• Sonuç bulunamadı

Barış Manço 1943-1999

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Barış Manço 1943-1999"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ELVEDA OLUM

Çoktan uçmuş güvercin,

tahta masam devrilmiş

Can dostum çoban uykuda

Tatlı komşu Ayşe teyze,

^

emekli Salih öğretmen

Hepinize, hepinize elveda..

Dostlar elveda...-

Gözlerim kurşun gibi

ağır ağır kapandı bu gece.

SABAH

m

(2)

SABAH'İN ARMAĞANIDIR

B A R I S M A N C O

S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

Sanata adanan dolu dolu tam

2 O cak 1943’te İstanbul’da doğdu. İlk kez 1958’d e sahneye çıktı. O günden bu yana, Türk Rock M üziği’nin öncüsü olarak grubu “ KURTALAN EKSPRES” ile birlikte

Türkiye’de olduğu gibi bir çok yabancı ülkede sayısız konserler verdi.

(Japonya'daki konserlerinin ardından bu ülkede iki C D ’si yayınlandı.

Günüm üze kadar bestelediği 200’un üzerindeki şarkı, kendisine 12 altın ve 1 platin albüm/kaset ödülü kazandırken, bu şarkıların birçoğu, daha sonra Yunanca’ya, Bulgarca’ya, Arapça’ya, îbranice’ye, Japonca’ya, Farsça’ya v e Kürtçe’y e çevrilerek, kendisi veya yerel sanatçılar tarafından tekrar seslendirildi. Ekim 1988’de, T R T 1 Televizyonu’na o güne kadar ben z­ eri yapılmamış bir program önerdi.

41 Y IL

Barış M atıço 41 yıllık sanat

yaşam ında b ir çok ünlü sanatçı ile birlikte çalıştı, aynı sahneyi paylaştı. N ilüfer bu dev isim lerden sadece biriydi.

TV Programı için 150 değişik

ülkeye gitti

h

H m m ci bir dünya belgeseli” olan ve yayına girdiği

. ..." .

günden beri milyonlarca izleyiciyi ekran ba§ına topkyan “ BAWS M ANÇO İLE 7 DEN y y y e” 1988 yılında doğdu. Programın çekim leri için oluşturulan TV ekibi, bugüne kadar “Ekvator’dan Kutuplar’a” kadar 150 değişik ülkeye giderek 500.000 km .’d en fazla yol kat etti.

(3)

-SABAHIN ARMAĞANIDIR

R A R I S M A N G O 5 SEMİ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

Televizyonda

rekorlar kırdı

n

I V H ekizinci yayın yılını tamamlayan “7’den 77’ye” programı, her H pazar uydu aracılığıyla TR T

W " m IN T ’te de yayınlandı v e yalnız lll^ g g ^ g ll Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde

değil, tüm Orta Asya v e Yakın D oğu ’da da izlenebildi. Bir başka deyişle, dünyanın çevresi 12 kez dolaşılmış oldu. D evlet Başkanlan, şair, düşünür v e yazarlar, astronotlar, sporcular ve süperstarlann da konuk edildiği bu program, 1996 Haziran ayında 300. kez ekrana gelerek Türk Televizyonculuğu’nda şim diye kadar ulaşılamamış bir rekora ulaştı.

Am azonlar ’m uçsuz bucaksız orm anları dahil, dünyada ayak basm adık y e r bırakm adı

arış Manço, 300’den fazla ödülün dışında, şu ünvanlara da sahipti:

Türkiye Cum huriyeti: Devlet Sanatçısı, Hacettepe Üniversitesi:

Onursal Doktora, Sokak Üniversite­ si: Uluslararası Kültür v e Banş ödülü J apon ya, Belçika K ra llığı: Leopold 11 şövalyesi

nişanı B elçik a, Fransız K ü ltü r Bakanlığı:

Edebiyat v e Sanat Şövalyesi Nişanı Paris,

Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı: Türkmen Vatandaşlığı Aşkabat (

Çocuklar, dünyanın o k adar da büyük olm adığını B a n ş ahilerinin sayesinde anladılar.

______________ _

p

kıtadan

>dül sahibi

F o to m o d e l M a r ia C la u d e ile

evliliği 3 ayda son buldu.

■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■i

Mutlu bir

yaşam

nlü sanatçının bilinmeyen bir yönü d e 1967 yılında yaptığı evlilikti. Müzik ça­ lışmaları için gittiği Belçi­ ka’da tanıştığı Maria’ya bir görüşte aşık oldu. H em en evlendiler. Am a çiftin evliliği fazla uzun sürm edi. Kısa sü rede ayrıldılar. Yurda döndükten sonra şimdiki eşi Lale ile ta­ nıştı. M u tlu lu ğu bu k e z yakalam ıştı. Skandallardan uzak bir yaşam sürdü.

(4)

SABAH'IN ARMAĞANIDIR

B A R I S M A N C O

4

S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

g e ç iy o r

Çetin Altan

Sabah

aç yaşındaydı ki Banş? 55- 56 falan olmalı...

D ah a o k u ld a başlam ıştı sesli gitarlı bir müzik ava­ reliğine... Taşlaşmış bir an­ lamsızlıkta hafiften bir çö­ zülm e... Anlatımlara dayanan avare bir müziğin ortaçağ trubadurlanyla, truverie- ri ve bizdeki saz şairleri... Sonra G eorges Brassens, Leo Ferre, Boris Vian..

Derebeylik şatolan, halk kahveleri... D er­ ken müzikholler, konser salonlan... D er­ ken plaklar, radyolar, teleziyonlar.. Anla­ tımlı avaremsi bir müziğin hızlanan ritim­ leri.. 600 yıl ön cesin in aşk efsaneleri, kahramanlık masalları; g eçen yüz yılın Monmartre’ında burjuva kalıplannı yum ­ ruklayan Aristide Briand öfkesine dönüş­ müştü.. Banş M an ço h epsin i v e daha ötesini d e bilirdi bunlann..

