• Sonuç bulunamadı

Türk edebiyatı tesiri altında kalan Ermeni şairleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk edebiyatı tesiri altında kalan Ermeni şairleri"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Jtifeyc ve fazilete ] sevkeder. Cumhuriyet ahlâkının bizden istediği de budur.

ihtisasa gelince: Esasen yaşadığımız asır, iş bölümü yani ihtisas asrıdır.

Hemen denebilir ki, ihtisastan daha kuvvetli bir medeniyet miyarı mevcut değildir. Binaen­ aleyh bu asır içinde tekmil medenî insanlarla münasebet tesisine çalışan cumhuriyetimizin maarifi hiç şiipe yoktur ki, bu mühim haki­ kati unutmayacaktı. Bir zaman Maarif Vekili merhum Necati B. hususî bir meclistepluğl,taşı m u a l li m yaptırımı | beyan etmişti. Kendi­ sine lıoca sı darptan, taştaıı olan hiı* c e m i y e t t e a n c a k od u n ye tiş e bi le ce ği ­ ni» söylemiştim. Filhakika zaman zaman mektep işlerde meşgul olanlarda hayatın dar - lığı dolay isi. e vaki olan mıiracaatlerden istifa­ de ederek Vlımet <j id erse. M e hm et «jeiir düsturunu ileri sürdükleri görülmüştür. Bu zihniyet memlekette ilim, san’at aşkını öldüren ve mesleki yalnız maişete bir vasıta yapan sefil bir zihniyet olduğu gibi, vazifeleri ve hak hırı kendi şalisi malikânelerinde lütfen tevcih edilmiş bir bahşayiş addeden gafil ve küstah bir iddiadır da. İşte cumhuriyet maarifi bize ihtisası hedef göstermekle artık muallimliğinde bir meslek olduğunu kabul etmiş ve binaenaleyh en asri bir preıısipe hürmet etmiş oluyor.

Disiplin talebi, sadece anarşi aleyhtarlığının bir mahsulü değil, belki cumhuriyetin benim­ sediği hedeflere vusul için (ar/.ıı ve h ü s ­ nü ııiycl) gibi sadece zahirî bir temayülden ibaret olan ruhî haletleri şe'niyete kalbetmek emelinden doğmuştur. Yani (söze değil işe ve işli' n i z a m a r ia y e t) muvaffakiyetlerin yegâne şartı ve usulüdür. Bu itibarla bütün dünya için kabul edilmiş olan bir tek disiplin vardır. O da: [ k a n u n a h ü r m e t , vazifeye ı n u t a \ aal|ten ibarettir. Bunun haricine çı­ kanlar, âmir olsun, memur olsun, disiplini ihlâl etmiş olurlar, ve buna ise hiçbir cum­ huriyetin müsaade etmeyeceği aşikârdır.

Bfitüu bu üç prensipi no için istiyoruz? N o r m a l ve medeni hir insan yetiş tinindi yani c u m h u r i y e t ç i hir insan Yetiştirmek iciıı...

2 9- 10-930

CEM İL SENA Sekizinci yıl

Türk Edebiyatı

Tesiri Altında Kalan

Ermeni Şairieri

Türk kültürünün Anadolu’da gayri­ müslim unsurlar üzerinde müessir oldu­ ğunu sarih bir surette göstermesi iti­ baride, türçe yazan ermeni şairlerini mevzuubahis etmek zaruridir. Bu kana­ atlerdir ki Pr. Dr. Köprülü zade M. Fuat B . , bundan sekiz sene evvel «Türk ede­ biyatının Ermeni edebiyatı üzerindeki No 119

Sadettin N iizhet B.

tesiratı» tinvanilc mühim bir eser neş- retmişlerdi. Darülfünun Edebiyat Fakültesi mecmuası: sene 2, sayı 1.»

Bu eser, isminden de anlaşıldığı veç­ hile Türk edebiyatının Ermeni edebi­ yatı üzerindeki tesirlerini göstermek maksadile yazılmıştır.

