına tam ve kesin bir cevap verebilecek durumda değiliz. İlk insandan günümüze kadar geçen zaman içinde insanoğlu, çeşitli amaçlarla maddeye biçim vermiş, maddeye hükmetmeye çalışmıştır. Bütün bu faaliyetler içerisinde, sanatın başlangıç noktasını kestirmek zordur.” (Yolcu, 2004: 13). İnsan doğasından kaynaklanan gereksinimler sanatın itici gücü olarak varlığını her zaman sürdürecek, insanlık ölmedikçe sanat ölmeyecektir.

Sanat eserlerinin dışında insan emeğine yönelik hiçbir ürünün tarih öncesi dönemlerden günümüze ulaşamadığı düşünülürse, sanatın; sanatçı ile izleyenler arasında, toplumlar arasında ve bunların ötesinde çağlar arasında bir iletişim aracı olduğu söylenilebilir. Bununla birlikte bugün geçmişi biliyor ve yorumluyor olmamızın en önemli nedeni sanat eserlerinin binlerce yıl öncesinin hayatını günümüze aktarıyor olmasıdır diyebiliriz. Çünkü sanat, kültürlerin somutlaşmış bir anlatımıdır ve dünü anlattığı gibi bugünü de anlatmaktadır. Hiç kuşkusuz yarınları da anlatmaya devam edecektir. Sanatın bu güzel anlatımı devam ettiği sürece sanatı anlamak, sanatsal etkinliklerde bulunmak, sanata ilgi duymak her birey için bir gereksinim olacağı ve olmaya devam edeceği düşünülmektedir.

Bireyler için önemli bir gereksinim olan sanatı anlamak ve anlamlaştırmak için öncelikle iyi bir sanat eğitimine ihtiyaç vardır. Özsoy (2007: 25): “Bireyin yaratıcılık ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesinde, kendini ifade etmesinin sağlanmasında eğitimin rolü tartışılmaz. Sanatın eğitimle geliştirilip yaygınlaştırılabileceği de unutulmamalıdır. Toplumların sanat ve sanatçıya verdikleri

(14)

önem ve destek, sanatın eğitime ne kadar yansıtıldığı ile doğru orantılıdır.” Bu orantıyı görebilmek için sanat eğitiminin tarihine şöyle bir göz atmak gerekir. İnci San‟a (2000: 17) göre:

“20. yüzyılın başından bu yana sanat eğitimi kavramı, kaplamsal ve genel anlamda, sanatların tüm alanlarını ve biçimlerini içine alan, okul içi ve okul dışı yaratıcı sanatsal eğitimi tanımlamaktadır. Dar anlamda ise okullarda sınıflarda ve ilgili bölümlerdeki bu alana ilişkin verilen dersleri tanımlar. Fakat okullarda verilen sanat eğitimi gerek ders saatlerinin azlığından gerekse okul yönetiminin ilgisizliğinden kaynaklı olarak, önemsenmediği için yetersiz düzeydedir. Birey, kendisi ya da çocuğu için istenilen sanat eğitimini sadece okullarda, sınıflardaki derslerle almayı ve bu eğitimin yeterli olacağını düşünüyorsa yanılıyor demektir.”.

Çünkü okullarda verilen görsel sanat eğitimi, haftalık ders saatleri bakımından yetersiz olduğu düşünülmektedir. Özsoy‟a (2007: 140) göre: Okullarımızda Resim-İş (Görsel Sanatlar) derslerinin yıllarca kırk dakika ile sınırlandırılması, orta öğretimde de seçmeli olması dolayısıyla, toplumun çoğunluğu görsel sanatlarda çok az eğitim almış ve çok azı da ilköğretim okulunu bitirdikten sonra davranış değişikliklerine uğratılmışlardır. Dolayısıyla bu insanlardan okullarda Görsel Sanatlar dersinin yararları, programın nasıl olması ve neleri içermesi gerektiğini bilmelerini beklemenin tabii ki geçerli hiçbir dayanağı yoktur. Böyle olduğundan dolayıdır ki Görsel Sanatlar öğretmeninin görevlerinden birisi öğrencilerinin yanı sıra meslektaşlarını, aileleri, yöneticileri ve toplumun diğer üyelerini eğitmektir. Buradan da anlaşıldığı gibi sanat eğitimi özellikle yetişmekte olan çocukların gelişimi açısından çok önemlidir. “Görsel sanatları kapsamayan hiçbir öğretim programı başarılı değildir.” (Michael, 1983, akt: Özsoy, 2007: 51).

Toplumları şekillendirmede en büyük güç olan sanat eğitiminin gerçekleştirilmesinde pek çok sorun yaşanmaktadır. İnci San (2003: 9) “Sanat Eğitimi Kuramları” adlı kitabında: “Sanat eğitiminin önemli bir sorunsalı vardır: Sanat mı ön plana çıkacak, eğitim mi?” Evrensel olan bu tartışmaya ülkemizde birçok sorun daha eklenmektedir: „Sanat eğitimi de nedir?‟ „Çocuğum sanatçı mı olacak?‟ „Onu önemli ve ciddi derslerden alıkoymamalıyım: zaten televizyon, müzik, sinema yeterince vaktini alıyor (…) onu ortaokul giriş sınavlarına ve yaşamda başarılara götürecek alanlara yöneltmeliyim (…)‟. Böyle düşünen ne çok anne baba, hatta eğitimci vardır çevremizde” demektedir. “Çocuklarımızın bütün güçlerini sınavlara hazırlık

(15)

çalışmalarına verirken, öğretmenlerde hazırlığa katkı yarışında “Resim-iş” derslerine gereken önemi vermezler. Böylece öğrencilerin isteseler bile sanata karşı ne ilgileri, ne istekleri ve ne de güçleri kalır (…). Oysa ülkemizde giderek düzensizleşen kültür ortamı, daha iyi bir yaşam için daha güzel bir çevre özlemi, çocuklarımızın ve gençlerimizin işlenmeyi bekleyen sanatsal zekâları ve yaratıcılıkları sanat eğitimini toplumumuz için her zamankinden daha önemli ve zorunlu kılmaktadır.” (Kırışoğlu, 2002: 11).

Görsel sanatlar bu yönleriyle gençler ve toplum eğitimi açısından bu kadar önemli iken, etkinliklerin sadece okul çatısı altında, bir ders saati olarak yapılmasından kaynaklı eksiklikler olduğunu söyleyebiliriz. Bu eksiklikleri tamamlamanın yanı sıra, gelir düzeyi, boş zaman, yetenek sergileme vb. unsurlar; kültürel faaliyetler ile dinlenme faaliyetlerinde beliren ve toplumun daha geniş kesimlerinde ifadesini bulan çeşitlilik ihtiyacını karşılama zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir diyebiliriz. Yıldırım‟a (2009, 55-58-127) göre, “bireyler açısından zorunlu olmayıp isteğe bağlı ve gönüllülük esasına dayalı olarak düzenlenen faaliyetler yaygın eğitimi oluşturmaktadır. “Bu yaklaşım çerçevesinde Milli Eğitim Bakanlığının bilgi ve gözetiminde olmak koşulu ile çeşitli bakanlık, kurum/kuruluşları halka yönelik yaygın eğitim amaçlı etkinlikler düzenlemektedir.

