• Sonuç bulunamadı

Atatürk ve bugünkü dünya

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk ve bugünkü dünya"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

f ill;;:;:: fW M m p i l

1 İ İ İ İ İ İ

I1İI

:• .■ : ■ v. ; ■•:■•■ :::.X X s ? ? ^ p i s XÏ.-'-.-y I I «

1

Ä I

s / Xv . ;| İ İ İ :i;:vX:: KOÍW'ÍSS’W ifilp ll ■

Cumartesi

■I u iu u u i o m im s H

(2)

SAYFA; t M İ L L İ ! ’ E T 10 KASIM 1956

P

a z a

R

T

i

I

ib

Hadım:

KİM

NOVAK

Bilm ece - Bulm aca • E ğ len ce - dolu bir say

fa-7. SAYI YARIN ÇIKIYOR

.... mm a

S r ^ j c ı M

m

1

1 %

I f l i ^ L U M k î İ m

i .

j

İ

l

M

Çekmece'de iki işçi

tren altında kaldı

İKİ İŞÇİNİN

ÛLONONE SEBEP OLAN MAKİNİST

H A K K I N D A

T A K İ B A T A

G E Ç İ L D İ

Dün Küçükçekmece’de iki kişinin ölümü ile neti eelenen bir tren kazası olmuştur. Sirkeci’den Halkalı’- ya gitmekte olan makinist Haşan Selçuk’un idaresin deki marşandiz, Küçükçekmeee köyü civarmdan ge- ... ... ... ...

...—---H a liç te Ö ta b r ik a n ın

c e re y a n ı k e sile c e k

Fabrikaların faaliyetine ancak, filtreli fosseptik

tesisler tamamlandıktan sonra müsaade edilecek

'Haliç civarındaki fabrikalardan bir kısmına, artıklarım Halice dök­ memeleri ve filtreli fosseptik tesisleri kurmaları için verilen müddet dün sona ermiştir. Dün, Belediye sıhhî mürakabe ekiplerince yapılan kontrollarda, verilen müddet bittiği halde filtreli fosseptik tesislerini yaptırmayan 8 fabrika hakkında '•{

çerken, Mustafa ve Mehmet Pul- lukçu adındaki Devlet Demiryol­ ları işçilerine çarpmıştır. Lokomo­ tifin tekerlekleri altında kalan işçiler fecî şekilde ölmüşlerdir.

Hâdiseye Bakırköy Müddeiumu­ miliği tarafından elkonulmuş ve makinist hakkında takibata girişil­ miştir.

Brezilya’dan

175

ton

kahve geliyor

Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından Brezilya’dan ithal edilen 175 ton kahve, bugünlerde limanımıza gelecektir.

Ayrıca, Tahsis Dairesi de muhtelif vilâyetler emrine 5 ton kahve ver miştir.

Alaiiirk ve

bugünkü dünya

* N S A N yaşar ve «yaşanır» (bu ikinci keli-I meyi yazılarımda ilk defa kullanıyorum).

İıısaıı yaşarken yaşadığını bilir. Yaşanırken (başkaları tarafından hatırlanırken) bunu ken­ disi değil, hatırlayanlar bilir. «Atatürk kalbi­ mizde yaşıyor» diyenlerin pek • çoğu bunu «ya­ şanıyor» mânasında söylerler. Yaşanıyor, yâni hatırlanıyor, biz onu yaşıyoruz, onun bundan haberi yoktur, demek islerler

Bana sevdiğim ölülerin içimde yaşadıkların­ dan haberleri varmış gibi gelir. Sanki, onlara içimden ne sorarsam, cevabını alabilirim Evvelâ zihnimde hayâlleri teşekkül eder: Atatürk, hafif kır düştüğü için yaldızlanmış gibi parlayan, arkaya taranmış, sarı seyrek saelariyle, çatık kaşlarının altında, başka tarafa baktığı zaman meçhulü deliyormuş gibi keskin, size baktığı za­ man içinizi görüyormuş gibi sızıcı bakışlarının tesir kaynağını içinde saklayan geniş alhı, istih­ zayı ve enerjiyi birleştiren ince, batık dudakla« ıiylc Atatürk yaııımdadır.

Şimdi de öyle farzediyor ve ona dünyanın bugünkü hâli için ne düşündüğünü soruyorum. Dudakları dişlerine içeriden yapışıyor. çenesi büyük karar anlarında olduğu gibi geriye çeki­ liyor. boynu kısalıyor ve kalınlaşıyor Gözleri kırpılmıyor ve bakışları meçhulün üzerine yürü­ mektedir. Büyük dâvalar önündeki mırıltısı: Hımm... Ve cevabı:

— Bugünkü dünyanın yaşadığı huzursuzluk, büyük inkılâp asırlarına mahsus dört yol ağzı tereddüt ve münakaşa devri içinde bul unmasm- dandır. Kendine selâmet yolu arıyor. Onu Ame­ rika ve Batı Avrupa gibi kendi gelişme

istika-OBJEKTİF

metinde bulanların karşısında insan cemiyetleri- I ııin sosyal ve bilhassa ekonomik yapısını kökün- = den değiştirmek isteyen Sovyetler Birliği gibi i memleketler vardır. Bu ikinci yola tarihi yanlış e

ınânalaııdırıp geçmişi inkâra sapanlar girmişler- | dir. Bunun çıkmaz bir yol olduğunu anlamışa = benziyorlar. Hırçınlıkları, ümitsiz çırpınışları ve \ sözcülüğünü yaptıkları insaıı kitlelerine karşı zu- I lümleri, işkenceleri, hileleri hep bu ümitsizlik- =

ten doğmaktadır. i

Atatürk düşünmek için susuyor. Fakat ben = sabırsızlanıp bu yolsuzları yola getirmek için i insanlığa düşen vazifenin rıe olduğunu soruyo- =

rum. Cevap vermiyor, Ş

— Harb mi? Diye soruyorum.

— Harb niidafaadan başka hiç bir yerde | meşru değildir. Yahut müdafaanın emrettiği ta- = anuzlardan başka. Bııgiin Rusya’nın önünde. = onu durdurabilecek büyük bir engel varken, si- \ lâhlı bir müdahale lüzumsuzdur.

— Nedir o engel? i

— Kendi kendisi. =

— Lütfen biraz... jj

— Kendi içindeki ihtilâflar, kendi kendinden, E

halkından, ordusundan, peyklerinden korkusu. E

Yolun çıkmazlığmdan korkusu. E

— Sağ olaydınız... |

— Görüyorsunuz ki sağım. Daima hepinizin E yanınızdayım. Tavsiyelerimi biliyorsunuz: Uya- E

nıklık, sabır, dikkat. Boş bulunmağa gelmez. B il- i hassa ve bilhassa içimizdekilere dikkat!

‘V t l U M I I I II I II I II II l l l l l l l l l l l l İ l l i m |l HIM l l l l l II H I I I I M I I I I I I I I I I f II M i t i l i n t ı ı ı ı ı ı ı ı ı i H i ı t ı t ı ı < t ! i ı ı ı ı t n ı , , ı ı ı t ı ı ı I I I I MI I U I İ l i l 111,111 II l l l l l 1,1111 MİMİM M I H I 1 I HI III III I II »IH IHIMI H i l l İ l i l İl*

zabıt tutulmuştur.

Tutulan zabıtlar Belediye Reisi­ nin tasdikine arzedilecek ve evrak tekemmül ettirilir ettirilmez bu fabrikaların cereyanları kesilerek noksanlarım tamamlayıncaya ka­ dar faaliyetten men edileceklerdir.

Yeni

otobüs

seferleri

ihdas edildi

Î E.T.T. İdaresi şehirde bâzı hatlara yeni otobüs seferleri ihdasını kararlaş­ tırmıştır. Yeni seferlere, 12 kasım pa­ zartesi sabahından itibaren başlanacak­ tır.

