• Sonuç bulunamadı

Başlık: ALMANYA'DAN DÖNENLERE İLİŞKİN ALGIYI ETKİLEYEN BİR FAKTÖR: VERİLEN BİLGİNİN İÇERİĞİYazar(lar):DÖKMEN, ZehraCilt: 14 Sayı: 0 Sayfa: 107-129 DOI: 10.1501/Felsbol_0000000107 Yayın Tarihi: 1992 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: ALMANYA'DAN DÖNENLERE İLİŞKİN ALGIYI ETKİLEYEN BİR FAKTÖR: VERİLEN BİLGİNİN İÇERİĞİYazar(lar):DÖKMEN, ZehraCilt: 14 Sayı: 0 Sayfa: 107-129 DOI: 10.1501/Felsbol_0000000107 Yayın Tarihi: 1992 PDF"

Copied!
23
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ALMANYA'DAN DÖNENLERE İLİŞKİN ALGIYI ETKİLEYEN BİR FAKTÖR: VERİLEN BİLGİNİN İÇERİĞİ

D r . Z e h r a D Ö K M E N Psikoloji B ö l ü m ü

A l m a n y a ' d a çalışan ve y u r d a dönen T ü r k işçileri h a k k ı n d a kitle iletişim a r a ç l a r ı n d a z a m a n z a m a n d a h a da yoğunlaşarak bazı haberler ç ı k m a k t a d ı r . Bu haberlerin önemli bir b ö l ü m ü , y a ş a n a n olumsuzlukları y a n s ı t m a k t a d ı r . B u haberlerin, b u n l a r ı okuyan, izleyen k a m u o y u n u n A l m a n y a ' d a çalışanlara ve y u r d a dönenlere ilişkin algılarını etkilemesi beklenebilir. T ü r k k a m u o y u n u n b u algılarının, kuşkusuz, t e k k a y n a ğ ı haberler değildir; çoğunluğun y a k ı n ya da uzak, A l m a n y a ' d a çalışan y a d a y u r d a d ö n m ü ş bir tanıdığı b u l u n m a k t a d ı r . B u tanıdıklar, hakla­ r ı n d a edinilen bilgiler ve onlarla olan ilişkiler onlara ilişkin algıları önem­ li ölçüde biçimlendirmektedir. Ancak, kitle iletişiminin de, her z a m a n olduğu gibi, bu k o n u d a da etkili olduğu söylenebilir.

A l m a n y a ' d a n y u r d a dönenlere ilişkin algıların çok olumlu olduğu­ nu söylemek m ü m k ü n değildir. Y u r t dışında b u l u n m a m ı ş kişilerin, Al­ m a n y a ' d a n dönenlere (sık sözü edildiği için b u n d a n sonra sadece " A D ' l e r " denecektir) ilişkin algılarının, kendilerine ilişkin algılarına kıyasla d a h a olumsuz olduğu bilinmektedir ( D ö k m e n , 1989). Yine bilinmekte­ dir ki, y u r t dışında b u l u n m a m ı ş l a r ı n AD'lere ilişkin algılarında, onlara olan yakınlıklarının (akraba, a r k a d a ş vb.) önemli bir etkisi y o k t u r (Dök­ m e n , 1989, kullanılmamış bulgu). O halde, AD'lere ilişkin algıların oluş­ m a s ı n d a b a ş k a faktörlerin de etkisini a r a m a k gerekmektedir. K u ş k u s u z AD'lere ilişkin algıların biçimlenmesinde t e k ya da bir kaç faktörü so­ r u m l u t u t m a k yanlış olacaktır; bu algılar üzerinde pek çok faktör rol oynayabilir. Yaş, eğitim, cinsiyet, modernlik düzeyi gibi faktörlerin A D ' lere ilişkin algıları etkilediği b u l u n m u ş t u r (Dökmen, 1989). Bu araştırma­ da ise AD'lere ilişkin algıları etkileme ve biçimlendirme olasılığı yüksek olan haberlerin içeriği üzerinde d u r u l m a k t a d ı r . Bu haberler kitle iletişim a r a ç l a r ı n d a n ya da diğer k a y n a k l a r d a n alınabilir; b u r a d a önemli olan bilginin içeriğidir. AD'lere ilişkin bilgilerin içeriğinin onlara ilişkin algı­ lar üzerindeki etkisinin belirlenmesi önemlidir. Bu belirlenirse, bu y ö n d e

(2)

s o m u t öneriler getirilebilir ve d a h a önemlisi, " A D ' l e r e ilişkin algılar" k o n u s u n d a geliştirilebilecek m o d e l için bir k a t k ı d a h a sağlanabilir.

B u a r a ş t ı r m a d a cevapları a r a n a n sorular şunlardır;

1- AD'ler h a k k ı n d a bilgi verilmesi, onlara ilişkin algıları etkile­ m e k t e m i d i r ?

2. AD'ler h a k k ı n d a k i bilginin k o n u s u AD'lere ilişkin algılarda farklılık y a r a t m a k t a m ı d ı r ?

3. AD'lere ilişkin bilginin olumlu ya da olumsuz olması onlara iliş­ k i n algıyı etkilemekte m i d i r ?

4. AD'ler h a k k ı n d a bilgi verilmesi, bu bilginin konusu, bu bilginin olumlu ya da olumsuz olması birlikte AD'lere ilişkin algıyı etki­ lemekte m i d i r ?

Yöntem Denekler

A r a ş t ı r m a d a 480 denekle çalışılmıştır. Denekler A . Ü . Dil ve Tarih-Coğrafya ve E ğ i t i m Bilimleri Fakülteleri öğrencileridir. B u r a d a inceleme k o n u s u edilmediği için denek özellikleri (cinsiyet, yaş vb.) değişken ola­ r a k alınmamıştır.

Araçlar

Bilginin algı üzerindeki etkisi, AD'lerle ilgili önemli sorunlar oldu­ ğu s a p t a n a n ( D ö k m e n , 1989) dört a n a konu üzerinde incelenmiştir; (1) Eş ve çocuklarla ilişkiler, (2) geleneklere bağlılık, (3) kazanılan p a r a y ı değerlendirme, (4) bilgi-görgü edinme.

Bu dört k o n u d a bilgi a k t a r a b i l m e k için, AD h i p o t e t i k bir kişi' hak­ k ı n d a bilgi verici kısa metinler hazırlanmıştır. Bu metinler, dört a n a k o n u y u olumlu ve olumsuz yönleri ile verecek t a r z d a düzenlenmiştir; ayrıca hiç bir k o n u y u y a n s ı t m a d ı ğ ı düşünülen n ö t r bir m e t i n kullanıl­ m ı ş t ı r . B u n l a r ı n yanısıra hiçbir m e t i n verilmemesinin etkisine de bakıl­ m ı ş t ı r . Esasen n ö t r m e t i n temeldir, k o n u y u açıcı ifadeler bu n ö t r m e t i n e eklenmiştir.

Deneklere verilen metinler şunlardır; A- (1) N ö t r :

A l m a n y a ' d a 15 yıl çalıştıktan sonra y u r d a d ö n d ü . A l m a n y a ' d a bir tekstil fabrikasında çalışıyordu ve o r a d a n emekli oldu. Y u r d a dön­ d ü ğ ü n d e a r t ı k bir işte çalışmak istemedi.

(3)

ALMANYA'DAN DÖNENLERE İLİŞKİN BİR FAKTÖR: 109

B- Eş ve çocuklarla ilişki;

(2) O l u m l u : ( N ö t r m e t i n e ek olarak)

A l m a n y a ' y a gidince eşini ve çocuklarını da h e m e n y a n ı n a çağırmış­ t ı , y u r d a d a h e p birlikte döndüler.

(3) O l u m s u z : ( N ö t r m e t i n e ek olarak)

A l m a n y a ' y a gidince eşini ve çocuklarını y a n ı n a getirmedi, sadece izinlerde y u r d a geldikçe görüşebildiler.

C- Geleneklere bağlılık:

(4) O l u m l u : ( N ö t r m e t i n e ek olarak)

A l m a n y a ' d a kaldığı süre içinde T ü r k gelenek ve göreneklerinden k o p m a d ı .

(5) Olumsuz: ( N ö t r m e t i n e ek olarak)

A l m a n y a ' d a kaldığı süre içinde T ü r k gelenek ve göreneklerinden uzaklaştı.

D- K a z a n ı l a n p a r a y ı değerlendirme: (6) O l u m l u : ( N ö t r m e t i n e ek olarak)

A l m a n y a ' d a kazandığı p a r a y ı iyi değerlendirdi. H e m tasarrufta bu­ l u n d u , h e m d e m a l mülk edindi.

(7) Olumsuz: ( N ö t r metine ek olarak)

A l m a n y a ' d a kazandığı p a r a y ı yine o r a d a harcadı. Ne tasarrufta b u l u n d u ne de m a l m ü l k edindi.

E- Bilgi-görgü e d i n m e :

(8) O l u m l u : ( N ö t r m e t i n e ek olarak)

A l m a n y a ' d a kaldığı süre içinde kendini yetiştirdi, bilgisini görgü­ sünü a r t t ı r d ı .

(9) Olumsuz: ( N ö t r m e t i n e ek olarak)

A l m a n y a ' d a kaldığı süre içinde kendini geliştirmedi. Bilgisinde görgüsünde bir farklılık görülmedi.

Bu dokuz m e t i n , deneklere bir Kişi Algısı Ölçeği ile birlikte veril­ miştir. Kişi Algısı Ölçeği'nin AD'lere ilişkin algıyı belirleyici, geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu bilinmektedir (Dökmen, 1989). Bu ölçek, bir

(4)

kişiye yüklenebilecek kişi özelliklerini yansıtıcı 36 maddelik karşıt uçlu sıfat çiftlerinden oluşmaktadır, ve her m a d d e 7 basamaklı olarak öl-çeklenmiştir.