Bu kurum/kuruluşlar içerisinde Milli Eğitim Müdürlüğü çatısı altında yer alan Halk Eğitim Merkezleri, hem yetişkin eğitiminde hem de sanat eğitiminde önemli roller üstlenmektedir”. Bununla birlikte Gençlik Spor İl Müdürlüklerine bağlı Gençlik Merkezleri de yaygın eğitim kurumları içerisinde yer almakta ve gençlerin serbest/boş zamanlarında zorunluluk arz etmeden ilgi ve yeteneklerine göre eğitim vermesi bakımından halk eğitim merkezleri ile ortak özellikler göstermektedir. Gösterdikleri bu ortak özelliklerinin yanında Görsel Sanat eğitimi ve diğer program uygulamalarında da iletişim halindedirler. Gençlik Merkezlerinde çalışan öğreticilerin görevlendirmeleri, ücret ödemeleri ve denetimleri Halk Eğitim Merkezleri tarafından yapılmaktadır. Görsel Sanatlar eğitimi programı da dahil olmak üzere uygulanan programların yıllık planları da yine Halk Eğitim Merkezi tarafından verilmektedir. Yapılan bütün bu çalışmaların gençlerin ve çocukların boş/serbest zamanlarını değerlendirmelerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. “Boş zaman kişinin çalışmadığı, yaşam zorluklarının ve biçimsel görevinin dışında kalan kendi isteği yönünde harcayabileceği zamandır. Gençlerin

(16)

serbest/boş zamanlarının çeşitli etkinliklerle değerlendirilmesine rekreasyon denilmektedir” (Kaya, 2003: 17). Türkiye‟de “kalkınma planlarında ilk zamanlarda gençlerin boş zamanlarının değerlendirilmesine değinilmiş ve rekreasyon konusu sadece bir gençlik sorunu olarak ele alınmıştır. Bu, ülkemizde planlama boyutunda konunun daha çok önemsendiğini göstermektedir. Gençlerin boş zamanının değerlendirilmesi için gerçekleştirilmiş en etkili ve kalıcı hizmet veren kurumların gençlik merkezleri olduğu düşünülmektedir. Gençlik Merkezlerinin ilki 1969-1970 yıllarında Ankara‟da açılmıştır.” (Kılbaş, 2004: 68-71).

Gençlik merkezleri, amaçları ve etkinlik çeşitleri bakımından gençlerin yetiştirilmesi alanında önem kazanan bir gelişmeyi sergilemektedir. Amaçlar, gençlerin çok yönlü yetiştirilmesine olanak sağlayan bir niteliktedir (Kılbaş, 2004: 70). 13/07/2003 tarihli ve 25167 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 20709/2005 tarihli ve 25942 sayılı Resmi Gazete ile bazı maddeleri değiştirilerek yeniden düzenlenen Gençlik Merkezleri Yöneltmeliğine göre ikinci bölüm esas hükümlerde, gençlik merkezlerinin tanımı ve amacı Madde 5‟te: “Gençlik merkezleri; il müdürlüklerine bağlı olarak, gençlerin sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetler çerçevesinde serbest zamanlarının ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda değerlendirilmesine fırsat vererek topluma aktif vatandaşlar olarak katılmalarını sağlayan ve gençleri zararlı alışkanlıklardan korumaya yönelik çalışmaları yürüten kurumlardır.” şeklinde ifade edilmektedir.

Gençlik merkezlerinin madde 5‟te ifade edilen amaçları şunlardır:

a) Gençlerin Atatürk ilkeleri doğrultusunda, ülkesine ve milletine yararlı, araştırıcı, yaratıcı, birleştirici, yeteneklerini geliştirmek ve toplumsal yaşama gönüllü olarak katılmalarını sağlamak,

b) Gençlerin serbest zamanlarını ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda değerlendirmelerini sağlamak, onları sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlere yönlendirmek,

c) Diğer illerdeki gençlik merkezi üyeleri ile birlikte projeler üreterek bu projeler aracılığı ile gençler arasında değişim programları yapılmasını sağlamak,

ç) Yurt dışı gençlik kuruluşları ile uluslararası değişim programları gerçekleştirmek,

d) Gençlerin sosyal kişiliklerinin gelişmesine katkıda bulunarak, topluma uyumlu olmalarını sağlamak,

(17)

e) Sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerle gençlerin ruh ve beden sağlıklarını korumak, ulusal birlik ve beraberlik duygularını güçlendirmek,

f) Gençlerin kültürel ve psiko-sosyal ihtiyaçlarını karşılayarak bireysel ve toplumsal ilişkilerinde sağlıklı ve dengeli kişilik geliştirmelerine katkıda bulunmak ve onları zararlı alışkanlıklardan korumak,

g) İlgi ve yetenekleri doğrultusunda bilgi ve becerilerini artırmak, ğ) Gençlerin sorunlarına yardımcı olmak, rehberlik ve danışmanlık yapmak,

h) İl düzeyinde yapılacak olan gençlik organizasyonlarında diğer gençlik kuruluşları ile koordinasyonu gerçekleştirmek.

Gençlik Merkezleri Faaliyetleri ise Madde 16‟da şöyle ifade edilmektedir: Üye gençlerin ilgi ve istekleri ile çevre şartları göz önüne alınarak il başkanlığının oluru ile aşağıda örnek olarak belirtilen ve çağa uygun diğer faaliyetler düzenlenebilir:

a) Uygulamalı güzel sanatlar: 1) Resim,

2) Müzik (ses ve enstrüman), 3) Dans, bale, halk dansları, 4) Tiyatro, 5) Heykel, 6) Edebiyat, 7) Çinicilik, 8) Fotoğrafçılık, 9) Karikatür, b) El sanatları:

1) Madeni eşya işlemeciliği, 2) Ağaç oymacılık ve ağaç yakma, 3) Model uçak çalışmaları,

4) Takı tasarım, 5) Ahşap boyama, 6) İpek pentur, 7) Kumaş boyama, 8) Alüminyum folyo, 9) Kırk yama, 10) Vitray

c) Değişik spor branşlarında başlangıç ve eğitim çalışmaları ç) Satranç

d) İzcilik

e) Kütüphanecilik

f) Doğal ve tarihi çevreyi koruma ve öğrenme çalışmaları: 1) Çevre koruma,

2) Kuş gözlem,

3) Kazı ve restorasyon, g) Eğitsel Çalışmalar:

(18)

2) Konferans, 3) Panel,

ğ) Bilimsel ve teknolojik çalışmalar: 1) Bilgisayar, internet, 2) Araştırma ve buluşlar,

3) Amatör TV, radyo ve telsizcilik, h) Dil eğitimi,

ı) Gösteri ve kutlamalar: 1) Şenlikler, 2) Festivaller,

3) Belirli gün ve haftalarda faaliyet düzenlenmesi, 4) Ulusal bayramlar ve kurtuluş günleri kutlamalarına katılma,

i) Yarışmalar:

1) Değişik branşlarda spor karşılaşmaları, 2) Resim, şiir, karikatür, slogan vb. 3) Dans ve ses

4) Tiyatro fotoğraf ve benzeri, j) Kampanyalar:

1) Temizlik, 2) Ağaç dikme,

3) İlaç, kitap, gazete ve benzeri toplama, 4) Zararlı alışkanlıklarla mücadele ve benzeri, k) Çevre gezileri:

1) Piknik, tarihi yerlere gezi ve benzeri,

2) Huzurevi, hastane, yetiştirme yurdu ve benzeri ziyaretler,

l) Sergiler:

1) Resim, heykel, çinicilik, fotoğrafçılık, karikatür ve benzeri,

2) El sanatları, m) Basın – yayın

Görüldüğü gibi gençlik merkezlerinin faaliyet yelpazesi oldukça geniştir. Bu faaliyetleri gerçekleştirecek üyelerini seçerken de Madde 17‟de belirtildiği gibi 12-24 yaş aralığını kapsamaktadır. Fakat yine madde 17‟de geçen “Gençlik merkezi faaliyetlerine ilgi ve istek olması durumunda, 12 yaşından küçük 24 yaşından büyük olanların da

yarışmalardan muaf olmak kaydıyla üye kayıtları yapılabilir. Ancak 7 yaşından küçük 26 yaşından büyüklerin kaydı yapılmaz” ifadesi yer almaktadır. Buna göre Gençlik Merkezleri 7-26 yaş aralığındaki çocuk ve gençleri faaliyetlerine kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Gençlik Merkezlerine kayıt yaptıran üyelerin ücret durumu ile ilgili madde 17‟de “üye olacak gençten üyelik ücreti alınmaz, ancak katılacağı faaliyetlerin giderleri için il müdürlüğünün belirleyeceği miktarda katılım payı alınabilir”

denilmektedir. http://www.ghdb.gov.tr/dokumanlar/yonetmelikler/index.php (25.03.2011)

(19)

Bu araştırma, gençlik merkezlerinin faaliyetleri arasında yer alan Görsel Sanat Eğitimi çalışmalarının değerlendirilmesi amacına dönük olarak düzenlenmiştir. Kuşkusuz, çok geniş bir faaliyet yelpazesine sahip olan, sanat ve spor uygulamalarının aynı çatı altında yapıldığı gençlik merkezlerinde gerçekleştirilen Görsel Sanat Eğitimi çalışmalarının durum tespitinde, çeşitli kaynakların görüş ve düşüncelerinin de önemi vardır. Bunlar arasında yöneticileri öğreticileri ve öğrencileri ve saymak mümkündür. Bu durumda, gençlik merkezlerinde yapılan çalışmaların değerlendirilmesinde yöneticilerin, öğreticilerin ve öğrencilerin görüşleri ele alınmıştır. Bu çalışma Gençlik Merkezlerindeki durumu saptamaya yönelik bir çalışmadır.

1.1. Problem Cümlesi

Öğrenci, yönetici ve öğreticilere göre Gençlik Spor İl Müdürlüğüne bağlı gençlik merkezlerinin faaliyetleri arasında yer alan Görsel Sanatlar Eğitimi çalışmaları ne durumdadır?

1.2. Araştırmanın Amacı

Sanat eğitimi, çocuklar ve gençlerin kişisel ve sosyal gelişimleri açısından büyük önem taşıdığı bilinmektedir. Nitekim, sanat eğitiminin önemi ve gerekliliği ile ilgili Buyurgan (2007: 23):

“Sanat eğitimi çocuğun kendini özgürce ifade edebileceği bir ortamdır. Çocuğun kişiliğinin gelişmesinde, kendine güvenmesinde önemli rol oynar. Atölye derslerinde paylaşma, sorumluluk, düzen, malzemeyi kullanma konularında bilinçlenir. Sanat eğitimi, özgür, barışçı, insancıl, yaratıcı, toplumu ile bütünleşmiş, değişen şartlara göre kendini yenileyebilen, geleceğin izlerini yansıtan çocukların yetişmesi için vazgeçilmez bir dünyadır. Sanat eğitimi çocuklara, kültür, sanat ve tarih değerlerini kazandırırken aynı zamanda onların özgürce yaratıcı düşüncelerini ortaya koyabilecekleri bir süreç olmalıdır.”

demektedir.

Bu sürecin ele alındığı kurumlardan biri olan Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerine bağlı gençlik merkezlerinde gençlerin ve çocukların serbest/boş zamanlarında gerçekleştirilen Görsel Sanatlar Eğitimi çalışmalarının amacına ulaşıp ulaşmadığı, çalışmaların yapıldığı atölyelerin fiziksel ve donanımsal olarak yeterli olup olmadığı, programın öğretiminde ve değerlendirilmesinde kullanılan yöntem ve teknikleri;

(20)

bunlara ilişkin öğrenci, yönetici ve öğretici görüşlerini tespit etmek, bu araştırmanın temel amacını oluşturmaktadır.

1.2.1. Alt Amaçlar

Araştırmanın temel amacına yönelik olarak aşağıdaki şu sorulara cevap aranacaktır:

1. Katılımcıların demografik özellikleri nasıldır?

2. Katılımcıların fiziki ortama yönelik görüşleri nelerdir?

3. Katılımcıların görsel sanatlar programı hakkındaki görüşleri nelerdir?

4. Katılımcıların görsel sanatlar eğitimi dersi işlenişi hakkındaki görüşleri nelerdir? 5. Katılımcıların görsel sanatlar dersinde kullanılan öğretim ve değerlendirme

yöntemleri hakkındaki görüşleri nelerdir?

6. Katılımcıların motivasyonlarını etkileyen etmenler nelerdir?

1.3. Önem

Toplumumuzda sanata gereken değerin verilmediği zaman zaman gözlenmektedir. “Sokaktaki adamdan üst düzeydeki insanımıza kadar dün de bugün de sanat eğitimine yaklaşım farklı olmadığı düşünülmektedir. Kırışoğlu, konu ile ilgili (2002: 4) “Bugün çocuklarımızı nasıl yetiştiriyorsak, dün de onların anne ve babalarını öyle yetiştirmişiz.” demektedir. Bu durum günümüzdeki toplumu ve gelecek toplumları oluşturacak olan, bugünün küçükleri yarının büyükleri çocukları ve gençleri de olumsuz yönde etkileyeceği düşünülmektedir. Gelecekte ise ortaya sanata önem vermeyen, sanatı ve sanatçıyı anlayamayan, estetik kaygısı olmayan, zevksiz, yaratıcılığı gelişmemiş bireyler yetiştirileceğinden endişe duyulmaktadır. Bu nedenle çocukları, gençleri ve velilerini „sanat eğitiminin gerekliliği‟ konusunda bilinçlendirecek örgün eğitim dışında boş vakitlerini değerlendirebilecekleri sanatsal faaliyetlere ihtiyaç duyulacağı muhtemeldir. Bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi kadar faaliyetlerin amacına uygun, yeterli donanıma sahip, eğitimli kişiler tarafından yürütülebilmesi de çok önemlidir.

Gençlerin ve çocukların örgün eğitim dışında, faaliyette bulunabilecekleri, Gençlik Merkezleri, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne bağlı Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığınca kurulmuştur. Gençlerin, sosyal kültürel ve spor faaliyetleri

(21)

çerçevesinde serbest zamanlarını ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda değerlendirmelerine fırsat vererek, topluma aktif vatandaş olarak katılmalarını sağlayan ve gençleri zararlı alışkanlıklardan korumaya yönelik çalışmaları yürüten kurumlardır. Bireyin kişisel ve sosyal gelişimi açısından bu faaliyetlerden istek ve yeteneklerine göre bir alana yönelmesi hem serbest/boş vakitlerini değerlendirme, hem kötü alışkanlıklardan uzak durma, hem de sanatsal bir kişilik kazanabilmesi açısından önemlidir.

Yapılan araştırmanın yöneticiler, öğreticiler ve öğrenciler tarafından bir kaynak olabileceği de söylenebilir.

Sanat eğitimi ile ilgili yapılan araştırmaların genellikle örgün eğitim sistemi içerisinde yer alan okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim üzerinde yoğunlaştığı gözlenmektedir. “Kültürümüzde “Beşikten Mezara Kadar İlim Öğreniniz” şeklinde yer alan hayat boyu eğitim, dünyadaki örgün eğitim sistemlerinden önceki tarihlere uzamasına rağmen ülkemiz için yeni bir kavram olarak değerlendirilmektedir.” (Yıldırım, 2009: 3). Yaygın eğitim denilince akla ilk gelen halk eğitim merkezleridir. Son zamanlarda yapılan araştırmaların bu konuya yoğunlaştığı görülmektedir.