Bu arada, Taksim ile Beyazıt arasın­ da yeniden bir ring otobüs servisi ih­ das edilmiştir. Bu hatta çalışacak oto­ büsler sabahın erken saatinden gece saat 24 e kadar iki kısım hâlinde ça­ lışacaklardır. 51, 52 numaralı Levent otobüslerinin de İç Levent'e kadar se­ ferlerine devam etmeleri kararlaştırıl­ mıştır.

Ayrıca, Kadıköy iskelesinden Gaz-hâne’ye gitmekte olan tramvayların ta­ belâları Kadıköy - Hasanpaşa olarak değiştirilmiştir.

T Ü R K İ Y E

A TATÜRK’ün aziz ruhunu anmak Kurtarıcının ilk eserlerinden biri olan

üzere.

“ ZÂBİT ve KUMANDAN İLE HASBIHAL”

isimli kitabı Mayınlanmıştır. Ruşen Eşref Üaaydın’m güzel bir giriş yazısını da ihtiva eden bu kitap, bu­ günden itibaren şubelerimizden ten n olunabilir.

$

B A N K A S I

((İLHAN DEMIREL)

Az

daha

kalıyordu

Diiıı Batı Akdeniz seferine çıkan Adana vapurunun geç kalan yolcu­ larının telâşlı hâli, rıhtımdaki uğur­ layıcıları bir hayli meşgul etmiştir. Bu arada bir kadın yolcu, kıyıdan 40-50 metre kadar ayrılmış olan va­ pura bir sandalla giderek binmeğe muvaffak olmuştur.

S a m a ty a ’ da

bir cami yandı

Hürriyet Tepesinde çıkan bir yangında da

Temizlik İşlerinin 4 vasıtası h a r a p oldu

Samatya’daki Küçük Efendi Camiinde, dün sabah çıkan yangın, camiin büyük kısmının yanmasına sebep olmuştur. Yakılan bir manga­ lın ahşap kaplamaları tutuşturma-" '

siyle başlayan yangın, kısa za­ manda genişleyerek bütün câmii sarmış ve bitişikteki kütüphaneyi tehdide başlamıştır, itfaiyenin mü­ dahalesine rağmen camiin çatı ve diğer kısımları yandıktan sonra ateş söndürülmüştür. Kütüphane kurtarılmıştır.

H ÜRRİYET TEPESİN D EKİ

Y A N G I N

Hürriyet Tepesinde bulunan İs­ tanbul Belediyesi Temizlik İşleri­ ne ait bir baraka, evvelki gece bir yangm sonunda tamamiyle yan­ mıştır.

Gece bekçisi Türkistanlı B ara- Jcay tarafından yakılan gazocağı- mn devrilmesiyle meydana gelen yangm sırasında iki buldozer ve iki temizleme makinesi de işe ya­ ramaz bir hâle gelmiştir.

Hâdisede dikkatsizliği görülen gece bekçisi hakkmda gereken kanunu! muamele yapılmıştır.

-MG. Vİ0 -MC

m

c/:r. -ys: <•0 ¿O; «r 3 * 2

" m//%

-h

1956

Birinci tertip

:.K/1 z :Ö:> oc *!•'•-O * :o:-> 5 y,:x i g :o?> &•<: I0 :J CMC .■.o.* ■ m

¡1

CMC G'-!-;-y:M< 0;M

DEVLET

İ

S

T

İ

K

R

A

Z

TAHVİLLERİ

# 1-MO

l |

OK? , ' A ' GM-M K-O

% 5 faiz getirir

Vergisi yoktur

Kolayca paraya çevrilir

Devletçe teminat olarak kabul edilir

M illi emlâk satışlarında para

yerine geçer

rO;'. '■C-Y-' «vu •rj-.y î:0 :.

g ü n ü n d e n i t i b a r e n T. C. M e r K e z

n a n

k

a s t ,

T C. Z i r a a t B a n k a s ı v e d i ğ e r

b a n k a l a r d a

2 0 ,

1 0 0 ,

2 0 0 , 5 0 0 , 1 0 0 0 , 5 . 0 0 0 ve

1 0 . 0 0 0

i i r a h k k u p ü r l e r h a l i n d e s a t ı ş a . ç ı k a r ı l m ı ş t ı r .

E M İ N

V E

K Ü L F E T S İ Z

İ R A T

l;İ7Î-*/V*

m

vnt» iv .;

I |

m

f t i

V . ’ »» :K 0

1

:M&

m

.-MS Cini

fM

©rl;

fv.-î: y.*;' •:.Oz ÎîLİJ;

L O N D R A A S F A L T I

EYÜP'E BAĞLANIYOR

Londra asfaltının Topkapı’dan Eyübe bağlanması için yapılan hazırlıklara hız verilmiştir. Topkapı - Eyüp devlet yo­ lu güzergâhında bulunan Belediyeyi ait Üyaszâde mezarlığının bir kısmı da yola ilâve edilecek ve bu kısımdaki kabirler başka bir yere nakledilecektir.

MÜNİR NURETTİN

S

E

L

Ç

U

K

İstanbul Radyosunda

Yarın gece 20.35 te

AMERİKAN KÜLTÜR ANLAŞM ASI

Mecmualara abone olmak, abonelerini yenileme ve Amerika’dan kitap getirtmek isteyenlere büyük ko­

laylık temin etmektedir. Derhal m üracaat ederek

mufassal katalog isteyiniz.

Amerikan Neşriyatı Bürosu P. K. 60 Vekâletler Dept. 5—B Ankara - Tel. 27318 » ,_ .* v t « U V . . I . t . — » « « v . . ı . \ . . . . . . ; 5 ı * \ • ı * z—, ' . • t * < » , v , ı . v . ı « . ı . \ - » . . i numarası

Liralık

Fara

ikram iyeleri

M

K

É

OĞLAK BURCU [22 Aralık - 20 Ocak] Muhayyileniz oyun ede­ cek. Hayâle değil, tec­ rübe ve akla uyunuz.

KOVA BURCU

(21 Ocak - 19 Şubat] Eşinizin veya yakınları­ nızın üzerindeki nüfu­ zunuzu baskı haline sok­ mayınız.

^A LIK BURCU

[20 Şubat - 20 Mart] Çok yorgunsunuz. Bu akşam mutlaka dinlen­ meye çalışınız.

4 2

¥ t

KOÇ BURCU [21 Mart - 20 Nisan] Bugün iş arkadaşlarınıza dert açmayınız. Anlayış gösterecek halde değil­ ler. Erken yatınız.

BOĞA BURCU

121 Nisan - 21 Mayıs] Evinizde ve işinizin ba­ şında soğukkanlı olma­ nızı gerektiren bir du­ rumla karşılaşacaksınız.

'K İZ L E R BURCU

[22 Mayıs - 21 Haziran] Bugün istikbalinizle ilgi­ leneceksiniz Hayâllere

kapılmayınız.

A

VENGEÇ BURCU

[22 Haziran - 23 Temmuz] Size bir teklif yapıla-> cak. Sağlam bir temele dayanmıyor Kabul et­ meyiniz.

vSLAN BURCU

[24 Temmuz - 23 Ağustos] İşleriniz istediğiniz gibi gitmeyecek. Sinirlenme­ yiniz. Dostlarınız yardım edecekler.

BAŞAK BURCU

(24 Ağustos - 23 F.yUilj Değersiz şeyler için ken­ di kendinizi yemeyiniz.

TERAZİ BURCU

[24 Eylül - 23 Ekim] Ay’la Venüs arasındaki ahenk sâyesinde hâdiseler hakkında iyi muhakeme­ ler yürüteceksiniz.

\K R FP BURCU

(24 Ekim - 23 Kasım] Geçici bir macera uğru­ na aile saadetinizi göl-j geleyebilecek kapristen kendinizi kurtarınız. VAY BURÇ! i [24 Kasım - 21 Aralık] t Vaktinizi ve enerjinizi ) boş yere harcamayınız.