1906 da intişar eden Arşak Çoban- yan’ın « Ermeni âşıkları : Les trouveres Armenietıs» ünvanlı küçük kitabında — 67 —

(2)

bu pek doğru nazariyenin hilâfı iddia ediliyordu. İşte muhterem müderris, bu mühim eserle bu kanaatin esassızlığını İlmî bir noktai nazarla cerhetmişlerdi. Fuat B. in eserlerinde bazı Ermeni âşıkları hakkında da izahat vardır. Bil­ hassa « Mesihîi Ermeni , Mirza Can, Sergis Zeki » gibi üç şairin edebî şah­ siyetleri tesbit edilmiştir. Bunlardan baş­ ka, Nabî’niıı bahsettiği Erzurum’lu Mo- ses ile Seyit Vehbî’nin Vekâletnamesin­ de zikrettiği Vartan ve Mecnun adlı iki şairin de bu eserde ismi geçmektedir.

Şimdiye kadar Tiirçe yazan Ermeni şairlerini mevzuubahis edenler pek azdır. Yalnız , esasen şair olan Agop Bîdar ile arkadaşı Usep ismindeki iki erme­ limin neşrettikleri « Miintahabatı eş’arı bergiizide » ünvanlı eser mühimcedir. Bu kitapta şairler hakkında kısaca ma­ lûmat ta vardır. Bu eserden maada Rusça ve Ermenice bu hususta bazı eserlerin daha mevcut olduğunu Fuat B. yokarda zikrettiğimiz eserlerinde söyli-

yorlar. «Sayfa 23»

İzzet Ulvi B. de «Türk yurdu» mec­ muasının üçüncü cildinde « Şair Zeki » iinvanlı bir makale neşrettiği gibi«Sayfa 204-210»Ankara’da neşrolunan gazetelerde

de bu hususta bazı malûmat vermiştir. Gene İzzet Ulvi B. « Söz » gazetesinde tefrika suretile « Hristiyan türkler » na- mile bir eser neşreden Esbak Roma sefiri Cami Beye gönderdiği uzunca bir mektupta Kayserili Kirkor isminde bir şairden bahsetmekte ve Ermeni âşık­ larının seciyesi hakkında toplu bir su­ rette mülâhazalar serdetmektedir. Benim bugüne kadar haberdar olabildiğim ve görebildiğim eserler bunlardan ibarettir. Bu mevzua dair daha bazı eser ve makalelerin de olduğu muhakkaktır. Her halde bu mühim mevzuun henüz

No 11Ö

lâyikile tetkik edilmediğini söyliyebiliriz, Bugün elde edilen İlmî netice, Er­ meni Aşıklarının Türk edebiyatı tesiri altında eserler vücude getirmiş olmala­ rıdır. Tiirk-İslâm şairlerinin muayyen mevzularını bilâperva terennüm eden bıı şairler cidden güzel eserler meydana getirmişlerdir. İçlerinde tarikat mensup­ ları ve bilhassa bektaşılar da vardır.

Bunlar da diğer bektaşılar gibi ikrar vermişler, nasip almışlardır. Ermeni âşıklarının eserlerinde Hazreti Peygam * ber’e ve Ehli beyt’e şiddetli bir nıer- butiyet ve hürmet sezilir.Mahcubî mah- lâslı Ermeni Kirkor’un şu na’ti çok dikkate şayandır:

S(»ı şorint rehberi fahri cihanı enbiya Cm buyurdu zatine Mahbııp Cenabı kibriya

öahsi Hak’tır sanına Lovlâke Levlâk ey Iiabip t *1 sebep nakşoldu kim Şems (i Kamer Arzii Sema Önsek iz. bin âleme Mevlâ seni kıldı delil Kutluna muhtaçtır miriliva , şalın »eda Mucizatm seyredip âlem taaccüp eyledi Serilini kıldı felek Şakkulkamer etti sana

Kimse bulmaz kim deri Mevlâ’ya sensizken heınaıı Heşt Cennet miftahı sensin Cemali Vedduhâ Baş açık yalın ayaktır salikâm bişı'iınar Halıma âşıkların bin canını eyler feda. Sen şeriat ıııadini ahdin ise mücrimdir alı İvil şefaat ya Nebi Malıcubfye yevıııelceza

Bu şairler âşık edebiyatının bütün şekillerile eserler vücude getirdikleri gibi divan şairleri gibi gazeller, musam- matlar da yazmışlardır. Bunların mü­ him hususiyetlerinden biri de medrese; tahsili görmeleri, Arabî ve Farisî oku­ malarıdır. İçlerinde Acemce şiirler ya­ zanlar da vardır.

