• Sonuç bulunamadı

Mecmua-İ Mehmed İrfan Paşa’da Yer Alan Manzum Bölümler (İnceleme-Metin)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mecmua-İ Mehmed İrfan Paşa’da Yer Alan Manzum Bölümler (İnceleme-Metin)"

Copied!
137
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MECMUA- MEHMED RFAN PA A’DA YER ALAN MANZUM BÖLÜMLER (

NCELEME-MET N) DUYGU GÜNER YÜKSEK L SANS TEZ

TÜRK D L VE EDEB YATI ANAB L M DALI YEN TÜRK EDEB YATI B L M DALI

(2)

T.C.

ORDU ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

MECMUA- MEHMED RFAN PA A’DA YER ALAN MANZUM BÖLÜMLER ( NCELEME-MET N)

DUYGU GÜNER

TÜRK D L VE EDEB YATI ANAB L M DALI YEN TÜRK EDEB YATI B L M DALI

AKADEM K DANI MAN Doç. Dr. Muhammet KUZUBA

(3)

SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

Bu çalı ma jürimiz tarafından ..../.../... tarihinde yapılan sınav ile ... Anabilim Dalı, ……… Bilim Dalı’nda YÜKSEK L SANS tezi olarak kabul edilmi tir. Ba kan : Üye : Üye : ONAY :

Yukarıdaki imzaların adı geçen ö retim üyelerine ait oldu unu onaylarım. ..../..../20

Unvanı Adı SOYADI Sosyal Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(4)

Hazırladı ım tezin tamamen kendi çalı mam oldu unu ve her alıntıya, kullandı ım ba ka yazarlara ait her özgün fikre kaynak gösterdi imi bildiririm.

24.07.2015 Duygu GÜNER

(5)

[GÜNER, Duygu]. [Mecmua-i Mehmed rfan Pa a’da Yer Alan Manzum Bölümler ( nceleme-Metin)], [Yüksek Lisans], Ordu, [2015].

19. yüzyıl, Türk edebiyatının tarihî seyri içerisinde önemli de i ikliklere u radı ı bir yüzyıldır. Altı yüz yıl boyunca Türk edebiyatının zirveye ula masını sa layan klâsik Türk edebiyatı, 1860’tan itibaren yerini Batı kaynaklı bir edebiyata bırakmı tır. Özellikle geçi sürecinde, klâsik kültürle yeti mi airler ço u zaman aldıkları edebiyat mirası sebebiyle gelenekten kopamamı lardır. Çalı mamızın konusunu te kil eden rfân Pa a da söz konusu airlerden birisidir.

Çalı mamızın merkezini 1815 yılında do up 1888’de ölen rfân Pa a’nın günümüze ula an iirlerinin toplandı ı Mecmua-yı rfân Pa a adlı eseri olu turmaktadır. Yüzyılın genel siyasi durumuna ve edebî faaliyetlerine de inilen Giri bölümünün ardından air hakkında bilgiler verilmi ve Mecmua-yı rfân Pa a ekil bakımından incelenmi tir. Metin bölümün ardından Sonuç ve Kaynakça ile çalı mamız tamamlanmı tır.

Anahtar Sözcükler: Mehmed rfân Pa a, Mecmua, Divan Edebiyatı, Tanzimat Dönemi, iir.

(6)

(Examination-Text)], [Master Thesis], Ordu, [2015].

The 19th century has a strong role in which The Turkish Literature changed considerably in the historical progress. The Classical Turkish Literature period which raised the Turkish Literature reaching peak levels through 600 years, yielded to Western based literature as from 1860. Especially in the transition period, the poets come from the classical literacy culture, generally could not break with tradition because of their literary heritage. Irfan Pasha who is the main subject of our study is one of these poets we mentioned above.

The poems which come until today, collected in the Mecmua-yı Irfan Pasha book of Irfan Pasha- who was born in 1815 and died in 1888-, constitutes the main work of this study. Mecmua-yı Irfan Pasha was studied exoterically and detailed the profile of the poet after the introduction which refers to general political conditions of the century and literary works. Our study was concluded with conclusion and bibliography stages after the main reading.

Key Words: Mehmed Irfan Pasha, Mecmua, Divan Literature, The Period of Tanzimat, Poet.

(7)

Adı Soyadı : DUYGU GÜNER Do um Yeri ve Tarihi : ORDU / 26.05.1985 E itim Durumu

Lisans Ö renimi : ULUSLARASI KIBRIS ÜN VERS TES / FEN

EDEB YAT FAKÜLTES / TÜRK D L VE EDEB YATI BÖLÜMÜ

Yüksek Lisans Ö renimi : ATATÜRK ÜN VERS TES / SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ/ ORTAÖ RET M ALAN

Ö RETMENL ANAB L M DALI/ TÜRK D L VE EDEB YATI Ö RETMENL

ORDU ÜN VERS TES / SOSYAL B L MLER

ENST TÜSÜ/ TÜRK D L VE EDEB YATI ANAB L M DALI/ YEN TÜRK EDEB YATI BÖLÜMÜ

Bildi i Yabancı Diller : Bilimsel Etkinlikleri :

Deneyimi Uygulamalar : Projeler:

Çalı tı ı Kurumlar: ÖZEL ESENKENT OKYANUS ANADOLU L SES leti im

E-Posta Adresi : duyguner52@gmail.com Telefon Cep: 0545 452 52 35

(8)

hâkimiyetini sürdüren klâsik Türk edebiyatı, 1799’da eyh Gâlib’in ölümünden sonra büyük airler yeti tirememi ve dolayısıyla da eski gücünü kaybetmeye ba lamı tır. 1839’da Tanzimat’ın ilanıyla birlikte, Osmanlı Devleti’nin Batı’ya yöneldi i ve toplumun çe itli kademelerinde bu yöneli in tesirlerinin hissedildi i bir sürece girilmi tir.

Onlarca air ve yazarın edebiyat sahnesinde boy gösterdi i bu yüzyılda, devletin ve ona paralel olarak klâsik edebiyatın ya adı ı çökü sürecinde Encüme-i uarâ gibi birtakım edebî sohbet meclislerinin olu turuldu u, buralarda yeni ve genç airlerin ne v ü nemâ buldu u bilinmektedir. Bu süreç neticesinde kültürel ve edebî hayatta meydana gelen de i iklerle klâsik Türk edebiyatı yerini yava yava Batılı tarzda yeni bir edebiyata bırakmı tır. Eski kültüre, yani klâsik Türk edebiyatı gelene ine sahip airlerin yanında Batılı tarzda edebî ürünlerin etkisiyle eserler veren çok sayıda air ve yazarın yeti ti i bir geçi dönemi, yüzyıl sonuna kadar devam etmi tir. Bu ba lamda 1860’tan sonra Tanzimat Edebiyatı adıyla ba layan ilk önemli Batılı tarzdaki edebî hareketin Türk edebiyatında hâkimiyeti ele geçirdi i bir dönemde de klâsik Türk edebiyatı gelene ini devam ettiren pek çok airin varlı ı bilinmektedir. Çalı mamızın konusunu te kil eden Mehmed rfân Pa a da bu dönemde klâsik Türk edebiyatı gelene ine uygun

iirler yazan airlerden birisidir.

Hayatı boyunca devletin çe itli kademelerinde farklı görevler üstlenen Mehmed rfan Pa a, devlet adamı kimli inin yanında hakkında bilgi verilen kaynaklara göre birinci sınıf bir air sayılmasa da, zaman zaman orijinal hayâl ve tasavvurların yer aldı ı klâsik edebiyat kültürü çerçevesinde iirler söylemi tir. Genel olarak ise, mazmunlar, hayaller ve tasavvurlar bakımından vasatı a amadı ı ifade edilmelidir.

iirlerini Mecmuâ-yı rfân Pa a adlı eserde toplayan rfân Pa a, klâsik Türk edebiyatının son temsilcilerindendir. rfân Pa a’nın, gösterdi i tüm hassasiyete ra men iirlerinde kullandı ı bazı hayal ve kelimeler sebebiyle, dönemin önemli airi Namık Kemâl’in ele tirilerine de maruz kaldı ı bilinmektedir. airin ayrıca nesir alanında da kabiliyetini gösteren yazıları bulunmaktadır.

Çalı mamızın merkezini, Mehmed rfân Pa a’nın iirlerini bir araya getirdi i Mecmua-yı rfân Pa a adlı eseri te kil etmektedir. Giri bölümünde, 19. Yüzyılda

(9)

durumu, edebiyat dünyasında meydana gelen geli meler ve de i meler kısaca ele alınmı tır.

Çalı mamızın 1. Bölüm’ü, Mehmed rfân Pa a hakkındadır. Öncelikle Mehmed rfân Pa a’nın hayatı ula ılabilen kaynaklar çerçevesinde anlatılmı , ardından edebî ahsiyeti hem eserinden hem de hakkında bilgi verilen çe itli kaynaklardan yola çıkılarak aktarılmaya çalı ılmı tır.

Mecmua-yı rfân Pa a’nın ekil özelliklerinin incelendi i 2. Bölüm’de, eserde yer alan iirlerin nazım ekilleri ve bunların vezinleri zikredilmi ; eserde kullanılan kafiye ve redifler örneklerle anlatılmı ; iirlerde kullanılan dil ve üslup özelliklerine de inilmi tir.

Mecmua-yı rfân Pa a’da en çok kullanılan edebî sanatların örneklerle anlatıldı ı 3. Bölüm’den sonra, eserin metninin transkribe edildi i 4. Bölüm yer almaktadır. Çalı mamız Sonuç ve Kaynakça bölümleriyle tamamlanmaktadır.