B U L M A C A

K

I

S

A

HABERLER

• DAĞISTAN Karabiga adında biri. Çakmakçılarda Vedat Özgören adında birine ait mağazadan 12 adet kasket çalıp kaçarken suç üstü yakalanmış, hakkında gereken kanunî muamele yapılmıştır.

• GALATADA oturan Manaş Koçal adında biri, bu semtte gittiği bir kah­ vede fenalaşmış ve yere düşerek öl­ müştür. Kalp sektesinden öldüğü an­ laşılan Manaşm, Adalet doktoru tara­ fından defnine ruhsat verilmiştir.

• MERKEZ Bankası tarafından dün yayınlanan bültene göre tedavüldeki paramızın miktarı 2.425.840.766 lira­ dır.

• DÜN limanımızdan muhtelif mem­ leketlere 584.670 lira tutarında çeşitli mal ihraç edilmiştir. Bunlar arasında Fransaya gönderilen 822 lira değerin­ deki 2192- kilo salyangoz da vardır.

• ANTALYADA kurulan Akdeniz bölgesi köy öğretmenleri Derneği faa­ liyete geçmiştir.

• BALIKHANE, 1957 Martından iti­ baren Karaağaç Kuramlarına bağlana­ cak ve yeni binasına nakledilecektir.

M Ü N İ R

NURETTİN

S E LÇ U K

İ S T A N B U L

Radyosunda

Yarın gece

20.35 te

T E B E R R U

Ölen kardeşi Ohannes Na- caroğlumın ruhunu tâziz için Kevork Nacaroğlu İstanbul’­ da Şişlide bir cami yaptırma ve Yaşatma Demeğine 100.—, Kızılay’a 200.—, Sağırlar O- kulu ve Yetiştirme Yurduna 100.—, Darülâeezeye 200 lira teberruda bulunmuştur.

I 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

SOLDAN SAĞA: SOLDAN SAĞA: 1 — Bir zümrüdü Anka - Bir Mey­ ve. 2 — Operas­ yon - Bir ünleyiş. 3 — Çiftleştirince kundağa koymak gerekir - Bir pet­ rol memleketi -Hekim hülâsası, 4 — Lâhze _ Tak­ sitle barınan. 5 — Bir Türk kavmi -Bir ajans - Fran­ sız pedagojisinin örnek tiplerinden biri. 6 — Akıl al­ maz bir dil bilgini - Bir soru eki. 7 - 1- Müessif bir hâdisenin yarattı­

ğı şöhret - Âdi bir kumaş. 8 — Arabın veledi _ Kumanya - Bir harf. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 — Bir Trakya kasabası. 2 — îman duâsı. 3 — Bir nota Duyurma. 4 — Orta sıcak İlâve. 5 — Aslan (eski) -Kadınların âşıkı. 6 — Suda fosforlaşma. 7 — Toprak rengi - Bir diş. 8 — Mahcubiyet - Bir Avrupa nehri 9 — Binanın üstü. 10 — Minimini bir yemeklik. 11 — Arzın peyki - Gem dinlemeyen.

D Ü N K Ü B U L M A C A N I N H A L L İ :

SOLDAN SAĞA: 1 — Bakış . Halik. 2 — İlâhi Abalı. 3 — Berlin Alet. 4 — Etna İade. 5 — Amasra Çi. 6 — Avut İncir. 7 — Barem -El. 8 — Bal - Hükümet.

YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 — Biber. 2 — Alet - Aba. 3 — Karnaval. 4 — Ihlamur. 5 — Şiî - Ateh. 6 — Nis - Mü. 7 — Ha - Ari 8 — Abadan. 9 — Lale - Cem 10 — İle - Çile 11 — K ıtm ir..

1

2 1

3 '

i

m

ilj

4 p ı

5

s

6

7

m

m 8

_ V E F A T

Badische Anilin u. Soda Fabrik A. G. sabık Türkiye mümessili, eski mesai arkadaşımız

K i m y a g e r

Tevfık Hâlit ERMAN

nın uzun bir hastalığı müteakip Almanya’da vefat ettiğini derin teessürlerimizle bildiririz. Hâtıra­ sını kalbimizde sakladığımız merhuma. Allahtan rahmet, ke­ derli ailesi ve dostlarına başsağ­ lığı dileriz.

AT - ARSLAN Türk Boya ve Kimya Ltd. Şti,

R A D Y O

A N K A R A

(ATATÜRK’ÜN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ) 8,28 Açılış ve program — 8.30 Haberler — 8.45 Anıt - Kabir den naklen yayın — 9.10 Konuşma — 9.25 Şiirler — 9,30 Kapanış.

12.58 Açılış ve program — 13.00 Haberler — 13.15 Atatürk hakkın­ da söylenenler ve yazılanlar — 13.45 Şiirler — 13.50 Kapanış.

16.58 Açılış ve program — 17.00 Çocuk Saati — 18.00 Radyo Köy Postası — 18.10 Şiirler — 18.15 Ko­ nuşma — 19.00 Haberler — 19.15 Tarihten bir yaprak — 19.20 Şiirler — 19 25 Konuşma — 19.40 Şiirler — 19.45 Konuşma — 20.00 Şiirler ve nesirler — 2015 Radyo Gazetesi — 20.30 Okullarla röportaj — 21.30 Konuşma — 21.45 Şiirler — 21.50 Konuşma — 22.45 Haberler — 23.00 Kapanış.

(3)

Ata’yı anıyoruz

Bütün yurtta törenler yapılacak

B

ugün, büyük Atatürk’ün ebediyete intikalinin 18 inci yıldö­ nümüdür. Türk Milleti onun mânevi varlığı önünde htişû ile eğilecektir. Istanbulda altı yerde anma töreni tertib ediliyor. Bunlardan birincisi Vilâyet adına Üniversitede yapılacaktır. Bu töre­ ne büyük kurtarıcı Atatürkün fâni hayata gözlerini kapadığı saatte, dokuzu beş geçe başlanacaktır. Buradan topluca Saraybumuna gidi­ lerek Atatürk âbidesine çelenkler konulacaktır.

Ayrıca Teknik Üniversitede, Türkiye Millî Gençlik Teşkilâtı adı­ na saat 14.30 da Atlas sinemasında, Millî Türk Talebe Birliği adına aynı saatte Saray sinema; ında, Eminönü Öğrenci lokali ile Kadıköy Eğitim Demeğinde birer anma töreni tertib edilecektir. Eğlence yer­ leri kapalı tutulacak ve bayrağımız yarıya kadar mdirilecektir. İs­ tanbul ve Ankara Radyoları müşterek yayın yapacaklardır.

Aziz Ata’run ebediyete intikalinin yıldönümü münasebetiyle Tür­ kiye Millî Talebe Federasyonu da bir tebliğ yayınlamıştır. Tebliğde ezcümle şöyle denilmektedir:

«Türk Yüksek Tahsil Gençliği, azmi, inancı, şerefi, gururu, her şeyi olan Aziz Atasını bir d efa daha anıyor. Türk Milletinin şerefli tarihine şanlı destanlar yazarak Türkün gücünü bütün cihana hir def’a daha kabul ettiren Aziz Ata. Gençliğe emanet ettiğin mukaddes vazifeler nesilden nesile intikal edecek ve her gün biraz dalla kuv­ vetlenerek gençlik, vatan, insanlık ve hürriyt ideali uğruna icap eder­ se canını verecek ve Türkün sanlı tarihine yeni destanlar yazacaktır... Millî Türk Talebe Birliğinin dün yayınladığt beyannamede genç­ liğin Atatürk inkılâplarına sâdık kalacağı belirtildikten sonra şöyle denilmektedir:

«Milletimizin refah ve saadetini O’nun yolunda Onun inkılâp ve prensiplerinde görüyoruz. Atatürkiin yolunda ve İzinde yürüme inancımız O’nun ruhlarımızda yanan aşkı ile eleledir. Büyük inan­ cımızı bir kere daha tekrarlarız.»