B ir fa y to n

B a r ış M a n ç o y a ln ız T ü rk ç o c u k la rın d eğ il, tüm d ü n y a ç o c u k la rın ın d a s e v g is in i kazanmıştı. 23 Nisan için Türkiye’y e gelen çocuklar ilk olarak B a n ş ahilerine uğrardı.

B a rış

ö ğ re tm e n

Güngör Mengi

Sabah

anço sevgi, duygu ve bilgi adamı idi. Bilgelik ve tevazu kutuplarını bideştiren bu “fani”, Türk insa­ nının karakteri ile m eğer ne kadar da büyük bir uyum sağlamış?

O, sevgisini kazandığı insanların hiçbirine benze­ miyordu. Kalbi ve ruhu, bu ülkenin ve halkın bü­ tününü alacak kadar büyüktü. Dışarda elde ettiği birikim, onur­ la taşıdığı kim liğe evrensel bir kalite kazandırmıştı. Farklılığı adeta, Türkiye’deki “aydın ve sanatçı prototipi”ne itirazı vurgu­ luyordu. O, asgari değerlerin duygusuz sahibi değil, ortak d e­ ğerlerin sevgi dolu temsilcisi oldu.

Bir yıldızdı. Ama

çok erken kaydı

Ahmet Vardar

Sabah

t r a

o

ğrenciliğinden başlayan v e 40 yıl sü­ ren sanat hayatında hiçbir yan tesire kapılmadan ö z b e ö z Türkçe ile ya­ zan, söyleyen nadir bir insan olan Ba­ tış M anço bana g ö re son yıllann yetiş­ tirdiği büyük bir TÜ R K O Z A N I idi... G eçm işim izden başlayıp, geleceğim ize kadar uza­ nan eserleri gerçekten unutulmayacaktır.

İnsanlara benliklerini kazandıran, çocuklara çocuk- luklannı, aşlılanmıza da yaşlılıklannı kendi arzula­ dıktın gibi hatırlatan çağdaş bir sanatçıydı. Bildiği doğru yoldan yürümüş, geleneklerim ize saygı duy­ muş, inancını yitirmemiş katıksız bir Türk’tü...

Televizyondaki program ında M anço, yaşı ne olursa olsun herkesle kolay iletişim kurardı. Sohbete başladı mı, konuklar d a rahatlar, gü le oynaya b ir program ın sonuna gelin ird i

(5)

-SABAHIN ARMAĞANIDIR

5

B A R I S M A N C O J S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

Anadolu güneşi aydınlatıyor

ummam

K onuklanın bazen Kutuplardan bazen d e sımstcak kum saldan seçerdi. İşte R io D e Ja n erio sahillerinde b ir M a nço program ı..

Rauf Tamer

Sabah

avulcu’nun sesini, yoğurtçu’nun çıngırağını, pi- d e ’nin kokusunu duydukça, aşı boyalı kepenk­ leri gördükçe, artık burnumuz sızlayacak. Domates, biber, patlıcan diye yollarda bağıran seyyar satıcılar bize hep o ’nu hatırlatacak. Dağlar dağlar şarkısı söylendikçe, Anadolu G ü­ neşi, hep bizi aydınlatacak.

D em ek ki, hayatımızdan hiç çıkmayacak Manço.

Bu giden, sadece bir besteci ve icracı değil... Bir sosyolog idi o... Tarihçi idi, coğrafyacı idi... Genç bir filozof idi... Çoğum uz­ dan fazla gazeteci, yorumcu... Çünkü büyük gözlemciydi. Bırakın bütün h izm etlerin i, s ırf Japonya k o n serleri bile, O ’nun m em leketiyle ödeşm esine yeterlidir...

Zaten m ükem m el bir “m em leketçi”ydi. Kuru kuruya milliyetçi değil.

_______________•_________________________________ 1 —

S arı ç iz m e li b ir

Yüzüklerinden sonra en büyük tutkulanndan b iri d e antikaydı. E vi dünyanın d ört b ir ya nınd a n toplanmış antika eşyayla doluydu.

C u m h u rb a ş k a n ı

Cengiz Çandar

Sabah

r

7

I ağlar Dağlar” , “G ü lp em b e” , “Arkadaşım ■ I Eşek” , “ Dom ates, biber, patlıcan” , “Sarı ■ I Ç izm eli M eh m et A ğ a ”yı yum uşacık bir I ^ M haytan5la belleklerimize silinmeyecek

bi-çim d e o soktu. Ve, Cumhurbaşkanı ol- mak istediğini bilm eyen yoktu. Meğerse, zaten Cumhurbaşkanımızmış. Dün gördük ki, Türkiye, “san çizmeli Cumhurbaşkanı”™ yitirdi. Bizleri “kara çiz- meliler”le başbaşa bıraktığı için ağladık.

m

m

m

a

a

a

m

m

m

a

m

a

a

a

a

a

m

m

m

m

m

m

m

m

a

m

(6)

SABAHIN ARMAĞANIDIR

B A R I S M A N C O

6

S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

Bu bayrak

J I

devralınmak

i

Murat Birsel

Sabah

m e n ç le r Barış M a n ç o ’ clan S sonra kim seyi k ola y kolay ■ V I Bu öksüzler başka baba

kab-Yavaş yavaş... Am a denem ek lazım!

Bir nesil atlanır, yine devam eder. Bayrak mutlaka devralınmak.

Barış M anço’nun en büyük mirası budur. Bir milletin geleceğinin katıldığı ilk v e en büyük cenazedir bu !

Belki d e onlar 40 yaşına geldiklerine kendi aralarından k en d i çocuklarına b ir Barış M anço çıkartarak yaşatacaklardır!