Gençlik Spor il Müdürlüklerine bağlı gençlik merkezleri Halk eğitim merkezlerinin denetiminde görsel sanat eğitimi faaliyetlerinde bulunduğu gözlenmektedir. Yapılan bu araştırma öncesinde taranan literatürde gençlik merkezlerindeki görsel sanat eğitimi faaliyetlerinin durum tespiti ile ilgili bir çalışmaya rastlanmamıştır. Yapılan araştırmalar genellikle sporla ilgilidir. Bu araştırma gençlik merkezlerinde yürütülen görsel sanat eğitimi faaliyetleri konusunda yapılan ilk çalışma olması nedeni ile önemlidir.

1.4. Sayıltılar Öğreticilerin, öğrencilerin ve yöneticilerin:

1. Görüşler zaman dilimindeki durumu kapsadığından zaman geçtikçe değişebileceği,

(22)

3. Görüşlerini hür iradeleri doğrultusunda objektif olarak ortaya koydukları varsayılmaktadır.

1.5. Sınırlılıklar Bu araştırma:

1. Trabzon Gençlik ve Spor Müdürlüğüne bağlı üç Gençlik Merkezi ile,

2. Gençlik Spor İl Müdürlüğü Gençlik Merkezlerinde görev yapan üç yönetici, altı öğretici ve altı öğrenci ile sınırlı tutulmuştur.

1.6. Tanımlar

Çalışmanın bu bölümünde çalışma sırasında sıklıkla kullanılan, bazı kavramların (öğretici, öğrenci, yönetici gibi kavramların) ne anlamda kullanıldığı üzerinde durulmuştur.

Öğretici: (Ek tanım: 20/9/2005-25942 S.R.G. Yön/1.mad) Gençlik merkezi faaliyetlerinde çalışmak üzere, alanında herhangi bir kurum veya kuruluştan alınmış yeterlik belgesi olan, üniversitelerin branşlarıyla ilgili bölümlerinde okuyan veya mezun olan, gençlik merkezi danışma kurulunca ilgili faaliyet alanında yeterli görülen ve il başkanlığınca görevlendirilen öğreticileri, ifade etmektedir.

Yönetici: (Ek tanım: 20/9/2005-25942 S.R.G. Yön/6.mad) Kurs yöneticisi, eğitim programının uygulanmasını sağlamak amacıyla Genel Müdürlükçe görevlendirilmektedir. Gençlik merkezlerinde çalışan müdür, başmüdür muavinleri, müdür yardımcılarıdır.

Gençlik Merkezi: (13/07/2003- 25167 S.R.G. Yön/5.mad) Gençlik Merkezi gençliğin, yönetime katılarak serbest zamanlarında kişisel istek ve yetenekleri doğrultusunda seçerek yaptıkları sosyo- kültürel ve sportif faaliyetlerin organizasyonunu yapan; kişisel ve toplumsal ihtiyaçlara cevap veren sosyal ve kültürel kurumlardır.

(23)

Sanat Eğitimi: İnsanın yaratıcı güçlerini ortaya çıkarmasına yardımcı olacak koşulları hazırlayan ve bireyin kişilik kazanmasını sağlayan bir etkinliktir (Gençaydın, 1990: 44).

Kültür: İnsanların fiziksel ve toplumsal çevrelerine uyum sağlayabilmeleri için yarattıkları maddi ve manevi eserlerin tümüdür (Tezcan, 1997: 4).

Demografik: Nüfus bilimsel (TDK).

Kişilik: Bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerinin bütününüdür (TDK, 1998: 1331).

Sanat: Bir duygunun, tasarının veya güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılıktır (TDK, 1998: 1901).

Sosyoekonomik: Aynı anda hem toplumsal alanı hem ekonomik alanı veya aralarındaki ilişkileri ilgilendirendir (T D K, 1998: 2016).

Yetenek: (1) Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyetidir (TDK, 1998: 2441). (2) Eğitim ya da yetiştirmeyle kazanılan veya kendiliğinden var olan, herhangi bir işin yapılmasını sağlayan bilişsel ya da fiziksel güçtür (Artut, 2004: 330).

http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6A A849816B2EF31A7A9B636A9F752 (01.05.2011).

1.7. İlgili Araştırmalar

Yapılan literatür taraması sonucunda gençlik merkezlerini inceleyen çok az araştırma yapılmış olduğu görülmüştür. Bununla birlikte gençlik merkezlerindeki görsel sanat eğitimini inceleyen bir araştırma yapılmamıştır. Yapılan araştırmalar daha çok spor alanındadır. Konu ile ilgili araştırmalara aşağıda yer verilmiş ve bu araştırmalar örnek alınmıştır.

(24)

Mehmet Tarık Aksoy (2006)‟ un “Gençlik ve Spor Müdürlüğü bünyesinde bulunan Spor Salonlarının Kullanıcı İhtiyaçlarını Karşılama Düzeyinin İncelemesi” adlı yüksek lisans tezi: “Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan spor salonlarının kullanıcı ihtiyaçlarını karşılama düzeyinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.

Spor salonlarının standartları karşılama düzeyine ilişkin yapılan gözlem ve görüşmeler sonucunda elde edilen bulgulara göre literatürdeki standartlara ulaşılamadığı, kullanıcılar verdikleri cevaplar ile iyimserliklerini ön plana çıkarmışlardır. Buna karşılık kullanıcı görüşlerine bakılmaksızın, tüm koşulların uygun yönergelerle yerine getirilmesi sonucuna ulaşılmıştır. Bu konu ile ilgili başka bir yüksek lisans tezi ise, Nuray BURÇAK (2003: 4)‟ın “Orta Öğretim Okullarında Resim-İş Dersinde Fiziki Ortam Yetersizliğinin Yarattığı Sorunlar” adlı tezidir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre:

Okullarda derslerin içeriklerine uygun fiziki ortam sağlamak, çeşitli problemlerden dolayı mümkün olmamaktadır. Plastik sanatlar eğitimi için öğrencilerin rahat çalışabilecekleri geniş, aydınlık, araç-gereci yeterli, estetik, havadar bir ortam gerekmektedir. Okulun genel donanımı ve dekoru öğrencinin yaratıcı yönlerini geliştirici, estetik beğeni düzeyini yükseltici durumda olduğunda öğrenciyi güdülemek, öğrenme-öğretme süreçlerine etkin katılıp yaratıcılıkları artacaktır. Okullarımız genellikle bu özelliklere sahip değildir. Sınıflarda öğrenci sayısı çok fazla, resim atölyesi eksikliği, sağlıksız resim atölyeleri, araç-gereç eksikliği nedeniyle resim dersi uygulamalarında problem yaşanmakta ve ders, amaçlarından uzaklaşmaktadır.

Bu çalışmanın, araştırmamızın konusunu oluşturan Gençlik Merkezlerindeki görsel sanat eğitimi çalışmalarının gerçekleştirildiği fiziksel mekanların durumu ile ilgili olarak örnek teşkil etmektedir.

İlayda G. Demir (2002)‟ in “Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Merkez Teşkilatında Çalışan Personelin İş Doyum Düzeylerinin Belirlenmesi” adlı yüksek lisans tezi, Gençlik Spor İl Müdürlüğü merkez teşkilatında görev yapan personelin iş doyum düzeylerinin belirlenmesi amacı ile yapılmıştır. Araştırma sonucunda çalışanların işlerinden elde ettikleri doyumun ve mutluluğun hem bireysel, hem de örgütsel verimlilik açısından önemli olduğu sonucuna varılmıştır.

