• Sonuç bulunamadı

On yıl sonra Eyüboğlu...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "On yıl sonra Eyüboğlu..."

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S l f f U T

O n yıl

HftVBİl

S onra

OKTAY

E yüboğlu...

AKBAL

«En kötü kitabı yazan bile yasaklayandan da­ ha saygılı ve daha az zararlıdır insanlığa...», «Her­ hangi bir kitabı oku diyenden korkma, yasak eden­ den kork.», «Okumadığı bir kitabın halka zararlı olacağım söyleyenden daha aşağılık bir insan olur mu? Olur: Okuduğu bir kitabın halka zararlı olacağını söyleyen.»

Sabahattin Eyüboğlu’riun sözleri bunlar. 13 Ocak 1973’te bu dünyadan kopan Sabahattin Eyüb oğlu’nun... On yıl geçip gitmiş işte! Zamanın oyu­ nu yaman. Göz açıp kapadık, 73’ten 83’e ulaşıver­ dik. On yılda neler mi oldu? Hiç bir şey! Zaman yeni bir şey getirmedi. Eskileri yineliyoruz. Dön dolaş eski yere geliyoruz. Bu arada kişiler harca­ nıyor, kişiler yıpranıyor, şu geçici yaşamı kendimi­ ze, birbirimize zehir ediyoruz. Sanki bin yıl yaşa­ yacağız, sanki kimimiz hiç ölmeyecek, sanki en doğ ruyu, en iyiyi bilenler içimizden kimileri!...

Sabahattin Eyüboğlu’nun Bütün Yazıları Cem yayınlarında iki cilt halinde çıktı. «Sanat Üzeri­ ne Denemeler ve Eleştiriler» başlığını taşıyan bu kitaplar ‘Söz Sanatları’ ve ‘Görsel Sanatlar’ adla­ rını taşıyor. Ölümünün onuncu yılında Sabahat­ tin Eyüboğlu’nu yakından tanımak isteyenler bu yazıları okuyarak yitirdiğimiz kişinin değerini, önemini anlayabilirler. Eyüboğlu 1971’deki tutuk­

lanma olayı ile, güvenini, umudunu büs­ bütün yitirerek en verimli olacağı bir çağda ara­ mızdan ayrılmıştır. Azra Erhat’m düzenlediği bu iki kitapta yer alan yazıları okurken Eyüboğlu’nun, eleştirmeci, denemeci, düşünür niteliklerini bir kez daha görerek üzüntü duydum. Hem Eyüboğlu’nun, hem bizlerin yazgısı adına... Değerlerimize karşı topiumca bu denli aldırışsız, vurdumduymaz, hattâ kıyıcı olmamızın nedenlerini düşündüm. Eloğlu, bir ‘değer’ ortaya çıkarmak, onu korumak için tüm çabasını harcar, bizse o ‘değer'i zamanından önce kırmaktan, parçalamaktan, yok etmekten hoşlanırız! Bir türlü çağımıza ayak uyduramayışı- mızın, ‘geri kalmış’ bir toplum olmaktan kurtu- lamayışımızm baş nedeni bu değil mi?

«Dil devrimi, çağdaş bir millet olma ve halkçı bir devlet kurma çabalarımızın en başarılısı sayı­ labilir. Bu devrim bir dil yerine başka bir dil ge­ tirmiş, yeni bir dil yaratmış değildir, sadece halk­ tan kopuk bir sarayın uydurma ve halka kapalı yazı dilini kitaplıklara bırakıp, halkımızla birlik­ te yüzyıllardır hor görülen Tiirkçeyi yücelterek ki­ tapların, yasaların bilini ve sanatların tek dili ol­ masına yol açmıştır.» Eyüboğlu’nun ‘Diı Dcvrimi- miz Üstüne’ yazısını, şu günlerde önemle okumak gerek. Türkçemizin ‘gerçek bağımsızlık’ savaşı bir takım çevrelerce, kişilerce önlenmek, geriletilmek İstendiği sıralarda Eyüboğlu’nun bu yazısını oku­ yarak birşeyler öğrenmek, bu tepkilerin anlamını duymak gerek... Eyüboğlu şöyle sürdürüyor: «Din elden gidiyor diye layikliğe karşı gelenler kadar, dil elden gidiyor diye dil devrimine karşı koyanlar da halkı aldatmakta, bilerek bilmeyerek eski düzenin çıkarcı ve sömürücü kalıntılarına hiz met etmektedirler.»