Mıgırdıç isminde bir ermeni şairinin 1875 te vücude getirdiği divatıçede bir­ çok maniler, koşmalar, destanlar oldu­ ğu gibi Türkçe ve Farisî gazeller de miinderiçtir.

Sekizinci yıİ

(3)

Bu şaiılerden bir kısmı da yalnız şiir yazmamışlar, lisanın kaidelerine ve ede­ biyatına ait eserler de meydana getir­ mişlerdir. Kuvvetli bir şair olmamakla beraber bir çok âşıklara hocalık eden Zeinus Efendi «Mekâtibi sıbyan içtin üslûbu mergup üzre telif olmuş kavaidi cedidei sarfiye» olan « Hulâsatüssarf» isminde bir kitap yazmış ve 1288 de bastırmıştır.

Son devrin kıymetli şairlerinden olan İstepan Gıırdikyaıı Efendi’nin de bu vadide birkaç eseri vardır. Hilmi mahlâsile çök güzel eserler yazan bu mühim adamın tasavvafî bir gazelini yazmakla iktifa ediyorum:

Acep meyhanedir dünya içen bir kat re abından Heuıan sermestolup farkeyleuıez abı serabından

Nedir nıaıızıır olan ınestane halet halkı âlemde Sefayi sermedi bekler neharın afitabıııdan

İnsanı kâinatın Yülictilleyl’i eder teri il Ne şadol afitabıııdan 11e nıağınıın ol sehabındaıı Ne rııâeiz bir tecellizârı hikmettir cihan yâ Rap Ki sırrı Ba’sii ba’delınevt olur zahir türabından Avalim bir Kitabııllahtır Âyatı hep zerrat Iyaııdır Küntükeıızen sırrı âyatı kitabından Cihanın afitabıııdan, sehabındaıı, serabından Eder kat’ı teallftk mestolan aşkın şarabından

Başka yazılarımızda bu mevzua dair daha çok tafsilât vereceğiz.

Sadettin Niizhet

Sekizinci yıl

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kitaplığımda bulunan ve destan metinleri bakımından da zengin olan iki mecmuası çok sayıda âşık ve aşuğun her türden yüzlerce şiiri ile doludur... tarmak, sonra

Kahve gibi kaynama, yüreğim i dağlama, İşte ben gidiyorum. Saf mı, hileli

İnsan etkinlikleri sonucunda salınan karbonu takip eden bilim insanlarından oluşan Global Carbon Project (GCP) adlı grubun hazırladığı rapora göre 2017 sonunda fosil

Xbox One X 4K çö- zünürlüğü ve HDR görüntü kalitesini desteklese de henüz piyasada yeteri sayıda 4Ks çözünürlükte oyun olmadığı için çoğu oyunu yine HD

Ayrıca sekresyon fazı ve kompleks hiperplazi arasında da GLUT-1 boyanma şiddeti açısından istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p&lt;0,05).. Kompleks hiperplazi

Unesco dünya yüzünde mektebin halledemediği eğitim ve öğretim işini temel eği­ tim vasıtasiyle halletme meselesi­ ne haklı olarak büyükf bir ehern- hüyet

Burada, Koya-Goshu modeli ile Brody, Von Bertalanffy, Richards, Weibull, Monomoleküler, Mitscherlich, Gompertz, Klasik Lojistik, Genelleştirilmiş Lojistik ve Genelleştirilmiş

«Bu yıl burada, gelecek yıl şu­ rada; bu yıl şunlarla, gelecek yıl bun­ larla çalışırız» gibilerden bir tutuma girmemiş; beş yıl küçük Sahne’de on