V e b e lk i d e b ir tak ım ın lid e r in e nasıl

“Kaptan” deniliyorsa...

P arlayan b ir sa n a tçıya n asıl “Y ıld ız ”

deniliyorsa...

Bundan sonra gençliğin “kaptan”i olarak selamladığı “yüdtz”a “Marino" denilecek.

N ereye gitse sevildi, nereye gitse insanları müziğiyle, kişiliğiyle büyüledi Barış M anço. Onun sahip olduğu öd ü l koleksiyonu, Türkiye’d e çok a z sanatçıya nasip olmuş genişlikte.

Bu bir cenaze

değildi

Can Ataklı

Sabah

imse “Kapıya çiçek bırakın” demedi.

Kimse “Sabaha kadar burada bekleyin”

dem edi. Kimse “Duygularınızı b ir kağıda yazın” dem edi. Kimse “Taksim’i doldurun”

demedi. Kimse “Cenazeye gelin ” dem edi Am a onbinlerce insan Banş M anço’ya sevgisini bir sel olup gösterdi. Banş M anço’nun cenazesi, sadece bir cenaze değildi. Halkın duygularını, sevgisini ortaya döktüğü bir şölendi aslında. Milyonlarca insan, herşeyin üzerine çıkarak ortak bir duyguda buluştu. Bu dün belki bir üzüntünün paylaşılmasıydı. Ama b ir anlamda protestoy­ du. İçinde bulunduğumuz istikrarsız koşullara, yalana, dolana, ahlaksızkğa, sahtekârkğa karşı bir protesto.

M 1 >

-Barış.. Hani

söz vermiştin?

R u h a t M e n g i

Sab ah

n

i

| |

i

(in sabah Meltem beni Londra’da bulup

M M M “B ir kaybımız var Ruhat Hantm ” di-| I I y e alıştırarak haberi verdiğinde dondum M " f i kaldım. Sadece sevgili arkadaşımı, büyük ■ L - J | | bir sanatçıyı kaybettiğim için değil, ona

w a m m m ölüm ü asla yakıştıramadığım için.. Onun hızlı konuşmalannı, dinamizmini, coşkusunu hiç unu­ tamayacağım için. Siz bu satırlan okuduğunuzda ben çoktan İstanbul’a doğru yola çıkmış olacağım.

Son yolculuğuna çıkarken onu uğurlamaya yetişmek is­ tiyorum çünkü.

Uzaktan da olsa ona “Seninle gu ru r duyuyorum, gerçek bir dost, gerçek bir sanatçıydın sen” diye fısıldamak istiyorum.

(7)

!

» S S

ä

ä

s

*

Elveda Şövalyem!

Can Dündar

Sabah

mm

W f ■ ■ övalyem!

t f l U H Sadece hayatımın ilk plağı ve sonrasında hafı- H zam ıza kazıdığım onca gü zel şarkı, izlettiğin

mşJ bunca eşsiz program için değil, sayende ço- H P P sBt cuklanmıza gösterebildiğimiz ülkeler, söyleye- ■ L j& ğ bildiğimiz sözler, içirebildiğimiz sütler, bağla-

bP İ M B İ yabikliğimiz kemerler, fırçalatabildiğimiz dişler için de minnettarız sana...

“Dağlar Dağlar”\ yolluyorum bugün kreşe, yetişemedik­ lerin seni tanımadan büyümesinler diye...

ö ğ le y in onlar “Belli ki gittiğin yerden kara haber

var” diye ağıt yakarken, sen “Müsaadenizle çocuklar”

deyip son yolculuğa çıkıyor olacaksın.

8 Yaşında iken programı izlemiş “adam olacak çocuk­ la r”, şimdi 18 yaşında birer “adam ” olarak yanıbaşında duracaklar...

...ve sen, o hep iyileri yolladığımız adreste, “karanlık bir gecenin koynunda” olacaksın, ...yapayalnız.. ”

“Kurumuş dudağında ne bir ses... ne bir nefes... ”

Lâkin, “Uzaklarda bir yerlerde türküler çalıyor” ola­ cak hep ...

...senin türkülerin...

SABAH'IN ARMAĞANIDIR

B A R I S M A N C O / S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

anş, her evin bir ferdiydi aslında... Domatesi, biberi, patlıcanı, gülpem be’si, arkadaşı eşeği,

kara sevda’sı, işte hendeği ve işte d e v e ’si, san çizmeli M ehm et Ağa’sı,

süper babaannesi, nane lim on’u hal hal’ı, komşu kızı Düriye’si

nick the chopper’ı, oku bakiim’ı, dağlan, ve adam olacak çocuklan,

ki bunlann yaşlan 7 ile 77 arasında değişmekteydi..

Evet Barış her evin gerçekten b ir ferdiydi.. Onun için evim in bu ferd ine veda etmiyorum..

Dünyayı gezerken b ir sürü ünlüyle d e sohbet im kanı bulmuştu Barış Martça. Bu fotoğrafta dönem in H ollandalI efsanefutbolcuları Gullit ve Van Basten ile koyu b ir sohbetteyken...

İyi ki doğdun

Barış

Necati Doğru

Sabah

n

S T i nkat aynı tür müzik yapma- j sına ra8men ve başlangıçta

saçları uzun o ld u ğ u için komünist ve daha sonra bı- ■ H f l H H İ yıklan aşağı doğru olduğu için faşist, yüzükler taktığı için d e biraz uçuk diye bakılan Barış Man- ço, daha çok tutunan, sevilen, beğenilen, kasetleri, plaklan satılan ve yaşarken tak­ dir edilen bir sa­ natçı oldu. T V ’yi çok iyi kul­ landı... Çocukları yaka­ ladı... Çocuklann üze­ rinden d e anne­ lerin, babaların, dedelerin, nine­ lerin, halaların, teyzelerin g ö n ­ lüne “k ibirsiz in sa n ...” d iye taht kurdu. H er­ kesle iyi g e ç in ­ di. Zaten adı Barış, hiç bir şeye karşı sa­ vaşmadı. Adına uygun yaşadı. Toplum un pozitif enerjisi üzerine bina kurmayı seç­ ti. Asıl özelliği, Batı taklikçiliğiyle yola çık­ masına rağmen kimseye benzem eyen bir yaratıcılık sergiledi. Banş Manço, ‘Banş M anço’ gibi müzik yaptı.

