• Sonuç bulunamadı

Abdülhamit'in Çin'e gönderdiği "Türk Nasihat" heyeti...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Abdülhamit'in Çin'e gönderdiği "Türk Nasihat" heyeti..."

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AMülhamit 'in

r

Çin Müslümanlarına nasihat için gönderilen heyetin başkanı Enver Paşa.

Çin'de patlak veren Boxer isyanı üzerine

Alman İmparatoru Wilhelm,

Sultan Abdülhamit'e müracaat ederek,

Çin'e bir nasihat e heyeti

göndermesini istemişti.

Bir Müslüman heyeti etkili olabilirdi;

çünkü Çin'de 30 milyon Müslüman vardı...

Yazan: T .T .

f

yüzyılı XX. yüzyıla bağlayan tarih, dünyayı yerinden oynatan bir Çin kırımına yol açtı. Boxer denilen olay, ister istemez, Sultan II. Abdûlhamit’i Çin ile ilgilenmeye yöneltti. Dünyanın büyük devletleri Çin'de siyasi ve İktisadî bakımdan geniş çapta sömürgecilik yarışında iken, Çin ihtilâlcilerinin Avrupalı- iar’a karşı ayaklanması, kanlı sonuçlar verdi. Kolay yatıştırıtamayan bu olay, Çin’i ağır para cezalarına mahkûm ettiği gibi, limanlarıyla doğal kaynaklarının da adetâ paylaşılmasına yol açtı.

SÖMÜRGECİLİK ÇEMBERİ

II. Abdülhamit tarafından nasihat heyetine

dahil edilen din bilgini Hoca Mustafa Şükrü Efendi.

Çin’de Ingilizler, Fransızlar, Almanlar, Italyanlar, Belçi­ kalılar, hatta AvusturyalIlar bile sömürgeci olarak çıkar

(2)

çındaydılar. Bunlara Amerika’yı; Çin’in ezeli düşmanı iki büyük komşusu Japonya ile Rusya'yı da eklemek gerekir. Bütün bu devletler, her fırsatta paylarına fazla hisse kopar­ mak çabasıyla, Çin'i yolmak eğilimindeydiler. Çin ise XIX. yüzyıl içinde ülkesine yapılan saldırılara, karşı koyduğu bütün savaşları kaybetmiş, 1860 yılında Ingilizler’den, 1884 -85 yılında Fransızlar’dan, 1894 senesinde komşusu Japon- lar’dan büyük darbeler yemişti. Bütün bu yenilgiler serisi Çin’in yabancı devletler tarafından parsellenmesine, sömü­ rülmesine, erimesine sebep oluyordu, ö te yandan, dejenere olmuş, beceriksiz bir imparatorluk ailesi vardı. Afyon yuttu­ rulmuş Çin’in, içinde bulunduğu, bu uyuşukluktan kurtul­ ması için XX. yüzyıl başlarken m illiyetçi ve ihtilâlci gizli bir örgüt kuruldu. Bunların kanlı ayaklanmalarında kullandıkları sloganlar, yabancıların ülkelerinden defolmalarını, ulusları­ nın siyasal ve ekonomik bağımsızlık içinde yaşam.asını hedef tutuyordu. Bu gizli örgütün adı Boxer’di. Boxer, aslında yumruklaşma ve yumrukla öldürme anlamına geler. bir kelimedir. Çinliler, eylemlerinde bu kelimeyi “ Hakkın Yumruğu” anlamında kullandılar.

HAKKIN YAĞMURU

Boxer’lerin “ AvrupalIlara ölüm” çağrıları ile başlattıkları ayaklanma, pek kanlı oldu. Yabancılara ait binaların çoğu, yerle bir edildi. Almanya’nın Pekin Büyükelçisi Bare de Ketteler. sokak ortasında, linç edilmek suretiyle, feci şekil­ de öldürüldü. Alman Elçisi K. Von Ketteler, 22 Şubat 1853’de Potesdam’da doğmuştu. Genç yaşta diplomasi mesleğine geçti, ilk dış görevini Çin’deki Kanton şehrinde yaptı. Çince öğrendi. Daha sonra Vaşington’da görev aldı. 1899 yılında, Almanya’nın Çin büyükelçisi oldu. 20 Haziran 1900 günü, Boxer ayaklanması sırasında, Pekin’de öldürül­ dü. Bu olay, dünyayı ayağa kaldırdı. Batılı devletler, öç alma eyleminde birleştiler.

