Emin
Çölaşan,
7. baskısı
yapılan kitabı
nasıl
hazırladığım ve
yazdığını
anlattı
T u rg u t ö z a i ”12 Eylül... d ia ! KSconomisInin
p erd e ArkasT'nı
runic
İdin ele ştird i
I I
Bu kitap ileride
yeniden yazılma
Gazeteci Emin Çölaşan kısa sürede 7. baskısını yapan "12 Eylül... Ûzal Ekonomi sinin Perde Arkası" adlı kitabını nasıl yazdığını anlattı. Çölaşan, Gazeteciler Cemi- yeti’nden "Yılın Gazetecisi" ödülü kazandıran kitabı 10 ayda hazırladığım, o döneme ilişkin 65 kişiyle görüştüğünü söyledi.
Erdemin
í .’««a*8*SWB0*ggSK*S*SSSbu
kitap dondu
f #
m
G
EÇEN yıl yayınlanan “ 24 Ocak... Bir Dönemin Perde Arkası” ve bu yı! yayınlanan “ 12 Eylül... Özal Ekonomisinin Per de Arkası” adlı kitapları kamuoyunda büyük ilgi uyandıran Emin Çölaşan, bu kitapları nasıl yazdığını Milliyet’e şöy le anlattı:“ Turgut Özal 1982 yılı Temmuz aymda Başbakan Yardımcılığı görevin den Maliye Bakanı Kaya Erdem’le bir likte istifa etmiş ve avnı gün Side’deki yazlık evine gitmişti. Durumu öğrenince ben de oraya gittim. Bütün gazeteciler Side’ye doluşmuştu. Özal basın dilin de "ru tin ” dediğimiz açıklamalarım yaptıktan ve ilk heyecanlı günler geç tikten sonra, bütün gazeteciler yavaş yavaş yerlerimize dönmek zorundaydık. Ben Side’de Özai’ın çevresini kuşatma altında tutan gazetecileri atlatarak ken disiyle özel bir görüşme yapabilmek için bekliyordum ama mümkün değildi. Bir türlü yalnız kalamıyorduk. Bir yalnız
kalabiisek, Turgut Bey'in bana mutla
ka özel birşeyler anlatacağını biliyor dum. Kendisi ODTÜ’de benim mate matik hocamdı. Dersinde sürekli kop ya çektiğim halde bu durumu bir türlü isbat edememiş ve bana geçer not ver mek zorunda kalmıştı. Daha sonra ben DPT’de görevli iken o kuruluşa Müs teşar olan Özal görevime son vermişti. Kendisiyle yıllar boyunca "yakın” iliş kilerimiz olmuştu. Sonra ben gazeteci oldum, Sayın Özal de 1979 yılı sonla rında Başbakanlık Müsteşarı oldu. O dönemde dostça ilişkiler kurduk. Ba na çok şey anlattı ve güvendi. Gerçek ten ben de kendisine bir kere olsun ihanet etmedim ve yazdmamak kaythv- la anlattığı hiçbir şeyi (içimin yanması bahasına bile olsa) yazmadım.
SEMRA ÖZAL7N
SAĞLADIĞI İMKÂN
Sonuçta, bütün gazeteciler Side’de Özal’ın evinin önünde bekleşirken, Semra banım beni bir öğle yemeğinden sonra gizlice içeriye aldı. Orada Tur gut Özai’la iki saat başbaşa konuştuk ve ben bu konuşmayı banda aldım. Amacım, Özal ve Erdem’in istifalarıy la sonuçlanan gelişmeleri biraz daha ay rıntılı bir biçimde Miliiyet’e yazmaktı. Olay böyle başladı.
Bu yazı dizisini A nkara’ya dönüş te hazırlarken, olayların içinde yaşamış olan Kaya Erdem’le konuşmanın da ya rarlı olacağı kanısına vardım.