(10)

ÖZET iii

ABSTRACT iv

ÖZGEÇM v

ÖNSÖZ vi

Ç NDEK LER viii

G R

1. ONDOKUZUNCU YÜZYILIN GENEL DURUMU

1.1. ONDOKUZUNCU YÜZYILDA S YASÎ VE TOPLUMSAL DURUM 1. 2. ONDOKUZUNCU YÜZYILDA EDEBÎ DURUM

1 1 1 3 1. BÖLÜM

1. MEHMED RFÂN PA A’NIN HAYATI VE ESER 1.1. HAYATI

1.2. EDEBÎ AHS YET 1.3. ESER 7 7 7 8 10 2. BÖLÜM 2. MECMUA-YI RFÂN PA A

2.1. MECMUA-YI RFÂN PA A’NIN EK L ÖZELL KLER 2.1.1. NAZIM EK LLER 2.1.1.1. Kasideler 2.1.1.2. Gazel 2.1.1.3. Tahmis 2.1.1.4. Müseddes 2.1.1.5. Muhammes 2.1.1.6. Müstezad 2.1.1.7. arkı 12 12 12 12 12 12 12 12 12 12 13

(11)

2.1.1.10. Murabba 2.2. VEZ NLER 2.3. KAF YE VE RED F 2.3.1.Kafiye 2.3.1.1. Yarım Kafiye 2.3.1.2. Tam Kafiye 2.3.1.3. Zengin Kafiye 2.3.1.4. Tunç Kafiye 2.3.2. Redif

2.3.2.1. Eklerden Olu an Redifler 2.3.2.2. Kelimelerden Olu an Redifler

2.3.2.3. Hem Ek Hem de Kelimeden Olu an Redifler 2.3.2.4. ki Kelimeden Olu an Redifler

2.3.2.5. ki Kelime ve Bir Ekten Olu an Redifler 2.4. D L VE ÜSLUP ÖZELL KLER

13 13 14 14 14 15 15 15 16 16 16 16 16 17 17 3. 3. EDEBÎ SANATLAR 3.1 Te bih 3.2. stiare 3.3. Tezat 3.4. Te his 3.5. Mübala a 3.6. Tenasüp 18 18 18 19 19 19 19 20

(12)

3.9. Tecrid 3.10. rsâl-i Mesel 3.11. ktibas 3.12. Tevriye 3.13. stifham 3.14. Hüsn-i Ta’lil 3.15. tikak 21 21 22 22 22 22 23 4. BÖLÜM 4.1. MET N 24 24 SONUÇ 123 KAYNAKÇA 124

(13)

G R

1. ONDOKUZUNCU YÜZYILIN GENEL DURUMU

1.1. ONDOKUZUNCU YÜZYILDA S YASÎ VE TOPLUMSAL DURUM 18. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin eski parlak günlerine dönmesi için çe itli ıslah çalı maları yapılmı tı. Ancak bu ıslah çalı maları eski kurumların yanına yenilerinin tesisi eklinde olmasından dolayı beklenen etkiyi göstermemi tir. 19. yüzyıla gelindi inde özellikle ülke üzerindeki dı etkilerin artmasıyla birlikte yeni giri imler yapılması zaruri bir hâl almı tır.

Osmanlı Devleti, 1789 Fransız htilali’ne kar ı bir ilgi veya korku göstermemi ve bunu Avrupa’nın kendi iç sorunu gibi görmek istemi se de, Avrupa devletlerinin kendi aralarında ve özellikle htilal Fransa’sı ile mücadelelerinden do an geli meler, Osmanlı Devleti’ni de etkisi altına almı ve Osmanlı devleti bu mücadelenin içine sürüklenmi tir.1

Batı’daki geli melere ayak uydurmakta geciken Osmanlı Devleti, uygun ko ullar çerçevesinde birtakım ıslahatlar ve yenilikler yapmaya çalı mı tır. Yakla ık iki yüz yıldır çıkardıkları isyanlarla devletin birli ini bozan Yeniçeri Oca ı’nın 1826’da II. Mahmud tarafından kaldırılması ve yerine modern bir ordu kurulması bu yeniliklerden ilk akla gelenidir.

1839 yılında Abdülmecid’in tahta çıkmasının ardından ilan edilen ve Gülhane Parkı’nda okundu u için Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu diye de bilinen Tanzimat Fermanı ile birlikte toplum hayatında yeni bir devir ba lamı tır. Bu ferman, yenile me hareketleri için önemli bir adım olarak görülmü tür. Fermana göre, azınlıklar dahil olmak üzere tüm vatanda ların can, mal ve namus güvenli inin teminat altına alınması, rü vete kar ı mücadele, miras hakkı ve vergide adaletin sa lanması gibi temel konular dile getirilmi tir.2 Bu fermanın herkesin mal ve mülk sahibi olmasını düzenleyen maddesiyle de padi ahın yetkileri sınırlandırılmı tır.

1 Armao lu, Fahir. 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1997. s. XXI. 2 Yücel, Ya ar ve Ali Sevim . Türkiye Tarihi IV, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1992, ss. 248-251.

(14)

Tanzimat Fermanı’nın Osmanlı Devleti’nin Batı medeniyeti ile olan münasebetlerinde çok mühim bir yeri vardır. Bu ferman; Osmanlı Devleti’nin, üstünlü ünü her alanda artık kesinlikle kabul etti i ça da Batı medeniyetini örnek almayı bütün ülkeye ve dünyaya resmen ilan ve taahhüd eden ilk yazılı belgedir. 3

Batı’da ortaya çıkan milliyetçilik ba ta olmak üzere çe itli fikir akımların tesiriyle Osmanlı co rafyası içerisinde bulunan azınlıklar ve farklı milletler yeni haklar talep etmeye ba lamı lar, devlet yönetimi de ülkenin birli ini muhafaza etmek için bunlara kayıtsız kalamamı tır. 1856 yılına gelindi inde Sultan Abdülaziz’in yayınladı ı Islahat Fermanı, yenile me bakımından ayrı bir önem ta ımakla birlikte Tanzimat Fermanı’nın devamı mahiyetindedir. Bu fermanın temel amacı bir Osmanlı toplumu meydana getirmektir. Bu fermanla, azınlık isyanları önlenmeye ve yine azınlıkların haklarını bahane ederek Avrupa devletlerinin iç i lerimize karı maları engellenmeye çalı ılmı tır.

Gerçekte Islahat Fermanı, Tanzimat Fermanı’nın geni letilmi bir eklidir. Ancak Tanzimat, ülkenin içine dü tü ü kötü durumdan kurtarılması için, Osmanlı devlet adamları tarafından dı dertsek olmadan hazırlanmı tır. Islahat Fermanı ise, yabancı devletlerin baskısı sonucunda düzenlenmi ve ilan edilmi tir. Osmanlı Devleti bu fermanı kendili inden ilan etmi görünmekle, sadece ekil yönünden hükümranlık erefini kurtarmı tır. Hakikatte, Hıristiyan toplulukların korunması hakları, Avrupa devletlerinin eline geçmi tir. Nitekim bu tarihten sonra, Paris Antla ması’ndaki, Osmanlı Devleti’nin iç i lerine karı ılmayacak maddesine ra men, büyük devletler her fırsatta Osmanlı’nın iç i lerine karı maya ba lamı lar ve bu durum da içte ve dı ta birçok olay ve geli menin ortaya çıkmasına neden olmu tur.4

1839-1860 tarihleri, Türkiye’nin kapılarını Batı medeniyetine ardına kadar açtı ı ve bu hususta hiçbir kontrol ve gümrük i lemlerinin yapılmadı ı bir dönemin sınırlarıdır. Batı ile kültürel münasebetlerin bu süre içinde büyük bir hızla geli mesinde,

3 Akyüz, Kenan. Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri, 5. Baskı, nkılap Kitabevi, stanbul (?), s. 5. 4 Uçarol, Rıfat. Siyasi Tarih (1789-1994), Filiz Kitabevi, stanbul 1995, s. 211.

(15)

Osmanlı Devleti ile Batılı devletler arasındaki siyasî münasebetlerin geli mesi de büyük bir rol oynamı tır.5

1876 yılında Sultan Abdülhamid tahta çıktı ı zaman özellikle Balkanlar’da ciddi ayaklanmalar ba lamı tır. Bu ayaklanmaları fırsat bilen Rusya, Osmanlı Devleti’ne bir ultimatom verir. Bu sırada Avrupa devletleri, temsilci göndererek stanbul’da Balkan sorununu tartı maya açarlar ve bu vesileyle Osmanlı Devleti’nden yeni reformlar yapılmasını isterler. Sultan Abdülhamid, bu sırada siyasî manevrayla 23 Aralık 1976 tarihinde Kanun-ı Esasi’yi ilan eder. Kanun-i Esasi, anayasa hükmündedir ve böylece

Osmanlı Devleti me rutî bir yönetime geçmi olur.6 Birinci Me rutiyet olarak da bilinen

bu yönetim ekli uzun sürmemi , Sultan Abdülhamid'in 1877-78 Osmanlı-Rus

Sava ı'ndaki yenilgiyi bahane göstererek Meclis-i Mebusan'ı kapatmasıyla 1878'de sona ermi tir.

Bu yüzyılda ba ta Mısır ve Bo azlar olmak üzere Balkanlar, azınlıklıklar ve Rusya’nın sıcak denizlere inme niyetiyle Osmanlı Devleti üzerindeki baskısını hissettirmesi, ekonominin bozulması akla gelen en temel sorunlardır. Kırım Sava ı, donanmanın Ruslar tarafından yakılması, 1876 Osmanlı-Rus Sava ı Osmanlı Devleti’nin gücünü ve etkisini zayıflatan di er unsurlar olmu tur.

1. 2. ONDOKUZUNCU YÜZYILDA EDEBÎ DURUM

Temelleri 13. yüzyıldan itibaren atılan ve güçlü ve uzun soluklu bir edebiyat olarak Türk edebiyat tarihinde önemli bir süreci içine alan Klâsik Türk Edebiyatı 19. yüzyılda da varlı ını sürdürmü tür.

Klâsik Türk edebiyatı ba lamında, özellikle yüzyılın ilk yarısında dikkate de er edebî faaliyetlerin yürütüldü ü görülür. Klâsik Türk Edebiyatı, son büyük airi olarak kabul edilen eyh Galib’in 1799’da vefatının ardından eski gücünü ve canlılı ını yitirmeye ba lamı tır. Buna ra men Osmanlı co rafyasının çe itli bölgelerinde klasik edebiyat kültürünü devam ettiren pek çok airle birlikte, saray çevresinde veya üst düzey devlet kademelerinde görev yapan air ruhlu yöneticilerin iir sanatını icra

5 Akyüz, Kenan. Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri, 5. Baskı, nkılap Kitabevi, stanbul (?), s.21.

(16)

etmeleri, önceki yüzyıllardaki kadar ba arılı olmasa bile bu yüzyılda da klâsik edebiyatın hayatta kalmasını sa lamı tır. Bu dönemde klasik Türk edebiyatı kültürüyle yeti mi onlarca air; özellikle gazel, kaside, tarih ve kıt’a, rubai gibi çe itli nazım biçimlerini kullanmı lar ve Divanlar, Divançeler olu turmu lardır.