İşlem

Deneklere y u k a r ı d a sözü edilen metinler ve Kişi algısı Ölçeği veril­ miştir. Deneklerden AD'leri ve m e t i n d e k i AD h i p o t e t i k kişiyi, ölçek üze­ rinde değerlendirmeleri istenmiştir.

Denekler, Kişi Algısı Ölçeği'ni önce AD'lere ilişkin genel algılarına göre işaretledikten sonra dokuz m e t i n d e n birini o k u y u p ona göre ikinci bir değerlendirme yapmışlardır. Bir g r u p deneğe de hiç bir m e t i n veril­ m e d e n , ölçek iki kez uygulanmıştır. H e r deneğin bu iki u y g u l a m a d a n elde edilen iki ölçek p u a n ı b u l u n m a k t a d ı r .

D ö r t a n a k o n u ile ilgili (1) olumlu, (2) olumsuz (3) n ö t r b o y u t l a r ı ve (4) metinsiz olmak üzere 16 ( 4 x 4 = 1 6 ) koşul belirlenmiştir. H e r bir koşulda 30 denek b u l u n m a k t a d ı r .

Bulgular ve Yorumlar

AD'lere ilişkin algı üzerinde, AD'ler h a k k ı n d a edinilen bilginin et­ kisini belirlemek üzere, elde edilen veriler üzerinde 4 x 4 x 2 (Bilginin k o n u s u X bilginin içeriği x AD'lere ilişkin algı: ö n t e s t - s o n t e s t ) fak­ törlü son faktör t e k r a r ölçümlü v a r y a n s analizi (Kirk, 1968) uygulan­ mıştır. Tablo l ' d e a r a ş t ı r m a n ı n deseni ile a r i t m e t i k o r t a l a m a l a r ve stan­ d a r t s a p m a l a r görülmektedir. Tablo 2'de ise v a r y a n s analizi sonuçları verilmiştir.

Varyans analizi t a b l o s u n d a görüldüğü gibi, sadece bilginin içeriği (olumlu, olumsuz, n ö t r , metinsiz) ve A D ' e ilişkin bilgi verilmesi (öntest, son-test) değişkenlerinin t e m e l etkisi ile bu iki değişkenin o r t a k etkisi istatistiksel olarak anlamlıdır.

Bu sonuçlara göre, girişte verilen sorular cevaplanmış olmaktadır. Birinci soru, AD'ler h a k k ı n d a bilgi verilmesi onlara ilişkin algıları etki­ lemekte midir sorusuydu. Sonuçlara göre, AD'ler h a k k ı n d a bilgi edinmek onlara ilişkin algıyı etkilemektedir ( F = 2 6 . 0 4 , P < . 0 1 ) Bu sonuç aşağıda d a h a ayrıntılı incelenmektedir. İkinci soru, AD'ler h a k k ı n d a k i bilginin k o n u s u AD'lere ilişkin algılarda farklılık y a r a t m a k t a mıdır sorusuydu. Varyans analizi sonuçlarına göre, k o n u farklılığı algı üzerinde önemli bir farklılığa yol açmamıştır. Bilginin k o n u s u değişkeninin temel etkisi an­ lamlı değildir ( F = 2 . 4 5 , p > . 0 5 ) . Bilginin k o n u s u n d a k i farklılıkların algı

(5)

ALMANYA'DAN DÖNENLERE İLİŞKİN BİR FAKTÖR: 111

Tablo 1. AD'lere İlişkin Algı Puanlarının Aritmetik Ortalamaları ve Standart Sapmaları Bilginin Konusu Eş-Çocuk Gelenek Para Bilgi-görgü Bilginin İçeriği Olumlu Olumsuz Nötr Metinsiz Olumlu Olumsuz Nötr Metinsiz Olumlu Olumsuz Nötr Metinsiz Olumlu Olumsuz Nötr Metinsiz Toplam N 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 30 480 Öntest X 163.10 154.13 149.10 158.30 154.43 150.57 152.00 156.60 148.73 151.23 138.63 164.40 159.47 155.00 159.80 158.47 154.62 S 21.23 31.97 30.82 28.24 28.51 39.27 31.33 38.36 30.96 33.05 29.47 23.96 23.59 26.01 27.08 28.25 30.42 Sontest X 181.57 146.20 158.83 158.40 183.37 140.53 162.93 159.40 168.40 136.73 149.53 163.27 189.53 159.07 164.07 155.27 161.07 Olumlu Olumsuz Nötr Metinsiz S 25.07 43.36 36.71 30.81 33.26 40.97 33.20 37.67 33.54 29.83 37.25 28.25 30.15 23.46 30.25 27.59 35.83 : Toplam X 158.70 157.48 152.62 162.58 168.58 149.18 154.36 159.26 S 33.13 37.24 32.83 29.09 31.78 34.88 33.18 30.45

Tablo 2. AD'lere İlişkin Algı Üzerinde Bilginin Etkisi Kaynak A C AC Hata B AB BC ABC Hata Toplam Toplam kare 12158.22 49030.67 15091.62 767797.67 9971.70 1221.22 33256.52 4000.48 177701.07 1070229.17 Sd 3 3 9 464 1 3 3 9 464 959 Ortalama kare 4052.74 16343.56 1676.85 1654.74 9971.70 407.07 11085.51 444.50 382.98 F 2.45 9.88 1.01 26.04 1.06 28.95 1.16 P .01 .01 .01

A Bilgi konusu: (1) Eş-çocuk, (2) gelenek, (3) para, (4) bilgi-görgü B AD'lere ilişkin algı, (1) ön-test, (2) son-test

(6)

üzerinde etkisi çok düşük bir düzeyde, .10 düzeyinde anlamlıdır. Bu ne­ denle, bilginin k o n u s u n u n algıyı kısmen etkilediği ancak bu etkinin önem­ li ölçüde olmadığı söylenebilir. Bu a r a ş t ı r m a d a cevabı a r a n a n ü ç ü n c ü soru şuydu; AD'lere ilişkin bilginin olumlu ya da olumsuz olması onlara ilişkin algıyı etkilemekte m i d i r ? Bulgulara göre, bilginin olumlu ya da olumsuz olması algıyı etkilemektedir ( F = 9 . 8 8 , p < . 0 1 ) . B u sonuç d a aşağıda ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Dördüncü soruda ise, AD'lere iliş­ kin bilgi verilmesi, bu bilginin k o n u s u ve içeriğinin onlara ilişkin algıyı ne ölçüde etkilediği üzerinde d u r u l m a k t a d ı r . Varyans analizi sonuçlarına göre, bilginin k o n u s u ve içeriği değişkenlerinin o r t a k etkisi ( F = 1 . 0 1 , p > . 0 5 ) , bilginin konusu ve bilgi verilmesi (öntest-sontest) değişkenleri­ n i n o r t a k etkisi ( F = 1 . 0 6 , p > . 0 5 ) v e b u ü ç değişkenin o r t a k etkisi ( F = 1.16, p > . 0 5 ) anlamlı b u l u n m a m ı ş t ı r . D ö r d ü n c ü soruyla ilgili olarak, içe­ riğin (olumlu-olumsuz) değiştirilerek bilgi verilmesinin AD'lere ilişkin algıyı etkilediği söylenebilir ( F = 2 8 . 9 5 , p < . 0 1 ) . Bu sonuç da aşağıda ayrıntılı olarak verilmektedir.

AD'lere ilişkin algıyı, h a k l a r ı n d a verilen bilginin olumlu olumsuz, n ö t r olmasının ya da hiç bilgi verilmemesinin etkilediği (BC etkileşimi) anlaşılmaktadır. Yapılan T u k e y Testi (Kirk, 1968) sonuçları da Tablo 3'de verilmektedir. B u n a göre-, denek gruplarının ilk ölçümleri arasın­ da anlamlı farklılıklar y o k t u r ; bu da denek gruplarının başlangıçta AD'lere ilişkin algıları b a k ı m ı n d a n farklılaşmamış olduğunu göster: mektedir. Ancak, d a h a sonra verilen bilginin, özellikle bu bilginin içeriğinin AD'lere ilişkin algıyı etkilediği anlaşılmaktadır. Bilgi içeriği­ nin olumlu olması algıyı olumlu yönde etkilemektedir; bilginin konusu ne olursa olsun, bu k o n u n u n olumlu yönüyle verilmesi algıyı olumlulaş-t ı r m a k olumlulaş-t a d ı r . Bilgi içeriği olumsuz olunca da algı olumsuzlaşmakolumlulaş-tadır. Bu önemli bir sonuçtur. Kitle iletişim araçları yoluyla verilen bilgiler genellikle olumsuzdur; genellikle yaşanan güçlükler, d r a m a t i k olaylar v u r g u l a n m a k t a , AD'lerle ilgili olumlu bilgiler ya çok az verilmektedir ya da hiç verilmemektedir. Bu d u r u m d a k a m u o y u n u n AD'lere ilişkin algısının olumsuz y ö n d e etkilenmesi m ü m k ü n d ü r . Bu a r a ş t ı r m a n ı n so­ nuçlarına göre, olumsuz bilgi olumlu bilgiye kıyasla algıyı olumsuzlaş-t ı r m a k olumsuzlaş-t a d ı r . B u n u n yanısıra olumsuz bilginin, bilginin n ö olumsuzlaş-t r olmasına h a t t a hiç bilgi verilmemesine kıyasla da algı üzerinde olumsuz bir etki yaptığı görülmektedir. Bu sonuç çarpıcıdır. Denilebilir ki, AD'ler h a k k ı n d a hiç bilgi vermemek, olumsuz bilgi v e r m e k t e n d a h a yararlı olacaktır. Olumsuz bilgi, algıları olumsuzlaştırırken, olumlu bilgi olum-l u olum-l a ş t ı r m a k t a d ı r ; h a t t a n ö t r biolum-lgi biolum-le aolum-lgıyı oolum-lumolum-lu yönde etkiolum-lemek­ tedir. AD'lerin y u r d a dönünce bir a r a d a yaşayacakları kişiler t a r a