Ben 1981 yıb Eylül ayında Kaya Er dem’in ağzından, Türk ekonomi tari hine geçecek olan “ Bankere para yatıran vatandaş kumar oynamıştır” sözlerini yazmıştım ve Kaya Bey bana bu sözleri yazdığım için çok kızmıştı. O günden sonra da, 1982 Temmuz aymda istifasına kadar hiç görüşmemiş tik. Özal bizi Side’de bir anlamda ba rıştırdı. Kaya Erdem’in bana olan kırgınlığı ve kızgınlığı böylece ortadan kalkmış oldu.
Evinde istifasının nedenlerini konu şurken Kaya Bey bana bir öneride bu lundu ve dedi ki “ Siz şimdi bu konuyu yazmak istiyorsunuz ama sadece bu is tifa olayının nedenlerini yazarsanız ek sik kahr. Aslında Türkiye, 24 Ocak kararlarının alınma aşamasından bu ya na çok ilginç günler yaşamıştır ve bü tün olaylar birbirine b a p d ır. Biraz daha ayrıntılı bir çalışma yapın ve işi oradan başlatın. O dönemde de çok gü zel ve renkli olaylar vardır.”
Kaya Bcy’den sonra konuyu baş ka yetkililerle de konuşmaya başladım. Bir süre sonra gördüm ki, topladığım malzeme bir yazı dizisine sığmayacak kadar fazla ve ilginç. Konuştuğum ki şilerin sayısı arttıkça ortaya yeni ve hiç bilinmeyen bir "perde arkası” çıkıyor du. Bu araştırmayı bir kitap yapmaya karar verdim, 50’den fazla yetkili ki şiyle konuştum, yeni malzeme ve bel geler topladım. 1982 Temmuz ayında başladığım çalışmalarım 1983 Mayıs ayında noktalandı ve “ 24 Ocak. Bir Dönemin Perde Arkası” kitap olarak yayınlandı. Bu kitap kamuoyunda bü yük ilgi gördü. Bana Gazeteciler Ce miyeti ödülünü kazandırdı. Bugüne kadar 7. baskısı yapıldı.
24 Ocak kitabında anlattıklarıma Ekim 1979’dan başlamış ve 12 Eylül 1980 tarihine getirerek bırakmıştım. Bu kitaptan hemen sonra 12 Eylül
döne-3"12 Eylül... Özal Ekonomisinin Perde
Arkası" kitabını yazmak için 10 ay çalış
tığını, o günlerin sorumlusu 65 kişiyle
görüştüğünü söyleyen Emin çölaşan,
"Bu iki kitabın devamı olan üçüncü ki
tabımda bankerlik olaylarına ağırlık ve
receğim" diyor
minin araştırmasına giriştim. Bu kitap çok daha zor oldu. Tam 10 ay gece gündüz çalıştım. Bazdan haftalarca ol mak üzere, o dönemi sorumlu yerler de yaşayan tam 65 kişiyle görüştüm. 12 Eylül döneminin belli bir kesiti bile olsa, bu konuyu Ok yazan ben oluyor dum. Bu nedenle, ülkemizin içinde bu lunduğu hassas şartlar açısından çok zorlandım. Bazı konulan yazmaktan vazgeçmek durumunda kaldım. Eylül ayından geçtiğimiz nisan ayma kadar
bir tek gün bile tatil yapmadan konu yu hazırladım. Sanıyorum bu ikinci ki tap da ilgi gördü ve 1.5 ay gibi kısa bir sürede 7. baskısı yapıldı.
Bunun devamı olan üçüncü kitabı da, beklenmeyen bir aksilik çıkmadığı takdirde Milliyet Yayınlan eylül ayın da yayınlayacak. O kitapta ülkemizin yaşadığı banker olaylanna ağırlık ve receğim ve bankerlik konusunun per de arkasını biraz aydınlatm aya çalışacağım.”