Bu yüzyılda olu turulan Divanlarda, gazel sayılarının önceki yüzyıllara göre daha az, kasidelerin ise daha fazla oldu u dikkati çekmektedir. Bunun dı ında kasidelerin bütün bölümlerini içeren tam bir kasideye oldukça az rastlanmaktadır. Özellikle tevhid, na’t, münacat gibi dinî konuların a ırlıklı oldu u türlerde, kasidenin yalnız iki bölümünün, “maksûd” ve “dua”, bulunması neredeyse genel bir kural halini almı tır. Kasidenin medhiye bölümünün türe göre “medhiye” veya “maksûd” olarak ikiye ayrılması dikkat çekmektedir. Asıl “medhiye”, medhiye kasidelerinde vardır. “Maksûd” bölümü ise her zaman övgü amacı ta ımayıp türe göre de i ik amaçlara yönelmi tir. Bu dönem airleri memduhlarını övmek için daha fazla gerçekçi sebeplere yönelmi ler ve onların vasıflarını daha realist olarak ele almı lardır.7

Klâsik edebiyatın yerini yeni bir edebiyatın almaya ba ladı ı dönemlerde bu yüzyılın önemli edebi topluluklarından birisi olan Encümen-i uarâ, özellikle genç airlerin yeti mesinde büyük katkı sa lamı tır. Encümen-i uarâ toplantıları 1861 yılının Mayıs ayında ba lamı ve 1862 yılının ba ına kadar devam etmi tir. Toplantılar genellikle Hersekli Arif Hikmet Bey’in ev sahipli inde gerçekle tirilmi tir. Bir dost ve sohbet meclisi havasında geçen ve Leskofçalı Galib Bey’in ba kanlık etti i bu toplantılarda, eski kültürü bilen ve edebî zevkleri güçlü airler yazdıkları iirleri okumu lardır ve okunan iirler üzerinde uzun süren tartı malar olmu tur.

Edebiyat tarihlerinin hemen hepsinde Encümen-i uarâ’nın eski iirin son temsilcisi oldu u hükmü yer alır. Son devir edebiyatçılarından Rıza Tevfik, Tanzimat’la birlikte iir ve edebiyat dahil hemen her alanda Batılıla ma’nın ba ladı ı bir dönemde Encümen-i uarâ mensuplarının eski iiri yeniden canlandırma gayretlerini bo bir çaba olarak de erlendirirken Ahmet Hamdi Tanpınar da toplulu u eski iirin son seçkin zümresi olarak görür. Encümen-i uarâ müdavimleri, asırlar boyunca yava yava olu mu bir iir esteti ine zarar vermeden yenile meyi denemi lerdir. Encümen-i uarâ toplantılarına devam eden ve isimleri tesbit edilebilen belli ba lı airler unlardır: K dirî

(17)

eyhi Osman ems Efendi, Mehmed Lebib Efendi, Koniçeli Mûsâ Kâzım Pa a, Hoca Sâlih Nâilî, brâhim Halet Bey, Recâizâde Mehmed Celâl, Memduh Faik Bey, Deli Hikmet, Mustafa Refik Bey, Üsküdarlı Hakkı Bey, Sâlih Fâik Bey, Mustafa zzet Efendi, Sâdullah Râmi Bey, Mustafa E ref Pa a, rfan Pa a, Mustafa smet Efendi, Ziyâ Bey (Pa a) ve Nâmık Kemal.8 Topluluk, müdavimlerinin farklı yerlere görevlendirilmeleri veya Tanzimat Edebiyatının içinde yer almaları gibi sebeplerden dolayı sekiz ay gibi bir kısa süre içinde da ılır.

Bu yüzyılda tezkirelerde ve edebiyat tarihlerinde9 isimleri zikredilen Klâsik Türk Edebiyatı kültürünün devamını sa layan önemli airler unlardır: Âlî, Fehîm, Âgâh Pa a, Celâl Bey, Refî-i Kalâyî, Nailî-i Cedîd, Hâlet Bey, eyh Nazîf, Lebîb Efendi, Abdî, Üsküdarlı Hakkı, E ref Pa a. Bunlar haricinde bu yüzyılda kadın airlerin sayısının fazlalı ı ayrıca dikkati çekmektedir. eref Hanım, Leylâ Hanım ve Âdile Sultan ba ta olmak üzere pek çok kadın air, klâsik edebiyat kültürü çerçevesinde iirler yazmı lardır.

1860 yılından itibaren Türk Edebiyatı yeni bir mecraya yönelmi tir. Tanzimat Fermanı’ndan sonra, özellikle Fransa'ya ö renim görmek için gönderilen ve Batı kültürüyle yeti en aydınlar, Batılı tarzda yeni eserler yazmaya çalı mı lardır. 1860 yılında Âgâh Efendi ve inasi'nin çıkarmaya ba ladıkları Tercümân-ı Ahvâl Gazetesi ile Batı'ya yönelen edebiyatımız ba lar. "Tanzimat Edebiyatı" adı verilen ve Namık Kemal, Ziya Pa a, emseddin Sami, Abülhak Hamit Tarhan ve Ahmet Midhat Efendi gibi önemli air ve yazarlrın birlikte yer aldı ı bu edebiyatın sanatçıları özellikle Fransız edebiyatının etkisiyle yenilikler getirmi ler ve sanat anlayı ları bakımından farklılıklar göstermi lerdir. Her ne kadar yeni bir edebiyat te ekkül ettirilse de, bu edebiyatın önemli temsilcilerinin klâsik edebiyat kültürüyle yeti mi olmaları sebebiyle özellikle

iirde eski kültürün etkisi belirgin bir ekilde görülmektedir.

8 Komisyon. “Encümen-i uarâ”, Türkiye Diyanet Vakfı slâm Ansiklopedisi (D A), C. 11, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, s. 179-181.

9 Konuyla ilgili u kaynaklara bakılabilir: Tanpınar, Ahmet Hamdi. 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Ça layan Kitabevi, stanbul 1997; entürk, A. Atilla. Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Dergah Yayınları,

stanbul 2011; sen, Mustafa vd. Eski Türk Edebiyatı El Kitabı, Grafiker Yayınları, Ankara 2006;

Komisyon, Büyük Türk Klâsikleri, Ötüken-Sö üt Yayınları, stanbul 1985-1989; Mengi, Mine. Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Akça Yayınları, Ankara 2004.

(18)

1875 yılına kadar prensip olarak sosyal fayda formülüne ba lanan Tanzimat Edebiyatı, bu tarihten sonra, üslup ve konu bakımından kendisini yava yava Fransız romantizmine kaptırmı tır. Türk edebiyatının asırlarca süren alı kanlıklarına da uygun dü en bu kaptırı , önce üslupta ba lamı tır. Nesrinin esasını inasi’den almakla beraber, sanatkârâne üslup kaygısı ile ondan ayrılan Namık Kemal’in romanlarındaki tabiat ve insan tasvirlerini daha canlı ve çekici hâle getirebilmek için romantik üslubun ihti amından faydalanmaya kalkı ması ile ba layan bu tesir, zamanlar, karakterlere, vakaların kurulu una ve temalara kadar yayılmı tır. 1880’den sonraki Türk romanında görülen bazı realizm ve natüralizm denemelerine ra men, Kemal’i takip eden Recai-zâde Ekrem ve Abdülhak Hâmid’in de a ır basan ahsiyetleriyle Tanzimat Edebiyatı, çok geni ölçüde, romantizme ba lı kalmı tır.10

Tanzimat Edebiyatı sonrasında, 1896’dan itibaren Servet-i Fünûn Dergisi etrafında toplanan sanatçıların olu turdu u ve Edebiyat-ı Cedîde adıyla da bilinen Servet-i Fünûn Edebiyatı te ekkül ettirilmi tir. Servet-i Fünûn air ve yazarları Tanzimat Edebiyatı mensuplarının ba lattıkları yenilikleri devam ettirmi ler, hem iirde hem nesirde önemli eserler kaleme almı lardır. Tevfik Fikret, Cenap ahabettin, Hüseyin Siret, Hüseyin Suat ve Süleyman Nazif gibi airlerin yanında Halit Ziya U aklıgil, Hüseyin Cahit Yalçın, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Rasim ve Mehmet Rauf gibi önemli yazarların bu kısa ömürlü edebiyatın halkası içinde yer aldı ına ahit olunmaktadır. 5 yıllık bir faaliyetin ardından 1901 yılında topluluk da ılmı tır.

Servet-i Fünûn Edebiyatı, edebiyatımızın yeni bir merhalesi olarak sayılabilece i gibi, Tanzimat Edebiyatı’nın son safhası olarak da dü ünülebilir. Çünkü gerek Tanzimat ve gerekse Servet-i Fünûn, gayede ve Divan Edebiyatı’na kar ı takındıkları tutumda tamamıyla birliktiler. Servet-i Fünûn; Tanzimat devrine nazaran, Batı edebiyatı ile daha geni temaslar kurmak, gayeyi daha bilgili ve kesin bir ekilde gerçekle tirmek imkânını elde edebilmi tir. 11

10 Akyüz, Kenan. Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri, 5. Baskı, nkılap Kitabevi, stanbul (?), s. 40.

11 Akyüz, Kenan. Batı Tesirinde Türk iiri Antolojisi (1860-1923), nkılap Kitabevi, stanbul 1986, s.228.

(19)

1. BÖLÜM

1. MEHMED RFÂN PA A’NIN HAYATI VE ESER 1.1. HAYATI

Klâsik Türk edebiyatının son temsilcilerinden biri olan Mehmed rfan Pa a, Sicill-i Osmanî’de12 rfan Ahmed Pa a olarak anılmaktadır ve lakabının Medenîzâde oldu u bildirilmektedir. bnülemin; airin adının Mehmed rfan Hayreddin Pa a oldu u ifade eder.13 Yine aynı kaynaktan ö rendi imize göre 1230 (M. 1815) yılında do mu tur. Hafız Halil Efendi’nin o ludur.14 bnülemin’e göre; küçük ya ta babasını kaybetmi , üvey babası Ali Rıfat Bey’in gözetiminde bir e itim hayatı sürdürmü tür. 1244 (1828) yılına kadar Manastır’da kalan Mehmed rfan Pa a, burada Arapça ve Farsça ö renmi tir.15

Sicilli Osmanî’de anlatıldı ına göre, çok farklı görevlerde bir hayat süren Mehmed rfan Pa a; 1242’de (1826/1827) defterdar mektupçusu hulefasından olup sonra Necip Pa a’nın divan kâtibi, A a Hüseyin Pa a ve Ali Rızâ Pa a’nın mühürdarı ve 1253’te maliye mümeyyizi, 1257’de (1841) serhalife, 1265’te (1849) mütemayizle maliye mektupçusu ve bir buçuk ay sonra evâmir-i maliye müdürü,, 1566’da (1850) ikinci defa maliye mektupçusu, 1272’de (1855/1856) ûlâ evveliyle Anadolu defterdarı, 1275’te (1858/1859) maliye müste arı, 1277’de (1860/1861) Meclis-i Vâlâ azası, 1285’te (1868/1869) Ahkâm-ı Adliye azası, icra reisi ve bâlâ, 1288’de (1871) vezirlikle Edirne valisi olup be ay sonra istifa etmi tir. air; 1290’da (1873) muhakemât reisi ve 1292’de (1875) ûrâ-yı Devlet reis vekili ve sonlarında temyiz reisi vazifelerinde bulunmu tur. 1296’da (1879) Sicill-i Ahvâl Komisyonu reisi olduktan sonra 1304’te

12 Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmani, C.3, s. 799.

