f ill;;:;:: fW M m p i l
mà
1 İ İ İ İ İ İI1İI
■ :• .■ : ■ v. ; ■•:■•■ :::.X X s ? ? ^ p i s XÏ.-'-.-y I I «1
Ä I
s / Xv . ;| İ İ İ :i;:vX:: KOÍW'ÍSS’W ifilp ll ■Cumartesi
■I u iu u u i o m im s HSAYFA; t M İ L L İ ! ’ E T 10 KASIM 1956
P
a z a
R
T
iI
ibHadım:
KİM
NOVAK
Bilm ece - Bulm aca • E ğ len ce - dolu bir say
fa-7. SAYI YARIN ÇIKIYOR
.... mm a
S r ^ j c ı M
m
1
1 %
I f l i ^ L U M k î İ m
i .
j
İ
l
M
Çekmece'de iki işçi
tren altında kaldı
İKİ İŞÇİNİN
ÛLONONE SEBEP OLAN MAKİNİST
H A K K I N D A
T A K İ B A T A
G E Ç İ L D İ
Dün Küçükçekmece’de iki kişinin ölümü ile neti eelenen bir tren kazası olmuştur. Sirkeci’den Halkalı’- ya gitmekte olan makinist Haşan Selçuk’un idaresin deki marşandiz, Küçükçekmeee köyü civarmdan ge- ... ... ... ...
...—---H a liç te Ö ta b r ik a n ın
c e re y a n ı k e sile c e k
Fabrikaların faaliyetine ancak, filtreli fosseptik
tesisler tamamlandıktan sonra müsaade edilecek
'Haliç civarındaki fabrikalardan bir kısmına, artıklarım Halice dök memeleri ve filtreli fosseptik tesisleri kurmaları için verilen müddet dün sona ermiştir. Dün, Belediye sıhhî mürakabe ekiplerince yapılan kontrollarda, verilen müddet bittiği halde filtreli fosseptik tesislerini yaptırmayan 8 fabrika hakkında '•{
çerken, Mustafa ve Mehmet Pul- lukçu adındaki Devlet Demiryol ları işçilerine çarpmıştır. Lokomo tifin tekerlekleri altında kalan işçiler fecî şekilde ölmüşlerdir.
Hâdiseye Bakırköy Müddeiumu miliği tarafından elkonulmuş ve makinist hakkında takibata girişil miştir.
Brezilya’dan
175
ton
kahve geliyor
Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından Brezilya’dan ithal edilen 175 ton kahve, bugünlerde limanımıza gelecektir.
Ayrıca, Tahsis Dairesi de muhtelif vilâyetler emrine 5 ton kahve ver miştir.
Alaiiirk ve
bugünkü dünya
* N S A N yaşar ve «yaşanır» (bu ikinci keli-I meyi yazılarımda ilk defa kullanıyorum).İıısaıı yaşarken yaşadığını bilir. Yaşanırken (başkaları tarafından hatırlanırken) bunu ken disi değil, hatırlayanlar bilir. «Atatürk kalbi mizde yaşıyor» diyenlerin pek • çoğu bunu «ya şanıyor» mânasında söylerler. Yaşanıyor, yâni hatırlanıyor, biz onu yaşıyoruz, onun bundan haberi yoktur, demek islerler
Bana sevdiğim ölülerin içimde yaşadıkların dan haberleri varmış gibi gelir. Sanki, onlara içimden ne sorarsam, cevabını alabilirim Evvelâ zihnimde hayâlleri teşekkül eder: Atatürk, hafif kır düştüğü için yaldızlanmış gibi parlayan, arkaya taranmış, sarı seyrek saelariyle, çatık kaşlarının altında, başka tarafa baktığı zaman meçhulü deliyormuş gibi keskin, size baktığı za man içinizi görüyormuş gibi sızıcı bakışlarının tesir kaynağını içinde saklayan geniş alhı, istih zayı ve enerjiyi birleştiren ince, batık dudakla« ıiylc Atatürk yaııımdadır.
Şimdi de öyle farzediyor ve ona dünyanın bugünkü hâli için ne düşündüğünü soruyorum. Dudakları dişlerine içeriden yapışıyor. çenesi büyük karar anlarında olduğu gibi geriye çeki liyor. boynu kısalıyor ve kalınlaşıyor Gözleri kırpılmıyor ve bakışları meçhulün üzerine yürü mektedir. Büyük dâvalar önündeki mırıltısı: Hımm... Ve cevabı:
— Bugünkü dünyanın yaşadığı huzursuzluk, büyük inkılâp asırlarına mahsus dört yol ağzı tereddüt ve münakaşa devri içinde bul unmasm- dandır. Kendine selâmet yolu arıyor. Onu Ame rika ve Batı Avrupa gibi kendi gelişme
istika-OBJEKTİF
metinde bulanların karşısında insan cemiyetleri- I ııin sosyal ve bilhassa ekonomik yapısını kökün- = den değiştirmek isteyen Sovyetler Birliği gibi i memleketler vardır. Bu ikinci yola tarihi yanlış e
ınânalaııdırıp geçmişi inkâra sapanlar girmişler- | dir. Bunun çıkmaz bir yol olduğunu anlamışa = benziyorlar. Hırçınlıkları, ümitsiz çırpınışları ve \ sözcülüğünü yaptıkları insaıı kitlelerine karşı zu- I lümleri, işkenceleri, hileleri hep bu ümitsizlik- =
ten doğmaktadır. i
Atatürk düşünmek için susuyor. Fakat ben = sabırsızlanıp bu yolsuzları yola getirmek için i insanlığa düşen vazifenin rıe olduğunu soruyo- =
rum. Cevap vermiyor, Ş
— Harb mi? Diye soruyorum.
— Harb niidafaadan başka hiç bir yerde | meşru değildir. Yahut müdafaanın emrettiği ta- = anuzlardan başka. Bııgiin Rusya’nın önünde. = onu durdurabilecek büyük bir engel varken, si- \ lâhlı bir müdahale lüzumsuzdur.
— Nedir o engel? i
— Kendi kendisi. =
— Lütfen biraz... jj
— Kendi içindeki ihtilâflar, kendi kendinden, E
halkından, ordusundan, peyklerinden korkusu. E
Yolun çıkmazlığmdan korkusu. E
— Sağ olaydınız... |
— Görüyorsunuz ki sağım. Daima hepinizin E yanınızdayım. Tavsiyelerimi biliyorsunuz: Uya- E
nıklık, sabır, dikkat. Boş bulunmağa gelmez. B il- i hassa ve bilhassa içimizdekilere dikkat!
‘V t l U M I I I II I II I II II l l l l l l l l l l l l İ l l i m |l HIM l l l l l II H I I I I M I I I I I I I I I I f II M i t i l i n t ı ı ı ı ı ı ı ı ı i H i ı t ı t ı ı < t ! i ı ı ı ı t n ı , , ı ı ı t ı ı ı I I I I MI I U I İ l i l 111,111 II l l l l l 1,1111 MİMİM M I H I 1 I HI III III I II »IH IHIMI H i l l İ l i l İl*
zabıt tutulmuştur.
Tutulan zabıtlar Belediye Reisi nin tasdikine arzedilecek ve evrak tekemmül ettirilir ettirilmez bu fabrikaların cereyanları kesilerek noksanlarım tamamlayıncaya ka dar faaliyetten men edileceklerdir.