3
Emin çölaşan’ın yazdığı "24 Ocak... Bir
Dönemin Perde Arkası" adlı kitabın ta
rafsız olarak yazıldığını söyleyen Tur
gut Özal, "Bu sefer ön yargılı olarak
yazmışsın. Ama bunlar gelecek için
önemli dokümanlardır" dedi
Çölaşan— Sayın Başbakan, "12 Eylül... Özal Ekonomisinin Perde Arkası" adlı bir kitap yazmıştım. Okudunuz mu? Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özal— Birinci kitabın "24 Ocak... Bir Dönemin Perde A rkası"' daha iyiy di. Daha tarafsızdı. Bu ikinci kitapta taraflısın.
Çölaşan— Sizin aleyhinize mi taraflıyım? Özal— Benim aleyhime değil de, ön yargılısın. Çölaşan— Hangi konularda ön yargılıyım?
Özal— Bu işleri hep IM F yürütüyor.Özal da bunlan hep IM F’nin bir adamı olarak götürüyor... Bu imajı veriyorsun devamlı olarak. Halbuki hadiseler tam tersidir. Bak sana bir şey söyleyeyim. Bizim yaptığımız işlerin IMF ile hiç alâkası yoktur, şu iktidara geldiğimiz günden beri yaptığımız işlerin IMF ile hiç ilgisi yoktur. Biz yaptık, ondan sonra geldi adamlar. En ufak telefon bile açıp konuş madık. 24 Ocak’ta da böyle olmuştur. H atta biz IMF ile büyük kavgalar vermi şizdir.
Çölaşan— O kavgalar, yazdım kitapta...
Özal— Yazdın da, tam yermemişsin. Sonra, bazı adamlardan bazı şeyler almışsın... Yani bu adam lar kendilerini lanse mi ediyorlar? Birkaç kişiden bazı şeyler almışsın. Onların hiçbiri doğru değil.
Çölaşan— Hangileri onlar Sayın Başbakan?
Özal— Hatırımda değil şimdi onlar. Bir tane, bizim Merkez Bankası eski başkanı var...
Çölaşan— Aydmoğlu mu?
Özal— Aydmoğlu var. Adam doğru konuşmuyor. O var, birkaç tane daha var orada. Şimdi hatırlamıyorum. İyice incelemem lâzım. Genelde bu izlenimi edindim. Onu söyleyeyim, Hayırlısı olsun. Biz kimseye bir şey demeyiz. Ne ya palım? Ben sana bir şey söyleyeyim mi? Sen daha iyi yazabilirsin. Ama bir parça tarihçi olmaya çalış. Bir de ön yargılardan kurtul. İlle de budur deme. Çünkü bugün maalesef Türkiye'de bu tesirler vardır. Ayrıca kendini fazla lanse etmek isteyen adamlar da vardır. Onu da söyleyeyim Bunu çok iyi tahlil edebilmek lâzım. İlk kitabında (24 O cak... Bir Dönemin Perde Arkası) ben bunu biraz da ha az gördüm. Orada da vardı ön yargıların ama bu ikinci kitabında (12 Eylül... Özal Ekonomisinin Perde Arkası) biraz daha fazla ön yargı var. Ondan uzaklaş tığın zaman daha iyi olur. Daha sade ve şeyli bir doküman olur. Bunlar gelecek için de önemli dokümanlardır.
Çölaşan— Siz esas olarak IMF üzerinde duruyorsunuz değil mi? Özal— Aynı şey Dünya Bankası için de var. Biz sanki belli bir yerin adamı imişiz gibi... Bunlar doğru değil. Ben sana örnek de vereyim... Şimdiki durumu gördükten sonra senin o yargıların yerini tutmuyor yani...
Çölaşan— Peki o dönemin temel ve önemli olaylarını iyi vermiş miyim? Özal— Temel olayları daha çok yazamazdın. Aslında bu kitabın ileride ye niden yazılması lâzımdır. Bazı şeyleri o zaman yeniden gözden geçirmek lâzım...
