• Sonuç bulunamadı

İlköğretim sosyal bilgiler programında halk kültürünün yeri: İlköğretim öğrencilerinin halk kültürü dersi uygulamalarına ilişkin görüşleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlköğretim sosyal bilgiler programında halk kültürünün yeri: İlköğretim öğrencilerinin halk kültürü dersi uygulamalarına ilişkin görüşleri"

Copied!
148
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZI ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

ĠLKÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI

SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETMENLĠĞĠ BĠLĠM DALI

ĠLKÖĞRETĠM SOSYAL BĠLGĠLER PROGRAMINDA HALK

KÜLTÜRÜNÜN YERĠ:

ĠLKÖĞRETĠM ÖĞRENCĠLERĠNĠN HALK KÜLTÜRÜ DERSĠ

UYGULAMALARINA ĠLĠġKĠN GÖRÜġLERĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Hazırlayan

Fitnat GÜRGĠL

Ankara

2011

(2)
(3)

T.C.

GAZI ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

ĠLKÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI

SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETMENLĠĞĠ BĠLĠMDALI

ĠLKÖĞRETĠM SOSYAL BĠLGĠLER PROGRAMINDA HALK

KÜLTÜRÜNÜN YERĠ:

ĠLKÖĞRETĠM ÖĞRENCĠLERĠNĠN HALK KÜLTÜRÜ DERSĠ

UYGULAMALARINA ĠLĠġKĠN GÖRÜġLERĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Fitnat GÜRGĠL

DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Turhan ÇETĠN

Ankara

2011

(4)

JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne,

Fitnat Gürgil’in “Ġlköğretim Sosyal Bilgiler Programında Halk Kültürünün

Yeri: Ġlköğretim Öğrencilerinin Halk Kültürü Dersi Uygulamalarına ĠliĢkin GörüĢleri” baĢlıklı tezi 09.06.2011 tarihinde jürimiz tarafından Ġlköğretim Anabilim Dalı

Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Eğitimi Bilim Dalında YÜKSEK LĠSANS tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Adı- Soyadı Ġmza

BaĢkan: Doç. Dr. Mehmet Ali ÇAKMAK ………

Üye (DanıĢman): Yrd. Doç. Dr. Turhan ÇETĠN ………

(5)

ÖN SÖZ

Gerek lisans gerekse lisans üstü eğitimimin tüm evrelerinde her türlü problemimi dinleyen, görüĢleriyle beni yönlendiren; bu araĢtırmanın da tüm aĢamalarında desteği ve katkılarını esirgemeyen, tez danıĢmanım Sayın Yard. Doç. Dr. Turhan ÇETĠN’e;

ÇalıĢmamın baĢından itibaren değerli düĢüncelerini benimle paylaĢan Sayın Doç. Dr. Bahri ATA’ya;

AraĢtırmamın özellikle istatistik bölümünde bilgi ve yardımlarını esirgemeyen Sayın Yard. Doç. Dr. Bülent AKSOY’a;

Lisans ve yüksek lisans eğitimim süresince kendilerinden birçok bilgi ve deneyim kazandığım tüm bölüm hocalarıma,

AraĢtırmamın her aĢamasında yardımlarını esirgemeyen değerli arkadaĢım AyĢegül TURAL’a;

YaĢamımın her aĢamasında desteğini hissettiğim ablam Derya GÜRGĠL’e sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

2011

(6)

ÖZET

ĠLKÖĞRETĠM SOSYAL BĠLGĠLER PROGRAMINDA HALK KÜLTÜRÜNÜN YERĠ: ĠLKÖĞRETĠM ÖĞRENCĠLERĠNĠN HALK KÜLTÜRÜ YAKLAġIMINA ĠLĠġKĠN

GÖRÜġLERĠ

GÜRGĠL, Fitnat

Yüksek Lisans, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bilim Dalı Tez DanıĢmanı: Yard. Doç. Dr. Turhan ÇETĠN

Mayıs-2011, 148 sayfa

Bu araĢtırmanın amacı, ilköğretim ikinci kademede seçmeli olarak okutulan halk kültürü dersi konularının neler olduğu, bunların ilköğretim sosyal bilgiler programı ile nasıl iliĢkilendirilebileceği ve ilköğretim öğrencilerinin halk kültürü dersi yaklaĢımına iliĢkin görüĢleri arasında anlamlı bir fark olup olmadığını belirlemektir.

Ülkemizde ilköğretim programlarına 2007 yılında dahil edilen 6, 7 ve 8. sınıf halk kültürü dersi ünite, kazanım ve öğrenme alanı boyutları dikkate alınarak incelenmiĢtir. Aynı Ģekilde ilköğretim 4, 5, 6 ve 7. sınıf sosyal bilgiler dersi ünite, kazanım ve öğrenme alanı boyutları dikkate alınarak incelenmiĢtir. Ġnceleme sonucunda örtüĢen ünite, kazanım ve öğrenme alanları iliĢkilendirerek tablolaĢtırılmıĢtır.

Betimsel yöntemle gerçekleĢtirilen araĢtırmanın verileri araĢtırmacı tarafından geliĢtirilen anket formuyla elde edilmiĢtir. AraĢtırma, pilot ve asıl uygulama olmak üzere iki basamakta gerçekleĢtirilmiĢtir. Pilot uygulama Ankara ili Çankaya ilçesine bağlı Maltepe Ġlköğretim Okulu’nda öğrenim gören 100 öğrenci ile gerçekleĢtirilmiĢtir. Asıl uygulama ise Ankara ili Çankaya ilçesine bağlı Anıttepe Ġlköğretim Okulu, Çankaya Ġlköğretim Okulu, Keçiören ilçesine bağlı Hacı Mustafa Tarman Ġlköğretim Okulu, Mamak ilçesine bağlı ġair Nedim Ġlköğretim Okulu, Ergenekon Ġlköğretim Okulu ve Oğuz Kağan Ġlköğretim Okullarında öğrenim gören 600 öğrenci ile gerçekleĢtirilmiĢtir. Elde edilen verilerin analizinde SPSS 18 (Statistical Package for Social Sciences) Paket Programı kullanılarak frekans (f), yüzde (%), aritmetik ortalama ( ) hesaplamaları yapılmıĢtır, değiĢkenler arasında fark olup olmadığını belirlemek amacı ile t-testi, tek yönlü varyans analizi uygulanmıĢtır.

(7)

AraĢtırma sonucu, ilköğretim ikinci kademede okuyan öğrencilerin halk kültürü yaklaĢımına iliĢkin görüĢleri arasında cinsiyet değiĢkenine, tatillerini geçirdikleri yer değiĢkenine ve Türkçe dersi akademik baĢarı değiĢkenine göre anlamlı bir farklılık bulunmuĢtur.

Literatür çalıĢması ve anket uygulaması sonucunda halk kültürü dersi yaklaĢımına iliĢkin sonuç ve önerilerde bulunulmuĢtur.

Anahtar Sözcükler: Halk Kültürü, Sosyal Bilgiler Eğitimi, Ġlköğretim Sosyal

(8)

ABSTRACT

THE POSITION OF FOLK CULTURE IN THE PROGRAM OF PRIMARY EDUCATION SOCIAL STUDIES:THE VIEWS OF PRIMARY EDUCATION

STUDENTS TOWARDS FOLK CULTURE APPROACH GÜRGĠL, Fitnat

Master Thesis, Social Studies Teachers Education Program Supervisor: Assist. Prof. Dr. Turhan ÇETĠN

May-2011, 148pages

The objective of present research is to examine the topics in folk culture that is an optional course in second grade primary education, the ways to associate these topics with social studies program and to determine if there is a meaningful difference amidst the views of primary education students towards folk culture approach.

Class 6th, 7th and 8th folk culture course integrated into our national primary education curriculum in year 2007 has been analyzed with respect to unit, acquisition and learning field dimensions. Likewise, primary education class 4th, 5th, 6th and 7th social studies course has also been analyzed with respect to unit, acquisition and learning field dimensions. The overlapping unit, acquisition and learning field dimensions obtained via this analysis have been associated and placed into the table.

The data of the research conducted via descriptive method have been obtained through the survey method developed by researcher. The research has been conducted in two stages entitled as pilot and real practice. Pilot practice was conducted amongst 100 students receiving training in Maltepe Primary Education School in district of Çankaya, Ankara. Real practice on the other hand was executed amidst 600 students trained in Anıttepe Primary Education School and Çankaya Primary Education School within district of Çankaya, Hacı Mustafa Tarman Primary Education School in district of Keçiören, ġair Nedim Primary Education School, Ergenekon Primary Education School and Oğuz Kağan Primary Education School in district of Mamak, province of Ankara. In the analysis of obtained data, frequency (f), percentage (%), arithmetic mean ( ) calculations have been performed by using SPSS 18 (Statistical Package for Social Sciences), t-test and one-way variance analysis have been conducted to determine if there is a difference amidst variables.

(9)

At the end of research it has been found that with respect to variables such as gender, holiday location and academic success in Turkish course, the views of primary education second grade students towards folk culture approach demonstrated meaningful differences.

Following the literature study and survey practice, conclusions and suggestions on folk culture approach have been rendered.