(7)

-ALMANYA'DAN DÖNENLERE İLİŞKİN BİR FAKTÖR: 113

Tablo 3. Varyans Analizinde anlamlı bulunan etki ve etkileşimler için yapılan Tukey Testi Sonuçları

Karşılaştırılan gruplar Bilginin İçeriği Ana Etkisi Olumlu-olumsuz Olumlu-nötr Olumlu-metinsiz Olumsuz-nötr Olumsuz-metinsiz Nötr-metinsiz

Bilginin içeriği-Öntest, sontest etkileşimi Olumlu, öntest-olumsuz, öntest

Olumlu, öntest-nötr, öntest Olumlu, öntest-metinsiz, öntest Olumsuz, öntest-nötr, öntest Olumsuz, öntest-metinsiz, öntest Nötr, öntest-metinsiz, öntest Olumlu, sontest-olumsuz, sontest Olumlu, sontest-nötr, sontest Olumlu-sontest-metinsiz, sontest Olumsuz-sontest-nötr, sontest Olumsuz, sontest-metinsiz, sontest Nötr, sontest-metinsiz, sontest Olumlu, öntest-sontest Olumsuz, öntest-sontest Nötr, öntest-sontest Metinsiz, öntest-sontest q 7.385 5.414 3.548 1.972 3.838 1.866 1.269 2.248 1.033 0.978 2.302 3.281 12.041 7.507 7.424 4.533 4.616 0.083 13.593 3.974 5.048 0.201 P .01 .01 .01 — .01 — — — — — .05 .01 .01 .01 .01 .01 — .01 .01 .01 —

fından olumlu olarak algılanmaları onların yeniden uyumsürecini sı­ kıntısız a t l a t m a l a r ı n ı sağlayabilir. Yıllarını A l m a n y a ' d a çalışarak ge­ çirmiş, herşeyin ötesinde bir de y u r d a döviz göndererek kalkınmaya-k a t kalkınmaya-k ı d a b u l u n m u ş bu kalkınmaya-kişilerin y u r d a dönünce çevrelerince dışlanmama­ ları, olumsuz bir tavırla karşılaşmaları gerekir. B u n u n için de hakların­ daki algıların olumlulaştırılması yararlı olacaktır. Algıları olumlu-laştırmanın önemli bir yolu da kitle iletişim araçlarında, A l m a n y a ' d a çalışanlar ya da y u r d a d ö n m ü ş olanlar h a k k ı n d a olumlu bilgiler hiç değilse yansız bilgiler vermek olabilir. B u n u n için de A l m a n y a ' d a k i T ü r k işçilerinin başarıları, y a ş a m düzeylerindeki yükselme, gönderdikleri dövizin katkısı, y u r t t a k i yatırımları, b u n l a r ı n önemi vurgulanabilir. Böylece k a m u o y u n u n algısında olumlu y ö n d e bir değişme sağlanabilir. Kişi algısı, insanlar arasındaki etkileşimleri ve ilişkileri b ü y ü k ölçüde biçimlendirdiğine ve yönlendirdiğine göre, AD'lerle y a n y a n a yaşayan­ ların, çeşitli ilişkiler içinde olanların onlara ilişkin algılarını bu şekilde etkilemek sağlıklı sonuçlar doğurabilir.

(8)

Kaynaklar

Dökmen, Zehra. (1989). Almanya'dan Kesin Dönüş Yapmış İşçilerle Yurt dışında bulunmamış Kişilerin Kişi Algısı ve Psikososyal De­ rişme Açısından Karşılaştırılması. A n k a r a ; A . Ü . Sosyal Bilimler

E n s t i t ü s ü , Y a y ı n l a n m a m ı ş D o k t o r a tezi.

Kirk, R.E. (1968). Experimental Design Procedures for the Behavioral Sciences. Books Gole P u b .

Özet

Bu a r a ş t ı r m a d a A l m a n y a ' d a n dönenlere ilişkin olarak verilen bilgi­ n i n k o n u s u n u n ve bu bilginin olumlu ya da olumsuz olmasının onlara ilişkin algılar üzerindeki etkisine bakılmıştır. Denek g r u b u n u oluşturan 480 üniversite öğrencisine Kişi Algısı Ölçeği uygulanmıştır. Yapılan 4 (bilginin konusu) X 4 (bilginin içeriği) X 2 (öntest-sontest) faktörlü son faktör t e k r a r ölçümlü v a r y a n s analizi sonucuna göre, bilginin içeriğinin (olumlu ya da olumsuz olmasının) A l m a n y a ' d a n dönenlere ilişkin algıyı etkilediği b u l u n m u ş t u r .

S u m m a r y

This article studied t h e effects of information t h e m e a n d informat-ion c o n t e n t on t h e perceptinformat-ion of those who h a v e n o t been in G e r m a n y as workers a n d r e t u r n e d h o m e . In t h e s t u d y a Person P e r c e p t i o n Scale developed by t h e investigator was used. Subjects were 480 university s t u d e n t s . In analysing t h e d a t a 4 (information t h e m e ) X 4 (information content) X 2 (pre-posttest) split-plot factorial design was utilized. Re-sults have shown t h a t information c o n t e n t (posifive or negative) affects t h e perceptions a b o u t T ü r k i s h workers r e t u r n e d h o m e .

(9)

ALMANYA'DAN KESİN DÖNÜŞ YAPMIŞ İŞÇİLERLE YURT DIŞINDA BULUNMAMIŞ KİŞİLERİN KİŞİ ALGISI VE PSİKO-SOSYAL DEĞİŞME AÇISINDAN

KARŞILAŞTIRILMASI*

D r . Z e h r a D Ö K M E N Psikoloji B ö l ü m ü

A l m a n y a ' d a çalışan ve y u r d a kesin dönüş y a p a n T ü r k işçileri üze­ r i n d e p e k çok a r a ş t ı r m a yapılmıştır. A b a d a n - U n a t ve Kemiksiz (1986), 1960-1984 yılları arasında T ü r k dış göçü k o n u s u n d a T ü r k ç e 319 k i t a p Ve 629 m a k a l e n i n yayınlandığını belirtmektedirler (s. 37). B u n l a r d a n 21 k i t a p ve 15 makalelik bir b ö l ü m ü " y u r d a dönüş s o r u n l a r ı " başlığı a l t ı n d a t o p l a n m ı ş t ı r .

A l m a n y a ' d a n y u r d a dönenler üzerinde yapılan bazı çalışmalar (Tuna, 1967; Gitmez, 1983; Yasa, 1979; Tatlıdil, 1985; Tezcan, 1987; A b a d a n - U n a t ve ark., 1976; Azmaz, 1984; S I A R , 1985) incelendiğinde, dönüş y a p a n işçilerin k ı s m e n değiştikleri ve y u r t dışına gitmeyenlerden farklı oldukları y o l u n d a bulgular elde edildiği, y u r t dışına gitme ve dön­ me nedenlerine, d ö n d ü k t e n sonraki bazı psiko-sosyal özelliklere ilişkin inceleme sonuçlarının verildiği görülmektedir. Ancak, bu a r a ş t ı r m a l a r d a y u r t dışına gidenlerle gitmeyenler arasında y a p ı l a n karşılaştırmaların genellikle dolaylı olduğu, d a h a çok dönenlerin incelenmesi sırasında edi­ nilen izlenimlere dayandırıldığı anlaşılmaktadır. Y u r d a dönenlerle y u r t dışına hiç gitmemişlerin bazı psikososyal özellikleri b a k ı m ı n d a n doğru­ d a n karşılaştırılması yapılmadığı gibi bazı özelliklerin de incelemeye alınmadığı görülmektedir. Bu a r a ş t ı r m a d a ise karşılaştırmalar, bu iki g r u p t a n alınan görgül verilere d a y a n d ı r ı l m a k t a ve " b a t ı l i n a n ç l a r a inan­ m a , kitle iletişim a r a ç l a r ı n d a n y a r a r l a n m a , boş z a m a n l a r ı değerlendirme, çeşitli m ü z i k t ü r l e r i n d e n hoşlanma, ailede k a r a r l a r a k a t ı l m a " konuların­ d a y o ğ u n l a ş t ı r ı l m a k t a d ı r .

A l m a n y a ' d a n y u r d a dönen T ü r k işçileri üzerinde y a p ı l a n çalışma­ l a r d a dönenlerin t o p l u m s a l değişmeleri üzerinde de d u r u l m u ş t u r . Ya­ pılan a r a ş t ı r m a l a r ı n sonuçları bu t o p l u m s a l değişmenin bazı yönlerine

(10)

ışık t u t m a k t a d ı r . Ancak, k o n u n u n genel olarak ele alındığı, çokluk a da bir ölçek kullanılarak incelenmediği, sadece a n k e t verilerine dayanılarak sonuçlara ulaşıldığı görülmektedir. Bu a r a ş t ı r m a d a ise, toplumsal deği­ şim bireysel modernlik açısından ele a l ı n m a k t a ve y u r d a dönenlerle y u r t dışına gitmemişlerin bir ölçek kullanılarak belirlenen modernlik­ leri karşılaştırılmalı olarak incelenmektedir.