(25)

Altınay Şırlakoğlu (2004), “Kültürel Yaşam ve Sanat Etkileri Bakımından Sanat Eğitimi ve Sanat Eğitimi Programlarının önemi” adlı yüksek lisans tezinin birinci bölümünde: Türkiye‟de sanat eğitiminin gelişimine değinerek, Cumhuriyet Dönemi yaygın ve örgün eğitimdeki gelişmeleri ve günümüzde ulaştığı son durumu anlatılmıştır. İkinci bölümünde ise kültürel yaşantımızdaki olumsuz taraflar belirtilerek diğer batı ülkeleri ile sanat eğitimi dersi uygulama farklılıkları ve diğer nedenleri ele alınmıştır. Bu çalışmanın, gençlik merkezlerindeki sanat etkinliklerinin amaçları ile benzerlik göstermesinden dolayı araştırmamıza katkı sağlamaktadır.

Hüseyin Özteke (2004: 4)‟ nin “Ortaöğretimde Sanat Eğitimi ile Tarihi Çevre Bilincinin Geliştirilmesi” adlı yüksek lisans tezinde: Ortaöğretimde sanat eğitimi ile tarihi çevre bilincinin geliştirilmesi için, sanat eğitimi öğretim programlarının yöntem ve tekniklerinin ve öğretmen uygulamalarının nasıl olması gerektiği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırmada öncelikle eğitim ve sanat eğitimi uygulamaları açıklanmış ve ortaöğretimdeki sanat eğitiminin bugünkü durumu incelenmiştir. Daha sonra tarihi çevre, tarihi çevreyi koruma ve tarihi çevre bilinci kavramları açıklanmıştır. Tarihi çevre bilinci geliştirilmesi konusunda eğitimin önemi vurgulanarak, ilk ve ortaöğretim ders öğretim programları tarihi çevre bilincinin geliştirilmesi yönünden incelenmiştir.

Müberra Tunç (2006)‟ un “Sanat Eğitiminde Kitle İletişim Araçlarının Rolü ve Önemi‟ adlı yüksek lisans tezinde: Sanat eğitiminde kitle iletişim araçlarının rolü ve ne derece önemli olduğu konusu irdelenmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre sanat eğitiminde kitle iletişim araçlarının rolü ve önemi toplum tarafından yeterince algılanamamıştır. Televizyonun ve yeni gelişen teknolojilerin, bilginin öğretilmesinde, aktarılmasında ve iletilmesinde büyük önemi vardır. Bunları görmezden gelmek mümkün değildir. Kitle iletişim araçları özellikle okullarda çok iyi şekilde kullanılabileceği ifade edilmiştir. Kitle iletişim araçlarının görsel sanat eğitimine etkisi göz önünde bulundurulacak olunursa Gençlik Merkezlerindeki Görsel Sanat Eğitimi faaliyetlerinin tanıtımına katkı sağlamaktadır.

Selda Günaydın (2006)‟ın “Sanat Eğitimi Kapsamında Resim-iş Eğitiminin Çocuk Esirgeme Kurumlarındaki Çocukların Gelişim Sürecine Katkıları” adlı yüksek lisans tezinde: Çocukların benlik ve kişilik gelişiminde önemli bir yer tutan kendini gerçekleştirebilme sürecinin sağlanabilmesi için yapıcılığın ve yaratıcılığın temel

(26)

alınması gerekli görülmüştür. Bunun için öncelikle çocuklarda duyum ve düşünceyi uygulamalara taşıyarak, kendini tanıma ve gerçekleştirme yoluyla çocuğun tüm gelişimine olumlu katkılar sağlayabilecek bir yapıya ulaşılması hedeflenmiştir. Bu bakımdan çocukların gelişimine katkı sağlayabilecek sanat eğitimi aracılığıyla gerçekleştirimin geçerli ve etkili bir yöntem olabileceği vurgulanmıştır.

Gençlik merkezlerinin amaçları arasında olan sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerle gençlerin ruh ve beden sağlıklarını korumak, ulusal birlik ve beraberlik duygularını güçlendirmek, Çocuk Esirgeme Kurumlarını da ilgilendirmektedir. Gençlik merkezleri üyeleri arasında Çocuk Esirgeme Kurumundan öğrencilerin de olduğu göz önünde bulundurularak, bu araştırmanın yapacak olduğumuz çalışmamıza örnek olduğu düşünülmektedir.

Berna Coşkun Onan (2005)‟ ın “Sanat Eğitimi Yöntemleri / Yeni Yaklaşımlar” adlı yüksek lisans tezinde: “Sanat eğitiminin amacı bireye ulaşmaktır. Bu nedenden dolayı sanat eğitimi, bireyin ihtiyacına cevap verecek şekilde oluşturulmalıdır ve uygulanmalıdır. Bireyin ihtiyacına cevap verecek bir program oluşturmak, bireyi iyi tanımakla ve isteklerini bilmekle ilintilidir. Her birey farklı ihtiyaçlara sahiptir ve her program farklı gereksinimlere karşılık verebilir” denilmektedir. Bu çalışmanın önemi, bu çağdaş yaklaşımları tetikleyecek özgün arayışları desteklemek ve sanat eğitiminin yaşantımızdaki yerini yüceltecek dünya görüşünü biçimlendirmeye çalışmaktır. Türkiye‟de ve Batı‟da sanat eğitimi yöntemlerinin ve yaklaşımlarının gelişimini inceleme yolunu izleyen bu tez, öncelikli olarak sanat eğitimi sorunsalını dünden bugüne ele alarak, dünyada bu yaklaşımların gelişimini etkileyen olayları; beyin araştırmalarını ve Gardner‟ın Çoklu Zekâ Kuramını ele alarak bu yaklaşımlara hangi aşamalardan gelindiğini ortaya koyuyor olmasından dolayı Gençlik Merkezlerindeki görsel sanat eğitimi durum tespiti çalışmalarımıza katkı sağladığı düşünülmektedir.

Erdem Ünver (1997: 4)tarafından hazırlanan “Liselerde Sanat Eğitimi ve Öğretimi” konulu doktora tezinde:

İnsanlık tarihi bir yönü ile sanatın tarihidir. Tarihsel verilerin Büyük bir bölümü günümüze ulaşan sanat eserlerinde saklıdır. Yüksek duygu ve düşüncenin ürünleri olan sanat eserleri uygarlık ve insanlığa büyük katkıda bulunmaktadır. Çünkü bir toplumun zeka ve yaratma düzeyini en iyi yansıtan belgeler sanat eserleridir. Bu nedenle sanat ve

(27)

sanat eğitimi gelişen zaman içerisinde kurumsallaşarak örgün eğitim içinde yer almıştır. Ancak ülkemizde ilköğretimde haftada tek saatlik dersle geçiştirilen, liselerde seçmeli olan ve “resim dersi” şeklinde eksik bir ifade ile adlandırılan “sanat eğitimi dersleri” amacına ulaşamamaktadır” denilmektedir.

Bu doktora çalışmasında liselerdeki sanat eğitimi çalışmaları değerlendirilmiş, günümüzde yaşadığımız en önemli problem ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Gençlik merkezlerindeki etkinliklere katılan yaş grubu ve konu benzerliğini de göz önünde bulundurursak araştırmamıza katkı sağlamaktadır.

Gülten Hergüner (2001) tarafından hazırlanan “Farklı Liselerdeki Sporcu Öğrencilerin Problem ve Beklentilerinin Belirlenmesi ve Karşılaştırılması” konulu doktora tezinde, farklı liselerde okuyan sporcu öğrencilerin problem ve beklentileri belirlenerek, bu problem ve beklentilerin okul türlerine, okullar bulundukları bölgelerin alt yapısal gelişmişlik düzeylerine ve sporcu öğrencilerin kişisel bilgilerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı karşılaştırılmıştır. Bu araştırma karşılaştırma tipi bakımından araştırmamızın sonunda Trabzon ve diğer iller bazında Gençlik Merkezlerinin karşılaştırılması bölümünde katkı sağladığı düşünülmektedir.