Key Words: Folk Culture, Social Studies Education, Primary Education Social

(10)

TABLOLARIN LĠSTESĠ

Tablo 1: 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi GeçmiĢimi Öğreniyorum Ünitesinin Halk

Kültürü Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………...59

Tablo 2: 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi YaĢadığımız Yer Ünitesinin Halk Kültürü Dersi

Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………61

Tablo 3: 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Ġyi Ki Var Ünitesinin Halk Kültürü Dersi

Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………62

Tablo 4: 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Uzaktaki ArkadaĢım Ünitesinin Halk Kültürü

Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………..63

Tablo 5: 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Adım Adım Türkiye Ünitesinin Halk Kültürü

Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………..65

Tablo 6: 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Bölgemizi Tanıyalım Ünitesinin Halk Kültürü

Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………..66

Tablo 7: 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Ürettiklerimiz Ünitesinin Halk Kültürü Dersi

Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………67

Tablo 8: 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Toplum Ġçin ÇalıĢanlar Ünitesinin Halk Kültürü

Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………..68

Tablo 9: 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Hepimizin Dünyası Ünitesinin Halk Kültürü

Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………..69

Tablo 10: 6. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Yeryüzünde YaĢam Ünitesinin Halk Kültürü

(11)

Tablo 11: 6. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Ülkemiz ve Dünya Ünitesinin Halk Kültürü

Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………..71

Tablo 12: 6. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Ġpek Yolunda Türkler Ünitesinin Halk Kültürü

Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………..72

Tablo 13: 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi ĠletiĢim Ġnsan ĠliĢkileri Ünitesinin Halk Kültürü

Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………..75

Tablo 14: 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Ülkemizde Nüfus Ünitesinin Halk Kültürü

Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………..76

Tablo 15: 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Türk Tarihine Yolculuk Ünitesinin Halk

Kültürü Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi……….77

Tablo 16: 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi YaĢayan Demokrasi Ünitesinin Halk Kültürü

Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi………..83

Tablo 17: 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Ülkeler Arası Köprüler Ünitesinin Halk

Kültürü Dersi Üniteleri Ġle ĠliĢkilendirmesi……….84

Tablo 18: Öğrencilerin Cinsiyetlere Göre Dağılımı………...87 Tablo 19: Öğrencilerin Okudukları Okulların Bağlı Bulunduğu Ġlçeye Göre

Dağılımı………...87

Tablo 20: Öğrencilerin Oynamaktan En Fazla HoĢlandıkları Oyun Türüne Göre

Dağılımı………...88

Tablo 21: Öğrencilerin Anne ve Babaları Hariç Büyükanne ve Büyükbaba Ġle Birlikte

(12)

Tablo 22: Öğrencilerin YaĢadıkları Evin Türüne Göre Dağılımı………...89 Tablo 23: Öğrencilerin Tatillerini Geçirdikleri Yere Göre Dağılımı……….89 Tablo 24: Öğrencilerin Türkçe Dersi Akademik BaĢarı Ortalamalarına Göre

Dağılımı………...90

Tablo 25: Öğrencilerin Halk Kültürü Dersi Uygulamalarına ĠliĢkin GörüĢlerinin

Dağılımı………...94

Tablo 26: Öğrencilerin Halk Kültürü Dersi Uygulamalarına ĠliĢkin GörüĢlerinin

Cinsiyet DeğiĢkenine Göre Farklılığı Ġçin T-Testi Sonuçları………101

Tablo 27: Ġlçe DeğiĢkenine ĠliĢkin Betimsel Veriler………102 Tablo 28: Öğrencilerin Halk Kültürü Dersi Uygulamalarına ĠliĢkin GörüĢlerinin Okulun

Bulunduğu Ġlçe DeğiĢkenine Göre Farklılığı Ġçin Tek Yönlü Varyans Analizi (Anova)

Sonuçları………102

Tablo 29: Öğrencilerin Halk Kültürü Dersi Uygulamalarına ĠliĢkin GörüĢlerinin

Oynadıkları Oyun DeğiĢkenine Göre Farklılığı Ġçin T-Testi Sonuçları………103

Tablo 30: Öğrencilerin Halk Kültürü Dersi Uygulamalarına ĠliĢkin GörüĢlerinin Aile

Büyükleri Ġle YaĢama DeğiĢkenine Göre Farklılığı Ġçin t-testi Sonuçları……….104

Tablo 31: Tatil Yeri DeğiĢkenine ĠliĢkin Betimsel Veriler………..104 Tablo 32: Öğrencilerin Halk Kültürü Dersi Uygulamalarına ĠliĢkin GörüĢlerinin Tatil

Yeri DeğiĢkenine Göre Farklılığı Ġçin Tek Yönlü Varyans Analizi (Anova)

(13)

Tablo 33: Türkçe Dersi Akademik BaĢarı DeğiĢkenine ĠliĢkin Betimsel Veriler……106 Tablo 34: Öğrencilerin Halk Kültürü Dersi Uygulamalarına ĠliĢkin GörüĢlerinin Türkçe

Dersindeki Akademik BaĢarı DeğiĢkenine Göre Farklılığı Ġçin Tek Yönlü Varyans

(14)

ġEKĠLLERĠN LĠSTESĠ

ġekli 1: Kültürel Miras’ın Alanları………...33

(15)

KISALTMALAR

Çev: Çeviren

Akt: Aktaran

Edit: Editör

MEB: Milli Eğitim Bakanlığı

Vb. : ve benzeri

SOKÜM: Somut Olmayan Kültürel Miras

UNESCO: BirleĢmiĢ Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü

f : Frekans

%: Yüzde

(16)

ĠÇĠNDEKĠLER

JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI.………...………..…. iv

ÖN SÖZ……….………...………...………. v

ÖZET ………....………... vi

ABSTRACT………...………... viii

TABLOLARIN LĠSTESĠ……….………... x

ġEKĠLLERĠN LĠSTESĠ………...………... xiv

KISALTMALAR………..……….. xv I. BÖLÜM ... 1 GĠRĠġ ... 1 1.1 Problem Durumu ... 1 1.2 AraĢtırmanın Amacı ... 2 1.3 AraĢtırmanın Önemi ... 2 1.4 Problem Cümlesi ... 4 1.5 Alt Problemler ... 4 1.6 Varsayımlar ... 5 1.7 Sınırlılıklar ... 5 1.8 Tanımlar ... 5 1.9 Ġlgili AraĢtırmalar ... 7 II. BÖLÜM ... 14

SOSYAL BĠLGĠLER VE HALK KÜLTÜRÜ EĞĠTĠMĠ ... 14

2.1 Eğitimin Tanımı ... 14

2.2 Sosyal Bilgiler Eğitimi... 16

2.3 Sosyal Bilgiler Eğitiminin Tarihsel GeliĢimi ... 20

2.3.1 Sosyal Bilgiler Eğitiminin Dünyadaki GeliĢimi ... 20

(17)

2.4 Sosyal Bilgiler Eğitimine Yönelik Temel YaklaĢımlar ... 23

2.4.1 VatandaĢlık Aktarımı Olarak Sosyal Bilgiler Öğretimi ... 23

2.4.2 Sosyal Bilim Olarak Sosyal Bilgiler Öğretimi ... 24

2.4.3 Yansıtıcı AraĢtırmacı Olarak Sosyal Bilgiler Öğretimi ... 25

2.5 Sosyal Bilgiler Dersinin Yapısı ... 25

2.6 Halk Kültürü Eğitimi ... 28

2.6.1 Halk ... 28

2.6.2 Kültür ... 30

2.6.3 Halkbilimi ... 33

2.6.4 Halkbiliminin Tarihsel GeliĢimi ... 41

2.6.4.1 Halkbiliminin Dünyadaki GeliĢimi ... 41

2.6.4.2 Halkbiliminin Türkiye‟deki GeliĢimi ... 43

2.6.5 Halk Kültürü Dersi ... 47

2.6.5.1 Halk Kültürü Dersi Programı ... 51

III. BÖLÜM ... 54

SOSYAL BĠLGĠLER PROGRAMINDA HALK KÜLTÜRÜ YAKLAġIMININ YERĠ ... 54

3.1 Sosyal Bilgiler ve Halk Kültürü ĠliĢkisi ... 54

IV. BÖLÜM ... 86

YÖNTEM ... 86

4.1 AraĢtırmanın Modeli ... 86

4.2 ÇalıĢma Grubu ... 86

4.3 Veri Toplama Araçları ... 90

4.4 Verilerin Toplanması ... 92

4.5 Verilerin Analizi ... 92

V. BÖLÜM ... 94

BULGULAR VE YORUM ... 94

5.1 Birinci Alt Probleme ĠliĢkin Bulgular ve Yorum ... 94

5.2 Ġkinci Alt Probleme ĠliĢkin Bulgular ve Yorum ... 101

(18)

5.4 Dördüncü Alt Probleme ĠliĢkin Bulgular ve Yorum ... 103

5.5 BeĢinci Alt Probleme ĠliĢkin Bulgular ve Yorum ... 103

5.6 Altıncı Alt Probleme ĠliĢkin Bulgular ve Yorum ... 104

5.7 Yedinci Alt Probleme ĠliĢkin Bulgular ve Yorum ... 105

VI. BÖLÜM ... 107 SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 107 Sonuçlar ... 107 Öneriler ... 111 KAYNAKÇA ... 113 EKLER: ... 125

(19)

I. BÖLÜM

GĠRĠġ

Bu bölümde, araĢtırmaya iliĢkin problem durumuna, araĢtırmanın amacına, araĢtırmanın önemine, varsayımlara, araĢtırmanın sınırlılıklarına ve tanımlamalarına yer verilmiĢtir.

1.1 Problem Durumu

Bir toplumun var olması için gerekli temel koĢullardan biri, yüzyıllardan beri biriktirip yeni nesillere aktardığı duygu, düĢünce ve davranıĢlardan oluĢturulan maddi ve manevi değerleridir. ĠĢte bu maddi ve manevi unsurlar kültür dediğimiz kavramın Ģekillenmesini sağlamaktadır.

KüreselleĢme olgusu ile önemi daha da artan „kültür eğitimi‟ konusu, son yıllarda pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de etkili olmaktadır. Özellikle Batılı ülkelerdeki geliĢmelere bakıldığında Türkiye‟deki geliĢmelerin oldukça yeni olduğu söylenebilir.

Birçok platformda maddi ve manevi kültür ürünlerinin korunması ve yaĢatılması konusunda önemli adımlar atan BirleĢmiĢ Milletler, 2003 yılında somut olmayan kültür ürünlerinin korunması, yaĢatılması ve yeni nesillere aktarılması konusunda bir sözleĢme ortaya koymuĢtur. Ülkemizde, 2006 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi‟nin de onayı ile somut olmayan kültür ürünlerinin korunmasına yönelik en ciddi adımlardan biri atılmıĢtır.

SözleĢme ile taraf ülkelerin vatandaĢlarının, kültürel ürünlerin derlenmesi, saklanıp sergilenmesi, yeni nesillerin kültür ürünlerine karĢı duyarlı ve bilgili olması konusunda hem eğitim kurumları hem de medya kuruluĢları vasıtası ile eğitilmesi amaçlanmaktadır. Bu sözleĢme doğrultusunda, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu, 2007 yılında ilköğretim ikinci kademe 6., 7. ve 8. sınıflar için seçmeli halk kültürü dersi konulmasını kararlaĢtırmıĢtır.

