• Sonuç bulunamadı

J Clin Psy: 10 (5)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "J Clin Psy: 10 (5)"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

13

Yaygýn Anksiyete Bozukluðunda

Paroksetinin Kullanýmý

Levent Sevinçok1

1Prof.Dr., Adnan Menderes Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Aydýn

GÝRÝÞ

Yaygýn anksiyete bozukluðu (YAB) olan hastalarýn tedavisi için hazýrlanan kýlavuzlar kanýta dayalý far-makoterapinin, psikoterapinin ya da her ikisinin de kullanýlmasýný önermektedir. Bununla birlikte en uygun ve en etkili tedavi yöntemi konusunda doðru karar verebilmek için YAB'nin klinik gidiþiyle ilgili temel konularýn iyi bilinmesi gereklidir (Stein 2006).

YAB'nin doðal seyri konusunda farklý görüþler bulunmaktadýr. Geriye dönük çalýþmalar YAB'nin epizodik bir gidiþ gösteren kronik bir durum olduðunu, yineleme ve iyileþme dönemlerinin 20 yýla kadar uzayabildiðini göstermektedir. Epidemiyolojik çalýþmalardan elde edilen verilere göre YAB'nin süresi ortalama 6.5-10.4 yýl arasýnda deðiþmektedir (Blazer ve ark. 1991). Hastalarýn %40'ýnda belirtiler 5 yýldan daha uzun bir süre bulunur. Aslýnda baþlangýç yaþý orta ve geç yetiþkin yaþlarý olmasýna karþýn, hastalarýn %50 kadarýnda hastalýðýn bazý belirtilerinin çocukluk veya ergenlik döneminde görüldüðü bildirilmektedir (Le Roux ve ark. 2005). YAB'de tedavi olmadan uzun remisyon dönemleri pek beklenmemelidir. Doðal bir izleme çalýþmasýnda YAB hastalarýnýn 5 yýllýk izlem sürecinde %40'ýnýn kýsmi remisyon, %38'inin tam remisyon gözlenmesi YAB'de düþük yanýt oranlarý olduðu görüþlerini doðrulamaktadýr.

YAB'nin en önemli özelliklerinden birisi belirti-lerin þiddetinin kiþinin yaþamý boyunca dalgalanma göstermesidir. Bu tür deðiþkenlikler hastanýn

yaþam kalitesinde sürekli bir azalmaya yol açabilir. Bu hastalýðýn kronik yapýsý hastalarýn sýklýkla yýllar boyunca sürdürüm tedavisine gereksinim duy-masýdýr. Geriye dönük çalýþmalar stresli ya da olumsuz yaþam olaylarýnýn YAB riskini arttýrdýðýný göstermektedir (Blazer ve ark. 1987).

YAB'nin kronik bir gidiþ izlemesi nedeniyle uzun vadeli tedavilerde güvenli ve etkili ilaçlarýn kul-lanýlmasý önemlidir. Seçilecek ilaçlarýn uzun süreli kulanýmlarýnda emniyetli, düþük yan etkilere sahip ve etkili ilaçlar olmasý sürdürüm tedavilerinde de tercih edilmelerinde en önemli avantajlarý olarak kabul edilmektedir. YAB'ye depresif bozukluk ve diðer anksiyete bozukluklarý eþlik ettiðinde geniþ spektrumlu etkilere sahip antidepresanlarýn tercih edilmesinin uygun olacaðý düþünülmektedir. YAB tedavisinde üç ilaç grubunun etkili olduðu bilin-mektedir: benzodiazepinler, azapironlar ve antidepresanlar.

Benzodiazepinler

Benzodiazepinlerin YAB tedavisinde nispeten etki-li ve emniyetetki-li olduðu gösterilmiþtir. Bununla bir-likte bu ilaçlarýn uzun süreli etkinliklerinin çok belli olmamasý, terapotik etkinin kaybolabilmesi ve baðýmlýlýk potansiyelleri olmasý nedeniyle yeni ilaçlarýn araþtýrýlmasýný saðlamýþtýr. Anksiyete belirtilerinin kýsa süreli tedavisinin yaný sýra anksiyete bozuklarýnýn tedavisinde de birçok ben-zodiazepin onay almýþtýr. Benben-zodiazepinlerin YAB tanýsý almýþ hastalarda etkili olduðu diazepamla

(2)

Klinik Psikiyatri 2007;10(Ek 5):13-16 Sevinçok L.

