• Sonuç bulunamadı

Ruhi Su

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ruhi Su"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

20 Eylül 1985/ " t T- 'jû.CaOÎ' 'i

r u hİ

sır

f

1912’de Van’da doğan Ruhi Su, anası­ nı babasını hiç tanımadı. Van’dan Adana’- ya yoksul bir ailenin yanına geldiğinde çok küçük yaşlardaydı. Adana, İngiliz ve Fran­ sız işgalindeydi. Yaranda kaldığı ailenin bir süre Toroslara sığınmasından sonra yeni­ den Adana’ya dönen Ruhi Su, orada ök­ süzler yurduna girdi. Artık hep yatılı oku­ yacaktı. Müzik yaşamı orada marşlar, şar­ kılar söyleyerek başladı. Müzik öğretme­

ni Mehmet Tahir’in okula bir keman al­

dırması üzerine Ruhi Su kemana başladı. Daha sonraları Ruhi Su, bir süre Halı- cıoğlu Askeri Lisesi’nde ve Adana Lisesi’n- de okuduktan sonra ortaöğretimini An­ kara Müzik öğretmen Okulu’nda, yüksek­ öğretimini Ankara Devlet Konservatuva- rı Opera Yüksek Bölümü’nde tamamladı. 1942’de Devlet Operası’na giren sanatçı,

(2)

on yıl sonra uzaklaştırılacağı bu kuruluş­ ta “ Maskeli Balo” , “ Figaro’nun Düğü­

nü” , “ Madam Butterfly” , “Tosça” , “ Sa­ tılmış Nişanlı” , “ Bastien-Bastienne” , “ Fidelio” gibi operalarda sahneye çı­

kacaktı.

Opera çalışmaları sırasında Türk halk müziğine de büyük ilgi duymaya başlayan

Ruhi Su, Vedat Nedim Tör’ün müdürlü­

ğü sırasında, 1943-45 yıllarında radyoda on beş günde bir türkülerimizi söyledi.

1952’de operadan da ayrılmak zorunda kalan Ruhi Su, aynı yıl Türkiye Komünist Partisi’ne katıldığı gerekçesiyle tutuklan­ dı. Yargılama sonucu beş yıl hapis cezası­ na çarptırıldı. Tutukluluğu sona erdikten sonra Konya’nın Çumra kasabasında 20 ay gözetim altında kaldı. Uzun bir işsizlik dö­ neminin ardından “ Karacaoğlan” , “ Bar­

baros” ve “ Lale Devri” adlı filmler­

de türkü söyleyen Ruhi Su, daha sonra İs­ tanbul’a yerleşerek Taksim Belediye Gazi- nosu’nda türkü söylemeye başladı. Bu ta­ rihten sonra türkü söylemeyi kulüplerde ve çeşitli gecelerde sürdürecekti.

Opera uğraşından sonra halk türküleri­ ne yönelen Ruhi Su, Anadolu’yu yer yer dolaşıp binlerce türkü derledi. Çağında ya­ şayan âşıkların çoğuyla tanıştı, onların söy­ leyişlerinden yararlandı. Pir Sultan Abdal,

Karacaoğlan, Köroğlu, Dadaloğlu ve Na­ zım Hikmet’in birçok şiirini besteledi. Ruhi Su, kendi çalışmalarını, Amerikalı Paul Robeson ve Arjantinli Atahualpa Yupan- qui gibi halk türküleri yorumcularıyla ay­

nı yolda görüyordu. Ruhi Su, Dostlar Ko- rosu’yla yaptığı çalışmalarda da öğrenci­ lerini aynı doğrultuda eğitiyor, onlara tür­ küleri “ uyduruk süslerden arındırarak” söyletmeyi amaçlıyor, onları çoksesliliğe alıştırmaya çalışıyordu.

Ülkesi dışında, çağrılı olarak gittiği Fe­ deral Almanya, Hollanda, İsveç ve Bulga­ ristan’da şenliklere katılarak konserler ve­ ren Ruhi Su, ABD’den Yunanistan’a, Fransa’dan A rjantin’e kadar birçok ülke radyosunda, bantlarda ve plaklarda geniş yığınlara sesini dinletti. Ancak kısa bir dö­ nem dışında, kendi ülkesinin radyo ve TV’sinde kendi halkı, Ruhi Su’nun sesini dinleme olanağı bulamadı.

1933’lerde Varlık ve Değirmen dergile­ rinde şiirleri de yayımlanan Ruhi Su, bu türdeki çalışmalarını 1977-79 yıllan arasın­ da gazetemizde yayımladı. 1984 yılına ka­ dar 16 tane 45’lik plak, 11 tane de uzun­ çalar yapan Ruhi Su, son olarak

“ Dadaloğlu” uzunçaları üstünde çalışıyor­

du. Ancak ellerindeki kireçlenme nedeniyle bu çalışmasını ertelemişti. Sanatçının bu­ güne kadar yayımlanan uzunçalarları şun­ lar: “ Seferberlik Türküleri” (1970), “ Ku-

vayi Milliye Destanı” (1971), “ Yunus Emre” (1972), “ Karacaoğlan” (1973), “ Pir Sultan Abdal” (1974), “ Şiirler Türküler” (1975), “ Köroğlu” (1976), “ El Kapılan” (1977), “ Sabahın Sahibi^ar”

(1978), “ Semahlar” (1979) ve “ Çocuklar,

Gözler, Balıklar” (1980). Son olarak, kı­

sa bir süre önce Ruhi Su’nun şiirleri, türkü sözleri ve marşları, Ruhi Su için yazılmış şiirler, yazılar ve sanatçıyla yapılmış söy­ leşiler, “Ezgili Yürek” adlı kitapta bir ara- va getirildi.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mustafa Kemal Paşa ve Heyeti Temsiliye Sivas’tan Ankara’ya kar yağışı altında üstü açık, üç hurda oto­ mobille giderler ve AnkaralIlar onlara görkemli bir

Beykoz, Hereke, Bakırköy fabrikaları gibi Fesaneyi de faaliyet çenberi içine alan Sanayi ve Maadin Bankasının meşkûr himmeti ve şirketin idare he­ yetinin

change in cases diagnosed as having LC is macrocytosis (6) and it is determined in a study performed by Maruyama et all that macrocytosis is the most

Lateral medüller sendromun seyri sırasında %12-36 oranında görülebilen bir semptom olan hıçkırık, diafragmanın ve eksternal (inspiratuar) interkostal kasların

Thus, existence of association between development to be of nephrotic syndrome and hypersensitivity can be considered, because it is reported that minimal change nephrotic

Kısacası Emevî Devletinin yıkılış nedenlerinden önemli ikinci neden, kabilecilik ruhunun yeniden ortaya çıkması ve bunun da beraberinde yine Emevî ailesi arasında

Kişiliğinin bütün olgunluğuna rağmen büyük şair ha­ yatı ve gerçekleri tam anlamı ile kavrayamamış; olayların aldığı bi­ çimler karşısında ya

[r]