AN KARA’DA Y A PILA C A K MERASİM

Aziz Atatürk’ü anmak üzere bugün Ankara'da da merasimler yapılacakta-. Sabah saat 9.05 de Reisicumhur, Meclis Başkam Vekil­ ler Heyeti ve protokola dahil zevat Anıt - Kabri ziyaretle saygı du­ ruşunda bulunacak ve kabre çelenk koyacaklardır.

Bundan başka üniversitede de anma töreni yapılacaktır. Millî Matem Günü münasebetiyle Anıt - Kabir bütün gün halkın ziyaretine açık bulundurulacaktır.

ADRES : Cağaloğlu, Moliafenari

sokak No. 1 - İSTANBUL

TELGRAF: MİLLİYET, İ s t a n b u l

POSTA KUTUSU -t 492, İstanbul

T E L E F O N : 2/4210 ( Santral )

YU»: 7 — SAYI: 2330

!l

K U R U C U S U '•'.'çSN.'.v' «r .O # w - ' 1 A L İ N A C İ K A R A Ç A M

MACARLARA

Y A R D IM

KAM PANYASI ACIYORUZ

Tafsilât Yarınki Nüshamızda

!******>ı,>************<>*^*<>lr>***RR|Rn *s>>*t*******1*r**R,,a><*R*r«ttfRV«intiRttM*ttttMft«tıııı>tc<f ısı ıt«cctıttf«tsıttııi(»ıti(«tt««(«ı«t»«ııııııiffit«>(ttaaıa«tı*<k<ıtaıı>ıı«ıııt*ı«ııııııııııı«ıaıı*tti(iıtıt!iaısaııt>M*t*t(«ııııııtıııiM«ıı*(MfittıtiMiı>ıtı*«t«tttıt(att«tMtt«iMi<fiııttiMt**>tttüiıt«ifir«tttıt*ııit«iııiMtıaiMiıtf>«atııttaıi(i((iııı**ııııi(f »ııııın»tu»ıııiHif*iHlııı»ııiHM tııiHHtHi»tıtıntııııiHiı»ılıtM iiM i»Hn»H»»ı*tııııırm»ı»m*ıı*i4»ıtM nm *nııınmı«»ıııu*»M i»»»ıınıııınıuM iıımııuı»»

Ruslar

affedeceklerini ilân

ettikleri

MİLLİYETÇİLERİ KURŞUNA DİZDİ

Dağlara çıkarak çete harbine haşlayan M illiyetçiler

,

S Rus trenini havaya uçurdular

.

3 ünü de yağma ettiler

Ruslar, Yugoslav hükümeti vasıtasıyla yapılacak yardıma müsaade

edileceğini bildirdiler. Sovyet askerleri sivil halka tecavüz ediyor

--- -pp---1— ı--- —ı---1--- ^ „ ı ı , ı(n, 1 , - [Milliyet Radyo Servisi - Ajanslar]

P i l i f l l l f l l LONDRA. 9 - Binlerce

JH# 8 B 8 | İ S A » j p B K R a j ı^nka ve a^ır ilâhlara rağmen

Lh» » V » Macar milliyetçilerinin muka­

vemete devam, etmeleri, Rus­ ları kudurtmakta ve katliâm­ larını arttırmaktadır.

Ruslar, bugün Budapeşte'de en kahpece hareketlerine gi işmişler ve Rus kumandanın imzasıyle ya­ yınlanan bir tebliğ üzerine teslim olan küçük bir milliyetçi grupunu silâhlarından tel'rid ettikten sonra Rakosi meydanına götürerek kur­ şuna dizmişlerdir.

Kukla Kadar .hükümetinin elin­ de bulunan Budapeşte Radyosu, bugün Sovyet kumandanmuı im­ zasını taşıyan şu mealde bir teb­ liği yaymlamıştır: „

«Mukavemetçilerin hepsi bugün saat 17 ye kadar silâhlarını teslim etmeye mecburdurlar. Silâhlarını teslün edenler affedilecek. aksi hareket edenler en şiddetli şekil­ de cezalandırılacaktır.

Halk saat 7 den 19 a kadar so­ kağa çıkmakta serbesttir. Dükkân­ lar bu saatler arasında açarak sa­ tış yapacaklardır. Bu saatlerin dı­ şında sokağa çıkmak yasaktır.

Dört kişiden fazla topluluk ya­ saktır. Aksi hareket edenlerin üze­ rine ateş edilecektir...

Bu tebliğ üzerine Ruslara kanan 20-30 arasında küçük bir grup teslim olmuştur. Sovyet askerleri bu milliyetçilerin silâhlarını elle­ rinden aldıktan sonra topluca Ra- , kosi meydanına götürmüş ve hal­

kın gözü önünde kurşuna dizmiş­ lerdir. Teslim teklifine rağmen, pek

az milliyetçinin silâhlarını bırakmış dibalarının Rusları son derece si­ nirlendirdiği anlaşılmaktadır. B u­ dapeşte civarında yayın yapan mil­ liyetçi radyoların bildirdiğine göre,

Ruslar vahşiyane hareketlerini büsbütün arttırmışlar­ dır. Kızıllar, Macaristan’ın her yerinde ele geçirdikleri milliyetçileri ağaçlara, direklere asmakta veya vahşiyane eziyetlerle katletmektedirler.

AÇ KALAN KIZILLARIN TECAVÜZLERİ

Bugün alınan son haberlere göre, Budapeşte’de milli­ yetçilerin bütün münakale merkezlerini kesmiş olmala­ rı dolayısiyle aç kalan kızıllar, dükkânlara hücum ede­ rek her şeyi tâlân etmekte ve bir parça ekmek, bir gi­ yecek parçası bulabilmek için önlerine çıkan kadın, ço­ cuk ve ihtiyarları katletmekten çekinmemektedirler Bu­ dapeşte dahilindeki halk, dehşet verici bir sefalet için­ de yüzmektedir. Bu sefalete ek olarak kızılların giriştik­ leri korkunç hareketler, durumu büsbütün ümitsiz bir hâ­ le sokmaktadır.

Macar milliyetçileri, şimdi daha ziyade dağlık bölge­ lere. ücra yerlere çekilmiş, Rus trenlerine ve ağır nakil vasıtalarına karsı şiddetli tedhiş ve sabotaj hareketle­ rine girişmişlerdir. Budapeşte’ye giden hemen bütün tren yolları, milliyetçiler tarafından tahrip edilmiş. 3 Rus yi­ yecek treni yağma olmuş ve yine 5 Rus malzeme treni de berhava edilmiştir.

BİR MÜLTECİNİN GÖRDÜKLERİ VE SÜRGÜNLER...

Çarşamba akşamı Macaristan’dan kaçıp Avusturya'­ ya gelen bir mülteci şunları anlatmıştır:

«Budapeşte içinde Ruslar, ayakta yürüyen her şeyi öldürmekte, ele geçenleri de, sorgusuz sualsiz idam et­ mektedirler. Faşistleri aramak bahanesiyle kızıllar, ev­ lere tecavüz etmekte ve içeri girince, derhal tâlâna baş­ lamaktadırlar. Son zamanlarda aç ve giyeccksiz kalan

t Devamı Sa. 7. S il î de

mesele yalnız

bizi alâkadar

eder diyor

[ANADOLU AJANSI]

PARİS, 9 — Sovyet Rusya Baş­

vekili Mareşal Bulganin, Eisenho- werTn Rus kuvvetlerinin derhal Macaristan’dan çekilmelerini iste­ yen mesajım cevaplandırarak bu isteği reddetmişür. Tass Ajansı ta- rafmdan Paris’te yayınlandığına göre, cevabi mesajm metni şudur:.