'12 E y lü l... Ö za l Ek o n o m is in in P erd e A rk a s ı’
k ita b ın d a ad ı geçenler neler dediler?
• Ferruh Bozbeyli: Emin Çölaşan bu kitaplarıyla ciddî ve seviyeli bir hizmet ortaya koymuş ve gazetecilikte büyük bir aşama yapmıştır. Çölaşan’ın akıcı ve rahat üslubu kitaplara ayn bir değer katmıştır.
• Yıldırım A ktürk (DPT eski müsteşarı): Son kitabı hızla okudum. Uygun bir zamanda daha ayrıntılı okuyacağım. Sıkmadan okutan, sürükleyici bir kitap. Olaylar iyi verilmiş.
• Ali Doğan Ünlü (Ziraat Bankası eski genel müdürü): Hem 24 Ocak, hem de 12 Eylül son derece yararlı iki kitap olmuştur. Olayları yaşayan bir kişi olarak, bu kitaplarda anlatılan hususların doğru olduğunu söylemek istiyorum. Gizli kala cak pek çok şeyi kamuoyu Çölaşan’m kitapları sayesinde öğrenme fırsatı bulmuş tur.
• Süleyman Demirel: Kitaplarda bana affedilen hususlar doğrudur. Onun dı şındakiler için mütalaâ beyan edemem.
•
J
• Erdal İnönü: Övgüsünü çok duymama rağmen henüz okuyamadım. İlk fır
satta okuyacağım.
• Cafer Tayyar Sadıklar (Merkez Bankası eski başkanı): 12 Eylül’ü iki gecede okudum ve geceyansı saat 03.00’te bitirdim. Başladıktan sonra bırakmak müm kün değil. Her iki kitap da Türk ekonomisinin son yıllardaki bir günlüğüdür. Dü şündürücü ve gerçek olayları kamuoyuna akıcı bir dille aktaran Çölaşan’ı içtenlikle kutlarım.
• İsmail Hakkı Aydmoğlu (Merkez Bankası eski başkanı): Çölaşan birinci kitabında olduğu gibi, ikinci kitabında da yansız bir tutumla olayları yansıtmaya çalışmıştır. Çok faydalı ve yararlı bir iş görmüş olduğunu kabul etmek gerekir.
• Nazif Kocayusufpaşaoğlu (Hazine eski genel sekreteri): Henüz tam okuya- madım. Yer yer göz attım. Fırsat bulunca okuyacağım. Özal ve yakın çevresinin lehine yazılmış bir kitap olduğu izlenimine sahip oldum.
• Yıldırım Avcı: Çölaşan’m bu değerli eserleri, yakın geçmişte yaşanmış bir döneme, olaylara yön verenlerin ağızlarından ışık tutmaktadır. Gelecekte siyasî ta rihçilerin yapacakları değerlendirmelere faydalı ve önemli katkıda bulunacağına ina nıyorum. Türkiye’nin içinde bulunduğu şartların daha da normale döneceğine inandığım yakın gelecekte bu eserlerin yeni unsurlar ve açıklamalarla genişletilerek genç kuşaklara emanet edilmesini diliyorum.
• Ali Koçman (TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkam): Bu tarz çalışmalar ileriki yıllarda bu günler değerlendirilirken mutlaka dikkate alınacaktır. Çölaşan’ın çalış ma ve yazma tarzı sadece dokümanlara dayanan âuru bir kronoloji içerisinde de ğil, âdeta romanlaştrılmış ve zevkle okunan bir eser şeklinde gözükmektedir. 1960’lardan sonraki Türkiye’nin tarihi içerisinde bir dönem başlangıcı olan 24 Ocak 1980’in hikâyesi bu kitaplarla mutlaka bir köşebaşı olacaktır.