Yeni
otobüs
seferleri
ihdas edildi
Î E.T.T. İdaresi şehirde bâzı hatlara yeni otobüs seferleri ihdasını kararlaş tırmıştır. Yeni seferlere, 12 kasım pa zartesi sabahından itibaren başlanacak tır.
Bu arada, Taksim ile Beyazıt arasın da yeniden bir ring otobüs servisi ih das edilmiştir. Bu hatta çalışacak oto büsler sabahın erken saatinden gece saat 24 e kadar iki kısım hâlinde ça lışacaklardır. 51, 52 numaralı Levent otobüslerinin de İç Levent'e kadar se ferlerine devam etmeleri kararlaştırıl mıştır.
Ayrıca, Kadıköy iskelesinden Gaz-hâne’ye gitmekte olan tramvayların ta belâları Kadıköy - Hasanpaşa olarak değiştirilmiştir.
T Ü R K İ Y E
A TATÜRK’ün aziz ruhunu anmak Kurtarıcının ilk eserlerinden biri olan
üzere.
“ ZÂBİT ve KUMANDAN İLE HASBIHAL”
isimli kitabı Mayınlanmıştır. Ruşen Eşref Üaaydın’m güzel bir giriş yazısını da ihtiva eden bu kitap, bu günden itibaren şubelerimizden ten n olunabilir.
$
B A N K A S I
((İLHAN DEMIREL)
Az
daha
kalıyordu
Diiıı Batı Akdeniz seferine çıkan Adana vapurunun geç kalan yolcu larının telâşlı hâli, rıhtımdaki uğur layıcıları bir hayli meşgul etmiştir. Bu arada bir kadın yolcu, kıyıdan 40-50 metre kadar ayrılmış olan va pura bir sandalla giderek binmeğe muvaffak olmuştur.
S a m a ty a ’ da
bir cami yandı
Hürriyet Tepesinde çıkan bir yangında da
Temizlik İşlerinin 4 vasıtası h a r a p oldu
Samatya’daki Küçük Efendi Camiinde, dün sabah çıkan yangın, camiin büyük kısmının yanmasına sebep olmuştur. Yakılan bir manga lın ahşap kaplamaları tutuşturma-" '
siyle başlayan yangın, kısa za manda genişleyerek bütün câmii sarmış ve bitişikteki kütüphaneyi tehdide başlamıştır, itfaiyenin mü dahalesine rağmen camiin çatı ve diğer kısımları yandıktan sonra ateş söndürülmüştür. Kütüphane kurtarılmıştır.
H ÜRRİYET TEPESİN D EKİ
Y A N G I N
Hürriyet Tepesinde bulunan İs tanbul Belediyesi Temizlik İşleri ne ait bir baraka, evvelki gece bir yangm sonunda tamamiyle yan mıştır.
Gece bekçisi Türkistanlı B ara- Jcay tarafından yakılan gazocağı- mn devrilmesiyle meydana gelen yangm sırasında iki buldozer ve iki temizleme makinesi de işe ya ramaz bir hâle gelmiştir.
Hâdisede dikkatsizliği görülen gece bekçisi hakkmda gereken kanunu! muamele yapılmıştır.
-MG. Vİ0 -MC
m
c/:r. -ys: <•0 ¿O; «r 3 * 2" m//%
-h1956
Birinci tertip
:.K/1 z :Ö:> oc *!•'•-O * :o:-> 5 y,:x i g :o?> &•<: I0 :J CMC .■.o.* ■ m¡1
CMC G'-!-;-y:M< 0;MDEVLET
İ
S
T
İ
K
R
A
Z
TAHVİLLERİ
# 1-MOl |
OK? , ' A ' GM-M K-O% 5 faiz getirir
Vergisi yoktur
Kolayca paraya çevrilir
Devletçe teminat olarak kabul edilir
M illi emlâk satışlarında para
yerine geçer
rO;'. '■C-Y-' «vu •rj-.y î:0 :.g ü n ü n d e n i t i b a r e n T. C. M e r K e z
n a n
ka s t ,
T C. Z i r a a t B a n k a s ı v e d i ğ e r
b a n k a l a r d a
2 0 ,
1 0 0 ,
2 0 0 , 5 0 0 , 1 0 0 0 , 5 . 0 0 0 ve
1 0 . 0 0 0
i i r a h k k u p ü r l e r h a l i n d e s a t ı ş a . ç ı k a r ı l m ı ş t ı r .
E M İ N
V E
K Ü L F E T S İ Z
İ R A T
l;İ7Î-*/V*m
vnt» iv .;I |
m
f t i
V . ’ »» :K 01
:M&m
.-MS CinifM
©rl;■
fv.-î: y.*;' •:.Oz ÎîLİJ;L O N D R A A S F A L T I
EYÜP'E BAĞLANIYOR
Londra asfaltının Topkapı’dan Eyübe bağlanması için yapılan hazırlıklara hız verilmiştir. Topkapı - Eyüp devlet yo lu güzergâhında bulunan Belediyeyi ait Üyaszâde mezarlığının bir kısmı da yola ilâve edilecek ve bu kısımdaki kabirler başka bir yere nakledilecektir.
MÜNİR NURETTİN
S
E
L
Ç
U
K
İstanbul Radyosunda
Yarın gece 20.35 te
AMERİKAN KÜLTÜR ANLAŞM ASI
Mecmualara abone olmak, abonelerini yenileme ve Amerika’dan kitap getirtmek isteyenlere büyük ko
laylık temin etmektedir. Derhal m üracaat ederek
mufassal katalog isteyiniz.
Amerikan Neşriyatı Bürosu P. K. 60 Vekâletler Dept. 5—B Ankara - Tel. 27318 » ,_ .* v t « U V . . I . t . — » « « v . . ı . \ . . . . . . ; 5 ı * \ • ı * z—, ' . • t * < » , v , ı . v . ı « . ı . \ - » . . i numarası
Liralık
Fara
ikram iyeleri
M
KÉ
OĞLAK BURCU [22 Aralık - 20 Ocak] Muhayyileniz oyun ede cek. Hayâle değil, tec rübe ve akla uyunuz.KOVA BURCU
(21 Ocak - 19 Şubat] Eşinizin veya yakınları nızın üzerindeki nüfu zunuzu baskı haline sok mayınız.
^A LIK BURCU
[20 Şubat - 20 Mart] Çok yorgunsunuz. Bu akşam mutlaka dinlen meye çalışınız.
4 2
S»
¥ t
KOÇ BURCU [21 Mart - 20 Nisan] Bugün iş arkadaşlarınıza dert açmayınız. Anlayış gösterecek halde değil ler. Erken yatınız.BOĞA BURCU
121 Nisan - 21 Mayıs] Evinizde ve işinizin ba şında soğukkanlı olma nızı gerektiren bir du rumla karşılaşacaksınız.
'K İZ L E R BURCU
[22 Mayıs - 21 Haziran] Bugün istikbalinizle ilgi leneceksiniz Hayâllere
kapılmayınız.
A
VENGEÇ BURCU
[22 Haziran - 23 Temmuz] Size bir teklif yapıla-> cak. Sağlam bir temele dayanmıyor Kabul et meyiniz.
vSLAN BURCU
[24 Temmuz - 23 Ağustos] İşleriniz istediğiniz gibi gitmeyecek. Sinirlenme yiniz. Dostlarınız yardım edecekler.
BAŞAK BURCU
(24 Ağustos - 23 F.yUilj Değersiz şeyler için ken di kendinizi yemeyiniz.
