• Sonuç bulunamadı

Mimar Sinan ve Ekolü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mimar Sinan ve Ekolü"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mimar Sinan ve Ekolü

Bu fani çekil âleminde bir asırlık ömürden sonra ebediyete intikal ederek cihan saıı'at ve medeniyet tarihine mal olaıı Mimar Sinan'ın ah- fada yadigâr bıraktığı güzel eserler pek çok- tur. Muazzam abidelerde ölmez bir nam bıra- kan ve her türlü methü sitayişten müstağni, kalacak olan büyük saıı'atkârm yaptığı muhte- lif eserler üç yüzü mütecavizdir. Şimdiye ka-

Mimar B. O. Celâl

dar hakkında bazı yanlarla beraber eserleri- nin müfredatı da yazıldı. Bunun için biz burada tekrara lü/.uııı görmedik. Yalnız şunu söylü- yelim ki bu kadar çok eser inşa etmek mimari tarihinde pek ender saıı'atkâra nasip olmuş bir bahtiyarlıktır. XVIıııcı ve XVIinci asırlarda Si-

nan'ın açtığı çığırla (kuvvetli karakter itibarile) Türk mimarisi gerek konstriiksiyon ve teknik,

(2)

gerek güzel san allar ııoktai nazarından en yük- sek tekâmül devresini göstermiştir. Binaenaleyh l)u devri başlı haşıııa bir Sinan ekolü olarak ka- bul etmek lâzımdır. Çünkü bu inek • tep kendisinden sonra yetiştirdiği talebeler ta- rafından devanı ettirilmiş olmakla beraber sa- dece Osmanlı hudutları dahiline münhasır kal- mamış, hariçle dahi semereler vermiş eıerler ibda etmiştir.

Graıı Moğollar devrinde Babiir Şalı tara- fından davet edilen ve Sinan'ın çok değerli tale- belerinden muallim Yusuf'un maiyetinde Hin- distan'a giden san'atkârlar Delhi, Ağra, Kişıııir ve Lâhur şehirlerinde kaleler, saraylar, cami- ler, türbeler hulâsa bir çok ezerler vücude ge- lirdiler. Ağrada Tac Malıal'm inşasını bir kon- kur neticesinde kazanan İsa Mehmet bir Türk mimaridi. Meşhur Cilıaııabad'ın imarında Türk mimarları pek çok çalışmıştır. Ahmelabattaki Nur Malıalin kubbesinin inşası için Osmanlı pa- dişahlarından Dördüncü Melııret tarafından Şah Cihana bir Türk mimarının gönderildiğini Hammer tarihi yazıyor.

Cihan Müslüman mimarisini tetkik eden (Art Mıifsulmane) müellifi: (XVI)ıncı asırda Si- nan mektebinin yetiştirdiği Türk mimarlarının

Hint ısaıı'atı üzerinde çok mühim ve bariz tesirleri görülmüştür. Şüphesiz ki Türk saıı'atkârları ken- di memleketlerinden daha zengin bir saha bul- dukları cihetle çok daha geniş bir program ile çalıştılar ve şaheserler meydana getirdiler.) di- yor ve sonra kitabında Ecole ottomane diye ayır- dığı kısmın hülâsasında da (Görüyoruz ki Os- manlılar tarafından inşa edilen moııumental e. erler siyasi mevcudiyetlerinin başlangıcında.ı itibaren muntazam bir '.eyir ile devanı e'.nıiş ve bütün tezahüratının tetkiki istifadeye şayan mü- tekâmil bir saıı'at olmuştur. Ne yazık ki bilâ- hare l)u saıı'ata XVIII iııci asrın piç mimarisi ııiıı cidden bayağı ve yabancı unsurları karış- tırılmıştır.) diyerek o zamana kadar salim bir seyir takip eden sade, fakat teknik ve eleman iti barile çok zengin ve kudretli olan Türk saıı'- atiııin bu fena tezahüratına hayfleniyor. Fil- hakika mütenasip, mevzun endamlı geııc baki-

reler kadar saf ve kasvetsiz olaıı o cazip mima- ri yine o devirlerin züyüf akçesi, kalp mangır- ları gibi tağşiş edildi ve bozuldu.