Başbakan Turgut Özal, "12 Eylül... Özal Ekonomisinin Perde Arkası" adlı kitabı dikkatle okuduğunu ve beğendiğini söylü yor. Özal, kitabın bazı bölümlerin önyargılı yazıldığını, bazı bölümlerde ise kişilerin kendilerini ön plana çıkarmak için olay ları abartarak anlattıklarım belirtiyor. Turgut Özal, “ Bu kitap ileride yeniden yazılmalı. Çünkü bir dönemin perde arkasını, dokümanlarıyla anlatıyor" diyor.
• Kaya Erdem: Bir dönemi ilgi çekecek bir tarzda ve heyecanla okunacak şe kilde anlatan iki kitap... Basında yer almayan ilginç olaylara yer verilmiş. Eksik ve noksanlan var. Katılmadığım yerler var. Ancak bu tür çalışmaları genelde değerlendirmek lâzım. Genelde iyi, başarılı ve yararlı eserler olarak görüyorum.
• Yılmaz Karakoyunlu (Banker Kastelli eski genel koordinatörü): Çölaşan’ın ikinci kitabı 12 Eylül, bence birincisinden daha ilginç. Üçüncüsü muhakkak ki, daha ilginç şeyleri açıklayacak. Bir dönemin ekonomik ve siyasal kararlannın na sıl oluştuğu konusunda bir gazetecinin ‘haberin ötesini araştırmak’ yaklaşımını be nimsemesi açısından belki de ilk örnek olarak göstermek mümkün. Çölaşan, gazeteci kurnazlığı gibi görünen avantajlarını aslında iyi bir araştırmacı hüviyeti ile ve dü rüst bir anlayışla yansıtmış. Olayın eksik gördüğüm yanı, aynı olay etrafında uyuş mayan görüşleri sadece sergileyip bırakması... Sanıyorum bu kitapta da çok kişinin örnek alacağı şeyler var.
• Necdet Calp: Çok beğendim. Birçok konular gerçeklere uygun bir biçimde verilmiştir. Bu tür çalışmalar devlette bundan sonra görev alacaklara ışık tutacak niteliktedir.
• Agâh Oktay Güner: Devlet idaresinde olaylara tarih şuuru içerisinde baka bilmek, verilecek kararların sağlam temellere dayanmasını temin eder. Bizim ülke mizde ise özellikle yakın geçmiş, yaşanılan zaman içerisinde iyi bilinmez. Bilhassa hâtıra yazma geleneğinin gelişmediği ve yerleşmediği bizim gibi toplumlarda, ya kın geçmişin pek çok yönü karanlıkta kahr.
İşte Emin Çölaşan, bu büyük boşluğu doldurma yolunda eserler veriyor. Yo rum yapmadan, değerlendirmeyi okuyucuya bırakan kitaplarını, akıcı üslûbu sa yesinde zevkle okuyabiliyorsunuz. Olaylarda adı geçenlerin bu eserleri okuyarak, eğer varsa gerekli düzeltmeleri yapmaları, yarının araştırmacılarını güvenilir kay naklara kavuşturacaktır.
P U L D Ü N Y A S I
P T T SOFYA*Sf
HY vSjV-H 6V, .S V - s?-. / Y ' JL. y ■ k > 'ti! ■■ İSTANBUL, 23.4.1984 "'i\n .. '-X ' 'BALKAN
PL Norodno Sobraine 12.
SOFIA (BULGARIA)
İstanbul-Sofya ilk uçuş damgası
Türk Hava Yolları'nın İstanbul-Sofya ilk uçuş damgalı zarfı satışa çıkarıldı. Posta idaresi tarafından hazırlanan zarflar Sofya’dan geç gelmesi nedeni ile satışa yeni çıkarılan zarfların üzerinde Balkan P1 Norondo Sobraine 12 SOFYA (BULGARİA) yazılı olup Sofya ve İstanbul ilk uçuş damgaları yer almaktadır. 100 lira değerle satışa konan zarflar hazırlanış yönünden fılatelistlerin beğenisini kazandı.