TERAZİ BURCU
[24 Eylül - 23 Ekim] Ay’la Venüs arasındaki ahenk sâyesinde hâdiseler hakkında iyi muhakeme ler yürüteceksiniz.
\K R FP BURCU
(24 Ekim - 23 Kasım] Geçici bir macera uğru na aile saadetinizi göl-j geleyebilecek kapristen kendinizi kurtarınız. VAY BURÇ! i [24 Kasım - 21 Aralık] t Vaktinizi ve enerjinizi ) boş yere harcamayınız.
B U L M A C A
K
I
S
A
HABERLER
• DAĞISTAN Karabiga adında biri. Çakmakçılarda Vedat Özgören adında birine ait mağazadan 12 adet kasket çalıp kaçarken suç üstü yakalanmış, hakkında gereken kanunî muamele yapılmıştır.
• GALATADA oturan Manaş Koçal adında biri, bu semtte gittiği bir kah vede fenalaşmış ve yere düşerek öl müştür. Kalp sektesinden öldüğü an laşılan Manaşm, Adalet doktoru tara fından defnine ruhsat verilmiştir.
• MERKEZ Bankası tarafından dün yayınlanan bültene göre tedavüldeki paramızın miktarı 2.425.840.766 lira dır.
• DÜN limanımızdan muhtelif mem leketlere 584.670 lira tutarında çeşitli mal ihraç edilmiştir. Bunlar arasında Fransaya gönderilen 822 lira değerin deki 2192- kilo salyangoz da vardır.
• ANTALYADA kurulan Akdeniz bölgesi köy öğretmenleri Derneği faa liyete geçmiştir.
• BALIKHANE, 1957 Martından iti baren Karaağaç Kuramlarına bağlana cak ve yeni binasına nakledilecektir.
M Ü N İ R
NURETTİN
S E LÇ U K
İ S T A N B U L
Radyosunda
Yarın gece
20.35 te
T E B E R R U
Ölen kardeşi Ohannes Na- caroğlumın ruhunu tâziz için Kevork Nacaroğlu İstanbul’ da Şişlide bir cami yaptırma ve Yaşatma Demeğine 100.—, Kızılay’a 200.—, Sağırlar O- kulu ve Yetiştirme Yurduna 100.—, Darülâeezeye 200 lira teberruda bulunmuştur.
I 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
SOLDAN SAĞA: SOLDAN SAĞA: 1 — Bir zümrüdü Anka - Bir Mey ve. 2 — Operas yon - Bir ünleyiş. 3 — Çiftleştirince kundağa koymak gerekir - Bir pet rol memleketi -Hekim hülâsası, 4 — Lâhze _ Tak sitle barınan. 5 — Bir Türk kavmi -Bir ajans - Fran sız pedagojisinin örnek tiplerinden biri. 6 — Akıl al maz bir dil bilgini - Bir soru eki. 7 - 1- Müessif bir hâdisenin yarattığı şöhret - Âdi bir kumaş. 8 — Arabın veledi _ Kumanya - Bir harf. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 — Bir Trakya kasabası. 2 — îman duâsı. 3 — Bir nota Duyurma. 4 — Orta sıcak İlâve. 5 — Aslan (eski) -Kadınların âşıkı. 6 — Suda fosforlaşma. 7 — Toprak rengi - Bir diş. 8 — Mahcubiyet - Bir Avrupa nehri 9 — Binanın üstü. 10 — Minimini bir yemeklik. 11 — Arzın peyki - Gem dinlemeyen.
D Ü N K Ü B U L M A C A N I N H A L L İ :
SOLDAN SAĞA: 1 — Bakış . Halik. 2 — İlâhi Abalı. 3 — Berlin Alet. 4 — Etna İade. 5 — Amasra Çi. 6 — Avut İncir. 7 — Barem -El. 8 — Bal - Hükümet.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 — Biber. 2 — Alet - Aba. 3 — Karnaval. 4 — Ihlamur. 5 — Şiî - Ateh. 6 — Nis - Mü. 7 — Ha - Ari 8 — Abadan. 9 — Lale - Cem 10 — İle - Çile 11 — K ıtm ir..
1
■
2 1■
3 'i
milj
4 p ı■
5■
s
6■
7m
m 8■
■ _ V E F A TBadische Anilin u. Soda Fabrik A. G. sabık Türkiye mümessili, eski mesai arkadaşımız
K i m y a g e r
Tevfık Hâlit ERMAN
nın uzun bir hastalığı müteakip Almanya’da vefat ettiğini derin teessürlerimizle bildiririz. Hâtıra sını kalbimizde sakladığımız merhuma. Allahtan rahmet, ke derli ailesi ve dostlarına başsağ lığı dileriz.
AT - ARSLAN Türk Boya ve Kimya Ltd. Şti,
R A D Y O
A N K A R A
(ATATÜRK’ÜN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ) 8,28 Açılış ve program — 8.30 Haberler — 8.45 Anıt - Kabir den naklen yayın — 9.10 Konuşma — 9.25 Şiirler — 9,30 Kapanış.
12.58 Açılış ve program — 13.00 Haberler — 13.15 Atatürk hakkın da söylenenler ve yazılanlar — 13.45 Şiirler — 13.50 Kapanış.
16.58 Açılış ve program — 17.00 Çocuk Saati — 18.00 Radyo Köy Postası — 18.10 Şiirler — 18.15 Ko nuşma — 19.00 Haberler — 19.15 Tarihten bir yaprak — 19.20 Şiirler — 19 25 Konuşma — 19.40 Şiirler — 19.45 Konuşma — 20.00 Şiirler ve nesirler — 2015 Radyo Gazetesi — 20.30 Okullarla röportaj — 21.30 Konuşma — 21.45 Şiirler — 21.50 Konuşma — 22.45 Haberler — 23.00 Kapanış.
Ata’yı anıyoruz
Bütün yurtta törenler yapılacak
B
ugün, büyük Atatürk’ün ebediyete intikalinin 18 inci yıldö nümüdür. Türk Milleti onun mânevi varlığı önünde htişû ile eğilecektir. Istanbulda altı yerde anma töreni tertib ediliyor. Bunlardan birincisi Vilâyet adına Üniversitede yapılacaktır. Bu töre ne büyük kurtarıcı Atatürkün fâni hayata gözlerini kapadığı saatte, dokuzu beş geçe başlanacaktır. Buradan topluca Saraybumuna gidi lerek Atatürk âbidesine çelenkler konulacaktır.Ayrıca Teknik Üniversitede, Türkiye Millî Gençlik Teşkilâtı adı na saat 14.30 da Atlas sinemasında, Millî Türk Talebe Birliği adına aynı saatte Saray sinema; ında, Eminönü Öğrenci lokali ile Kadıköy Eğitim Demeğinde birer anma töreni tertib edilecektir. Eğlence yer leri kapalı tutulacak ve bayrağımız yarıya kadar mdirilecektir. İs tanbul ve Ankara Radyoları müşterek yayın yapacaklardır.