«Sayın Başkan,

7 kasım tarihli notanızda temas ettiğiniz Macaristan'daki Sovyet Birliklerinin geri çekilmesi mese­

lesinin, sâdece Macar ve Sovyet hükümetlerini alâkadar eder bir mahiyet taşıdığını belirtmeyi za­ ruri addetmekteyim.

Esasen Macar işçilerini ve köy­ lülerini temsil eden ihtilâl hükü­ metinin, Macar milletine hitabında açıkladığı programından, herhalde haberdar bulunmaktasınız. Bu programın sizi ilgilendiren mesele­ ye cevap teşkil edecek malûmat ihtiva ettiğini şüphesiz müşahede etmişsinizdir.

Mesajınızda zikrettiğiniz Sovyet- ler Birliği ile sosyalist memleket­ ler arasındaki dostluk ve işbirliği­ nin takviyesi mevzuu ile ilgili 30 ekim tarihli Sovyet tebliği hakkın­ da şu hususu açıklayabilirim: Sov- yetler Birliğinin siyasetinde, bu tebliğde belirtilen prensipleri reh­ ber ittihaz ettiğinden ve edece­ ğinden şüphelenmeğe sebep yok­ tur.»

EİSENHOTVER'İ TEBRİK

Bulganin, ayrıca Eisenhower’e tekrar seçilmesi dolayısiyle bir tebrik mesajı da göndermiştir. Bu mesajda Bulganin «Biz sizi devlet­ ler ve milletler arasında sulha da­ yanan semereli münasebetler kur­ mak için uğraşan hir devlet ada­ mı ve Birleşik Amerika'nın lideri olarak tanıyoruz. Size samimiyeti­ mizle faaliyetlerinizde büyük mu­ vaffakiyetler temenni ederiz.»

Sovyet Rusya Reisicumhuru Vo- roşilov da Eisenhower'e hir tebrik mesajı göndererek muvaffakiyet­ ler temennisinde bulunmuştur.

Avusturya’ya iltica eden bir milliyetçi silâhını

teslim ediyor

(Telefoto Milliyet - A. P.: - Viyana - İstanbul)

H U R İ J Ç İ L E R RUS

mallarını boykot etti

DÜNYANIN HER YERİNDE KOMÜNİST PARTİ­

LERİNDEN BİNLERCE KİŞİ İSTİFA EDİYOR

Polonya da topraklarını geri istiyor

[ASSOCIATED PRESS]

LONDRA, 9 — 6 milyon kayıtlı âzası bfilunan Nakliye İşçileri F e­ derasyonu, bugün, bütün hür dünyadaki sendika teşekküllerini, Rus­ ların Macaristan’da giriştikleri hunharca hareketleri protesto etmek maksadivle, Rus mallarım boykota ve nakliyat alanında Rusya'ya her­ hangi bir hizmette bulunmamağa dâvet ve teşvik etmiştir. Federasyo­ nun 9 Batı Avrupa memleketine mensup idarecileri arasmda yapılan toplantıda, bu hususta bir takrir kabul edilmiş ve keyfiyetten Milletler­ arası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonunu haberdar etmişlerdir. Böylelikle, hür dünya sendikaları boykot kararına uyarak, bu mem­

leketlerde bulunan Rus

gemileri-E D gemileri-E N

¡timad aldı

[As s o c ia t e d p r e s s] LONDRA, 9 — İngil­ tere Başvekili Aııthony Eden, 58 e karşı 63 oyla itimat almıştır.

Böylece Avam Kama­ rası, Başvekilin Ortadoğu hâdiselerini halletmek ü-zere asker gönderme ka­ rarını tasvip etmiştir.

Eden’in itimat alması­ na, Hariciye Vekilinilı gizli bir oturumda ver­ diği izahat sebep olmuş­ tur Selwyıı Lloyd’un bu izahatı sırasında, Sovyct-leriıı Ortadoğu’daki kış­ kırtmalarına dair vesi­ kalar açıkladığı sanıl­ maktadır.

Başvekilin, itimat al­ masına rağmen, siyase­ tinde esaslı değişiklikler yapacağı anlaşılmaktadır. İtimat oyunun verilişi, Eden taraftarlarının te­ zahüratına vesile teşkil etmiştir. İşçi Partisi üye­ leri, sessiz durmuşlardır.

Port - Sait’te İngiliz tankları devriye geziyor

(Telefoto Milliyet - A. P. Port - Sait - İstanbul)

P o l i s k u v v e t l e r i

T E Ş K İ L E D İ L D İ

Ingiliz, Fransız ve İsrail kuvvetleri 10 gün

içinde Mısır t o p r a k l a r ı n ı i e r k e d e c e k

nin hamulelerine el sürmeyeceklerdir. Amrika. Kanada, Güney Avrupa mem­ leketleri, Pakistan. Filipinler, Japonya. Avustralya. Yeni Zelanda işçileri de aynı karara uymağa dâvet etmişlerdir. Bu arada. İngiliz İşçi Partisi liderleri de. Macaristan hâdiselerini Rus Elçiliği nezdinde şiddetle protesto etmişlerdir. Oxford Üniversitesinde mevcut komü­ nist teşkilâtı da bugün. Macar hâdi­ seleri dolayısiyle «Komünist Partileri­ nin, Macaristan hâdiselerinden sonra bayattan çekilmeleri gerektiğini* kay­ detmiş ve derhal, kendi kendini feshet­ miştir

DAİLY W O R K E R ’ i n

D U R U M U

Londra'da çıkan, İngiliz komünist partisinin gazetesi «Daily Worker-, tam bir çöküntü içindedir. Gazete yazar­ ları, Rus tecâvüzünü şiddetle protes­ to etmişlerse de, protestoları da kâfi

t Devamı Sa f, Sü. S de

MACARİSTAN KAATÍLLEA!

IA.P.1 Macar milletini kahpece aldatarak arkadan vuraıı Rusya'nın kızıl liderleri, Sovyet ihtilâlinin 39 uncu yıldönümünde Moskova’da K m lordu’yu selâmlarken,

[Milliyet Radyo Servisi - Ajanslar]^

LONDRA, 9 — Bugün bildirildiğine göre. Bü-leşmiş Mil­ letler Genel Sekreteri Dag Hammarskjoeld, Mısır'a gönderi­ lecek Birleşmiş Milletler polis kuvvetlerinin teşkilini tamam­ lamıştır. Genel Sekreter, ilk Birleşmiş Milletler kuvvetleri­ nin 24 saat içinde İtalya’da bir kampa sevkedileceğini söyle­ miştir. Genel Sekreter, ilk öncü grupların, Danimarka kuv­ vetlerinden teşekkül edeceğini ve daha sonra Kanada, Kolom­ biya, Hindistan ve diğer memleketlerin de kuvvet temin ede­ ceklerini ifade etmiştir. • Roma’daki resmî makamlar da, ilk Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin yarın (bugün) öleden son­ ra Napoli yakınlarında Büyük Kapodiciııo hava alanına vâsıl olacaklarım teyid etmişlerdir.

EDEN’İN BEYAN ATI

Avam Kamarasında konuşan Başvekil Sir Aııthony Eden, Ingiltere'nin, bütün kuvvetlerini en kısa zamanda geri çeke­ ceğini açıklamıştır. Eden, Kraliyet hava kuvvetlerine mensup birliklerini Doğu Akdeniz bölgesinden Anavatana getirtece­ ğini ifade etmiş ve Süveyş’teki tahliyenin, Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin bu bölgeye varmasiyle tamamlanacağını kay­ detmiştir. Salahiyetli çevrelere göre, İngiliz, Fransız ve İsrail kuvvetleri 10 gün içinde Süveyş’i tamamiyle tahliye etmiş ve yerlerini Birleşmiş Milletler kuvvetlerine teı-ketmiş olacak­ larda-. Aynı çevreler, hâlen Birleşmiş Milletler Başkumanda­ nı General Bum s’ün Birleşmiş Milletler kuvvetleri için plân­ larını hazırladığı ve şimdiden Ingiliz - Fransız kuvvetlerinin tahliyeye başladıklarmı ifade etmişlerdir. Fransa hükûmeti-... nin de Eden’in verdiği beyanata benzer bir tebliğ yayınlaması ve Fransız kuvvetlerinin çekildiğini resmen ifade etmesi beklenmekte­ dir.