Ayrıca d a h a önceki a r a ş t ı r m a l a r d a dönenlerle y u r t d ı ş ı n a gitmemiş­ lerin aralarındaki toplumsal değişme farklılıkları nedeniyle birbirlerini a r t ı k farklı olarak algıladıklarına da değinilmektedir fakat yine, bu iki g r u b u n birbirlerine ilişkin algılarının yeterince ayrıntılı olarak incelen­ mediği, karşılaştırmalı ve görgül verilere dayalı olarak ele alınmadığı görülmektedir. Bu d u r u m d a gerçek bir algı farklılığından söz e t m e k güç­ leşmektedir. İşte bu a r a ş t ı r m a d a A l m a n y a ' d a n dönenlerle y u r t dışına gitmemişlerin kendilerine ve birbirlerine ilişkin algıları karşılaştırmalı olarak ele a l ı n m a k t a d ı r . Ayrıca yine bu a r a ş t ı r m a d a modernleşme ile bu algılar arasındaki etkileşimler üzerinde de d u r u l m a k t a d ı r . Böylece algı farklılığında, söz konusu edilen toplumsal değişir enin rolü de belir­ lenmeye çalışılmıştır.

Yöntem Denekler

A r a ş t ı r m a , şehir ve köyden alınan iki örneklem üzerinde yapılmış­ tır. Şehir örneklemi A n k a r a ili merkez ilçelerinden, k ö y örneklemi ise Şereflikoçhisar'ın Sarıyahşi K ö y ü * ' n d e n seçilmiştir. Şehir örnekleminde 156 A l m a n y a ' d a n dönen (AD), 150 y u r t d ı ş ı n a gitmemiş (G) olmak üzere t o p l a m 306 denek b u l u n m a k t a d ı r . B u n l a r d a n elde edilen veriler üze­ rindeki analizlerde AD-G olma değişkeninin yanısıra, yaş (genç-ortayaşlı-yaşlı) ve cinsiyet değişkenleri üzerinde de d u r u l m u ş t u r . K ö y örnekle-mini ise 30 A D , 30 G olmak üzere 60 denek o l u ş t u r m a k t a d ı r ve bu örnek-lemde sadece AD-G olma değişkeni temele alınmıştır.

Örneklemlere seçilen AD'ler, en az iki yıl A l m a n y a ' d a yaşamış kişi­ lerdir.

Araçlar

AD'lerin ve G'lerin psikososyal özelliklerini, birbirleri ve kendi grup­ ları h a k k ı n d a k i algılarını ve modernlik düzeylerini belirlemek üzere bir genel bilgi t o p l a m a anketi, bir Kişi Algısı Ölçeği ve bir Modernlik Ölçe­ ği geliştirilmiştir.

(11)

ALMANYA'DAN KESİN DÖNÜŞ YAPMIŞ İŞÇİLER 117

Anket, deneklerin demografik özelliklerini ve AD'ler h a k k ı n d a k i bazı görüşlerini belirlemek amacıyla hazırlanan 55 sorudan oluşmakta­ dır. Soruların bir kısmına ilişkin değerlendirmeler bu a r a ş t ı r m a kapsa­ m ı n a alınmamıştır.

Kişi Algısı Ölçeği, karşıt uçlu ve 7 b a s a m a k l ı ölçeklenmiş 36 sıfat çiftinden, Modernlik Ölçeği de Likert tipi 20 m a d d e d e n oluşmaktadır. Kişi algısı ölçeği geliştirilirken önce, bir sözlükten (Püsküllüoğlu, 1980) bir kişiye yüklenebilecek kişi özelliklerini yansıtıcı 397 sıfat seçilmiş ve b u n l a r a r a s ı n d a n bir hakemler g r u b u n u n (3 kişi) karşıtlarında anlaştık­ ları 160 sıfat çifti belirlenmiştir. Başka bir hakemler grubu (5 psikolog) t a r a f ı n d a n da bu 160 sıfat çiftinin olumlu ve olumsuz uçları saptanmış­ t ı r . Bu 160 m a d d e l i k ölçek, bir ön çalışma g r u b u n a uygulanıp veriler üzerinde m a d d e analizi yapılmış böylece ayırtedici ve homojen madde­ ler belirlenmiştir. Ayrıca deneklerin önemli bir b ö l ü m ü n ü n kararsızlık gösterdikleri m a d d e l e r de a y ı k l a n a r a k 36 maddelik Kişi Algısı Ölçeği elde edilmiştir. Ölçeğin 1-2. y a r ı güvenirliği .91, tek-çift yarı güvenirliği, .92, test-tekrar t e s t güvenirliği de .75'dir. Geçerliği de çeşitli yollarla gösterilmiştir.

Modernlik Ölçeği geliştirilirken şu modernlik t a n ı m ı temele alınmış­ t ı r : (1) evlenme, meslek edinme ve a r k a d a ş seçiminde ve benzeri d u r u m ­ l a r d a ana-baba otoritesinden ve desteğinden bağımsız olma, (2) yeni yöntemlere ye yeni deneyimlere açık olma, (3) kaderci ve dindar olma­ m a , (4) kadın-erkek eşitliğine i n a n m a , k a d ı n a saygı gösterme, (5) cinsel­ liği a y ı p l a m a m a . Bu t a n ı m oluşturulurken l i t e r a t ü r d e n (örn. S m i t h ve Inkeles 1966, K a h l 1968) yararlanılmış ve ayrıca T ü r k k ü l t ü r ü n e u y g u n olmasına d i k k a t edilmiştir. Bu t a n ı m d o ğ r u l t u s u n d a oluşturulan 68 ifa­ denin herbiri 4 h a k e m t a r a f ı n d a n m o d e r n ya da geleneksel d ü n y a görü­ ş ü n ü yansıtıcı olma b a k ı m ı n d a n değerlendirilmiş ve uzlaşma sağlanan 50 ifade bir ön çalışma g r u b u n a uygulanmıştır. Veriler üzerinde y a p ı l a n m a d d e analizi s o n u c u n d a ayırtedici ve homojen 20 m a d d e belirlenerek Modernlik Ölçeği o l u ş t u r u l m u ş t u r . Ölçeğin 1.-2. y a r ı güdenirliği.82, tek-çift y a r ı güvenirliği .84, test-tekrar t e s t güvenirliği de .89'dur. Öl­ çeğin geçerliği de çeşitli yollarla belirlenmiştir.

İşlem

A n k e t ve ölçekler deneklere bireysel olarak uygulanmıştır. Uygu­ l a m a 1987 ve 1988 yıllarında yapılmıştır. Veriler üzerinde k a y k a r e * ve

* Yapılan kay-kare çözümlemerinin ve Tukey Testi'nin sonuçları bu yazı kapsamına, çok uzun olacağı gerekçesi ile,, dahil edilmemiştir. Bu sonuçlar yazardan edinilebilir.

(12)

v a r y a n s analizleri yapılmıştır. V a r y a n s analizi sonuçları üzerinde gerek­ tiğinde T u k e y Testi* (Kirk, 1968) uygulanmıştır.

Bulgular ve Yorumları Psikososyal özellikler

Bilgi t o p l a m a a n k e t i ile elde edilen veriler üzefinde kay-kare çözüm­ lemesi yapılmış ve aşağıdaki bulgular elde edilmiştir.

A n k a r a ili merkez ilçelerinden seçilen AD ve G deneklerin batıl inançlara sahip olma, r a d y o ve televizyon izleme değişkenleri bakımın­ d a n farklılık gösterdikleri, y a y ı n o k u m a , boş zamanları değerlendirme ve ailede k a r a r l a r ı alan bireyler b a k ı m ı n d a n ise benzer oldukları anla­ şılmaktadır. K ö y örnekleminde ise bu değişkenler b a k ı m ı n d a n iki grup arasında anlamlı farklılıklar b u l u n m a m ı ş t ı r .

Şehir örnekleminde, batıl i n a n c a sahip denek sayısı AD'lere kıyasla G'lerde d a h a fazla olmakla birlikte batıl i n a n ç çeşitliliği de AD'lerde d a h a fazladır. AD'ler d a h a çok r a d y o dinlemekte ve televizyon izlemek­ t e d i r ; A l m a n y a ' d a edindikleri yoğun televizyon ve video izleme alışkan­ lıkları a d e t a b u r a d a da sürmektedir. İ k i örneklemde de her iki denek gru­ bu yaygın bir o k u m a alışkanlığına sahip değildir; boş zamanlarını arka­ daşa, k o m ş u y a giderek, dantelle vb. leri ile uğraşarak değerlendirmekte­ dirler. Şehirde her iki denek g r u b u n d a da a n n e ve b a b a n ı n ailede ka­ r a r l a r ı n oluşturulmasında eşit söz h a k k ı n a sahip oldukları görülmekte­ dir. Oysa köyde k a r a r v e r m e yetkisini sadece b a b a n ı n kullandığı anlaşıl­ m a k t a d ı r . Bulgulardan şehirde o t u r a n AD'lerin genellikle T ü r k H a l k Mü­ ziğinden hoşlandıkları, k ö y örnekleminde de genelde T ü r k H a l k Müziği­ n i n d a h a çok beğenildiği görülmektedir.

Özetle, ele alınan psikososyal değişkenler b a k ı m ı n d a n A l m a n y a ' d a b u l u n m a n ı n önemli etkisi olmadığı, iki g r u b u n h e m e n hemen aynı özellik­ lere sahip olduğu söylenebilir. B u r a d a A l m a n y a ' d a k i Türklerin dışa ka­ palı bir yaşam sürdürmelerinin, o r a n ı n k ü l t ü r ü n e pek fazla açılmamala­ r ı n ı n etkisinden de söz edilebilir.