Aziz Ata’run ebediyete intikalinin yıldönümü münasebetiyle Tür kiye Millî Talebe Federasyonu da bir tebliğ yayınlamıştır. Tebliğde ezcümle şöyle denilmektedir:
«Türk Yüksek Tahsil Gençliği, azmi, inancı, şerefi, gururu, her şeyi olan Aziz Atasını bir d efa daha anıyor. Türk Milletinin şerefli tarihine şanlı destanlar yazarak Türkün gücünü bütün cihana hir def’a daha kabul ettiren Aziz Ata. Gençliğe emanet ettiğin mukaddes vazifeler nesilden nesile intikal edecek ve her gün biraz dalla kuv vetlenerek gençlik, vatan, insanlık ve hürriyt ideali uğruna icap eder se canını verecek ve Türkün sanlı tarihine yeni destanlar yazacaktır... Millî Türk Talebe Birliğinin dün yayınladığt beyannamede genç liğin Atatürk inkılâplarına sâdık kalacağı belirtildikten sonra şöyle denilmektedir:
«Milletimizin refah ve saadetini O’nun yolunda Onun inkılâp ve prensiplerinde görüyoruz. Atatürkiin yolunda ve İzinde yürüme inancımız O’nun ruhlarımızda yanan aşkı ile eleledir. Büyük inan cımızı bir kere daha tekrarlarız.»
AN KARA’DA Y A PILA C A K MERASİM
Aziz Atatürk’ü anmak üzere bugün Ankara'da da merasimler yapılacakta-. Sabah saat 9.05 de Reisicumhur, Meclis Başkam Vekil ler Heyeti ve protokola dahil zevat Anıt - Kabri ziyaretle saygı du ruşunda bulunacak ve kabre çelenk koyacaklardır.
Bundan başka üniversitede de anma töreni yapılacaktır. Millî Matem Günü münasebetiyle Anıt - Kabir bütün gün halkın ziyaretine açık bulundurulacaktır.
ADRES : Cağaloğlu, Moliafenari
sokak No. 1 - İSTANBUL
TELGRAF: MİLLİYET, İ s t a n b u l
POSTA KUTUSU -t 492, İstanbul
T E L E F O N : 2/4210 ( Santral )
YU»: 7 — SAYI: 2330!l
K U R U C U S U '•'.'çSN.'.v' «r .O # w - ' 1 A L İ N A C İ K A R A Ç A MMACARLARA
Y A R D IM
KAM PANYASI ACIYORUZ
Tafsilât Yarınki Nüshamızda
!******>ı,>************<>*^*<>lr>***RR|Rn *s>>*t*******1*r**R,,a><*R*r«ttfRV«intiRttM*ttttMft«tıııı>tc<f ısı ıt«cctıttf«tsıttııi(»ıti(«tt««(«ı«t»«ııııııiffit«>(ttaaıa«tı*<k<ıtaıı>ıı«ıııt*ı«ııııııııııı«ıaıı*tti(iıtıt!iaısaııt>M*t*t(«ııııııtıııiM«ıı*(MfittıtiMiı>ıtı*«t«tttıt(att«tMtt«iMi<fiııttiMt**>tttüiıt«ifir«tttıt*ııit«iııiMtıaiMiıtf>«atııttaıi(i((iııı**ııııi(f »ııııın»tu»ıııiHif*iHlııı»ııiHM tııiHHtHi»tıtıntııııiHiı»ılıtM iiM i»Hn»H»»ı*tııııırm»ı»m*ıı*i4»ıtM nm *nııınmı«»ıııu*»M i»»»ıınıııınıuM iıımııuı»»
Ruslar
affedeceklerini ilân
ettikleri
MİLLİYETÇİLERİ KURŞUNA DİZDİ
Dağlara çıkarak çete harbine haşlayan M illiyetçiler
,
S Rus trenini havaya uçurdular
.
3 ünü de yağma ettiler
Ruslar, Yugoslav hükümeti vasıtasıyla yapılacak yardıma müsaade
edileceğini bildirdiler. Sovyet askerleri sivil halka tecavüz ediyor
--- -pp---1— ı--- —ı---1--- ^ „ ı ı , ı(n, 1 , - [Milliyet Radyo Servisi - Ajanslar]
P i l i f l l l f l l LONDRA. 9 - Binlerce
JH# 8 B 8 | İ S A » j p B K R a j ı^nka ve a^ır ilâhlara rağmen
Lh» » V » Macar milliyetçilerinin muka
vemete devam, etmeleri, Rus ları kudurtmakta ve katliâm larını arttırmaktadır.
Ruslar, bugün Budapeşte'de en kahpece hareketlerine gi işmişler ve Rus kumandanın imzasıyle ya yınlanan bir tebliğ üzerine teslim olan küçük bir milliyetçi grupunu silâhlarından tel'rid ettikten sonra Rakosi meydanına götürerek kur şuna dizmişlerdir.
Kukla Kadar .hükümetinin elin de bulunan Budapeşte Radyosu, bugün Sovyet kumandanmuı im zasını taşıyan şu mealde bir teb liği yaymlamıştır: „
«Mukavemetçilerin hepsi bugün saat 17 ye kadar silâhlarını teslim etmeye mecburdurlar. Silâhlarını teslün edenler affedilecek. aksi hareket edenler en şiddetli şekil de cezalandırılacaktır.
Halk saat 7 den 19 a kadar so kağa çıkmakta serbesttir. Dükkân lar bu saatler arasında açarak sa tış yapacaklardır. Bu saatlerin dı şında sokağa çıkmak yasaktır.
Dört kişiden fazla topluluk ya saktır. Aksi hareket edenlerin üze rine ateş edilecektir...
Bu tebliğ üzerine Ruslara kanan 20-30 arasında küçük bir grup teslim olmuştur. Sovyet askerleri bu milliyetçilerin silâhlarını elle rinden aldıktan sonra topluca Ra- , kosi meydanına götürmüş ve hal
kın gözü önünde kurşuna dizmiş lerdir. Teslim teklifine rağmen, pek
az milliyetçinin silâhlarını bırakmış dibalarının Rusları son derece si nirlendirdiği anlaşılmaktadır. B u dapeşte civarında yayın yapan mil liyetçi radyoların bildirdiğine göre,
Ruslar vahşiyane hareketlerini büsbütün arttırmışlar dır. Kızıllar, Macaristan’ın her yerinde ele geçirdikleri milliyetçileri ağaçlara, direklere asmakta veya vahşiyane eziyetlerle katletmektedirler.
AÇ KALAN KIZILLARIN TECAVÜZLERİ
Bugün alınan son haberlere göre, Budapeşte’de milli yetçilerin bütün münakale merkezlerini kesmiş olmala rı dolayısiyle aç kalan kızıllar, dükkânlara hücum ede rek her şeyi tâlân etmekte ve bir parça ekmek, bir gi yecek parçası bulabilmek için önlerine çıkan kadın, ço cuk ve ihtiyarları katletmekten çekinmemektedirler Bu dapeşte dahilindeki halk, dehşet verici bir sefalet için de yüzmektedir. Bu sefalete ek olarak kızılların giriştik leri korkunç hareketler, durumu büsbütün ümitsiz bir hâ le sokmaktadır.
Macar milliyetçileri, şimdi daha ziyade dağlık bölge lere. ücra yerlere çekilmiş, Rus trenlerine ve ağır nakil vasıtalarına karsı şiddetli tedhiş ve sabotaj hareketle rine girişmişlerdir. Budapeşte’ye giden hemen bütün tren yolları, milliyetçiler tarafından tahrip edilmiş. 3 Rus yi yecek treni yağma olmuş ve yine 5 Rus malzeme treni de berhava edilmiştir.
BİR MÜLTECİNİN GÖRDÜKLERİ VE SÜRGÜNLER...