Kıymetli adam böyle olunuyor... Toplum kıymetli adam anyor...

N e mutlu bize ki Banş Manço, bu ülkede doğdu v e öldü.

İyi ki doğdun Banş!

Veda

etmiyorum

Sedat Sertoğlu

(8)

SABAHIN ARMAĞANIDIR

B A R I S M A N C O

8

Ş E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

SABAHIN ARMAĞANIDIR

B A R I S M A N C O 9 S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

ı hn Barış M a n ç o ’yu. D ün vardı bugün yok. 2.5 saat içinde dedendi, toparlandı gitti. 30 y ıl ö n c e old u ğu gibi Banş M anço ile kanlı bıçaklı olanlar şimdi otur­ sunlar kına yaksınlar. Cami avlusunda riya yine kol gezecek. Yıllar ön ce Banş’a yaptıklannı unutacak b a zıla rı. O n a , g ö z y a ş la r ı arasın d a m e t h iy e le r d ü z e c e k : “A h Barış, vah Banş... Sen n e büyük adam dın Banş.” İnanın tiyatro sahnesindeki hiçbir yıldız cam i avlusundaki aktörlerle yanş e d e ­ m ez. Seni ç o o o k ö z le y e c e ğ im Banş... Arayacağım... İnsanlığını, dostluğunu ve şarkılarını. Nur içinde yat!

HEMŞERIM

M EM LEKET NİRE

Kendim i bildim b ild i yollarda tükettim koskoca bir öm rü

Bir uçtan bir uca gezdim şu fani dünyayı okumuşu, cahili, yoksulu, zengini, hiç farkı yok hepsi aynı

Sonunda ben d e anladım hanyayı Konya’yı Sanki insanlık pazara çıkmış ekm ek aslarım ağzında

“ Bir sıcak çorba içer misin?” diyen yok D ört duvan ören, çatısını kapatıp, içerden kitlenmiş kapıyı

“Bir döşek te sana serelim buyur” diyen yok T e k bir soru :Hemşerim m em leket nire? D edim ya yahu:Bu dünya benim m em leket .-Hayır anlamadın-, Hem şerim “esas” m em ­ leket nire?

.-Bu dünya benim m em leket Tövbe.. Tövbe.. Tövbe...

Kardeşlik v e eşitlik üstüne uzun uzun nutuklar çekip,

“N iye senin derin benden koyu” diye sorun ç o k

“ Kaşırım üstünde gözü n var” diye silahlanıp ölü m e koşarken

Kalan dul ve yetim ne yer? N e içer? soran yok.

Banş garibim bulamadı çözümü, oturdu etti bunca sözü

“Gelin hep beraber anlaşalım” diyen yok Zaten paramparça bölünmüş ve yaşanmaz olm uş dünyamız

Daha fazla kesip, bölm eye hiç gerek yok T ek bir soru :Hem şerim m em leket nire? D edim ya yahu:Bu dünya benim m em leket

:Hayır anlamadın; Hem şerim “esas” m em ­ leket nire?

:Bu dünya benim m em leket Tövbe.. Tövbe.. Tövbe...

B a n ş M atıço m ilyonların k a lbini önce buram buram Anadolu kokan şarkılarıyla, a rdından da yaptığı tadına doyulm az televizyon program larıyla feth etti “Adam olacak çocuk” program ında, sadece Türkiye’den değil\ dünyanın d örtbir yanından gelen çocuklarla en a z on la r k a d a r eğlendi, onların sevgisini aldt, onla ra yü reğin i v erd i

Barış’ın ardından

Erdoğan Sevgin

(9)

SABAHIN ARMAĞANIDIR

10

B A R I Ş M A N C O 1U S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

Bir daha özür

dilerim Barış

Tevfik Yener

Sabah

K

ısa süre ön ce karşılaşmıştık. Eski günlere gitmiştik. Ben: “-Barış o m ehter haberinden hala utanıyo­ rum ” dem iştim . Sadece şunlan söyledi Banş: - 27 Kasım 1973 idi. 26 yıl sonra günü gününe hatırlı­ yordu. İz bırakmıştı dem ek ki o haber. “Buna daha çok üzüldüm” dedim. O da, “Hıncımı

al-O

bir ekol. Ardında bıraktığı bir üslup var.

Türkiye'nin

kültürlü,

değişimci, süper zekalı, vatansever evlâdı

Barış Manço.

dım oh olsun!” demişti, gülüşmüştük.

Aradan 26 yıl geçti. Hala utanıyorum. 35 yıllık gazetecilik yaşamımda, üzüntüsünü hep taşıdı­ ğım üç hatamdan birisi Banş’a yapuğım haksız­ lıktı. Banş beni affetmişti ama, bir daha özür di­ liyorum. Barış ı yitirmedik. H er fâni gibi fizik­ sel yaşamını tamamlamıştır. Ruhlarda ölümsüz­ lüğe ulaşmış, efsane olmuştur B a n ş ..

O bir ekol. Ardında bıraktığı bir üslup var. Tür­ kiye'nin kültürlü, değişimci, süper ze­ kâlı, vatansever evlâdı Ba n ş Manço.