(20)

Son yıllarda dünyadaki geliĢmelere paralel olarak birçok ülkenin, eğitim programlarında birtakım yeniliklere gittiğini görmekteyiz. Yenilenen programlardan biri de ülkemizdeki eğitim programlarıdır. Pek çok yeniliğe yer verilen bu programlarda, öğretmelere büyük görevler düĢmektedir. Bu görevlerden biri de öğrencilerin dersleri ayrı ayrı değil, birbirleri ile bağlantılı olacak Ģekilde algılamalarını sağlayacak etkinliklerin düzenlenmesidir.

2005 yılında değiĢen ve yeniden tasarlanan programlardan biri de sosyal bilgiler programıdır. Dersler arası, disiplinler arası ve üniteler arası iliĢkilendirmenin en fazla yapılacağı derslerin baĢında sosyal bilgiler programı gelmektedir. Ortak tema ve ögeleri bir hayli fazla olan sosyal bilgiler ve halk kültürü derslerinin iliĢkilendirilmesi oldukça uygundur. Sosyal bilgiler programında yer alan beceriler, kavramlar, değerler ve özellikle aradisiplinler iliĢkilendirmeye imkan vermektedir.

Kaldı ki güçlü kültürlerin zayıf kültürleri yok etmeye çalıĢtığı 21. yüzyılda, öğrencilerin kendi kültürlerini tanıyıp, milli birlik ve beraberliğin oluĢmasında sadece halk kültürü programına değil sosyal bilgiler programına da önemli görevler düĢmektedir.

1.2 AraĢtırmanın Amacı

Bu araĢtırmanın genel amacı, ilköğretim öğrencilerinin „Halk Kültürü‟ yaklaĢımına iliĢkin görüĢlerini belirlemektir.

1.3 AraĢtırmanın Önemi

Günümüzde bireylerin ve toplumların var olmasında yalnızca edindikleri bilgiler yeterli gelmemektedir. AraĢtıran, sorgulayan, eleĢtiren, üreten ve yaratıcı düĢünebilen bireylere duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır.

Eğitim sürecindeki en önemli kademelerden biri de ilköğretimdir. Ġlköğretim kademesinde kazanılan bilgi ve beceriler diğer kademelerinde temelini oluĢturmaktadır. Bu bilgi ve becerilerin kazandırılacağı derslerin baĢında sosyal bilgiler dersi

(21)

gelmektedir (Ünlü, 2005:34). Ülkemizde son yıllara kadar sosyal bilgiler eğitiminin değeri yeterince anlaĢılamamıĢtır. Oysa ilköğretim sosyal bilgiler eğitiminin temel amacı; demokratik, toplum kurallarını benimseyen ve uygulayan, çevresini yurdunu tanıyan çağdaĢ bireyler yetiĢtirmektir (Zayimoğlu, 2006:33). Bu özelliklere sahip bireylerin yetiĢmesi ise ancak, düĢünce ve duygularını rahatça ifade edebildikleri, yaratıcılıklarını ortaya çıkarabildikleri eğitim ortamları ile mümkün olmaktadır. Ülkemizde, geliĢen ve değiĢen dünya Ģartlarını göz önünde bulunduran Milli Eğitim Bakanlığı, 2005 yılında birçok dersin öğretim programının yenilenmesi kararını almıĢtır. Yenilenen programlarla birlikte yapılandırmacı yaklaĢım doğrultusunda; yaparak yaĢayarak öğrenme, öğrenci merkezli eğitim ve disiplinler arası iliĢkilendirme gibi pek çok yenilikle karĢı karĢıya kalınmıĢtır.

Öğretmenlerin, öğrenciyi aktif kılacak, yaparak yaĢayarak öğrenmelerin gerçekleĢtirileceği ortamları hazırlaması, yenilenen programlar için son derece önemlidir. Bu açıdan halk kültürü dersini oluĢturan konuların sosyal bilgilerde kullanılması bu yaĢtaki öğrencilerin hem zihinsel seviyesi için uygun olacaktır hem de bilginin transferi sayesinde öğrenilenlerin kalıcılığı artacaktır.

Öğrencilerin biliĢsel, duyuĢsal ve devinimsel alanlarda istenilen hedeflere ulaĢması için kültürel miras ürünleri iĢe koĢulabilir. Zira halk kültürü dersi konuları sosyal bilgiler dersleri için zengin bir materyal arĢivi oluĢturmaktadır. Kullanılan her bir öğretim materyali öğrencinin daha çok duyu organını iĢe sokacaktır.

Bu araĢtırmanın sosyal bilgiler dersi programının geliĢtirilmesi sürecine katkı sağlayacağı düĢünülmektedir. Aynı zamanda dersin uygulayıcısı olan öğretmenlere dersler arası iliĢkilendirme konusunda da bir fikir vereceği düĢünülmektedir.

Ayrıca ilköğretim kademesi için oldukça yeni bir ders olan halk kültürü dersine iliĢkin öğrenci görüĢlerinin alınması ve çeĢitli değiĢkenler açısından karĢılaĢtırılması halk kültürü programının geliĢtirilmesi sürecine de katkı sağlayacaktır. AraĢtırma bu açılardan önem taĢımaktadır.

(22)

1.4 Problem Cümlesi

Sosyal Bilgiler programında “halk kültürü”ne ve onun unsurlarına ne derecede yer verilmiĢtir?; ayrıca ilköğretim öğrencilerinin “halk kültürü” yaklaĢımına iliĢkin görüĢleri nelerdir? sorularına yanıt aranacaktır.

1.5 Alt Problemler

1. Ġlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin seçmeli olarak okutulan halk kültürü dersi uygulamalarına iliĢkin görüĢleri arasında anlamlı düzeyde bir fark var mı?

2. Ġlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin seçmeli olarak okutulan halk kültürü dersi uygulamalarına iliĢkin görüĢleri arasında cinsiyet değiĢkenine göre anlamlı düzeyde bir fark var mı?

3. Ġlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin seçmeli olarak okutulan halk kültürü dersi uygulamalarına iliĢkin görüĢleri arasında öğrenim gördükleri okulun bulunduğu ilçe değiĢkenine göre anlamlı düzeyde bir fark var mı?

4. Ġlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin seçmeli olarak okutulan halk kültürü dersi uygulamalarına iliĢkin görüĢleri arasında oynamaktan en fazla hoĢlandıkları oyun değiĢkenine göre anlamlı düzeyde bir fark var mı?

5. Ġlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin seçmeli olarak okutulan halk kültürü dersi uygulamalarına iliĢkin görüĢleri arasında aile büyükleri ile birlikte yaĢama değiĢkenine göre anlamlı düzeyde bir fark var mı?

6. Ġlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin seçmeli olarak okutulan halk kültürü dersinin uygulamalarına iliĢkin görüĢleri arasında tatil yeri değiĢkenine göre anlamlı düzeyde bir fark var mı?

7. Ġlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin seçmeli olarak okutulan halk kültürü dersi uygulamalarına iliĢkin görüĢleri arasında Türkçe dersi akademik baĢarı değiĢkenine göre anlamlı düzeyde bir fark var mı?

(23)

1.6 Varsayımlar

Bu araĢtırma için;

 veri toplama aracının araĢtırmanın amacına ve konusuna uygun olduğu,

 araĢtırmaya katılan öğrencilerin hazırlanan anket formunu içten ve yansız olarak cevaplandırdıkları varsayılmıĢtır.

1.7 Sınırlılıklar

Bu araĢtırma:

1. 2010–2011 eğitim-öğretim yılı ile,

2. 4.,5., 6. ve 7. sınıf sosyal bilgiler dersi programı ile, 3. 6., 7. ve 8. sınıf halk kültürü dersi programı ile, 4. Ankara ili Çankaya, Keçiören ve Mamak ilçeleriyle, 5. Bu ilçelerde öğrenim gören 600 öğrenci ile,

6. AraĢtırmacı tarafından hazırlanan ölçme aracı ile sınırlıdır.

1.8 Tanımlar

Bu araĢtırmada kullanılacak olan kimi kavramlar ve bunların anlamları Ģöyledir:

Eğitim: Bireyin davranıĢlarında kendi yaĢantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik

değiĢme meydana getirme sürecidir (Ertürk, 1998:12).

Kültür: Tarihsel, toplumsal geliĢme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi

değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekindir (TDK, 2005:1282).

Öğretim Programı (Müfredat): Belli bilgi kategorilerinden oluĢan ve bir kısım

okullarda beceriye ve uygulamaya ağırlık tanıyan, bilgi ve becerinin eğitim programının amaçları doğrultusunda ve planlı bir Ģekilde kazandırılmasına dönük programdır (VarıĢ, 1999: 14).

Öğrenme Alanı: Öğrencilere kazandırılacak birbirleriyle iliĢkili tema, kavram, beceri,

anlayıĢ tutum ve değerlerin bir bütün olarak görülebildiği bilgi ve becerileri organize eden yapıdır (MEB, 2005:765).

(24)

Sosyal Bilgiler: Bireyin toplumsal varoluĢunu gerçekleĢtirebilmesine yardımcı olması

amacıyla; Tarih, Coğrafya, Ekonomi, Sosyoloji, Antropoloji, Psikoloji, Felsefe, Siyaset Bilimi ve Hukuk gibi Sosyal Bilimlerin ve YurttaĢlık Bilgisinin konularının, öğrenme alanlarını yansıtan bir ünite ya da tema altında birleĢtirilmesini içeren, insanın sosyal ve fiziki çevresiyle etkileĢiminin geçmiĢ, bugün ve gelecek bağlamında incelendiği toplu öğretim anlayıĢından hareketle oluĢturulmuĢ bir ilköğretim dersidir (MEB,2005:766).

Halkbilimi: Bir ülkede yaĢayan halkın kültür ürünlerini, sözlü edebiyatını,

geleneklerini, törelerini, inançlarını, mutfağını, müziğini, oyunlarını, halk hekimliğini inceleyerek bunların birbirleriyle iliĢkilerini belirten, kaynak, evrim, yayılım, değiĢim, etkileĢim vb. sorunlarını çözmeye, sonuç, kural, kuram ve yasaları bulmaya çalıĢan bilim dalı, folklor, halkiyattır (TDK, 2005:836).

Halk Bilgisi: Halk biliminin, çevreyi oluĢturan canlı, cansız doğal nesnelerle ilgili inanç

ve uygulamaları konu alan dalıdır (TDK, 2005:836).

Halk Bilimci: Halk bilimiyle ilgili araĢtırma, derleme, inceleme yapan kimsedir (TDK,

2005:836).

