• Sonuç bulunamadı

Gezi ve turizm:Edirne her yönüyle ilginçtir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gezi ve turizm:Edirne her yönüyle ilginçtir"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EDİRNE HER YÖNÜYLE

İLGİNÇTİR...

230km. ne ki? Bugünkü günde, hele bu uzaklık güzel ve bakımlı bir yolun sonunda ise, en çok 2,5 - 3 saat de­ mektir. Böylece İstanbul’dan, Türkiye’nin Batı daki en uç, Avrupa’ya çıkış noktasına Edirne’ye varılmış olur! OsmanlIların Sultan Murat’m tahta çıkışından hemen sonra 1362’de aldıkları bu serhat şehri Fatih Sultan Mehmet’in de doğum yeridir. Bu şehir Bursa’dan sonra yıllarca Osmanlı împaratorluğu’na başkentlik de yapmıştır. Daha sonraları 18. yüzyılda yangınlar ve depremlerle yıkıntılara uğramış, istilâlar geçirerek harabeleşmiş, nihayet 1922’de Türkiye Cumhuriy ati’nin kopmaz bir sınır kenti olmuştur.

Edirne asıl kalkınmasına İkinci Dünya Savaşı nm bitiminden sonra başlamış ve Türkiye’nin endüstri merkezlerinden biri olma yoluna girmiştir.

Edime yaşayan tarih ile kalıntılar açılarından da özel bir turistik değer taşır. Ne var ki, iç turizm yönünden ne Avrupa’ya giderken ve ne de dönüşte bu değerleri görme ve gezme fırsatım çoğumuz kazanamayız. Eğer bu seya­ hat özel aracımızla yapılıyorsa nedense ve daima bir gec kalma prikozuna düşeriz. Avrupa’ya gidişte yol prog­ ramının aksamaması, dönüşte de Kapıkule gümrük felâketinden kurtuluş, bir an önce kendimizi yakınları­ mızın yanma atma arzusu üstünlük kazanır ve Edirne çoğumuzun hafızasında birkaç minareli bir çizgi halinde kalmıştır! Kapıkule bahsi geçmişken, yıllardan beri ilgililerin beyanatlarında belirtilen iyi niyetlerine dek bu hudut kapısmm nasıl olup da uluslararası kurallar içeri­ sinde bir düzene sokulamadığmı hep merak etmişizdir. Yakında yaşadığımız bir tecrübeye dayanarak söylemek isteriz ki, tüm iyi niyetli tedbirlere, atamalara rağmen Kapıkule’de her şey “eski hamam eski tas”d ır!... Sadece dış görünüm değişmiş, ışık bollaşmış, muayene sahaları fazlası ile betonlaşmıştır. Turing Otomobil Kurumu’nun medenî bir görünüm kazansın diye harcadığı milyonlar da zemin betonlarının çimentoları arasında eriyip g it­ m iştir... Hele B atı’dan gelen turistlerin mazotlu zemin­ lere serilerek muhtevaları en ilkel koşullarla yerlere saçı­ lıp araştırılan bavullarından sonra, “güzellikler diyan

Türkiye” imâjı hemen oracıkta noktalanmaktadır.

Yağmur, kar yağıyormuş, Trakya’nın dillere destan

ayazında insanlar, kadınlar, çocuklar titreşiyorlarmış, eşyalar yerlerde rezil oluyormuş ne gam!. Bavulların üzerlerinde açılacağı portatif masalar koymak, toprağı betonla doyurmaktan daha mı pahalıdır acaba? Beyan usulü varmış, kim demiş bunu Kapıkule’deki gümrük­ çülere? Bu tabloları sadece yaşamak değil seyretmek bile insanları ürkütücü, hatta tövbe ettirici birer Türki­ ye anısıdır...

Tunca, Arda ve Meriç nehirlerinin kent hudutla­ rından geçtiği Edirne’nin belleğimizde devamlı üç hatır­ latması vardır. Peyniri, Selimiye Camii ve Kırkpınar güreşleri... Peynirinin özelliği, Trakya koyunlarının yağlı sütlerinden yapılarak çok ayrı ve güzel bir lezzeti bulunmasmdandır. Sultan Selim’in Mimar Sinan’a yap­ tırdığı ve 6 yılda bitirilen Selimiye Camii ise Osmanlı Türk mimarisinin en güzel örneklerinden oluşudur.

özellikle Mimar Sinan bu eseriyle dünya mimarisinde “büyük kubbe örtülü merkezî yapı sistemini” ispatla­ mıştır. Hıristiyan dünyasmda Müslümanların Ayasofya örneğine benzer geniş kubbeli eser yaratamayacakları iddiasını Sinan 31.23 m. çapındaki kubbeyi 8 örme sü­ tuna oturtarak daha geniş ve güzel bu örnekle çürüt­ müştür. Edirne’ye, İstanbul yönünden yaklaşırken ken­ tin silûetindeen belirgin yeri olan, uzaktan Sinan'ın mi­ mari dehası ile iki minareli gibi gözüken, aslında herbiri üç şerefeli 4 minareli Selimiye'nin bir de tarla öyküsü vardır, onu da Edirne’ye gidişinizde dinlersiniz...