Muradiye BAL (1993) tarafından hazırlanan “Orta Dereceli Okullarda Sanat Eğitimi (1924-1993)” konulu yüksek lisans tezinde, genel lise ve ortaokullarda uygulanan sanat eğitimi öğretim programları Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar incelenmektedir. Bu çalışmada geliştirilerek uygulamaya konulan ilköğretim Okulları Resim-İş Dersi Öğretim Programı ve geliştirme çalışmaları süren Lise Öğretim Programı; gelişim süreçleri içerisinde ele alınmıştır. Araştırma bu yönü ile de önem kazanmıştır. Bulgulara kaynaklık eden veriler; Milli Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı basılı yayınlarına, arşivine, ayrıca “Resim Dersi Öğretim Programlarını Geliştirme Özel İhtisas Komisyonu” üyeleri ve sanat eğitimcileri ile yapılan görüşmelere dayanmaktadır. Bu araştırma yaş grubu ve etkinlik bakımından bizim yapacağımız araştırma ile benzerlik göstermektedir.

Yurt dışı kaynaklara yönelik yapılan literatür taraması sonucu sanat eğitiminin gerekliliğini ve kişilere kazanımlarını irdeleyen araştırmalara aşağıda yer verilmiştir:

(28)

2008 yılında McGill Üniversitesinden Sabiston, C. M. ve British Colombia Üniversitesi‟nden Crocker, P. R. E. 'in birlikte yayınladıkları Exploring Self-Perceptions and Social Influences as Correlates of Adolescent Leisure-Time Physical Activity /

(Ergenlik Çağındaki Gençlerin (kız/erkek) Özgür Zamanlarında Yaptığı Fiziksel Aktivitelerin Gençlerin Kendilerini Algılamada ve Sosyal Yöndeki Etkilerinin Bağlantısı) adlı makalede, ergenlik çağındaki gençlerin (857 kız/erkek) serbest zamanlarında yaptığı fiziksel aktivitelerin gençlerin kendilerini algılama ve sosyal yöndeki etkilerinin bağlantısını araştırmışlardır. Bu araştırmada, erken dönemde gençlerin özgür zamanlarında yaptıkları fiziksel aktivite ilişkileri, Expectancy-Value (EV) Model kullanılarak incelenmiş; bu fiziksel aktivitelerdeki yeterlilikleri ve kendilerini algılamalarının, sosyal hayatlarına ve fiziksel aktivitelerine ne şekilde yansıdığı değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, boş zamanlarını çeşitli aktivitelerle geçiren gençlerin sosyal yaşamlarında daha başarılı olduğu, aile ve arkadaş ilişkilerinin daha güçlü olduğu sonucuna varılmıştır.

2010 yılında Kansan Üniversitesinden Hansen, D. M, Skorupski, W. P Arrington, T. L. birlikte yayınladıkları “Differences in developmental experiences for commonly used categories of organized youth activities” / (Düzenli Gençlik Aktivitelerinin Genel Kullanımlarında Görülen Gelişmeye Yönelik Farklılıkları) adlı makalede, 11. sınıf öğrencilerinden oluşan bir grup gencin katıldığı anketten elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Düzenli gençlik faaliyetlerinin alt grupları arasındaki ortak kullanılan beş kategori içerisinde öğrenme deneyimlerini kendi kendilerine ve birbirlerine anlatan gençler üzerinde değerlendirme yapılmıştır. Bu araştırmanın sonuçlarına göre, düzenli gençlik aktivitelerinin bazı kategorilerinin alt grupları içerisinde öğrenme deneyimleri kendi grupları içerisinde oldukça homojen fakat diğer alt gruplar içerisinde çok farklılıklar göstermektedir. Diğer taraftan, 11.Sınıf gençleri özellikle spor, sahne ve görsel sanatlarda gençlerin deneyimlerinde uyumsuzluk olduğu; fakat akademik kulüpler, organizasyonlar, servisler ve toplum bazlı kategorilerde gençlerin deneyimlerinin çok büyük uyumluluk ve benzerlikler gösterdiği görülmüştür.

2008 yılında Oregon Üniversitesinden Schumm, K. M.‟nin yapmış olduğu yüksek lisans tezinde: “Art in the Outdoors: Developing a framework to describe communitybased residential youth arts camps" / (Açık Alanda Sanat: Yerleşik Gençlik Sanat Kamplarının Toplum Kökenli „Belli Bir Grupta‟ bir Çerçevede Tanımlanması)

(29)

araştırılmıştır. Araştırmaya göre, toplum kökenli gençlik programlarının, araştırmacılar ve bu alanda çalışanlar tarafından ciddi anlamda önem kazandığı ifade edilmektedir.

Araştırmaya göre, gençlik ve sanat kamplarının gençlere sağladığı katkıların, gençlerin sosyal yaşantılarına, kişisel gelişimlerine, eğitimlerine, aile ve arkadaşlık ilişkilerine etkileri gözlemlendiği ifade edilmektedir. Toplum kökenli yerleşik gençlik sanat kamplarının ergenlik dönemindeki gençler üzerindeki etkileri araştırılırken, bu kamplar en önemli kaynak olarak kullanılmıştır. Toplum kökenli yerleşik sanat kampları birçok alanda geniş bir yer almaktadır. Bunlardan bazıları, Kız ve Erkek Kulüpleri (Boys and Girls Club), Hristiyan Genç Erkekler Derneği (YMCA-Young Men's Christian Association), sahne sanatları, kültürel sanat merkezleri ve müzelerdir.

Adı verilen yüksek lisans tezinin amacı, Amerika'daki toplum kökenli yerleşik gençlik sanat kamplarının ve bu kampların programlarının bir taslağının oluşturulması ve anlaşılmasıdır. Bu kampların gençlere sağladığı faydalar; sosyal, akademik, duygusal hayatlarına etkileri; okul sonrası sanat aktivitelerine odaklanmaları incelenmiştir. Araştırmanın sonucuna göre; toplumsal kökenli yerleşik gençlik sanat kamplarının eksiklerinin belirlenmesi, giderilmesi, gençlerin bu kamplardan nasıl daha iyi faydalanabileceği değerlendirilmiştir.

(30)

II. BÖLÜM

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde, araştırmanın teorik temellerinin oluşturulması amaçlanmaktadır. Bu amaçla araştırma konusu ile ilgili olduğu düşünülen temel bilgi ve kavramlar incelenerek açıklanmaya çalışılmıştır.

2.1. Eğitim

Eğitim insanlığın varoluşundan bu yana mevcut olan ve süregelen bir kavramdır. En ilkel toplumlardan günümüze insanoğlu ihtiyaçlarını karşılamak için bir taraftan kullandığı araçları geliştirmeye çalışırken, bir taraftan da çevresindeki çocuk, genç ve diğer yetişkinleri örgün eğitim yolu ile geliştirmeye çalışmıştır.

“Eğitim” sözcüğü 1940‟lardan beri dilimize yerleşen bir terimdir. Dilimize dil devriminden sonra girmiştir. Bu tarihlerden önce „eğitim‟ Arapça „terbiye‟ olarak kullanılırdı (Ertürk, 1972, akt: Başaran 1991:1 4). Şimdiki adıyla eğitim, başkalarının etkisiyle insanın kendi davranışlarında değişmeler oluşturması demektir. Böyle bir oluşum insanın doğumundan ölümüne kadar tüm yaşamı boyu süren bir oluşumdur (Başaran, 1991: 12). İnsan bu yolla yaşama uyum sağlamasını öğrenir. Bu yaşama uyum sürecini anlatan birçok tanım yapılmıştır.