Milyonlarca sevenin gibi, benim yüre­ ğim de de yaşayacaksın.

(■NNMMMNaNMHHMMMMM

| B arış

I

M a n ç o

Zülfü Lîvaneli

Sabah

zaklara gittiğimde, dostların ölüm haberini alma korkusu var içimde.

Onat Kutlar'm kara haberi d e böyle gelmişti. Şimdi de Banş Manço'yu yitirdik.

Bizi, gündelik telaşlara, incir çekirdeğini doldur­ mayacak tartışmalara başbaşa bırakıp gitti. Am a bu ülkenin insanlan yıllar boyu "Dağlar Dağlar” dinle­ m eye ve söylem eye devam edecek.

Rahat uyu B a n ş!

Bu dünyaya ezgiler hediye eden yüreğin erken sustu ama o yüreğin yankılan sürüp gidecek.

■ M M H M

A

sil siyaseti o yapu.

Günahlanmızın ve sevapla­ rımızın yörüngesini, dillere pelesenk ettiği sözcüklerle şarkılaştırdı.

"H end ek -D eve" ikilem i­ nin ön ü n d e hepim izi dü­ şündürdü; "Sarı Çizmeli Mehm et A ğa "la rı deşifre etti; "Alinin yazdığı Velinin bozduğu” ve herke­

sin fini fini "döndüğü" dünya haline bu­ ruk tebessümler yolladı:

"Devran dönüyor dostlar Ben dönmüşüm çok mu?'

"Eşek"i şarkılara soktu; şarkılardan "Pat- lıcan" lar çıkardı.

Ve kırk yıl anımızda, hiç kimsenin yadır­ gamadığı, sorgulamadığı, sormayı aklın­ dan bile geçirm ediği upuzun saçlan ve parmağında yüzükleriyle dolaştı durdu..

"Kara sevda, kara sevda” diye diye kendini "Dağlar dağlar' d vurmuş bir m od em zaman evliyası gibi seyran eyledi alemi..

(10)

SABAH'IN ARMAĞANIDIR

B A R I S M A N C O

S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

Ç evirdiği tek film : Baba ben i eversene...

*" lıMılllH H mn»lOmni I -f-

G ü lp e m b e

Gülay Göktürk

Sabah

mm

H T im d i o , ö lü m -■ « H m den döndürm ek B L için diller döktü-H m döktü-H ğü kan kardeşi ■ ^ O s m a n 'ın , Sü-B r < ^ H p er Babaanne'si- K f l i nin, Gülpem be-si'nin, in ce bir sitem le saygıda kusur etm ediği ağalannın beyle­ rinin yanında, iri şık yüzüklerle yüklü elleri ile onlara dokunu­ yor, o elleri öpüyor, öptürüyor olmalı. Dün ge c e saat 11.30'da, büyük müzisyenin durmuş kal­ bi, b elk i tekrar atm aya başlar um uduyla hastaneye yetiştiril­ m eye çalışılırken, biz farkında bi­ le olm adan onu G ü lpem be'yle uğurluyorduk:

Güz yağmurlanyla Bir gün göçtün gittin İnanamadık Gülpembe... Bizim iller sessiz, bizim iller sen­ siz

Olamadı Gülpembe...

Barış M a nço ’nun kasetleri belki m ilyonlar satmadı, belki hergün b ir kanalda klipleri gösterilm edi. Am a o, Türkiye ’d e kimseye nasip olm ayan bir sevgiyi yakaladıM ilyonlarca insan onu konserlerinde alkışlayam adı belki ama, son yolculuğunda kimse M anço ’y u ya ln ız bırakm adı.

Ellerim le büyüttüğüm Solar iken d irilttiğim Çiçeğim i kopardın sen Ellere verdin D ağlar dağlar Kurban olam Yol vergeçem Sevdiğimi Stm b ir olsun Yakından görem

Kuşlar uçm az gü ller soldu Yüce dağlar duman oldu B elli k i gittiğin yerden Kara haber var D ağlar D ağlar Kurban olam Y ol vergeçem Sevdiğimi Son b ir olsun Yakından görem

SÜLEYMAN

Bizim köyden b ir deli oğlan, Y ılla r önce gurbete g itti Süleyman

Birde duyduk öğrendik ki, Büyük şehirde büyük adam olmuş Süleyman

Vur davulcu eline üşenme hoppa

Çal zurnacı d iline üşenme hoppa

Birgün sıladan mektubu geldi, Okuduk k i köye dönüyormuş Süleyman

Çorba kaynadı, pilavda pişti, Sofrayı kurduk düğün misali, Süleyman

Yedin içtin, afiyet olsun Neler gördün anlat bakalım Süleyman,

Tepsiyi biraz da bu tarafa gönder,

Müsaade Et'te b i tadına bakalım Süleyman, The name o f the guy is Süleyman

Listen to m e man he's number orıe

Şarkının burası turistler için Neden? Because Süleyman is

back in toum

kendini yoksa sultan m ı sandın

Seninki sate isim benzerliği Süleyman

Bu dünya kimseye kalmamış, Hele b ir düşün niye sana kalsın Süleyman

"Ölümün yakıştığı insan mı var?' diye sormuştu geçen hafta bir okuyucum.. Ergim Balcı için "Ölümün yakışmadığı insan" de­ miştim de..

Ölümün yakışüğı insan var mı?.. Bilmem..

Ama yakışmadığı insanlan biliyorum..

Barış Manço'yz yakışu mı şimdi?

Haberi duyduğunuzda inandınız mı hemen?.. Kabul edebildiniz mi öldüğünü?.. Barış Manço, Banş, Hıncal Uluç, Hıncal olmadan ön ce başlamış bir dostluk.. 40 yılı buluyor..

D a ğ la r..

D a ğ la r..