13 bnülemin Mahmud Kemal nal. Son Asır Türk airleri, C. IV, MEB Yayınları, stanbul 1969, ss. 719-720.

14 bnülemin Mahmud Kemal nal. Son Asır Türk airleri, C. IV, MEB Yayınları, stanbul 1969, ss. 719-720.

15 bnülemin Mahmud Kemal nal. Son Asır Türk airleri, C. IV, MEB Yayınları, stanbul 1969, ss. 719-720.

(20)

(1886/1887) bu görevinden ayrılmı ve iki yıl sonra 20 Rabiu’l-Evvel 1306’da (24 Kasım 1888) vefat etmi tir.16 Mehmed Süreyya, aynı yerde air hakkında: “Mizaha dü kün olup kâtip, air, sâdık ve do ru idi.” demektedir. bnülemin, airin hezl ve istihzaya mail oldu unu rivayet etmektedir.

1.2. EDEBÎ AHS YET

yi bir Arapça ve Farsça e itimi alan Mehmed rfan Pa a, klâsik edebiyat kültürüyle yeti mi bir airdir. 1861-1862 yıllarında Hersekli Arif Hikmet Bey’in evinde gerçekle tirilen Encümen-i uarâ toplantılarının müdavimlerinden birisidir. Bu sebeple iir meclisleriyle de iç içe olmaya gayret etmi tir.

Zaman zaman co kun ifadelere rastlanan iirlerinde, klâsik bir divan airi üslubu hâkimdir. Klâsik bir divan airinde görülen kelimeler, mazmunlar, tasavvurlar ve hayaller rfân Pa a’nın iirlerinde de vardır. iirleri, mana ve üslup bakımından kendisinden önce yeti en Fuzûlî, Bâkî, Nâbî, Nef’î, Nedim, eyh Gâlib vb. gibi büyük airler kadar güçlü de ildir. Genel literatürde ikinci sınıf olarak nitelendirilen airler arasında sayılabilir. Bu ba lamda airin kendi üslubunu bulamadı ını; Gâlib, Sâmî gibi ba ka airlerden etkilendi ini söylemek daha do ru bir ifade olur. Bir gazelinde Gâlib yolunda iirler yazma gayretinde oldu unu ifade sadedinde zikretti i a a ıdaki beyit de bunu göstermektedir:

! "#$

A a ıdaki beyitte ise Nef’î ile kendisini kıyasladı ı görülen rfân Pa a, sözlerinin ( iirlerinin) o dönemde sözün ( iirin) de erini yükseltti ini ifade etmektedir:

% & '

( ) * ) ) + ",-$

rfân Pa a’nın Mevlâna’ya olan ilgisini ve hayranlı ını, Mevlânâ’nın neslinden gelenlere gösterdi i hürmetten anlamak mümkündür. Bunları airin iir dünyasını olu turan bilinçaltı unsurlar olarak zikretmekte fayda vardır:

(21)

* . / ) 0 &1 % 2 3 4

5 4 6 7 8 9 ) 2

: ; . )4 :

< = /3 >

rfân Pa a’nın iirlerinin ve iir anlayı ının Namık Kemal tarafından ele tirildi ini, Namık Kemal’in Magosa’dan gönderdi i bir mektuptan ö reniyoruz. Namık Kemal mektubunda, rfân Pa a’nın iirlerinden örnekler vererek hem mana hem de ekil bakımından ele tirilerini sıralamaktadır. Namık Kemal’in genel iir anlayı ını da yansıtan bu mektuba göre, rfan Pa a aynı beyit içerisinde birbiriyle çeli en kelimeler kullanmakta, ilgisiz hayaller kurmaktadır. Sanat kaygısı gütmekte, sözü süslemeye çalı ırken hataya dü mektedir. 17 Onun, Mecmua-i rfan Pa a’nın mukaddimesinde eskilerin yolunu be enmeyen yeni yeti meler (nevresîdegân) elinde ziyan olan eserlerden bahsetmesi, Nâmık Kemal’in divan iiri için yaptı ı tenkitlere yeni bir hedef te kil eder. rfan Pa a’ya hitaben kaleme aldı ı (1291/1874) ve ilk defa Mecmûa-i Ebüzziyâ’da ne redilen (I, nr. 7, 15 Zilhicce 1297) açık mektubunda Nâmık Kemal edebiyatın esasının hakikate uygun olması gerekti ini, birtakım süslerin ve airane hayallerin bir eseri edebî eser yapmaya yetmeyece ini belirtir. Sanat u runa mananın feda edildi i, birbiriyle ili kisi olmayan te bihler ve yakı ıksız mübala aların yer aldı ı eski tarz içinde artık güzel eser meydana getirmeye imkân kalmadı ını söyleyerek rfan Pa a’nın beyitlerinden bu iddialarına örnekler verir. Kaya Bilgegil, Nâmık Kemal’in tenkitlerinin bir kısmında haklı oldu unu ileri sürerken Vasfi Mahir Kocatürk, en çürük beyitlerin seçilerek muhatabın a ırı bir ekilde hırpalandı ını belirtir. Aslında muhatapları pek de belli olmayan “nevresîdegân” kelimesinin Nâmık Kemal tarafından bu kadar iddetli bir tepkiyle kar ılanıp bütün kusurun zayıf bir air yerine divan iirine yükletilmesi dü ündürücüdür. Nâmık Kemal’in bu mektubunu Ebüzziyâ Mehmed Tevfik, Kemal Bey’in rfan Pa a’ya Mektubu Muâhezât-ı Edebiyyeyi âmildir adıyla kitap halinde basmı ( stanbul 1304) ve Namık Kemal, Mak lât-ı Siyâsiyye ve

17 Söz konusu mektup, Kâzım Yeti tarafından yeni harflerle de yayımlanmı tır: Yeti , Kâzım. Nâmık

(22)

Edebiyye adlı kitaba da dahil etmi tir ( stanbul 1327). 18 Namık Kemal; bunun haricinde edebiyat ve iirle ilgili dü üncelerini gördü ümüz di er air ve yazarlar hakkındaki mektuplarında, ça da ı olan ve bir dönem Cerîde-i Havâdis yazarlı ı da yapan Nüzhet Efendi’nin sanatını de erlendirirken rfan Pa a’nın daha üstün oldu unu ifade etmektedir.19 Ancak Namık Kemal’in rfan Pa a hakkındaki mektubu dü ünüldü ünde rfan Pa a’nın iirilerinin sanat bakımından yeterli olu u de il, Nüzhet Efendi’nin iirlerinin fecaati ortaya konulmaktadır.

rfân Pa a’yla ilgili de erlendirmelerde bulunan Nurettin Albayrak, onun iirlerinin devrinde örne i çok görülen vasatın altında parçalar oldu unu söyler. 20 Ancak bu yargının, aire kar ı haksızlık oldu u kanaatindeyiz. Elbette bütün iirleri sanat de eri bakımından üst düzeyde de ildir; fakat airin kaleminden yer yer orijinal beyitlerin döküldü ünü söylemek hakkaniyetli bir yakla ım olacaktır. Gazelleri arasında bulunabilecek birkaç güzel örnekten biri “nedir bilmem” redifli olanıdır ki bu iirin, Abdülhak Hâmid’in “Bir Hüsnün Hüznü” iirine ilham kayna ı oldu u anla ılmaktadır. “Müstakîmin yeri olsaydı e er dünyâda / Servler böyle mek birde hırâm etmez idi” beyti de zamanında çok sevilmi tir. Bu konuda Vasfi Mahir Kocatürk’ün bakı ı daha objektiftir. Vasfi Mahir Kocatürk, iirlerinde eski zevkin takdir edece i söz oyunlarıyla birlikte düzgünlük, tabiîlik, hatta biraz da samimilik bulundu unu söyler.21

1.3. ESER

Mehmed rfan Pa a’nın elimizdeki tek eseri çalı mamızın konusunu te kil eden Mecmua-yı rfan Pa a adıyla basılan eserdir. Üzerinde çalı tı ımız nüsha, Toronto Üniversitesi Kütüphanesi’nde PL 248 I72A17 1858 kaydıyla bulunmaktadır. Toplam 92

18 Albayrak, Nurettin. “ rfan Pa a”, Türkiye Diyanet Vakfı slâm Ansiklopedisi (D A), Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, s.444

19 Üstünova, Mustafa. Namık Kemal’in Özel Mektuplarında Edebî Konular, Yayımlanmamı Doktora Tezi, Uluda Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa 1988, s. 140.

20 Albayrak, Nurettin. “ rfan Pa a”, Türkiye Diyanet Vakfı slâm Ansiklopedisi (D A), Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, s.444.

21 Albayrak, Nurettin. “ rfan Pa a”, Türkiye Diyanet Vakfı slâm Ansiklopedisi (D A), Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, s.444.

(23)

sayfa olan eserin 1 ve 83 arasında manzum, 84 ile 92. sayfalar arasında mensur bölümler vardır. Çok fazla edebî de eri bulunmamakla birlikte, rfân Pa a’nın devletin yazı ma dilini iyi bildi ini ortaya koyan yazılar mevcuttur. Çalı mamızda eserin manzum bölümlerinde yer alan iirler ele ele alınmı tır.