N Â S I R ’ I N DURUMU S A R S I L D I

[MİLLİYET RADYO SERVİSİ]

KAHİRE, 9 — Mısır Cumhurreisi Cemal Abdünnâsu-, İngiliz - Fran­ sız kuvvetlerinin Süveyş’e karşı harekete geçmelerindenberi ilk defa olarak bugün yaptığı konuş­ mada, İsrail’in Mısır’a tecavüz et­ tiği anda, Suriye, Ürdün ve Suudî Arabistan'ın da derhal harbe gi­ rişmek istediklerini, fakat kendi­ sinin buna mâni olduğunu ifade etmiştir. Port - Sait müdafaasının

I Devam Sa. 7, Sû. 4 de

BAŞVEKİL YEŞİLKÖY'Ü«.

B A Ş V E K İ L

DÜN DÖNDÜ

Başvekil Adnan Menderes dün Irak Havayollarına ait hususî bir uçakla şehrimize gelmiştir. Tah- j-an’daki Bağdat Paktı Başvekilleri toplantısından sonra evvelki ak­ şam Irak’a geçen Menderes’in mi­ safir kaldığı sarayda Irak veliah­ dının iştirakiyle ve heyetimiz üye­ lerinin de katıldıkları bir toplan­ tı yapılmıştır. Geç vakitlere kadar devam eden_ bu içtimaa, sırasiyle Bağdat’taki İngiliz ve Amerikan Elçileri kabul olunmuştur.

Başvekil dün sabah İstanbul’a hareketinden evvel Irak Kralı ma­

(4)

S A Y F A : i

• M İ L L İ Y E T *

C İ C İ C A N

( ÖLMENİZİ İSTEMİYORUM.. ISIZ İYİ İNSANLARSINIZ...BEL­

Kİ ÖTEKİLER OE Ki İN­ SANLARDI... SEN KİM-. SENİN Ö L M E S İN İ İSTEMİYORUM! Si* " .DİN gURA“ •10 KASIM 10M

BEDRİ

KORKUSUZ DAVUT

I Ü I İ İ İ İ İ İ 1 ! I İ

Oto m o bil sat/o s in i n ' P O L İS E T E LE F O N ETM ESİ Ü ZE R İN E DAVUT V E B m l fZ/M DERM AL Y ET İŞİY O R ...

MARUF BEY

DEMİR YUMRUK

BONCUK

WALT DISNEY

j

JOHNNY HAZARD

F R A N K R O B B IN S

-... K e s iy o r ... şİN \pi t e h l ik e s t e f a n'.

in UÇAĞINDA : ÜÇ ... İ K İ ... B İR ...

A L L A H L I K A L I B E Y

S W A N

ilk Kadın Tayyarecimiz

m

SABİHA GOK

Röportaj; «AUT KIVANÇ

ATATÜRK TABANCASINI

UZATTI

«Ata benimle beraber kahvaltı et­ ti, kendi arabasıyla meydana götür­ dü. Biraz sonra da bölüğüm Eskişe­ hir’den geldi. Atatürk bütün arka­ daşlarla meşgul oldu, hepimize iyi yolculuk ve başarılı muharebe te­ mennisinde bulundu. Ve böylece Dersim’e doğru uçmaya başladık... Sabiha Gökçen bir an durdu, ge­ niş nefes aldı. Hayâlinde o günü ya­ şattığı, yüzünden belli oluyordu. B ir­ den yerinden kalktı ve salondan çıktı. Az sonra elinde bir tabanca ile geri dönüyordu:

«— İğle o tabanca!..»

•t. >;•: S)i

O’ııun, hâtıralarını nakletmeye, be­ nim de kaydetmeye başladığımın 'iör-düncü günü idi.

Ankara'da Kızılay'da Ziya Gökalp caddesindeki 9 numaralı apartmanın ,tist katının zilini ilk çaldığını gün ne kadar heyecanlıydım. Bu, merakla karışık bir heyecandı... Elim zilde, gözüm de zilin yanındaki kartvizitte idi «Tayyareci Sa biha Gökçen» yazıyordu ’fart* ı ‘tiiude

«... Eskişehir’de, tayyare alayın­ da staj görüyordum. B ir gün uçuş­ tan indiğim sırada bölükteki fevka­ lâdelik dikkatimi çekti. Sordum, bö­ lüğümüz Dersim harekâtına katıl­ mak için emir almıştı. Hemen bölük kumandanına koştum, bölüğümle be­ raber gitmek istediğimi söyledim. Alay Kumandanına başvurmamı bil­ dirdi. Bu defa Alay Kumandanının yanındaydım. O da muharebeye gi­ recek bir bölüğe kadın pilot olarak iştirâkim için hususî müsaade lâzım geldiği kanaatindeydi. Bölük ertesi günü hareket edecekti ama, o zama­ nın tayyareleri bir uçuşta uzun me­ safe katedemediklerinden Ankara’ya inmek zorundaydılar. Bu, benim için bir fırsattı. Derhal tayyaremle An­ kara’ya kadar gidip gelme izni İste­ dim.

«Ankara’ya vardığım zaman hava kararıyordu. Hemen Çankaya’ya koştum. Atatürk beni karşısında gö­ rünce, önce hayret etti, fakat kısa zaman sonra daha ben bir şey söy­ lemeden:

— Arzunu yerine getirmek iste­ rim kızım, dedi, seni çok takdir ede­ rim. Fakat sana bir şey söyleyeyim ki, çarpışacağın insanların eline esir düşersen sana çok fena muamele ederler. Buna üzülürüm.

— Emin olunuz, cevabını verdim, kendimi onlara diri diri teslim et­

mem. „

Atatürk’ün bakışı değişti ve hiç bir şey söylemeden bana hayatımın en kıymetli hediyesini verdi: Taban­ casını uzara. .

«O akşam köşkte alâkalılara, sa­ bah erken uyandırmalarını tembih edip yatmaya çıktım. Sabah beş bu­ çukta beni uyandıran, bizzat Ata­

türk’tü. Akşamki elbisesini değiş- DERSİM’E HAREKET

tirmemişti. O gece hiç uyumamış ol- Atatürk, yamnda hemsiresi Makbule

duğunu sonradan öğrendim. Ve arkadaşı

lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll

Tayyareci bir kadın... Hem de askeri pilotluk etmiş bir kadın... Yıllarca uç­ muş, muharebeye girmiş, bomba atmış, öğretmenlik yapmış, hâsılı havacılığın her cephesinde erkeğin yanında, onun safında yer almış bir kadın... Dünya­ nın iik kadın askerî tayyarecisi... Bütün bunların dışında Atatürk’ün kızı...

Şimdi kaç yaşındaydı acaba? Ne ya­ pıyordu?

Karşımda «erkek gibi bir kadın» ö* receğimi sanıyordum. Havacılığın, çelik irâdeye ihtiyaç gösteren bıı mesleğin bir elemanı olacak kadının, erkek kudretin­ de, erkek yaradılışında bulunması lâ­ zımmış gibi düşünüyordum. Hem kadın hassasiyet ve rikkatinden uzak olmasını tabiî karşılamaya da hazırlanmalıydım. Fakat az sonra... Evet, az sonra Sa-bilıa Gökçen karşımda oturuyordu. O’na bir kadın asker, bir askeri tayyareci, âsîye, düşmana bomba atmış, tabanca­ sını ustaca kullanmış bir savaşçı demek çok zordu. Sabilıa Gökçen kelimenin tam mânâsiyle bir «hanımefendi» idi. Bir ka­ rıncaya bile basmaktan Urkecek kadar müşfik, evinin her yanım çiçeklerle dol­ duracak, tabiat aşkım her şeyden üstün tutacak kadar hassas tayyare uğultu­ su. bomba gürültüsü ile beraber hatır­

lanmayacak kadar nâzik bir insandı.