Hıncal Uluç

Sabah

DAĞLAR

DAĞLAR

(11)

SABAHIN ARMAĞANIDIR

B A R I S M A N C O

S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

Yalçın Doğan

Milliyet

■ ■

;

mg iyasal görü şleri ne olursa ■ S ^ B olsun, bestecilerin tümü, A yapıdan için kaynağı halkta H g ö r ü y o r . D ü n y a d a v e

M T ü r k iy e 'd e m ü z ik ta rih i bunun örnekleriyle dolu. Bizde 601ı yıllar bir röne- sans, d ü ş ü n c e d e , h u ku kta, sanatta yen id en doğuş. Bunun uzantısı olm ak ü z e r e , m ü zik te h a lk a g itm en in

doruk d ön em i. Zaten o n ed en le Aşık Veysel, Ruhi Su o kadar ön planda. Çok sesli Türk müziği dönem inin en çok iz bırakan örnekleri arasında.

60'lı yıllan dünya, Beatles çılgınlığıyla yaşıyor. P o p m üzik sa n y o r dünyayı yeniden.

Barış M a nço karşım ıza bu kom ­ pozisyonda çıkıyor. Beatles türü pop ve halka gitmeyi, Barış Manço aynı anda uyguluyor. Bunun için bu kadar popüler.

T

û

arış M a n ç o d e r le r b ir d e v adam hakkında Bu dünya­ dan barış gitm iş, cen k kal­ mış.

Anlayın artık bu dünyanın halini. Dünyada g e rç e k bir insan olarak yaşayan sevgili

Barış, o sonsuz yolculuğa çıka şimdi. Ben, bütün çocuklann bir ağız­ dan seslendiklerini duyar gibi oluyorum:

"Barış amca, ıspanağına yedim, diş­ lerim i fırçaladım , otom obilde arka koltuğa oturdum. Sen bizi merak et­ me. Seni çok seviyoruz. Güle güle." Sevgili Barış,

Yolun açık ve ışıklı olsun.

Bugün domates, biber ve patlıcanla­ rın hiç tadı yok.

Arkadaştn eşeğin gözü yaşlı.

Oku bakalım diyoruz ve bütün ço­ cuklar bir ağızdan okuyorlar: "İn san .

Doğrudur,

gerçek b ir insan daha eksildi ara­ mızdan.

K o m ş u m u z

B arış

Melih Aşık

Milliyet

on kez bu yaz Feneryolu'nda bir lokan tan ın kaldırım a k oyd u ğu masalarda oturup sohbet etm iş­ tik. Gelen geçen duruyor; Banş'la bir çift laf etm ek istiyorlar... Barış onlara la f yetiştirm ekten bşşını alamıyor:

- Bu ilginin seni sıktığı oluyor mu Barış, diye sordum..

- Y o o o , demişti, seviyorum ben bu konuşmalan. Ayrıca bu ilgiyi biz istedik, sıkılmaya hakkımız olabilir mi?

H er sanatçının bu kadar çok sevgiliye sahip o l­ ması, kalplerde böylesine hoş anılar bırakması dileğiyle... Banş'a güle güle diyoruz, H er şarkı­ sında anacağız O'nu...

Barış M a n ço- Yasemin B a rod a n ile b ir klip çekim inde. M anço, tadına doyulmayan, hala m ilyonların yü reğind e ince b ir sızı bırakan pa rçalarının çoğuna klip çekm em eyi y eğ led i

ıradışı bir adam, usta sanatçı, üstün zekâydı. Kelimenin dolu anlamıyla, duygulu ve "iyi insandı. Yaşamı ciddiye alır. Nükte ve bilgelikle demlerdi. Birkaç ay önceydi, onunla, en son m aestro Yoel Lev'\n\n v e bazı orkestra sanatçılannm onuruna verilen yem ekte yan yana oturuyorduk. Birkaç ay önceydi. Sağımda uzun saçlan, dudaklanndan çenesine ineri kır bıyıklan, parmaklarındaki gümüş yüzükleri, ilg n ç bilezik­ leri ve güleryüzü ile Barış Manço...

Solumda Lse, sanki Manço'mm bir bakıma kopyalanmışı ya da ikiz kardeşi

Ammon Veinstein... Onun da çenesine inen kır bıyıklan, her biri ayn mesaj taşıyan gümüş yüzükleri, bilezikleri... İkisi, Uzakdoğu felsefesine,

yüzüklerinin ve bileziklerinin o felsefedeki ifadelerine uzanan hoş bir soh­ bete daldılar. Barış Manço, belki de yazın, Ammon Veinstein' in İsrail - deki keman yapım atölyesine gidecekti. Dünyanın bu en değerli kemanla- nru okşayabilecekti. N e yazık ki gidemeyecek...

İp e k ç i v e

M a n ç o

Güneri Civaoğlu

Milliyet

(12)

SABAH'IN ARMAĞANIDIR

B A R I S M A N C O

S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

A y s b e rg

in s a n la r

Ertuğrul özkök

Hürriyet

ürriyet telefon santralında geçen pazartesi günün­ d e n b e ri sa d ece B a rış M a n ç o 'nun şarkıları çalıyor. Arkadaşlarımız kendiliğinden b öyle bir uygulamaya başlamışlar. O anda, kendiliğinden. Duydum ki birçok başka kuruluşun santralında da aynı şey yap ılıyorm u ş. Ö lü m ü n ü n sabahında Ankara bürosundaydım. Arkadaşlanmız bir anda onun kasetlerini alıp çalmaya başladılar. Mağazalar­ da, taksilerde, bakkal dükkânlarında hep o çalıyor.

Sanki gizli bir el, ruhumuzdaki düğm elere bastı ve bütün bir toplum aynı anda, aynı şarkıyı çalmaya başladı.