Yine başka bir yazısı, ‘Devlet ve Sanat’: «Sa­ natı ve sanatçıyı buyruğuna alan ve halkın sanat sevgisini sömüren devlet ad.amı, bunu haklı bir dava için, halkların yararına yapsa bile, insan de­ ğildir benim gözümde. Din duygularını sömürmek ten daha az aşağılık bir tutum değildir bu.» Ata­ türk döneminde, az çok da İnönü döneminde sa­ nata, sanatçıya, yazara, düşünüre ve onların ya­ pıtlarına önem, saygı gösterildiği söylenebilir: da­ ha sonraki dönemlerde gerçek sanatçılar, yazarlar nerdeyse yöneticilerin gözünde tehlikeli kişiler, hattâ düşman sayıldılar. Bu tutum ve alışkanlık

(Arkası 11. Sayfada)

(2)

/¿.

t * 8

7

O n Yıl

S onra

E yüboğlu...

(Baştarafı 2. Sayfada) artık bitmeli, ama bitmiyor...

ölümünden on yıl sonra Eyüboğlu'nun yazıla­ rı bizlere aydınlıklar sunuyor. Derin blı kültürün ürünleri bunlar... Dil devrimi konusunda güncel bir önem taşıyan şu satırları İbretle okuyalım: «Ylrmlbcş yıldır hükümetlerin tutucu davranışları dil devrimine katılmak şöyle dursun, açıkça karşı koymaları düşünülürse Türkçe'nin bir millet dili, halk dili olarak ne kadar hızla geliştiği anlaşılır. Bugün en gerici yazar bile gülünç olmadan, üç­ gen yerine müselles, kan dolaşımı yerine deveran-ı dem, kış günleri yerine eyyam-ı şita. sonradan ye­ rine bilâhare, din bilgisi yerine1 ulum-u diniye, dopdolu yerine mâlâmâl, uzman yerine mütehas­ sıs, böbrek yerine kiiye, uçak yerine tayyare, dev­ rim yerine inkılâp diyemez.»

Anısı önünde saygıyla eğilerek...

CViT

HAV1R

OKTAY

AKBAL

Referanslar

Benzer Belgeler

Post-yapısalcılar anlamı sınırlayan her şeye karşı eleştirel bir bakış açısı geliştirmeye çalışmış, üst- an- latıları söküme uğratarak metnin

Diğer adlar: Bu adların dışında, yazltı ırda görülen kimi kavim adları, yer adiarı, hayvan adları, çeşitli nesne adları, soyut adl.r ve unvanlar da bugün kişi adı

İdris Karakuş, Türkçe-Türk Dili ve Edebiyatı Öğretimi, Sistem Ofset Yay., Ankara, 2000. Afet İnan, “Milliyetin Temeli Dil Birliği”, Türk Dili

Almanlar çözümü, yapabildikleri ölçüde bütün terimlere kendi dillerinde karşılık aramakta bulmuşlar.. Şimdiki çıkmazdan hekim- lik dilimizi ancak Türkçe ek

Altay Türkçesi’nin ilk yazı dili, kiril alfabesiyle Teleüt ağzının (Güney-tuulu) esas alınmasından oluşan ve bu bölgeye hıristiyanlığı yaymak için gelen misyonerler

421 İngilizcenin yazı dizgesi, fonolojisi İngiliz dili - Yazı sistemi;. İngiliz Dili -

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Hedef dilde her yaş grubuna, her konuya uygun şarkılar bulunabilir.Şarkı öğretimi yapılırken de tıpkı dinleme becerisinde olduğu gibi, şarkı öğretmeden önce