• * *

Hâtıralarım «MİLLİYET» e sat­ masını rica ettiğimiz zaman, önce boynunu bükmüş:

«Y azılı hatıratım m evcut değil,

demişti, A tatürk, havacı olduktan sonra hâtıralarım ı yazmamı istem iş­ ti. Amma O’nun yanında insan, O’n -

daıı sonraya kalacağını düşünem ez­ di ki...»

Sabiha Gökçen birden ayağa kalk­ mıştı:

<— Hem satm ak mı dediniz? Hâ­

tıralarım ın neşri, benim için bir va­ zifedir. Ata onu yazmamı söylem iş, ben bu arzuyu yerine getirem em iş­ tim. Şim di eğer hâtıralarım toplana­ cak olursa, büyük adam ın bir iste­ ğin i yapm ış olm aktan doğan vicdan huzurunu hissedeceğim . Bu da b e­ nim için her m addî düşünceden d e ­ ğerlidir.»

«MİLLİYET». Sabiha Gökçen gibi bir şahsiyetin hâtıralarını yayınla­ makla, aynı zamanda Atatürk’ün bir sözünün, bir arzusunun yerine geti­ rilmesine de vâsıta olacaktı. Gök- çen’e vicdan huzuru verecek bu va­ zife, «M İLLİYET» için de sonsuz bir şeref kaynağı kıymetindeydi.

# * *

Toplu olarak yazılı hâtırat yoktu Fakat kısım kısım hâtıralar vardı Bir kısmı not hâlindeydi. Bir kısmı mektup­ lar veya diğer vesikalarla tcsbit olun­ muştu Sabiha Gökçen’in bir müze gibi her köşesi ayrı bir tarih yasatan evinde nice canlı hâtıraya rastlamak mümkün­ dü Nihayet büyük kadının hafızası bun­ ları tamamlayacak, ortaya tam bir hâ­ tıralar zinciri çıkacaktı.

Asla sadakat için gayet titizlik gös­ termemiz lâzımdı. Bu sebeple hâtırala­ rın büyük kısmını ses makinesiyle zap­ tetmek yolunu tercih ettik. Sabiha Gök­ çenin günlerce büyük »ir sabır ve ne­ zaketle naklettiği hâtıralar, iste Anka­ ra’da mütevazı bir apartman dâiresinde uzun gayretlerle böyle hazırlandı.

Sabiha Gökçen hâtıralarına, çocuklu­ ğunu anlatarak başlamıştı.

| D evam t var

Atadan olduğu halde, Sabiha Gökçen arını uğurluyor.

Illllllllllllllllllilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll f-WVWWVWWWWWWWWAWWWWWWWâWW-,

Y A Z A N i R E F İ ’ C E V A D U L U N A Ï

— 49 —

Ali, kumandan bayrağını aldı, huzurdan Ç ı­ karken Resûlallah:

— Yâ Ali! dedi, sen askerin başına geç ve yürü, ben de size yetişirim.

— Emredersiniz.

Hazret-i-Peygamber yine Üm-mü-Mektum’u Medine’de kaymakam bıraktı, zırhını giydij, ba­ şına tulga vurundu. Zırhm üstüne kılıcım takın­ dı, siperini arkasına sallandırdı, eline mızrağını aldı.

— Luhayfi getiriniz!

Dedi. Bu onun çok sevdiği atı idi. Bindi, ya­ nında da iki yedek at bulundurarak yola çıktı.

Ali, Medine haricinde adetleri üç bine varan Ashab ile Resûlallahı bekliyordu.

Yürüyüş emri verildi, yolda Beni Neccar ka­ bilesine uğradılar. Kabilenin eli silâh tutanları saf çekmiş bekliyorlardı. Resûlallah sordu:

— Size hazır olmanızı kim söyledi? — Biraz evvel Dahye bir deveye binmiş ol­ duğu halde geldi, Benî Kurayza üzerine gidilece­ ğini ve silâhlanmamızı söyledi.

İslâm ordusu Beni Kurayza nâhiyesine akşam namazı ile yatsı namazı arasında vardı.

Ali, hisarlarm yanma kumanda bayrağmı dikti. Benî Kurayza, hisarlarına kapanmışlar, mu­ kabele için kale gediklerinde bekliyorlardı.

Ali, hisar burçlarının yanma kadar sokuldu, oradan yüksek sesle hitâb etti:

— Ey Benî Kurayza! Beni işitiyor musunuz? Kaleden bir gürültü yükseldi.

— Ben Ali bin Ebû Tâlibim...

Kaleden gelen gürültü kesildi. B ir ses sordu: — Ne istiyorsun?

— Hepinizin kaleden çıkıp teslim olmanızı istiyorum.

Küstah bir ses cevap verdi: — Sizi esir etmek için mi?

Ali, bu tâ’rîze kızmadı, sâkin bir edâ ile:

— Hayır, dedi, bize esir olmanız için... Ka’b'm olduğu zannedilen bir ses:

— Yâ Ali! dedi, siz Benî Kurayza’yı, Beni Kuynaka’, yâhut Benî Nudayr mı sandınız?

Ali:

— Size teslim olmanızı söylemekle bu fayda­ sız gururdan vazgeçmenizi hatırlatıyorum. Bâtıl hakka galebe çalamaz.

Hisarların üstünden ağır sözler yağmaya baş­ ladı. Ali:

— Hak ile bâtıl arasındaki farkı görüyor mu­ sunuz? Sarfettiğiniz ağır sözlere mukabele etmi­ yoruz.

Küfürler daha şiddetlendi. Ali:

— Bu küfürlerin de sizden hesabmı soracağız. Dedi. Benî Kurayza, en ağır, en galiz kelime­ lerle küfrediyorlardı. Bütün hedefleri Resûlallah idi. O kadar hezeyan ettiler ki, Hazret-i-Peygam- berin zevcelerine bile dil uzattılar. AID

— Sizinle hesap günü yakındır!

Demekle iktifa etti ve çekildi. Karargâha döndüğü zaman Ebû Kıtâde’ye:

— Sen burada bulun, dedi, ben Resûlallahı karşılayayım, hisarın yanma gitmesine mâni ol­ malıyım.

Ebû Kıtâde sordu:

— Resûlallahın hisara gitmesine neden mâni oluyorsun?

— İşitmedin mi? Pek ağır küfürler ettiler. AJi, atını sürdü, Resûlallahı yolda bekledi. Kısa bir müddet sonra Hazret-i-Peygamber As­ habı ile göründü, Ali’yi görünce:

— Ne var yâ Ali? Dedi. Ali:

— Hiç bir şey yok, yâ Resûlallah. Muharebe ve muhasara tertibatı alınmıştır. Sizin bizzat B e­ nî Kurayza hisarlarına kadar gitmenize lüzum olmadığım arzetmek için sizi bekledim.

t D evam ı var

Atatürk’ü anarken

Y

İNE «On seki/, yıl önce bugün...» diye başla­ yacağız. Sayıp dökeceğiz. On sekiz yıldır no şâirce sözler etmedik ki.

Oysa ki, Atatürk’ün, bütün şiir sınırlarını aşan bir realitesi var; Çarşaf, kafes esiri bir kadınlığa bir dünya getirdi. En ileri memleket kadınları böyle bir dünyaya erişmek içlıı hâlâ mücadelede.

Bir gerçek daha var; Bize bağışlanan bıı dünyada ne yaptık biz? Kolayca, bir çırpıda, el kol sallamadan eriştiğimiz, böyle eriştiğimiz için değerinin pek de far­ kına varamadığımız haklardan, ileri bir kadınlık yarattık mı?