(24)

2. BÖLÜM 2. MECMUA-YI RFÂN PA A

2.1. MECMUA-YI RFÂN PA A’NIN EK L ÖZELL KLER 2.1.1. NAZIM EK LLER

2.1.1.1. Kasideler

Mecmua-yı rfân Pa a’da 3 kaside mevcuttur. 14 beyitten müte ekkil na’t, airin dini türde yazdı ı bir kasidedir. “Sühan” kasidesinin yanında Maliye Nazırı Musa Saffetî Pa a’ya yazdı ı Bahariyye, eserdeki di er iki kasidedir.

2.1.1.2. Gazel

Mecmua-yı rfân Pa a’nın en hacimli bölümünü gazeller olu turmaktadır. 43 gazelin yer aldı ı gazeliyât bölümünde klâsik edebiyat gelene ine uygun olarak Arap alfabesinde yer alan harflere göre bir sıralama takip edildi i görülmektedir.

2.1.1.3. Tahmis

Mecmua-yı rfân Pa a’da toplam be tahmis vardır.

2.1.1.4. Müseddes

Mecmua-yı rfân Pa a’da gazel, kaside ve tahmise göre az tercih edilen bir nazım ekli olarak dikkat çekmektedir. Eserde be bendden olu an ve münacat türünde yazılan bir tahmis mevcuttur.

2.1.1.5. Muhammes

Mecmua-yı rfân Pa a’da be bendlik bir muhammes bulunmaktadır.

2.1.1.6. Müstezad

(25)

2.1.1.7. arkı

Mecmua-yı rfân Pa a’da sade bir dille yazılmı iki arkı vardır.

2.1.1.8. Kıta

Toplam on be kıt’anın bulundu u Mecmua-yı rfân Pa a’da, bu nazım biçiminin zaman zaman devrin büyüklerine övgü için kullanıldı ı görülmektedir. Mesela rfân Pa a; Sultan II. Mahmud, Ali Galib Pa a ve Nâfiz Pa a’ya övgü için kıt’a yazmı tır.

2.1.1.9. Tarih

? ) & & /@ / A / ) ) B ) /

/ C D % E @ ) B

A F 1 ) / G B çok kullanılan nazım ekli

tarihtir. Eserde toplam 27 tarih bulunmaktadır.

2.1.1.10. Murabba

Eserde, “Münâcât” ba lı ıyla yazılan ve manzum bölümün ilk iiri olan dokuz bentlik bir murabba mevcuttur.

2.2. VEZ NLER ? ) E / HB/ & & ) B ) A F @ / / / / C/ / B D % / ) @ @ G G B )G / / / / I H E / HB/ G B E C) ) ' ) E : ' ) A F 1 / / D J ' ! / @ ! ' / D + / E / ' E / B H H / / I

(26)

Hezec Bahriyle Yazılanlar

Mefâ’îlün / Mefâ’îlün / Mefâ’îlün / Mefâ’îlün: 31 defa Mef’ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâ’ilün: 17 defa

Mef’ûlü / Mefâ’îlü / Mefâ’îlü / Fe’ûlün: 7 defa Mefâ’ilün / Fe’ilâtün / Mefâ’ilün / Fe’ilün: 6 defa Mefâ’ilün / Mefâ’ilün / Fe’ûlün: 2 defa

Remel Bahriyle Yazılanlar:

Fe’ilâtün / Fe’ilâtün / Fe’ilâtün / Fe’ilün: 19 defa Fâ’ilâtün / Fâ’ilâtün / Fâ’ilâtün / Fâ’ilün: 9 defa Fe’ilâtün / Fe’ilâtün / Fe’ilün: 6 defa

Fe’ilâtün / Mefâ’îlün / Fe’ilün: 1 defa Fâ’ilâtün / Fâ’ilâtün / Fâ’ilün: 1 defa Recez Bahriyle Yazılanlar:

Müstef’ilün / Müstef’ilün / Müstef’ilün / Müstef’ilün: 2 defa

2.3. KAF YE VE RED F 2.3.1.Kafiye

rfân Pa a’nın iirlerinde bütün kafiye türlerinin örnekleri kullanılmakla birlikte ço unlukla tam ve yarım kafiyeye yer verilmektedir.

2.3.1.1. Yarım Kafiye: Mecmua-i rfân Pa a’da yarım kafiye, az kullanılan bir kafiye türüdür:

% / / ) )

K L 3 2 )

(27)

2.3.1.2. Tam Kafiye: Klâsik Türk edebiyatında yaygın olarak kullanılan tam kafiye, Mecmua-yı rfân Pa a’da da en fazla tercih edilen kafiye türüdür:

? B ' ) M > 2 G& /

N . 2B2 B 2 &/ O " $

P Q 9& 2 G

=3 3 ) 2 9 G ) R S ",$

2.3.1.3. Zengin Kafiye: airin bazı beyitlerde zengin kafiyeye ba vurdu u görülmektedir:

T & ) / )

6 2 G 9 & G& + U " $

V ) B '

( ) ) ) 2 / SS " $

2.3.1.4. Tunç Kafiye: rfan Pa a’nın iirlerinde zaman zaman tunç kafiye örnekleri de görülmektedir:

6 A H )

V ) A '3) / H ) S " $

5 2 2 H 2 B . H

(28)

2.3.2. Redif:

Mecmua-yı rfân Pa a’da kafiyeler kadar redifler de önemli bir yer tutar. Redifler bazen bir ek, bazen bir kelime, bazen de hem kelime hem ek olarak kullanılmı tır:

2.3.2.1. Eklerden Olu an Redifler:

B ' B M G&

*B2L LL ) / S, " $

2.3.2.2. Kelimelerden Olu an Redifler:

% LL B 7

X 93 ) B ,U " $

2.3.2.3. Hem Ek Hem de Kelimeden Olu an Redifler:

* 7 Y M '

2222

Z 2 2 3 M 9/

2222

[ " $

2.3.2.4. ki Kelimeden Olu an Redifler: Mecmua-yı rfân Pa a’da bazen iki kelimeden olu an rediflere de rastlanmaktadır:

5 2 G H

GC

GC

GC

GC

H

H

H

H

R / ' )

GC

GC

GC

GC

H

H

H

H

! " $

( GC . LL 3)

'

'

'

'

'

'

'

'

(29)

2.3.2.5. ki Kelime ve Bir Ekten Olu an Redifler: Eserde sayıları az da olsa, iki kelime ve bir ekten olu an redifler de vardır:

= & 9 2

) 23

) 23

) 23

) 23

Y G '

) 23

) 23

) 23

) 23

, " $

2.4. D L VE ÜSLUP ÖZELL KLER

Klâsik Türk edebiyatı, kurulu yıllarından beri Arap ve Fars edebiyatlarının etkisinde geli mi tir. Altı yüz yıllık süreçte bazı airlerin (Türkî-i Basit mensupları gibi) Türkçe kelimelerin kullanılmasında gösterdikleri gayret ve hassasiyete ra men iir dilindeki Arapça ve Farsça hâkimiyeti kırılamamı tır. Bununla beraber, geçen süreçte pek çok kelime artık dile yerle mi , kalıpla mı ve klâsik iirin malzemesi haline gelmi tir.

Bir 19. yüzyıl airi olan rfân Pa a’nın iirlerinde genel olarak klâsik bir dil hâkimdir. rfan Pa a da di er klâsik edebiyat airleri gibi, ortak olarak kullanılan pek çok kelimeye iirlerinde yer vermeye çalı mı tır. Bunlarla beraber, zaman zaman Arapça ve Farsça kelimelerin yo unlu u dikkati çekmektedir. Bu durumun, airin aldı ı e itim ve yeti ti i kültür ortamıyla yakından ilgisi oldu u kanaatindeyiz. Çünkü iyi bir Arapça ve Farsça e itimi alan rfân Pa a, bu dillere ait kelimelerin iire aktarılmasında çok da zorlanmamı tır. airin, kelimelerin beyitler arasına yerle tirilmesi hususunda klâsik bir divan airi kadar mâhir oldu u görülmektedir. Bu olumlu yönlerinin yanında, kimi zaman kelime tekrarlarına dü tü ünü, bazı beyitlerde redif ve kafiyelerde aynı ustalı ı gösteremedi ini eklememiz gerekir.

Eserde çok az da olsa eski Anadolu Türkçesine ait bazı kelimelere de rastlamaktayız: I H / ' L C / 2222 G / G S- "O$ 2 I W 2222 &/ : ) ) 92 2 US " $

(30)

3. %N ]^ :%N ]^ :%N ]^ :%N ]^ : 3. EDEBÎ SANATLAR

iirin en önemli unsurlarından birisi edebî sanatlardır. airler, geni hayal ve tasavvur güçlerini, duyu ve dü ünü lerini kalıpları belli birtakım edebî sanatlarla iire yansıtırlar. Edebî sanatların iirde kullanılması, kelimelerin ya da ifadelerin farklı ça rı ımlarla okuyucunun zihnine yerle mesine vesile olur. Böylece okuyucu için yeni anlam katmanları ortaya çıkar.

Her air gibi rfân Pa a da mümkün oldu u kadar edebî sanatlarla iirlerini zenginle tirmeye ve renklendirmeye gayret etmi ; okuyucusunun hayal, tasavvur, duygu ve dü ünce dünyasına hitap etmeye çalı mı tır. Genel olarak incelendi inde, hemen hemen her klâsik edebiyat airinde kar ıla ılan edebî sanatların zaman zaman büyük bir maharetle mısralar arasına yerle tirildi i görülür. Edebî sanatları birtakım orijinal hayallerle birle tiren rfân Pa a, bu vesileyle iirinin de erini artırmaya çaba sarfetmi tir.

Bu bölümde, rfân Pa a’nın iirlerinde en fazla yer alan on be edebî sanat, örneklerle gösterilmi tir.

3.1 Te bih: Aralarında çe itli yönlerden benzerlik kurulabilen iki ey veya eylerden benzerlik itibariyle zayıf olanı kuvvetli olana benzetmek sanatıdır.22

A a ıdaki beyitte sevgilinin ka ı (ebrû), hançere te bih edilmi tir:

V & _ 2 2 G

` H 3 M U",$

0 E @ G a b A $@ / & & $ I

* 7 2 ) / /& ) H& & &

Y G / 2 [ ",$

(31)

3.2. stiare: Kelimenin lugat manası “ödünç alma, birinden i reti bir ey alma”dır. Edebî sanat olarak “bir eyi gerçek anlamı dı ında, çe itli yönlerden benzedi i ba ka bir eyin adıyla anmaktır”.23

A a ıdaki beyitte; sevgili yerine meh (mâh) yani ay kelimesi kullanılmı tır:

* B / .