14

yapýlmýþ bir çalýþmada gösterilmiþtir (Rickels ve ark. 1993). Benzodiazepinler psiþik belirti kümesi-nin aksine somatik/otonomik belirtiler üzerinde daha etkili olabilir (Rickels ve ark. 1982). Depresif belirtilerin düþük olmasý benzodiazepinlere yeter-siz bir yanýt alýnacaðýný öngörebilir (Rickels ve ark. 1993).

Sonuçta benzodiazepinlerin kesilmesinden sonra yan etki reaksiyonlarýnýn yüksek olmasý YAB'de kullanýlmasýný sýnýrlarken, YAB'nin akut belirtileri-ni azaltmada yararlý olabileceði akýlda tutulmalýdýr. Benzodiazepinlerin yine de 2-4 haftadan fazla bir süre kullanýlmamasý gerekmektedir.

Azapironlar

Azapiron grubu ilaçlar YAB belirtilerinin tedavisi için etkili bulunmaktadýr. Bu ilaçlardan en fazla bilineni pre ve postsinaptik 5-HT1Areseptörlerinde kýsmi bir agonist olan buspirondur. Buspironun YAB'de etkili olduðu (Rickels ve ark. 1982) ve bu etkinliðinin uzun süre devam ettiði gösterilmiþtir (Rickels ve ark. 1988). Buspironun somatik ve otonomik belirtiler üzerine olan etkisi benzodi-azepinlere göre daha düþüktür. Buspiron yüksek endiþe ve gerginlik düzeyi veya depresif belirtileri olan, madde kötüye kullanýmý ya da ilaç kesilmesi olan ve yoksunluk belirtilerinin önemli olduðu hastalarda etkili bir anksiyolitik ilaçtýr. YAB'de etkili bir tedavi için buspironun 3-4 hafta boyunca 60 mg dozlarýna kadar kullanýlmasý gereklidir. Gepiron ve ipsapiron gibi diðer azapironlarýn YAB'deki etkileri hakkýnda yeterli kanýtlar yoktur (Borison ve ark. 1990). Buspironun YAB'ye depresyon ve panik bozukluk gibi diðer tanýlarýn eþlik etmesi durumunda çok fazla etkili olamaya-caðý kabul edilmektedir.

Antidepresanlar

YAB tedavisinde biliþsel-davranýþçý giriþimler gibi farmakolojik olmayan seçenekler bulunmasýna karþýn yapýlan rastgele plasebo-kontrollü çalýþ-malarda trisiklik antidepresanlar (imipramin, klomipramin), seçici serotonin geri alým engelleyi-cileri (essitalopram, paroksetin, sertralin) ve sero-tonin-noradrenalin geri alým engelleyicilerinin (venlafaksin) etkili olduðu kanýtlanmýþtýr (Seehan ve Mao 2003, Stein 2006).

Trisiklik antidepresanlar (TSA) YAB tedavisinde en az benzodiazepinler kadar etkilidir. Ancak benzodiazepinler ve TSA ile 1990'lý yýllarda yapýlan çalýþmalarýn çoðu standardize edilmemiþ taný ölçüt-leri kullanýlmýþ, bu nedenle YAB gruplarý panik bozukluk, fobiler, OKB, depresyon ve diðer eþ tanýlarý karþýlayan hastalardan da oluþmuþtur. Ayrýca TSA ile elde edilmiþ olumlu sonuçlar belki de yan etki profillerine ve doz aþýmýnda ortaya çýkan ölümcül sonuçlara baðlý olarak YAB tedavisinde klinik yaygýnlýða dönüþtürülmemiþtir. Seçici serotonin geri alým engelleyici (SSGE) ilaçlar terapotik dozlarda daha iyi tolere edilmekle kalmaz, doz aþýmýnda da oldukça düþük toksisite riski gösterir.

Antidepresanlarýn özellikle anksiyetenin psiþik belirtileri üzerinde etkili olduðu kesindir. SSGE ve serotonin ve noradrenalin geri alým engelleyici (SNGE) ilaçlarýn önemli bir avantajý da YAB'ye sýklýkla eþlik eden depresyonun ve diðer anksiyete bozukluklarýnýn da tedavisinde oldukça etkili olmalarýdýr (Ballenger ve ark. 2001). Bununla bir-likte özgül bir ilacýn seçimi için bu ilaçlar arasýnda çift-kör karþýlaþtýrmalý çalýþmalar yetersizdir. TSA ve benzodiazepinlerin çalýþmalarda YAB hastalarýnda etkili olduðu bulunmasýna karþýn bu ilaçlar çeþitli yan etkileri nedeniyle giderek daha sýnýrlý kullanýlmaya baþlamýþtýr. SSGE ilaçlar YAB tedavisinde yan etkilerinin az olmasý ve eþlik eden diðer psikiyatrik bozukluklarýnda da etkili olmasý bu ilaçlarýn giderek daha fazla kullanýlmasýna neden olmuþtur. Yapýlan çalýþmalar anksiyete bozukluðu hastalarýnýn %50-70'inin bir SSGE ile yapýlan yeterli doz ve süredeki tedavilerden anlam-lý yarar saðladýðýný gösterdiði için bu ilaçlar YAB tedavisinde ilk tercih edilen ilaçlar olmuþtur (Ballenger ve ark. 2001).

Paroksetinin YAB tedavisindeki yeri

Bir fenilpiperidin türevi olan paroksetin sero-toninin güçlü bir inhibitörüdür. Norepinefrinin çok zayýf bir inhibitörü olmakla birlikte hala bu nöro-transmitter üzerinde diðer SSGE ilaçlara göre daha güçlü afinite gösterir. Nörepinefrinin geri alýmýnýn inhibisyonunun serotonin geri alým inhibisyonuna oraný SSGE ilaçlar arasýnda en yüksek olanýdýr. Paroksetin katekolaminerjik, dopaminerjik veya

(3)

Klinik Psikiyatri 2007;10(Ek 5):13-16

Yaygýn Anksiyete Bozukluðunda Paroksetin Kullanýmý

15 histaminerjik sistemler üzerinde düþük afinitesi

olduðu için trisiklik antidepresanlarla karþýlaþtý-rýldýðýnda merkezi ve otonomik yan etkilere yol açma oranlarý düþüktür. Paroksetin trisiklik anti-depresanlardan daha düþük olmak üzere muskarinik kolinerjik reseptörler üzerinde bir mik-tar afinitesi vardýr. Ayrýca paroksetin ile gözlenen somatodendritik (5-HT1A) ve terminal (5-HT1B-1D)

otoreseptörlerde meydana getirdiði deðiþiklikler trisiklik antidepresanlarla gözlenenlerden farklýdýr. Paroksetin de anksiyolitik etkileri kanýtlanmýþ ve YAB tedavisinde olumlu sonuçlar vermiþ bir ilaçtýr. Paroksetinle YAB tedavisinde yapýlan büyük çaplý klinik çalýþmalar bulunmaktadýr. Bu konuda yayýn-lanmýþ çalýþmalar imipramin ve benzodiazepinlerle yapýlmýþ çalýþmalardan oluþmaktadýr. Bu çalýþmalar bir sabit doz, plasebo-kontrollü (Bellew ve ark. 2000), bir esnek doz, plasebo kontrollü çalýþma (Pollack ve ark. 2001) ve uzun süreli, plasebo kont-rollü bir yinelemeyi önleme çalýþmasýdýr (Stocchi ve ark. 2003). Bu çalýþmalar YAB'de iyi belirlenmiþ yanýt ve iyileþme ölçütleri kullanarak tedavideki etkinliði gösteren olumlu katkýlar yapmýþ çalýþ-malardýr.

Trisiklik antidepresan ve benzodiazepinle karþýlaþ-týrmalý olarak yapýlmýþ çalýþma Paroksetin, imipra-min ve 2'-klordesmetildiazepam ile yapýlmýþ bu çalýþmada paroksetinin etkinlik ve güvelirliðinin gösterilmesinin yaný sýra YAB tedavisinde paroksetinle yapýlan daha ileri araþtýrmalarýn yol-unu açmýþtýr (Rocca ve ark. 1997). Bu çalýþmaya alý-nan uygun hastalar HAM-A (Hamilton Anksiyete Ölçeði) ölçeðinden en az 18 puan almýþ kiþiler arasýndan seçilmiþtir. Sekiz hafta sürmesi plan-lanan bu çalýþmada 81 hasta, ya 8 hafta sürecek 20 mg/gün dozunda paroksetin, ya 50-100 mg imipramin ya da 3-6 mg/gün dozlarýnda 2'-klordesmetildiazepam almýþlardýr. Beklendiði gibi 2.inci haftanýn sonunda HAM-A skorlarýnda en büyük iyileþme 2'-klordesmetildiazepam alan grup-ta gerçekleþmiþtir. Ancak 4. hafgrup-tadan sonra paroksetin ve imipramin aþan grupta benzodi-azepin grubuna göre iyileþme daha anlamlý bulun-muþtur. 4. haftada bu fark paroksetin ve imipramin alan hastalar arasýnda istatistiksel olarak anlamlý gerçekleþmiþtir. 4.üncü haftaya kadar paroksetin ve imipramin 2'-klordesmetildiazepam'den YAB'nin psiþik belirtilerini tedavi etmede daha etkiliyken

somtaik belirtiler için benzer etkinlik elde edilmiþtir.

Sabit-doz çalýþmasý

Rickels ve ark.’nýn yaptýðý çalýþmada (2003) YAB tedavisinde 8 haftalýk 20-40 mg/gün dozlarýnda paroksetinin etkili olduðu gösterilmiþtir. Bu çalýþ-maya YAB tanýsý almýþ ve HAM-A skoru 20'nin üzerinde olan ve depresyonu bulunmayan hastalar alýnmýþtr. Çalýþmaya alýnan hastalar erken plasebo yanýtlarýný önlemek için önce 1 hafta süren, tek kör, plasebo evresine alýnmýþlardýr. Daha sonra hastalar plasebo, 20 mg/gün paroksetin ve 40 mg/gün paroksetin almak üzere üç gruba ayrýlmýþlardýr. 6.ýncý haftada paroksetin grubu HAM-A skorlarýna göre plasebodan üstün bulunmuþtur. Paroksetinle tedavi edilen grup HAM-A ölçeðinin gerilim ve endiþe maddelerinde plaebo grubuna göre daha fazla bir iyileþme göstermiþtir.

Esnek doz çalýþmasý

Benzer bir çalýþmada da YAB'de paroksetinin etkinliði esnek doz yöntemiyle araþtýrýlmýþtýr (Pollack ve ark. 2001). YAB tanýsý almýþ, HAM-A ölçeði skorlarý 20'nin üzerinde alan ve depresyon eþ tanýsý bulunmayan hastalar bir hafta süren tek-kör plasebo evresinden sonra 8 haftalýk rastlantýsal, çift-kör devresine alýnmýþlardýr. Bu devrede hasta-lara ilk haftada 10 mg/gün paroksetin ya da plasebo verilmiþ, ikinci haftada paroksetin dozu 20 mg/güne yükseltilmiþtir. 2.inci haftadan sonra her 7 günde bir 10 mg/gün artýrýlmýþtýr. Çalýþma sonunda paroksetin alan hastalarýn %72.4'ü, plasebo alan hastalarýn ise %55.6'sýnýn tedaviye yanýt verdiði bulunmuþtur. HAM-A skorlarýnýn 7'nin altýnda olmasý þeklinde kabul edilen remisyon ölçütlerine göre paroksetin grubundaki hastalarýn %42.5'inin, plasebo grubundaki hastalarýn ise %26.3'ünün remisyona girdiði belirlenmiþtir. Paroksetin alan hastalar 1 ve 6. ýncý haftalarda HAM-A toplam ve endiþeli duygudurum skorlarýnda plasebo grubuna göre daha anlamlý azalmalar göstermiþtir. Paroksetin ayný zamanda çalýþma sonunda HAM-A ölçeðinin psiþik anksiyete skorlarýnda da plaseboya göre üstün bulunmuþtur.

Relaps önleme çalýþmasý

(4)

Klinik Psikiyatri 2007;10(Ek 5):13-16 Sevinçok L.

16

paroksetin, YAB'nin kýsa süreli tedavisinde ve relaps önlemede etkili bulunmuþtur. HAM-A ölçeðinden en az 20 puan, endiþe ve gerilim mad-delerinden en az 2 almýþ hastalar çaýþmaya dahil edilmiþlerdir. Diðer çalýþmalar benzer þekilde erken plasebo yanýtlarýný dýþlayabilmek için hasta-lar ilk ohasta-larak 1 hafta süren tek kör, plasebo devre-sine alýnmýþ bunun sonunda YAB tanýsý devam eden hastalar 8 hafta süren tek-kör tedavi devre-sine alýnmýþlardýr. Bu devrede hastalara 20-50 mg/gün dozlarýnda paroksetin verilmiþtir. 8 haftalýk esnek doz tedavi döneminden sonra Klinik Global Ýzlenim Ölçek skorlarý 2'den fazla azalan hastalarýn tedaviye yanýt verdiði kabul edilmiþ, bu hastalar daha sonra 24 haftalýk çift-kör devresine alýn-mýþlardýr. Çift-kör devrede hastalar ya ayný dozda paroksetinle devam etmiþler ya da plaseboyla deðiþtirilmiþlerdir. Çalýþma sonunda paroksetin grubunda relaps oraný %10.7, plaseboyla tedavi edilen hastalar için %41.2 olarak bulunmuþtur. Paroksetinden plaseboya deðiþtirilen hastalarda paroksetin almaya devam eden hastalara göre relaps riski 4.7 kat artmýþtýr. 6 aylýk çift-kör

dönem-den sonra paroksetin alan grupta %73'lük bir remisyon oranýna ulaþýlmýþtýr.

Sonuç olarak benzodiazepinler genel olarak anksiyete belirtilerinde hýzlý ve kýsa süreli bir iyileþme gereken hastalarda tercih edilmektedir. SSGE ve venlafaksin ilk baþlanacak ilaçlar arasýnda kabul edilmektedir. Paroksetin YAB tedavisinde üzerinde en fazla çalýþýlmýþ ilaçlardan birisi olarak kýsa süreli tedavide ve relapsýn uzun süreli olarak önlenmesinde etkili bulunmaktadýr. YAB tedavi-sinde paroksetinle yapýlan uzun süreli çalýþmalarýn sonuçlarý tam terapotik dozlarda sürekli bir far-makolojik tedavi için çok uygun bir seçenek olduðunu göstermektedir. Tam remisyon YAB tedavisinde hastalar ve aileleri için yeni altýn stan-dart tedavi hedefi olarak düþünülmelidir (Sheehan ve Mao 2003).

Yazýþma adresi: Dr. Levent Sevinçok, Adnan Menderes Üniver-sitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Aydýn, lsevin-cok@adu.edu.tr

KAYNAKLAR Ballenger JC (2001) Overview of different pharmacotherapies

for attaining remission in generalized anxiety disorder. J Clin Psychiatry, 62(Suppl 19):11-19.

Bellew KM, McCafferty JP, Iyengar M ve ark. (2000) Paroxetine for the treatment of generalized anxiety disorder: a double blind placebo controlled trial. Presented at the American Psychiatric Association Annual Meeting, Washington, DC.

Blazer D, Hughes D, George LK (1987) Stressful life events and the onset of a generalized anxiety syndrome. Am J Psychiatry, 144:1178-1183.

Blazer DG, Hughes D, George LK ve ark. (1991) Generalized anxiety disorder. In: Robins LN, Regier DA, editors. Psychiatric disorders in America: The ECA study. New York, The Free Press, s.180-203.

Borison RL, Albrecht JW, Diamond BI (1990) Efficacy and safe-ty of a putative anxiolytic agent: ipsapirone. Psychopharmacol Bull, 26:207-210.

Le Roux H, Gatz M, Wetherell JL (2005) Age at onset of gene-ralized anxiety disorder in older adults. Am J Geriatr Psychiatry, 13:23-30.

Pollack MH, Zaninelli R, Goddard A ve ark. (2001) Paroxetine in the treatment of generalized anxiety disorder: results of a placebo-controlled, flexible-dosage trial. J Clin Psychiatry, 62:350-357.

Rickels K, Weisman K, Norstad N ve ark. (1982) Buspirone and

diazepam in anxiety: a controlled study. J Clin Psychiatry, 43:81-86.

Rickels K, Schweizer E, Csanalosi I ve ark. (1988) Long-term treatment of anxiety and risk of withdrawal. Prospective com-parison of clorazepate and buspirone. Arch Gen Psychiatry, 45:444-450.

Rickels K, Downing R, Schweizer E ve ark. (1993) Antidepressants for the treatment of generalized anxiety disor-der. A placebo-controlled comparison of imipramine, tra-zodone, and diazepam. Arch Gen Psychiatry, 50:884-895. Rickels K, Zaninelli R, McCafferty J ve ark. (2003). Paroxetine treatment of generalized anxiety disorder: a double-blind, place-bo-controlled study. Am J Psychiatry, 160:749-756.

Rocca P, Fonzo V, Scotta M ve ark. (1997) Paroxetine efficacy in the treatment of generalized anxiety disorder. Acta Psychiatr Scand, 95:444-450.

Sheehan DV, Mao CG (2003) Paroxetine treatment of general-ized anxiety disorder. Psychopharmacol Bull, 37 (Suppl 1):64-75. Stein DJ (2006) Evidence-based treatment of anxiety disorders. Int J Psychiatry Clinical Practice, 10 (Suppl 1):16-21.

Stocchi F, Nordera G, Jokinen RH ve ark. (2003) Efficacy and tolerability of paroxetine for the long-term treatment of gener-alized anxiety disorder. J Clin Psychiatry, 64:250-258.

Referanslar

Benzer Belgeler

VLBI (Very large Base In- terferometry – Çok Geniş Taban Interfrometrisi) adını taşıyan bu "teles- kop", Japonların 2.5 yıl ön- ce yörüngeye yerleştirdik- leri

Uzay istasyonunun bilimsel açıdan çok önemli gelişmelere yol açacağını savunan bilim adamlarının yanı sıra, orada yürütülecek bilimsel çalışmalar- dan az

Bu nok­ tayı nazar mucibince sırf millî hudutlari çindeki şahısları tas­ vir ve vakaları hikâye eden şair ve edipler millî olurlar?. Mevzularını ve

Ancak şimdi yıldızın ışığındaki bu dalgalanmayı, ancak bir ikili yıldız sisteminin ve bu sistemde bulunan bir üçüncü cismin, Jüpi- ter’in üç kat büyüklüğünde ve

Heyecana kapılmak, her san’at- kâr için ölüm, hiç olmazsa hitap et­ tiği kimseler hâkim olmak arzusun­ dan feragat demektir. San’atkar hisli olmağa,

teknolojisi bölümü başkanı olan Ken Ford, "bu, insanlı uzay araştırmaları için büyük potansiyel taşıyan, heyecan verici bir proje" diyor.. Tasarımcıları,

Onu, izahım yaptığımız İlmî anlamıyla veya yine bu anlama bağh kaba tecellileriyle de ahr ve bir nevi söğm eye benzer hakaret edasından ayırt ederek kullamrsak

Eğer hipernovalarla gama ışını patla- maları gerçekten aynı şeyse, hipernova kabuklarının incelenmesi, bize gama ışını patlamaları konusunda bilmediği- miz pek çok