Modernlik

Şehir örnekleminden Modernlik Ölçeği ile elde edilen verilere 2 x 2 x 3 (AD-G olma x Cinsiyet X Yaş) faktörlü v a r y a n s analizi uygulanmıştır. İlgili a r i t m e t i k o r t a l a m a l a r ve s t a n d a r t s a p m a l a r Tablo l ' d e verilmek­ t e d i r .

(13)

ALMANYA'DAN KESİN DÖNÜŞ YAPMIŞ İŞÇİLER 119

Tablo 1. Şehir Örnekleminin Modernlik Puanı Aritmetik Ortalamaları ve Standart Sapmaları Bütün denekler AD denekler G denekler Kadınlar Erkekler Gençler Orta yaşlılar Yaşlılar N 306 156 150 155 151 111 121 74 X 67.35 65.66 69.11 68.90 65.75 73.39 65.36 61.54 s 15.07 16.16 13.68 15.16 14.86 12.37 15.19 15.59

Varyans analizi sonuçlarına göre, AD-G olma, cinsiyet ve yaş değiş­ kenlerinin a n a etkisi anlamlıdır. G'lerin AD'lerden d a h a m o d e r n olduk­ ları (F = 8.31, p < . 0 1 ) ; k a d ı n l a r ı n da erkeklerden d a h a m o d e r n olduk­ ları (F = 6.94, p < .01) b u l u n m u ş t u r . Y a ş grupları da modernlik bakı­ m ı n d a n farklıdır (F = 32.02, p < .01); yaşlılar, gençlere ve o r t a yaşlı­ l a r a göre d a h a gelenekseldir. AD-G olma, cinsiyet ve y a ş değişkenleri arasındaki t ü m etkileşimler de anlamlı b u l u n m u ş t u r (AD-G olma, X cinsiyet: F = 15.18, p < . 0 1 ; AD-G olma X y a ş : F = 39.39, p < . 0 1 ; cinsiyet, x y a ş : F = 36.17, p < .01; AD-G olma X cinsiyet X y a ş : F = 46.05, p < .01).

AD-G olma, cinsiyet ve yaş değişkenlerinin modernlik üzerindeki o r t a k etkisi, T u k e y t e s t i (Kirk, 1968) ile incelendiğinde şu sonuçkar alın­ m ı ş t ı r : O r t a yaşlı AD'ler, k a d ı n ya da erkek olsunlar, a y n ı yaştaki G'ler -den d a h a gelenekseldirler. Ö t e y a n d a n , AD gençlerin yaşıtları G'ler ka­ d a r m o d e r n , AD yaşlıların da genelde yaşıtları G'ler k a d a r geleneksel oldukları anlaşılmaktadır. A l m a n y a ' d a işçi olarak çalışan o r t a yaşlı ve yaşlıların gençler gibi m o d e r n olmamaları ilginç bir sonuçtur. Oysa li­ t e r a t ü r d e dış ülke yaşantısının, fabrika işçisi olarak çalışmanın modern­ leşmeye yol açtığı belirtilmektedir (Smith ve Inkeles 1966, Sack 1973). A l m a n y a ' d a n dönen o r t a yaşlı ve yaşlıların o r t a l a m a 11 yıl A l m a n y a ' d a yaşadıkları ve çoğunluğunun da orada genellikle fabrika işçisi olarak ça­ lıştıkları d ü ş ü n ü l ü n c e gerçekten d a h a m o d e r n olmaları beklenirdi. An­ cak, d a h a yaşlı AD'lerin gerekli ön koşulları yaşadıkları fakat modern-leşemedikleri anlaşılmaktadır. AD o r t a yaşlı ve yaşlıların n e d e n AD genç­ ler gibi m o d e r n olmadıklarını üç şekilde açıklamak m ü m k ü n d ü r : (1) A l m a n y a , T ü r k işçilerini gelenekselleştirmiştir, (2) A l m a n y a ' y a g i d e n l e r zaten geleneksellikleri ağır b a s a n kişilerdir ve A l m a n y a onları biraz de­ ğiştirmiş bile olsa geleneksellikleri köklü değişmemiştir, (3) AD'ler y u r d a d ö n ü n c e d ı ş l a n m a m a k için geleneklere d a h a da b a ğ l a n m a gereği duy­ muşlardır. B u n l a r a , neden o r t a yaşlı AD'lerin o r t a yaşlı G'lerden d a h a

(14)

geleneksel olduklarının bir açıklaması olarak d ö r d ü n c ü bir açıklama da­ ha getirilebilir: (4) Türkiye'deki modernleşme hareketleri o k a d a r güçlü ve yaygındır ki G'ler AD'lere kıyasla d a h a çok modernleşmişlerdir. Bu a ç ı k l a m a l a r d a n birini diğerine tercih etmektense hepsini b i r a r a d a dü­ ş ü n m e k d a h a u y g u n gibi görünmektedir.

Modernleşmede ayrıca cinsiyete bağlı farklılık olduğu, kadınların erkeklerden d a h a m o d e r n oldukları b u l u n m u ş t u r . D a h a ayrıntılı incele­ mede, cinsiyete bağlı bu farklılığın sadece AD genç k a d ı n ve erkeklerle, G yaşlı k a d ı n ve erkekler için söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. G genç­ ler ve orta yaşlılar ile AD o r t a yaşlı ve yaşlılar arasında yapılan karşılaş­ t ı r m a l a r d a cinsiyet farkı görülmemiştir. AD genç kadınların genç erkek­ lere kıyasla d a h a m o d e r n olmalarında T ü r k kadınlarının fırsat bulduk­ l a r ı n d a gelişmeye eğilimli olmalarının rolü bulunabilir. L i t e r a t ü r d e , ge­ nellikle, kapalı bir çevrede y a ş a y a n ve modernleşme fırsatlarını elde ede­ m e y e n kadınların, erkeklere kıyasla d a h a geleneksel olmalarına karşın belirli k o n u l a r d a (doğum kontrolü, çok kadınla evlilik vb.) o n l a r d a n d a h a da m o d e r n oldukları ve yeniliğe d a h a açık oldukları bildirilmektedir (Başaran, 1969; E r d e n t u ğ , 1977). Ancak neden AD ve G o r t a yaşlı ka­ dınların AD ve G o r t a yaşlı erkeklerden farklı olmadıkları sorusu akla gelmektedir. Bu soru, o r t a y a ş t a başka dinamiklerin varlığını d ü ş ü n d ü r t ­ m e k t e d i r ve b u n u n ayrıca incelenmesi gerekir.

Modernlikte y a ş a bağlı olarak da farklılık görülmüştür. Üç yaş gru­ b u n d a k i G k a d ı n l a r ı n modernlik b a k ı m ı n d a n anlamlı bir farklılık gös­ termedikleri, G genç erkeklerin ise G yaşlı erkeklerden d a h a m o d e r n oldukları b u l u n m u ş t u r . AD genç kadınlar o r t a yaşlı ve yaşlı k a d ı n l a r d a n , AD genç erkekler de AD yaşlı erkeklerden d a h a moderndirler. O halde yaşa bağlı farklılığın sadece AD gençlerle yaşlılar ve G genç erkeklerle yaşlı erkekler arasında olduğu söylenebilir. G kadınlar a r a s ı n d a gözlen­ m e y e n bu kuşak farkının diğer gruplarda v a r olduğu anlaşılmaktadır. AD gençlerin d a h a yaşlı A D ' l e r d e n d a h a m o d e r n olmaları onların ülke­ lerine döndüklerinde genellikle kendilerini n o r m l a r ı n a u y m a k z o r u n d a oldukları bir g r u b u n üyesi olarak görmemelerinden ileri gelebilir.

Y u k a r ı d a şehir örnekleminden elde edilen bulgular verilmiştir. K ö y örneklemi verileri ise şehir örneklemi verileri ile karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Bu karşılaştırmayı yapabilmek için köy örneklemi denek sayısına eş sayıda olmak üzere şehir örnekleminden bir alt örneklem se­ çilmiştir. Tablo 2'de ilgili a r i t m e t i k o r t a l a m a l a r ve s t a n d a r t sapmalar verilmiştir.

(15)

ALMANYA'DAN KESİN DÖNÜŞ YAPMIŞ İŞÇİLER 121

Tablo 2. Şehir ve Köy Örneklemlerinin Modernlik Puanlarının Aritmetik Ortalamaları , ve Standart Sapmaları Şehir Örneklemi AD'ler G'ler Köy Örneklemi AD'ler G'ler N X 30 30 30 30 60.03 70.67 45.73 60.07 s 15.46 12.88 13.05 19.68

Yapılan 2 x 2 (Şehir-köy x AD-G olma) faktörlü v a r y a n s analizi sonucunda, şehirli deneklerin d a h a m o d e r n oldukları (F = 19.33, p < . 0 1 ) b u l u n m u ş t u r . Bu d u r u m , b ü y ü k bir k e n t i n sunduğu modernleşme fır­ satlarının etkisinden k a y n a k l a n m ı ş olabilir. Varyans analizi s o n u c u n a göre, G'lerin d a h a m o d e r n oldukları söylenebilir.

Kişi Algısı

Kişi algısı k o n u s u n d a a n k e t t e n elde edilen veriler üzerinde kay-k a r e çözümlemesi yapılmıştır ve aşağıdakay-ki sonuçlar alınmıştır.