Somut Olmayan Kültürel Miras: Toplulukların, grupların ve kimi durumlarda

bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler (ve bunlara iliĢkin araçlar, gereçler ve kültürel mekanlar) dir (Somut Olmayan Kültürel Miras SözleĢmesi, 1. madde).

Kültürel Miras: Nesilden nesile aktarılan bütün kültürlere ve insanlığa ait sanatsal ya

da sembolik maddesel simgelerdir (Çetin, 2010:183).

Ara Disiplin: Derslerle yaĢam arasında bağlantı kurulan alandır (MEB, 2005:764). Halk Kültürü: Üretilen, yaĢatılan, sözlü veya yazılı olarak gelecek kuĢaklara aktarılan,

örgün olmayan ve geleneksel alanlarda yoğunlaĢan ortak değer, davranıĢlarla yaĢayıĢ kalıplarının bütünüdür (MEB, 2007:7).

(25)

1.9 Ġlgili AraĢtırmalar

Deveci (2009)‟nin “Sosyal Bilgiler Dersinde Kültürden Yaralanma: Öğretmen

Adaylarının Kültür Portfolyolarının İncelenmesi” isimli araĢtırmasında, öğretmen

adaylarına göre sosyal bilgiler dersi ile kültür arasındaki iliĢki ortaya konulmaya çalıĢılmıĢtır. AraĢtırma nitel yöntemlerle tamamlanmıĢtır. AraĢtırma, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği programında “Özel Öğretim Yöntemleri I” dersi kapsamında 35 öğretmen adayının hazırladıkları kültür portfolyoları incelenerek gerçekleĢtirilmiĢtir. AraĢtırmaya katılan 35 öğrenciden 22‟sini erkek öğrenciler, 13‟ünü de kız öğrenciler oluĢturmaktadır. Verilerin incelenmesinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıĢtır. AraĢtırma sonuçlarına göre öğretmen adaylarının tamamı sosyal bilgiler ile kültür kavramı arasında yakın bir iliĢki olduğu fikrinde birleĢtiklerini ortaya koymuĢtur.

Kayhan (2009)‟ın “Hakkari/Yüksekova 75. Yıl Yatılı İlköğretim Bölge Okulu-

İlköğretim 7. Sınıf Düzeyinde Öğrenim Gören Öğrencilerin Deyim, Atasözü ve Bilmece Dağarcıklarının Belirlenmesi ve Bunların Öğretilmesi” isimli yüksek lisans tezinde

deyim, atasözü ve bilmece kullanımının aile-okul-öğretmen-çevre değiĢkenleri açısından etkileri tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır. AraĢtırma 100 öğrenci ile gerçekleĢtirilmiĢtir. Öğrencilere araĢtırmacı tarafından hazırlanan anket formu uygulanarak öğrencilerin deyim, atasözü ve bilmeceden ne anladıkları belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda öğrencilerin deyim ve atasözü ayrımını tam olarak bilmedikleri tespit edilmiĢtir. AraĢtırmada ayrıca öğrencilerin en fazla deyim, en az da atasözü dağarcığına sahip oldukları tespit edilmiĢtir. Kayhan, dersin monotonluğunu azaltmak, dersi ilgi çekici hale getirmek için deyim, atasözü ve bilmece kullanımının arttırılması gerektiğini belirtmiĢtir. Ayrıca kavram öğretiminde ezber yöntemi yerine, halk ürünlerinin kullanılmasının kalıcılığı arttırdığı da vurgulanmıĢtır.

Küçük (2009)‟ün yapmıĢ olduğu “İlköğretim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin

Kültür Kavramına Dair Görüşleri: Nitel Bir Araştırma” isimli yüksek lisans tezinde

kültür, kültürlenme, kültürel Ģok, kültü emperyalizmi, kültürleĢme, kültür yozlaĢması, kültür çatıĢması, kültürel asimilasyon gibi birçok kavrama yer verilmiĢtir. Tezin amacı öğrencilerin kültür kavramına dair görüĢlerini ortaya koymaktır. Nitel bir araĢtırma olan

(26)

bu çalıĢma, 26 ilköğretim öğrencisi ile yapılmıĢtır. Veriler, nitel içerik çözümlemesi ve yorumsal analize tabi tutulmuĢtur. AraĢtırma sonucunda Küçük, öğrencilerin kültür kavramına iliĢkin bazı unsurların farkında olduklarını, bazılarının ise farkında olmadıklarını ortaya koymuĢtur.

Gülüm ve Ulusoy (2008) “Sosyal Bilgiler Dersinde Göç Konusunun İşlenişinde

Halk Türkülerinin Kullanılması (Örnek Bir Çalışma)” isimli çalıĢmada araĢtırmacılar,

halk türkülerinde geçen sözlerin beĢeri olay ve faaliyetlerle iliĢkisini ortaya koymak ve aynı zamanda dersin iĢleniĢi sırasında öğrencilerin derse katılımını sağlamayı amaçlamıĢlardır. AraĢtırma Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümü‟nde okuyan 80 öğrenci ile tamamlanmıĢtır. Nitel olarak yapılan bu çalıĢmada veriler, daha çok gözlem ve test sonuçlarının yorumlanmasıyla elde edilmiĢtir. Bu araĢtırmada deney ve kontrol grupları oluĢturulmuĢtur. Deney grubuna beĢ tane türkü seçilerek, öğrencilere soru sorma yoluyla yorum yapmaları istenmiĢtir. Kontrol grubuna ise aynı konu düz anlatımla iĢlenmiĢtir. ÇalıĢma sonunda deney grubundaki öğrencilerin, göçlerin neden ve sonuçlarında kültürel, sosyal, coğrafi ve ekonomik özellikleri daha iyi kavradıkları görülmüĢtür. Ayrıca deney grubunun kontrol grubuna göre daha fazla derse katıldığı gözlenmiĢtir.

Bölücek (2008)‟in “Sosyal Bilgiler Öğretiminde Türkülerden Yararlanmanın

Öğrencilerin Akademik Başarısına Etkisi” isimli araĢtırmasında, ilk etapta kültürel

miras ve türkü hakkında bilgi verilmiĢtir. Kültürel birikimin nesillere aktarılmasında türkülerin yararlılığı ve gerekliliği vurgulanmıĢtır. AraĢtırma deneysel desen modeline göre gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu çalıĢma, Ankara Namık Kemal Ġlköğretim Okulu 8. sınıfında okuyan 40 öğrenci ile gerçekleĢtirilmiĢtir. AraĢtırma sonucunda Bölücek, türkülerle destekli eğitimin öğrencilerin baĢarılarını arttırdığını tespit etmiĢtir. AraĢtırmacı, sosyal bilgiler dersinde kullanılabilecek türkülerin öyküleriyle birlikte kitaplara ve elektronik ortamlara aktarılması gerektiğini belirtmiĢtir. Bölücek ayrıca, bu dersin sorumlusu olan öğretmenlerin hizmet içi eğitimden geçirilmesini de önermektedir.

Akın (2008)‟ın “Tarihi Kaynaklar İçerisinde Destanların Yeri ve Önemi” isimli yüksek lisans tezi dört bölümden oluĢmaktadır. ÇalıĢmanın “GiriĢ” kısmında destan kelimesinin anlamı, destanların özellikleri açıklanmıĢtır. AraĢtırmacı, daha sonra ise

(27)

destanları “Milli, Dini ve Kahramanlık” destanları Ģeklinde tasnif etmiĢtir. Akın, tezinin “Birinci Bölüm”ünde Ġslamiyet öncesi Türk destanlarına yer vermiĢtir. “Ġkinci Bölüm” de ise Ġslamiyet‟in kabulünden sonraki Türk destanlarına yer verilmiĢtir. Tezin “Üçüncü Bölüm”ünde de efsaneleĢmiĢ ve masallaĢmıĢ bazı kahramanlık hikayelerine yer verilmiĢtir. “Dördüncü Bölüm” de ise destanlarda geçen bazı kelimelerin açıklamasına yer verilmiĢtir. Akın‟a göre her millet destan sahibi olamaz. Destan sahibi olan milletler, sıradan milletler değildir. Destan sahibi bir millet olabilmek için köklü ve uzun bir tarihe, geliĢmiĢ bir dile sahip olmak gibi unsurlar gerekmektedir.

Akmehmet (2008)‟in “Müzelerin Tarih Öğretiminde Nesne Merkezli Eğitim

Etkinlikleriyle Kullanılması ve İlköğretim Sosyal Bilgiler Öğretimi” adlı çalıĢmasında,

öncelikle müzelerin eğitim amaçlı kullanılmasının önemi, amacı ve tarihçesi üzerinde durulmuĢtur. Akahmet, ülkemizdeki birkaç müze dıĢında, eğitim alanında faydalanabilecek müze bulunmadığını belirmiĢtir. ÇağdaĢ müzecilik anlayıĢında koleksiyonların toplanması, korunması, araĢtırılması kadar eğitimde kullanılmasının da önemli olduğu belirtilmiĢtir. Türkiye‟deki müzelerin durumuna değinilen bu çalıĢmada müze-eğitim iliĢkisinin kurulmadığı, bunun da Türkiye‟deki müzecilik anlayıĢının bir sonucu olduğu vurgulanmıĢtır. Akmehmet‟e göre, Türkiye‟de müzecilik uygulamalarında nesneler toplanır, korunup tasnifledikten sonra sergilenir. Eğitim iĢlevi göz ardı edilir. Akahmet, 2004‟te hazırlanan yeni sosyal bilgiler dersi programında müze türü etkinliklere de yer verildiğinin altını çizerek bu konuda öğretmenlerin hizmet içi eğitimden geçirilmesi gerektiğini belirtmiĢtir. Ayrıca öğretmen adaylarına yönelik “müze eğitimi ve uygulamaları” isimli lisans dersi konulması, sınıf mevcutlarının azaltılması gibi önerilerde bulunmuĢtur.