Askerlerini — başkumandan olarak seçtikleri — Alman Mareşali Waldarsee’nin emrine vererek, acımasızca Çinli avına geçtiler

İMPARATOR WlLHELM’lN SULTAN HAMİT’E

MÜRACAATI

4000 senelik bir devlet olan Çin’in, 1900 yılı başında nüfusu, tahminen 440 milyondu. Bunun, 30 milyonu Müslü­ man’dı. Gerçi, Alman İmparatoru Wilhelm’in mesajını Sul­ tan Abdülhamit’e ileten İstanbul’daki elçisi, Çin’deki Müs­ lüman adedini 50-55 milyon olarak belirtiyordu ama, gerçek miktar bilinmiyordu.

Alman İmparatorunun Abdülhamit’e ricası, esas itibariy­ le, iki maddeden oluşuyordu. Abdülhamit, hükümdarlığının yanısıra, Müslümanların dini lideri yani halifesiydi. Bu niteliği ile Çin Müslümantarı’nın Boxer olaylarına karışma­ maları için bir tavsiyede bulunabilirdi. Diğer taraftan, bir hükümdar olarak Çin’in Satıhlara karşı kanlı eylemlerini önlemek üzere AvrupalI milletlerden oluşan orduya, Türki­ ye’den de bir miktar asker göndermek suretiyle katkıda bulunabilirdi. Alman İmparatorunun bu teklifinin gerçekleş­ mesi için Türkiye’deki büyükelçisi Baron de Marshall Bil- berştayn birkaç defa, Sultah Hamlt’i ziyaret etti. Hatta son görüşmesini, bu işin çabuklaştırılması dileğiyle, 5 Nisan 1901 günü, cuma selamlığında yaptı.

Padişah, konuyu Sadrâzam Halil Rıfat Paşa ve diğer yetkililerle görüştü. Türk hükümdarının, halife sıfatıyla Çin olayına ilgi göstermesi, lehte bir sempati doğuracağından, uygun görüldü ise de Çin’e, bir miktar asker gönderilmesi, benimsenmedi. Ancak, kan dökülmemesi için Çinliler’e nasihatte bulunmak, aynı zamanda Çin’deki müttefik ordu­ su başkumandanı ile temas etmek üzere, bir heyetin gön­ derilmesi kararlaştırıldı.

NASİHAT HEYETİNDE BULUNANLAR

Babıâli ile Yıldız arasındaki yazışmalardan sonra, Çin'e gönderilecek heyet, askeriye, mülkiye ve İlmiyeden olmak üzere seçilen aşağıdaki, kişilerden kuruldu:

1. Mirliva Enver Paşa (Heyet reisi)

2. Kolağası (kıdemli yüzbaşı) Ömer Nâzım Bey 3. Din âlimlerinden Mustafa Şükrü Efendi 4. Kadı Hacı Tâhir Efendi

Sultan Abdülhamit’in Çince beyannamesi. Çin Müslüman lan'na dağıtılmak üzere hazırlanan beyanname besmele ile

başlıyor ve Çince devam ediyor.

Çin’deki Böser ayaklanmasında, linç edilerek öldürülen Alman Büyükelçisi Baron de Ketteler

5. Sarıklı Zuhaf Alayından Humuslu Mahmut (muhafız olarak)

6. Yine aynı birlikten Haşan (muhafız olarak) 7. Tercüman Viçinço Kinvoli

8. Hizmetçi, İstanbullu, Mehmet Efendi 9. Tercümanın kızı Matmazel Hortans

Buradaki Mirliva Enver Paşa’nın, Harbiye Nazırı ve Baş­ kumandan Vekili Enver Paşa ile — isim benzerliğinden başka — bir ilgisi yoktur. Mirliva Enver Paşa, Polonya asıllıdır. Babası Constantin Borzecki, 1848 ihtilâlinde, Tür­ kiye'ye sığınıp Müslüman’lığı kabul ederek Mustafa Celâlet- tin adını alm ıştır. Bu Mustafa Celâlettin Paşa, ordumuzda büyük yararlığıyla anılır. Rus savaşında, 5 yerinden yaralan­ dığı halde, yaralanan üç atını değiştirmek suretiyle, savaşa devam etmiş ve bu yararlığı yüzünden rütbesi paşalığa yükseltilmiştir. Oğlu Enver Paşa, Paris’te eğitim görmüş,

Abdülhamit’in yaverliğini yapmış, Ispanya - Amerika ihtilâfı

sırasında ataşemiliter ve müşahit olarak, Küba’ya gönderil­ miştir. Bilgili ve milletlerarası ilişkilerde uzman olan Enver

Paşa, uzun müddet Yıldız’da padişahın özel olarak kurduğu Teftiş-i Askeri Dairesi’nde görev yapmış, Türk-Yunan hudut

komisyonunda, başarılı çalışmalarda bulunmuştur.

Ömer Nâzım Bey (1868-1937) meşrutiyet döneminde, Selânik merkez kumandanı olarak ün yapan kişidir. Padişa­ hın özel emri ile Çin heyetine, sonradan dahil edilmiştir. Beyazıt Camii ve medresesi hocalarından olan Mustafa

(3)

Heyete babasıyla birlikte katılan ve yolda Enver Paşa’yla evlenen Matmazel Hortans.