Deneklerin AD'lere ilişkin bazı k o n u l a r d a k i görüşlerini belirlemek üzere a n k e t e dahil edilen sorular vardır. A n k a r a merkez ilçelerinden se­ çilen AD ve G deneklerin bu sorulara verdikleri cevaplara göre, bu iki denek grubu, AD'lerin A l m a n y a öncesi ve şimdiki m a d d i durumları, y u r d a dönüş d u r u m l a r ı , A l m a n y a ' y a gitmenin t o p l u m s a l yarar ve za­ rarları k o n u l a r ı n d a farklı görüşlere sahiptirler. Öte y a n d a n bu denek grup­ ları, A l m a n y a ' y a gidenlerin ne y ö n d e değiştikleri, en çok kimlerin de­ ğiştiği, A l m a n y a ' y a neden gidildiği ve n e d e n y u r d a dönüldüğü konula­ r ı n d a ise benzer görüştedirler. K ö y örnekleminde ise iki denek g r u b u n u n sadece A l m a n y a ' y a gitmenin t o p l u m s a l zararları ve gidenlerin ne y ö n d e değiştikleri k o n u l a r ı n d a farklı görüşte oldukları belirlenmiştir.

Şehir örnekleminde deneklerin çoğu, AD'lerin şimdiki m a d d i du­ r u m l a r ı n ı " z e n g i n " olarak değerlendirirken, G'lerde " ç o k z e n g i n " A D ' lerde d e " o r t a h a l l i " bulanlar biraz d a h a fazladır. İ k i örneklemde d e deneklerin çoğunluğu AD'lerin yorgun a m a bir şeyler k a z a n m ı ş olduk­ larını düşünmektedirler. Ancak, şehir örnekleminde, AD'lerde hiç bir şey kazanmaksızın çok yorgun d ö n ü l d ü ğ ü n ü , G'lerde de hiç yorulmaksızın çok şey kazanıldığını düşünenler diğer g r u p t a n fazladır. Şehir örnekle-m i n d e k i deneklerin öneörnekle-mli b ö l ü örnekle-m ü A l örnekle-m a n y a ' d a çalışörnekle-manın y u r d a döviz sağladığı i n a n c ı n d a d ı r . L i t e r a t ü r d e de bu y ö n d e bilgiler v a r d ı r (SIAR,

(16)

1985; TC. Çalışma Bakanlığı, 1981). Gerçekten de A l m a n y a ' d a çalışan­ l a r ı n y u r d a yolladıkları döviz çok b ü y ü k b o y u t l a r d a d ı r . Denekler de bu d u r u m u yansıtır görüşler ileri sürmüşlerdir. Şehirde "döviz g ö n d e r m e " A l m a n y a ' d a çalışanların en önemli y a r a r ı olarak gösterilirken, k ö y d e b u n u n yanısıra diğer y a r a r l a r ı n d a n da söz edilmiştir. A l m a n y a yarar­ larının y a n ı s ı r a p e k çok z a r a r a da n e d e n o l m u ş t u r . Şehirde dile getirilen en önemli sorun, ailevi sorunlardır. Ailelerin parçalandığı, eşlerin çocuk­ ların birbirlerinden ayrı yaşar d u r u m a geldikleri, aile içi saygı ve sevgi­ n i n yitirildiği, çocukların ana-babalarını, büyüklerini tanımazlaştığı sıklıkla y a k ı n ı l a n d u r u m l a r d ı r . A d e t a Almanya, faturasını " a i l e y e " yüklemiştir. K ö y d e ise A l m a n y a ' n ı n yararları d a h a belirgin yaşandığı gibi zararları da d a h a belirgin hissedilmektedir. K ö y d e ailevî sorunların yanısıra diğer sorunlara da yüksek o r a n l a r d a değinilmiştir ve k ö y d e A l m a n y a ' y ı zararsız bulanlar azdır. A l m a n y a ' y a neden gidildiğinin ce­ vabı çoğu denek için a ç ı k t ı r : p a r a k a z a n m a k için A l m a n y a ' y a gidilmiş­ tir. Y u r d a d ö n m e nedenleri ise çeşitlidir. Deneklerin sözünü ettikleri gidiş ve dönüş nedenleri l i t e r a t ü r d e verilenlerle u y g u n l u k göstermektedir ( T u n a , 1967; Yasa, 1979; Tatlıdil, 1985; D P T , 1974). Y u r d a d ö n m e ne­ deni olarak gösterilenlerin bazılarında AD'lerle G'lerin oran olarak fark­ lılaştıkları görülmektedir. " Y a ş l a n m a , işsizlik, kaza, hastalık, ailevî ne­ denler, yeterince p a r a k a z a n m a " gibi d u r u m a özgü, nesnel sayılabilecek nedenleri gösterenler AD'lerde % 53 iken, G'lerde % 37'dir. Oysa, "zorla gönderilme, p a r a k a z a n a m a m a , ağır çalışma k o ş u l l a r ı " gibi kişi­ liğe yönelik, biraz da horlayıcı gibi görünen ("kovuldular, p a r a y a doy­ madılar, zorluğa d a y a n a m a d ı l a r " gibi ifadelerle dile getirilen) nedenleri ileri sürenler AD'lerde % 27 iken G'lerde % 39'dur. B u r a d a d a v r a n ı ş t a bulunan-gözleyen farkı rol oynamış olabilir (Jones ve Nisbett, 1972). D a v r a n ı ş t a b u l u n a n l a r (AD'ler) için dönüş olayının d a h a çok d u r u m u betimleyici, nesnel nedenlere bağlandığı, davranışı gözleyenler (G'ler) için ise bu olayın kişilik özelliklerine yüklendiği söylenebilir. Denekler A l m a n y a ' y a gidenlerin bazısının iyi bazısının k ö t ü y ö n d e değiştiğini düşünmektedirler ve bu görüşleri b a k ı m ı n d a n AD'lerle G'ler arasında fark y o k t u r . Aynı şekilde A l m a n y a ' y a gidenler arasında en çok gençlerin ve çocukların değiştiği de çoğu denek t a r a f ı n d a n paylaşılan bir görüştür.

Y u k a r ı d a a n k e t soruları ile AD'lere ilişkin algılarla ilgili olarak elde edilen bulgular verilmiştir. Aşağıda ise ölçek ile alınan verilere dayalı bulgular üzerinde d u r u l m a k t a d ı r .

Şehir örnekleminden Kişi Algısı Ölçeği ile elde edilen veriler üzerin­ de 2 x 2 x 3 x 2 (AD-G olma X Cinsiyet X Yaş X AD-G'lere ilişkin algı)

(17)

ALMANYA'DAN KESİN DÖNÜŞ YAPMIŞ İŞÇİLER 123

faktörlü son faktör t e k r a r ölçümlü v a r y a n s analizi uygulanmıştır. İlgili a r i t m e t i k ortalamalar ve s t a n d a r t sapmalar Tablo 3'de görülmektedir.

Tablo 3. Şehir Örnekleminin AD'lere ve G'lere İlişkin Algı Puanlarının Aritmetik Ortalamaları ve Standart Sapmalar

AD'denekler G denekler Kadınlar Erkekler Gençler Orta yaşlılar Yaşlılar N 156 150 155 151 111 121 74

AD'lere ilişkin algı X 189.1 171.7 183.4 177.7 173.6 182.2 • 188.4 s 38.61 43.73 40.80 42.96 38.30 41.68 42.21

G'lere ilişkin algı X 168.9 189.7 182.0 176.2 178.7 173.2 189.6 s 41.54 33.27 39.35 41.10 35.88 41.05 38.37

Varyans analizi sonuçlarına göre, AD-G'lere ilişkin algı üzerinde sadece yaş değişkeninin a n a etkisi anlamlıdır ( F = 3 . 8 5 , p < . 0 5 ) . Diğer değişkenlerin a n a etkileri ise anlamlı b u l u n m a m ı ş t ı r (AD-G olma: F = 0.204, p > . 0 5 ; AD-G'lere ilişkin algı: F = 0 . 4 2 , P > . 0 5 ; cinsiyet: F = 2.36, p > . 0 5 ) . Anlamlı b u l u n a n o r t a k etkiler de şunlardır: AD-G x AD-G

lere ilişkin algı ( F = 70.91, p < .01); AD-G X Cinsiyet ( F = 4 . 6 6 , p < . 0 l ) ; AD-G X Yaş ( F = 4 . 1 9 , p < . 0 5 ) ; Yaş X AD-G'lere ilişkin a l g ı ( F = 3.86, p < . 0 5 ) ; AD-G olma X Cinsiyet X AD-G'lere ilişkin algı (F = 11.68, p < . 0 1 ) . Diğer etkileşimler anlamlı b u l u n m a m ı ş t ı r . Aşağıda bu anlamlı etkileşimler için yapılan T u k e y testi sonuçları üzerinde d u r u l m a k t a d ı r . Kişi Algısı Ölçeği ile elde edilen bulgulara göre, AD'ler AD'leri G' ler de G'leri d a h a olumlu algılamaktadırlar. A n c a k AD'lerin de G'lerin de k e n d i gruplarını diğer g r u p t a n d a h a olumlu olarak algılamalarında cinsiyete bağlı farklılıklar v a r d ı r . İlgili bulgular ve T u k e y testi sonuçla­ r ı n d a n şu y o r u m l a r çıkarılabilmektedir: G'lere ilişkin algılar söz k o n u s u o l d u ğ u n d a AD k a d ı n ve erkekler arasında anlamlı farklılıklar y o k t u r . G'leri G'ler AD'lere kıyasla d a h a olumlu olarak algılamaktadırlar. A D ' lere ilişkin algılar söz k o n u s u olduğunda y i n e AD k a d ı n ve erkekler ara­ sında fark y o k t u r ; AD'ler AD'leri oldukça olumlu bir şekilde algılamak­ t a d ı r l a r . Ancak, AD'lere ilişkin algıları b a k ı m ı n d a n G k a d ı n ve erkekler arasında anlamlı farklılık vardır. G erkekler, b ü t ü n gruplar arasında A D ' lere ilişkin en olumsuz algılara sahip grup iken, G kadınların, AD kadın­ l a r a benzer bir şekilde AD'lere ilişkin olumlu algılara sahip oldukları görülmektedir. B u r a d a , geleneksel olarak ailenin geçimini yüklenmeleri beklenen bireyler olarak G erkeklerin zengin oldukları düşünülen A D ' lere ilişkin olumsuz algılar geliştirmiş olduklarından söz edilebilir. A D '

(18)

lerin de G'lerin de kendilerini d a h a olumlu algılamalarında da kuşkusuz g r u p yanlılığı görülmektedir (Stephan. 1977; M a n n ve Taylor, 1974).