Sakal (2008) “Folklor Ürünlerinin Tarih Araştırmalarında Kaynak Olarak

Kullanılması” isimli çalıĢmasında folklor ürünlerinin toplumların geçmiĢini yansıttığını,

geçmiĢ hakkında ipucu verdiğini belirtmiĢtir. Sakal‟a göre tarihi bilgi veren kültür ve folklor ürünlerine hem güvenmeli hem de güvenmemeliyiz. Bunu, çeĢitli örneklerle ve farklı görüĢü savunan kiĢilerden yaptığı alıntılarla açıklamaktadır. Sakal‟a göre tarihçiler, tarihe yardımcı bilimleri çok iyi bilmeli, özellikle halk edebiyatı ve folklor ürünlerini büyük bir titizlikle incelemelidir. ÇalıĢmada üzerinde durulan bir baĢka noktada ise, Türkiye‟de hanedan ve orduların tarihi yerine halkın tarihinin

(28)

araĢtırılmasına yeni baĢlanmıĢ olduğu ve bu yüzden bu tür yazılı ve sözlü ürünlerin, bundan sonraki dönemlerde daha iyi değerlendirileceğidir.

Doğan (2007)‟ın “Sosyal Bilgiler Öğretiminde Tarihsel Yazılı Kanıtların

Kullanımı” isimli doktora çalıĢmasında tarihsel kanıtların akademik baĢarıya olan

etkisini araĢtırmıĢtır. Nicel ve nitel araĢtırma yöntemlerinin birlikte kullanıldığı çalıĢma, 7. sınıf sosyal bilgiler dersi “Türk Tarihine Yolculuk” ünitesinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Altı hafta süren çalıĢmada öğrenciler deney ve kontrol grubu olarak ikiye ayrılmıĢtır. Her iki gruba da ön test ve son test uygulanmıĢtır. Deney grubuna yazılı tarihsel kanıt temelli etkinlikler, kontrol grubuna ise ders kitabı merkezli etkinlikler uygulanmıĢtır. Her iki gruba da baĢarı testi, tutum ölçeği, son test, son tutum ölçeği uygulanmıĢtır. Bunlara ek olarak deney grubu öğrencilerine öz değerlendirme formu uygulanmıĢtır. Verilerin analizi sonucunda, deney grubu öğrencilerinin daha baĢarılı olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. Doğan‟a göre tarihsel yazılı kanıtlar sadece sosyal bilgiler dersinde değil, coğrafya, fen, medya okur yazarlığı, Türkçe ve matematik gibi derslerde de kullanılmalı, öğretmenlere hizmet içi eğitimler düzenlenerek tarihsel yazılı kanıtların kullanımı hakkında bilgi verilmelidir.

Sarı (2007) “Sosyal Bilgiler Öğretiminde Sözlü Tarih Etkinliklerinin Öğrenci

Başarı, Beceri ve Tutumlarına Etkisi” isimli doktora çalıĢmasını, 46 ilköğretim 7. sınıf

öğrenci ile yürütmüĢtür. AraĢtırma sürecinde bir gruba sözlü tarih yöntemi kullanılarak ders iĢlenirken, diğer gruba ise geleneksel yöntemle ders iĢlenmiĢtir. Daha sonra ise 25 sorudan oluĢan bir test uygulanmıĢtır. Testin cevapları; aritmetik ortalama, standart sapma ve t-testi ile analiz edilmiĢtir. BaĢarı testi sonucuna göre deney grubu öğrencilerinin kontrol grubu öğrencilerinden daha baĢarılı olduğu tespit edilmiĢtir. Bu araĢtırma sonucunda Sarı, sözlü tarih yöntemiyle ders iĢlemenin öğrenci baĢarısını arttırdığını belirtmiĢtir.

Çeken (2006)‟in “Küreselleşme ve Türkiye‟de Eğitim Politikaları: Yeni

İlköğretim Müfredatı Sosyal Bilgiler Programı Üzerine Bir İnceleme” isimli yüksek

lisans tezinde, ülkemizde eğitim sisteminde reform yapılmasının zorunlu olduğunu belirtilmekle birlikte, hazırlanan yeni müfredat da çeĢitli konular açısından eleĢtirilmektedir. Çeken‟e göre, yeni müfredat bütünsel bir yaklaĢım temel alınarak

(29)

hazırlanmalıdır. Çeken, alt yapı düzenlemeleri tamamlanmadan, bölgesel eĢitsizlikler giderilmeden hazırlanan programı da eleĢtirmektedir.

Çankaya (2006) “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Müzecilik Bağlamında

Korunması” isimli yüksek lisans tezinde öncelikle „kültür, kültürel miras, somut

olmayan kültürel miras ve çok kültürlülük‟ kavramlarını açıklamıĢtır. ÇalıĢmada literatür taramasından yararlanılmıĢtır. Ardından ulusal ve uluslar arası kuruluĢlarca yürütülen çalıĢmalar hakkında bilgi vermiĢtir. Daha sonra ise somut olmayan kültürel mirasın müzecilik bağlamında korunmasına yönelik „Ġstanbul‟da Kültürel ÇeĢitlilik‟ bayramlar ve kutsal günler temalı etkinliklere yer vermiĢtir.

Akay (2006) “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Tarih Araştırmalarında Kaynak

Olma Özelliği” isimli çalıĢmasında, somut olamayan kültürel mirasın tarihimize kaynak

olduğunu, bu yüzden de korunmasının önemini belirtmiĢtir. Somut olmayan kültürel mirasın tarih yazımının vazgeçilmez kaynak unsuru olduğunu söyledikten sonra dil, halk hikâyeleri, halk Ģiirleri, âĢık geleneği, türküler, ağıtlar, oyunlar vb. ögelerin, tarihe kaynaklık etmesi açısından somut olmayan kültürel mirasın önde gelen unsurları olduğu söylenmiĢtir. KüreselleĢme süreci içinde kültürel çeĢitliliğin arz ettiği önemin ortada olduğunu belirten Akay, somut kültürel varlıkların korunmasındaki kolaylığa karĢın somut olmayan kültürel varlıkların korunmasındaki zorluğa dikkat çekmektedir. AraĢtırmacıya göre, tarihçilerin halkbilimcilerle yakın iliĢki içinde olmaları hem halkbilimciye yeni bakıĢ açıları kazandırmaktadır hem de tarihçilere kaynak sağlama konusunda yardım etmektedir.

AkkuĢ (2006) “Sosyal Bilgiler Öğretiminde Destanların Kullanımı” isimli çalıĢmasında destanlardan sosyal bilgiler dersinde nasıl faydalanılabileceği üzerinde durmuĢtur. ÇalıĢma 2006-2007 eğitim öğretim yılında ilköğretim sosyal bilgiler dersi altıncı sınıf müfredatının “Ġpek Yolunda Türkler” ünitesi kapsamında gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu ünitede yer alan Oğuz Kağan, TüreyiĢ, Ergenekon ve Göç Destanları ele alınarak sosyal bilgiler dersi iĢlenmiĢtir. AkkuĢ, sosyal bilgiler dersinde destanların çeĢitli yöntem ve tekniklerle kullanabileceğini vurgularken destanların toplumların gelenek, görenek, atalarının yaĢama biçimlerini yansıttığını da

(30)

belirtmektedir. Oğuz Kağan Destanı‟nda Türklerin dünya görüĢlerini, yaĢam biçimlerini, uzay anlayıĢlarını, “Cihan Hakimiyeti” düĢüncesini bulabileceğimizden bahsetmektedir. Ergenekon Destanı‟nda ise Türklerin bilim ve kültür hayatı hakkında bilgi verdiğinden bahsetmektedir. AkkuĢ‟a göre destanların sosyal bilgiler dersinde kullanılması konusunda öğretmenlere büyük görevler düĢmektedir. Çünkü destanların eğitsel iĢlevi büyük ölçüde onu kullanan öğretmenin yaratıcılığı ve becerisine bağlı kalmaktadır.

Tozlu (2006)‟nun hazırladığı “Tarih ve Halkbilimi Malzemeleri (Saltuklu ve

Akkoyunlu Sahası)” isimli çalıĢmasında, Batıdaki tarihçilerin uzun yıllardır halkbilimi

malzemelerinden faydalanıldığı üzerinde durulmuĢtur. Tozlu‟ya göre kültür tarihçileri için en değerli malzemeler halkbilimi malzemeleridir. ÇalıĢmada üzerinde durulan noktalardan biri de bilimsel tarih ve halk tarihi ayrımıdır. Tozlu, halkın hafızasındaki tarihe “sözlü tarih” denildiğini açıklamıĢtır. ÇeĢitli halk derlemelerine de yer verilen çalıĢmada yer isimleri, halkın kullandığı değiĢik ölçü, tartı malzemeleri gibi örnekler de bulunmaktadır.

Yılar (2005)‟ın “Mit-Efsane ve Eğitim” isimli çalıĢmasında mit ve efsanelerin eğitimde nasıl kullanılacağı ve hangi açılardan öğrencilere faydalı olacağı üzerinde durmuĢtur. Toplumların en eski kültür taĢları olan mitlerin ve efsanelerin, oluĢtuğu toplumdan izler taĢıdığı belirtilmiĢtir. ÇalıĢmada mit ve efsaneler, toplumun hayat görüĢünü, yaĢam biçimini, ahlak anlayıĢını, yücelttiği değerleri içinde barındıran, yüzlerce hatta binlerce yılın izlerini taĢıyan halk yaratması edebi ürünler Ģeklinde tanımlanmıĢtır. Mit ve efsanelerin, kültürün koruyucusu ve taĢıyıcısı özelliklerinin yanı sıra özellikle değer eğitiminde (töre, inanç, kutsallık gibi ögeleri içermesi bakımından) kullanılması gerektiği açıklanmıĢtır. Yılar, mit ve efsanelerin birçoğunun, gerçekleri hayali buluĢlarla açıklama eğiliminde olan çocuğun, doğa ve tarih olaylar üzerindeki meraklarını giderebilecek nitelikte olduklarını belirtmiĢtir. Yılar, öğrencilerde yaratıcı düĢüncenin geliĢtirilmesinde de yararlanılacak önemli kaynaklar olarak mit ve efsaneleri iĢaret etmektedir.

Öztürk ve Otluoğlu‟nun (2002a) “Sosyal Bilgiler Öğretiminde Yazılı Edebiyat

Ürünlerini Ders Aracı Olarak Kullanmanın Duyuşsal Davranış Özelliklerini Kazanmaya Etkisi” isimli çalıĢmalarında sosyal bilgiler dersi öğretiminde duyuĢsal

(31)

istenmiĢtir. Deneysel model kullanılan araĢtırma, 2000-2001 eğitim öğretim yılında Ġstanbul Kartal ilçesindeki bir ilköğretim okulunun, beĢinci sınıf “Vatan ve Millet” ünitesinde gerçekleĢtirilmiĢtir. AraĢtırmaya katılan 70 öğrencinin, 35‟i deney, 35‟i ise kontrol grubu olarak belirlenmiĢtir. Kontrol grubuna geleneksel araç gereçlerle ders iĢlenirken, deney grubuna geleneksel yöntemin yanında yazılı edebiyat ürünlerinden seçilen materyallerle dersler iĢlenmiĢtir. Her iki gruba ön test ve son test uygulanmıĢtır. Verilerin analizinde t-testi kullanılmıĢtır. AraĢtırma sonucu, yazılı edebiyat ürünlerinden seçilen materyallerin kullanıldığı grup lehine anlamlı bir fark bulunmuĢtur. Yazılı edebiyat ürünlerinin ders aracı olarak kullanıldığı sosyal bilgiler öğretiminde, öğrenciler geleneksel öğretim yöntemine göre; hoĢlanma, farkına varma, istek duyma, kendini ifade etme, hatırlama, zihninde canlandırma gibi duyuĢsal davranıĢ özelliklerinin geliĢmesinde etkili olduğu belirtilmiĢtir.

Kart (2002)‟ın yapmıĢ olduğu “Eski Türk Destanlarının Tarih Öğretimindeki

Yeri ve Kullanımı” isimli yüksek lisans tezinde öğretmenlerin düz anlatım yönteminin

yanında çeĢitli yöntemlerle dersi iĢlediklerinde öğrenciler açısından daha ilgi çekici olacağı üzerinde durulmuĢtur. Kullanılabilecek yöntemlerden biri olarak da örnek olay çalıĢması, olduğu belirtilmiĢtir. Örnek olay çalıĢmasında kullanılacak en önemli malzemelerin baĢında da destanların geldiği üzerinde durulmuĢtur. Destanların doğrudan doğruya tarihi belgeler olmamakla birlikte tarihten önemli izler taĢıdığı belirtilmiĢtir. Kart‟a göre gerçekliğe en yakın olarak kabul edilen Türk destanlarının, tarih öğretiminde kullanılması çok uygun bir materyaldir. Bu Ģekilde iĢlenen derslerle eski Türk devletlerinin siyasi, idari ve toplum yapısı hakkında öğrenciler kalıcı bilgiler edinecektir. Ayrıca öğrencilerde milli tarih bilincinin oluĢturulmasında da destanların faydalı olacağı belirtilmiĢtir.

(32)

II. BÖLÜM

SOSYAL BĠLGĠLER VE HALK KÜLTÜRÜ EĞĠTĠMĠ

2.1 Eğitimin Tanımı

YaĢadığımız yüzyılda bilim ve teknolojideki geliĢmelere ayak uyduramayan toplumlar gelecekte yok olmaya mahkumdur. Artık ülkelerin geliĢmiĢlik seviyeleri ekonomileri veya dünyadaki siyasi etkinlikleri ile ölçülmemektedir. Bilgi çağı dediğimiz 21. yüzyılda ülkelerin geliĢmiĢliğinde; yetiĢmiĢ insan gücü, bilim ve teknolojiye o ülkelerin katkıları gibi kriterler de eklenmiĢtir. Bilim ve teknoloji üretebilme ve kullanabilme hiç kuĢkusuz iyi bir eğitim sisteminden geçmiĢ bireylerle sağlanabilir.

Ġnsanın kiĢilik yapısı ve yaĢam tarzı hiç Ģüphesiz doğup büyüdüğü toplumun kültüründen etkilenir. Toplumlar devamlılıklarını sağlamak, güçlenmek gibi nedenlerle kendi kültürlerini genç nesillere aktarırlar. Bugün devletlerin çoğu bu aktarımı eğitim yolu ile gerçekleĢtirmektedir.

Eğitim; insanın yeryüzünde yaĢamaya baĢlamasıyla yine insan tarafından yaratılmıĢ toplumsal bir olgudur. Bu nedenle eğitim tarihinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu söyleyebiliriz (Yılman, 2006:25).

Eğitim konusunda birçok soruya yanıt arayan eğitimciler, iĢe eğitimin tanımını yaparak baĢlamıĢtır. Ne var ki günümüzde tüm eğitimcilerin üzerinde uzlaĢtıkları bir eğitim tanımı, henüz yapılamamıĢtır.

Ülkemizde en çok kullanılan tanımlardan biri Ertürk‟ün (1998) yaptığı tanımdır. “Eğitim, bireyin davranıĢlarında kendi yaĢantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değiĢme meydana getirme sürecidir” (Ertürk, 1998:12). Yukarıdaki tanıma baktığımızda eğitime iliĢkin bazı ortak noktaları belirlemek mümkündür. Süreç kavramı, eğitimin bitimsiz olduğunu, doğumla baĢladığını insan yaĢadıkça sürüp gittiğini; istendik kavramı, kazandırılması söz konusu olan davranıĢların önceden tasarlandığını iyi, doğru,

(33)

yararlı gibi değer yargıları içeren ölçütlere göre belirlendiğini ifade etmektedir (KöktaĢ, 2007:2).

GeçmiĢten günümüze her Ģeyde değiĢme meydana gelmiĢtir. Eğitim anlayıĢları da zamana, ülkelere ve disiplinlere göre son derece farklılık göstermektedir. Orta çağda eğitim, dinsel; Rönesans‟ta özgür; on yedinci yüzyılda edebî, bugün ise bilimsel niteliktedir ( Terzi, 2008:1). Disiplinlerin eğitime bakıĢ açıları birey veya toplum odaklı olmalarına bağlı olarak da farklılık göstermektedir. Bireyi merkeze alan disiplinlere (psikoloji gibi) göre eğitim, bir davranıĢ değiĢtirme sürecidir; fakat merkeze toplumu alan (sosyoloji gibi) disiplinlere göre ise, topluma uyum sağlama sürecidir.

Demirel ve Kaya‟ya göre eğitim, toplumdaki kültürleme sürecinin bir parçasıdır. Kültürlemenin amaçlı olarak yapılan kısmı eğitimdir. (Demirel ve Kaya, 2006:3) . Ġlkel toplumlardan günümüze kadar nicel ve nitel olarak farklılık gösterse de eğitimin temel hedefi insan davranıĢlarını değiĢtirmek olarak kalmıĢtır. Toplumların her aĢamada kültürel mirasın aktarılması ve yeni kuĢakların sosyalleĢmesinde en büyük görev eğitim kurumlarına düĢmüĢtür. Eğitim, bir ulusun yüzyıllar boyu süren kültürünün bir ürünüdür. Bu anlamda eğitim toplumsal bir kurumdur (KöktaĢ, 2007:1).

Eğitim, kültürel mirasın aktarılması, çocuğun yaĢamda kullanacağı bilgi ve becerilerin kazandırılması, çocuğa bilgi yüklemekten çok, bilgiyi elde etme yollarının kazandırılması ve belli bir iĢi yapabilmek için gerekli becerilerin kazandırılmasına varıncaya kadar birçok farklı açıdan açıklamaya çalıĢan görüĢler mevcuttur. Bu görüĢlerin bazılar bilgiyi, bazıları öğretmeni ve bazıları da öğrenciyi merkeze almaktadır. Bu görüĢlerin her birinin doğruluk payı olmakla birlikte tek baĢlarına eğitimi açıklamaları ya da sınırlarını belirlemeleri mümkün değildir (Kale, 2009:4).

(34)

2.2 Sosyal Bilgiler Eğitimi

Bu kısımda sosyal bilimler ve sosyal bilgiler eğitimi üzerinde durulacaktır.

Bilim ve teknolojideki baĢ döndürücü geliĢmeler bireylerin öğrenmesi gereken bilgilere her geçen gün yenilerini eklemektedir. Devamlı olarak yeni bilgiler üretilen dünyada, insanın her bilgiyi öğrenmesi mümkün olmamaktadır. Bu yüzden insanoğlu bilgileri belirli kriterlere göre sınıflandırmalı, çeĢitli metotlarla iĢine gerekeni seçmelidir.

Ġnsanın sosyal ve doğal olmak üzere iki farklı çevresi olduğu düĢünüldüğünde, bilgileri de bu esasa göre sınıflandırdığını görmekteyiz; sosyal ve fizikî (doğa) bilimler olarak. Doğa bilimleri, insanın doğa ve fiziki dünya ile iliĢkisini inceleyen bilimlerdir. Sosyal bilimler ise insanın, diğer insan ve insan grupları ile iliĢkilerini inceleyen bilimlerdir. Sosyal bilimler, insanlar tarafından meydana getirilen gerçeklerle uğraĢmaktadır. Diğer bir tanıma göre sosyal bilimler, insanın insanla ve çevresiyle olan iliĢkilerini inceleyen disiplinler topluluğudur (Dönmez, 2003:31).

Hem doğa, hem de sosyal bilimler birbirlerinden yararlanmaktadır; çünkü her ikisi de var olan gerçekle uğraĢmaktadırlar. Doğa bilimlerinde araĢtırma yapmak; neden-sonuç iliĢkilerini saptamak, sosyal bilimlere göre daha basittir; çünkü üzerinde çalıĢılan gerçek hem çok somut, hem de daha basittir. Sosyal bilimlerde, üzerinde çalıĢılan olgular hem soyut hem de çok daha karmaĢık; hem de elde edilen bilginin geçerliği ve güvenirliği fen bilimlerine göre çok daha düĢüktür. Tüm bunlardan baĢka, sosyal bilimlerde insan kendi yapıp ettiklerinin üzerinde çalıĢmakta olduğundan, fen bilimlerine göre daha tarafgirdir. Daha çok subjektiftir. Ölçütler çoğu zaman nesnel değil; özneldir (Sönmez, 1997:3).

Günümüzde ve geçmiĢte toplumsal yaĢam içinde insanın, insanla, çevresiyle ve kurumlarla iliĢkilerini inceleyen birçok disiplin bulunmaktadır (Erden, tarihsiz: 34). Bu disiplinlerin hepsi “Sosyal Bilimler” Ģemsiyesi altında toplanmaktadır. Bu anlamda “Sosyal Bilimler” bir üst kimlik durumundadır. Sosyal bilimler, çok geniĢ anlamda, insanlar arası iliĢkileri inceler ve genel olarak, toplumda insan davranıĢlarıyla ilgilenen disiplinleri içerir. Bu disiplinler için, "DavranıĢ Bilimleri" ya da "BeĢeri Bilimler" deyimleri de kullanılmaktadır. Ayrıca, sosyal bilimler, bir topluluğun üyesi olarak fertlerin faaliyetlerini ele alan fikrî veya kültürel ilimlerdir (Dönmez, 2003:31).