Çarşamba akşamı Macaristan’dan kaçıp Avusturya' ya gelen bir mülteci şunları anlatmıştır:
«Budapeşte içinde Ruslar, ayakta yürüyen her şeyi öldürmekte, ele geçenleri de, sorgusuz sualsiz idam et mektedirler. Faşistleri aramak bahanesiyle kızıllar, ev lere tecavüz etmekte ve içeri girince, derhal tâlâna baş lamaktadırlar. Son zamanlarda aç ve giyeccksiz kalan
t Devamı Sa. 7. S il î de
mesele yalnız
bizi alâkadar
eder diyor
[ANADOLU AJANSI]
PARİS, 9 — Sovyet Rusya Baş
vekili Mareşal Bulganin, Eisenho- werTn Rus kuvvetlerinin derhal Macaristan’dan çekilmelerini iste yen mesajım cevaplandırarak bu isteği reddetmişür. Tass Ajansı ta- rafmdan Paris’te yayınlandığına göre, cevabi mesajm metni şudur:.
«Sayın Başkan,
7 kasım tarihli notanızda temas ettiğiniz Macaristan'daki Sovyet Birliklerinin geri çekilmesi mese
lesinin, sâdece Macar ve Sovyet hükümetlerini alâkadar eder bir mahiyet taşıdığını belirtmeyi za ruri addetmekteyim.
Esasen Macar işçilerini ve köy lülerini temsil eden ihtilâl hükü metinin, Macar milletine hitabında açıkladığı programından, herhalde haberdar bulunmaktasınız. Bu programın sizi ilgilendiren mesele ye cevap teşkil edecek malûmat ihtiva ettiğini şüphesiz müşahede etmişsinizdir.
Mesajınızda zikrettiğiniz Sovyet- ler Birliği ile sosyalist memleket ler arasındaki dostluk ve işbirliği nin takviyesi mevzuu ile ilgili 30 ekim tarihli Sovyet tebliği hakkın da şu hususu açıklayabilirim: Sov- yetler Birliğinin siyasetinde, bu tebliğde belirtilen prensipleri reh ber ittihaz ettiğinden ve edece ğinden şüphelenmeğe sebep yok tur.»
EİSENHOTVER'İ TEBRİK
Bulganin, ayrıca Eisenhower’e tekrar seçilmesi dolayısiyle bir tebrik mesajı da göndermiştir. Bu mesajda Bulganin «Biz sizi devlet ler ve milletler arasında sulha da yanan semereli münasebetler kur mak için uğraşan hir devlet ada mı ve Birleşik Amerika'nın lideri olarak tanıyoruz. Size samimiyeti mizle faaliyetlerinizde büyük mu vaffakiyetler temenni ederiz.»
Sovyet Rusya Reisicumhuru Vo- roşilov da Eisenhower'e hir tebrik mesajı göndererek muvaffakiyet ler temennisinde bulunmuştur.
Avusturya’ya iltica eden bir milliyetçi silâhını
teslim ediyor
(Telefoto Milliyet - A. P.: - Viyana - İstanbul)
H U R İ J Ç İ L E R RUS
mallarını boykot etti
DÜNYANIN HER YERİNDE KOMÜNİST PARTİ
LERİNDEN BİNLERCE KİŞİ İSTİFA EDİYOR
Polonya da topraklarını geri istiyor
[ASSOCIATED PRESS]
LONDRA, 9 — 6 milyon kayıtlı âzası bfilunan Nakliye İşçileri F e derasyonu, bugün, bütün hür dünyadaki sendika teşekküllerini, Rus ların Macaristan’da giriştikleri hunharca hareketleri protesto etmek maksadivle, Rus mallarım boykota ve nakliyat alanında Rusya'ya her hangi bir hizmette bulunmamağa dâvet ve teşvik etmiştir. Federasyo nun 9 Batı Avrupa memleketine mensup idarecileri arasmda yapılan toplantıda, bu hususta bir takrir kabul edilmiş ve keyfiyetten Milletler arası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonunu haberdar etmişlerdir. Böylelikle, hür dünya sendikaları boykot kararına uyarak, bu mem
leketlerde bulunan Rus
gemileri-E D gemileri-E N
¡timad aldı
[As s o c ia t e d p r e s s] LONDRA, 9 — İngil tere Başvekili Aııthony Eden, 58 e karşı 63 oyla itimat almıştır.Böylece Avam Kama rası, Başvekilin Ortadoğu hâdiselerini halletmek ü-zere asker gönderme ka rarını tasvip etmiştir.
Eden’in itimat alması na, Hariciye Vekilinilı gizli bir oturumda ver diği izahat sebep olmuş tur Selwyıı Lloyd’un bu izahatı sırasında, Sovyct-leriıı Ortadoğu’daki kış kırtmalarına dair vesi kalar açıkladığı sanıl maktadır.
Başvekilin, itimat al masına rağmen, siyase tinde esaslı değişiklikler yapacağı anlaşılmaktadır. İtimat oyunun verilişi, Eden taraftarlarının te zahüratına vesile teşkil etmiştir. İşçi Partisi üye leri, sessiz durmuşlardır.
Port - Sait’te İngiliz tankları devriye geziyor
(Telefoto Milliyet - A. P. Port - Sait - İstanbul)
P o l i s k u v v e t l e r i
T E Ş K İ L E D İ L D İ
Ingiliz, Fransız ve İsrail kuvvetleri 10 gün
içinde Mısır t o p r a k l a r ı n ı i e r k e d e c e k
nin hamulelerine el sürmeyeceklerdir. Amrika. Kanada, Güney Avrupa mem leketleri, Pakistan. Filipinler, Japonya. Avustralya. Yeni Zelanda işçileri de aynı karara uymağa dâvet etmişlerdir. Bu arada. İngiliz İşçi Partisi liderleri de. Macaristan hâdiselerini Rus Elçiliği nezdinde şiddetle protesto etmişlerdir. Oxford Üniversitesinde mevcut komü nist teşkilâtı da bugün. Macar hâdi seleri dolayısiyle «Komünist Partileri nin, Macaristan hâdiselerinden sonra bayattan çekilmeleri gerektiğini* kay detmiş ve derhal, kendi kendini feshet miştir
DAİLY W O R K E R ’ i n
D U R U M U
Londra'da çıkan, İngiliz komünist partisinin gazetesi «Daily Worker-, tam bir çöküntü içindedir. Gazete yazar ları, Rus tecâvüzünü şiddetle protes to etmişlerse de, protestoları da kâfi
t Devamı Sa f, Sü. S de
MACARİSTAN KAATÍLLEA!
IA.P.1 Macar milletini kahpece aldatarak arkadan vuraıı Rusya'nın kızıl liderleri, Sovyet ihtilâlinin 39 uncu yıldönümünde Moskova’da K m lordu’yu selâmlarken,
[Milliyet Radyo Servisi - Ajanslar]^
LONDRA, 9 — Bugün bildirildiğine göre. Bü-leşmiş Mil letler Genel Sekreteri Dag Hammarskjoeld, Mısır'a gönderi lecek Birleşmiş Milletler polis kuvvetlerinin teşkilini tamam lamıştır. Genel Sekreter, ilk Birleşmiş Milletler kuvvetleri nin 24 saat içinde İtalya’da bir kampa sevkedileceğini söyle miştir. Genel Sekreter, ilk öncü grupların, Danimarka kuv vetlerinden teşekkül edeceğini ve daha sonra Kanada, Kolom biya, Hindistan ve diğer memleketlerin de kuvvet temin ede ceklerini ifade etmiştir. • Roma’daki resmî makamlar da, ilk Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin yarın (bugün) öleden son ra Napoli yakınlarında Büyük Kapodiciııo hava alanına vâsıl olacaklarım teyid etmişlerdir.