Utançla başımı eğiyorum. Gözümün önüne, hâlâ tavukları kadar dünyadan habersiz, köy kadını ge­ liyor.

Biz, en ileri hakların sâhibi Türk kadını, bizden olan bu kadına bunca yıldır hiç mi ışık olamazdık?

^ h h h h h w h h h h v w h h h w h h h h v HUIflilllÍillll||||i|||||||i|||tt||||i||||i||||||||i||i||||||||||||i||||||t|i|i||||i||||||||||||||||||||J¿

A Ş K H İ K Â Y E S İ

NEREDESİN?

TEFRİKA No. 8

BIRAKMA BENİ

bir kız bindi otobüse. Olivier’nin sekreteri Michelle idi.Şehre dönerken dokuma fabrikasının önünde tatlı Hatırladı. Yârenliğe başladılar. Kıza bir sigara ikram etti. «T şekWür ederim, içmem.» dedi. Kendi bir tane yakarken gülümsedi: «Ben de bu sigarayı sevmem ; ama nasıl olmuş da almışım hayret.» Sonra hatırladı: ; «Zavallı Catherine’in odasında bulmuştum, şimdi ak- i lıma geldi.»

Yazan: HAROLD ROBBİNS — 49 —

Gece gözüme uyku girmedi. Pencereden dı­ şarının seslerini duyuyordum. Hiç biri beni avut­ muyordu. Nihayet ortalık ağarmaya başladı. Gece derdime şifâ olmamıştı. Belki doğan güneş bir şifa getirirdi. Gözlerimi yumdum ve daldım.

Büroya giderken Paul’ü hava alanma bırak­ tım. Uçağa binmeden:

— Bırak da hiç olmazsa onunla bir konuşa­ yım, dedi.

— Olmaz. Yüzüme baktı:

— Şu senin aptalca gururun yok mu? diye elini uzattı.

Elini tuttum. Dost ve sıcaktı. Gözgöze geldik: Canü yürekten:

— İyi olur inşallah.

Duyduğumdan çok daha büyük bir güvenle: — Olacak, dedim. Mutlaka olacak.

Uçağa yürüdü: — Şansın açık olsun.

— Teşekkürler, dedim. Yürüyüşünde bir is­ teksizlik vardı.

— Paul! diye seslendim. Durdu, dönüp baktıs

— Bu daha ilk raund, dedim. Dur bakalım. Dişini sık.

B ir an bomboş baktı. Sonra gülümsedi: — Yaman adamsm, Brad.

Çeviren: N E Y Y İR E i

Mickey masasında oturmuş son hızla makine­ de yazı yazıyordu.

— Chris’i bul, dedim. Benim odayı gösterdi: — Orada, sizi bekliyor.

İşi çakmıştım. Vakit kaybetmiyordu maşallah. Odama girdim. Yerime oturmuş bir şeyler yazı­ yordu, Beni görünce kalktı. Masadan uzaklaşmak istedi.

Gittim. Elimle oturmasmı işaret ettim. Merak­

la bana bakıyordu. Hiç bir şey söylemedim. Dur­ dum, sâdece süzüyordum.

B ir kaç dakika böyle sessizce geçince sinirlen­ di. Yüzünün kızardığını gördüm. Yine sustum.

Öksürdü, boğazmı temizledi: — Brad...

Güldüm:

— Çok rahat sandalye, değil mi Chris? Kızgın bir şiş saplanmış gibi yerinden fır­ ladı. Ben de fırladım. Hâlâ gülüyordum Nâzikçe sordum:

— Gözün vardı da meden daha evvel söyle­ medin, Chris?

Istakoz gibi kızardı. Konuşmasına meydan vermedim. Yerime geçerken tatlı bir sesle:

— Söyleseydin sana da bir eşini bulurduk. Cevap vermedi. Rengi düzeliyordu. Sinirleri­ ne hâkim olmaya başlamıştı.

— Anlamıyorsun, Brad, dedi. Sana yardım etmek istiyorum.

— Kim? diye bağırdım. Kim, sen mi? ilk defa çileden çıktığını gördüm.

— Buraya aklı başında bir insan lâzım. Sen kendinle beraber işi de yıkıyorsun. Çünkü gözün kimseyi görmüyor.

Ferahlar gibi olmuştum. Hah... şimdi anlaşa­ bilirdik işte. Ben öyle iş başında mızmızlıktan, çıtkırıldımlıktan anlamam. İş dedin mi dobra dobra konuşmalı, çataçat kavga etmeli.

— Ne cehennemde idin dün?

— Matt Brady’nin bizi arkadan vurmasma mâni olmaya çalışıyordum Onun yanındaydım. Uğraştım durdum.

— Uğraştın da ne oldu? Müşterilerimizin ço­ ğu gitti. Kalanlar da bugün gidiyor.

Soğuk soğuk baş salladı.

— Biliyorum, bana, daha onu görmekten kaç­ tı 5ın zaman sövledi. Bizi vıkmak istiyor.

§ Devamı vaı

Michclle birden kireç gibi bembeyaz oldu «İçme­ yiniz, onu içmeyiniz, zehirli o.» diye elini tuttu. Me­ raklı bakışlar arasında indikleri yerde her şeyi İtiraf etti: «Ben Kurare koydum o sigaralara Bir dostum getirmişti.» «Ne istiyordunuz Calhcrinc’den?» «Cathc-rine’i değil Olivler’yi öldürmek istiyordum. İki sene sevişmiştik. Beııi bıraktı. Catheriııc’le nişanlandı. O gün Catherinc’e mahsus, Olivier’nin akşama bir adamı İle randevusu olduğunu söylemiştim Benimle buluşacaktı.

Buluştuk ama, benden alâkasını kesmeye gelmişti. ~ jş B" sigaraları hazırlamıştım. Son hediye dîye verdim. = ^ D da Catherine’e bırakmış olacak.» Muammanın çö» ğ i ziilmedik bir noktası kalıyordu. Catherine ipnotizmada S = bu Lucres adını anmıştı? Onu da anneciği hatırladı. 3 §} Çocukluğunda Lucres’in yaşadığı yere misafir gitmiş- 5 S ,erdl- K«C«k Catherine bu hazin aşk hikâyesini din- =

= lemişti. =

— S O N —

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmanın konusu Türkiye’yi yakından ilgilendiren 1918-1922 yılları arasında Avam Kamarası’ndaki görüşmelerde, Türk Kurtuluş Savaşı ve Mustafa Kemal Paşa

Taberi‟nin tarihinde yazdığına göre Âdem (as), Mekke‟de bir mabed inşa etmekle görevlendirildi. Bu sebeple yeryüzünde ilk inşa edilen mabed olan

Avrupa için uluslararası göç konusu, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde yoğunluk kazanmaya başlamış, bu durum bir taraftan Avrupa ülkeleri arasında

13 Levent Kalyon, Cumhuriyet Dönemi Savunma Politikaları, (Yayımlanmış Doktora Tezi) Ankara Üniversitesi SBE Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi ABD, Ankara, 2008, s.107.. Bu siyaset,

Endüstriyel tesislerde sıvılardan ısı transfer etmek amacıyla en yaygın kullanılan ekipmanlar ısı değiştirgeçleridir Farklı sıcaklıklardaki iki akışkan

Halkın Su Forumu'nda konuşan Barlow &#34;Dünya Su Forumu iflas etti&#34;; DTP'li Tuncel &#34;Barajlar güvenlik politikaları için kullan ılıyor&#34;; Manahan &#34;Suya erişim

5 Kasım 1999 tarihinde, 43 yaşında Koreli bir köylü ülkesinden kalktı, İsviçre'ye GATT'ın merkezinin bulundu ğu Cenevre'ye kadar gitti; GATT'ın genel merkez binasının

O halde soralım: 12 Eylül rejimini birçok açıdan tahkim eden bu restorasyon paketi, yürütmenin gücünü pekiştiriyor ve yürütme içinde de egemen s ınıfların ayrıcalıklı