V ) 3 SS "S$

3.3. Tezat: Manaca birbirinin kar ıtı iki dü ünce, duygu ve hayalin bir ifadede toplanmasıdır.24

VC &/ a ) @ H / bU! G . ) A / E /

C / aG b / A / ) B E GC & / I

V& B / 9 22

] ; 3 ) . ) & + ",$

3.4. Te his: / ' / ) ) ) @ ) @ & & @ /

/ E GC /@ B / / / DU\

A a ıdaki beyitte, sevgilinin zülfü tuzak kuran bir avcıya benzetilerek te his sanatı olu turulmu tur:

6 M & &M

` )) 2 4 9 M U"\$

3.5. Mübala a: Sanatkârı heyecanlandıran hadisenin, heyecanın mahiyet ve iddetine göre büyümesi veya küçülmesidir.27

23 Külekçi, Numan. Açıklamalarla ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Akça Yayınları, Ankara 2005, s. 51. 24 Külekçi, Numan. Açıklamalarla ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Akça Yayınları, Ankara 2005, s. 76. 25 Devellio lu, Ferit. Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Aydın Kitabevi, Ankara 1997, s.863. 26 Külekçi, Numan. Açıklamalarla ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Akça Yayınları, Ankara 2005, s. 121.

(32)

0 / E . B ) GC C/& / GC )

C & & + /1 I

( C/ 9

V ) / ( C ? U "U$

3.6. Tenasüp: Manaca, aralarında ilgi bulunan iki veya daha fazla kelimeyi bir arada kullanmaktadır.28 0 E / ) HA H$@ /$@ A' / &. G B I 6 H 3 B L % ' G & U- "\$ 3.7. Leff ü Ne r: % ) ) G B C / ' / / DU# G C ) G ' / /

& & @ H . B / ) & & D

0 E / C / ) A / &

& B / I

: 9 4 LL

] 9 G& G3 ) LL )9 G , "[$

3.8. Telmih: H / B ) @ & & / ) @ ' @ C & )

D W HB/ ' )C / D

S-27 Külekçi, Numan. Açıklamalarla ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Akça Yayınları, Ankara 2005, s. 131.

28 Külekçi, Numan. Açıklamalarla ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Akça Yayınları, Ankara 2005, s. 190.

29 Külekçi, Numan. Açıklamalarla ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Akça Yayınları, Ankara 2005, s. 206.

(33)

N / B / E ' ) JA _ :A _ /A) @ / ' ) WBE 1 A / Y 1 ' I W& J 3 & : 3 B 2 ) ) * ' 9 B 3 / & O ",$ * 7 Y M ' 2 Z 2 2 3 M 9/ 2 [ "

3.9. Tecrid: Bir airin kendini mücerret bir ahıs farz ederek, yani ayrı bir kimse gibi dü ünerek hitapta bulunmasıdır. Söz, dı görünümü ile ba kasına sesleniliyormu

kanaati verir.31 0 E / ) @ / / ) . )B G

GC & & H B E C) / & /& & I

) & & B M

% 2 C) B B2 "O$

3.10. rsâl-i Mesel: Söylenen bir dü ünceyi peki tirmek amacıyla sözü bir atasözü veya atasözü niteli inde bir sözle destekleyerek kuvvetlendirmektir.32 A a ıdaki beyitte, insanın mertçe davranması ve gerçek rızık verici olan Allah’a tevekkül etmesi durumunda rızkının balı ın karnında bile gelebilece i anlatılmaktadır:

0 7 2 H T 2 K 2 L 2

L / B S\ "#$

30 Akta , Hasan. Modern Türk iirinde Edebî Sanatlar, Söylem Yayınları, stanbul 2002, s. 111. 31 Külekçi, Numan. Açıklamalarla ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Akça Yayınları, Ankara 2005, s. 160.

(34)

3.11. ktibas: Bir ayeti, bir hadisi ya da bir sözü tam veya yarım olarak anlamlı bir biçimde aktarma/ödünç alma sanatıdır.33 A a ıdaki beyitte geçen “göz açıp kapayacak sürede” anlamına gelen lemhatü’l-basar ifadesinde bu sanatın örne i görülmektedir.

: 2 C G 9 &1

C ) M ) H \ "!$

3.12. Tevriye: ki ya da daha fazla anlamı olan bir kelimenin yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetmektir.34 A a ıdaki beyitte geçen Gülistan kelimesiyle, hem kelimenin anlamı olan “gül bahçesi” hem de Sa’dî’nin bu addaki eseri kastedilmektedir.

:& /& & & / & & ) B )

% B G& & B2 ",$

3.13. stifham: Hayret, efkat, elem, nefret, kin gibi heyecan ve duyguların soru eklinde tezahürüyle ortaya çıkar; fakat bu sorulara cevap beklenmez.35 A a ıdaki beyitte air gönül ku una seslenirken bu sanata ba vurmu tur:

* . M ) 2 M

W& &. G L 3) S\ " ,$

3.14. Hüsn-i Ta’lil: Herhangi gerçek bir olayın meydana geli ini, hayalî ve güzel bir sebebe ba lama sanatıdır.36 A a ıdaki beyitte a açların çiçek açması, yeryüzünde enlik olu turma isteklerine ba lanmı tır:

33 Akta , Hasan. Modern Türk iirinde Edebî Sanatlar, Söylem Yayınları, stanbul 2002, s. 119. 34 Külekçi, Numan. Açıklamalarla ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Akça Yayınları, Ankara 2005, s. 86. 35 Külekçi, Numan. Açıklamalarla ve Örneklerle Edebî Sanatlar, Akça Yayınları, Ankara 2005, s. 109.

(35)

5 / / H &

WB . B H H / )) ' + U "U$

3.15. tikak: Aralarında mana ve terkip itibariyle fark olmak kaydıyla bir kökten ba ka bir kelimenin, kelimelerin türetilmesidir. A a ıdaki beyitte yer alan mukârin (yakla mı , biti ik) ve karîn (yakın) kelimeleri i tikak sanatını olu turmu tur:

R / & 2 G 2

(36)

4. BÖLÜM 4. 1. MET N

Metnin yazımı esnasında Osmanlıca harflerle Latin harflerinin uyum sorunu sebebiyle ortaya çıkabilecek güçlükleri engellemek için transkripsiyon i aretleri kullandık. Kullandı ımız transkripsiyon i aretleri u ekildedir:

@

! "

# $

(37)

:^ *<Y <R :^ *<Y <R :^ *<Y <R :^ *<Y <R : : :

: & Z& Z& Z& Z &&&& :::: & Z& Z& Z& Z &&&&

J ) B . H K & & ) B c K 0 & L B 2 ) & 9 K + M 5 / K U T Q ' G ? ; & ' ) ) % 3 ) 2 9 & ) + 5 2 K S J ) G H )) Z& 3 ' B & J & )4 ' / + 5 2 K , ` 9 ) 9 ' : 4 G& ) 9 ' + & L ) 9 ' + 5 2 K ! C & H G

J & GC & & ;

* )B2 M . )

(38)

\ Z 2 M 2 & 2 Q7 = ) T 9 4 )B2 + 5 2 K O 5 HB2 2 9 / : & / B ) & / 7 d 3 ) / / ) + 5 2 K [ * 9 2 ; 9 '3 * > 2 )4 '3 * 2 ) > 2 '3 + 5 2 K # : 9 22 2 & 3 & M * B / G / M 6 ' G 9 M + 5 2 K *0 *0 *0 *0 RRRR e ?`KfZe ?`KfZe ?`KfZe ?`KfZ &'3 M K 9 1 ) K 3

(39)

+ B . / B ) . / T )) M G& ) K 3 Y . ' ) B )& + / ; 3 ' ) K 3 d 3' ) ' M V M & L / ) K 3 ! Y ) ) / Q H * / ) K 3 ' B 9 22 8 9 ) 2 & ) K 3 ( 3 & 2 & M ) W G M ) K 3 * ' 9 ) 9 M / : 2 G ) K 3 5 3 2 L / L M 6 H H& & 7 ) K 3 - W ) ) 9 ' B W / &' ) K 3

(40)

% 3 ) M F 9 & 3 9 ) K 3 9 M 2 ' 2 L M B : 1> 3 2 ) K 3 ( 3 ) ; ) 9 ( . M G ) / ) K 3 : / / ) ` H G M & ) K 3 R<K R<K R<K R<Kf5f5f5 VVVV<]f5 <]<]<] Y `WfWY `WfWY `WfWY `WfW : : :

: & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": &&&&

% / 5 0 &1 0 / V L G 7 % & 9& Q7 B / 9 ) B 5 3 . / 1 B 9 ` . 3 ) .& 3 & 8 9 7 2 H 2B) )

(41)

K 4 B L ! % & 2 9 & 3 6 ; & 2 X ( 3 & & ) G &'3 L 9 2 G J ) ) . ' & / 5 )) & 3 2 % 9 22 ' 2 M ' & W / ) 6 )) 0 &1 0 5 (0]`] (0]`] (0]`]

(0]`] (e(e(e?]0Ve g^ * R(e?]0Ve g^ * R?]0Ve g^ * R?]0Ve g^ * R<K<K<K<Kffff5555 :

: :

: & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": &&&&

? 9 2

0 &1 5 0 &1 0

:&Q )) B & ) 7

(42)

: 2 5 : 9 3 ) 7 V& / H ) ) . 2 ) :& 3 2 B 9 ' ' : 2 ) ' 5 : ! X . C) & Y & ' )) B ) L . 0) B ) & M % )& ' 2 6 ) / & G / & ' 6 ) 7 ) V )4 1 ) ; & ) 5 3 . )) C & &

Y & & B &'3

- 0 B) 9 &'

(43)

(08 (08 (08 (08fW`fW`fW` V^fW` V^V^V^ 50*50*50*50* Z ZZ

Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

V& B / ) > 6 2 G ) & V& B / 3H B ) 2 6 M V& B / . ) B 6 ) ' B2 V& B / 9 22 ] ; 3 ) . ) & ! 0 / . ' ) 9 ) K39 ) B ' L ' `) ) . 9& G 4 ' Y 2 & 7 93 6 . 0 G& G& 4 ) % & ' 2 B L V 7 X ) ) &

(44)