İşte bu Sinan mektebinin iııdirasa doğru ilk gidişiydi. O devrin psikolojisini tetkik mes- lekim haricinde olduğundan tabii bir şey söy- liycmiyeceğim. Yalnız kanaatimce o zaman mü- nasebetsiz bir yenileşmek, programsız ve pren- sipsiz sersemce bir röııesans üzenişi hulâsa ta- rihin hiç affedemiyeceği bir hars ve milliyet ihmalkârlığı daha doğrusu şümullü bir cehalet güzel Türk saıı'atiniıı tabii seyrini durdurdu.

Bu fena akıbetin amillerini yukarda arzelliğiııı garpli müellif le şöyle tayin ediyor. (İtiraf etmek lâzımdır ki Osmanlı Sultanlarının ve ri- calinin Avrupa'dan çağırdıkları sanatkârların aciz ve cehaletleri yüzünden Türk saıı'ati seri bir dekadaııs ile veçhesini değiştirdi. Eğer ozanımı celbedileıı san'atkârlar yüksek ve değerli ol- sa idiler Türk mimarisi şüphesiz daha az muta- zarrır olurdu.)

Türk mimarisinin karakterini sadece kub- be, kemer, kolon ve çini telâkki edenler hâvide olmuş Sinan mimarisi diye yarı istiğııalı yarı istihfafh nazarlarla bakıyorlar. Fakat Hayret- tin, bilhassa Sinan, Kasını ve ilâ... mimarisi daha doğrusu Türk mimarisi diyip le geçil- mesin. Meslektaşlarını takdir ederler ki Si- nan ile \eni ve geniş bir devir açaıı ve bir haıı\- lecle insana kolayca taklit edilebileceği ümidi- ni veıeıı Türk mimarisi Gotik ve Rönesans üs- lûplarında cepheleri dolduran, kemerleri, ko- lonları, hatta kubbeleri süsliyeıı o orııenıaıı ve dekorasyon kesafetine, bolluğuna mukabil as- rın mimarisini yapabilecek kadar sade olması- na rağmen her bileğin kıvıramıyacağı kadar çetiıı birer saıı'at eserleridir.

Sinan ve arkadaşları garple gelmiş olsay- dılar haklarında ciltlerce eserler yazılırdı. Mo nümanlarıııın muhtelif ve müteaddit relöveleri yapılırdı. Maalesef şimdiye kadar onları ka- musuna bile kaydetmiyeıı kadirnaşinas ahfadı bunu ihmal etmişse cihaıı saıı'at ve me- deniyeti önünde onlar kendi kendilerinin eıı muazzam ve mutena abidelerini ellerde dik- mişlerdir.

Referanslar

Benzer Belgeler

E ğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol basın toplantısında şöyle dedi; “Eğitim Sen olarak, sürgün kararının hukuki dayanağı olmadığını, tamamen siyasi nitelikli

Şimdi, dünyanın en eski kubbe sistemlerinden biri olan Aya- sofya ve Süleymaniye yapı sistemleri ara- sında bir mukayese yapalım: H e r ikisi, plân bakımından merkezî bir

Olma­ yacak şey istemem, onun için hayal kırıklığına uğramadım; o, insanı çok sarsar.. Emekli olduktan sonra kendimi bırakmayacağım

YAVUZ Sultan Selim’den sonra tahta oturan Sultan Süley­ man devrinin başlarında, Mimar Ali Usta ölünce, Lütfi Paşa'nuı tavsiyesiyle koca Sinan Sermîmarlığa

Gündoğdu Akkor dergiler hazırlıyor, resim yapıyor durmadan, Bilkent tepeleri gibi yeşeriyor, renkleniyor duvarları, inci Akkor da seramik, resim çalışmalarından sonra

Nasal type extranodal NK/T-cell lymphoma (ENKTCL), previously known as lethal midline granuloma is a rare type of lymphoma that typically causes destruction of the midface.. The

Il m aintiendra l'éducation scientifique moderne dans l'ordre et la discipline d'une sag e liberté que les découvertes tech­ niques et sp atiale s promettent au x

Korelasyonu bir ortalama olarak yorumlamak için başka bir yol onu standartlaştırılmış değişkenlerin ortalama çapraz çarpımı olarak ifade etmektir.. (2.5)