EDEN’İN BEYAN ATI
Avam Kamarasında konuşan Başvekil Sir Aııthony Eden, Ingiltere'nin, bütün kuvvetlerini en kısa zamanda geri çeke ceğini açıklamıştır. Eden, Kraliyet hava kuvvetlerine mensup birliklerini Doğu Akdeniz bölgesinden Anavatana getirtece ğini ifade etmiş ve Süveyş’teki tahliyenin, Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin bu bölgeye varmasiyle tamamlanacağını kay detmiştir. Salahiyetli çevrelere göre, İngiliz, Fransız ve İsrail kuvvetleri 10 gün içinde Süveyş’i tamamiyle tahliye etmiş ve yerlerini Birleşmiş Milletler kuvvetlerine teı-ketmiş olacak larda-. Aynı çevreler, hâlen Birleşmiş Milletler Başkumanda nı General Bum s’ün Birleşmiş Milletler kuvvetleri için plân larını hazırladığı ve şimdiden Ingiliz - Fransız kuvvetlerinin tahliyeye başladıklarmı ifade etmişlerdir. Fransa hükûmeti-... nin de Eden’in verdiği beyanata benzer bir tebliğ yayınlaması ve Fransız kuvvetlerinin çekildiğini resmen ifade etmesi beklenmekte dir.
N Â S I R ’ I N DURUMU S A R S I L D I
[MİLLİYET RADYO SERVİSİ]
KAHİRE, 9 — Mısır Cumhurreisi Cemal Abdünnâsu-, İngiliz - Fran sız kuvvetlerinin Süveyş’e karşı harekete geçmelerindenberi ilk defa olarak bugün yaptığı konuş mada, İsrail’in Mısır’a tecavüz et tiği anda, Suriye, Ürdün ve Suudî Arabistan'ın da derhal harbe gi rişmek istediklerini, fakat kendi sinin buna mâni olduğunu ifade etmiştir. Port - Sait müdafaasının
I Devam Sa. 7, Sû. 4 de
BAŞVEKİL YEŞİLKÖY'Ü«.
B A Ş V E K İ L
DÜN DÖNDÜ
Başvekil Adnan Menderes dün Irak Havayollarına ait hususî bir uçakla şehrimize gelmiştir. Tah- j-an’daki Bağdat Paktı Başvekilleri toplantısından sonra evvelki ak şam Irak’a geçen Menderes’in mi safir kaldığı sarayda Irak veliah dının iştirakiyle ve heyetimiz üye lerinin de katıldıkları bir toplan tı yapılmıştır. Geç vakitlere kadar devam eden_ bu içtimaa, sırasiyle Bağdat’taki İngiliz ve Amerikan Elçileri kabul olunmuştur.
Başvekil dün sabah İstanbul’a hareketinden evvel Irak Kralı ma
S A Y F A : i ■
• M İ L L İ Y E T *
C İ C İ C A N
( ÖLMENİZİ İSTEMİYORUM.. ISIZ İYİ İNSANLARSINIZ...BEL
Kİ ÖTEKİLER OE Ki İN SANLARDI... SEN KİM-. SENİN Ö L M E S İN İ İSTEMİYORUM! Si* " .DİN gURA“ •10 KASIM 10M
BEDRİ
KORKUSUZ DAVUT
I Ü I İ İ İ İ İ İ 1 ! I İ
Oto m o bil sat/o s in i n ' P O L İS E T E LE F O N ETM ESİ Ü ZE R İN E DAVUT V E B m l fZ/M DERM AL Y ET İŞİY O R ...MARUF BEY
DEMİR YUMRUK
BONCUK
WALT DISNEY
j
JOHNNY HAZARD
F R A N K R O B B IN S
-... K e s iy o r ... şİN \pi t e h l ik e s t e f a n'.
in UÇAĞINDA : ÜÇ ... İ K İ ... B İR ...
A L L A H L I K A L I B E Y
S W A N
ilk Kadın Tayyarecimiz
m
SABİHA GOK
Röportaj; «AUT KIVANÇ
ATATÜRK TABANCASINI
UZATTI
«Ata benimle beraber kahvaltı et ti, kendi arabasıyla meydana götür dü. Biraz sonra da bölüğüm Eskişe hir’den geldi. Atatürk bütün arka daşlarla meşgul oldu, hepimize iyi yolculuk ve başarılı muharebe te mennisinde bulundu. Ve böylece Dersim’e doğru uçmaya başladık... Sabiha Gökçen bir an durdu, ge niş nefes aldı. Hayâlinde o günü ya şattığı, yüzünden belli oluyordu. B ir den yerinden kalktı ve salondan çıktı. Az sonra elinde bir tabanca ile geri dönüyordu:
«— İğle o tabanca!..»
•t. >;•: S)i
O’ııun, hâtıralarını nakletmeye, be nim de kaydetmeye başladığımın 'iör-düncü günü idi.
Ankara'da Kızılay'da Ziya Gökalp caddesindeki 9 numaralı apartmanın ,tist katının zilini ilk çaldığını gün ne kadar heyecanlıydım. Bu, merakla karışık bir heyecandı... Elim zilde, gözüm de zilin yanındaki kartvizitte idi «Tayyareci Sa biha Gökçen» yazıyordu ’fart* ı ‘tiiude
«... Eskişehir’de, tayyare alayın da staj görüyordum. B ir gün uçuş tan indiğim sırada bölükteki fevka lâdelik dikkatimi çekti. Sordum, bö lüğümüz Dersim harekâtına katıl mak için emir almıştı. Hemen bölük kumandanına koştum, bölüğümle be raber gitmek istediğimi söyledim. Alay Kumandanına başvurmamı bil dirdi. Bu defa Alay Kumandanının yanındaydım. O da muharebeye gi recek bir bölüğe kadın pilot olarak iştirâkim için hususî müsaade lâzım geldiği kanaatindeydi. Bölük ertesi günü hareket edecekti ama, o zama nın tayyareleri bir uçuşta uzun me safe katedemediklerinden Ankara’ya inmek zorundaydılar. Bu, benim için bir fırsattı. Derhal tayyaremle An kara’ya kadar gidip gelme izni İste dim.
«Ankara’ya vardığım zaman hava kararıyordu. Hemen Çankaya’ya koştum. Atatürk beni karşısında gö rünce, önce hayret etti, fakat kısa zaman sonra daha ben bir şey söy lemeden:
— Arzunu yerine getirmek iste rim kızım, dedi, seni çok takdir ede rim. Fakat sana bir şey söyleyeyim ki, çarpışacağın insanların eline esir düşersen sana çok fena muamele ederler. Buna üzülürüm.
— Emin olunuz, cevabını verdim, kendimi onlara diri diri teslim et
mem. „
Atatürk’ün bakışı değişti ve hiç bir şey söylemeden bana hayatımın en kıymetli hediyesini verdi: Taban casını uzara. .
«O akşam köşkte alâkalılara, sa bah erken uyandırmalarını tembih edip yatmaya çıktım. Sabah beş bu çukta beni uyandıran, bizzat Ata
türk’tü. Akşamki elbisesini değiş- DERSİM’E HAREKET
tirmemişti. O gece hiç uyumamış ol- Atatürk, yamnda hemsiresi Makbule
duğunu sonradan öğrendim. Ve arkadaşı
lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll
Tayyareci bir kadın... Hem de askeri pilotluk etmiş bir kadın... Yıllarca uç muş, muharebeye girmiş, bomba atmış, öğretmenlik yapmış, hâsılı havacılığın her cephesinde erkeğin yanında, onun safında yer almış bir kadın... Dünya nın iik kadın askerî tayyarecisi... Bütün bunların dışında Atatürk’ün kızı...