% & 9 G& % ' G 2 / - * 2 B L / ) . & ? / & G % & 2 Q ' W& & B ' 9 ' 8 2 4 9 V & ' W ' 7 G / Z L '3 ) ) & H 9 B G GC `7 G ! `) ) ; 6 2H ( G B / / C ( g 2 M W& ) ) ' & / V3 * G ' 9 B 2 + M G B 3

(45)

] B ; / 9 B + 9 ( : G * & ) ; ' U- : ) ) 9 / T& 2 ) &h 02 / GC ) ` 3 ? B G3 . J& B ) 0 B 2 0 9 & B G ( 2 G 2 ( 2 & 2

:& 9&/ & 2B & /& B

5 ) Q & /

U! * / B & .& / 9 ) L

T )L B2 3 )

& 2 /

(46)

` & 9 M G 9 & ] L 9 M & L 9 T 22 2 ' V& G H 9 & . ) ? 2 ) 6 ) 7 2 ) . ) S- * 2 & / ' 5 .& . / <2 & H ) B W3 . * ) H 3 L 2 * 2 & 3 =& & / H ' CM& ) 9 & ) M ' Y 99& 9 ) 6 . . )/ / G S! e) / . )) 9& &M

(47)

< 2 & 2 B ' 2 X ) 3 : L 9 22 i 8 '' 2 9&/ 2B `) B & & / V B / / 9 2 / 2 J& & M ]B2 9 ) :& /& * G . ,- % & ' ( ) * ) ) : 2 L ) & B 9 ( ' G ) % B / G ' ) & ? 7 / / ( )) & / + ) ) ; . / M )

(48)

`) / ) &'3 M 9 %C) G& . & ,! 5 & M B 3 j . / M B G ' (08 (08 (08 (08fW`fW`fW` %0JfW` %0J%0J%0J<K<K<K XX`<KXX`XX`XX` Z ZZ

Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

T & ) / ) 6 2 G 9 & G& 5 / / H & WB . B H H / )) ' `) ) . G& & ; 3 3) ) B G& V& & / 2 . L ] 9 4 B %B H G .& ! V '& G g& /& ) :3 2 ) L % B . G

(49)

% B H . ' ) L )3 ( 4 ; C &. & 3 H ' . H ` 2 L 7 & B . ' ) / ) & V 2 2 B / '3 - V 2 B / M B / 3 (B2 ) . B 2 H & ) 2 < ) 6 2 ) ) _ * ; ) & % 2 3 / G N ) < / ; GC R G ' ) T& 2 K 1) & 9 9 _ & ! % 4 1) < K B / % 4 & 3 Z /

(50)

8 2 ) &1 8 . 9 % 2 9 B B Q % 2 2 2 N ) 3 < G 3 / 5 & 4 9 7 C H _) j U- C & T 7 + & 2 / ( &)34 ' ] ' . / & ) < 4 & G > M G 9 7 H . G / / M 2 G ' B 4 V ) ' M & / 0) 9 > G&

(51)

U! J C) 2 W L 2B) / ? & ) 9 ) ' 9 9 3 ) /7 : M / B Q 23 ( &1) . ' & H % 3 & % ) 2 ' % /3 &'3 ' Z 4 B / 2 ) 2 &' S- W & B9 P3 C & )B & = 2 M V ) L ) K V 5 & M B . ' 2H

(52)

R0 R0 R0 R05:fV5:fV5:fV5:fV 0=`]0=`]0=`]0=`] V<:V<:V<:V<:ffff : : :

: & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & "& "& "& "

6 3 2 G& G

6 . / Y ) 3 7

+ ) 9& 2

5 LL B L3L Q

=& & & / )

U * 9 GC B ) G ) d ) . >> 9 / 7 % / / ))& 2 ) / & 6 H B 2 ? / 3 & B ) S Y ) ' . ` Z ; ) 9 ) G ) H W& G / G3) * B &/ B . / 2 , ? ) ) ' M & B G&> 0 GC 9 M ; % / F G R & ) ) . 9 > V ) 3 B ; 9 9

(53)

! W 2 ) G H ' B 5 ; ; G& & B W / & B * 3 3 B k ) ' B 3 \ 6 ' G H 5 / ) 2 ) Z 2 L 3 Q7 ) % l / & 6 . ) O * M ;3 9& % ) d &1 2 > Q 2 * >> 2 B V * &/ Q R0 R0 R0 R05:fV5:fV5:fV5:fV 0=`]0=`]0=`]0=`] W `K VW `K VW `K VW `K V<:<:<:ffff<: : : :

: & "Z& "Z& "Z& "Z & ":& ":& ":& ": & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

X B ' K >&1 /

+ '& B2 3 /

+ & H 2 /

% ) X_ G B /

(54)

U ( B ' K ) / & 3 W ; / H . * G ) ) C. + ) / B & B . / S 6 2 ; G&

* 9 GC & & 9& & &M

] L & 3 ) >

% LL ) 3)

% / & G& / & H /

, Z& G & & /

Y ; B9 /

J ) L /& /

W G & 9 '

* / G H & /

! & H G& B &

V & ) & 3 G&

* ) / 9& 3

R & 2 &'

J / & . / & /

\ V ) ) B /

(55)

:&) B 2 2 R ))& & B . M ) V : ) H& &h 3 ) 5B / R0 R0 R0 R05:fV5:fV5:fV5:fV 0=`]0=`]0=`]0=`] K`? W F0?0K`? W F0?0K`? W F0?0K`? W F0?0 Z ZZ

Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

: 4 / ; W / ) 83 : B 5 2 ) 39 j f G ' & U : ' 9 ] L L L ( L ' K 9 )4 9 3) ) H 5 S 6 &)34 ' ) 02 &> K 9 ) B ) 6 ' ) & G + ) , P Q 9& 2 G =3 3 ) 2 9 G )

(56)

( L G & . V ) 2B ) ` ' ) & ! :& / 4 H 3 ) Q' 7 % M & /& B B / ) J G & G&> % 9 ) G ( ) G Q

\ J& & 7 &

`7 9 7 G& & ] >> L2 M K : ' * ) / ' : K % 2 9 & O `) G& ` 4 9 22 ( B2 Q : T & 2 G 3

(57)

R0J:fV R0J:fV R0J:fV R0J:fV :d R0KK0Z:d R0KK0Z:d R0KK0Z:d R0KK0Z 0=`] 0=`] 0=`] 0=`] 505050kK`R50kK`RkK`RkK`R :0:0T::0:0T:T:T:m W *`Wm W *`Wm W *`Wm W *`W : F0?0: F0?0: F0?0: F0?0 : : :

: & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": &&&&

* & G

CM& 2 & ' / 9 )

% G 2 ) L M . &

J ) 2 L ) 3 ' /

d & &1 ' GC &

U * ; ' ) & &

CM& 9 ) 3 9& &

Z& 3 ' 2 ) 3 9& &

0 4 G LL 2 9& & J LL / & 2 & 2 S ` ' ) 2 3 Q ) 9 5 Z ) 2 / T 43 2 / 94 ] & 2 ' 2 ) , K 7 3 2 ' M * G 9 . M % L M W ) 2 B 2 3 M V / ) & G . /

(58)

! Y & / ' W L . ' K 2 2 ) ) ' % ) L 2 3 ' * ) 9 ) 2 / 9 \ d C )) )

V& & & 2 / )) )

) 2 ' 2 ) V 2 ) * 3 G H W 2 ? O % 4 : 9 3 F M : L C) E % L B 3

5 C & & 3 B & e &

:& / GCM & R` We R` We R` We R` We 000 Xe0XeXeXe :^ V`WW`V:^ V`WW`V:^ V`WW`V:^ V`WW`V : : :

: 3 & "Z3 & "Z3 & "Z3 & "Z & ":& ":& ":& ": & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

X K ) + ) ) &

X K ) 4 L &

X K ) 3 ' & 99

X K ) / & &Q

(59)

Y ; ) T 4 U X K ) & : & 8 X K ) ' G d & : X K ) L /& & . X K ) )/ ) T& ) 9 '' B > 2 J 9 '' 9 '' / S X K ) 2 & / : 9 X K ) & ' : 9 X K ) 9& ' : 9 X K ) 2 : 9 6 > H ) 9 LL + 9 : )3 M & , X K ) / / 2 & / X K ) 9 & X K ) ' > ' X K ) ' > 9 ' & 9 V G& B & 3 ; X / ) ! X K ) 9 22 4 X K ) 9& ; 3 &' X K ) 3 +

(60)

X K ) R 2 B < ) W 0=`] XX 0=`] XX 0=`] XX 0=`] XX<R<R<R<R Zf Zf Zf Zf T0KZT0KZT0KZ 1]T0KZ1]1] `] Z1]`] Z`] Z`] Z : : :

: & ":& ":& ":& ": & "& ":& "& "::: & ":& ":& ":& ": &&&&

6 ' B / 9 & ) ( 3 & 9 ) L3 G3) ) * 2 B / ) ) 3 /3 6 & & 2 ) % 9 H M * G M 3 ) J ) '3 G / B X ) / ) . ) ! ? /& ) L ` . ) 2 G ' ) :& C) B 93 6 ) GC ' ) ) )

(61)

j 7 2 / B G&

G& / ' )

UUUU Z ZZ

Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

X & &. ) Q7 M 0 2 L ) W ' B H GCM & d 2 L B & G G M K 2 ' / B ' `) ) . 3 M V & _ 2 2 G ` H 3 M ! 6 M & &M ` )) 2 4 9 M

Z B 2H & &. & ) )

W 2 ) /7 M

: L LL J 4 Z G

(62)

Zf Zf Zf Zf T0KZT0KZT0KZ 1]T0KZ1]1] %<1]%<%<%< SSSS : : :

: 3 & "Z3 & "Z3 & "Z3 & "Z & ":& ":& ":& ": & " Z& " Z& " Z& " Z &&&&

6 H ) V ) '3) / H ) / Q G H C 6 3 ) B ) 5 / C & & V 2 ) GC ) V G 7 B 2 X ' ) ! ' B 6 3 )& G ) `) G & ) V / 2 2B) P 9 ) ) & ' B ` B L 2 B ) 8 2 3 6 ) & 3 )

(63)

( 2 ) ' & ) < 3 G B 3 ) - * 2 ) ) . & L Z 2 . ) ` ) . ) B % 3 ) ,,,, Z ZZ

Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

= & 9 2 ) 23 Y G ' ) 23 V 2 G& H ) ) 9 R Q ) 23 F . L / ) ) 2 Y ) / ) ) 23 : ) G ' H % ) 23 ! W G G3) B = & B 2H 3) ) 23

(64)