Taşpınar (2007: 1-3), “Kuramdan Uygulama İlke ve Yöntemleri” adlı kitabında eğitimi; “bireyin toplum içerisinde yaşam için sahip olması gereken davranışları kazandığı ve bu davranışların oluşumunda kendine özgü nitelikleriyle aktif rol aldığı, yaşam boyu devam eden bir süreçtir.” şeklinde tanımlarken, eğitimle birlikte çokça anılan öğretim kavramını ise; “önceden hazırlanmış bir program doğrultusunda planlanan, uygulanan ve değerlendirilen, amacı bireyin etkin öğrenmesini sağlamak olan etkinliklerdir” şeklinde tanımlamaktadır.

Diğer taraftan Yıldırım (2009: 3) ise eğitimi, “bireyin özel, aile, sosyal ve mesleki yaşamındaki gelişmeyi sağlayabilmesi için onun tüm alanlarda yürüttüğü örgün, yaygın ve bireysel öğrenme süreçlerini kapsayan” bir etkinlik olarak tanımlamaktadır.

(31)

Tepe‟ye (2007) göre, örgün eğitimin maliyetinin fazla olması, kapsadığı alanın eğitim çağındaki bireylerle sınırlı olması, uzun zaman gerektirmesi gibi nedenlerle ve bireyin “beşikten mezara kadar” öğrenme sürecinde bulunduğunun gün geçtikçe daha iyi anlaşılması sebebiyle, yaygın eğitim sistemi içindeki rolü gün geçtikçe daha da önem kazanmaya başlamıştır.

Eğitimin kapsadığı alan olarak sınıflandırılmasında genel kabul görmüş olan örgün, yaygın ve algın eğitim şeklindeki üçlü sınıflandırmadır. UNESCO‟nun 1979‟da hazırlattığı “Yetişkin Eğitimi Terimleri Sözlüğü”nde bu üç kavram şöyle tanımlanmaktadır:

Örgün Eğitim (Formal Education), resmi olarak planlanan ve ardışık biçimde düzenlenen, öğretmen ve öğrencinin üzerine düşen görevlerin açıkça tanımlandığı, öğretmenin eğitim amacıyla öğrenciyi yönetmeye çalıştığı ve sorumluluk aldığı, öğrencilerin yazılma veya alınmasıyla ilgili işlemlerin yerine getirilmesini gerektiren eğitimdir”.

Yaygın Eğitim (Non-Formal Education), öğrencilerin yazılması veya alınması gibi işlemleri gerektirmeyen eğitim programıdır”. Algın Eğitim (Informal Education) Her bireye, hayatı boyunca günlük yaşantılarından, eğitimsel etkilerden ve çevre kaynaklarından aileden, komşulardan, işten, oyundan, pazardan, kitaplardan ve kitle iletişim araçlarından tutumlar, değerler, beceri ve bilgi kazandıran süreçtir” (Titmus, 1985: 8).

Yaygın eğitimin, diğer adı ile yetişkin eğitiminin önemi hakkında “Yaygın Eğitim ve Halk Eğitim Merkezleri” adlı kitabında yer veren Yıldırım‟a (2009) göre, yaygın eğitim:

“Bireyler açısından zorunlu bir eğitim olmayıp isteğe bağlı ve gönüllülük esasına dayalı olarak düzenlenen faaliyettir. Ancak kamu düzeni, istikrar, huzur ve refah bakımından toplumun çeşitli alanlarda sürekli eğitilmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, her alanda sürekli değişim yaratmakta ve yeni talepler ortaya çıkarmaktadır. Bu hızlı gelişim ve değişime uyum sağlama, sadece okul dönemlerinde öğrenilen bilgilerle mümkün olmadığından, hayat boyu devam eden öğrenme isteklerini karşılayacak yaygın eğitime başvurma ihtiyacı her zaman için bulunmaktadır. Bu ihtiyaçlar birçok nedene dayanmakla birlikte en çok ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal nedenler ön plandadır” (Yıldırım, 2009: 55).

(32)

TUİK‟in Şubat 2011 verilerine göre ülkemizdeki işsizlik oranının %11,5 olduğu düşünülürse yaygın eğitim programlarının yanında kişileri iş ve sanat sahibi yapmanın önemi de ortaya çıkacaktır. Sosyal değişmenin yarattığı, kargaşa, yalnızlık, uyumsuzluk, kuşaklar arasında kopukluk, uyuşturucu kullanma, bolluk içinde darlık, köyden kente göç vb. sorunların çözümünde nitelikli bir sosyal planlamanın yanı sıra kapsamlı bir eğitime ihtiyaç vardır. Çünkü halen okuma yazma bilmeyen 200.000‟in üzerinde çocuk bulunmaktadır (TUİK, 2009). Toplumumuzun büyük çoğunluluğunun kitap, dergi, gazete okuma alışkanlığının olmadığı; konferans, seminer, sempozyum vb. etkinliklere olan ilgisizliğinin fazlalığı hakkındaki yaygın kanaatin olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte boş zaman değerlendirme, sanatsal ve kültürel faaliyetlere katılımın azlığı ve gereksiz görülüşü de nitelikli bir eğitimi gerektirmektedir. Özellikle bütünleşmeye ve vatandaşlık görevini bilinçli yapmaya yönelik; Atatürk İlkeleri doğrultusunda özgürlükçü demokrasiyi güçlendirici; bilimsel düşünce, karşılıklı anlayış, sevgi, hoşgörü duygularını, düşünce ve yeteneklerini geliştirici eğitim yapmakta yaygın eğitimi önemli kılan nedenlerden sadece birkaçıdır.

Örgün eğitim olduğu kadar yaygın eğitim de Milli Eğitim Bakanlığı‟nın temel görevidir. Ne var ki, yaygın eğitimin örgün eğitimdeki kadar önemle üzerinde durulmadığı izlenimi vardır. Oysa, Yıldırım (2009: 127), “Bu yaklaşım çerçevesinde Milli Eğitim Bakanlığı‟nın bilgi ve gözetiminde olmak koşulu ile çeşitli bakanlık, kurum/kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları halka yönelik yaygın eğitim amaçlı etkinlikler düzenlemesi” gerektiği üzerinde durmaktadır. Yaygın eğitim hizmeti sunan kurum ve kuruluşlar arasında Gençlik Spor Genel Müdürlükleri bünyesinde Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığı da bulunmaktadır. Gençlik ile ilgili hizmetleri yürütme görevi bu başkanlığa verilmiştir. Gençlik gelişiminde spor kadar Görsel Sanatlar Eğitiminin de önemi yadsınmamalıdır.

2.1.1. Görsel Sanatlar Eğitimi

Toplumumuzda güzel sanatlardan söz edilince kimilerinin aklına sadece resim, heykel, seramik gibi yalnızca müzelerde yer alan ya da galerilerde sergilenen nesnelerin oluşturduğu bir kavram gelmektedir. Hâlbuki sanat hayatın bir parçasıdır ve her yerde karşımıza çıkmaktadır. Sabah yürüdüğümüz yoldan geçen arabalardan alın akşam eve dönerken gördüğümüz binalara, masaya oturduğumuzda yemek yediğimiz tabaklara, su içtiğimiz bardaklara, masa örtüsünün desenine, perdelerimize, nevresimlerimize hatta

(33)

kıyafetlerimize kadar her şeyde tasarım vardır. Kimileri yaşantımızın içinde bulunan bu öğeleri tasarlarken, kimileri de tasarlanan bu objeleri fotoğrafı çekerek ya da resmini yaparak tasarım, estetik ve sanatsal güç olarak ortaya koyar. Böylece bireyin sanatla, tasarımla, estetikle olan ilişkisi başlamış olur (Özsoy, 2007: 41). İşte o an duygu düşünce ve gözlemlerimizi içsel bir anlatım yoluyla ifade etmiş oluruz. Bu da sanatın kendisidir. Eğer insanda bu yetiler olmasaydı ne mağara duvarlarındaki resimleri, ne Leonardo Da Vinci‟nin, Albert Dürer‟in, Bedri Rahmi Eyüboğlu‟nun ne de Mimar Sinan‟ın eserlerini görmemiz mümkün olurdu. Günümüzde eserleri unutulmayan ve unutulmayacak olan, tarih sayfalarına estetik, tasarım, yaratıcılık ve sanat güçleriyle imza atmış bu ve bu gibi sanatçıları örnek gösterirken, doğuştan gelen yeteneklerini iyi birer sanat eğitimiyle birleştirerek gözler önüne serdiklerini unutmamak gerekir. Albert Dürer‟in resimle ilgilenen yoksul iki kardeşten biri olduğunu ve aldığı eğitimden sonra kendisi için çalışan, para kazanan ve eğitim masraflarını karşılayan kardeşinin ellerini çizdiğini de düşünürsek, yalnızca yetenekle bir yerlere varılamayacağını görmüş oluruz.