Şimdi kaç yaşındaydı acaba? Ne ya pıyordu?
Karşımda «erkek gibi bir kadın» ö* receğimi sanıyordum. Havacılığın, çelik irâdeye ihtiyaç gösteren bıı mesleğin bir elemanı olacak kadının, erkek kudretin de, erkek yaradılışında bulunması lâ zımmış gibi düşünüyordum. Hem kadın hassasiyet ve rikkatinden uzak olmasını tabiî karşılamaya da hazırlanmalıydım. Fakat az sonra... Evet, az sonra Sa-bilıa Gökçen karşımda oturuyordu. O’na bir kadın asker, bir askeri tayyareci, âsîye, düşmana bomba atmış, tabanca sını ustaca kullanmış bir savaşçı demek çok zordu. Sabilıa Gökçen kelimenin tam mânâsiyle bir «hanımefendi» idi. Bir ka rıncaya bile basmaktan Urkecek kadar müşfik, evinin her yanım çiçeklerle dol duracak, tabiat aşkım her şeyden üstün tutacak kadar hassas tayyare uğultu su. bomba gürültüsü ile beraber hatır
lanmayacak kadar nâzik bir insandı.
• * *
Hâtıralarım «MİLLİYET» e sat masını rica ettiğimiz zaman, önce boynunu bükmüş:
«Y azılı hatıratım m evcut değil,
demişti, A tatürk, havacı olduktan sonra hâtıralarım ı yazmamı istem iş ti. Amma O’nun yanında insan, O’n -
daıı sonraya kalacağını düşünem ez di ki...»
Sabiha Gökçen birden ayağa kalk mıştı:
<— Hem satm ak mı dediniz? Hâ
tıralarım ın neşri, benim için bir va zifedir. Ata onu yazmamı söylem iş, ben bu arzuyu yerine getirem em iş tim. Şim di eğer hâtıralarım toplana cak olursa, büyük adam ın bir iste ğin i yapm ış olm aktan doğan vicdan huzurunu hissedeceğim . Bu da b e nim için her m addî düşünceden d e ğerlidir.»
«MİLLİYET». Sabiha Gökçen gibi bir şahsiyetin hâtıralarını yayınla makla, aynı zamanda Atatürk’ün bir sözünün, bir arzusunun yerine geti rilmesine de vâsıta olacaktı. Gök- çen’e vicdan huzuru verecek bu va zife, «M İLLİYET» için de sonsuz bir şeref kaynağı kıymetindeydi.
# * *
Toplu olarak yazılı hâtırat yoktu Fakat kısım kısım hâtıralar vardı Bir kısmı not hâlindeydi. Bir kısmı mektup lar veya diğer vesikalarla tcsbit olun muştu Sabiha Gökçen’in bir müze gibi her köşesi ayrı bir tarih yasatan evinde nice canlı hâtıraya rastlamak mümkün dü Nihayet büyük kadının hafızası bun ları tamamlayacak, ortaya tam bir hâ tıralar zinciri çıkacaktı.
Asla sadakat için gayet titizlik gös termemiz lâzımdı. Bu sebeple hâtırala rın büyük kısmını ses makinesiyle zap tetmek yolunu tercih ettik. Sabiha Gök çenin günlerce büyük »ir sabır ve ne zaketle naklettiği hâtıralar, iste Anka ra’da mütevazı bir apartman dâiresinde uzun gayretlerle böyle hazırlandı.
Sabiha Gökçen hâtıralarına, çocuklu ğunu anlatarak başlamıştı.
| D evam t var
Atadan olduğu halde, Sabiha Gökçen arını uğurluyor.
Illllllllllllllllllilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll f-WVWWVWWWWWWWWAWWWWWWWâWW-,
Y A Z A N i R E F İ ’ C E V A D U L U N A Ï
— 49 —
Ali, kumandan bayrağını aldı, huzurdan Ç ı karken Resûlallah:
— Yâ Ali! dedi, sen askerin başına geç ve yürü, ben de size yetişirim.
— Emredersiniz.
Hazret-i-Peygamber yine Üm-mü-Mektum’u Medine’de kaymakam bıraktı, zırhını giydij, ba şına tulga vurundu. Zırhm üstüne kılıcım takın dı, siperini arkasına sallandırdı, eline mızrağını aldı.
— Luhayfi getiriniz!
Dedi. Bu onun çok sevdiği atı idi. Bindi, ya nında da iki yedek at bulundurarak yola çıktı.
Ali, Medine haricinde adetleri üç bine varan Ashab ile Resûlallahı bekliyordu.
Yürüyüş emri verildi, yolda Beni Neccar ka bilesine uğradılar. Kabilenin eli silâh tutanları saf çekmiş bekliyorlardı. Resûlallah sordu:
— Size hazır olmanızı kim söyledi? — Biraz evvel Dahye bir deveye binmiş ol duğu halde geldi, Benî Kurayza üzerine gidilece ğini ve silâhlanmamızı söyledi.
İslâm ordusu Beni Kurayza nâhiyesine akşam namazı ile yatsı namazı arasında vardı.
Ali, hisarlarm yanma kumanda bayrağmı dikti. Benî Kurayza, hisarlarına kapanmışlar, mu kabele için kale gediklerinde bekliyorlardı.
Ali, hisar burçlarının yanma kadar sokuldu, oradan yüksek sesle hitâb etti:
— Ey Benî Kurayza! Beni işitiyor musunuz? Kaleden bir gürültü yükseldi.
— Ben Ali bin Ebû Tâlibim...
Kaleden gelen gürültü kesildi. B ir ses sordu: — Ne istiyorsun?
— Hepinizin kaleden çıkıp teslim olmanızı istiyorum.
Küstah bir ses cevap verdi: — Sizi esir etmek için mi?
Ali, bu tâ’rîze kızmadı, sâkin bir edâ ile:
— Hayır, dedi, bize esir olmanız için... Ka’b'm olduğu zannedilen bir ses:
— Yâ Ali! dedi, siz Benî Kurayza’yı, Beni Kuynaka’, yâhut Benî Nudayr mı sandınız?
Ali:
— Size teslim olmanızı söylemekle bu fayda sız gururdan vazgeçmenizi hatırlatıyorum. Bâtıl hakka galebe çalamaz.
Hisarların üstünden ağır sözler yağmaya baş ladı. Ali:
— Hak ile bâtıl arasındaki farkı görüyor mu sunuz? Sarfettiğiniz ağır sözlere mukabele etmi yoruz.
Küfürler daha şiddetlendi. Ali:
— Bu küfürlerin de sizden hesabmı soracağız. Dedi. Benî Kurayza, en ağır, en galiz kelime lerle küfrediyorlardı. Bütün hedefleri Resûlallah idi. O kadar hezeyan ettiler ki, Hazret-i-Peygam- berin zevcelerine bile dil uzattılar. AID
— Sizinle hesap günü yakındır!
Demekle iktifa etti ve çekildi. Karargâha döndüğü zaman Ebû Kıtâde’ye:
— Sen burada bulun, dedi, ben Resûlallahı karşılayayım, hisarın yanma gitmesine mâni ol malıyım.
Ebû Kıtâde sordu:
— Resûlallahın hisara gitmesine neden mâni oluyorsun?