Hangi güç bu kadar bölünmüş, paramparça olmuş bir topluma aynı şarkıyı söyletebilir? Rapçısıyla türkücüsünü, teknocusuyla arabeskçisini aynı nota kâğıdı üzerinde bir araya getirebilir?

ikm et-i ilahiye sorgulanamaz Ama bazen kulun da "adaletin b ı mu dünya!", diyesi geliyor. Bugün böyle hissediyorum. Tıpk yıllarca evvel Adnan Kahveci'

nin ölümünü duyduğumda hisse ettiğim gibi.

Barış Manço da aramızdan ayrıldı. H em de er verimli çağında. Yapacak fazla bir şey yok. Şimd o ölümün ebedi güzergahında ölümsüzlü ğ e yelken açıyor!

Manço dünya çapında bir müzisyen, bir kül tür adamı idi, ancak onun farkını en doğru dünkü makalesinde, Sayın R a u f Tamer yakala mış. O bir "ortak değer" idi.

Diyar diyar dolaştı, kılıktan kdığa gird i

Bir ortak değer

daha kaydı gitti

Cüneyt Ülsever

Hürriyet

+

a... i1...

A rk a d a ş ım

E ş e k

ü

UNUTMADIM SENİ

D ün yine yapayalnız dolaştım yollarda. Yağmurlarda ıslanan bomboş sokaklarda. Gözlerim de yaş kalbimde sızı unutm adım seni.

Unutamadım, unutam adım ne o lu r anla beni.

Unutmak kolay demiştin alışırsın demiştin. Öyleyse sen unut beni yeter k i benden isteme

Gözlerim de yaş, kalbim de sızı unutm adım seni

Unutamadım, unutam adım ne o lu r anla beni.

Y ılla r ikim izden de çok şeyler götürmüş. Sen yeni yuva kurarken beni param parça bölmüş. Gözlerim de yaş kalbim de sızı unutm adım seni.

Unutamadım, unutam adım ne o lu r anla beni.

Orhan Bürsalı

Cumhuriyet

___________________

M a n ç o 'n u n 7 'd e n 7 7 'y e programım seyrederek bü­ yüdük. O, çocuklarla nasıl ilişki kurulacağı konusun­ da örnekler sundu bütün topluma. Çocuklarla çok kolay ortak bir dil kuruyor, bütünleşiyordu.

Çocuk ruhunu hep içinde taşımayan bir insanın, bunu ömrü boyunca rol olarak yapması mümkün değildir.

Büyüklere, bütün Türkiye'ye ana dersi, "Çocukluğunu unutma!" idi, "Çocukluğu­ nu anımsa, sık sık çocuk o l ve çocukla- nnla birlikte ol!"

Çocukların önünde yerlerde yürüdü, kır­ kayak oldu; çocuklar gibi konuştu, söyle­ di, dinledi. Çocukları adam yerine koy­ du, çocukların kişiliklerinin gelişm esi anne ve babalarını çekiştirdi.

(13)

SABAHIN ARMAĞANIDIR

B A R I S M A N C O

S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

Onun

ardından

Sabahat Emir

Türkiye Gazetesi

anço, bizim neslimizin ilk p op şarkıcılanndandı. Kendine özgüydü... H ep kendine özgü kalarak yenilenmesini bildi. Politikayı asla sanata bulaş­ tırmadı. Başarılı insanların hayatından alı­ nacak dersler vardır.

Türk toplum unun barış v e kültür elçisi olan ölüm süz sanatçı Barış M anço’dan aldığımız dersler nedir?

D em ek ki;

* Bu ülkede şarlatanlık, yalakalık yapıl­ madan, m arjinalleşm eden, süfli v e so ­ rumsuz havalara girm eden, bu ülkenin inşam olmaktan gurur duyup ö r f v e adet­ lerine uygun; "adam” gibi yaşayarak "ger­ çek sanatçı” olunabiliyormuş!

A

H

— — — — * *11 111 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 İlil I İllin İT ı ' r

İn sa n hem m üzisyen hem d e g ezg in olursa, böyle olur. H e r gittiğ i y e r d e k en d i g ib i m üzisyenleri bulur, başlar sohbete. Aynen fotoğraftaki Cazcı K ard eşler’le!ya ptığı gibi...

aha bir ay ön ce elini sıktığım, hasretle sanldığım bir ustanın gidişine baktım da, giden sadece za­ mandı.

Solan çiçeklerdi.

Çocuklann bulunduğu anaokulunun önüne gel­ dim cenaze sonrası.

Miniklerin hepsi d e gülümsüyordu. O hepsi d e birer melekti. Hepsinin d e gözlerinde Barış M anço’nun gülen fotoğrafı var­ dı. Barış Manço gibilerini yannlara sadece onlar taşıyordu.

Tam gidiyordum ki, çocuklann arasında birinin bana el salla­ dığını gördüm. Barış Manço ölmemişti, yaşıyordu.

Barış M anço

yaşıyoı

Hakkı Yalçın

Takvim

r

Kıskandığım

te k insan

Aykut Işıklar

Akşam

|

- f

m a evgili Barış Manço Sen herşevi ile kıskanı- ■ S H lacak insandın. Çünkü sen değil sanat dünya- N M sının, bu ülkenin örnek alacağı birkaç insan- B B dan biriydin. H er yönüyle, her düşüncenle... j f l f l Çok erken bırakıp gittin bizi. Yolun ortasında

bıraktın bizi. Seni biz Kültür Bakanı, Cum- ■MIUIİIIIHİH hurbaşkanı olarak görm ek istiyorduk. Buna alıştırmıştık kendimizi... T ek tesellimiz seni hiç unutmaya­ cak oluşumuz. H er zaman, her saniye içimizde seni hisse­ deceğiz. Çünkü unutmamız mümkün değil. Sadece o gülü­ şünü özleyeceğiz, o hızlı hızlı konuşmanı özleyeceğiz. İnan hep ama h ep yaşayacaksın.