`) 4 2 9 ) . H ' ) 23 j G& ) B G L ) 23 Zf Zf Zf Zf T0KZT0KZT0KZ 1]T0KZ1]1] Y :1]Y :Y :Y : !!!! : : :

: 3 & ":3 & ":3 & ":3 & ": & ":& ":& ":& ": & "Z& "Z& "Z& "Z 3 &3 &3 &3 &

5 2 G H GC H R / ' ) GC H % ) M j 2 >> GC H : G / 3 ' V3 B 7 GC H : 2 GC GC C : 2 3 9 2 2 GC H

! `/7 GC & & 9 &

P M ' GC H

(65)

09 & GC H % &' ; ' & . n 3 ) GC H : 2 G / & G 7 / & 9 ' GC H Zf Zf Zf Zf T0KZT0KZT0KZ 1KT0KZ1K1K K<1KK<K<K< \\\\ : : :

: 3 & "Z3 & "Z3 & "Z3 & "Z & ":& ":& ":& ": & "Z& "Z& "Z& "Z &&&& & & ; `) P H 3 G % / . ) Y G& 3 ) 9 ) B ; M % %B H 2 ) : . B . M = / . . . ! : 2 C G 9 &1 C ) M ) H

(66)

X 2H B 4 ) 7 K3 9 &'_ G ' & ) 2 4 3) / ' &1 ) OOOO : : :

: & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": &&&&

? B ' ) M > 2 G& /

N . 2B2 B 2 &/

R 9 & & 2 GC &/H L

T M & / & 8 B ) ) / % M G& GC ) B . )/ W& J 3 & : 3 B 2 ) e ) * ' 9 B 3 / & ! : G C)

5 L &/ G 3) C / & / &

% / )

R ; & 3

(67)

W &/ ' & &) LL ] '3 B 3 2 9 / B 3 % )& L L ; V Q 3 ) G ] B 3 ' / 7 [[[[ : : :

: & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & "& "& "& "

* 7 Y M ' 2 Z 2 2 3 M 9/ 2 : ) o B G ) 6 ' 2 ) 2 R >>&> ) M ) W B 3 >> & 2

* 7 2 ) / /& ) H& & &

Y G / 2

! V M 2 M G )) C &

0' M 3 B 2 2

(68)

: G 2 G& H M 2

#### : : :

: & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": &&&&

K 2 ) )

* ) 2 2 ) ) & &

P ' G 2

0' & / 2 ) / /&

K C/& & & & / M C 9& &M / /& / & &

K 3 M 3 ) * M / & & ! ( 2 2 & 2 & ) ) 2 2 0) ) L 2 B 3 ` ' & 6 ; &9 V ) B 2 /& V ; ) G &9

(69)

K ) 4 G& -: : :

: & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & "& "& "& "

/3) ) ) 3 GC & % H B L3 2 G 93 GC & *& ) 2 ) M 6 ' '3) 2 B 3 GC & 8 &hG G 5 M 2 L 3 GC & R ) & 9 . ) ' & 3 GC & ! d 3 &1 ) % & ) /3 GC & 2 9 2 ) G& 0 2 3 2 3 GC & ( ) 2B. 2 ` ' ) 3 GC & X ' M 9 3 GC & )

(70)

*1B / 9 M 3 GC & : : :

: 3 & "Z3 & "Z3 & "Z3 & "Z & ":& "& "& "::: & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

X ' B ) B2 ? 9 ) ) & B2 0 6 2H M )& X ) 4 9 B 2 / B2 % & B H V 2 G& &) 2B2 ' 2 B/

:& /& & & / & & ) B )

% B G& & B2 ! C &/H 4 9 6 & B2 % / . ) ) /H 9 : L B ; . e 9 B2 ) & & B M % 2 C) B B2

(71)

U U U U : : :

: & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": &&&&

% ) 4 G L 9 G ? ) 1 ) ) ) * /3 2 ; 9 6 ) & & 3/ G * G& G 2 3 B ) j /3) ) G H & 8B) G 2 H 7 ) 2 J ) / /& /& ! (B / ) ) 2 e 2 % G& * 9 ' 4 9 ) . . )/ 5343 G R & & ' 0 H& 2 & / '

(72)

S S S S : : :

: 3 & "Z3 & "Z3 & "Z3 & "Z & ":& ":& ":& ": & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

R B . ; K39 ) ' L : 3 B GCM& ' G + 3 ) 2 / P ; B 2 3 & 8 99 & ;

% G& GC & & 2 . G B . ? > & & ; ! : L L G ) + ) & &M W 2 3) ' R ' & / LL 8 9 9 9 3) L 2 3 W3 B 3 ) % G &/

(73)

V G '& & '3 B 6 , , , , Z ZZ

Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

Y ' 9 ' ' G Y 1 2 ' G P B 2 & / 9 1 XB2 2 / G % ' )4 & 2 * B ' . G ] / 3 L G

T& & L V& ) G

! g B M G ( 2 V * G ( ) 3 )) H 2 B G * C & / ) W B 9 G

(74)

: 9 4 LL ] 9 G& G3 ) LL )9 G F Q ) B L3L T 9 ) B 9& & G ! ! ! ! : : :

: 3 & "Z3 & "Z3 & "Z3 & "Z & ":& ":& ":& ": & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

K 3) ) B 2 h G G& 3 &1 ) > W )'3 ) G& G : & 3 ' B . / 2 & ) ' & ) ' p 3) ! Z )4 5 4 G % 2 2 '& / H ' 2 3 ) 2 ' & 3/ G

(75)

`) H / *3 ' /& : ' 9 ' ) GCM& V L 2 B G \ \ \ \ : : :

: 3 & "Z3 & "Z3 & "Z3 & "Z & ":& ":& ":& ": & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

6 / 2 ; 3 K G 3 W H L ) ) 3 & L 2 & 3 F / 3) ) 9 3 5 G 9 43 R / 3 ) / < ) & 9 4 3 ! ; B G / J / / 9 & 2 3

(76)

R / & 2 G 2 % / 3 2 & 3 Z G& G C & f ) 9 ;; ) B / & 3 GCM& & 3 B 5 L / > ) H G 3 O O O O Z ZZ

Z & "& "Z& "& "ZZZ & "Z& "Z& "Z& "Z & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

H 93 GCM& 2 G ] / B 3 / G 6 '& ) ) 9 3 5 ) / G RC 2 9&/ g & L L 2 9 L G ( L ) / ' ) 2 ` ' 2 9 G ! 5 2 & . B . ) 0M 7 2 ' ) G

(77)

* 9& H& /& &Q )) B

% /& / 2 22 G

Z & / B G ) :

g& / 2 C/ ) / G ' G

< &' 2 / B 3

Y & & & 3 G

9& 2 B g / / B ) ) G - ( 9 G3 2 * ) 9 G e L 9 ; ) / V M L 2 2 L G [ [ [ [ Z ZZ Zffff T0KZT0KZT0KZT0KZ 1=1=1=1= =n=n=n=n : : :

: & ":& ":& ":& ": & ":& ":& ":& ": & :& :& :& : &&&&

V 3 ' ) 2 G B

6 ' & / ' & B

R ) . 2

(78)

3 )B GC &/H 9& W 2 Q B ; B % 2 2 ) ) GCM & G Y / /& & / B ! W 1 / B )B ( 9 ) / B B J G B ) 3 2 3 M * ) 3 G B + / M Y ) ' 2 G B ` B / 4 & 9 ) ` L & / G B Y & M 7 GC % ; ' M B # # # # : : :

: 3 & "Z3 & "Z3 & "Z3 & "Z & ":& ":& ":& ": & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

J / 2 2 Q

(79)

& ) ) ) G H 2 % 2 Q7 2 Q % ) & &M / 6 & L 2 Q P ' G 7 ; 3 T& & . 2 Q ! % / L B . )/ = B 2 Q * 3 G& / / * B2L 9 2 2 2 Q V G 2 ) G ) T3 H + 2 Q U-Zf Zf Zf Zf T0KZT0KZT0KZ 1?T0KZ1?1? ?f*1??f*?f*?f* : : :

: 3 & "Z3 & "Z3 & "Z3 & "Z & ":& ":& ":& ": & "Z& "Z& "Z& "Z &&&&

0 2 G /3

: '3 )

(80)

0 ' 2 2 )

R Q 9 )

W ) )

W / ))& & C

< ) ' /

! T& & & 3/ M M )B / 2

` 4 ) L 2 2 5 ) B B 3 % ) ' 6 H 3 B L % ' G & / G ; 5 L 9 9 3 & U U U U : : :

: 3 & ":3 & ":3 & ":3 & ": & ":& ":& ":& ": & "Z& "Z& "Z& "Z 3 &3 &3 &3 &

* 2 9& & & 22

B . ) . )/ 22

Referanslar

Benzer Belgeler

保守療法 方   法 說   明 絕對臥床休息2~3週, 直到疼痛消失。 讓背部肌肉充分放鬆, 減少背部所承受的壓力。

八十三年十月五日校務會議通過 九十年九月廿六日行政會議修正通過 九十年十二月五日校務會議修正通過 教育部台(九一)高(三)字第九一 0

It was noted in the course of excavations that a sec- tion measuring 70 cm at the eastern end of the south aisle was reserved. The separation was done with a thin plaque placed on

Memet Fuat, Nâzım Hikmet’in yaşa­ mında olup bitenlere yalnızca serinkanlılıkla bak­ mıyor; serinkanlılığı elden bırakmıyor olması yet­ mezmiş gibi, Nâzım

Afganistan’ın son Türk Hükümdarı olan Nadir Afşar’ın ölümünden sonra bölgede hâkim olan Ahmet Şah (1747), Afganistan Kraliyetini kurmuş ve topraklarını

Yapabilir, yapmasına izin var BE UNLIKELY TO Muhtemelen olmaz BE BOUND TO / BE OBLIGED TO Yapmalı BE SUPPOSED TO / BE TO V1 Yapması lazım MANAGED TO Yapmayı başardı FAILED TO

Aristoteles, hocasının Pisagorcu tenâsüh anlayışını eleştirmiştir. Ona göre tenâsüh saçmadır. Pratik açıdan ise ruhun bir bedenden başka bir bedene geçmesi

Çalışmanın bu bölümünde zemin dalgası kayma hızı (V s ) 180 m/sn ile 360 m/sn arasaında değişen D grubu zeminden elde edilen kayıtlar ve V s değeri 360 m/sn ile