Buraya kadar bahsedilenler, sanatçıların ve sanat eğitimcilerinin yer aldığı bölümdür. Bir diğer taraftan keşfetme, estetik ve zevk duygusu geliştirme, hayatı anlama ve anlamlaştırma için eğitilen bireyler de vardır. Bu bireyler toplumun çoğunluğunu oluşturan kısmıdır ve aralarında örgün eğitime devam eden ya da etmeyen, mesleksiz, işsiz, sokakta gezen, yetiştirme yurtlarında kalan, kötü alışkanlıkları olan vb. gibi bireylerdir. Özsoy‟un (2007: 53) da ifade ettiği gibi, “Yetenek, yetersizlik ya da geçmişlerine bakılmaksızın bütün öğrencilerin görsel sanatların sağladığı eğitim ve anlayışı hak ettiklerini bilmek durumundayız.”. Buradan hareketle, sanat eğitiminin örgün ve yaygın eğitim içindeki tanımını şöyle yapmak mümkündür: “Kişinin duygularını, düşüncelerini, izlenimlerini, yetenek ve yaratıcılığını estetik bir düzeye ulaştırmak ve bu düzeyde bir anlatıma ulaştırabilmek amacıyla yapılan eğitim faaliyetlerinin tümüdür.” (Yolcu, 2004: 88). Yolcu‟nun bu tanımından hareketle, bizler için büyük önem taşıyan, geleceğin toplumunu oluşturacak çocukların ve gençlerin, gerek örgün eğitim gerekse yaygın eğitim faaliyetleriyle duygularını düşüncelerini, izlenimlerini, yetenek ve yaratıcılığını estetik bir düzeye ulaştırmada sanat eğitiminin önemini bir kez daha vurgulamak mümkündür. “Toplumumuz da genellikle „Sanat eğitimi de nedir?”(San, 2000: 9) diyen veliler hatta eğitimciler, sanata ilişkin şeyler ancak boş zaman değerlendirmek için yapılır anlayışındadırlar. Bu velilerin içinde eğitimli olanlar bile aynı şekilde düşündüklerine tanık olmaktayız. Ama bilmedikleri bir

(34)

şey vardır ki sanat eğitimi, çocuklarının kişiliklerinin gelişmesinde ve kendine güvenmesinde önemli rol oynar. Çocukların, sanatsal etkinliklerin yürütüldüğü derslerde paylaşma, sorumluluk, düzen, malzemeyi kullanma konularında bilinçlenmeleri sağlanır. Sanat özgür, barışçı, insancıl, yaratıcı, toplumu ile bütünleşmiş değişen şartlara göre kendini yenileyebilen, geleceğin izlerini yansıtan çocukların yetişmesi için vazgeçilmez bir dünyadır. Sanat eğitimi çocuklara, kültür, sanat ve tarih değerlerini kazandırırken aynı zamanda onların özgürce yaratıcı düşüncelerini ortaya koyabilecekleri bir süreç olmalıdır ( Buyurgan, 2007: 23).

Soruyu soran ve cevaplayan Buyurgan (2007: 17) Sanat eğitimi bu kadar önemliyken nitelikli eğitim programı nasıl olmalıdır? şöyle açıklamaktadır:

“Nitelikli sanat eğitimi;

Sanat eğitiminin varlığının, öneminin farkında olan bir bakış açısı, Çağın gelişen ve değişen şartlarına göre kendini yenileyen bir müfredat (Öğretim ) programı,

Nitelikli sanat eğitimcisi, Yeterli ders saati,

Amaca uygun fiziki donanım ve araç-gereç ile gerçekleşir”.

Nitelikli bir sanat eğitimi programı ile öğrenciler soyut düşünce ve duygularını ifade edebilecek, hem sözel hem de sözel olmayan yöntemleri öğrenebilecektir. Yine öğrenciler yaratıcı zekâlarına güvenmeyi, hem de bazı problemlerin birçok farklı çözümü olduğunu görmektedirler. Bu nitelik öğrencilere birden fazla doğru cevap olduğu durumlarda, karar vermekten korkmamayı ve ürettikleri görsel imgelerin etkili kontrol için, kavram ve teknikleri kazandırmakta, öğretmektedir. Öğrenciler, algısal, yorumsal, çözümsel yetilerini geliştirmekteler. Görsel imgelerle anlam bulmayı öğrenmekteler ve sanat eserlerinin estetik niteliğini öğrenirler. Görsel sanatların dilini doğru kullandıkları için fikirlerini de eksiksiz ifade ederek, estetik yargılara varmak ve savunmak için yetilerini geliştirmektedirler (Boydaş, 2005: 9).

Nitekim, gençlerin nitelikli sanat eğitimi programları ile duygu ve düşüncelerini kolaylıkla ifade edebilecekleri ve bu değişimin gelişimlerini pek çok yönden olumlu etkileyebileceği unutulmamalıdır.

Şekil

Şekil 1. Ülkemizdeki Gençlik Merkezleri sayılarının yıllara göre değişimi
Tablo 3. Öğrencilerin Demografik Özellikleri
Tablo 4. Programa dâhil öğrencilerin ağırlıklı sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel  durumları
Tablo 5. Öğreticilerin öğrencilerin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel düzeyleri ile  ilgili düşünceleri
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Özellikle gençlik ve eğitimi üzerine görüş ve önerilerin yapıldığı bu dönem, Cumhuriyet dönemi gençliğinin eğitiminde oldukça fazla etkide bulunduğu,

Sadece  lisanslı  ve  vizeli  sporcular,  antrenörler  ve  hakemler  müsabakalara  katılabilir  ve  müsabaka  alanına  girebilir.  Antrenörler 

Sadece  lisanslı  ve  vizeli  sporcular,  antrenörler  ve  hakemler  müsabakalara  katılabilir  ve  müsabaka  alanına  girebilir.  Antrenörler 

Necip Fazıl’ın mefkûreci düşüncelerinin bir meyvesi olarak ortaya çıktığı bilinen Büyük Doğu Dergisi’nin de yalnızca bir derginin çok ötesinde Türkiye’de

MADDE 6- (1) Çiğli Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdari Birlikleri Norm Kadro İlke ve

maddesinde yer alan eser üzerinde doğan mali hakları içerecek şekilde; bahse konu fotoğrafımın aslını veya çoğaltılmış nüshalarının kitap haline getirilme

BT öğretmenleri, hem sürekli yenilenen ders içeriklerine uyum sağlamaya çalışan, hem kurumlarda teknoloji entegrasyonunda ön saflarda görev alan, hem de proje, yarışma,

Öyle ki artık günümüzde bireylerin sağlık için spor yapabilmelerinin ön şartlarından bir tanesi de sağlıklı ortamlarda, yönetim biçimiyle ve personel