AD'lere ve G'lere ilişkin algılarda yaş etkisi de görülmektedir. Yaş­ lılar, gençlere ve o r t a yaşlılara kıyasla hem AD'leri h e m de G'leri daha olumlu algılamaktadırlar. Ayrıca, gençlerin AD'lere ve G'lere ilişkin al­ gıları arasında anlamlı bir farklılık y o k k e n orta yaşlıların AD'leri d a h a olumlu algıladıkları görülmektedir. O r t a yaşlılar yaşamlarının en üret­ k e n ve en y e t k i n d ö n e m i n d e o l d u k l a r ı n d a n ve potansiyel olarak d a h a çok şey yapabilir olduklarından, " b i r şeyler y a p m a k " için Önemli bir fırsatı elde etmiş gibi görünen bu insanları, AD'leri, d a h a olumlu algılı­ yor olabilirler. N i t e k i m diğer yaş gruplarında bu t ü r algı farkı b u l u n m a ­ ması, gençlerin A l m a n y a dışında pek çok fırsatı elde e t m e u m u t l a r ı n ı , yaşlıların ise bir d a h a ya da hiç bir z a m a n böyle bir fırsatı elde ede­ meyeceklerine ilişkin kabullerini gösterebilir.

Kişi Algısı Ölçeği ile köy örnekleminden elde edilen veriler de şehir örneklemi verileri ile karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Bu amaçla k ö y örneklemine eşit sayıda olmak üzere şehir örnekleminden bir alt örneklem seçilmiştir. Bu karşılaştırma ile ilgili a r i t m e t i k ortalamalarla s t a n d a r t s a p m a l a r Tablo 4'de verilmektedir.

Tablo 4. Şehir ve Köy Örneklemlerinin Algı Puanlarının Aritmetik Ortalamaları ve Standart Sapmaları

Şehir Örneklemi AD'ler G'ler Köy Örneklemi AD'ler G'ler - N 30 30 30 30

AD'lere ilişkin algı X 196.50 160.60 203.27 164.80 s 27.85 45.33 41.05 50.16

G'lere ilişkin algı X 165.27 186.00 s 43.84 30.35 192.23 40.62 189.79 50.79

Şehir ve k ö y örneklemlerinin AD-G'lere ilişkin algılarını karşılaştır­ m a k için veriler üzerinde 2 x 2 x 2 (köy-şehir x AD-G X AD-G'lere iliş­ k i n algı) faktörlü son faktör t e k r a r ölçümlü v a r y a n s analizi yapılmıştır. Bu analiz s o n u c u n d a köy ve şehir Örneklemlerinin AD-G'lere ilişkin al­ gıları arasında anlamlı bir farklılık b u l u n m a m ı ş t ı r (F = 2.61, p > . 0 5 ) . B u n a d a y a n a r a k , köyde de şehirde olduğu gibi AD'lerin AD'leri ve G' lerin de G'leri d a h a olumlu algıladıkları söylenebilir. Nitekim v a r y a n s analizi s o n u c u n d a anlamlı b u l u n a n AD-G x AD-G'lere ilişkin algı

(19)

etki-ALMANYA'DAN KESİN DÖNÜŞ YAPMIŞ İŞÇİLER 125

leşimi (F = 30.88, p < . 0 1 ) Turkey testi ile irdelendiğinde de bu y ö n d e bulgular elde edilmiştir.

AD-G'lere ilişkin algılar eğitim düzeyine göre de incelenmiştir. Bu­ n u n için denekler (1) ilkokul m e z u n u ve d a h a düşük eğitimli, (2) orta­ okul m e z u n u , (3) Lise ve üniversite m e z u n u olmak üzere üç farklı eğitim düzeyine göre gruplanmıştır. H e r eğitim g r u b u n d a n , 15 AD ve 15 G olmak üzere 30 denek (toplam 90 denek) belirlenmiştir. Bu deneklerin algı p u a n l a r ı n a ilişkin a r i t m e t i k o r t a l a m a l a r ve s t a n d a r t sapmalar T a b l o 5'de verilmiştir.

Tablo 5. Farklı Eğitim Düzeyindeki AD'lerin ve G'lerin AD-G'lere İlişkin Algıları ile İlgili Aritmetik Ortalamalar ve Standart Sapmalar

Eğitim Düzeyi İlkokul ve daha düşük AD'ler G'ler Ortaokul mezunu AD'ler G'ler

Lise ve üniversite mezunu AD'ler G'ler N 15 15 15 15 15 15

AD'lere ilişkin algı X . 195.40 192.20 185.73 200.27 170.67 165.80 s 43.23 43.23 30,56 39.47 39.29 35.78

G'lere ilişkin algı X 174.66 194.20 173.87 198.47 167.60 202.67 s 45.31 39.01 45.60 33.70 35.60 24.86

Y a p ı l a n 2 x 3 x 2 (AD-G X Eğitim X AD-G'lere ilişkin algı) faktör­ lü son faktör t e k r a r ölçümlü v a r y a n s analizi s o n u c u n d a eğitim düzeyi ile AD-G'lere ilişkin algılar arasında anlamlı bir o r t a k etki b u l u n m u ş t u r (F = 3.18, p < . 0 5 ) . Turkey testi sonucuna göre, lise ve üniversite m e z u n u olanların diğer iki eğitim düzeyinden olanlara kıyasla AD'leri d a h a olum­ suz algıladıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca yine bu deneklerin AD'lere ilişkin algılarının G'lere ilişkin algılarından d a h a olumsuz olduğu da b u l u n m u ş t u r .

Kişi Algısı ve Modernlik Etkileşimi

AD ve G denekler, modernlik p u a n l a r ı n a göre geleneksel ve m o d e r n olarak g r u p l a n a r a k AD ve G'lere ilişkin algılarında farklılaşma olup ol­ madığına da bakılmıştır. Bu amaçla, modernlik p u a n ı genel modernlik p u a n ı a r i t m e t i k ortalamasının (X = 69.07) altında olanlar "geleneksel" ve ü s t ü n d e olanlar " m o d e r n " olarak k a b u l edilmiştir. Bu şekilde oluştu­ r u l a n iki g r u b u n AD-G'lere ilişkin algıları karşılaştırılmıştır. İlgili arit­ metik ortalamalar ve s t a n d a r t sapmaları Tablo 6'da verilmektedir.

(20)

Tablo 6. Modern ve Geleneksel AD'lerin ve G'lerin AD-G'lere İlişkin Algıları ile İlgili Aritmetik Ortalamalar ve Standart Sapmalar

Denekler AD'ler Modern Geleneksel G'ler Modern Geleneksel N 156 76 80 150 86 64

AD'lere ilişkin algı X 185.04 193.05 165.66 179.91 s 34.43 37.41 41.36 45.78

G'lere ilişkin algı X 167.87 169.97 187.52 192.72 s 33.85 51.01 38.16 32.06

Modernlerin ve geleneksellerin AD-G'lere ilişkin algı p u a n l a r ı üze­ r i n d e 2 x 2 x 2 (Modern-geleneksel x AD-G x AD-G'lere ilişkin algı) faktörlü son faktör t e k r a r ölçümlü v a r y a n s analizi uygulanmıştır. Bu analiz s o n u c u n d a AD-G x AD-G'lere ilişkin algı (F = 68.99, p < .01); geleneksel-modern X G'lere ilişkin algı F = 16.22, p < . 0 1 ) ve AD-G X AD-Geleneksel-modern x AD-AD-G'lere ilişkin algı (F = 84.15, p < . 0 1 ) etkileşimleri anlamlı b u l u n m u ş t u r . Anlamlı b u l u n a n bu son etkileşim için yapılan Turkey testi sonucuna göre, G'leri algılamada geleneksel-m o d e r n olgeleneksel-ma değil AD-G olgeleneksel-ma d a h a önegeleneksel-mlidir. AD'lere kıyasla G'ler G'leri d a h a olumlu algılamaktadır. AD'leri algılamada ise h e m AD-G olma h e m de modern-geleneksel o b u a n ı n rolü görülmektedir. AD'lere ilişkin algıları b a k ı m ı n d a n G geleneksellerle G modernler arasında fark­ lılık v a r d ı r ; G gelenekseller AD'leri d a h a olumlu algılamaktadırlar. Bu­ na patalel bir şekilde AD gelenekseller de AD'leri AD modernlere kıyas­ l a d a h a olumlu a l g ı l a m a k t a d ı r l a r .

SONUÇ

Bu a r a ş t ı r m a , AD'lerle G'lerin modernliklerini ve algılarını litera­ t ü r d e eksikliği görülen görgül verilere dayalı olarak karşılaştırmaktadır. AD'lerin genel olarak G'lerden d a h a geleneksel oldukları b u l u n m u ş t u r . Ayrıca, genel olarak, AD'lerin de G'lerin de kendilerini birbirlerine kı­ yasla d a h a olumlu algıladıkları sonucuna varılmıştır. Yapılacak karşılaş­ t ı r m a l a r ı n ve getirilecek önerilerin gerçekçiliğine elde edilen bulguların önemli k a t k ı l a r sağlayacağı umulabilir.

