• Sonuç bulunamadı

Sivas'tan Dallas'a:müthiş Türk

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sivas'tan Dallas'a:müthiş Türk"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ali Rıza Bozkurt, eşi Perihan, kızları Tanyeli

«e Banu, dama4t Jefi*— =-- Balanger ve torunu Şan Bozkurt'la birlikte Kanliıca'daki yalısının

bahçesinde.

Aynur GÜRSOY

T

ürkiye, Amerika, Azer­ baycan, Kazakistan ve Ç in ’de inşaat, petrol, elektronik alanında faaliyet gös­ teren, sayısını hatırlayamadığı kadar çok şirketin, altın, gümüş ve bakır madenlerinin sahibi olan, A m e rik a ’da G eorge Bush’u başkan seçtiren adam olarak tanınan işadamı Ali Rıza Bozkurt ilginç yaşamına bir ye­ nilik daha kattı. Asıl mesleği in­ şaat mühendisliği olan Ali Rıza Bozkurt, önümüzdeki yıllarda Amerikan Cumhuriyetçi Par- ti’den senatör olmaya hazırla­ nırken, tasavvuf edebiyatın te­ mel taşlarından Yunus Em- re ’nin eserlerini pop ve Rock tarzında besteleyerek, kendi se­ siyle bir kaset doldurdu.

Kasetinin adını “Yunus Emre Amerika’da” koyan Ali Rıza Bozkurt “Kasetimde herbiri 9 dakika süren beş şarkı var. Ön­ celikle Amerika’da üç bin adet yapıldı. Bunlar tanıtım amacıyla eşe dosta hediye edilecek. Arapça ve Ibranice versiyonları Arap ülkeleri, Filistin ve İsrail’e dağıtılacak. Türk cumhuriyetlere dağıtılacak baskılardan elde edilecek gelir, oradaki Türksoy Vakfı’na, Türkiye’deki geliri ise annemin adını yaşatmak ve film yapmak isteyen sanatçıları

des-Amerika'da George Bush’u başkan

seçtiren adam olarak tanınan işadamı

Ali Rıza Bozkurt, Yunus Emre, Rock ve

Pop'u aynı kasette buluşturdu...

teklemek için kurduğum Merik (Meryem Bozkurt) Kültür ve Sa­ nat Vakfına aktarılacak” dedi.

Nereden çıktı

bu kaset?

Uçmak, heykeltraşlık, yelken, balıkçılık gibi hobilerinin içinde en önemlisinin müzik olduğunu vurgulayan Bozkurt, şunları söyledi; “A talarım Orta A s­ ya’dan gelip Kızılırmak boyları­ na yerleşmiş Alevilerdir. Dinsel ve siyasal otorite olan ve dede tabir edilen kişilerdi dedelerim. Ortaokuldan liseyi bitirene ka­ dar amcamdan saz dersleri al­ dım. Sıvaslı olunca ne çalacak­ sınız? Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal ve Yunus Emre’yle bü­ yüdüm. Yunus Em re’yi oku­ dukça daha çok sevdim ve ma­ kam tutmaya başladım. Kendi kendime 40’a yakın eserini bes­ teledim. Torunlarım benim ne yaptığımı bilsinler istedim. Ka- sedin adı “Yunus Emre Ameri­ ka’da”. Ne olsundu ki?”

Sazın Türkiye’de köylü çalgısı olarak bilindiğinden yakman Bozkurt sözlerini şöyle sürdür­ dü; “Saz, zurna, flüt ve Ameri­ kan gitarı kullandım. Çok seslilik kullandım. Türk halk müziğinde genelde bir kişi söyler, bir iki ki­ şide vokal yapar. Pop, çok ses­ lilik, Yunus Emre hepsini karış­ tırdım.”

(2)

Türkçe

cenaze marşı

Türkiye’de Türkçe doğum gü­ nü şarkısı olmadığı gibi, cenaze marşı da olmadığını söyleyen Bozkurt, “Herkes Mozart’ın ce­ naze marşını çalıyor. Türkçe bir cenaze marşı yapılabilir diye düşündüm. Yunus’un “Bu dün­ yadan gider olduk, kalanlara se­ lam olsun” diye başlayan şiirini besteleyerek, kasede aldım. Ali Rıza Bozkurt kendi cenaze marşını yazmış diyorlar, ama neden bizim de bir cenaze mar­ şımız olmasın?” diye konuşuyor.

Sivas Mamaş’dan

Dallas’a...

Sivas’ın Kangal ilçesi Mamaş K öyü ’nden D allas’taki petrol imparatorluğuna uzanan yaşam öyküsünü anlatan Bozkurt, “Türkiye’nin başına bela olan pek çok politikacı gibi, ben de teknik üniversiteden mezun ol­ dum. Ama Türkiye’nin değil, Amerikalıların başına bela ol­ dum. Üniversiteden sonra 10 yıl mühendislik yaptım. 67 yarış­ mada derece aldım. 7 birincili­ ğim var. Harp akademileri site­ si, 1200 yataklı Erzurum Tıp Fa­ kültesi ve Araştırma Hastanesi, K aradeniz Tıp Fakültesi ve Araştırma Hastanesi, Karadeniz Üniversitesi spor salonları, Ha­ cettepe Üniversitesi salonları, Trabzon Eğitim Enstitüsü, İzmir körfez temizliğinden tutun da otoyol projelerine, Tercan, Bal- çova, Malatya Medik Barajı’na kadar birçok projeye imza attım. Daha sonra Mekke ve Medi­

ne’de çok büyük projeler ger­ çekleştirdik” diyor.

Üç kız babası olan Bozkurt, “Kızlarım büyüdükten sonra, ül­ kedeki terör ortamında onları okutmak istemediğim için Hous- ton’a yerleştim. Rafineri ve pet­ rolle uğraşmaya başladım. Da­ ha sonra da politikaya girdim” diyen ve George Bush’la olan dostluğunun geçmişe dayandı­ ğını söyleyen işadamı “Onunla Kuveyt savaşındaki esaretime kadar uzanan karşılıklı bir sem­ patimiz var. Dolayısıyla Bush- ’un Amerika’daki seçim kam­ panyalarında değişmez destek­ çisi oldum” diyor.

Gökten zembille

inmedim

Senatör olma isteğinin haklı nedenlere dayandığını belirten Bozkurt “Beni tanımadıkları için Türk işadamları gökten zembille indi zannederler. Ama çok mu­ azzam derin detaylı çalışmaları­ mız var. Hiçbir yere insanoğlu gökten zenbille inmez, olsa olsa düşer, bacağını k ıra r” diye konuşuyor. Amerika’da politi­ kayla uğraşan Türk olmadığını söyleyen Bozkurt, “Türk lobisi olarak tabir edilen lobi arasında üst düzeyde politikayla uğraşan Türk yok. Amerikalıların çoğu Türkiye’nin nerede olduğundan habersiz. Başarılı olabilmeniz için, başar.h işadamı olmanız yetmez. Amerika için de birşey- ler yapmış veya yapabilecek ka­ biliyette olduğunuzu ispatlamış olmanız lazım. Politikaya atıl­ manın son adımındayım. Baka­ lım ne olacak” diyor...

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Aynı zamanda, petrol üretimini (araştırılan ve gelişmiş yatakların boyutlarını ve jeolojik özelliklerini yansıtan) jeolojik ve teknolojik faktörler, petrol üreten

Dış Ticaretindeki Başlıca Ülkeler (2003). İhracat

Ankara Devlet Konservatuarı eski Rejisörü Cari Ebert tarafından sahne tekniği bakımından lüzumlu görülerek yaptırılan değişikliklerle bu günkü şeklini alan tiyatro-

Sinan'dan sonra faaliyet gösteren ve klâsik Türk mimarisine sadık kalan birkaç sanatkârı bir tarafa bırakacak olursak, Lâle, Barok, Ampir, Neoklâsizm devrelerine ait eserler

Toplum (yüksek kültüre sahip toplum), gerek kültürel bütünlüğünü sarsacağı endişesi gerekse toplumda ayrışmalara yol açacağı endişelerinden ötürü; bu farklılıklara

Halen yürürlükteki Petrol Kanunu'na göre Türkiye'de karada üretilen do ğalgaz ve petrolün yüzde 65'inin, denizde üretilenin de yüzde 55'inin 'memleket ihtiyac ı'

Ve yukarıda belirttiğimiz gibi 500 milyon doların, tahıllara yapılabilecek genetik müdahaleleri geliştirip etanol ve biodizel üretimini daha 'verimli' (yani daha kârlı)

Arka planında böylesi siyasî çekişmelerin ve ordunun siyasetle ilgilenmesinden kaynaklanan problemlerin yaşandığı 1912 yılı Ekim ayına gelindiğinde, Osmanlı