(35)

Toplumsal değiĢim ve geliĢim sonucu insanoğlu çeĢitli sorunlarla karĢı karĢıya gelmektedir. Sosyal bilimler toplumların geliĢim ve değiĢimini farklı açılardan ele almaktadır.

Sosyal bilim disiplinlerini; siyaset bilimi, coğrafya, hukuk, tarih, psikoloji, sosyoloji, eğitim bilimi, dil bilim, antropoloji, ekonomi, nüfus bilimi vb. olarak sıralayabiliriz. Bu bilim dallarını da alt dallara ayırabiliriz. Örneğin tarih; ilk, orta, yeni ve yakın çağ tarihi olarak ayrıldığı gibi; sanat, edebiyat, dinler tarihi gibi ana bilim dallarına da bölünebilir. Her sosyal bilim, gerçeğin bir kısmını ele alıp inceler. Tarih, ulusların geçmiĢteki yaĢamını, kurduğu devletleri, devletlerarasındaki iliĢkileri, yükseliĢi, duraklaması ve yıkılıĢını, oluĢturduğu uygarlıkları vb. gibi olguları araĢtırıp inceler. Ekonomi, üretim, dağıtım ve tüketim iliĢkileri ele alıp sınırlı kaynaklarla insanın sınırsız isteklerini karĢılamak için kuramlar oluĢturup bunları uygular, değerlendirip, geliĢtirir. Psikoloji, davranıĢların nedenlerini inceleyip açıklamaya çalıĢır (Sönmez, 1997:3).

Bu tanım ve açıklamaları çoğaltmak mümkündür. Aslında tüm tanımlarda gördüğümüz ortak nokta sosyal bilimlerin insan ve insan gruplarını konu almasıdır.

ĠĢte tüm bu disiplinleri sosyal bilimler Ģemsiyesi altında toplamaktayız. Bu yüzden dünü, bugünü anlamak ve geleceğe Ģekil vermek için sosyal bilimlere düĢen görevler her geçen gün artmaktadır. VaroluĢunu sosyal bilimlerden alan sosyal bilgiler eğitimi nedir?

Sosyal bilgilerin ne olduğunu tanımlamak bir disiplinin ne olduğunu ya da neleri içerdiğini tanımlamaktan çok daha zordur. Çünkü sosyal bilgiler disiplinler arası ve çok disiplinlidir (Doğanay, 2004:16). “Sosyal Bilimler” ile “Sosyal Bilgiler” arasında kesin çizgi çizmek mümkün değilse de eğitim ve öğretim açısından her iki kavram farklı olarak ele alınmakta olup amaç, metot ve muhteva bakımından farklı özelliklere sahiptirler. Sosyal bilgiler kendi bilgisini üretmez; etkili vatandaĢ yetiĢtirme amacı doğrultusunda kullanacağı bilgileri sosyal bilimlerden alır (Kılıçoğlu, 2009:10).

Garcia ve Michaelis (2001) sosyal bilgileri; demokratik bir toplumda sorumlu vatandaĢ yetiĢtirmek için insan iliĢkilerinin incelenmesi ve kültürel mirasın temel özelliklerini aktaran program alanı olarak tanımlamıĢtır (akt: Kılıçoğlu, 2009:5).

(36)

Dönmez‟e (2003) göre sosyal bilgiler, çeĢitli sosyal bilim dallarından özet olarak seçilmiĢ, öğrencilerin seviyelerine göre sadeleĢtirilmiĢ konuları kapsayan ve ilköğretim bölümlerinde okutulan dersin adıdır. Sosyal bilgiler eğitiminin merkezinde sosyal bilimler yer alır. Sosyal bilgiler, eğitim alanının yarattığı bir kavramdır. Bu disiplinler arası alan, sosyal bilimler alanındaki kavramsal ve bilimsel geliĢmelerin eğitim süreci içinde ele alınarak bireyin toplum içinde geliĢmesini, yetiĢtirilmesini amaçlar. Sosyal bilgiler; tarih, coğrafya, yurttaĢlık bilgisi (vatandaĢlık) gibi günümüzde ilköğretim programlarında yer alan, ancak gerçekte sosyal bilimler denilen sosyoloji, ekonomi, psikoloji, antropoloji v.b. gibi disiplinlerden seçilerek ilköğretim çağındaki öğrencilerin düzeyine uygun, daha somut ve daha yakın özelliklere sahip duruma getirilen konuları içerir (Dönmez, 2003:32-33).

BaĢka bir tanım yapmak gerekirse sosyal bilgiler; kültürel miras, onun günümüzdeki yaĢayan özelliklerini ve bunların yaĢamımıza etkilerini, insanların sosyal ve fiziki çevreleriyle olan iliĢkilerini esas alan bir derstir (Güngördü, 2001:130).

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulunun yayınladığı Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu‟nda ise sosyal bilgiler Ģu Ģekilde tanımlanmaktadır:

“Sosyal bilgiler, bireyin toplumsal var oluĢunu gerçekleĢtirebilmesine yardımcı olması amacıyla; tarih, coğrafya, ekonomi, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, felsefe, siyaset bilimi ve hukuk gibi sosyal bilimleri ve vatandaĢlık bilgileri konularını yansıtan; öğrenme alanlarının bir ünite ya da tema altında birleĢmesini içeren; insanın sosyal ve fiziki çevresiyle etkileĢiminin geçmiĢ, bugün ve gelecek bağlamında incelendiği; toplu öğretim anlayıĢından hareketle oluĢturulmuĢ bir ilköğretim dersidir” (MEB, 2005: 46).

Eğitim kurumlarının temel iĢlevi XXI. yüzyıl dünyasında etkili ve etkin vatandaĢ olabilmek için gerekli olan bilgi, beceri ve değerlerin öğrenciye kazandırılmasıdır. Bu bilgi, beceri ve değerlerin önemli bir bölümü ilköğretim kurumlarında özellikle sosyal bilgiler derslerinde kazandırılmaya çalıĢılır (Kılıçoğlu, 2009:6).

Bugün hâlâ insanlar, toplumu değiĢtirecek en önemli güç olarak eğitimi göstermektedir. DeğiĢim ve geliĢme için son derece önemli bir rolü olan eğitimde, sosyal bilgiler eğitiminin rolü de önemidir. Çünkü sosyal bilgiler, doğrudan vatandaĢlık eğitimi üzerine odaklanmıĢ tek ders olma özelliğine sahiptir (Öztürk, 2007:22).

(37)

Sosyal bilimlerin ayrı ayrı dersler olarak okutulması, yetiĢkinler için uygun bir yol olabilir; ama çocuklar için uygun değildir. Bunun birkaç nedeni bulunmaktadır. Bunlardan belkide en önemlisi ilköğretim yaĢındaki çocukların zihinsel geliĢimidir. Çocuğun zihinsel geliĢimi tümdengelimden tümevarıma doğrudur. Ayrıntıları bu yaĢlarda öğrenemez. Bu yaĢtaki çocuklara kazandırılacak istendik davranıĢlar parça parça değil bir bütünlük içinde verilmelidir. Bilginin transferi için de bu gereklidir. Eğer toplumsal olgular, parça parça ele alınıp, öğrenciye sunulursa, elde ettiği bilgi, beceri ve duyuĢları yeni durumlara transfer etmede öğrenci baĢarılı olamayabilir. Benzer olgu ve olaylar birlikte sunulursa, kolayca transfer edilebilir (Sönmez, 1997:5).

Fusionistler, çocuğun objeleri ayrıntılara inmeden bir bütün halinde gördüğü psikolojik gerçeğinden hareket ederek öğretimin de buna uygun olarak yapılması gerektiğini; bu nedenle, öğretimin ilk yıllarında çok sayıda ders ve çok çeĢitli konular yerine, gruplanmıĢ derslerde, üniteleĢtirilmiĢ konuların daha yararlı (Güngördü, 2001:131) olacağını belirtirler.

Ġlköğretim okulları çeĢitli mesleklere yönelik uzman yetiĢtiren kurumlar değildir. Öğrenciler ilköğretimden mezun olduktan sonra tarih, coğrafya ve yurttaĢlık bilgisi alanında yetiĢmiĢ birer eleman olmayacaklarına göre, adı geçen bu konuları ayrı ayrı okutup ayrıntıya inmeye gerek yoktur (Güngördü, 2001:131). Ġlköğretim programına sosyal bilgiler dersinin konulması biraz önce de belirtildiği üzere hem çocuğun olaylara, nesnelere bakıĢ açısından hem de edinilen bilgilerin transferi açısından uygun görülmektedir.

Yeryüzünde gerçekleĢen olayların pek çok nedeni olduğunu görmekteyiz. Öğrencilerin olayların nedenlerini görmesi açısından eğitim programları, bu olayları öğrencilere bir bütünlük içerisinde sunmalıdır. Bunu gerçekleĢtirecek en iyi programlardan biri de sosyal bilgiler dersi programıdır.

Her bilim dalında çok hızlı değiĢme ve geliĢmeler olmaktadır. Sosyal bilimlerin tümündeki geliĢme ve değiĢmeleri anında öğrenciye öğretmek Ģimdilik olası değildir (Sönmez, 1997:5). Ayrıca zaman da buna yeterli gelmemektedir.

(38)

Sosyal ve tarihsel olaylar, bunlara sahne olan doğa ile birlikte değerlendirilmelidir. Bu da sosyal bilgilerin en kuvvetli gerekçelerinden biridir (Güngördü, 2001:131). Tüm bu sebepler, ilköğretim düzeyinde sosyal bilgiler eğitiminin gerekçelerini oluĢturmaktadır.

2.3 Sosyal Bilgiler Eğitiminin Tarihsel GeliĢimi

Bu bölümde sosyal bilgiler eğitiminin dünyadaki ve Türkiye‟deki geliĢimine değinilecektir.