— İşitmedin mi? Pek ağır küfürler ettiler. AJi, atını sürdü, Resûlallahı yolda bekledi. Kısa bir müddet sonra Hazret-i-Peygamber As habı ile göründü, Ali’yi görünce:
— Ne var yâ Ali? Dedi. Ali:
— Hiç bir şey yok, yâ Resûlallah. Muharebe ve muhasara tertibatı alınmıştır. Sizin bizzat B e nî Kurayza hisarlarına kadar gitmenize lüzum olmadığım arzetmek için sizi bekledim.
t D evam ı var
Atatürk’ü anarken
Y
İNE «On seki/, yıl önce bugün...» diye başla yacağız. Sayıp dökeceğiz. On sekiz yıldır no şâirce sözler etmedik ki.Oysa ki, Atatürk’ün, bütün şiir sınırlarını aşan bir realitesi var; Çarşaf, kafes esiri bir kadınlığa bir dünya getirdi. En ileri memleket kadınları böyle bir dünyaya erişmek içlıı hâlâ mücadelede.
Bir gerçek daha var; Bize bağışlanan bıı dünyada ne yaptık biz? Kolayca, bir çırpıda, el kol sallamadan eriştiğimiz, böyle eriştiğimiz için değerinin pek de far kına varamadığımız haklardan, ileri bir kadınlık yarattık mı?
Utançla başımı eğiyorum. Gözümün önüne, hâlâ tavukları kadar dünyadan habersiz, köy kadını ge liyor.
Biz, en ileri hakların sâhibi Türk kadını, bizden olan bu kadına bunca yıldır hiç mi ışık olamazdık?
^ h h h h h w h h h h v w h h h w h h h h v HUIflilllÍillll||||i|||||||i|||tt||||i||||i||||||||i||i||||||||||||i||||||t|i|i||||i||||||||||||||||||||J¿
A Ş K H İ K Â Y E S İ
NEREDESİN?
TEFRİKA No. 8
BIRAKMA BENİ
bir kız bindi otobüse. Olivier’nin sekreteri Michelle idi.Şehre dönerken dokuma fabrikasının önünde tatlı Hatırladı. Yârenliğe başladılar. Kıza bir sigara ikram etti. «T şekWür ederim, içmem.» dedi. Kendi bir tane yakarken gülümsedi: «Ben de bu sigarayı sevmem ; ama nasıl olmuş da almışım hayret.» Sonra hatırladı: ; «Zavallı Catherine’in odasında bulmuştum, şimdi ak- i lıma geldi.»Yazan: HAROLD ROBBİNS — 49 —
Gece gözüme uyku girmedi. Pencereden dı şarının seslerini duyuyordum. Hiç biri beni avut muyordu. Nihayet ortalık ağarmaya başladı. Gece derdime şifâ olmamıştı. Belki doğan güneş bir şifa getirirdi. Gözlerimi yumdum ve daldım.
Büroya giderken Paul’ü hava alanma bırak tım. Uçağa binmeden:
— Bırak da hiç olmazsa onunla bir konuşa yım, dedi.
— Olmaz. Yüzüme baktı:
— Şu senin aptalca gururun yok mu? diye elini uzattı.
Elini tuttum. Dost ve sıcaktı. Gözgöze geldik: Canü yürekten:
— İyi olur inşallah.
Duyduğumdan çok daha büyük bir güvenle: — Olacak, dedim. Mutlaka olacak.
Uçağa yürüdü: — Şansın açık olsun.
— Teşekkürler, dedim. Yürüyüşünde bir is teksizlik vardı.
— Paul! diye seslendim. Durdu, dönüp baktıs
— Bu daha ilk raund, dedim. Dur bakalım. Dişini sık.
B ir an bomboş baktı. Sonra gülümsedi: — Yaman adamsm, Brad.
Çeviren: N E Y Y İR E i
Mickey masasında oturmuş son hızla makine de yazı yazıyordu.
— Chris’i bul, dedim. Benim odayı gösterdi: — Orada, sizi bekliyor.
İşi çakmıştım. Vakit kaybetmiyordu maşallah. Odama girdim. Yerime oturmuş bir şeyler yazı yordu, Beni görünce kalktı. Masadan uzaklaşmak istedi.
Gittim. Elimle oturmasmı işaret ettim. Merak
la bana bakıyordu. Hiç bir şey söylemedim. Dur dum, sâdece süzüyordum.
B ir kaç dakika böyle sessizce geçince sinirlen di. Yüzünün kızardığını gördüm. Yine sustum.
Öksürdü, boğazmı temizledi: — Brad...
Güldüm:
— Çok rahat sandalye, değil mi Chris? Kızgın bir şiş saplanmış gibi yerinden fır ladı. Ben de fırladım. Hâlâ gülüyordum Nâzikçe sordum:
— Gözün vardı da meden daha evvel söyle medin, Chris?
Istakoz gibi kızardı. Konuşmasına meydan vermedim. Yerime geçerken tatlı bir sesle:
— Söyleseydin sana da bir eşini bulurduk. Cevap vermedi. Rengi düzeliyordu. Sinirleri ne hâkim olmaya başlamıştı.
— Anlamıyorsun, Brad, dedi. Sana yardım etmek istiyorum.
— Kim? diye bağırdım. Kim, sen mi? ilk defa çileden çıktığını gördüm.
— Buraya aklı başında bir insan lâzım. Sen kendinle beraber işi de yıkıyorsun. Çünkü gözün kimseyi görmüyor.
Ferahlar gibi olmuştum. Hah... şimdi anlaşa bilirdik işte. Ben öyle iş başında mızmızlıktan, çıtkırıldımlıktan anlamam. İş dedin mi dobra dobra konuşmalı, çataçat kavga etmeli.
— Ne cehennemde idin dün?
— Matt Brady’nin bizi arkadan vurmasma mâni olmaya çalışıyordum Onun yanındaydım. Uğraştım durdum.
— Uğraştın da ne oldu? Müşterilerimizin ço ğu gitti. Kalanlar da bugün gidiyor.
Soğuk soğuk baş salladı.
— Biliyorum, bana, daha onu görmekten kaç tı 5ın zaman sövledi. Bizi vıkmak istiyor.
§ Devamı vaı
Michclle birden kireç gibi bembeyaz oldu «İçme yiniz, onu içmeyiniz, zehirli o.» diye elini tuttu. Me raklı bakışlar arasında indikleri yerde her şeyi İtiraf etti: «Ben Kurare koydum o sigaralara Bir dostum getirmişti.» «Ne istiyordunuz Calhcrinc’den?» «Cathc-rine’i değil Olivler’yi öldürmek istiyordum. İki sene sevişmiştik. Beııi bıraktı. Catheriııc’le nişanlandı. O gün Catherinc’e mahsus, Olivier’nin akşama bir iş adamı İle randevusu olduğunu söylemiştim Benimle buluşacaktı.
Buluştuk ama, benden alâkasını kesmeye gelmişti. ~ jş B" sigaraları hazırlamıştım. Son hediye dîye verdim. = ^ D da Catherine’e bırakmış olacak.» Muammanın çö» ğ i ziilmedik bir noktası kalıyordu. Catherine ipnotizmada S = bu Lucres adını anmıştı? Onu da anneciği hatırladı. 3 §} Çocukluğunda Lucres’in yaşadığı yere misafir gitmiş- 5 S ,erdl- K«C«k Catherine bu hazin aşk hikâyesini din- =
= lemişti. =
— S O N —