Şükrü Efendi, aydın bir din adamıdır. Bu konuda Türkçe ve

Arapça yayınlanmış eserleri vardır. Aynı zamanda güçlü bir hatip olan Mustafa Şükrü Efendi Tetkikat-ı Şer’iyye azalığı yapmış, 1924 yılında ölmüştür. Kadı Hacı Tâhir Efendi, Fetvâhane memurlarındandır; tercüman Kinyoli aslen Hır­ vat’tır. İstanbul’da Avusturya Konsoloshanesinde çalışmış, Çin’e gönderilen heyete tercüman olarak, kızı Hortans ile birlikte katılm ıştır. Hortans, Rus vapuru ile yapılan bu seyahat sırasında, İskenderiye'de, heyetin reisi Enver Paşa ile nikahlanmıştır. Bu evlenme, Sultan Abdülhamlt’in Enver Paşa’ya Yıldız Sarayı’ndan gönderttiği şifreli telgraf üzerine yapılmıştır. Enver Paşa’nın ilk eşi, Arnavutluk’ta şehit edilen meşhur, Müşir Mehmet Ali Paşa’nın kızıdır.

ÇİN YOLCULUĞUNDA, TÜRK HEYETİNE

SEVGİ GÖSTERİLERİ

Türk heyeti, padişahın Yıldız Sarayı’ndan sadrâzama gönderdiği 9 Nisan 1317 (1901) günlü 26 sayılı emri üzerine, Rus bandıralı Nicola gemisi ile, 18 Nisan günü yola çıktı. Kızıldeniz yolu ile giden heyet, 33 gün sonra Çin'e vardı. Yol uğraklarında Müslümanlarla temas edildi. Türk heyeti, 4 Mayıs 1901 günü Kolomba limanında Müslümanlar tarafın­ dan heyecanla karşılandı. Halk, ülkelerindeki camileri gez­ dirdi. Türk heyeti Singapur’dan ayrılırken de yüzlerce sandal dolusu Müslüman tarafından, mızıka ile uğurlandı. Heyete büyük sempati gösteren halk camileri, Türk bayrağıyla

süsledi. Gerek Şanghay’de, gerek Hong Kong’da halk, o güne kadar görülmemiş tezahüratta bulundular.

ÇİN’E VARIŞ VE TEMASLAR

Enver Paşa, Çin’e varır varmaz oradaki bütün misyon şefleriyle görüştü. Heyet, ünlü Çin generali Lin-Van-San ile Kocong-Kİ’yi, 2 Haziran 1901 günü ziyaret etti. Bu ziyarette Türk heyetini, Çin Müslümanları’ndan düzenlenmiş özel bir bölük karşıladı. Aynı akşam General Lin-Van-San, Türk heyeti şerefine bir yemek verdi. Enver Paşa, 4 Haziran günü Fransa’nın Çin temsilcisi M. François, 6 Haziran’da da Ingiliz Amirali E. Seymour’la görüştü.

Türk heyetinin Çin’deki görevi, Çin Müslümanları’na hali­ fe padişahın öğüt ve tekliflerini ulaştırmaktı. Ancak, Türk heyeti Çin’e gelmekte geç kaldığından 54 gün süren Boxer ayaklanması Batılılarca tamamen bastırılm ıştı. AvrupalIlar rahata kavuşmuşlardı. Bu bakımdan, Türk heyetinin görevi aktüalitesini kaybetmişti. Çin’deki Batılı ordunun başku­ mandanı Alman Mareşali Valdersee ise, böyle bir ortamda, Türk heyetinin Çinliler üzerinde bir barış meleği gibi görün­ mesini, kendi prestiji bakımından, uygun bulmuyordu. Bu düşünceyle, Çin’e gelen Türk heyetine pek önem vermedi. Enver Paşa, Yıldız Sarayı ile yaptığı şifreli telgraf görüşme­ lerinde, Atman mareşali ile Çin’deki diğer Batılı devletler temsilcilerinin son durum karşısında, Türkler’e maddî ve manevi açıdan ihtiyaçları kalmadığını padişaha bildirdi. Ancak Türk heyetinin başardığı tek hizmet şu oldu: Boxer’- lerin Batılılar tarafından cezalandırıldıkları sırada, Müslü­ manların da bu ayaklanmalarda payı olduğu düşüncesiyle mezarlıklarına el konmuştu! Türk heyeti, Islâm mezarlıkları­ nı yabancıların elinden kurtardı.

Türk heyetinin diğer bir hizmeti de İslâm halifesi sıfa­ tıyla, İstanbul’da Çince bastırılan beyannameleri, Çin Müs- lümanları’na dağıtması oldu. Bu sütunlarda gördüğünüz Çince beyannamede, padişahın iyi niyetleri, esenlik dilekle­ ri ve duası yazılıdır. Bu beyannameyi devrin ünlü şeyhülis­ lâmı Cemalettin Efendi yazmış ve Enderun’daki Çinliler tarafından bu dile çevrilmişti. Bu beyanname, Çinliler üze­ rinde etkili bir hatıra bıraktı. Türk heyetinin dağıttığı bu Çince beyannameleri, Müslüman Çinliler çerçevelettirerek evlerinin özenli yerlerine mukaddes birer tablo gibi astılar.

KOYUNLAR,KAZLAR, ÖRDEKLER...

Türk heyeti, Çin’deyken, Rus çarı,, oradaki temsilcisi vasıtasıyle bunları ülkesine davet etti. Durumu Yıldız Sara- yı’na arzeden Enver Paşa, uygun cevap aldı. Türk heyeti Çin’den ayrılırken Müslümanların hediye yağmuruna uğradı­ lar. Hediyeler arasında koyunlar, kazlar ve ördekler gibi hayvanlar da vardı! Türk heyeti, bu canlı hediyeleri almak istemedi, fakat heyetteki hocalar:

- Hediye reddedilmez! fetvasını ileri sürdüler.

Uzun münakaşalardan sonra, kazlarla, ördekler geri veril­ di. Koyunlar, bir cami avlusunda kesilerek kavurma yapıldı! Türk heyeti Çin’den bir Japon vapuruyla ayrılırken, san­ dallar dolusu Müslüman tarafından, mendiller sallanarak uğurlandı.

Heyet Kore’ye uğrayarak Sibirya treni ile Rusya’ya gitti. Moskova’da da Kremlin Sarayı’nı gezdi.

ÇİN GEZİSİ HAKKINDA RAPOR

Heyet Reisi Mirliva Enver Paşa, Çin gezisi hakkında, Sultan Abdülhamit'e bir rapor verdi. Bu raporda özetle, doğuda önemli noktaların İngilizler’in elinde olduğu, İstan­ bul’dan Çin’e kadar deniz yolu üzerindeki önemli merkez­ lerin hiç birinde Türk konsolosluğunun bulunmadığı belirti­ liyordu. Bu durumun ekonomik ve politik açıdan aleyhimize olduğunu belirten Enver Paşa, Çin Müsiümanları’nı din bilgilerinin zayıflığı dolayısıyle, buraya bilinçli din adam­ larının gönderilmesini de teklif ediyordu.

Yaver Kolağasr Nâzım Bey'in raporunda da özetle, dikka­ te değer şu cümleler vardı: “ Çinliler yaratılışları bakımın­ dan, çok nazik ve terbiyeli kişilerdir, özellikle konuksever­ likleri, hiçbir Avrupalı’da yoktur. Bu adamlar öylesine zeki ve çalışkandırlar ki, eğer bir .gün uygarlığı benim- ~ y

seyip ilerlemeye başlarlarsa, geçmiş ola Avrupalılar’a ...” m .

13

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Dikkat ederseniz eklenecek sayıyı hemen parçalıyoruz akıldan: 43=40+3 haline getiriyoruz.. Daima eklenecek sayıyı 10’un katlarına

Sulu çözeltilerde kısa bir yarı- lanma ömrüne sahip olan sodyum klorür nano parçacıklar sistematik kanser tedavisi yerine bölgesel kan- ser tedavilerinde daha etkili özellik

Aslında Atatürk ile İsmet Paşa birbiri ile nerede ise tam zıt karakterler­ de, ama ikisi de önemli ve saygın, çok de­ ğerli kişiliklerdi.. Doğrusu aranırsa Ata­

Bununla birlikte, ekip genetiğin ötesinde, sigara içenlerin aynı yaştaki sigara içmeyenlere göre çok daha yaşlı bir bağışıklık profiline sahip olduğunu da tespit

kesici taraf›ndan tan›n›r ve küçük RNA parçalar›na ayr›l›r RNA’lar RISC kompleksi (birli¤i) taraf›ndan toplan›r Kromozom üzerindeki “sentromer”

Araflt›rmac›lar, önümüzdeki y›llardaki teknolojik ilerlemelerin lazerlerin tepe fliddetini daha da art›raca¤› ve böylece daha güçlü manyetik alanlar›n deneysel

Böylece şiir güzelliklerinin başlıca öğelerinden biri olan söz sayısı da, söz ahengi de düzyazıdan büsbütün ayrı olan, konuşma dilinden çok musikiye

Memleket sanayii nefîse tari­ hinde, Güzel Sanatlar Akademi­ mizin çok mühim bir rolü var­ dır. Ona daha nice nice seneler