Edirne'de bir başka öyküsü olan yer de, her yıl Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi'dir. Şehzade Süleyman Paşa mehtaplı bir gecede kırk kuvvetli yiğit ile sala binip Anadolu’dan boğazı geçip baskınla Trakya kıyısına çıkar. Trakya içerisinde ilerlemeye başlarlar, öncü gaziler düşmanla karşılaştıklarında savaşırdır, mola verdiklerinde de kispetlerini giyipgüreşirler, güçle­ rini istim üstünde tutmaya çalışırlarmış. Bunlardan ikisi Anadolu topraklarında iken başladıkları güreşte yenişememişler, bugün Yunan topraklarında bulunan Sarayiçi’nden biraz ilerdeki Ahırköy çayırmua güreşle­ rinden sonuç almak üzere tekrar kapışmışlar. Güreş gün doğmuş, gün batmış sonuçlanamamış, fakat güreşçile­ rin nefesleri kesilmiş ve oracıkta ölüvermişler... Arka­ daşları onları bir incir ağacmm dibine gömüp savaşmak için yollarına devam etmişler. Savaş dönüşü sağ kalan­ lar arkadaşlarım anımsayıp incir ağacı altındaki mezar­ larına gittiklerinde incirin dibinden serin suların kayna­ dığını, çayır boyunca akıp gittiğini görmüşler, işte yıllar yılı o çayırlarda yapılan güreşler de Kırkpınar ” adım almış. Ahırköy çayırının devamı Sarayiçi'nde bu­ nun için Türk yiğitlerinin güç denemeleri de töreleşmiş- tir.

Edirne’de Selimiye’den başka “Üç Şerefeli”, “Yıldı­ rım” , “Muradiye” , “II. Beyazıt” camileri de diğer 14 ca­ miden de önemli sayılır özellikle mimari açılardan.... Ayrıca 8 de köprü vardır. Edime çeşitli kervansaray, bedesten ve çarşılarıyla da ilgine bir kenttir. Bir de “ II. Sultan Beyazıt Camii ve Külliyesi” Osmanlı devrinin en büyük dinî, sosyal ve hayır müesseselerinin toplandığı bir yer vardır. Büyüklü küçüklü 100 kubbesi bulunan bu külliyede dünyada ilk kez akıl hastalarının müzikle te­ davi edildiği bir bölüm de mevcuttur!. Bundan 600 yıl önce böyle bir tedavi yönetiminin kullanılmış olduğu Darüşşifa hakikaten ilginçtir... Edirne’de turistik 16 ko­ naklama tesisi vardır. Belediye otellerinin sayısı da 19 ’dur.. Her yarım saatte bir sınıfına göre, 400 - 500 TL. arasında yolcu otobüslerinden binne atlasanız da Edirne’ye gitseniz o kadar ilginç bulacaksınız k i... T e­ sadüfen bir Edirneliye sözü edilen 3 caminizin neleri meşhur diye sorarsanız; şöyle bir cevap verilecektir; “Eski Camiin yazısı, Uç Şerefeli’nin kapısı ve de Seli­ miye'nin yap ısı!...” Gidin , görün, gezin amma, zorunlu olmadıkça da yukarıda değindiğimiz gibi Kapıkule’den turist olarak geçmeyin, içiniz sızlar...

Referanslar

Benzer Belgeler

YAVUZ Sultan Selim’den sonra tahta oturan Sultan Süley­ man devrinin başlarında, Mimar Ali Usta ölünce, Lütfi Paşa'nuı tavsiyesiyle koca Sinan Sermîmarlığa

Gündoğdu Akkor dergiler hazırlıyor, resim yapıyor durmadan, Bilkent tepeleri gibi yeşeriyor, renkleniyor duvarları, inci Akkor da seramik, resim çalışmalarından sonra

Korelasyonu bir ortalama olarak yorumlamak için başka bir yol onu standartlaştırılmış değişkenlerin ortalama çapraz çarpımı olarak ifade etmektir.. (2.5)

Yapının karşılaştırması için İstanbul Yavuz Selim Camii’nin güncel rölöveleri kullanılarak biçimleniş özellikleri, mekân boyutları, kullanılan kemer tipleri

E ğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol basın toplantısında şöyle dedi; “Eğitim Sen olarak, sürgün kararının hukuki dayanağı olmadığını, tamamen siyasi nitelikli

Bu sayede şaheser Selimiyenin etrafını kuşatan kıymetli eski medeni eserler, bugünün medenî ihtiyacına karşı en mü- kemmel şekilde restorasyon kaidelerine uygun olarak tamir ve

Antalya müze

Hint ısaıı'atı üzerinde çok mühim ve bariz tesirleri görülmüştür. Şüphesiz ki Türk saıı'atkârları ken- di memleketlerinden daha zengin bir saha bul- dukları cihetle