Yaz aylannda pulların
korunması
Y
AZ aylarında tatil ve seyahatler dolayısıyla ka palı kalacak olan koleksiyonların havalandırılması gerekir. Albüm yapraklarının 10-15 dakika açıkta bırakılarak havalandırılması sağlanmalı ve önemli pul lar kontrol edilerek albümler kütüphane ve kasalara kon m alıd ır.Koleksiyoner, albümlerine gerekli titizliği gösterme lidir. Örneğin tozdan korumak amacı ile naylon torba lara sarılan koleksiyonların pullarında san san benekler oluştuğunu bilmek gerekir. Albümlerin üzerine kitap gibi ağır cisimler konulmamalıdır. Albümler dik olarak ve çok sıkı olmayacak şekilde kütüphanelere yerleştirilme- lidir.Kıymetli pullar “ hawit” dediğimiz asetatlı özel ko ruyucularda saklanmalıdır. Pullann kontrolü sırasında sararma görülürse o pulların değiştirilmesi yönüne gi dilmelidir. Bu tip işlemlerin yapılması için en uygun za man yaz aylandır. Pulları havalandınrken ve kontrol ederken masanın üzerine yaymanın hatalı olabileceği akıl dan çıkarılmamalıdır. Çünkü bir dikkatsizlik veya bir esinti pullara büyük zarar verebilir.
Pul almak hüner değildir saklamak hünerdir sözcü ğünü daima hatırlamak şarttır. Pullann değerlenmesini sağlayan en büyük faktörün özen ve bakım olduğu ha tırlanmalıdır. Pulların kontrolü sırasında yapışma gö rülürse tüm albüm elden geçirilerek yapışma nedeni kesinlikle araştırılmalıdır. Yapışma albümlerin yeniliğin den kaynaklanıyorsa albüm derhal değiştirilmeli, yapış ma olayı kısmî ise pulları kurtarmaya çalışmalıdır. Pulun yapıştığı bant kaldırılarak hava teması ve iki-üç dakika güneşte tutmalı ve pensle pulun üzerine sürülmeli pul ayrılmıyorsa yıkama yolu tercih edilmelidir.
Topkapı Müzesi
pullan çıkıyor
Osmanlı tarihinin görkemli sarayı, pullarımıza ko nu oluyor. Posta idaremizin emisyon programında yer alan Topkapı Müzesi serisi dün satışa çıkarıldı. Pullar artılı sistemle hazırlandı. Serinin değeri 235 lira olup ar tılarıyla 300 lira bedelle satışa çıkarıldı ve ilk gün zarf ları 330 liradan satıldı.
Tarihî eserlerimizi tanıtan serinin dünya filatelistle- rinin de ilgisini çekmesi bekleniyor.
>*ııı K o u ı n i i
Yılı
1950
Damgasız Damgalı Ukgün Adı fiyatı fiyatı zarfı 4. İnönü (Londra) 4.000.- 1.000.- — I. Resmi 1.600.- 100.- — Lozan 250.- 150.- 3.000.-Cumhuriyetin 25. yılı 250.- 150.- 2.500.-4. uçak 800.- 150.- 7.000.-Güreş 1.000.- 675.- 5.000.-Donanma 300.- 150.- 400.-İST. Sergisi 75.- 50.- 175.-Evrensel P.Birliği 125.- 100.- 600.-2.5 uçak 1.700.- 1.500.- 20.000.-Way 55.- 30.- 500.-14 Mayıs 65.- 40,- 700.-İzmir Fuarı 350.- 200.- 3.000.-Nüfus sayımı 60.- 35.- 500.-Sivil havacılık 150.- 100.- 1.500.-Farabi 600.- 400.- 10.000.-Kooperatifçilik 90.- 80.-
1.000.-Erol Akkaya seyahat nedeniyle yazılarına 5 Temmuz tarihine kadar ara verecektir. Oku yucularımıza saygıyla duyururuz.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi