Baban’m
istediği cevaplar
|
Biz, bugün, hem onun mektubunu neşrediyor; hem|
de istediği cevapları, ziyadesiyle,
tafsilâtiyle veriyoruz
t
!9
Bizim Cevabımız
Biz o yazımızda küfür etmedik. H ofer şirketinin tazyiki altında ya bancı devlet hesabına neşriyat yap mak gibi ağır ithamınızı isbata dâvet ettik. Eğer Cihat Baban bu
nu isbat edemezse en âdi bir m üf teri derekesine düşecektir, dedik.
Bütün dünyada basın âleminin dışındaki sermaye tazyiklerinin ba sın üzerinde mevcudiyeti. Türk ba-, sini üzerinde d e ' bu tazyikin varlı ğına delâlet etmez. . Eğer hüküme tin bunda en ufak bir şüphesi varo şa, yüksek hâkimlerden ve Üniver-; site profesörlerinden kuracağı bir heyete gazetelerin bütün neşriyatını tetkik ettirebilir. Buna müterafik i olarak da maliye müfettişlerine de gazetelerin hesaplarını teftiş ettire rek, gayrimeşru kazançları olup o l madığını tesbit ettirebilir. Türkiye- mizde çıkan her. hangi bir veya bir kaç gazete, yabancı sermaye veya kazancın tazyiki veya tesiri altında millî menfaatlere aykırı neşriyat ya pıyorsa, hükümetin en başta gelen vazifesi bu gazeteyi efkârı urmımi- yeyc teşhir ederek en Sığır cezalara çarptıcmaktır. Yoksa gayrımes’ ul adamların şurada burada uluorta isnatlar ve ithamlar yapması ahlâk kaidelerine ve memleket menfaatle rine uygun düşmez.
Nitekim gayrımes’ul adamların gazeteler aleyhindeki yaygarası bun dan dört beş sene evvel İngilterede d e' vukubulmuştu. Orada da bir ta kım mebuslar gazetelerin para mu kabili neşriyat yapı ıklarım iddia et mişlerdi.
Attlee hükümeti Parlâmentodan teşkil etliği tarafsız bir heyete gaze telerin vaziyetini altı, ay müddetle tetkik ettirdi. Neticede, İngiliz bası nının gayet dürüst ve namuslu ha reket ettiği ve hiç bir menfaat mu kabili neşriyat yapmadığı sabit o l du. Keyfiyet bütün dünyaya ilân e- dildi. Yoksa bu gibi vahi iddialar karşısında ilânları devlet eliyle tak sim yoluna gitmeği ne kimse aklına getirdi ne de böyle bir teklif orta ya atıldı.
Gazete ismi tasrih edilmemiştir.! Fakat müstakil basın denince, Tür-j kiyemizde müstakil basının hangile-i ri olduğu milletçe bilinmektedir ve istiklâlimizi her vesile ile ilân et mekteyiz. Sarahatle bizlerin kas tedildiğini anlamak için zihin yor mağa hiç de lüzum yoktur.
Yeni Sabah tahtı tasarrufumuza 1 Ocak 94y tarihinde geçti. 950 se nesi sonuna kadar ilâncılık şirketin den ilân almıyorduk. U.ısusî suret te kurduğumuz ilân bürosu
vasıta-sile reklâm kabul ediyorduk. Fa kat gazetemizde neşrettiğimiz rek lâm paralan kapanın elinde kaldı, reklâm yeren yüzlerce müessese ile ü;ğraşmak:rYmlariV''htit'l5İarinV tu t mak, tahsilât için çabalamak bizi, bir h a y li4yfi?flîı.“ Üsttük- muntâzâhı; tahsilât da yapamıyorduk. İki sene lik tecrübemiz menfi netice verin ce, kırk senedenberi bu mevzuda, faaliyet gösteren, dürüst ve faal bir şirketle iş yapmağı ticarî sisteme da ha uygun bulduk. Bu suretle, bir çok külfetlerden kurtuluyorduk. f f B i I c f c V Tııucsscsenm hesabını tek
» i r müessese ile görüyor ve munta zam an paramızı tahsil ediyorduk.
Tiraj ve reklâm gelirimizi ilân et memiz teklifi kadar-abes bir teklif olamaz. Hesaplarımız o kadar açık ve vesikalara dayanmaktadır ki her an maliye müfettişlerinin tetkikine âmâdedir. Hükümetin her hangi bir gazete hakkında en ufak bir şüphesi, varsa her an en hurda teferruatına kadar kontrol ettirebilir.
Biz Ankara muhabirimizin verdiği haberi koymuş bulunuyoruz ki, o- nun içinde ilâncılık şirketi kısmı
I okuyucularının talip bulunabilece ğini ilâncılık müesseseleri ile ilân ■eren müesseseler bilebilir. İstan- !b W ilâncılık şirketinden maada,
Faal Reklâm, Reklâm Dekor, Rek lâm Bürosu, Teknik Reklâm, M o dern Reklâm gibi bir çok ilân ve reklâm büroları vardır. Bu mües seseler reklâm işini zenci saçına çe virmemek için bir kısmı karşılıklı! anlaşmalarla çalışırlar ve bir kısmı da gazetelerle doğrudan doğruya iş • yaparlar. Yurdumuzda reklâm işi, ilâncılık şirketinin inhisarı altında değildir. Bunun aksini iddia etmek hayal balonlarını şişirmektir.
JLja mulıinıi. ticari müesse.scle - rin. tasarruf hakkını gashetmek '.e bir ticarî müessesenin hareket hür riyetini takyit etmektir.
Büyük Millet M eclisinde büyük bir aksülâmel husule gelinceye ka dar, milletin mali olan resmî ilân ları, keyfe göre tevzi mümkündür. Fakat ticaret müesseselerini arzu ve takdirleri hilâfına harekete icbar et mek, Demokrasi ülkelerinde rastla nan hallerden değildir. Böyle bir hal vukuunda, Tiirkiyedc en basit insan hakkı olan ticaret serbestliği vok edilmiş ve onun yerine güdüm lü ticaret sistemi ikame edilmiş o- lur.
Cihadın mektubu
29 Ekim tarihli nüshanızda şah sımı istihdaf eden neşriyatın, küfür- lere ve medenî muaşeret icaplarına uymıyan taraflarına bu sütunlarda cevap verecek değilim. Hakaretlerin hesabını başka yerde soracağın* ve
" - "T O ıln\
Hofer İlâncılık Şirketi sayesinde el de edilen servetlerin şeref ve namu sa tecavüz için kâfi gelmiyeceğini öğreteceğim. Bu itibarla bu aapzleri nefretle red ve iade ettikten :%onra
sünde her ağzına geleni söyliyebilir ve bundan dolayı da kendisine me suliyet terettüp etmez. Fakat gaze telerin her söyleneni sütunlarına ge çi rem iyecekleri sayın Cihad Babanca bilinen bir keyfiyettir. ka-runları, gazeteleri, başkalarının sî veya ticari haysiyet,jj^ref ye. iflF h*rlarma müteveccih il S t f o r M i P P rirıL meneder.
İıâıtçıhk şirketinden başka yerler den gefeb. ¿¡ânları neşrederiz ve esa sen de etmekteyiz. Başka yerden ge len ilânları neşretmemek gibi kim seye bir taahhüdümüz yoktur.
Ticarî reklâmların gazetelerin ti rajına göre tevzi esası dünyanın hiç bir tarafında tatbik edilen bir sis tem değildir. Birincisi, mevcut vâ- kıalardan biliyoruz ki, tirajların tes biti için hükümetin kuracağı orga na maalesef itimad caiz değildir. İkincisi, yalnız İstanbulda satılan
i
akşam gazeteleri ile, yurdun her ta rafına yayılan sabah gazeteleri ara sında çok fark vardır. Üçüncüsü, gazetelerin okuyucu kalitesi, mçvzpu bahistir. Filân gazetenin okuyucu su filân mala hiçç bir zaman talip olamaz, hangi mala hangi "%hzetevoktıı. Buna rağmen v e m ı ı h a b i r i - , 1 ® * * *
diveccC ıiTi k i
-nuz de bu noktayı tasrih etmiş o l- y aJnlz bizim memlekette değil saydı. Mecliste gayrım esul şahıslar bütün dünyada,v basın âleminin dı- tarafından bir ticari müessese aley- şmdaki sermaye tazyiklerinin, basın hine ithamlar yapılmışsa bunları üzerinde müessir olduğu tesbit edi - dercetmek imkânına malik değiliz, leı-ek bu gelire karşı büyük bir mü- Zira bir milletvekili Meclis kürsü- cadele açılmış ve bu meseleler mil
letlerarası konferansların gündemine girmiş bulunmaktadır,
Bu tehlike bizim memleket için de varittir. Bu tehliye objektif olarak işaret ettiğim içindir ki, konuşmam da gaZete ismi vermedim. Böyle ol duğuna göre, gazetenizin bundan ko-1 cunmaması icap ederken, üç gazete nin müttahit bir cephe kurarak, et lerinden et koparılıyormuş gibi âdi kelimelerle hücuma geçmeleri,' söz lerimin mahalline masruf olduğu nu ve nasırlara ( basıldığım isabata I kâfidir. Bu hususta gazetemde mu-
j
fassal cevap vereceğim. Şimdilik şu | noktaların aydınlatılmasını rica edi yorum:1 — Hürriyet refikimiz tirajını hergün ilân etmektedir. Acaba sizler de hergün bir taraftan tirajınızı ilân etmek, diğer taraftan buna tekabül eden Hofurdan aldığınız aylık ticarî ilân gelirinizi ve gelir vergisine taallûk eden hesaplarınızı açıklamak cesaretini gösterir misiniz? Bu ı-a- kamların ortaya koyacağı hakikate ve bundan sonra efkârı um um iyi- nin vereceği hükme razı olur musu nuz?
2 — Nasıl ve neden olmuştur da, hükümetin. Büyük Millet Meclisin - de bir sual takririne karşı verdiği cevabı da H ofer müessesesine taal lûk eden ibareler ertesi günkü ga zetelerinizde metinden tayyedilmiş bulunmaktadır. Bu bir tesadüf