2.3.1 Sosyal Bilgiler Eğitiminin Dünyadaki GeliĢimi

Sosyal bilimler eğitimine yönelik çalıĢmaların hangi ülkede ve hangi tarihte baĢladığı tam olarak bilinmemektedir. Sönmez‟e göre “insanoğlu var olduğu andan itibaren hem fen hem de sosyal bilimler eğitimi baĢlamıĢtır”. Çünkü insan; doğal ve toplumsal bir ortamda doğar, büyür, geliĢir, yaĢlanır ve ölür. Ġnsan, yaĢamak için hem doğanın, hem de toplumun bazı ilkelerini öğrenmek zorundadır. Durum böyle ele alınınca, “fen ve sosyal bilimler insanoğlunun yaĢamı kadar eskidir” savı ileri sürülebilir (Sönmez, 1997:7).

19. yüzyılda toplumsal, kültürel, siyasi ve ekonomik alanlardaki hızlı değiĢmeler çeĢitli problemleri de beraberinde getirmiĢtir. Toplumların büyük bir kısmını etkileyen bu tür sorunlara yönelik ABD öncülüğünde eğitim alanında çeĢitli reform hareketleri baĢlatılmıĢtır. Amerika kıtasına dünyanın çeĢitli yerlerinden yapılan yoğun göçler, mozaik bir toplum ve çok kültürlülük yaratmıĢtır. Bununla beraber sanayi inkılâbı sosyal, ekonomik ve kültürel pek çok açıdan sorunlar çıkarmıĢtır. 19. yüzyıl Amerikan toplum liderleri, kültürleri homojenleĢtirmek, bir arada yaĢama bilinci geliĢtirmek, kolektif çalıĢma ve ortak karar alma mekanizmalarını iĢletmek, kısacası “yeni Amerikan toplumu yaratmak” için eğitimi araç olarak görmüĢlerdir (Bilgili, 2008:19).

Bu doğrultuda sosyal bilgiler kavramı Amerika BirleĢik Devletleri'nde, 1892 yılında toplanan Ulusal Eğitim Konseyi (Sönmez, 1997; Safran 2008; Bilgili, 2008, Öztürk, 2007) tarafından ele alınmıĢtır. Bu konsey milli toplum anlayıĢını oluĢturmak üzere “Sosyal Bilgiler” dersini düzenlemiĢtir (Dönmez, 2003:34).

(39)

Sosyal Bilgiler dersinin yetiĢeği tarih, coğrafya ve yurttaĢlık bilgisi derslerinden oluĢturulmuĢ ve toplumun gereksinimlerine göre içerik yeniden yapılandırılmıĢtır (Sönmez, 1997:8). Ders içeriğinde insanlık, anglo-sakson ve Amerika tarihi, milli değerler, insan hakları, Amerika coğrafyası, gündelik ve sosyal hayatta karĢılaĢılacak sorunlar ve bunları çözme yolları, demokrasi, yönetime katılım, anayasaya bağlılık gibi konulara yer verilmiĢtir (Bilgili, 2008:20).

Sosyal bilgiler terimi Birinci Dünya SavaĢı‟na kadar hiçbir yerde, bir program alanının adı olarak kullanılmamıĢtır (Öztürk, 2007:44). Bu kavramın kabulü ilk kez yine ABD'de 1916 yılında Ulusal Eğitim Derneği'nin "Orta Dereceli Okulu TeĢkilatlandırma Komisyonu Sosyal Bilgiler Komitesi" tarafından ele alınmıĢtır. Komite bu kavramı; "konusu doğrudan insan toplumunun teĢkilatına ve geliĢmesine toplumsal birliklerin bir parçası olması dolayısıyla insana dair bilgiler, sosyal bilgilerdir" Ģeklinde tanımlamıĢtır (Dönmez, 2003:34).

ABD‟de 1930‟lu ve 1940‟lı yıllarda yeniden kurmacılık akımı ve çocuk merkezli eğitim yaklaĢımını benimseyen eğitimciler sosyal bilgilerin geliĢmesi için çaba harcamıĢlar; fakat yine de sosyal bilgiler dersi tarih ve coğrafya ağırlıklı olarak 1960‟lı yıllara dek devam etmiĢtir (Safran, 2008:12).

1970‟li yıllarda köklü bir değiĢiklik yapılmıĢtır. Yeni sosyal bilgiler programına sosyoloji, antropoloji, ekonomi, siyaset bilimi gibi diğer sosyal bilim disiplinleri de eklenerek, tarih ve coğrafya konularının ağırlığı azaltılmıĢtır. Tümdengelim yaklaĢımı yerine tümevarım, anlatım yöntemi yerine araĢtırma yöntemi konulmuĢtur. Aktif öğrenme, uygulamaya geçirilmiĢtir. Ancak bu yaklaĢımın öğrencinin baĢarısızlığına yol açtığı gerekçesiyle 1980‟li yıllarda terk edilerek geleneksel yaklaĢıma dönülmüĢtür (Bilgili, 2008:20).

Sosyal bilgiler dersi ABD, Türkiye, Japonya, Güney Kore, Kanada, Avustralya, Ġrlanda, Danimarka, Finlandiya (Safran, 2008; Bilgili, 2008; Öztürk 2007) gibi ülkelerde yer almıĢtır. Buna karĢılık Ġngiltere‟nin de içinde bulunduğu pek çok ülkede sosyal bilgiler programının kapsamına giren konular, tek disiplinli program anlayıĢına uygun olarak oluĢturulan tarih, coğrafya ve vatandaĢlık gibi derslerde iĢlenmektedir (Clemson, 1994; Welton ve Mallan, 1999; akt: Öztürk, 2007:46).

(40)

2.3.2 Sosyal Bilgiler Eğitiminin Türkiye’deki GeliĢimi

ABD'de baĢlatılan sosyal bilgiler alanındaki geliĢmeler diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de etkili olmuĢtur (Dönmez, 2003:39). Yeni Türk devletinin ideolojisini genç nesillere benimsetmek, milli, manevi ve ahlaki değerlerle donatılmıĢ, fikri, vicdanı, irfanı hür nesiller yetiĢtirmek gayesiyle 1926 yılından itibaren hazırlanan bütün programlarda tarih, coğrafya ve yurt bilgisi (1924 programında yer alan “Musâhabat-ı Ahlâkiye” ve “Malûmat-ı Vataniye” dersleri 1926‟da “Yurt Bilgisi” dersi haline çevrilmiĢtir) derslerine yer verilmiĢtir (Bilgili, 2008: 22).

1926 programında ilk mektebin baĢlıca maksadı genç nesli muhitine faal bir halde intibak ettirmek suretiyle iyi vatandaĢlar yetiĢtirmektir" ilkesi temel alınmıĢ; tarih, coğrafya ve yurt bilgisi derslerine her biri ikiĢer saatten haftada altı saat olmak üzere 4. ve 5. sınıflarda yer verilmiĢtir (Dönmez, 2003:39).

Tarih, coğrafya ve yurt bilgisi dersleri 1926, 1930, 1932, 1936 ve 1948 programlarında tek disiplinli öğretim anlayıĢına bağlı olarak ayrı ayrı okutulmuĢtur (Safran, 2008:13).

Bu dersler, ilk kez 1962 yılında Ġlkokul Program Taslağı‟nda, disiplinler arası bir yaklaĢımla “Toplum ve Ülke Ġncelemeleri” (Öztürk ve Otluoğlu, 2002a:16) Ģeklinde birleĢtirilmiĢtir. 1962 ilkokul programı taslağına paralel olarak bu dersle ilgili bir ders kitabı çıkartılamamıĢsa da öğretmenler ellerinde bulunan tarih, coğrafya ve yurttaĢlık bilgisi kitaplarından yararlanarak “Toplum ve Ülke Ġncelemeleri” dersini iĢlemiĢlerdir (Güngördü, 2001 :132) .

Ülkemizde sosyal bilgiler dersi, ilk kez 1968-1969 öğretim yılında bütün ilkokullara, 1970-1971 öğretim yılında da deneme niteliğinde ortaokullara resmen girmiĢtir. Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu BaĢkanlığı‟nın 9. Milli Eğitim ġurası kararları uyarınca, 15.11.1974 tarih ve 459 sayılı kurul kararı ile temel eğitim 4., 5., 6., 7. ve 8. sınıflarda “Sosyal Bilgiler” dersinin okutulmasına karar verilmiĢtir. Böylece sosyal bilgiler dersi ilköğretim okullarında 1968‟den itibaren, ortaokullarda ise 1975‟ten itibaren okutulmaya baĢlanmıĢtır. Bu uygulama 1985 yılına kadar devam etmiĢtir. Bu tarihten sonra sosyal bilgiler dersi ilköğretim II. kademede

Şekil

ġekil 1: Kültürel Miras‟ın Alanları
Tablo  18‟de  de  görüldüğü  gibi  öğrencilerin  301‟ini  (%50,2)  kız  öğrenciler,  299‟unu da (%49,8) erkek öğrenciler oluĢmaktadır
ġekil 2: Anketin GeliĢtirilme AĢamaları

Referanslar

Benzer Belgeler

kazanımında ise “Türk Cumhuriyetleri, komşu ve diğer ülkelerle olan kültürel, sosyal, siyasi ve ekonomik ilişkilerimizi Atatürk’ün milli dış politika

Bu araştırmanın amacı, alternatif turizm çeşidi olan rafting turizminin, doğrudan ve dolaylı olarak bölgesel ekonomik yapıya etkisini ve mevcut altyapı şartlarındaki

Genellikle Anadolu evlerinde, alt kat yığ­ ma taş veya moloz örgülü yığma duvar; üst katlar bağdadi denen ahşap karkas ve dolgu olup üstü

Amerikan halk sağlığı-diş hekimliği derneği hastalıkların bulaşmasını önlemek için bütün metal ve ısıya dayanıklı aletlerin basınçlı buhar, kuru ha- va yada

Bu çalışmanın temel amacı sosyal yaşam ve doğadaki biyolojik yaşam arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak, varoluştaki algı ile şekillenen ilk yönetim

Bu çalışmanın amacı sosyal medyanın bir iletişim aracı olarak kriz durumlarında kitleye ne denli etki ettiğini ve kriz sürecinde Fahrettin Koca’nın

önceki en önemli bölümünü oluşturur. Anadolu Selçuklu devletinin zayıflamasıyla Anadolu’da bir çok beylik devleti ortaya çıkmıştır. Anadolu Selçuklularıyla Osmanlılar

Veri toplama aracında en yüksek değere sahip madde M13- “Üniversiteler sürekli eğitim merkezlerinde örnek uygulamalar düzenlemeli ve yaygın eğitim