B u a r a ş t ı r m a , " A l m a n y a ' y a g i t m e n i n / o r a d a çalışmanın e t k i l e r i " ve " A l m a n y a ' d a n dönenlere ilişkin algılar" k o n u l a r ı n d a oluşturulabile­ cek modeller için ilk a d ı m olarak k a b u l edilebilir. " A l m a n y a ' d a çalış­ m a " ve " A l m a n y a ' d a n d ö n e n l e r " , T ü r k t o p l u m u için önemli iki olgu ol­ d u ğ u n a ve üzerinde pek çok a r a ş t ı r m a yapıldığına göre b u n a da ihtiyaç olsa gerektir.

(21)

ALMANYA'DAN KESİN DÖNÜŞ YAPMIŞ İŞÇİLER 127

Kaynakça

Abadan-Unat, N., Keleş, R., Pennix, R., Van Renselaar, H., Velzen, L., Yenisey, L. (1976). Göç ve Gelişme : Uluslararası İşgücü Göçünün Boğazlayan İlçesi Üzerindeki Etkilerine İlişkin Bir Araştırma. A n k a r a : Ajans T ü r k Matbaacılık Sanayii.

Abadan-Unat, N. ve Kemiksiz, N. (1986). Türk Dış Göçü -1960-1984. Yorumlu Bibliyografya. A n k a r a : A . Ü . Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Basın Y a y ı n Yüksek Okulu Basımevi.

Azmaz, A. (1984). Migration and Reentregration in Rural Turkey: The Role of Women Behind. G ö t t i n g e n : E d d i t i o n H e r o d o t .

Başaran, F. (1969). A Psycho-Sociological Research About t h e A t t i t u d e Changes in D i y a r b a k ı r Villages. Araştırma, 7, 153-171.

Dökmen, Zehra, (1989). Almanya'dan Kesin Dönüş Yapmış İşçilerle Yurt Dışında Bulunmamış Kişilerin Kişi Algısı ve Psikososyal De­ ğişme Açısından Karşılaştırılması, A n k a r a ; A . Ü . Sosyal Bilimler E n s t i t ü s ü Y a y ı n l a n m a m ı ş D o k t o r a tezi.

Erdentuğ, N. (1977). Sosyal Adalet ve Gelenekler. A n k a r a : K ü l t ü r

Bakan-Gitmez, A.S. (1983). Yurtdışına İşçi Göçü ve Geri Dönüşler. İ s t a n b u l : Alan Yayıncılık.

Jones, E.E. ve Nisbett, R.E. (1972). T h e actor a n d observer divergent perceptions of t h e causes of behavior. E E . J o n e s ve ark. Attribution: Perceving the Causes of Behavior. Morristown, N . J . : General Lear-ning Press, 79-94.

Kahl, J.A. (1968). The Measurement of Modernization: Study of Values in Brazil and Mexico. Austin T e x a s : University of Texas Press. Kirk, R.E. (1968). Experimental Design: Procedures for the Behavioral

Sciences. Books Cole P u b .

Mann, J.F. ve Taylor, D.M. (1974). A t t r i b u t i o n of causality: Role of eth-nicity a n d social class. The Journal of Social Psychology, 94, 3-13. Püsküllüoğlu, A. (1980). Ortaokullar ve Liseler için Büyük Türkçe Sözlük.

A n k a r a : MAYA.

Sack, R. (1973). T h e i m p a c t of educational on individual m o d e r n i t y in Tunisia. International Journal of Comparative Sociology, 14, (3-4), 245-271.

(22)

SIAR, (1985). Tendencies of t h e Public Opinion Regarding t h e Rein-tegretion Problem. İ s t a n b u l .

Smith, D . H . ve Inkeles, A. (1966). T h e O-M scale: A c o m p a r a t i v e socio-psycbological measure of individual m o d e r n i t y . Sociometry, 29 (4), 353-337.

Stephan, W.G. (1977). Stereotyping: T h e role of ingroup-outgroup diffe-rences in causal a t t r i b u t i o n for behavior. The Journal of Social Psychology, 101, 255-256.

Tatlıdil, E. (1985). I I . D ü n y a Savaşından sonra A v r u p a ' d a k i Göçmen işçi hareketleri ve T ü r k işçileri. Seminer, (4), 1-12.

T.C. Çalışma Bakanlığı Yurtdışı İşçi Sorunları Genel Müdürlüğü (1981). Yurtdışı İşçi Sorunları'81. A n k a r a : Başbakanlık Basımevi. T.C. B a ş b a k a n l ı k Devlet P l a n l a m a Teşkilatı-DPT- (1974). Yurt Dışın­

dan Dönen İşçilerin Sosyo-Ekonomik Eğilimleri Üzerinde Bir Çalış­ ma.

Tezcan, M. (1987). Yurtdışından Dönen Gençlerin Uyum Sorunları Eği­ tim Sistemi ve Çevreye Uyumları. A n k a r a : E n g i n Yayınevi. T u n a , 0. (1967). Yurda Dönen İşçilerin İntibakı Sorunları. A n k a r a :

D P T .

Yasa, t. (1979). Yurda Dönen İşçiler ve Toplumsal Değişme. A n k a r a : Doğan Basımevi.

ÖZET

Bu a r a ş t ı r m a d a A l m a n y a ' d a n dönen (AD) işçilerle y u r t dışına git­ memiş (G) kişiler ele a l ı n m a k t a , bu iki g r u p bazı psikososyal özellikleri, kendilerine ve birbirlerine ilişkin algıları ve modernlikleri b a k ı m ı n d a n karşılaştırılmaktadır. Araştırma, A n k a r a ili merkez ilçelerinde ve Sarı-yahşi K ö y ü ' n d e yapılmıştır. Şehir örneklemi 156 AD ye 150 G denekten oluşmaktadır. Köy örnekleminde ise 30 A D , 30 G denek b u l u n m a k t a d ı r . Veri t o p l a m a araştırıcı t a r a f ı n d a n geliştirilen bir a n k e t , bir Kişi Algısı Ölçeği ve bir Modernlik Ölçeği kullanılarak yapılmıştır. Aşağıdaki so­ nuçlar elde edilmiştir:

1. AD'lerle G'ler ele alınan psikososyal özelliklerin çoğunda benzer­ dirler.

(23)

ALMANYA'DAN KESİN DÖNÜŞ YAPMIŞ İŞÇİLER 129

2. Modernlik üzerinde AD-G olma, cinsiyet ve yaşın etkisi vardır. 3. Şehirli denekler köylü deneklerden d a h a moderndirler. 4. AD'ler AD'leri G'ler de G'leri d a h a olumlu algılamaktadırlar.

AD-G'lere ilişkin algılarda yaş ve eğitimin rolü görülmektedir. 5. AD-G'lere ilişkin algılar b a k ı m ı n d a n şehirli ve köylü denekler

a r a s ı n d a fark y o k t u r .

6. Modernlik ile AD'lere ilişkin algı arasında etkileşimler vardır. D a h a geleneksel olanlar AD'leri d a h a olumlu olarak algılamakta­ dırlar.

Şekil

Tablo 1. AD'lere İlişkin Algı Puanlarının Aritmetik Ortalamaları ve Standart Sapmaları  Bilginin  Konusu  Eş-Çocuk  Gelenek  Para  Bilgi-görgü  Bilginin İçeriği Olumlu  Olumsuz Nötr Metinsiz Olumlu Olumsuz Nötr Metinsiz Olumlu Olumsuz Nötr Metinsiz Olumlu
Tablo 3. Varyans Analizinde anlamlı bulunan etki ve etkileşimler için yapılan  Tukey Testi Sonuçları
Tablo 1. Şehir Örnekleminin Modernlik Puanı Aritmetik Ortalamaları  ve Standart Sapmaları  Bütün denekler  AD denekler  G denekler  Kadınlar  Erkekler  Gençler  Orta yaşlılar  Yaşlılar  N  306 156  150 155  151 111 121  74  X  67.35 65.66 69.11 68.90 65.75
Tablo 2. Şehir ve Köy Örneklemlerinin Modernlik Puanlarının Aritmetik Ortalamaları  , ve Standart Sapmaları  Şehir Örneklemi  AD'ler  G'ler  Köy Örneklemi  AD'ler  G'ler  N X 30 30 30 30 60.03 70.67 45.73 60.07  s  15.46 12.88 13.05 19.68
+5

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmada, nicel ve nitel faktörlerin birlikte değerlendirildiği çok kriterli bir karar verme yöntemi olan Analitik ağ süreci yardımıyla Türkiye’deki beyaz eşya

Yazında yer alan çalışmalar, yalnızca FÜTZ faktörlerinin yerel ve genel önceliklendirmesini analitik hiyerarşi proses yöntemiyle belirlenmiş, FÜTZ faktörleri temelinde

Now, using the working region for auxiliary parameters and other input parameters, we would like to discuss the behavior of the strong coupling constants in terms of q 2. The

In this thesis, a microstrip patch-type WiMAX antenna with a parasitic radiator, two metallic side walls and an upper dielectric layer have been analyzed,

According to the Turkish Association of Travel Agencies research, more than 86% of domestic tourism activity is characterised by sun and sea type of tourism, with the main push

The results of strong Granger causality determined that, in Albania, Bulgaria and Romania, there was evidence to reject the null hypothesis for bidirectional causality between

Equating the physical and QCD sides of the correlation function we get the QCD sum rules for the considered strong coupling constants form factors. To suppress

The nucleon electromagnetic form factors are calculated in framework of the light-cone version QCD sum rules method for the Ioffe and general currents in [ 3 , 4 ].. The