Şu sandan yazarken gözyaşlanma hakim olamıyorum. Aklı­ ma her şey gelirdi d e senin ardından böyle bir yazı yazmak asla gelmezdi.

■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ immmm— 1 1 mmmammmmx

Barış M a n ço b ir dünya insanıydı. Çok iyi ya ban cı d il bilen Manço, gittiği h er ülkede insanlarla sımsıcak ilişkiler kurmayı, onlardan b iri g ib i davranm ayı iyi beceriyordu.

(14)

SABAH'IN ARMAĞANIDIR

B A R I S M A N C O

S E N İ Ö Z L E Y E C E Ğ İ Z

Bir daha düşünelim M anço’yıı

Hakkı Devrim

Radikal

lü m ü n den sonra Banş’ı sa h ip le­ nenlere bakıyorum; aralarında evet herkes var, ama gen e de farklı bir grup; bütünün güzel bir dilimi de diyebiliriz. Kamuoyu olarak kendi­ ni giderek daha çok hisseden, ağır­ lığım daha çok hissettiren bir zümre...

Toplum, onun dikkatini çekm ek için bazı tehlike­ leri g ö z e alabilenlere sanki bir ayncalık tanıyor; bu gözü kara sevgilerini aynca ödüllendirmek is­ tiyor.

Birlikte yaşadığımız bu toplu sevgi ve vefa duygu­ sunu daha iyi anlamaya çalışmalıyız.

Toplumsal bir uyan yanı var mı, diye durup dü­ şünmeliyiz. İhtiyacımız var!

ile Araştırma Kurumu, onun bu ta­ raflarım ilk sezinleyen kurum oldu. Sırf bu taraflarını nazarı dikkate alarak, onu “aile ödülü” verilecekler lis­ tesine dahil etti. N e yüksek bir hüsnü mu- kabeldir ki, “Adam Olacak Çocuk’ 1ar ve yaşlı ailelere yönelik programlan, bun­ dan böyle gürül gürül aktı durdu.

Aileye inanıyordu çünkü. Beraber yaşamaya ve insan ha- tınna yüksek bir d eğer biçiyordu. Yaşadığı öm ür boyu, içinde bulunduğu bohem çevrelerin kınk dökük, bula­ şık ilişkileri onu hiç zedelem edi. Adı, hiçbir dedikodu içinde yer almadı. Bu o kadar zo r ve hassas çizgidir ki, adeta görünm ez bir elin onu çekip çevirdiği, korudu­ ğu gibi hisler uyanıyor insanın içinde.

Eğitim gördüğü Belçika’nın Barış için, B a n ş ’ın d a Belçika için ayrı b ir y e ri vardı. Bu ülkenin televizyonlarına sık sık konuk oluyordu, (s o ld a )

Bir gün “B arış”

to p ra k olur

Ahmet Rıdvan

Yeni Şafak

(15)

t

SALİH MtMbLAN

S an a v e d a etm iyoruz

H ep yaşayacaksın ...

B elk i çok insana nasip olacak tören le uğralandı Barış. Kim se b ir çağrı yapm a­ dı, am a on bin ler onun için oradaydı.

imsenin beklem ediği,

kimsenin istemediği bir

anda bizi bırakıp gittin.

Seni seven milyonlarca

insanın “Dur yapma” dem esine

izin vermeden, adam olacak mil­

yonlarca çocuğa sormadan...

Oysa daha yazacağın çok nota,

s ö y le y ece ğ in ço k şarkı, adam

edeceğin çok çocuk vardı...

Bunu söylemek zor ama ölümün­

le de bize bir şeyler hatırlattın.

Skandallardan, yalan dolandan

uzak yaşamınla, halkıyla bütünle­

şen bir Türk aydın kimliğinle, dü­

rüstlüğe duyduğumuz özlemi ha­

tırlattın. Sana çok teşekkür borç­

luyuz. Ama duygularımızı en iyi

cenazene de gelen 6 yaşındaki o

çocuğun taşıdığı pankart dile ge­

tiriyor. ‘AŞK”OLSUN BARIŞ ABİ.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

6.Hafta Işık mikroskoba doku hazırlanması (Kesit almaya kadar). 7.Hafta Kesit

The problem reduces then to the case of collision of an impulse gravitational wave with an em shock wave. This problem is relatively much simpler and its solution is available in

Bunlar beyaz zemine yaprak kıvrımları içinde büyük hatailer halinde yeşil, mavi, kırmızı renklerin verdiği ahenk ve desen- deki hareket fevkalâde güzeldir.. Bu panolar sağ

«Fonksiyon bir şekil yaratır» gibi bariz bir haki- katten «fonksiyon şekli yaratır», yani sanat yaratır gibi mutaassıp bir nazariye ortaya atılmıştır.. Filhakika fonksiyon

Bu suretle halk günü- müzün ileri kazino esasları içinde rahatça oturabilece- ği gibi diğer taraftan, şüphesiz orijinalitesi olan Türk salonunda d a ayrıca oturmak ve

Mimar, binada eski Türk mimarisinde olduğu gibi - suya hususî bir ehemmiyet vermiştir, havuzlar, havuz taşları, sebil- ler ve bunların geceleri projektörlerle ziya

Boyarmadde ve terbiye maddesi giderleri (Tablo 5) kargdafiinldi$nda Pad-Batch yonteminde kullanilan boyarmadde ve terbiye maddeleri, Pad-Steam ve jet bo- yamadan qok daha

Birincisi; enerjinin çoğu uzun periyodlu dalgalar ile taşındığı için yalnızca bunlar faydan yayılan toplam enerji hakkında tam bir bilgi verebilir. İkincisi ise; uzun